Bebeğimi doğumda kaybettim

Sizin de başınız sağolsun, anneniz ne güzel sabredebilmiş. Unutmak mümkün değil, ben ona şimdiden eminim.

Ben nedense tanıdığım hiç kimseyle görüşmek istemiyorum bugünlerde. Telefonda bile konuşmuyorum. Daha her şey çok yeni tabii ama şimdilik böyle. Fiziki olarak biraz daha toparlanınca yürüyüşlere gitmek iyi gelir belki.
Ben de acisini konusmayi sevmeyen biriyim. Icimde yasarim. Kendimle olmak isterim. Ben hamileligimi kaybettigimde saatlerce yurumeye alistim. Hayatta yurumeyi sevmeyen ben o donem kilometrelerce yurudum. Allah sabir versin size, yazdiginiz her mesajda sarilasim geldi.
 
Bunu söylemek kolay ama kabullenmek zor biliyorum Allah emanetini sizden geri almış onu cennette bir kuş yapmis.
Sabrınıza sabır katsın Allah insallah.
Kesinlikle psikolojik destek alın. Bu durum kolay değil.
Dogum çok farklı bir şey her an her şey olabiliyor. Benim de hamileliğim gayet iyi gitmişti doğumdan 3 gün önce grip oldum dogumda cocuga gecmis ben eve getirmeyi beklerken yoğun bakıma alındı hem de yaşamaz belki çok kötü ciğerleri enfeksiyon dolu dendi. O ana kadar hiçbir şey yoktu ama oldu.
 
Derdimin hiçbir çaresi yok. Tanıdığım hiç kimseyle konuşmak istemediğim için, buraya yazmak istedim içimi dökmek için.

Yaşım 33 ve eşimle 10 yıldır birlikteyiz. Yıllar sonra çocuk denemeye karar verdik, ben son 1-2 yıldır istiyordum, onun hazır olmasını bekledim ve denediğimiz ilk ay hamile kaldım. Hamileliğim çok aktif geçti, bütün vitaminlerime, en katı sağlıklı beslenme tavsiyelerine (çay bile içmedim kafeinden kaçınmak için), egzersiz tavsiyelerine uydum. Bebeğim de beni bir gün bile üzmedi. Bütün kontrollerde tam sağlıklıydı.

37. haftası doldu ve doğum kendiliğinden başladı. Sancılarımı bile anlamadım, yalancı sancı sandım. Hastaneye gittiğimizde 6 cm açıklık vardı ve 2 dakikada bir sancım geliyordu. Yürüye yürüye gittim, hareketleri az diye kontrol için gitmiştik. Doğumun bile böyle rahat geçti.

Bebeğimin kalçalarında hiç görülmemiş bir sorun varmış ve ultrasonda bebeklerin pozisyonları değişik değişik olduğu için anlaşılmadı bu durum. Zaten ne internette ne sorduğumuz nice deneyimli doktorların hiçbiri böyle bir şeyi görmemişler. Bebeğime detaylı tarama yapılacak, bir çeşit genetik mutasyondan şüpheleniyor doktorlar.

Bebeğim çocukluğunu keyifli yaşasın, güzel yerde büyüsün diye bahçeli eve taşındık, okullara bakarak seçtik. Şimdi bu evde boş boş geziniyorum. Hiçbir yere sığamıyorum. Kalbim öyle kırık, kollarım öyle boş ki bu hissi üstümden atamıyorum.

Bebeğimi kucağıma koymalarına birkaç saniye var diye beklerken, bir anda kalçasının takılmasıyla ortam bana işkenceye döndü. Kafası, omzu hiç yırtık olmadan çıkan bebeğin takılmasıyla bir sürü müdahale yapıldı ve iç dış dikişlerim var. Hem bebeğim yok, hem de oturup kalkamıyorum. Sanki cezalarım hiç bitmiyor gibi geliyor.

Bebeğimin ölüsünü bile öpüp koklarken öyle mutlu oldum, öylesine bağlandım ki, gözünü kırpan elimi tutan bir bebeğim olsaydı yaşayacağım mutluluğu tahmin edemiyorum.

Zaten bebek istiyordum, şimdi iyice eksikliğini hissediyorum ama sanki hamile kalsam (kalabilecek miyim bakalım) ve başka bebeğim olsa, dünya tatlısı kızımı unutmuşum gibi olur mu diye düşünüyorum.

Kızım öyle tatlı ve güzel bir bebekti, bana öyle güzel ve mutlu bir hamilelik yaşattı ki, hiçbir bebek ona yetişemez gibi geliyor.

