- 1 Ocak 2023
- 2.545
- 7.850
- 32
şimdi şükretme değil isyan etme dönemi zaten, şükret diyenleri hiç anlamıyorum ciddi bir kaybınız var ne şükrü ?Psikolojik desteği yazan çok olmuş. Kesinlikle ihtiyacımız var. İlk başta tek tek destek alacağız, sonrasında da çift olarak gitmeyi değerlendirmeye karar verdik eşimle.
Çünkü şu anda ikimizin deneyimleri ve travmaları çok farklı. Her şey güllük gülistanlıkken bir anda acil durum oluştuğu için, kıyamet gibi ortamda bana müdahale edilirken eşim de odadaydı ve o ikimiz de öleceğiz korkusuyla yaşadı. Ben uyandığımda o ben hayattayım diye şükrediyordu.
Ben uyanıp bebeğimin olmadığını öğrendiğimden beri şükredecek bir şey bulmakta çok zorlanıyorum. Bir de yaşadığım fiziki travma var.
Nasıl atlatırız, sabrederiz hiç bilmiyorum ama biraz toparlanınca terapiye başlayacağız. Şimdi ağlamadan konuşamıyorum. Yazabiliyorum sadece.
Çok üzüldüm. Yurtdışında olmamın en güzel yanı, burada bize göre apar topar götürmüyorlar. En azından benim için bebeğimi görüp, kısa da olsa vakit geçirebilmek çok ama çok önemliydi. Belki bazılarını da daha kötü etkiler tabii.Ah ben yüzünü bile görmedim, dokunamadım. Benim de hayatî tehlike yaşadığım ameliyat esnasında ben hiç görmeden götürmüşler. Ama mezarına gitmek çok çok iyi geliyor, o kadar huzurlu ki.. o kadar güzel ki.. bir nebze teselli ediyor
Hamilelikte yapılan genetik taramalar bilinen, yaygın durumları kapsıyor. Bizim bebeğimizin durumu bilinen bir durum değil. Durumu tespit edebilmek için normalde yapılmayan detaylı genetik tarama ve otopsi yapılacak. Şimdilik bilmiyoruz.Ben hamileliğimde 2li ve 3 lü tarama yaptırmadım direk genetik test yaptırmıştım genetik mutasyon tespit edildi demişsiniz karma testlerde çıkmadı mı ,
dün tesadüfen Özgün’ün röportajını izledim oğlu down sendromlu doğmuş ve arkasından ogün sanlısoy ikisinin de ilk cümleleri neden biz , neden bizim başımıza geldi ,elbette insanlar türlü türlü felaketler yaşıyor anne baba kayıpları oluyor ki misal annem 80 yaşında benim türlü türlü hastalığı var ve insan içten içe kendisini hazırlıyor bu durumlara yaradılış bu şekilde , Allah sıralı ölüm versin diye boşuna demiyor büyüklerimiz , bu anne bebeğini doğar doğmaz kaybetmiş ve şok evresinde henüz , sorgulaması çok normal zaten sağlıklı olan şey de acıyı yaşamaksa yaşamak sorgulamaksa sorgulamak sonrası kabullenme zaten , bebeğini kaybetmeyen hiç bir annenin bu durumu anlayabileceğini düşünmüyorum ben dahil , başınız sağ olsun
Yok durumun şükredilecek bir şeyi yok benim açımdan tabii ama eşimin yaşadığı korkuyu tahmin bile edemiyorum. Bütün hayatım bitti sandım diyor ki anlıyorum. Böyle bir acıyı onsuz ben de kaldıramazdım. O ikimizi de kaybedeceğini düşünürken, ben hayatta kaldım diye rahatladı tabii. O açıdan ikimizin deneyimlediği durum çok farklı. Onu kastettim.şimdi şükretme değil isyan etme dönemi zaten, şükret diyenleri hiç anlamıyorum ciddi bir kaybınız var ne şükrü ?
bu sizi daha derinlere sürüklemez zaten derinlerdesiniz.
derinleri tam olarak hissedin ki daha üste çıkmaya enerjiniz olsun.
Bir zaman çok zor geçecek, bütün hislerinizi hissetmeye izin verin lütfen.
sizin için yapabileceğim bir şey var mı bilmiyorum ama her zaman özelden ulaşabilirsiniz
ben size o ya da bu şekilde şükret diyenlere tepki verdim.Yok durumun şükredilecek bir şeyi yok benim açımdan tabii ama eşimin yaşadığı korkuyu tahmin bile edemiyorum. Bütün hayatım bitti sandım diyor ki anlıyorum. Böyle bir acıyı onsuz ben de kaldıramazdım. O ikimizi de kaybedeceğini düşünürken, ben hayatta kaldım diye rahatladı tabii. O açıdan ikimizin deneyimlediği durum çok farklı. Onu kastettim.
