Araba yolunda yaya önceliği(!)

Sürücüsü ayrı dert yayası ayrı dert gerçekten.
Bence birçok insan bunu güç meselesi haline getiriyor. Yaya da sürücü de bir diğeri için "eşşşek gibi bekleyecek" deyip trafiği katlediyorlar.
Kimse ne kibarlıktan anlıyor ne kuraldan.

Daha dün elemanın teki karşıya geçiyor, bizi görünce hızlandı hemen geçmek için. Biz durup yol verince adeta bir tembel hayvan hızına düştü ve dik değil hipotenüsten geçti uzun uzun.
Çünkü yol verdiysek kibar ve enayiyiz. Kendisi araç kullanırken kimseye yol vermeden magandalık yapıyordur kesin.

Aynı tavrı hayatın birçok alanında görebilirsiniz. Kurallara uyuyorsanız ve kibarsanız kimse sizi sallamaz. Gücü yeten yetene yani.

O arabadan siz değil de korkacakları bir tip inseydi daha cümle kurmadan kaldırıma zıplarlardı.
 
Arabadan inip laf dalaşına girene kadar kısa bir dıt dıt bu işi çözerdi. Baya abartmışsınız.
Kaldırımlar her zaman yaya için konforlu olmuyor.

Ben de bebek arabasıyla geçebilmek için defalarca bebek arabasına kaldırım atlattım.
Defalarca engelli rampası önüne parkeden arabanın sileceklerini kaldırdım. Şoför içindeyse seslenip "buraya parkedemezsiniz" diye itiraz ettim..

Trafik gerçekten sabır işi. Sabırsız insanlar trafiğin içine ediyor.
Okul çıkışları her zaman riskli bölge. Dikkatli ve sabırlı olmaktan başka çareniz yok..
Konuda da belirttim, eskiden pek çok defa yayaları uyarı amaçlı kornaya bastım. Kimisinin ödü kopuyor korkudan bağırıp çağırıyor, kimisi araca vuruyor. Neler neler. Mesele yaya meselesi değil aslında kurallara uymak. İlk başta çocuklarda var korkutmamak amaçlı camı açıp seslendim. İlkokul çocukları niye korksunlar ki? Baktım takan olmadı kornaya hafif dokundum, söylendiler ve o şekilde araçtan indim. Tam indim de söylenemez tek ayağımı dışarı atıp ayağa kalktım. Kaldırımlar yürümek için oldukça uygundu. Dediğim gibi tamamen keyfi bir şekilde sohbet edebilmek amaçlı kenardan değil, yolda yürüyorlardı. Benden önce karşıdan gelen araca yol verdiler araba zar zor geçti iki şeritli yol düşünün, tekrar eski şekilde yürümeye başladılar. Ben geçtikten sonra da hiç istiflerini bozmadılar. Aynı şekil devam yürüdüler.
 
O kadar tanıdık bir sahne ki.
İstanbul'a gittiğimizde araba kullanırken ben de aynılarını yaşıyorum. Yalnız ben korna çalmaktan çekinmiyorum. Onlar çayıra yayılmış davar gibi yürüyorsa ben neden onlara insan muamelesi yapayım?
Ya arkadan çalınca çok kötü oluyor. Yürekleri hopluyor. İlk defa çalmayayım dedim, sonunda çaldım onda da korkup söylensiler zaten.
 
Böyle durumlarda camlarımızın kapalı ve kapıların kilitli olmasına dikkat ediyor ve kornaya abanıyoruz. İnce düşünmüyoruz, korkudan sıçratıyoruz. Trafikte kibar olmanın bu ülkede pek mümkünatı ve geçerliliği yok. Direksiyona otururken ufakça bir öküzü içimize sokarak yola çıkıyoruz.
Son iki senedir, o öküz hep içimde. Fakat o kadar çok korna yüzünden tepki aldım ki artık insanları korkutmaya çekinir oldum. Üstelik uzun da basmıyorum. Trafikte yanlış yapana tepki gösteririm, kendimi ezdirmem de işte küçük ilkokul çağı çocuklarıydı hepsi onları korkutmak istemedim.
 
Marketten çıkmış, ana caddeye ulaşmak için yolda ilerliyorum. Şansıma ya okul çıkış saatine denk gelmiş.