Ağlamaktan gözlerim kurudu. Gerçekten bütün senaryolara hazırlandığımı düşünen ben (kendimin öldüğü senaryoyu düşünüp, eşimle konuşmuştum mesela), bebeğimi bu kadar sağlıklı bir hamilelik ve tam zamanını doldurduktan sonra kaybedebileceğimi aklımın ucuna getirmemiştim.

Kendime nice emekle ilmek ilmek güzel bir hayat kurdum. Sevdiğim, beni seven, iyi bir ebeveyn olmaya can atan eşimle beraber hayatımızı bebeğe göre düzenleyip, çok hazırlanmıştık. Şimdi kendimle ne yapacağım, hayat bundan sonra böyle bir şokla nasıl devam edecek hiç bilmiyorum.

Kısmeti olan bebekler ne imkansızlıklarda ne saçma ailelere doğup hayatta kalıyor, şu koca dünyaya bir benim güzel kalpli annesini üzmeyen bebeğim sığmadı.
Allah sabır versın
 
Derdimin hiçbir çaresi yok. Tanıdığım hiç kimseyle konuşmak istemediğim için, buraya yazmak istedim içimi dökmek için.

Yaşım 33 ve eşimle 10 yıldır birlikteyiz. Yıllar sonra çocuk denemeye karar verdik, ben son 1-2 yıldır istiyordum, onun hazır olmasını bekledim ve denediğimiz ilk ay hamile kaldım. Hamileliğim çok aktif geçti, bütün vitaminlerime, en katı sağlıklı beslenme tavsiyelerine (çay bile içmedim kafeinden kaçınmak için), egzersiz tavsiyelerine uydum. Bebeğim de beni bir gün bile üzmedi. Bütün kontrollerde tam sağlıklıydı.

37. haftası doldu ve doğum kendiliğinden başladı. Sancılarımı bile anlamadım, yalancı sancı sandım. Hastaneye gittiğimizde 6 cm açıklık vardı ve 2 dakikada bir sancım geliyordu. Yürüye yürüye gittim, hareketleri az diye kontrol için gitmiştik. Doğumun bile böyle rahat geçti.

Bebeğimin kalçalarında hiç görülmemiş bir sorun varmış ve ultrasonda bebeklerin pozisyonları değişik değişik olduğu için anlaşılmadı bu durum. Zaten ne internette ne sorduğumuz nice deneyimli doktorların hiçbiri böyle bir şeyi görmemişler. Bebeğime detaylı tarama yapılacak, bir çeşit genetik mutasyondan şüpheleniyor doktorlar.

Bebeğim çocukluğunu keyifli yaşasın, güzel yerde büyüsün diye bahçeli eve taşındık, okullara bakarak seçtik. Şimdi bu evde boş boş geziniyorum. Hiçbir yere sığamıyorum. Kalbim öyle kırık, kollarım öyle boş ki bu hissi üstümden atamıyorum.

Bebeğimi kucağıma koymalarına birkaç saniye var diye beklerken, bir anda kalçasının takılmasıyla ortam bana işkenceye döndü. Kafası, omzu hiç yırtık olmadan çıkan bebeğin takılmasıyla bir sürü müdahale yapıldı ve iç dış dikişlerim var. Hem bebeğim yok, hem de oturup kalkamıyorum. Sanki cezalarım hiç bitmiyor gibi geliyor.

Bebeğimin ölüsünü bile öpüp koklarken öyle mutlu oldum, öylesine bağlandım ki, gözünü kırpan elimi tutan bir bebeğim olsaydı yaşayacağım mutluluğu tahmin edemiyorum.

Zaten bebek istiyordum, şimdi iyice eksikliğini hissediyorum ama sanki hamile kalsam (kalabilecek miyim bakalım) ve başka bebeğim olsa, dünya tatlısı kızımı unutmuşum gibi olur mu diye düşünüyorum.

Kızım öyle tatlı ve güzel bir bebekti, bana öyle güzel ve mutlu bir hamilelik yaşattı ki, hiçbir bebek ona yetişemez gibi geliyor.

Ağlamaktan gözlerim kurudu. Gerçekten bütün senaryolara hazırlandığımı düşünen ben (kendimin öldüğü senaryoyu düşünüp, eşimle konuşmuştum mesela), bebeğimi bu kadar sağlıklı bir hamilelik ve tam zamanını doldurduktan sonra kaybedebileceğimi aklımın ucuna getirmemiştim.

Kendime nice emekle ilmek ilmek güzel bir hayat kurdum. Sevdiğim, beni seven, iyi bir ebeveyn olmaya can atan eşimle beraber hayatımızı bebeğe göre düzenleyip, çok hazırlanmıştık. Şimdi kendimle ne yapacağım, hayat bundan sonra böyle bir şokla nasıl devam edecek hiç bilmiyorum.

