- 3 Eylül 2012
- 21.838
- 57.423
Nomucuğum teşekkür ederim düşünmen bile moral oldu gerçkten.
Eşime söyledim, söylemez miyim hatta aslanım ama gidip ben sarıldım kaç kere. Yine de beni kendi halime bırakmayı tercih etti abarttığımı düşünerek. Sarılmıyor falan ama bebek bakımında yardımcı olmaya çalışıyor elinden geldiğince. Onun yöntemi de bu. Arada annesine bırakıyor beni, ben istiyorım ki bir ses bir nefes olsun, kadın yemek yapıp beni beslemekten oturup iki çift laf etmiyor. Gece uyanmaları hariç gündüz bakımında zorlanmıyorum. Zorlandığım en büyük nokta çalışan biri olarak eve tıkılmak, istediğim zaman çıkamamak, eşimle eskisi gibi vakit geçirememek. Şu an mesela manasız mutlu oldum destek mesajlarını gördükçe. Kara böcüğüm de rahatladı sanırım gülücükler saçıyor mızıldamak yerine. Ne kadar etkileniyorsa ruh halimden artık
Erkekler doğum yapmadığı ve çocuk sorumluluğunu üzerine almayıp sadece yardım ettiği için sizi anlamaması çok normal takılmayın ona. Bence bir kaç farklı doktor a daha gidin, hangisi içinize sinerse onunla devam edersiniz. Geçecek ama emin ol, bir hastalık yaşıyorsun sadece senin suçun yok ki, grip olsan kendini mi suçlayacaktın. Bu da bir hastalık ve tedavi edildikçe geçecek, sadece bu süreç biraz yavaş olabilir psikolojik rahatsızlıklar zamanla geçer çünkü. Kendini devamlı motive etmeye çalış , yüksek sesle evde ben iyiyim , mutluyum , çocuğumla çok eğleniyoruz gibi olumlamalar yap.saçma geliyor ama gerçekten beyin bize ne derse ona inanıyor ,inanarak söylemen gerekmiyor sen aklına geldikçe hep tekrarla.lütfen unutma bu sadece bir hastalık ve geçecek. ..seni anlıyoruz ve yanındayız unutma..Nomucuğum teşekkür ederim düşünmen bile moral oldu gerçkten.
Eşime söyledim, söylemez miyim hatta aslanım ama gidip ben sarıldım kaç kere. Yine de beni kendi halime bırakmayı tercih etti abarttığımı düşünerek. Sarılmıyor falan ama bebek bakımında yardımcı olmaya çalışıyor elinden geldiğince. Onun yöntemi de bu. Arada annesine bırakıyor beni, ben istiyorım ki bir ses bir nefes olsun, kadın yemek yapıp beni beslemekten oturup iki çift laf etmiyor. Gece uyanmaları hariç gündüz bakımında zorlanmıyorum. Zorlandığım en büyük nokta çalışan biri olarak eve tıkılmak, istediğim zaman çıkamamak, eşimle eskisi gibi vakit geçirememek. Şu an mesela manasız mutlu oldum destek mesajlarını gördükçe. Kara böcüğüm de rahatladı sanırım gülücükler saçıyor mızıldamak yerine. Ne kadar etkileniyorsa ruh halimden artık
Kesinlikle... Yani o kadar yalnızım ki, sana uğrarım diyen arkadaşların hiçbiri gelmedi. Eşim desen beni ağlarken görünce çok uzadı bu mevzu diyerek işinin başına dönüyor. Annem zaten 1000km uzakta ama pek dedtek olduğu söylenemez, biz böyle şeyler bilmezdik sen niye böyle oldun, madem böyleydin niye doğurdun modunda. Bir tek memlekete gittiğimde küçük kardeşim ki kendisi 17 yaşında, bana sarılıp ağladı. Sana noluyo hadi ben ağlıyorum da dedim, ablamsın sen be üzülmene dayanamam her şey güzel olacak, bebek biraz insan kıvamına gelsin o da böyle senin üzülmene dayanamayacak dedi. O zaman çok iyi gelmişti birinin şımarıklık olarak görmeden, içten sarılması.