Yaya geçidi olmasına rağmen kimse yaya geçidini kullanmıyor, gelişi güzel yola atlıyor. Çoğu ise efendim yolun iki tarafında kaldırım olmasına rağmen yolun ortasında yürüyor. Çünkü araba durmak zorunda onlara göre. Hadi bunlar daha çocuk diyorsun.

Az daha ilerliyor, hafif virajı dönüyorsun karşına öğrenci ordusu ve biri bebek arabalı üç velinin keyfe keder yolun ortasında yürüdüğünü, karşıdan gelen aracın durmuş yayaların kendisine yol vermesini beklediğini görüyorsunuz. Aracın geçebileceği kadar kenara çekiliyorlar neyseki zahmet edip.

Sizde bir kazaya sebep olmamak için zaten yavaş gidiyorken, insanların vurdum duymazlığına karşı iyice yavaşlıyor ve yayaların peşinden tın tın ilerliyorsunuz. Lakin ana caddeye daha çok var, sabır ise mümkün değil. Tam korna ile uyaracakken daha önce yaşanan korna deneyimleri geliyor aklınıza vazgeçiyorsunuz. Yine yetişkin insanları ve çocukları düşünüyor, korkmasınlar diyorsunuz. Yine herhangi bir kazaya sebebiyet vermemek için aracı durduruyor ve camınızı açıp, sesli uyarıda bulunuyorsunuz. Çocuklar oralı olacak gibi oluyor ama bakıyorlar ki herkes aynen devam tekrar önlerine dönüp yürüyorlar. Onlara öncülük eden üç hanımefendi de bilmem hangi koyu muhabbetin ortasına dalmış şen şakrak yürüyorlar. Bu defa kornaya basıyorsunuz bir defa ve hep birlikte yerlerinden sıçrıyorlar. Dönüp suratlarını ekşitip bir şeyler söyleniyorlar, yoldan çekilmek akıllarına gelmiyor.

Sabır diyor, arabayı durduruyor el frenini çekiyor ve arabadan iniyor, hanımlar yol verseniz artık, kaldırım varken araba yolunda yürümenin manası nedir, diye gayet sakin söyleniyorsunuz sizde. Fakat haklı çıkmanıza imkân yok. Aralarından bir hanımefendi, "Benim de ehliyetim var, trafikte öncelik yayalarındır," diyor. İçinizden, o ehliyeti nasıl almayı başardığına dair düşünceler geçiyor. Tabii hemen yanlış bilgi ile hareket ettiğini söylüyor ve doğrusunu açıklıyorsunuz. Mümkün değil, haklı olan onlar olmalı. Her neyse geçebilir miyim artık diye bir de izin istiyorsunuz. Söylene söylene kenara çekiliyorlar ama sizin içiniz rahat etmiyor ve insan olarak en azından etrafınızdaki okul çağı çocuklarına duyurmak için uyarma gereğinde bulunuyorsunuz.

"Hanımefendiler, araba yolları araçlar için kaldırımlar ise yayalar güvenli yürüyebilsinler diye yapılmıştır. Araba yolunda sırf yanyana yürüyüp keyfekeder sohbet etmek için yürümek suçtur. Çocuklara da kötü örnek olmayın lütfen," diyor ve olay büyümesin diye arabanıza biniyor, çalıştırıp hemen oradan uzaklaşıyorsunuz. Lakin dikiz aynasına baktığınız zaman eski konumlarına geri dönüyor olduklarını görüyor ve bu ülkeden artık umudu kesiyorsunuz.

Bu insanlara şaşıp kalmamak elde değil. Olayı bir saat olmayacak aynen bu şekilde yaşadım. Sadece bugün değil, defalarca böyle şeylerle karşılaştım. Sadece bir hafta içinde 2 defa kaldırım olmasına ve kaldırımda yürümeye engel bir şey olmamasına rağmen, farklı günlerde araba yolunda yürüyen iki bebek arabalı insan ile karşılaştım. Nedir bu yozlaşmışlık! Bilgisizlik, yanlış bilgi kirliliği? Bu ülkede teorik derslere girmeden yazılı ve direksiyon sınavından geçtiği için ehliyet alan insan sayısı azımsanamayacak kadar çok. Bazen sakin kalmakta inanın ki çok ama çok zor.
Aynen bende bunu çok yaşıyorum. Özellikle en sinir olduğum tam caddeden tali yola dönerken karşıdan karşıya tali yolun ortasından caddeye doğru yürüyen yayalar..Kaldırımdan bihaber yürüyorlar hem kendilerini hem akan caddede ki araçları tehlikeye atıyorlar. .