Kısmeti olan bebekler ne imkansızlıklarda ne saçma ailelere doğup hayatta kalıyor, şu koca dünyaya bir benim güzel kalpli annesini üzmeyen bebeğim sığmadı.
Allah sabir versin . Cok ama cok üzüldüm ne diyeceğimi bilmiyorum
 
Yasadigin deneyim o kadar agir ve zor ki, ne denir, nasil teselli verilir hic bilmiyorum.Ben daha once dokuz haftalik bir kayip yasamistim o bile travma etkisi yaratmisti, hatta sonrasinda bir sene antidepresan kullanmistim.Sen de hazir oldugunda muhakkak psikolojik destek al.

Ama ben senin psikolojini cok saglam gordum,,burda paylasman, dertlesmen icine atmadigini gosteriyor.Acini yasiyorsun ama bir taraftan da iyilesmekte istiyorsun.Allah icine ferahlik versin,hazir oldugunda saglikli hayirli evlatlar nasip etsin,cennetteki kuzunu sana şefaatci eylesin.
Ah masal nasıl güle oynaya geçiyordu günlerim gruptan biliyorsun. Evet psikolojim hala sağlam ya da hala fonksiyonelim diyeyim. Başka bir olma şekli bilmiyorum. Bu da üzüyor beni.

Hayatım “sen şöyle güçlüsün, böyle başarılısın, her şeyi halledersin” gibi şeyler duymakla geçti. Gerçekten de doğum sancısını bile anlamadım. Seviniyordum. Şimdi diyorum, belki biraz daha ağrım sızım olsaydı, ne bileyim panik olsaydım mesela durduk yere, belki bir şekilde anlayacaklardı bir dert olduğunu. Şimdi de insanlar “Allah dağına göre kar verirmiş” diyorlar. Karı buysa böyle dağ yerin dibine batsın.

Belki kafamdan uyduruyorum bunları ama kızım da bana çekmiş gibi geliyor. Yani çocuğun sıkıntısı varmış, hareket kısıdı varmış. Bir kalp atışını değiştir, stres ol, biz de bir derdin olduğunu anlayalım ah yavrum. Yok gözüm devamlı kalp monitoründeydi, hiç strese girmedi.

Senin kaybına da çok üzüldüm. Hiçbir bebek sıkıntı yaşamasa keşke.
Allah sabir versin. Ben de 2 hafta once 21 haftalik bebegimi olu olarak dogurdum. Bircok rahatsizligi varmis her sey yolundayken bir anda şok yasadim ve benim de dogumum bebegim kucuk olmasina ragmen zor gecti ilaclar cok yan etki yapti. Hisleriniz o kadar tanidik ki diyecek soz bulamiyorum. Baska bir bebek fikrine hic tahammulum yok. Cocuk gibi oldum ihtimaller gozumu cok korkutuyor. Allah icimize ferahlik versin.
Çok üzüldüm. Başınız sağolsun. Ölü doğum yapmak da eminim çok başka zordur. Yani üzüntü de sevgi gibi sınırı yok. Bu kayıpların her birine de içim yanıyor.
Ben de acisini konusmayi sevmeyen biriyim. Icimde yasarim. Kendimle olmak isterim. Ben hamileligimi kaybettigimde saatlerce yurumeye alistim. Hayatta yurumeyi sevmeyen ben o donem kilometrelerce yurudum. Allah sabir versin size, yazdiginiz her mesajda sarilasim geldi.
Evet, dert bir çaresi olan, akıl danışabilecek bir şey de değil. İyice konuşasım gelmiyor. Ama hiç kimseye bir şey demez, yazmazsam da aklım gidecek gibi hissediyorum. Bir şekilde insanlar kızımı duysun, bilsin istiyorum.

Fiziki sıkıntılarım da bitse de yürüyebilsem. Bebek bakacaktım, kendim bebek gibi oldum. O da çok zoruma gidiyor.
Bunu söylemek kolay ama kabullenmek zor biliyorum Allah emanetini sizden geri almış onu cennette bir kuş yapmis.
Sabrınıza sabır katsın Allah insallah.
Kesinlikle psikolojik destek alın. Bu durum kolay değil.
Dogum çok farklı bir şey her an her şey olabiliyor. Benim de hamileliğim gayet iyi gitmişti doğumdan 3 gün önce grip oldum dogumda cocuga gecmis ben eve getirmeyi beklerken yoğun bakıma alındı hem de yaşamaz belki çok kötü ciğerleri enfeksiyon dolu dendi. O ana kadar hiçbir şey yoktu ama oldu.
Çok geçmiş olsun. Yaşadı sonra bebeğiniz galiba, umarım öyle olmuştur. Gerçekten hep riskleri biliyoruz, hamilelik boyunca da riskleri bile bile geldim ama işte dönemini tamamladıktan sonra artık bir şey olmaz sandım. En büyük felaket geldi başıma. Bundan sonra hamile de kalsam, stresten çocuğu kötü etkilerim gibi geliyor.
 
