Babam tek başına bir neden gerçekten. Anneme alıştık artık, yaptığının farkında değil diye hoş karşılasak da, babam gayet her şeyin farkında. bütün bu durumları bildiği halde, yalnızca kendi üst katını alma teklifinde bulunması da bu yüzden.Bence hiç bulaşmayın.anneyle görüşmezseniz olur sık sık ama babanız herşeyi üstünüze yıkacak gibi duruyor.
Olumlu yanları beni de çok düşündürüyor. O yüzden ikilemde kaldım. Şu anki evimizden kendi bütçemizle çıkamayız. Çünkü Taksit ödüyoruz, kirayla beraber. Biz kendimiz ev alana dek oğlumun oyun çağı bile geçmiş olacak.şimdi baban size 200 yardım ederse bahsettiğin gibi annenim bakımına katkıda bulunmanı bekleyebilir. bunu sözlü olarak yapmasa bile beklenti içinde olabilir.
eğer babanla ve diğer herkese annenle olan ilişkine eskisi gibi uzaktan devam etmek istediğini ve senden bir şey beklenmesini istemediğini net bir şekilde ifade edebilir ve herkesin de bu şekilde davranacağına ikna olursan olumlu yanları bana da çok olumlu geldi açıkçası.
Üst katındaki daire. Eşim tam sizin dediğiniz gibi söylüyor. Çok muhatap olma. Gerekirse ben de uyarırım onları diyor. Kardeşlerim ve gelinlerimiz çok iyi sağolsunlar. Hatta onlar abla gel, biz seni koruruz diyorlar. Çünkü annem babam gelinlere hiç katılamıyor. Biz koydurduk o mesafeyi.
Ama kendi ailemden beni onların koruyacağı düşüncesi bile incitici geliyor bana. Bir de çalışmadığım için evde olacağım. Dediğim gibi psikiyatrik tedavi görüyorum. Bitince yine tüp bebeğe başlayacağım muhtemelen. Çalışsaydım, dediğiniz gibi biraz uzak olurdum bu sorunlardan.
Narsist bir anneyle büyümenin ne demek olduğunu iyi bilen biri olarak kesinlikle taşınmamanızı öneriyorum. Ruh sağlığınızı bozmaya değmez hiç kimse. İnşaatı bitecek olan evinize taşınana kadar oğlunuza başka sosyal aktiviteler bulursunuz, eğlenceli kurslar gibi. Sosyalleşme ihtiyacını orada giderir şimdilikiyi günler hanımlar. Şu anda çok ikilemdeyim. Lütfen çok uzun demeden bana bir yardım edin.
Biz şu anda kötü bir evde, kötü bir semtte, kirada yaşıyoruz. Annemler ve iki kardeşim lüks, havuzlu, Bahçeli bir sitede, aynı apartmanda oturuyorlar. İki kardeşime babam oradan ev aldı. Şimdi bizim de Annemlerin üst katına taşınma durumumuz var.
Normalde tam tersi olur, bizde eşim ailemin yanına taşınmak istiyor, ben istemiyorum.annem, babam, kardeşlerim, dedem, ananem, eşim oğlum hepsine karşı ben tek başıma direniyorum Ama tabi ki Benim de sebeplerim var. Şartları söyliyeyim, siz karar verin.
Taşınmanın pozitif yanları:
1) güzel bir sitede oturacağız, 10 yaşında oğlum rahat oynayabilecek. Spor yapabileceğiz. Şu anda kapının önüne çıkamıyor, sokağımız hep tekstil atölyesi, Suriyeli, Afrikalı tip tip insan dolu.
2) ailenin yanında olmanın avantajları da var. Bir işim olduğunda oğlumu bırakırım, gider geliriz. İleride yüksek lisans düşünüyorum mesela, o zaman rahat olurum.
3) oğlum tek çocuk. Benim de sağlık sebepleriyle uzun süre çocuk yapabilme ihtimalim yok. Çok sıkılıyor. Orada kardeşlerimin bebekleri var. Onları çok seviyor. Onların yanında biraz abiliğin tadını çıkarabilme, oynama, kardeş sevgisini bir nebze tadabilme ihtimali var.