Eşim bebek bakmak yerine bana sarılsa, çok güzel günlerimiz olacak dese her gün, oturup konuşsa veya konuşmasa sadece sarılsa ben ağlarken...
Yok işte bir gün çay içmeye gelecek, geçerken bi uğrayayım nasılsınız diyecek kimse yok ve ben hem çıkmazda hem yalnız hissediyorum sanki bu yükü beraber omuzlayacağım kimse yok gibi.
İlaç aldığım psikiyatrist biliyor. Bana direk sormuştu kendine veya bebeğe zarar verme isteği var mı diye. Ben de bebeğe yok ama kendime var dedim, hiç nasıl nedir diye sormadı. Emzirip emzirmediğimi sordu ilaç dozunu artırdı. İlk 33 gün boyunca o kadar inanmıştım ki gerçek olamayacağına, rüya, kabus falan olduğuna ciddi inamıştım; bir jiletim vardı bacağıma bir çizik atardım, acıyor ve kanıyor tüh yine gerçek der giderdim içeri. Bacağımda hala 33 tane çizik duruyor demek ondan sonra artık gerçekliğini kabullenmişim.
Eşime anlatıyorum, ergen gibi hareketler beklemezdim senden diyor. Yani tam olarak anlayamıyor, genelde bıkmış ve kızgın. Ben ne söylersem yine ağlayacaksın o zaman boşa konuşmayayım, sen ancak kafanda bitirirsen dğzelirsin modunda.
Tatlım daha öncede yazdım senin kadar olmasa da bende ilk bebeğime yaşadım geçti bitti 8 yıl sonra tekrar anne oldum. Yine Bi vurdu geçti oğlum 13 aylık 6 ay falan insan içine çıkıp konuşamadım. Ağzım yana kayıyor gibi oluyordu heyecanlanıyorum. Benim için konuşmak en iyi yaptığım şey işim bu .... Şimdi iyiyim geçiyor hepsi hormonlar alt üst vücut tepetaklak oldu içinden insan çıktı kolay mı eğer imkanın varsa yatılı bakıcı tavsiye ederim.Ben dipsiz kuyudayım, kuyunun ağzından konuşmak kolay tabi. Gelin içeri o zaman konuşalım. Ben de tahmin etmezdim bu kadar kötü olacağımı ama oldu işte
Ahaha ben geçen sene Zeynep'i izleyip ağlıyordum, bu sene gülüyorum artık :)YouTube da zeynepin harikalar diyarı diye bir kanal var onun lohusa sendromuyla ilgili videolarını izlemeni öneririm :) traji komik olarak anlatmış lohusalığı.
Hatta eşinle beraber izleyin belki bir nebze seni daha iyi anlar. Bu kızcağız anne bile değil ama çevresindeki anneleri gözlemlemiş ve hepimizin hissettiklerini bu şekilde canlandırmış. Komik olsun diye yapmış ama izlerken neredeyse ağlayacaktım benkimsen yoksa da biz varız kuzum ne zaman istersen yaz. Ben sana sanal olarak sarılıyorum buradan kocaman
Bebeğin büyüdükçe hayat zorlaşacak bunlar iyi gunlerin diyen koca karı laflarinda hic kulak asma kizim 3buck yasinda sanki hic cocuk büyültmemiş gibiyim bin şükür sabahlara kadar deliksiz uyuyorum kızımla uzun bi süredir emin ol cok cabuk atlatacaksın zaman geçtikçe herşey rayına oturacak sen dahada rahatlayacaksinSelam herkese. Doğum yapalı 2 hafta oldu. İlk bir kaç gün ne olduğunu anlamadık geçti gitti ama günler geçtikçe anne olmak ve bebek bakımı bana ağır gelmeye bşladı. Kayınvalidem ve annem dönüşümlü kalıyorlar, ev işlerinde yardımcılar sağolsunlar. Bebeğim de çok sevmli, büyük bir aşk olmadı henüz ama seviyorum tabii ki, minik elleri, muhtaç hali içimi acıtıyor. Ama ben eski hayatımı çok özlüyorum, eşimi özlüyorum, deliksiz uyumayı özlüyorum, eşimle dizi izlerken uyuyakalmayı özlüyorum. Herkes geçecek diyor ama çok ruhum daralıyor, sanki büyük br hata yapmışım ve dönüşü yokmuş gibi geliyor. Bebeği bırakıp bir kaç kere dışrı çıktık, o uyuyunca ben de uyuyorum, rahatlatacak her şeyi yapıyorum ama eski düzenimi düzenimi çok özlüyorum.