Gerçekten yaşamayanın anlayabileceği bir acı değil. Vücudum şok geçiriyor. Kedi bile doğum yaptıktan sonra yavrusu alınınca deliye dönüyor. Ben de öyle çaresiz hissediyorum kendimi. 9 ayını doldurup doğum yaptım, bütün hormonları salgıladım, beden bebek bekliyor ama yok.
seni o kadar iyi anlıyorumki çok büyük şok geçirmiştim arabaya binmeye kalmadan sancısız kocaman bebeğim gitmişti o anlar çok bulanık hafızamda hastanede eşimin ağlayan yüzünü hatırlıyorum ilk gün idrak edemedim şoktan ağlama dediler sürekli daha kötü olursun vs birsürü şey söylediler daha kötü nasıl olabileceksem ben sana yaşamış biri olarak ağlama demiyorum ağlamak istiyosan ağla bağırmak istiyosan bağır evlat hiçbişeye benzemiyo gerçekten yaşamayan anlamaz şuan acını yaşa yasını tut kendini ne zaman hazır hissedersen o zaman yeni bir bebek düşün benim yaram o şekilde kabuk tutmuştu inşallah seninde sağlıklı bir evladın olur o yaralarının kabuk tutmasını sağlar en azından ona sarılırsın 😔
 
Başınız sağ olsun inşallah arkadaşım.

Allahım eşinize ve size büyük sabırlar versin inşallah.

Allahım sağlıklı evlatlar nasip etsin inşallah her isteyene.
 
seni o kadar iyi anlıyorumki çok büyük şok geçirmiştim arabaya binmeye kalmadan sancısız kocaman bebeğim gitmişti o anlar çok bulanık hafızamda hastanede eşimin ağlayan yüzünü hatırlıyorum ilk gün idrak edemedim şoktan ağlama dediler sürekli daha kötü olursun vs birsürü şey söylediler daha kötü nasıl olabileceksem ben sana yaşamış biri olarak ağlama demiyorum ağlamak istiyosan ağla bağırmak istiyosan bağır evlat hiçbişeye benzemiyo gerçekten yaşamayan anlamaz şuan acını yaşa yasını tut kendini ne zaman hazır hissedersen o zaman yeni bir bebek düşün benim yaram o şekilde kabuk tutmuştu inşallah seninde sağlıklı bir evladın olur o yaralarının kabuk tutmasını sağlar en azından ona sarılırsın 😔
Çok teşekkür ederim paylaştığın için. Hem hiçbir bebeğin başına gelmesin istiyorum hem de başka anneleri görünce tek değilim, başkalarına da oluyor diye kendimi biraz daha az izole hissediyorum.

“Neden bana böyle bir şey oldu, hak edecek ne yaptım” diye sorguladım durdum ama başka hikayeleri duyunca hiçbir bebeğin böyle bir şey hak etmeyeceğini anlamak kolay oluyor.

Bebeğimi ölü de olsa kucağıma alınca ilk yaptığım şeylerden biri de bebeği olmayan insanları düşünmekti. O da çok zormuş. Sevgiyle bakacak herkese, sağlıklı ve uzun ömürlü bebekler diliyorum. Elden de başka hiçbir şey gelmiyor.
 
Derdimin hiçbir çaresi yok. Tanıdığım hiç kimseyle konuşmak istemediğim için, buraya yazmak istedim içimi dökmek için.

Yaşım 33 ve eşimle 10 yıldır birlikteyiz. Yıllar sonra çocuk denemeye karar verdik, ben son 1-2 yıldır istiyordum, onun hazır olmasını bekledim ve denediğimiz ilk ay hamile kaldım. Hamileliğim çok aktif geçti, bütün vitaminlerime, en katı sağlıklı beslenme tavsiyelerine (çay bile içmedim kafeinden kaçınmak için), egzersiz tavsiyelerine uydum. Bebeğim de beni bir gün bile üzmedi. Bütün kontrollerde tam sağlıklıydı.

37. haftası doldu ve doğum kendiliğinden başladı. Sancılarımı bile anlamadım, yalancı sancı sandım. Hastaneye gittiğimizde 6 cm açıklık vardı ve 2 dakikada bir sancım geliyordu. Yürüye yürüye gittim, hareketleri az diye kontrol için gitmiştik. Doğumun bile böyle rahat geçti.