4) oğlum siteyi çok istiyor. Ben taşınmayacağım deyince çok ağladı, ben çocukluğumu yaşamak istiyorum, evden dışarı çıkabilmek istiyorum diye. O sitede okuldan arkadaşları da var.
Taşınmanın negatif yanları:
1) annemle benim aram çok bozuk. Annemin herkesle arası çok bozuk zaten ama bana özellikle takık. Ona yardım eden, elinin altında olan herkese çok zalim. Ona çok pas vermeyen insanlara karşı da o kadar saygılı.
Çocukluğumuzu mahvetti. Kardeşler olarak bir çeşit narsist olduğunu düşünüyoruz. Sevgi yoktu hiç, hala öyle. Sonra MS oldu, şu an çok zor yürüyor. Üç kardeş onun için çok çabalamış olmamıza rağmen, umrunda bile değil. Ameliyat oldu, oğlumu okula göndermedim, ona baktım, mutfağı ikimiz temizlerken temizlikçiyle konuştuk diye beni evden kovdu. Başka gün buzdolabını temizlerken, kurumuş limon kabuklarını attım diye beni evden kovdu. O kadar çok ki. Gülüyoruz artık anlatırken. Annemin temizlikçisi bile buraya gelme, dünyanı da ahiretini de yakarsın. Evde bozulan her şeyi senden biliyor dedi. Ağzından bazen kovmaktan daha beter kelimeler de çıkıyor. Yalnızca bağırınca susuyor. O yüzden ben ya konuşmuyorum, ya da çok karışırsa kızıyorum.
ben hiç yardımımı esirgemedim. İki kardeşimin düğününü ben tek başıma yaptım. Ama yakında olup bedduasını alacağıma, uzakta olup duasını alayım diyorum. Evlerimiz arabayla 20 dakika zaten.
2) Babam yurt dışında çalışıyor. Benim gitmemin ona çok faydası olacak. Aklı annemde kalmayacak hiç. Annem devamlı yanındaki yardımcı kadınları kovuyor, 4 senede 9-10 yardımcı değişti. Üst katında olunca, ben devamlı inmek zorunda kalacağım. Gelinlerimize öyle gidip gelin diyemiyor. Zaten kardeşlerimle biz kızları tembihledik, çok yüz göz olmayın, yaranamazsınız, bir de çok üzülürsünüz diye. Babam şimdi geldiğinde bile evden kaçıyor, ben gidince iyice uzatabilecek gidişlerini. ve annem yardımcıları kovduğunda, acele etmeyecek yenisini bulmak için.
3) babamın en sevdiği şey misafir. Çok güzel bir yönü aslında. Yine de hiç söylemeden 20 kişiyle gelir pat diye. Yine gelinlere söyleyemez ama ben üst katta olunca direkt beni çağırır. Ben daha planlı bir insanım. Misafiri severim ama çat kapı değil. Haberli olmasını isterim. Programım varsa ona uydurmak isterim.
4) annemle benim ilişkim çok kötü, bağırmalar sık yaşanıyor. Bunu oğlumun devamlı görmesini ve bunu normal algılamasını istemiyorum. O zaman onda ben de bağırabilirim imajı oluşacak. Annemin sağı solu belli olmaz. Oğlum ilkokuldayken çarpım tablosunu ezberliyor mesela. Oğluma sen daha bunları ezberle, senin yaşında çocuklar hafızlık yapıyor diyor. Ben de kızıyorum öyle söyleyince.
5) ben öğretmenim. kardeşlerimin düğünlerini yapabilmek için atama olacak puanım olduğu halde Atanmadım, sınavları bıraktım. İki düğün yaptım ardarda. Arada erken menapozda olduğum ortaya çıktı 27 yaşında. işi tamamen bırakıp Tüp bebeğe başladım. bu sırada düğünleri annemlerle kavga gürültü yaptım. Hem onlar için kendimi ve oğlumu sürükledim, hem de bir teşekkür görmedim. Sonucunda geçen sene çok büyük bir depresyon yaşadım. Paranoyaya vardı, bir ay uyutuldum. Şu an ilaçlarla iyileştim ama sinirlerim çok yıpranmış durumda. eskiden hiç dokunmazdı ama Artık en küçük kavgayı bile kaldıramıyorum. Hemen yatak döşeklik oluyorum. Anlattığım ortamda benim devamlı gerilme ihtimalim hep olacak.