Evde sürekli meme açık gezmek, pijama veya eşofmanla dolaşmak, uzun bir banyo sefası için vakit bulamamak çok sıkıcı. Bir yandan da sadece bana muhtaç bebeğime karşı vicdan azabı içinde kalmak çok can yakıcı. Her gün ağlamaktan sinirim bozuldu.
Eşim de hiç bir şey hissetmiyor bebeğe karşı, bana da manevi destek olamıyor. Acaba hiç mi bir şey hissetmeyecek hep böyle mi olacak, hayatım düzene girecek mi, 2 ay sonra işe başlayınca tempoyu kaldırabilecek miyim...
69. Günden Güncelleme: Düşüncelerim ve hislerim ilk günkü kadar kötü değil o kriz durumları yok ama ağlamalar devam ediyor. Gittiğim doktor şimdiye kadar ciddi bir değişim olmalıydı diyerek ilaçları iki katına çıkardı.
Bir şeyler rayına oturuyor, artık daha iyi bakıyorum ve hatta en iyi ben bakıyorum hissi var. Eşim alınca bile sırtını ört, öyle tutma, sarsma gibi direktiflerim mevcut. Zor bir bebek mi sanırım hayır. Her bebek gibi ağlıyor, uzun uykuları yok, kolik değil...ama sorumsuz hayatımı bırakıp diken üstünde yaşamak hala zor benim için.
Eşim yardımcı mı hem evet hem hayır, bazı günler hiç bir şey yapmıyor, bazı günler fazla şey yapıyor. 7/24 bebek bakmadığı için zannederim, çok daha sabırlı ve sevecen. Zaten hep pozitif ve dobra o. Normalde ailenin güçlüsü benimdir ama bu sefer ciddi anlamda eşimle ayakta duruyorum. Bir filmin ortasında oğlumuz ağlayınca ben de başlıyorum ağlamaya izleyemiyoruz diye. Eşimse çok mu önemli film, izlenirz hep beraber izleyip daha çok eğleneceğimiz günler gelecek, bu bir süreç sabret diyip duruyorr. Bense hep bir telaş halindeyim. Her gün yüzüstü koymalıyım ki boyun kasları gelişsin, trlevizyona bakmasın ki otizmle uğraşmayalım, kendi haline bırakmayıp sürekli konuşayım ki çabuk konuşsun, yok zeka kartları yok kitap okumalar. Çocuk daha 3 aylık bile değil. Geriliyor ve yoruluyorum. Günlük bir yorgunluk değil bu zihnim yorgun, bütün anneler böyle mi? Bunun yanında da bir o kadar rahatım, kayınvalideme bırakıp eşimle sinemaya ve yemeğe gittiğimiz oldu ama yetmedi. İstersem 1 aylık bir tatile çıkayım anladım ki sorun günlük dinlenmelerde değil sorumluluk hissinde. Yapamayacaklarımda aklım hala ve nasıl yetiştiririm endişeleri... Ben ki yıllardır kuşlarımın sebebiyle tatile çıkamadım, her gittiğimiz yerde bir gece konaklamalı kaldık, dönüşümlü gittik ki bakan yok diye. Şimdi düşünüyorum onlar bile batmadı, lafını etmedim şimdi çocuk sebebiyle yapamayacaklarım neden bana fazla geliyor?