İnsanların rahatlığından dolayı çok sık kornaya basıyorum.
Burası İstanbul ve Ümraniye
Tabi samte göre bu durum değişebiliyor her yer böyle olmuyor.
 
İlginç bende yaya geçidi olmasına rağmen vızır vızır geçen arabaları görüyorum .Avrupa da ayağımı kaldırımdan attığım anda araba duruyor burda nerdeyse hırsla üstümüze sürülüyor.yapmur çamur çoluk çocuk demiyorlar valla asla yol vermiyorlar
Kaldırım olduğu halde yoldan yürümem tabi ama yaya olduğum için yol vereni de çok az .kırkta birdir yani.
Ben o yüzde kırklık dilimdeyim. Yaya geçidi olmasa dahi insanlara işlek caddeler hariç yol veririm. Yaya geçidi ise kesinlikle yaya yola adım atmadan öncelik tanırım, çünkü ben de arabasız dışarı çıkıyorum bazen. Benim isyanımda buna zaten. Kural tanımamazlık. Mesele yaya önceliği, araba önceliği değil. Herkes kurallara uysa bunların hiçbiri olmaz.
 
nereye ihbar ediyorsunuz

ben de motosiklet sesinden rahatsızım bildiğim kadarıyla yüksek ses yasak video alıp atsam olur mu
https://www.egm.gov.tr/sayfalar/ihbar.aspx şikayet edebilirsiniz ama elinizde ses için video kaydı olması gerekiyor. Araçlara özellikle ses çıkarması için bazı egzoslar takılıyor, onlar yasak. Kaldırıma falan çeken araç görürseniz de çekin fotoğrafını şikayet edin.
 
Memlekette yürüyecek kaldırım mi var. Insanlar mecbur yolda yürüyor
Orada maalesef kaldırım vardı. Konuda da belirttim. Yol üzerinde yanyana sohbet ederek yürüyorlardı. Okul çevresi orası mecbur kaldırım oluyor.
 
Nasıl haklısın .
Çıkan haberleri birtarafından dinliyor herkes .
Bugun doktora kontrole gittim yolda sinir krizi geçircektim .
Kocaman kadın ahestee ahstee yaylana yaylana yürüyor .
Eşim kornaya bastı .
Bize bakıp hareket yapıyır bide ..

Allahım gerçekten sabır versin .
Kural bilmeyen insanlarla karşılaştırmasın. ( yaya içinde araba kullanıcıları içinde geçerli lafım )
Bana da çok denk geliyor. Sadece direksiyon başındayken değil, kendim yaya olarak beklerken de veya yürürken de bir bakıyorum biri işlek caddeye hop diye atlayıveriyor.
 
Ben de arabalarını kaldırımlara park etme hakkını kendinde bulanlardan şikayetçiyim. Ayrıca çoğu sürücünün yaya geçidinde yayalara öncelik falan verdiği yok. Yarım saat bekliyorum, bir tane araba geçmeme izin vermiyor... Yarım saat sonra izin veren insan da genelde bayanlar olmuyor maalesef... Bayan sürücüler oldukça anlayışsız.. Bilgisiz..
Ben her daim yol veriyorum, istisnasız. O sebepten çok fazla korna çalıyorlar bana. Yaya geçidine adım attığınız an yol vermek zorundalar normalde. Fakat insanımız kıt olduğu için biraz işte eliniz ile uyarı verin, çoğu yavaşlayacaktır.
 
Marketten çıkmış, ana caddeye ulaşmak için yolda ilerliyorum. Şansıma ya okul çıkış saatine denk gelmiş.

Yaya geçidi olmasına rağmen kimse yaya geçidini kullanmıyor, gelişi güzel yola atlıyor. Çoğu ise efendim yolun iki tarafında kaldırım olmasına rağmen yolun ortasında yürüyor. Çünkü araba durmak zorunda onlara göre. Hadi bunlar daha çocuk diyorsun.