Sebepler böyle, evi alım şeklimiz de şöyle: kendimizin Kadıköy’de bir evimiz var, şu an inşaat, bitmesine daha var. Bitmiş muadilleri 700, babamların aldığı ev 900.
eşim bizim evi verelim, baban da 200 yardım etmiş olsun. Benim için ev fark etmez, sabah gidip akşam geliyorum ama sen iyi bir sitede oturur, annenle çok yüz göz olmazsan, ailenin yanında olmanın avantajlarını da yaşamış olursun diyor.
Herkese karşı ben. Manzara oradan nasıl görünüyor? Haksız mıyım?
Sakın kabul etme kırk kere seni koruruz desinler bu olayları yine görmüş yaşamış duymuş olacaksın sinirlerin bozulacakBabam tek başına bir neden gerçekten. Anneme alıştık artık, yaptığının farkında değil diye hoş karşılasak da, babam gayet her şeyin farkında. bütün bu durumları bildiği halde, yalnızca kendi üst katını alma teklifinde bulunması da bu yüzden.
iyi günler hanımlar. Şu anda çok ikilemdeyim. Lütfen çok uzun demeden bana bir yardım edin.
Biz şu anda kötü bir evde, kötü bir semtte, kirada yaşıyoruz. Annemler ve iki kardeşim lüks, havuzlu, Bahçeli bir sitede, aynı apartmanda oturuyorlar. İki kardeşime babam oradan ev aldı. Şimdi bizim de Annemlerin üst katına taşınma durumumuz var.
Normalde tam tersi olur, bizde eşim ailemin yanına taşınmak istiyor, ben istemiyorum.annem, babam, kardeşlerim, dedem, ananem, eşim oğlum hepsine karşı ben tek başıma direniyorum Ama tabi ki Benim de sebeplerim var. Şartları söyliyeyim, siz karar verin.
Taşınmanın pozitif yanları:
1) güzel bir sitede oturacağız, 10 yaşında oğlum rahat oynayabilecek. Spor yapabileceğiz. Şu anda kapının önüne çıkamıyor, sokağımız hep tekstil atölyesi, Suriyeli, Afrikalı tip tip insan dolu.
2) ailenin yanında olmanın avantajları da var. Bir işim olduğunda oğlumu bırakırım, gider geliriz. İleride yüksek lisans düşünüyorum mesela, o zaman rahat olurum.
3) oğlum tek çocuk. Benim de sağlık sebepleriyle uzun süre çocuk yapabilme ihtimalim yok. Çok sıkılıyor. Orada kardeşlerimin bebekleri var. Onları çok seviyor. Onların yanında biraz abiliğin tadını çıkarabilme, oynama, kardeş sevgisini bir nebze tadabilme ihtimali var.
4) oğlum siteyi çok istiyor. Ben taşınmayacağım deyince çok ağladı, ben çocukluğumu yaşamak istiyorum, evden dışarı çıkabilmek istiyorum diye. O sitede okuldan arkadaşları da var.
Taşınmanın negatif yanları:
1) annemle benim aram çok bozuk. Annemin herkesle arası çok bozuk zaten ama bana özellikle takık. Ona yardım eden, elinin altında olan herkese çok zalim. Ona çok pas vermeyen insanlara karşı da o kadar saygılı.
Çocukluğumuzu mahvetti. Kardeşler olarak bir çeşit narsist olduğunu düşünüyoruz. Sevgi yoktu hiç, hala öyle. Sonra MS oldu, şu an çok zor yürüyor. Üç kardeş onun için çok çabalamış olmamıza rağmen, umrunda bile değil. Ameliyat oldu, oğlumu okula göndermedim, ona baktım, mutfağı ikimiz temizlerken temizlikçiyle konuştuk diye beni evden kovdu. Başka gün buzdolabını temizlerken, kurumuş limon kabuklarını attım diye beni evden kovdu. O kadar çok ki. Gülüyoruz artık anlatırken. Annemin temizlikçisi bile buraya gelme, dünyanı da ahiretini de yakarsın. Evde bozulan her şeyi senden biliyor dedi. Ağzından bazen kovmaktan daha beter kelimeler de çıkıyor. Yalnızca bağırınca susuyor. O yüzden ben ya konuşmuyorum, ya da çok karışırsa kızıyorum.
ben hiç yardımımı esirgemedim. İki kardeşimin düğününü ben tek başıma yaptım. Ama yakında olup bedduasını alacağıma, uzakta olup duasını alayım diyorum. Evlerimiz arabayla 20 dakika zaten.
