• Merhaba, Kadınlar Kulübü'ne ÜCRETSİZ üye olarak yorumlar ile katkıda bulunabilir veya aklınıza takılan soruları sorabilirsiniz.

Annem gibi olmak istemiyorum !

Merhabalar,
beni çok uzun süredir rahatsız eden bir konu hakkında fikir istiyorum sizden.
ben 27 yaşındayım. sanıyorum istenmeyen bir gebelik sonucu doğdum ki annemle babamın beni bir gün bile sevgiyle kucakladığını hatırlamıyorum. sürekli şiddet ve hakaret gördüm.
bir kasabada yaşıyorduk. tüm çocukluğum tarlalarda yevmiyelerde geçti. yaz tatili nedir bilmezdim. yaz demek tarla dmekti, iş demekti. bundan çok gocunmuyorum. kendi paramı kazanıyordum. kışın okulda çok işime yarıyordu. çünkü okula gidecek dolmuş param bile olmazdı bazen.
liseyi adıyamanda okudum ki ailem aslında denizlide. ben anadolu lisesini kazandım babam beni okutmamak için kazandığımı bile bana söylemedi bir süre. annem söyledi ama baban göndermeyecek sevinme dedi. araya öğretmenlerim girdi ve beni adıyamana yolladılar. yatılı okula. 4 yıl orada okudum ama bir kere ziyaretime gelmediler. bu kız türkiyenin öbür ucunda bakalım ne yapıyor demediler.
lise bitince ilk yıl üniversiteyi kazanamadım.o zaman evleneceksin dediler ve 3 çocuklu boşanmış bir adama vereceklerdi beni. ama ek yerleştirmeyle 2 yıllık bir bölümü kazandım. oraya da göndermeyiz dediler. ben okuyacağım diye direttikçe annem dövdü beni. o kadar çok ağladım ki okula gidemiyorum diye son kayıt günü gidip kayıt yaptırdık. denizlide 120. km mesafe olan bir ildeydi üniversite.
2 yıl boyunca oraya da hiç gelmediler. bi kızımız var bizim demediler. arkadaşlarımın ailesi nerdeyse her hafta gelirdi . ben üzülürdüm onları gördükçe.
annemle babam ama özellikle annem çok soğuk bir kadındır. bi kere beni bağrına bastığını canım dediğini hatırlamıyorum. teyzem yanımda kuzenlerimi severdi ben ağlayarak başka odaya geçerdim.
ne zaman anneme sarılmak istesem git başımdan derdi. babamla çok sorun yaşıyorlardı ve o sorunlar hayattan bezdirdi annemi. ondan istemiyor beni derdim.
sürekli hastaydı, mutsuzdu...annemin etmediği hakaret kalmazdı. afedersiniz o...pu bile dedi bana

babam deli olduğumu düşünürdü hep. psikoloğa görünsen kesin hastaneye alırlar seni derdi. kendime hiç güvenim kalmadı bu olanlar yüzünden tabi.
neyse... üniversite bitmek üzereydi 20 yaşında hala dayak yiyordum . eşimle tanıştık okul bitmek üzereyken. ve 6 ay sonra evlendik. çok şükür rabbim eş konusunda güldürdü yüzümü. sonra hamile kaldım .
şimdi benim de bir kızım var. 6 yaşında. çok seviyorum tabi ki. ama sevgimi veremiyorum tam olarak. kızıyorum ufacık şeyde. elimde olmayarak, istemeden 1 adım uzakta tutuyorum onu kendimden.içimde başka bri var sanki. bi sarılsam kulağıma bi ses bırak, şımarmasın diyor. ve ben bu sesi kıramıyorum. sürekli kendimle savaş halindeyim. annem bana ne yaptıysa aynısını kızıma yapmaya meyilliyim. çok kızıyorum kendime. eşimle defalarca konuştum bu konuyu. psikoloğa gitmek istediğimi söyledim ama psikologluk bi durum yok diyor.
yardım edin bana. annem gibi soğuk, sorumsuz biri olmak istemiyorum.
Kardesim biraz agir bir ornek olacak ama sen tecavuzculerin bir kisminin cocukluluklarinda tecavuze ugradigini bilmiyormusun? Sen aileden sevgi gormemissin sende sevgi veremiyorsun.bence vakit kaybetmeden psikologa degil psikiyatriste yani bir doktora gitmelisin.o yavrunun gunahi yok senin gecmisteki sevgi goremeyisinden.hadi goreyim seni bak Allah evlatta vermis.iyi bir anne olmak icin git doktora gorun duzelt kendini.sevgiler...
 