Bebeğimin kalçalarında hiç görülmemiş bir sorun varmış ve ultrasonda bebeklerin pozisyonları değişik değişik olduğu için anlaşılmadı bu durum. Zaten ne internette ne sorduğumuz nice deneyimli doktorların hiçbiri böyle bir şeyi görmemişler. Bebeğime detaylı tarama yapılacak, bir çeşit genetik mutasyondan şüpheleniyor doktorlar.

Bebeğim çocukluğunu keyifli yaşasın, güzel yerde büyüsün diye bahçeli eve taşındık, okullara bakarak seçtik. Şimdi bu evde boş boş geziniyorum. Hiçbir yere sığamıyorum. Kalbim öyle kırık, kollarım öyle boş ki bu hissi üstümden atamıyorum.

Bebeğimi kucağıma koymalarına birkaç saniye var diye beklerken, bir anda kalçasının takılmasıyla ortam bana işkenceye döndü. Kafası, omzu hiç yırtık olmadan çıkan bebeğin takılmasıyla bir sürü müdahale yapıldı ve iç dış dikişlerim var. Hem bebeğim yok, hem de oturup kalkamıyorum. Sanki cezalarım hiç bitmiyor gibi geliyor.

Bebeğimin ölüsünü bile öpüp koklarken öyle mutlu oldum, öylesine bağlandım ki, gözünü kırpan elimi tutan bir bebeğim olsaydı yaşayacağım mutluluğu tahmin edemiyorum.

Zaten bebek istiyordum, şimdi iyice eksikliğini hissediyorum ama sanki hamile kalsam (kalabilecek miyim bakalım) ve başka bebeğim olsa, dünya tatlısı kızımı unutmuşum gibi olur mu diye düşünüyorum.

Kızım öyle tatlı ve güzel bir bebekti, bana öyle güzel ve mutlu bir hamilelik yaşattı ki, hiçbir bebek ona yetişemez gibi geliyor.

Ağlamaktan gözlerim kurudu. Gerçekten bütün senaryolara hazırlandığımı düşünen ben (kendimin öldüğü senaryoyu düşünüp, eşimle konuşmuştum mesela), bebeğimi bu kadar sağlıklı bir hamilelik ve tam zamanını doldurduktan sonra kaybedebileceğimi aklımın ucuna getirmemiştim.

Kendime nice emekle ilmek ilmek güzel bir hayat kurdum. Sevdiğim, beni seven, iyi bir ebeveyn olmaya can atan eşimle beraber hayatımızı bebeğe göre düzenleyip, çok hazırlanmıştık. Şimdi kendimle ne yapacağım, hayat bundan sonra böyle bir şokla nasıl devam edecek hiç bilmiyorum.

Kısmeti olan bebekler ne imkansızlıklarda ne saçma ailelere doğup hayatta kalıyor, şu koca dünyaya bir benim güzel kalpli annesini üzmeyen bebeğim sığmadı.
İnanın çok üzüldüm. Ama inanın kizinizi unutmasaniz da dunyaya gelecek olan yavrunuzu da en az onun kadar seveceksiniz. Ben anne adayiyim. Bu konu beni cok etkiledi. Kendimi ister istemez yerinize koydum. Uzulmek en dogal hakkiniz. Ama gececek. Hep gecer.
 
Derdimin hiçbir çaresi yok. Tanıdığım hiç kimseyle konuşmak istemediğim için, buraya yazmak istedim içimi dökmek için.

Yaşım 33 ve eşimle 10 yıldır birlikteyiz. Yıllar sonra çocuk denemeye karar verdik, ben son 1-2 yıldır istiyordum, onun hazır olmasını bekledim ve denediğimiz ilk ay hamile kaldım. Hamileliğim çok aktif geçti, bütün vitaminlerime, en katı sağlıklı beslenme tavsiyelerine (çay bile içmedim kafeinden kaçınmak için), egzersiz tavsiyelerine uydum. Bebeğim de beni bir gün bile üzmedi. Bütün kontrollerde tam sağlıklıydı.

37. haftası doldu ve doğum kendiliğinden başladı. Sancılarımı bile anlamadım, yalancı sancı sandım. Hastaneye gittiğimizde 6 cm açıklık vardı ve 2 dakikada bir sancım geliyordu. Yürüye yürüye gittim, hareketleri az diye kontrol için gitmiştik. Doğumun bile böyle rahat geçti.

Bebeğimin kalçalarında hiç görülmemiş bir sorun varmış ve ultrasonda bebeklerin pozisyonları değişik değişik olduğu için anlaşılmadı bu durum. Zaten ne internette ne sorduğumuz nice deneyimli doktorların hiçbiri böyle bir şeyi görmemişler. Bebeğime detaylı tarama yapılacak, bir çeşit genetik mutasyondan şüpheleniyor doktorlar.