2) Babam yurt dışında çalışıyor. Benim gitmemin ona çok faydası olacak. Aklı annemde kalmayacak hiç. Annem devamlı yanındaki yardımcı kadınları kovuyor, 4 senede 9-10 yardımcı değişti. Üst katında olunca, ben devamlı inmek zorunda kalacağım. Gelinlerimize öyle gidip gelin diyemiyor. Zaten kardeşlerimle biz kızları tembihledik, çok yüz göz olmayın, yaranamazsınız, bir de çok üzülürsünüz diye. Babam şimdi geldiğinde bile evden kaçıyor, ben gidince iyice uzatabilecek gidişlerini. ve annem yardımcıları kovduğunda, acele etmeyecek yenisini bulmak için.
3) babamın en sevdiği şey misafir. Çok güzel bir yönü aslında. Yine de hiç söylemeden 20 kişiyle gelir pat diye. Yine gelinlere söyleyemez ama ben üst katta olunca direkt beni çağırır. Ben daha planlı bir insanım. Misafiri severim ama çat kapı değil. Haberli olmasını isterim. Programım varsa ona uydurmak isterim.
4) annemle benim ilişkim çok kötü, bağırmalar sık yaşanıyor. Bunu oğlumun devamlı görmesini ve bunu normal algılamasını istemiyorum. O zaman onda ben de bağırabilirim imajı oluşacak. Annemin sağı solu belli olmaz. Oğlum ilkokuldayken çarpım tablosunu ezberliyor mesela. Oğluma sen daha bunları ezberle, senin yaşında çocuklar hafızlık yapıyor diyor. Ben de kızıyorum öyle söyleyince.
5) ben öğretmenim. kardeşlerimin düğünlerini yapabilmek için atama olacak puanım olduğu halde Atanmadım, sınavları bıraktım. İki düğün yaptım ardarda. Arada erken menapozda olduğum ortaya çıktı 27 yaşında. işi tamamen bırakıp Tüp bebeğe başladım. bu sırada düğünleri annemlerle kavga gürültü yaptım. Hem onlar için kendimi ve oğlumu sürükledim, hem de bir teşekkür görmedim. Sonucunda geçen sene çok büyük bir depresyon yaşadım. Paranoyaya vardı, bir ay uyutuldum. Şu an ilaçlarla iyileştim ama sinirlerim çok yıpranmış durumda. eskiden hiç dokunmazdı ama Artık en küçük kavgayı bile kaldıramıyorum. Hemen yatak döşeklik oluyorum. Anlattığım ortamda benim devamlı gerilme ihtimalim hep olacak.
Sebepler böyle, evi alım şeklimiz de şöyle: kendimizin Kadıköy’de bir evimiz var, şu an inşaat, bitmesine daha var. Bitmiş muadilleri 700, babamların aldığı ev 900.
eşim bizim evi verelim, baban da 200 yardım etmiş olsun. Benim için ev fark etmez, sabah gidip akşam geliyorum ama sen iyi bir sitede oturur, annenle çok yüz göz olmazsan, ailenin yanında olmanın avantajlarını da yaşamış olursun diyor.
Herkese karşı ben. Manzara oradan nasıl görünüyor? Haksız mıyım?
iyi günler hanımlar. Şu anda çok ikilemdeyim. Lütfen çok uzun demeden bana bir yardım edin.
Biz şu anda kötü bir evde, kötü bir semtte, kirada yaşıyoruz. Annemler ve iki kardeşim lüks, havuzlu, Bahçeli bir sitede, aynı apartmanda oturuyorlar. İki kardeşime babam oradan ev aldı. Şimdi bizim de Annemlerin üst katına taşınma durumumuz var.
Normalde tam tersi olur, bizde eşim ailemin yanına taşınmak istiyor, ben istemiyorum.annem, babam, kardeşlerim, dedem, ananem, eşim oğlum hepsine karşı ben tek başıma direniyorum Ama tabi ki Benim de sebeplerim var. Şartları söyliyeyim, siz karar verin.
