- 11 Aralık 2018
- 39.742
- 246.377
-
- Konu Sahibi angelangle
- #221
Dil dile değmeden dil öğrenilmezBen flörtümle dil(soyut) çalışırken aynı zamanda frenchkiss(somut) de calısmıstım. Gercekten bir dil bin insan diyorum. Cok yararlıydı tavsiye ediyorum. Hala da kullanırım
Neyini beyenmemiş acabağ?
O da 3 dil biliyorsaNeyini beyenmemiş acabağ?
Adam açık açık takılacaksak takılalım, ergen gibi öyle parklarda cafelerde zamanımı boşa harcayamam diyoradam evi teklif etmiş ama konu sahibinin kahve teklifini reddetmiş.zaten adam kendini açıkça ortaya koymuş da konu sahibi hoşlandığı için görmek istemiyor
Yurt dışına laf söylenmesinin sebebi farklı ancak. Siz yanlış anlamışsınız. Yeni kültürler görüyor, farklı dillere maruz kalıyorsunuz. Kariyer dışında insanı sosyal olarak da geliştirir bunlar. Ancak sizi hiç geliştirmemiş. Dil sonuçta bir iletişim sistemidir, sosyalleşme yöntemidir. Ancak sizin iletişim becerileriniz çok kötü.Ben genellikle demiştim. Ayrıca bu sadece benim görüşüm değil, çoğu psikolog da böyle söylüyor sosyal medyanın birçok mutsuz insan için deşarj yeri olduğunu söylüyorlar. Kariyerimden bahsettim çünkü yurtdışında yaşamama laf eden oldu, kadınların olduğu bir platformda bir erkeğin yardımı olmadan kendi emeğimle bir yerlere geldiğim içim takdir edilmem gerekir laf etmek yerine, kastettiğim buydu.
2 dil de ben biliyorum ama tonla bilen olduğundan bunu iki de bir deklare etmiyorumm
Benim yeğenim, çocuğum, sevdiğim bir kadın şunu kendine yapsa çok üzülürüm ben. Bir insanın kariyer yapacam diye hayatın olağan akışından, mutlu olacağı anlardan, sevmekten, sevilmekten vazgeçmesi kendine yapacağı en büyük kötülük bence. Ki sizin durumunuzda da bunun ne kadar kötü bir hayat tercihi olduğunu görüyoruz şu an.
Buradan anne babalara tavsiyem, çocuklarınızı bu kadar akademik odaklı yetiştirmeyin. Sonra konu sahibi gibi yanlış kodlamalar yapıp hayatı kaçırırlar. Yarış atı değiliz, insanız.
Tam tersi olsa kendini sadece sosyal ilişkilere verip kariyeri sallamasa ona da aynı şeyleri söylerdim. Hayat çok yönlü bir süreç çünkü. Tek bir tarafa kanalize olup diğer şeyleri kaçırmak, üstelik bunu normal bulmak çok üzücü bence.Böyle bir şey var gerçekten. Hayatin bir alanına çok kanalize olan insanlar genelde aşk veya sosyal ilişkileri o kadar iyi idare edemiyor. Ozguvensiz ve anksiyeteli oluyor. Bence biraz içe dönük kisilikle de alakası var. Bir de 21 yaşından 35 yaşına kadar ilişkisi olmamak da çocuksu ve icedonuk kişilik belirtileri. Ben konu sahibini kendime benzettim. Ama açılır diye düşünüyorum zamanla daha cool olmayı öğrenir gibi geldi.
Dil bilmek neden bu kadar önemseniyor bilmiyorum. Yeteneğin varsa, alabiliyorsan eğer 3 değil 5-7-10 dil de öğrenirsin. Benim yeteneğim sıfır, çok zor dil öğreniyorum buna rağmen ana dilim dışında 1.5 dil biliyorum.Benim "Lise mezunu" annem 3 dil biliyor (Turkceyi saymiyorum ha) Annem Turkiyede ögrenim görmemiş bu arada sonradan Turkiyeye geldik anadili degil.
Özellikle yurtdisinda bulunan birileri için 1-2 dil ogrenmek coook buyuk şeyler değil. Hic bilmeden gitsen yine ogrenirsin ordayken, ogrenmese ayip olurdu zaten :)
Dil bilmek neden bu kadar önemseniyor bilmiyorum. Yeteneğin varsa, alabiliyorsan eğer 3 değil 5-7-10 dil de öğrenirsin. Benim yeteneğim sıfır, çok zor dil öğreniyorum buna rağmen ana dilim dışında 1.5 dil biliyorum.