Merhabalar,
beni çok uzun süredir rahatsız eden bir konu hakkında fikir istiyorum sizden.
ben 27 yaşındayım. sanıyorum istenmeyen bir gebelik sonucu doğdum ki annemle babamın beni bir gün bile sevgiyle kucakladığını hatırlamıyorum. sürekli şiddet ve hakaret gördüm.
bir kasabada yaşıyorduk. tüm çocukluğum tarlalarda yevmiyelerde geçti. yaz tatili nedir bilmezdim. yaz demek tarla dmekti, iş demekti. bundan çok gocunmuyorum. kendi paramı kazanıyordum. kışın okulda çok işime yarıyordu. çünkü okula gidecek dolmuş param bile olmazdı bazen.
liseyi adıyamanda okudum ki ailem aslında denizlide. ben anadolu lisesini kazandım babam beni okutmamak için kazandığımı bile bana söylemedi bir süre. annem söyledi ama baban göndermeyecek sevinme dedi. araya öğretmenlerim girdi ve beni adıyamana yolladılar. yatılı okula. 4 yıl orada okudum ama bir kere ziyaretime gelmediler. bu kız türkiyenin öbür ucunda bakalım ne yapıyor demediler.
lise bitince ilk yıl üniversiteyi kazanamadım.o zaman evleneceksin dediler ve 3 çocuklu boşanmış bir adama vereceklerdi beni. ama ek yerleştirmeyle 2 yıllık bir bölümü kazandım. oraya da göndermeyiz dediler. ben okuyacağım diye direttikçe annem dövdü beni. o kadar çok ağladım ki okula gidemiyorum diye son kayıt günü gidip kayıt yaptırdık. denizlide 120. km mesafe olan bir ildeydi üniversite.
2 yıl boyunca oraya da hiç gelmediler. bi kızımız var bizim demediler. arkadaşlarımın ailesi nerdeyse her hafta gelirdi . ben üzülürdüm onları gördükçe.
annemle babam ama özellikle annem çok soğuk bir kadındır. bi kere beni bağrına bastığını canım dediğini hatırlamıyorum. teyzem yanımda kuzenlerimi severdi ben ağlayarak başka odaya geçerdim.
ne zaman anneme sarılmak istesem git başımdan derdi. babamla çok sorun yaşıyorlardı ve o sorunlar hayattan bezdirdi annemi. ondan istemiyor beni derdim.
sürekli hastaydı, mutsuzdu...annemin etmediği hakaret kalmazdı. afedersiniz o...pu bile dedi bana

babam deli olduğumu düşünürdü hep. psikoloğa görünsen kesin hastaneye alırlar seni derdi. kendime hiç güvenim kalmadı bu olanlar yüzünden tabi.
neyse... üniversite bitmek üzereydi 20 yaşında hala dayak yiyordum . eşimle tanıştık okul bitmek üzereyken. ve 6 ay sonra evlendik. çok şükür rabbim eş konusunda güldürdü yüzümü. sonra hamile kaldım .
şimdi benim de bir kızım var. 6 yaşında. çok seviyorum tabi ki. ama sevgimi veremiyorum tam olarak. kızıyorum ufacık şeyde. elimde olmayarak, istemeden 1 adım uzakta tutuyorum onu kendimden.içimde başka bri var sanki. bi sarılsam kulağıma bi ses bırak, şımarmasın diyor. ve ben bu sesi kıramıyorum. sürekli kendimle savaş halindeyim. annem bana ne yaptıysa aynısını kızıma yapmaya meyilliyim. çok kızıyorum kendime. eşimle defalarca konuştum bu konuyu. psikoloğa gitmek istediğimi söyledim ama psikologluk bi durum yok diyor.
yardım edin bana. annem gibi soğuk, sorumsuz biri olmak istemiyorum.