Çok teşekkür ederim, keşke yapacak bir şey olsa da isteyebilsem.
Allah'ım cennetinde kavuştursun inşallah,yasadığıniz hiç kolay değil.kimse de yaşamasın inşallahDerdimin hiçbir çaresi yok. Tanıdığım hiç kimseyle konuşmak istemediğim için, buraya yazmak istedim içimi dökmek için.
Yaşım 33 ve eşimle 10 yıldır birlikteyiz. Yıllar sonra çocuk denemeye karar verdik, ben son 1-2 yıldır istiyordum, onun hazır olmasını bekledim ve denediğimiz ilk ay hamile kaldım. Hamileliğim çok aktif geçti, bütün vitaminlerime, en katı sağlıklı beslenme tavsiyelerine (çay bile içmedim kafeinden kaçınmak için), egzersiz tavsiyelerine uydum. Bebeğim de beni bir gün bile üzmedi. Bütün kontrollerde tam sağlıklıydı.
37. haftası doldu ve doğum kendiliğinden başladı. Sancılarımı bile anlamadım, yalancı sancı sandım. Hastaneye gittiğimizde 6 cm açıklık vardı ve 2 dakikada bir sancım geliyordu. Yürüye yürüye gittim, hareketleri az diye kontrol için gitmiştik. Doğumun bile böyle rahat geçti.
Bebeğimin kalçalarında hiç görülmemiş bir sorun varmış ve ultrasonda bebeklerin pozisyonları değişik değişik olduğu için anlaşılmadı bu durum. Zaten ne internette ne sorduğumuz nice deneyimli doktorların hiçbiri böyle bir şeyi görmemişler. Bebeğime detaylı tarama yapılacak, bir çeşit genetik mutasyondan şüpheleniyor doktorlar.
Bebeğim çocukluğunu keyifli yaşasın, güzel yerde büyüsün diye bahçeli eve taşındık, okullara bakarak seçtik. Şimdi bu evde boş boş geziniyorum. Hiçbir yere sığamıyorum. Kalbim öyle kırık, kollarım öyle boş ki bu hissi üstümden atamıyorum.
Bebeğimi kucağıma koymalarına birkaç saniye var diye beklerken, bir anda kalçasının takılmasıyla ortam bana işkenceye döndü. Kafası, omzu hiç yırtık olmadan çıkan bebeğin takılmasıyla bir sürü müdahale yapıldı ve iç dış dikişlerim var. Hem bebeğim yok, hem de oturup kalkamıyorum. Sanki cezalarım hiç bitmiyor gibi geliyor.
Bebeğimin ölüsünü bile öpüp koklarken öyle mutlu oldum, öylesine bağlandım ki, gözünü kırpan elimi tutan bir bebeğim olsaydı yaşayacağım mutluluğu tahmin edemiyorum.
Zaten bebek istiyordum, şimdi iyice eksikliğini hissediyorum ama sanki hamile kalsam (kalabilecek miyim bakalım) ve başka bebeğim olsa, dünya tatlısı kızımı unutmuşum gibi olur mu diye düşünüyorum.
Kızım öyle tatlı ve güzel bir bebekti, bana öyle güzel ve mutlu bir hamilelik yaşattı ki, hiçbir bebek ona yetişemez gibi geliyor.
Ağlamaktan gözlerim kurudu. Gerçekten bütün senaryolara hazırlandığımı düşünen ben (kendimin öldüğü senaryoyu düşünüp, eşimle konuşmuştum mesela), bebeğimi bu kadar sağlıklı bir hamilelik ve tam zamanını doldurduktan sonra kaybedebileceğimi aklımın ucuna getirmemiştim.
Kendime nice emekle ilmek ilmek güzel bir hayat kurdum. Sevdiğim, beni seven, iyi bir ebeveyn olmaya can atan eşimle beraber hayatımızı bebeğe göre düzenleyip, çok hazırlanmıştık. Şimdi kendimle ne yapacağım, hayat bundan sonra böyle bir şokla nasıl devam edecek hiç bilmiyorum.
Kısmeti olan bebekler ne imkansızlıklarda ne saçma ailelere doğup hayatta kalıyor, şu koca dünyaya bir benim güzel kalpli annesini üzmeyen bebeğim sığmadı.