Evet daha bi alıştım, sevmeye başladım ama o büyük aşk yok. Anladım ki sevgi dedikleri şey de emekten kaynaklı. Şimdi ilk günleri düşğnüyorum, müthiş göğüs yaralarıyla uğraşmıştım, çok ağlamış ve acı çekmiştim. Şimdi onlar geçti daha 1 ay olmasına rağmen unuttum bile... Bugünler de böyle geçecek mi gerçekten? Geri dönüp baktığımda vay be ne günler atlatmışım der miyim?
Bilemiyorum, çocuğun bizimle gezeceğinin neşe vereceğinin de garantisi yok ki.Meslektaşım, ben 35 yaşındayım ve senin bu söylediklerini hissettiğim için doğurmuyorum. Senin içindeki huzursuzluk var ya, ben de aynısını hissediyorum. Çünkü bir gün gelicek, ben iyice yaşlanacağım, eskiden keyif aldığım şeyler bana çocukça gelecek, içimi neşelendiren genç bir kızım, başarılarıyla gururlandığım bir oğlum, beni güldüren bir torunum olamayacak. Hep çay içip, köpek sevmekle ömür geçse keşke ama sıkacak bunlar bizi 50 yaşına gelince. Kol kola girip alışveriş yapan anne ve gençlere özeneceğim. Ama sen özenmeyeceksin, halihazırda geleceğini yalnız geçirmeyeceksin. Bu yüzden ben de istyorum artık. İlk 2-3 sene kabus olacak belki, ama sonrası için yapayalnız bir yaşam. Eşim benimle ölecek değil ya, ne yaparız yapayalnız
Bilemiyorum, çocupun bizşmle gezeceğinin neşe vereceğinin de garantiai yok ki.
İç huzurum yok benim, huzurla uyuyamamak ve gezememek... Ne bileyim bakalım ne zaman mutlu olurum.
YouTube da zeynepin harikalar diyarı diye bir kanal var onun lohusa sendromuyla ilgili videolarını izlemeni öneririm :) traji komik olarak anlatmış lohusalığı.
Hatta eşinle beraber izleyin belki bir nebze seni daha iyi anlar. Bu kızcağız anne bile değil ama çevresindeki anneleri gözlemlemiş ve hepimizin hissettiklerini bu şekilde canlandırmış. Komik olsun diye yapmış ama izlerken neredeyse ağlayacaktım benkimsen yoksa da biz varız kuzum ne zaman istersen yaz. Ben sana sanal olarak sarılıyorum buradan kocaman
:)
bazi seyler insanda kaliyor degil mi.
Dun bizim de is yerinde, bir kadin arkadasimiz icin emzirme odasi yapti patronumuz,
her bir ayrinti ile ilgilendi,
ki kadin haftada bir gelecek ofise,
aynen aglayasim geldi benim de,
hemen o zamanlarim aklima geldi, tam bir yil boyunca sut sagma cabalarim, tek basima bir odada,
kendimi motive etmeye calismam, bu gunler de gececek demem...
patronumuza sarilasim geldi, ne kadar ince dusundu, ne kadar mutlu etti beni anlatamam, ben konuyla ilgili olmasam bile.
Patron erkek mi kadın mı merak ettim
erkek, ama esi de yardimci oldu, esi de sirkette farkli pozisyonda, patron dedigim de mudur diyim :)
Ay sizin şirkette çalışmak istiyorum ilk defa duydum böyle bir şey, keşke tüm şirketler yapsa.
Bir çok şirkette kreş bile yok, keşke kreş açılsa da çalışan kadınlar gün içinde öğle tatilinde bebeklerini görebilse içleri rahat olsa.
erkek, ama esi de yardimci oldu, esi de sirkette farkli pozisyonda, patron dedigim de mudur diyim :)