Sizi yasadiklalriniz cok etkilemis icinizdeki sesi deil kalbinizi dinleyin çocuğunuzu ALLAH bagislasinnn. .buzmana kadar yasadklarinizada cok üzüldüm. . Bence pskologa gidip yardim alin emin ol.kendinizi daha ii hisedersnz
 
eşinizi dinlemeyin ve kesinlikle psikolojik yardım alın aynı şeyleri yaşamış birisiniz nihayetinde:KK12: erkek çocuk da sevgiyle büyümeli ama bir anne kızıyla arkadaş gibi olmalı ayrıca ergenlik döneminde çok sıkıntı çekersiniz
 
Ben de, sizinki kadar kati olmasa da sorumsuz bir ailede buyudum. Bekarim ve ilerde tam da bu sebeplerden dolayi çocuk sahibi olmamayi seçtim. Ben eksik ve tamamlanamamis bir insan olarak çocuk doguramam. Yazik olur o çocuga. Ben yasayamadiklarimi çocuguma yasatamadim diye vicdan azabi çekmek istemiyorum. Keske çocuk dogurmadan once bunlari sorgulayabilseydiniz. Maalesef gunahsiz çocuklar bu sekilde heba olup gidiyor. Akil vermek gibi olmasin ama bir psikologa mutlaka gidin. Anne babanin yasattigi travmalar oyle geçici seyler degil. Belki seneler surecek terapi gerekecek. Madem bir çocugunuz var en azindan onun için ruhunuzu tedavi edin. Bu bile onun için buyuk bir adim olacaktir.
 
Sende annen gibi olma canım ya bırak şımarsın çocukken şımarmayacak ne zaman şımaracak???
 
anne babadan ilgisiz degil ama uzak buyudum.. annem soylemek istedigim guzel seyleri mesaj atiyorum hala soyleyemem..sanirim anne babain ilgisnden mahrum olmak ketum yapiyor insani..ama bi yerden baslamak lazim..ilk etapta vucut diliyle halledin sarilin surekli opun ve size yaklasmasina izin verin..sonrasinda ona seni seviyorum demeyi aliskanlik haline getirin.Allah size bagislasin evladinizi..ben ultrason resimlerine bakmaya doyamiorum:)
 
bu arada anksiyete bozuklugu tedavisi goruyorum..aslnda cocukluktan beri var oldugunu anladik..birakin simarsin ama ruh sagligi yerinde olsun ve bence psikolog cok iyi fikir
 
Sevgili Maria_Puder ben dogrusu bir anormalik görmedim sende anne olarak. Cünkü kendisini sorgulayan, acaba hatami yapiyorum diyebilen, problemleriyle yüzyüze gelebilen bir insan benim gözümde cok güclü insandir, dürüstdür kendisine. Senin yasadiklarinin hepsini, belki daha fazlasini bende yasadim ve onun icinde cocuk dogurmadim. Kendimce dogru kararimi verdim ve böylede cok mutluyuz esimle.
Ama sen artik bir annesin, tabiki kurallarin olsun, bunda kötü birsey görmüyorum. Böylelikle cocugunu zor hayatin gerceklerine alistiriyorsun demektir. Zamanlada daha cok yakinlasaciginizin sinyallerini vermissin cocuguna ve kendinde farkindasin.
Bence hic kendini üzme, mutlu bir yuvaniz var, esim benim sansim diyorsun, eeee sizin yaninizda büyüyen cocukda bu uyum icinde mutludur diye düsünüyorum. Neleri basarmissin, sen kendinle gurur duymayacaksinda kim duyacak Allah askina ? Hic bosuna psikologa para harcama bence, kendini gelistiren güzel kisisel gelisim hakkinda cok güzel kitaplar var...onlari okursan zaten yeneceksin herseyi.
Yani yazi seklinden cok güclü ve her zorlugu basarabilen bir tavrin var, ama bu kitaplar sana yetmiyorsa ve etkisini hissedemiyorsan, tabiki görün bir psikologa derim.
Isin ilginc yani hep sen ve benim gibi zorluk yasayan insanlarin nedense esleri cok iyi cikiyor, bununda kiymetini bil ve saglikli olan cocugunla sükretmeyi sakin unutma.:KK68:
sevgiler
 
Yaşadıklarınızdan dolayı ona ufacık bir kızmanız çok geliyordur size. Siz iyi bir anne olacaksınız , duşunmeyın bunları.