Taşınmanın pozitif yanları:
1) güzel bir sitede oturacağız, 10 yaşında oğlum rahat oynayabilecek. Spor yapabileceğiz. Şu anda kapının önüne çıkamıyor, sokağımız hep tekstil atölyesi, Suriyeli, Afrikalı tip tip insan dolu.
2) ailenin yanında olmanın avantajları da var. Bir işim olduğunda oğlumu bırakırım, gider geliriz. İleride yüksek lisans düşünüyorum mesela, o zaman rahat olurum.
3) oğlum tek çocuk. Benim de sağlık sebepleriyle uzun süre çocuk yapabilme ihtimalim yok. Çok sıkılıyor. Orada kardeşlerimin bebekleri var. Onları çok seviyor. Onların yanında biraz abiliğin tadını çıkarabilme, oynama, kardeş sevgisini bir nebze tadabilme ihtimali var.
4) oğlum siteyi çok istiyor. Ben taşınmayacağım deyince çok ağladı, ben çocukluğumu yaşamak istiyorum, evden dışarı çıkabilmek istiyorum diye. O sitede okuldan arkadaşları da var.
Taşınmanın negatif yanları:
1) annemle benim aram çok bozuk. Annemin herkesle arası çok bozuk zaten ama bana özellikle takık. Ona yardım eden, elinin altında olan herkese çok zalim. Ona çok pas vermeyen insanlara karşı da o kadar saygılı.
Çocukluğumuzu mahvetti. Kardeşler olarak bir çeşit narsist olduğunu düşünüyoruz. Sevgi yoktu hiç, hala öyle. Sonra MS oldu, şu an çok zor yürüyor. Üç kardeş onun için çok çabalamış olmamıza rağmen, umrunda bile değil. Ameliyat oldu, oğlumu okula göndermedim, ona baktım, mutfağı ikimiz temizlerken temizlikçiyle konuştuk diye beni evden kovdu. Başka gün buzdolabını temizlerken, kurumuş limon kabuklarını attım diye beni evden kovdu. O kadar çok ki. Gülüyoruz artık anlatırken. Annemin temizlikçisi bile buraya gelme, dünyanı da ahiretini de yakarsın. Evde bozulan her şeyi senden biliyor dedi. Ağzından bazen kovmaktan daha beter kelimeler de çıkıyor. Yalnızca bağırınca susuyor. O yüzden ben ya konuşmuyorum, ya da çok karışırsa kızıyorum.
ben hiç yardımımı esirgemedim. İki kardeşimin düğününü ben tek başıma yaptım. Ama yakında olup bedduasını alacağıma, uzakta olup duasını alayım diyorum. Evlerimiz arabayla 20 dakika zaten.
2) Babam yurt dışında çalışıyor. Benim gitmemin ona çok faydası olacak. Aklı annemde kalmayacak hiç. Annem devamlı yanındaki yardımcı kadınları kovuyor, 4 senede 9-10 yardımcı değişti. Üst katında olunca, ben devamlı inmek zorunda kalacağım. Gelinlerimize öyle gidip gelin diyemiyor. Zaten kardeşlerimle biz kızları tembihledik, çok yüz göz olmayın, yaranamazsınız, bir de çok üzülürsünüz diye. Babam şimdi geldiğinde bile evden kaçıyor, ben gidince iyice uzatabilecek gidişlerini. ve annem yardımcıları kovduğunda, acele etmeyecek yenisini bulmak için.
3) babamın en sevdiği şey misafir. Çok güzel bir yönü aslında. Yine de hiç söylemeden 20 kişiyle gelir pat diye. Yine gelinlere söyleyemez ama ben üst katta olunca direkt beni çağırır. Ben daha planlı bir insanım. Misafiri severim ama çat kapı değil. Haberli olmasını isterim. Programım varsa ona uydurmak isterim.
4) annemle benim ilişkim çok kötü, bağırmalar sık yaşanıyor. Bunu oğlumun devamlı görmesini ve bunu normal algılamasını istemiyorum. O zaman onda ben de bağırabilirim imajı oluşacak. Annemin sağı solu belli olmaz. Oğlum ilkokuldayken çarpım tablosunu ezberliyor mesela. Oğluma sen daha bunları ezberle, senin yaşında çocuklar hafızlık yapıyor diyor. Ben de kızıyorum öyle söyleyince.