Bebeğim çocukluğunu keyifli yaşasın, güzel yerde büyüsün diye bahçeli eve taşındık, okullara bakarak seçtik. Şimdi bu evde boş boş geziniyorum. Hiçbir yere sığamıyorum. Kalbim öyle kırık, kollarım öyle boş ki bu hissi üstümden atamıyorum.

Bebeğimi kucağıma koymalarına birkaç saniye var diye beklerken, bir anda kalçasının takılmasıyla ortam bana işkenceye döndü. Kafası, omzu hiç yırtık olmadan çıkan bebeğin takılmasıyla bir sürü müdahale yapıldı ve iç dış dikişlerim var. Hem bebeğim yok, hem de oturup kalkamıyorum. Sanki cezalarım hiç bitmiyor gibi geliyor.

Bebeğimin ölüsünü bile öpüp koklarken öyle mutlu oldum, öylesine bağlandım ki, gözünü kırpan elimi tutan bir bebeğim olsaydı yaşayacağım mutluluğu tahmin edemiyorum.

Zaten bebek istiyordum, şimdi iyice eksikliğini hissediyorum ama sanki hamile kalsam (kalabilecek miyim bakalım) ve başka bebeğim olsa, dünya tatlısı kızımı unutmuşum gibi olur mu diye düşünüyorum.

Kızım öyle tatlı ve güzel bir bebekti, bana öyle güzel ve mutlu bir hamilelik yaşattı ki, hiçbir bebek ona yetişemez gibi geliyor.

Ağlamaktan gözlerim kurudu. Gerçekten bütün senaryolara hazırlandığımı düşünen ben (kendimin öldüğü senaryoyu düşünüp, eşimle konuşmuştum mesela), bebeğimi bu kadar sağlıklı bir hamilelik ve tam zamanını doldurduktan sonra kaybedebileceğimi aklımın ucuna getirmemiştim.

Kendime nice emekle ilmek ilmek güzel bir hayat kurdum. Sevdiğim, beni seven, iyi bir ebeveyn olmaya can atan eşimle beraber hayatımızı bebeğe göre düzenleyip, çok hazırlanmıştık. Şimdi kendimle ne yapacağım, hayat bundan sonra böyle bir şokla nasıl devam edecek hiç bilmiyorum.

Kısmeti olan bebekler ne imkansızlıklarda ne saçma ailelere doğup hayatta kalıyor, şu koca dünyaya bir benim güzel kalpli annesini üzmeyen bebeğim sığmadı.
Başınız sağ olsun çok üzüldüm. 8 sene önce ben de doğumda kaybettim bebeğimi. Hiç geçmeyecek sandım acısı. Geçmedi ama hayat yaşanmaya değer anlarla devam etti. Şimdi oğlum 3 yaşında. Acınızı yaşayın yasınızı tutun. Sonra tekrar hazır olunca Allah kucağınızı doldursun
 
Öyle saçma bir haldeyim ki konuya cevap gelince belki biri bir çare yazmıştır diye hemen yeniliyorum.

Hem bunların anlamsızlığının farkındayım hem de içimdeki umut hiç bitmiyor. Sanki biri çıkıp “yanlışlık olmuş, bebeğin burda” diyecekmiş gibi geliyor.
Anneannem 3 evladını kaybetti hepsiyle anıları vardi tek değilsiniz bu dünyada vardır bir hayır diyelim zamana bırakın yeniden anne olursunuz ama tabii ki bekleyin Allah evlat acısı yaşatmasın kimseye.
Bir dahakinde daha az düşünün irdeleyin bir bebeği daha dogmadan yaşam merkezine koymayın hatta doğunca da çocuklar bize emanet iyi yetiştirip göndereceğiz zaten aşırı iyi şartlar da pek sağlıklı olmaz çocuk konforlu ve aşırı lüks yerine sevgi ve güvenle büyür gerisini boşverin
 
Arkadaşım, ne iyi gelir diye soruyorsun.. en başta ZAMAN. Ve ilginçtir daha sonraları yani olayın üstünden zaman geçince, ilk günlerin o yakıcı sıcaklığını özlüyorsun. Ona daha yakın olduğun günleri. Onun için unutmak mı istiyorsun, kalbinin hafiflemesini mi yoksa artık ağlamamak üzülmemek mi?