Evet, ilk ön görüşmemiz yarın ama benim şu anda terapi için hiç enerjim yok. Zaten uzun süre oturamıyorum da. Bebeğimin acısı ayrı bir de fiziki şokun travmasını yaşıyorum.ben size o ya da bu şekilde şükret diyenlere tepki verdim.
eşiniz için daha zor bir deneyim elbette
bebeğinizi hiç unutmayacaksiniz ama acısı hafifleyecek
zamandan başka tek çaresi terapist.
lütfen o konuyu ertelemeyin
sadece yas üzerine calisan terapistler var .
onlar onceliginiz olsun
Ağzımı açtırmayın ya kadın evlat acısı çekiyor haddinizi bilin başlatmayın yorumunuzaBen nasıl yorumlamam gerektiğini biliyorum zaten acınıza veriyorum, bilemiyorum yaşadığım bi durum değil ama vardır Allah'ın bir bildiği
Allah sabır versin, başka cümle bulamadım. İnşallah yeniden anne olabilirsini.Derdimin hiçbir çaresi yok. Tanıdığım hiç kimseyle konuşmak istemediğim için, buraya yazmak istedim içimi dökmek için.
Yaşım 33 ve eşimle 10 yıldır birlikteyiz. Yıllar sonra çocuk denemeye karar verdik, ben son 1-2 yıldır istiyordum, onun hazır olmasını bekledim ve denediğimiz ilk ay hamile kaldım. Hamileliğim çok aktif geçti, bütün vitaminlerime, en katı sağlıklı beslenme tavsiyelerine (çay bile içmedim kafeinden kaçınmak için), egzersiz tavsiyelerine uydum. Bebeğim de beni bir gün bile üzmedi. Bütün kontrollerde tam sağlıklıydı.
37. haftası doldu ve doğum kendiliğinden başladı. Sancılarımı bile anlamadım, yalancı sancı sandım. Hastaneye gittiğimizde 6 cm açıklık vardı ve 2 dakikada bir sancım geliyordu. Yürüye yürüye gittim, hareketleri az diye kontrol için gitmiştik. Doğumun bile böyle rahat geçti.
Bebeğimin kalçalarında hiç görülmemiş bir sorun varmış ve ultrasonda bebeklerin pozisyonları değişik değişik olduğu için anlaşılmadı bu durum. Zaten ne internette ne sorduğumuz nice deneyimli doktorların hiçbiri böyle bir şeyi görmemişler. Bebeğime detaylı tarama yapılacak, bir çeşit genetik mutasyondan şüpheleniyor doktorlar.
Bebeğim çocukluğunu keyifli yaşasın, güzel yerde büyüsün diye bahçeli eve taşındık, okullara bakarak seçtik. Şimdi bu evde boş boş geziniyorum. Hiçbir yere sığamıyorum. Kalbim öyle kırık, kollarım öyle boş ki bu hissi üstümden atamıyorum.
Bebeğimi kucağıma koymalarına birkaç saniye var diye beklerken, bir anda kalçasının takılmasıyla ortam bana işkenceye döndü. Kafası, omzu hiç yırtık olmadan çıkan bebeğin takılmasıyla bir sürü müdahale yapıldı ve iç dış dikişlerim var. Hem bebeğim yok, hem de oturup kalkamıyorum. Sanki cezalarım hiç bitmiyor gibi geliyor.
Bebeğimin ölüsünü bile öpüp koklarken öyle mutlu oldum, öylesine bağlandım ki, gözünü kırpan elimi tutan bir bebeğim olsaydı yaşayacağım mutluluğu tahmin edemiyorum.
Zaten bebek istiyordum, şimdi iyice eksikliğini hissediyorum ama sanki hamile kalsam (kalabilecek miyim bakalım) ve başka bebeğim olsa, dünya tatlısı kızımı unutmuşum gibi olur mu diye düşünüyorum.
Kızım öyle tatlı ve güzel bir bebekti, bana öyle güzel ve mutlu bir hamilelik yaşattı ki, hiçbir bebek ona yetişemez gibi geliyor.
Ağlamaktan gözlerim kurudu. Gerçekten bütün senaryolara hazırlandığımı düşünen ben (kendimin öldüğü senaryoyu düşünüp, eşimle konuşmuştum mesela), bebeğimi bu kadar sağlıklı bir hamilelik ve tam zamanını doldurduktan sonra kaybedebileceğimi aklımın ucuna getirmemiştim.