Az daha ilerliyor, hafif virajı dönüyorsun karşına öğrenci ordusu ve biri bebek arabalı üç velinin keyfe keder yolun ortasında yürüdüğünü, karşıdan gelen aracın durmuş yayaların kendisine yol vermesini beklediğini görüyorsunuz. Aracın geçebileceği kadar kenara çekiliyorlar neyseki zahmet edip.

Sizde bir kazaya sebep olmamak için zaten yavaş gidiyorken, insanların vurdum duymazlığına karşı iyice yavaşlıyor ve yayaların peşinden tın tın ilerliyorsunuz. Lakin ana caddeye daha çok var, sabır ise mümkün değil. Tam korna ile uyaracakken daha önce yaşanan korna deneyimleri geliyor aklınıza vazgeçiyorsunuz. Yine yetişkin insanları ve çocukları düşünüyor, korkmasınlar diyorsunuz. Yine herhangi bir kazaya sebebiyet vermemek için aracı durduruyor ve camınızı açıp, sesli uyarıda bulunuyorsunuz. Çocuklar oralı olacak gibi oluyor ama bakıyorlar ki herkes aynen devam tekrar önlerine dönüp yürüyorlar. Onlara öncülük eden üç hanımefendi de bilmem hangi koyu muhabbetin ortasına dalmış şen şakrak yürüyorlar. Bu defa kornaya basıyorsunuz bir defa ve hep birlikte yerlerinden sıçrıyorlar. Dönüp suratlarını ekşitip bir şeyler söyleniyorlar, yoldan çekilmek akıllarına gelmiyor.

Sabır diyor, arabayı durduruyor el frenini çekiyor ve arabadan iniyor, hanımlar yol verseniz artık, kaldırım varken araba yolunda yürümenin manası nedir, diye gayet sakin söyleniyorsunuz sizde. Fakat haklı çıkmanıza imkân yok. Aralarından bir hanımefendi, "Benim de ehliyetim var, trafikte öncelik yayalarındır," diyor. İçinizden, o ehliyeti nasıl almayı başardığına dair düşünceler geçiyor. Tabii hemen yanlış bilgi ile hareket ettiğini söylüyor ve doğrusunu açıklıyorsunuz. Mümkün değil, haklı olan onlar olmalı. Her neyse geçebilir miyim artık diye bir de izin istiyorsunuz. Söylene söylene kenara çekiliyorlar ama sizin içiniz rahat etmiyor ve insan olarak en azından etrafınızdaki okul çağı çocuklarına duyurmak için uyarma gereğinde bulunuyorsunuz.

"Hanımefendiler, araba yolları araçlar için kaldırımlar ise yayalar güvenli yürüyebilsinler diye yapılmıştır. Araba yolunda sırf yanyana yürüyüp keyfekeder sohbet etmek için yürümek suçtur. Çocuklara da kötü örnek olmayın lütfen," diyor ve olay büyümesin diye arabanıza biniyor, çalıştırıp hemen oradan uzaklaşıyorsunuz. Lakin dikiz aynasına baktığınız zaman eski konumlarına geri dönüyor olduklarını görüyor ve bu ülkeden artık umudu kesiyorsunuz.