Hangisini istersen iste bazı şeyler iyi geliyor, bazı şeyler seni dibe daha çok çekiyor. Mesela bir arkadaşım bana telefonda “her şey bizim için” demişti. Bu söz bana o kadar iyi geldi ki.. Her şey bizim için ve her şeyin başımıza gelmesi mümkün. Bu nasıl olabilir’in cevabı gibi sanki. Gece kalkıp aynada yüzünü gördüğündeki o acımayla karışık “benim çocuğum öldü” halinin belki de en iyi cevabı.
Ve iyi gelen insanlar; kimi daha beter üzdü ama kimi de şifa oldu. İnançlı bir insan olarak her ne kadar bilsek de bazı şeyleri sık sık hatırlamaya ihtiyacımız var.
Ben inanıyorum, sen de kalbinin ritmini bulacaksın. Senin gibisini yaşamış kadınların elinden tutacaksın, geçecek diyeceksin. Bak gör gerçekten de geçecek. Ve korkma diğer hamileliklerin hepsi yeni bir hikaye, belki de hiç etkilenmeyeceksin. Allah sizi yavrunla cennetinde buluştursun, o güne kadar Hz İbrahim ve eşi Hz Sare onunla ilgileniyor olacak inşallah.
 
Anneannem 3 evladını kaybetti hepsiyle anıları vardi tek değilsiniz bu dünyada vardır bir hayır diyelim zamana bırakın yeniden anne olursunuz ama tabii ki bekleyin Allah evlat acısı yaşatmasın kimseye.
Bir dahakinde daha az düşünün irdeleyin bir bebeği daha dogmadan yaşam merkezine koymayın hatta doğunca da çocuklar bize emanet iyi yetiştirip göndereceğiz zaten aşırı iyi şartlar da pek sağlıklı olmaz çocuk konforlu ve aşırı lüks yerine sevgi ve güvenle büyür gerisini boşverin
Anneannenize de çok üzüldüm. 3 kere kayıp yaşamayı düşünemiyorum.

Aşırı iyi şartlar, lüks nedir bilmiyorum ama hiç pişman değilim, bebeğime kendi imkanım doğrultusunda mutlu olabileceği bir ortam sağlamaya çalıştığım için. Bebeği yaşam merkezine koymadan çocuk yapmanın hata olduğunu düşünüyorum. Lüks şartlar, para pul olayı ne alaka çıktı konuda anlamadım. Bahçeli eve taşındık dedim diye herhalde. Merkezden uzaklaştık, okulların güzel olduğu yeşil alanı bol yere taşındık. Çocuğum güle oynaya büyüsün, çocukluğunu yaşasın diye. Şimdi evim de kucağım da boş kaldı, o ayrı ama sanki taşınmasam başıma gelmeyecek miydi ya da daha mı az üzülecektim?
 
Arkadaşım, ne iyi gelir diye soruyorsun.. en başta ZAMAN. Ve ilginçtir daha sonraları yani olayın üstünden zaman geçince, ilk günlerin o yakıcı sıcaklığını özlüyorsun. Ona daha yakın olduğun günleri. Onun için unutmak mı istiyorsun, kalbinin hafiflemesini mi yoksa artık ağlamamak üzülmemek mi?

Hangisini istersen iste bazı şeyler iyi geliyor, bazı şeyler seni dibe daha çok çekiyor. Mesela bir arkadaşım bana telefonda “her şey bizim için” demişti. Bu söz bana o kadar iyi geldi ki.. Her şey bizim için ve her şeyin başımıza gelmesi mümkün. Bu nasıl olabilir’in cevabı gibi sanki. Gece kalkıp aynada yüzünü gördüğündeki o acımayla karışık “benim çocuğum öldü” halinin belki de en iyi cevabı.
Ve iyi gelen insanlar; kimi daha beter üzdü ama kimi de şifa oldu. İnançlı bir insan olarak her ne kadar bilsek de bazı şeyleri sık sık hatırlamaya ihtiyacımız var.
Ben inanıyorum, sen de kalbinin ritmini bulacaksın. Senin gibisini yaşamış kadınların elinden tutacaksın, geçecek diyeceksin. Bak gör gerçekten de geçecek. Ve korkma diğer hamileliklerin hepsi yeni bir hikaye, belki de hiç etkilenmeyeceksin. Allah sizi yavrunla cennetinde buluştursun, o güne kadar Hz İbrahim ve eşi Hz Sare onunla ilgileniyor olacak inşallah.
Evet, öyle iyi anlamışsın ki. Hem acıya katlanamıyorum hem de “başka çocuk da olur” gibi iyi niyetle tesellilere de üzülüyorum. Çocuğumu unutmak istemiyorum diye. O yüzden zamanla yüreğimin yandığı günleri özleyeceğime inanırım.

Önce de yazdım, “neden ben, neden benim bebeğim” sorularını döndürüyorum kafamda ama çok da anlamsızlar. Kimin bebeği hak ediyor ki böyle bir şeyi? Yani hangi bebeğe olsaydı yüreğime, mantığıma mı sığacaktı? Hiç.

