maria_puder, ben sizi biraz anlıyorum. benim annem de, sizinki kadar olmasa da mesafeli, kuralcı bir kadındır. ben daha ağzından seni seviyorum lafını duymadım sanırım. o yüzden kendi ayaklarımın üstünde durmalıyım gibi bir psikolojim var hep. oğlum 5 yaşında, ben de özellikle stresli zamanlarda tavırlarımda içimden annem çıkıyor zannediyordum. ama üzerinde çalıştım. direk sorun olarak teşhis ettim bunu ve aştım diyebilirim. sen de bunu bir sorun olarak görebiliyorsan, aşacaksın Allah'ın izniyle.
ben sıcakkanlıyımdır, kolay iletişim kurarım, hep sarılırım ama mesela ufak bir şeyde çok fazla kızabiliyordum çocuğa, bu böyle olmadı neden diye. sonra özellikle çocuk gelişimi hakkında okuduğum zamanlarda, çocuktan beklediğim şeylerin daha yaşının gereği olmadığını, kendimi ve çocuğu kasmamam gerektiğini öğrendim. bir de başkalarının yargılamalarına da bir yerden sonra bakmadım.taktığım şeyi boş verdim, zorlamadım, zaman içinde de her şey yoluna girdi, tuvalet eğitimi gibi.
çocuklar çok küçük yaşlarda çok ileri hislere sahipler. o yüzden karakterin çok büyük bölümü 7 yaşına kadar oturuyor. çocuğuna onu sevdiğini söyle, hissettir, sofraya oturturken, uyandırırken, yatırırken. biz beraber hikayeler yazardık yatmadan. o hikayelerde ben onun hem annesi, hem arkadaşı olurdum. gerektiğinde özür diliyorum, o zaten artık bana yaptığımın yanlış olduğunu hatırlatıp, özrünü istiyor.
eşin iyi biriymiş, onu gayet huzurlu bir yuvada büyütürsün. çok sevdiğim bir film repliği: çocuklar kullanım klavuzlarıyla doğmuyorlar. annelik zor zanaat ama dünyanın en güzel hissi. bu dünyada en önemli şey insansa; sen bunu yetiştiriyorsun. elinde taptaze bir hayat var, ve en orda başrolü oynuyorsun.Allah sana nasib etmiş, emanet etmiş bir kulunu. annen senin geçmişin. onları da Allah'a emanet et. kurallarını esnet. sen nasıl birinin seni zorla doyurmasına, zorla bir şeyi yaptırmasına kızaran, o da kızıyor. boş bırakma ama alternatif sun.
çocuğunla mutluluklar.