Kendime nice emekle ilmek ilmek güzel bir hayat kurdum. Sevdiğim, beni seven, iyi bir ebeveyn olmaya can atan eşimle beraber hayatımızı bebeğe göre düzenleyip, çok hazırlanmıştık. Şimdi kendimle ne yapacağım, hayat bundan sonra böyle bir şokla nasıl devam edecek hiç bilmiyorum.
Kısmeti olan bebekler ne imkansızlıklarda ne saçma ailelere doğup hayatta kalıyor, şu koca dünyaya bir benim güzel kalpli annesini üzmeyen bebeğim sığmadı.
Evlat demek canının bir parçası demek birisi yazmış hayatınızın odak noktası yapmayın bu ne demek ya ne saçma benim yaşama sebebim çocuklarımBöyle büyük acılara karşı bile terbiyesizlik yapanlar var pes. Acınızı tahmin bile edemem yalnız yas sürecinizi yaşayın. Görmezden gelmeyin. Terapiste gitme kararınız da doğru. Allah gönlünüze ferahlık versin, sevgisi kadar sabrını versin.
Evet yasadi çok şükürAh masal nasıl güle oynaya geçiyordu günlerim gruptan biliyorsun. Evet psikolojim hala sağlam ya da hala fonksiyonelim diyeyim. Başka bir olma şekli bilmiyorum. Bu da üzüyor beni.
Hayatım “sen şöyle güçlüsün, böyle başarılısın, her şeyi halledersin” gibi şeyler duymakla geçti. Gerçekten de doğum sancısını bile anlamadım. Seviniyordum. Şimdi diyorum, belki biraz daha ağrım sızım olsaydı, ne bileyim panik olsaydım mesela durduk yere, belki bir şekilde anlayacaklardı bir dert olduğunu. Şimdi de insanlar “Allah dağına göre kar verirmiş” diyorlar. Karı buysa böyle dağ yerin dibine batsın.
Belki kafamdan uyduruyorum bunları ama kızım da bana çekmiş gibi geliyor. Yani çocuğun sıkıntısı varmış, hareket kısıdı varmış. Bir kalp atışını değiştir, stres ol, biz de bir derdin olduğunu anlayalım ah yavrum. Yok gözüm devamlı kalp monitoründeydi, hiç strese girmedi.
Senin kaybına da çok üzüldüm. Hiçbir bebek sıkıntı yaşamasa keşke.
Çok üzüldüm. Başınız sağolsun. Ölü doğum yapmak da eminim çok başka zordur. Yani üzüntü de sevgi gibi sınırı yok. Bu kayıpların her birine de içim yanıyor.
Evet, dert bir çaresi olan, akıl danışabilecek bir şey de değil. İyice konuşasım gelmiyor. Ama hiç kimseye bir şey demez, yazmazsam da aklım gidecek gibi hissediyorum. Bir şekilde insanlar kızımı duysun, bilsin istiyorum.
Fiziki sıkıntılarım da bitse de yürüyebilsem. Bebek bakacaktım, kendim bebek gibi oldum. O da çok zoruma gidiyor.
Çok geçmiş olsun. Yaşadı sonra bebeğiniz galiba, umarım öyle olmuştur. Gerçekten hep riskleri biliyoruz, hamilelik boyunca da riskleri bile bile geldim ama işte dönemini tamamladıktan sonra artık bir şey olmaz sandım. En büyük felaket geldi başıma. Bundan sonra hamile de kalsam, stresten çocuğu kötü etkilerim gibi geliyor.
İzlememiştim, konusuna baktım. Muhtemelen izleyemem de. Sağolun.Hem konunuz hem profil resminiz bana Pieces of a Woman filmini hatirlatti. Hikayeniz cok benzer. Cok uzuldum sizin icin. Umarim en kisa surede feraha erersiniz.
Çocuğu olmayan insanlar, anlayamıyor diye düşünüyorum. Sağolun, sinirimde kendimi yalnız hissetmiyorum en azından.Evlat demek canının bir parçası demek birisi yazmış hayatınızın odak noktası yapmayın bu ne demek ya ne saçma benim yaşama sebebim çocuklarım
Onlar tabiki Allah’ın bize emaneti ama bu benim sevgimi sınırlamaz
Çok hadsiz ve acıya bile terbiyesizlik yapanlar var kadın yeni kaybetmiş günah ya insan teselli yazmayacak sa hiç bir şey yazmasın daha iyi
Yaşadiklariniz çok üzücü, çok ağır...bir psikologdan destek alabilirsiniz..bir tanıdığımız aynı şekilde doğumda kaybetmişti, uzun yıllar bekledikleri bebekti, allah sonra tekrar nasip etti şimdi çok şeker bir kızları var...depremi yaşayanları düşünün, büyüttükleri yavrularının ceset torbalarına sarıp götüren anneleri,babaları düşünün,enkazdaki kızınin elini tutan babanın acısı hepimizin hafızasına kazındı,anne babası bulunamayan yavrular var,soylarını bile öğrenemeyecekler belki de,bir boşlukta yaşayacaklar..acınız büyük ama hayata tekrar tutunabilirsiniz,hayırlı guzel şeyler dileyin hep,dualarla ,güzel dileklerle ruhunuzu ferahlatın..eşinizleDerdimin hiçbir çaresi yok. Tanıdığım hiç kimseyle konuşmak istemediğim için, buraya yazmak istedim içimi dökmek için.