Herkes çocuğuna kızar, belli bir otorite sağlamak için fazla şımartmaz/ böyle olması gerekiyor en azından.
Fakat bol bol sarılın, koklayın öpün, öpsün sizi. Bu onu şımartmaz aksine kendine daha öz güvenli olur.
Hem içinizdeki o seste azalır bir sure sonra.
Geçmişiniz üzücü. Fakat buna rağmen kurtarmışsınız hayatınızı. Helal size.
Kaç kardeştiniz ? Şimdi goruşuyor musunuz ailenizle.
 
maria_puder, ben sizi biraz anlıyorum. benim annem de, sizinki kadar olmasa da mesafeli, kuralcı bir kadındır. ben daha ağzından seni seviyorum lafını duymadım sanırım. o yüzden kendi ayaklarımın üstünde durmalıyım gibi bir psikolojim var hep. oğlum 5 yaşında, ben de özellikle stresli zamanlarda tavırlarımda içimden annem çıkıyor zannediyordum. ama üzerinde çalıştım. direk sorun olarak teşhis ettim bunu ve aştım diyebilirim. sen de bunu bir sorun olarak görebiliyorsan, aşacaksın Allah'ın izniyle.

ben sıcakkanlıyımdır, kolay iletişim kurarım, hep sarılırım ama mesela ufak bir şeyde çok fazla kızabiliyordum çocuğa, bu böyle olmadı neden diye. sonra özellikle çocuk gelişimi hakkında okuduğum zamanlarda, çocuktan beklediğim şeylerin daha yaşının gereği olmadığını, kendimi ve çocuğu kasmamam gerektiğini öğrendim. bir de başkalarının yargılamalarına da bir yerden sonra bakmadım.taktığım şeyi boş verdim, zorlamadım, zaman içinde de her şey yoluna girdi, tuvalet eğitimi gibi.

çocuklar çok küçük yaşlarda çok ileri hislere sahipler. o yüzden karakterin çok büyük bölümü 7 yaşına kadar oturuyor. çocuğuna onu sevdiğini söyle, hissettir, sofraya oturturken, uyandırırken, yatırırken. biz beraber hikayeler yazardık yatmadan. o hikayelerde ben onun hem annesi, hem arkadaşı olurdum. gerektiğinde özür diliyorum, o zaten artık bana yaptığımın yanlış olduğunu hatırlatıp, özrünü istiyor.

eşin iyi biriymiş, onu gayet huzurlu bir yuvada büyütürsün. çok sevdiğim bir film repliği: çocuklar kullanım klavuzlarıyla doğmuyorlar. annelik zor zanaat ama dünyanın en güzel hissi. bu dünyada en önemli şey insansa; sen bunu yetiştiriyorsun. elinde taptaze bir hayat var, ve en orda başrolü oynuyorsun.Allah sana nasib etmiş, emanet etmiş bir kulunu. annen senin geçmişin. onları da Allah'a emanet et. kurallarını esnet. sen nasıl birinin seni zorla doyurmasına, zorla bir şeyi yaptırmasına kızaran, o da kızıyor. boş bırakma ama alternatif sun.

çocuğunla mutluluklar.
 