5) ben öğretmenim. kardeşlerimin düğünlerini yapabilmek için atama olacak puanım olduğu halde Atanmadım, sınavları bıraktım. İki düğün yaptım ardarda. Arada erken menapozda olduğum ortaya çıktı 27 yaşında. işi tamamen bırakıp Tüp bebeğe başladım. bu sırada düğünleri annemlerle kavga gürültü yaptım. Hem onlar için kendimi ve oğlumu sürükledim, hem de bir teşekkür görmedim. Sonucunda geçen sene çok büyük bir depresyon yaşadım. Paranoyaya vardı, bir ay uyutuldum. Şu an ilaçlarla iyileştim ama sinirlerim çok yıpranmış durumda. eskiden hiç dokunmazdı ama Artık en küçük kavgayı bile kaldıramıyorum. Hemen yatak döşeklik oluyorum. Anlattığım ortamda benim devamlı gerilme ihtimalim hep olacak.
Sebepler böyle, evi alım şeklimiz de şöyle: kendimizin Kadıköy’de bir evimiz var, şu an inşaat, bitmesine daha var. Bitmiş muadilleri 700, babamların aldığı ev 900.
eşim bizim evi verelim, baban da 200 yardım etmiş olsun. Benim için ev fark etmez, sabah gidip akşam geliyorum ama sen iyi bir sitede oturur, annenle çok yüz göz olmazsan, ailenin yanında olmanın avantajlarını da yaşamış olursun diyor.
Herkese karşı ben. Manzara oradan nasıl görünüyor? Haksız mıyım?
Burada bile çelişki var evet ama bizimkilerle ilişkimiz hep bu Yaman çelişkilerle dolu.Babanız yurt dışında çalışıp değerleri 900 olam evlerden alıyor kardeşlerine. Annenin de evi var. Senin evine de destek olacak anladığım kadarıyla. Bu bu miktarlar servet demek. Ama siz düğün yapmak için memuriyeti ekarte edip düğün yapıyorsunuz. Garip bir çelişki yok mu.
Sorunuza gelirsek ASLAAA gitmeyin.
Ancak cocugunuzun sosyallesmesi acisindan imkanlar iyiymis. Diğer evin bitmesini bekleyin siz.Tüm işler size yigilacak gibi gözüküyor. Başta ne guzelmis dedim ama.. okuyunca soğudum siteden
Helal olsun sana valla, Allah gönlüne göre versin.Burada bile çelişki var evet ama bizimkilerle ilişkimiz hep bu Yaman çelişkilerle dolu.
babamın hem Türkiye hem yurt dışı ayağı olan bir şirketi var. Yalnızca bu daireler değil, bizim saydığımız 20 kadar dairesi var, haricinde arsalar ve bizim de bilmediğimiz yatırımlar.
buna karşı ben ilk evlendiğimde eşim iflas etti. Bize hiçbir yardımları dokunmadı. Bir sene hiç gelmedikleri evime, haciz gelip tüm eşyalarımı götürdüğü gün gelmek istediler boş halini görmek için. Oğluma ilk oyuncağını 3 yaşındayken alabildim.
ben de hiç yardım istemedim. Yapmak zorunda değiller dedim hep. Çalıştım, oğlum büyüyünce KPSS çalıştım ve 73 puan aldım.ingilizce öğretmenliği bölümüm. O dönem 67 alan arkadaşım atandı, ben tercih yapmadım. Ailem annen hasta, kardeşlerinin düğününü yapman lazım dedi.
Düğünü yapıp diğer sene tekrar kazanırım dedim ama kadın Doğum sorunları olunca Tedaviye başladım. Bu sırada biz de işleri tamamlayıp bir ev aldık, filan..
o zaman hiç ev filan teklif etmiyorlardı onca daireden. Ki söylemiştim, baba eve icra gelecek diye. Allah yardımcın olsun kızım dedi bana yalnızca.