Yaşım 33 ve eşimle 10 yıldır birlikteyiz. Yıllar sonra çocuk denemeye karar verdik, ben son 1-2 yıldır istiyordum, onun hazır olmasını bekledim ve denediğimiz ilk ay hamile kaldım. Hamileliğim çok aktif geçti, bütün vitaminlerime, en katı sağlıklı beslenme tavsiyelerine (çay bile içmedim kafeinden kaçınmak için), egzersiz tavsiyelerine uydum. Bebeğim de beni bir gün bile üzmedi. Bütün kontrollerde tam sağlıklıydı.
37. haftası doldu ve doğum kendiliğinden başladı. Sancılarımı bile anlamadım, yalancı sancı sandım. Hastaneye gittiğimizde 6 cm açıklık vardı ve 2 dakikada bir sancım geliyordu. Yürüye yürüye gittim, hareketleri az diye kontrol için gitmiştik. Doğumun bile böyle rahat geçti.
Bebeğimin kalçalarında hiç görülmemiş bir sorun varmış ve ultrasonda bebeklerin pozisyonları değişik değişik olduğu için anlaşılmadı bu durum. Zaten ne internette ne sorduğumuz nice deneyimli doktorların hiçbiri böyle bir şeyi görmemişler. Bebeğime detaylı tarama yapılacak, bir çeşit genetik mutasyondan şüpheleniyor doktorlar.
Bebeğim çocukluğunu keyifli yaşasın, güzel yerde büyüsün diye bahçeli eve taşındık, okullara bakarak seçtik. Şimdi bu evde boş boş geziniyorum. Hiçbir yere sığamıyorum. Kalbim öyle kırık, kollarım öyle boş ki bu hissi üstümden atamıyorum.
Bebeğimi kucağıma koymalarına birkaç saniye var diye beklerken, bir anda kalçasının takılmasıyla ortam bana işkenceye döndü. Kafası, omzu hiç yırtık olmadan çıkan bebeğin takılmasıyla bir sürü müdahale yapıldı ve iç dış dikişlerim var. Hem bebeğim yok, hem de oturup kalkamıyorum. Sanki cezalarım hiç bitmiyor gibi geliyor.
Bebeğimin ölüsünü bile öpüp koklarken öyle mutlu oldum, öylesine bağlandım ki, gözünü kırpan elimi tutan bir bebeğim olsaydı yaşayacağım mutluluğu tahmin edemiyorum.
Zaten bebek istiyordum, şimdi iyice eksikliğini hissediyorum ama sanki hamile kalsam (kalabilecek miyim bakalım) ve başka bebeğim olsa, dünya tatlısı kızımı unutmuşum gibi olur mu diye düşünüyorum.
Kızım öyle tatlı ve güzel bir bebekti, bana öyle güzel ve mutlu bir hamilelik yaşattı ki, hiçbir bebek ona yetişemez gibi geliyor.
Ağlamaktan gözlerim kurudu. Gerçekten bütün senaryolara hazırlandığımı düşünen ben (kendimin öldüğü senaryoyu düşünüp, eşimle konuşmuştum mesela), bebeğimi bu kadar sağlıklı bir hamilelik ve tam zamanını doldurduktan sonra kaybedebileceğimi aklımın ucuna getirmemiştim.
Kendime nice emekle ilmek ilmek güzel bir hayat kurdum. Sevdiğim, beni seven, iyi bir ebeveyn olmaya can atan eşimle beraber hayatımızı bebeğe göre düzenleyip, çok hazırlanmıştık. Şimdi kendimle ne yapacağım, hayat bundan sonra böyle bir şokla nasıl devam edecek hiç bilmiyorum.
Kısmeti olan bebekler ne imkansızlıklarda ne saçma ailelere doğup hayatta kalıyor, şu koca dünyaya bir benim güzel kalpli annesini üzmeyen bebeğim sığmadı.