Çevremdekilerle konuşmamam da biraz biri bir şey der, gereksiz tartışma yaşarım diye düşünmekten. Herkes üzülüyor tabii ama işte insanlar iyi niyetle bile olsa bir şeyler diyor, sabredemiyorum.

Kızımın fotoğraflarına, kucağımda öptüğüm videosuna bakıyorum. Bir tek o iyi geliyor. Güzel bebeğim. Belki bir şekilde doğumu atlatabilseydi, daha çok acı çekeceği bir süreç olacaktı sıkıntıları yüzünden, belki onu da yüreğim kaldırmayacaktı. Kendime böyle böyle tutunacak dal arıyorum.
 
Evet, öyle iyi anlamışsın ki. Hem acıya katlanamıyorum hem de “başka çocuk da olur” gibi iyi niyetle tesellilere de üzülüyorum. Çocuğumu unutmak istemiyorum diye. O yüzden zamanla yüreğimin yandığı günleri özleyeceğime inanırım.

Önce de yazdım, “neden ben, neden benim bebeğim” sorularını döndürüyorum kafamda ama çok da anlamsızlar. Kimin bebeği hak ediyor ki böyle bir şeyi? Yani hangi bebeğe olsaydı yüreğime, mantığıma mı sığacaktı? Hiç.

Çevremdekilerle konuşmamam da biraz biri bir şey der, gereksiz tartışma yaşarım diye düşünmekten. Herkes üzülüyor tabii ama işte insanlar iyi niyetle bile olsa bir şeyler diyor, sabredemiyorum.

Kızımın fotoğraflarına, kucağımda öptüğüm videosuna bakıyorum. Bir tek o iyi geliyor. Güzel bebeğim. Belki bir şekilde doğumu atlatabilseydi, daha çok acı çekeceği bir süreç olacaktı sıkıntıları yüzünden, belki onu da yüreğim kaldırmayacaktı. Kendime böyle böyle tutunacak dal arıyorum.

Ah ben yüzünü bile görmedim, dokunamadım. Benim de hayatî tehlike yaşadığım ameliyat esnasında ben hiç görmeden götürmüşler. Ama mezarına gitmek çok çok iyi geliyor, o kadar huzurlu ki.. o kadar güzel ki.. bir nebze teselli ediyor
 
Ben hamileliğimde 2li ve 3 lü tarama yaptırmadım direk genetik test yaptırmıştım genetik mutasyon tespit edildi demişsiniz karma testlerde çıkmadı mı ,
“Şu koca dünyaya bir benim güzel kalpli annesini üzmeyen bebeğim sığmadı ..”
Sanırım bu sözleriniz evrenin yaratıcısına yönelik ….
Binlerce insan türlü felaketler yaşadı evren var oldu olalı bu böyle ..
Duygularınız yoğun ancak odak noktanız ise negatif duygular ve olumsuzluğa yönelik.
Hepimiz binlerce insan gibi türlü türlü acılar yaşıyor ve evren var olduğu sürece de yaşayacak .Evren var olduğu sürece umut ve güzellikler de olacak ..
Şu süreçte elbette ki yaşınızı tutacaksınız ancak ;”..:..başka bir bebegim olursa…”ile başlayan paragrafınız da acınızı trajedikleştirme ve acıyı sonsuz yaşama çabanızı da görüyorum .
Başınız sağ olsun ruhunuza şifa versin Allah .
dün tesadüfen Özgün’ün röportajını izledim oğlu down sendromlu doğmuş ve arkasından ogün sanlısoy ikisinin de ilk cümleleri neden biz , neden bizim başımıza geldi ,elbette insanlar türlü türlü felaketler yaşıyor anne baba kayıpları oluyor ki misal annem 80 yaşında benim türlü türlü hastalığı var ve insan içten içe kendisini hazırlıyor bu durumlara yaradılış bu şekilde , Allah sıralı ölüm versin diye boşuna demiyor büyüklerimiz , bu anne bebeğini doğar doğmaz kaybetmiş ve şok evresinde henüz , sorgulaması çok normal zaten sağlıklı olan şey de acıyı yaşamaksa yaşamak sorgulamaksa sorgulamak sonrası kabullenme zaten , bebeğini kaybetmeyen hiç bir annenin bu durumu anlayabileceğini düşünmüyorum ben dahil , başınız sağ olsun 💐
 
Bu konu kalbimi paramparça etti ,
yas maalesef hepimizin o ya da bu şekilde olduğu korkunç hissettiren bir olay
hepimiz çok sevdiklerimizi kaybediyoruz , yaşadığınız kırıklığı yaşıyoruz.
mutlaka ama mutlaka destek alın , iyi gelmez sanıyorsunuz ama gelir.
psikiyatrist ile calisin mümkünse.
ertelemeyin lütfen.
 
X