şimdi artık annem yürüyemediği için benim oraya gitmem çok büyük faydalarına. O sebeple istiyorlar, söylemeseler de.
ama ben de yüzlerine söylemesem de, içimde o zamanları unutamıyorum. Bir anda ev aldık diye geçmişteki bütün boşvermişliğin silinmesini kabul edemiyorum.
bir yandan haksızlık mi bilmiyorum ama değer kardeşlerime karşılıksız ev alınırken, benim de hakkım var, hatta hiç dairemizi vermeden bile vermeleri lazım diyorum içimden ama hiçbir zaman tamah Eden biri olmadım.babamın kendi parası, kendi tasarrufu. Karışmak bana düşmez. Biz kendi ayaklarımızın üstünde dururuz şeklinde davrandım.
Başka yerden almaz. Zaten taşınmayacağım dediğimde bayağı bir hayırsız evlat modunda davranacak. Şu andaki evimizden de taşınamıyoruz, çünkü kirası çok uygun. Diğer dairenin de taksitlerini ödediğimiz için daha yüksek bütçeli bir kiraya geçemeyiz.babanız size ev mi alıyor? başka yerden alsın eğer öyle ise. ya da kendi evinizi bekleyin. kendi eviniz geç bitecekse başka yere taşının. sanki sadece iki alternatif var gibi yazmışsınız.
Babaniz evdeyken kacmiyormuydu?yanlis mi anladim?
Once kendisi esine baksin bence.evli cocuklarindan bu gorevi beklemesi sacma olmus
İşe bu insalara ailem demeyerek başlayabilirsin. Evi sen kendi evini vermeden verirlerse üzerine olmak şartıyla al gerekirse satar çıkarsın. Ama ben olsam o kadar mal mülkün arasında beni iflas durumunda yok sayanlara aile demezdim diyeceğim ama deniyor işte. Benim anam da babadan kalan bütün mal mülkünü erkek kardeşlerinin üstüne verdi onların ihtiyacı yok ama kendi ihtiyacı varken. Kardeşleri de o günden sonra yüzüne bakmadılar kardeş diye. Oh olsun. Ama işte aile atılmıyorBurada bile çelişki var evet ama bizimkilerle ilişkimiz hep bu Yaman çelişkilerle dolu.
babamın hem Türkiye hem yurt dışı ayağı olan bir şirketi var. Yalnızca bu daireler değil, bizim saydığımız 20 kadar dairesi var, haricinde arsalar ve bizim de bilmediğimiz yatırımlar.
buna karşı ben ilk evlendiğimde eşim iflas etti. Bize hiçbir yardımları dokunmadı. Bir sene hiç gelmedikleri evime, haciz gelip tüm eşyalarımı götürdüğü gün gelmek istediler boş halini görmek için. Oğluma ilk oyuncağını 3 yaşındayken alabildim.
ben de hiç yardım istemedim. Yapmak zorunda değiller dedim hep. Çalıştım, oğlum büyüyünce KPSS çalıştım ve 73 puan aldım.ingilizce öğretmenliği bölümüm. O dönem 67 alan arkadaşım atandı, ben tercih yapmadım. Ailem annen hasta, kardeşlerinin düğününü yapman lazım dedi.
Düğünü yapıp diğer sene tekrar kazanırım dedim ama kadın Doğum sorunları olunca Tedaviye başladım. Bu sırada biz de işleri tamamlayıp bir ev aldık, filan..
o zaman hiç ev filan teklif etmiyorlardı onca daireden. Ki söylemiştim, baba eve icra gelecek diye. Allah yardımcın olsun kızım dedi bana yalnızca.
şimdi artık annem yürüyemediği için benim oraya gitmem çok büyük faydalarına. O sebeple istiyorlar, söylemeseler de.
ama ben de yüzlerine söylemesem de, içimde o zamanları unutamıyorum. Bir anda ev aldık diye geçmişteki bütün boşvermişliğin silinmesini kabul edemiyorum.
bir yandan haksızlık mi bilmiyorum ama değer kardeşlerime karşılıksız ev alınırken, benim de hakkım var, hatta hiç dairemizi vermeden bile vermeleri lazım diyorum içimden ama hiçbir zaman tamah Eden biri olmadım.babamın kendi parası, kendi tasarrufu. Karışmak bana düşmez. Biz kendi ayaklarımızın üstünde dururuz şeklinde davrandım.