Bu insanlara şaşıp kalmamak elde değil. Olayı bir saat olmayacak aynen bu şekilde yaşadım. Sadece bugün değil, defalarca böyle şeylerle karşılaştım. Sadece bir hafta içinde 2 defa kaldırım olmasına ve kaldırımda yürümeye engel bir şey olmamasına rağmen, farklı günlerde araba yolunda yürüyen iki bebek arabalı insan ile karşılaştım. Nedir bu yozlaşmışlık! Bilgisizlik, yanlış bilgi kirliliği? Bu ülkede teorik derslere girmeden yazılı ve direksiyon sınavından geçtiği için ehliyet alan insan sayısı azımsanamayacak kadar çok. Bazen sakin kalmakta inanın ki çok ama çok zor.
Çok güzel yazmışsınız çok da haklısınız. Yayalara önceliği çok yanlış anlamışlar. Tabi bunların bir de şöför versiyonları var. Okul çıkışında, okul çantasının birini önüne birini sırtına asmış iki elinde çocukları, zar zor akan trafikte bel fıtığı olmak üzere karşıya geçmek için sabırla bekleyen kadına ısrarla yol vermeyen şöförler de bol. Bu kadın karşıya geçerken, sağa dönecek gibi yapıp, ani bir hamleyle direksiyonu bu iki çocuk ve annenin üzerine kırıp gaza basan ( ki amacının sadece korkutmak olduğunu o an anlıyorsun çünki yine ani bir frenle sana vuracakken durup yolcu indiriyor) minibüs şöförü gibi insan müsveddeleri de var. Bunu da ekliyim dedim ama olay yaya şöför meselesi değil. Olay sizin gibi, benim gibi karşısındaki insana saygı gösteren çok az insan kaldı. İnsanlar karşısındakine saygısızlık etmeyi maharet sayıyor artık. “Benim yolum, ohhhh, durdum yolun ortasında yük indiriyorum, sizde eşşek gibi bekleyin diye, yoksa gider ilerde sola parkeder orada yükü indirirdim” diye düşünen şöförler türedi. “Ben yolun ortasından yürürüm”diyen yayalar türedi. Bu arada bir şey ekleyeceğim, bebek arabası meselesi. Bu çok ayrı bir durum. Onu da tecrübelerim ile açıklamak istiyorum. Puset ile çıkıyorsunuz evden, kaldırım rampasından ineceksiniz, araba parketmiş rampa önüne. Yola iniyorsunuz karşıya geçiyorsunuz boş bir rampa bulup diğer kaldırıma geçiyorsunuz, mutlu mesut bir kaç metre ilerliyorsunuz. O ne kaldırıma araba parketmiş. Yine mecbur yola iniyorsunuz. Ve bu kısır döngü bu şekilde , siz puset kullandığınız sürece devam ediyor. Çok şükür çocuklar büyüdü de kurtuldum o eziyetten:))
 
Canım Bursa'da yaşıyorum. Şuan oturduğum yerde bir senedir yaşıyorum. Öncesinde Özlüce ilçesinde yaşıyordum ama orası da böyleydi hemen hemen. 9-10 yaşındaki çocuk arkasında araba geldiğini gördüğü halde yol ortasında yürüdüğünü, kornaya basınca arabaya vurduğunu gördü bu gözler. İki sene okula kızımı servisle bıraktım. İnan geri geri okulun park alanından çıkıp, yola girerken aklım çıkardı. İlk kalkış anından bahsetmiyorum, düşün araba yola girmiş geri geri geldiğini bile bile arabanın arkasına atlayan liseli gençlerle az uğraşmadım. 200-300 metre ışığa yürümeye üşenip, vızır vızır geçen arabaların ortasına İzmir yoluna atlayan da çok gördüm.
Sizde o yolu kullanmayın ..okula cocugunuzu birakiyorsaniz yada cikista aliyorsaniz biraz uzakta arabayi birakin yürüyerek gidin gelin...bile bile insanlarin arasindan gecmeyin hem kafaniz rahat olsun hem sinirleriniz bozulmasin..
Kalabalik olunca cocuklar veliler bi kaldirima sığmıyor demekki
 
Sürücüsü ayrı dert yayası ayrı dert gerçekten.
Bence birçok insan bunu güç meselesi haline getiriyor. Yaya da sürücü de bir diğeri için "eşşşek gibi bekleyecek" deyip trafiği katlediyorlar.
Kimse ne kibarlıktan anlıyor ne kuraldan.

Daha dün elemanın teki karşıya geçiyor, bizi görünce hızlandı hemen geçmek için. Biz durup yol verince adeta bir tembel hayvan hızına düştü ve dik değil hipotenüsten geçti uzun uzun.
Çünkü yol verdiysek kibar ve enayiyiz. Kendisi araç kullanırken kimseye yol vermeden magandalık yapıyordur kesin.

Aynı tavrı hayatın birçok alanında görebilirsiniz. Kurallara uyuyorsanız ve kibarsanız kimse sizi sallamaz. Gücü yeten yetene yani.

O arabadan siz değil de korkacakları bir tip inseydi daha cümle kurmadan kaldırıma zıplarlardı.
Canım trafikteki magandaları bile bana diş geçiremezken, bugün kibarlık edeyim dedim ama işte insanımızın hali.

