- 11 Şubat 2025
- 6
- 3
- 1
- 22
- Konu Sahibi aysima_yonca
- #1
Merhabalar. 22 yaşında bir üniversite öğrencisiyim. Ailem başka şehirde ben başka şehirdeyim. Yaz tatillerinde veya ara tatillerde eve döndüğümde psikolojim inanılmaz bozuluyor. Annemin ne söylediklerini ne de yaptıklarını aklım almıyor artık.
Ben yaklaşık 7 8 yaşındayken babam böbrek taşı düşürüyordu. O zamanlar o kadar iyi hatırlıyorum ki annem sadece gülüyordu. Ben çocuk halimle babamın o eski model telefonunu kurcalayıp birilerini aramaya çalışmıştım.
12 yaşımdayken duvardan düşmüştüm ağlıyordum ve annem sadece camdan bakıp gülüyordu.
Korona zamanlarının sonunda beni evden atmıştı. Senin gibi bir evladım yok benim demişti. Tam üniversitelerin açılacağı zamanlardı. Bir hafta babaannemlerde kalıp sonra üniversite yurduna yerleşmiştim. Bir daha eve dönmek gibi bir niyetim yoktu ama babam telefonda yalvarınca eve dönmeye karar verdim.
6 şubat depremi zamanlarında babam kalp krizi geçirmişti. Ben ve kardeşim evde değildik. Annem bilerek ambulansı çağırmamış. Yengemler neden ambulansı çağırmadın diye sorduklarında gülerek "Ben o ambulansın siren sesini sevmiyorum" dedi. Babam kendi kendine hastaneye gitmiş. Öğrenir öğrenmez hemen döndüm eve. Birkaç gün sonra anjiyoya alındı. Anjiyodan sonra babam eve geldiğinde annem babama sen artık eksiksin sakatsın demişti. O gün sadece susmuştum. Çünkü annemin ne dediğini bilmeden konuşmasına çok alıştık. Sürekli he diyip geçiştiriyorduk. Ahlakının komple bozuk olduğuna emindik. Kafası gidip geliyor diyordu babam.
Şubat tatilinde yine eve geldim. 1 hafta evde kaldım. Bugün yurda geri dönüyorum. Çünkü annem bir kez daha babama sakat dedi. Bir defa değil birkaç defa dedi. Babama baktım. Sadece susuyordu. Alışmıştı. Ama ben cinnet geçirdim. Neden mutfakta keskin bir bıçak yoktu ki? Birkaç dakika onu o an öldürsem ne olur diye düşündüm. Mutfağa gitmek için ayağa kalktım ama geri oturdum. Ve kavga etmeye başladım. Çünkü biz sustukça daha çok babamın üzerine gidiyordu. Söyleminde hala ısrarcıydı. "Baban zaten sakat yalan mı" diyordu. Seni öldürürüm diyerek üzerine yürüdüm. Babam beni tuttu.
Bu arada annem dindar birisi. Bütün namazlarını kılar. Bütün kandillerde kuran okur. Ama içine şeytan kaçmış gibi hayatı bize zehir ediyor. Babanla problemi ne diyecek olursanız babam kamyon şoförü ve hava şartlarından dolayı kış aylarında çalışamıyor. Maddi olarak çok zorlanan bir aileyiz. Ben aldığım burslarla okuyorum. Annemi devlet hastanelerinde tedavi ettirmek istiyoruz ama ısrarla kendisinin değil bizim deli olduğumuzu söylüyor. Maalesef ki bi psikologa verebilecek paramız yok. Babama boşan diyoruz elalem ne der diye kabul etmiyor. Ama benim de kardeşimin de babamın da hayatını mahvediyor.
Bu kadar şeyden sonra merak ettiğim tek bir şey var. Rabbim senin adaletin yok mu?
Ben yaklaşık 7 8 yaşındayken babam böbrek taşı düşürüyordu. O zamanlar o kadar iyi hatırlıyorum ki annem sadece gülüyordu. Ben çocuk halimle babamın o eski model telefonunu kurcalayıp birilerini aramaya çalışmıştım.
12 yaşımdayken duvardan düşmüştüm ağlıyordum ve annem sadece camdan bakıp gülüyordu.
Korona zamanlarının sonunda beni evden atmıştı. Senin gibi bir evladım yok benim demişti. Tam üniversitelerin açılacağı zamanlardı. Bir hafta babaannemlerde kalıp sonra üniversite yurduna yerleşmiştim. Bir daha eve dönmek gibi bir niyetim yoktu ama babam telefonda yalvarınca eve dönmeye karar verdim.
6 şubat depremi zamanlarında babam kalp krizi geçirmişti. Ben ve kardeşim evde değildik. Annem bilerek ambulansı çağırmamış. Yengemler neden ambulansı çağırmadın diye sorduklarında gülerek "Ben o ambulansın siren sesini sevmiyorum" dedi. Babam kendi kendine hastaneye gitmiş. Öğrenir öğrenmez hemen döndüm eve. Birkaç gün sonra anjiyoya alındı. Anjiyodan sonra babam eve geldiğinde annem babama sen artık eksiksin sakatsın demişti. O gün sadece susmuştum. Çünkü annemin ne dediğini bilmeden konuşmasına çok alıştık. Sürekli he diyip geçiştiriyorduk. Ahlakının komple bozuk olduğuna emindik. Kafası gidip geliyor diyordu babam.
Şubat tatilinde yine eve geldim. 1 hafta evde kaldım. Bugün yurda geri dönüyorum. Çünkü annem bir kez daha babama sakat dedi. Bir defa değil birkaç defa dedi. Babama baktım. Sadece susuyordu. Alışmıştı. Ama ben cinnet geçirdim. Neden mutfakta keskin bir bıçak yoktu ki? Birkaç dakika onu o an öldürsem ne olur diye düşündüm. Mutfağa gitmek için ayağa kalktım ama geri oturdum. Ve kavga etmeye başladım. Çünkü biz sustukça daha çok babamın üzerine gidiyordu. Söyleminde hala ısrarcıydı. "Baban zaten sakat yalan mı" diyordu. Seni öldürürüm diyerek üzerine yürüdüm. Babam beni tuttu.
Bu arada annem dindar birisi. Bütün namazlarını kılar. Bütün kandillerde kuran okur. Ama içine şeytan kaçmış gibi hayatı bize zehir ediyor. Babanla problemi ne diyecek olursanız babam kamyon şoförü ve hava şartlarından dolayı kış aylarında çalışamıyor. Maddi olarak çok zorlanan bir aileyiz. Ben aldığım burslarla okuyorum. Annemi devlet hastanelerinde tedavi ettirmek istiyoruz ama ısrarla kendisinin değil bizim deli olduğumuzu söylüyor. Maalesef ki bi psikologa verebilecek paramız yok. Babama boşan diyoruz elalem ne der diye kabul etmiyor. Ama benim de kardeşimin de babamın da hayatını mahvediyor.
Bu kadar şeyden sonra merak ettiğim tek bir şey var. Rabbim senin adaletin yok mu?