Kuzenimin 4 yaşındaki bebesi 4 dil konuşuyor. Anne türk, baba yunan, babanın annesi ingiliz, almanyada yaşıyorlar. Çocuk bu dillerin karışımı şeklinde konuşuyor. Konu sahibinden daha üstün o zaman bu yaşında bir dil fazlası var
Tam tersi olsa kendini sadece sosyal ilişkilere verip kariyeri sallamasa ona da aynı şeyleri söylerdim. Hayat çok yönlü bir süreç çünkü. Tek bir tarafa kanalize olup diğer şeyleri kaçırmak, üstelik bunu normal bulmak çok üzücü bence.
Konu sahibiyle aynı yaştayız. Ben okulumu bitirdim, okuldayken de ilişkilerim oldu, hem sosyal hem duygusal hem akademik yönden geliştim. İşe girdim çalıştım iş hayatını öğrendim kariyer yönünden geliştim. Sevgili yaptım çokça, ayrıldım, gezdim tozdum partiledim. Sevdim, sevildim, seviştim. Bi okul daha okuyup bitirdim. Sonra bir adam çıktı karşıma çok çok sevdim evlendim. Evlendikten sonra bi okul daha bitiriyorum şimdi yarım dönemim kaldı. Kariyer yaptım, beğenmedim, mutlu olmadım, sil baştan başladım. Benim gibi bir sürü kadın var. Bazıları bunlara ek olarak çocuk da büyütüyor. Biz bu kadar şeyi yapıp yaşarken konu sahibi yerinde saymış 15-20 sene. Şu saatten sonra toparlayabilir mi, nasıl toparlar bilmiyorum ben.
Hanımefendi, ben hukuk gibi ağır bir bölümü dereceyle bitirdim. Yetmedi yüksek lisans yaptım. Yetmedi doktora yaptım ki bilen bilir nasıl stresli bir süreç olduğunu. Yetmedi ikinci lisansımı bitirdim. Yetmedi üç dil öğrendim. Eh, ben kendimi geliştirmekle bu denli meşgulken aşk konusunda deneyim edinmeye zaman kalmadı maalesef ki napalım. Ama neyse ayaklarım üstünde duruyorum en azından bu da birşeydir değil mi?
yani bilmiyorum tabi, öyle bir hayatı tecrübe etmiş olmadığım için ne yorum yapsam havada kalır. Psikolog ya da psikiyatrist de değilim analiz edemem. Ama hayatın olağan akışına aykırı olduğunu söyleyebilirim bence.Bence kisilikle ilgili ve biraz da nasil bir cocukluk gecirdigimizle, yani bazı insanlar duygusal olarak çocuk kalıyor ben terapi sürecinde fark ettim bu durumu. Konu sahibi mesela "Italyan bir abimiz" filan demis ya, cidden o kadar tanidik geldi ki. Ben de konu sahibi gibi farkli sehirlerde yasadim, hic korkmadan gidip bir yere yerlesip ev tutup yasayip cevre edinebilirim ama mesela 32 yasindaki arkadasima yetiskin bir erkek Ayse Hanim der 33 yasindaki bana En buyuk kkcim der, fiziksel olarak genc gostermiyorum asla ama oyle bir havam var ki sanki o 33 seneyi yasamamisim, her daim kucuk bir fanusta kalmisim, hic buyumemisim gibi bi auram var. Eminim konu sahibinin de oyle. Kesinlikle o havayi aldim ondan. Hayati kacirmak degil de bence daha ice donuk, daha cocuksu bir yerden yasamak olmali bu diye dusunuyorum. Bir tur sorumluluk istememek gibi. Iliskilerden kacis, sorumluluktan, yetiskin hayattan kacis. Su an salliyor da olabilirim ama cok tanidik geldi o yaklasimlari bana.
yani bilmiyorum tabi, öyle bir hayatı tecrübe etmiş olmadığım için ne yorum yapsam havada kalır. Psikolog ya da psikiyatrist de değilim analiz edemem. Ama hayatın olağan akışına aykırı olduğunu söyleyebilirim bence.