Ben zaten sadece yayalardan dert yanmadım. Çoğu arkadaş öyle anladı. Genel olarak biz böyle bir milletiz. Empati yoksunuyuz. Kuralları uymayı bilmiyor, görgüsüz gibi davranıyoruz.
 
Şaşırdım açıkçası,tamam yola atlayan yada yol verince tin tin ağır çekim yürüyene çok denk geldim araç kullanırken ama yolda yürüyen böyle bir kalabalığa denk gelmedim hiç.
Tabi ki yola çıkan,kenarda bekleyip aniden yola atlayan,yaya geçidi,üstgeçit varken ısrarla kullanmayan çok insan da gördüm.
Kaldırım demişsiniz ama kaldırımlar çoğu zaman bebek arabasıyla yürümek için ideal olmuyor. Bizim sokakta olmuyor yani,bir bakıyorum ağaçları budayıp kaldırıma yığmışlar budadıklarını,hadi yürü yürüyebilirsen. Yada kaldırıma çıkmış,rampayı kapatacak şekilde parketmiş araçlar oluyor,yine yürü yürüyebilirsen durumu.
Geçen gün arabamı park ettim ispark'a 1 saat işim vardı,geldim arabamı çıkaramadım zira tam arkama park yeri olmamasina rağmen park etmiş kadının biri(benim araç park yeri olan cepte idi,arkama yol tarafına bırakmış)görevli buldu çağırdı,10 dakikaya yakın arabada bekledim ki bebeği koydum arabaya,kızımı oturttum,bebek arabasını bagaja yerleştirdim bunlardan hariç 10 dakika rahat bekledim,kadının bir gelişi var sakin sakin sanki sahilde yürüyor,bindi arabaya yine ağır aheste hareket ediyor,gel de katil olma dedim içimden.
Hem ben para verip parkediyorum aracımı,sen 5 kurus ödemiyorsun,hem beni bekletiyorsun,hemde ağır ağır geliyorsun,uyuşuk uyuşuk hareketler yapıyorsun saygısızca,sanki ben onu bekletmişim.
Bizim insanımız yaya olsun yada araç kullansın ,hangi konumda olduğundan bağımsız saygıdan,nezaketten bir haber maalesef.
Değişebileceğimize inanmıyorum.
 
Ne casaret yolda yuruyorlar ben ters seridi bile kontrol ediyorum kaldirimda yurusek bile araba carpma olasiligi varken hangi akla hizmet boyle birsey yapiyorlar
 
malesef kaldırımlar ınsanların yuruyebılecegı sekılde degıl
ya kaldırımlar agaclarla dolu
ya kucuk dar kaldırım aracların ıstılasında
yaya gecıdınde ne olursa olsun arac durmalı yayalara yol vermelı duran yok
ınsanlar kaldırımda yurumelı kaldırım yok
benım basıma gelenı anlatayım
kaldırımda yuruyorum
arkamdan motorsiklet kornaya basıyor
ısrarla duymamazlıktan geldım ısrarla kaldırım benım hakkım cunku
baktım dıbımde popomun dıbınde
buyur dıye yol verdım
kaldırımda motora yol verdım

gerısını sız dusunun
 
Peki ya kaldırımlara park edilen araçlar ne olacak ? Yapılan kaldırımlar ne kadar kullanışlı?kornaya basınca insanlar dağılıyor bu kadar basit .Fazla dramatize etmişsiniz durumu
 
Aynen bende bunu çok yaşıyorum. Özellikle en sinir olduğum tam caddeden tali yola dönerken karşıdan karşıya tali yolun ortasından caddeye doğru yürüyen yayalar..Kaldırımdan bihaber yürüyorlar hem kendilerini hem akan caddede ki araçları tehlikeye atıyorlar. .

İnsanların rahatlığından dolayı çok sık kornaya basıyorum.
Burası İstanbul ve Ümraniye
Tabi samte göre bu durum değişebiliyor her yer böyle olmuyor.
Dert edindiğim şey zaten sadece bir şoför olarak değil, yaya olarak da hassasiyet gösterdiğim bir durum.

İnsan hayatı bu kadar ucuz olmamalı. Hem yaya için söylüyorum hem de şoförler için.
 
X