Merhabalar,
beni çok uzun süredir rahatsız eden bir konu hakkında fikir istiyorum sizden.
ben 27 yaşındayım. sanıyorum istenmeyen bir gebelik sonucu doğdum ki annemle babamın beni bir gün bile sevgiyle kucakladığını hatırlamıyorum. sürekli şiddet ve hakaret gördüm.
bir kasabada yaşıyorduk. tüm çocukluğum tarlalarda yevmiyelerde geçti. yaz tatili nedir bilmezdim. yaz demek tarla dmekti, iş demekti. bundan çok gocunmuyorum. kendi paramı kazanıyordum. kışın okulda çok işime yarıyordu. çünkü okula gidecek dolmuş param bile olmazdı bazen.
liseyi adıyamanda okudum ki ailem aslında denizlide. ben anadolu lisesini kazandım babam beni okutmamak için kazandığımı bile bana söylemedi bir süre. annem söyledi ama baban göndermeyecek sevinme dedi. araya öğretmenlerim girdi ve beni adıyamana yolladılar. yatılı okula. 4 yıl orada okudum ama bir kere ziyaretime gelmediler. bu kız türkiyenin öbür ucunda bakalım ne yapıyor demediler.
lise bitince ilk yıl üniversiteyi kazanamadım.o zaman evleneceksin dediler ve 3 çocuklu boşanmış bir adama vereceklerdi beni. ama ek yerleştirmeyle 2 yıllık bir bölümü kazandım. oraya da göndermeyiz dediler. ben okuyacağım diye direttikçe annem dövdü beni. o kadar çok ağladım ki okula gidemiyorum diye son kayıt günü gidip kayıt yaptırdık. denizlide 120. km mesafe olan bir ildeydi üniversite.
2 yıl boyunca oraya da hiç gelmediler. bi kızımız var bizim demediler. arkadaşlarımın ailesi nerdeyse her hafta gelirdi . ben üzülürdüm onları gördükçe.
annemle babam ama özellikle annem çok soğuk bir kadındır. bi kere beni bağrına bastığını canım dediğini hatırlamıyorum. teyzem yanımda kuzenlerimi severdi ben ağlayarak başka odaya geçerdim.
ne zaman anneme sarılmak istesem git başımdan derdi. babamla çok sorun yaşıyorlardı ve o sorunlar hayattan bezdirdi annemi. ondan istemiyor beni derdim.
sürekli hastaydı, mutsuzdu...annemin etmediği hakaret kalmazdı. afedersiniz o...pu bile dedi bana

babam deli olduğumu düşünürdü hep. psikoloğa görünsen kesin hastaneye alırlar seni derdi. kendime hiç güvenim kalmadı bu olanlar yüzünden tabi.
neyse... üniversite bitmek üzereydi 20 yaşında hala dayak yiyordum . eşimle tanıştık okul bitmek üzereyken. ve 6 ay sonra evlendik. çok şükür rabbim eş konusunda güldürdü yüzümü. sonra hamile kaldım .
şimdi benim de bir kızım var. 6 yaşında. çok seviyorum tabi ki. ama sevgimi veremiyorum tam olarak. kızıyorum ufacık şeyde. elimde olmayarak, istemeden 1 adım uzakta tutuyorum onu kendimden.içimde başka bri var sanki. bi sarılsam kulağıma bi ses bırak, şımarmasın diyor. ve ben bu sesi kıramıyorum. sürekli kendimle savaş halindeyim. annem bana ne yaptıysa aynısını kızıma yapmaya meyilliyim. çok kızıyorum kendime. eşimle defalarca konuştum bu konuyu. psikoloğa gitmek istediğimi söyledim ama psikologluk bi durum yok diyor.
yardım edin bana. annem gibi soğuk, sorumsuz biri olmak istemiyorum.
Durumun piskologluk canim. Daha fazla gecikmeden git. Malesef kizin 6 yasina gelmis. Keske bu kadar beklemeseydin.
Cocuklarin sevgiye cok ama cok ihtiyaci var. Sana yapilan zarari tamir et ki cocuguna tam bir sevgi ve guven verebil. Umarim hersey yoluna girer.
 
Çocuğunuzu sevin.
Siz sevgisiz büyümüşsünüz bunun ne demek olduğunu herkesten daha iyi bilirsiniz.
Onu anne sevgisinden mahrum etmeyin lütfen.

Annenizin yolunda ilerlemek istemiyorsanız hemen adım atın ve çocuğunuza sarılmalara doymayın.
Bırakın şımarsın.
Annesi şımartmayacakta bu çocuğu kim şımartacak.

O sizin kadar şanslı olmayabilir ileride.
Sevgisizlik nelere mal olur bir görün.
 
yaşadıklarınız için çok üzüldüm. Allah ıslah etsin anne, babanızı. sokaktaki çocuğa insanın kanı kaynıyor ya bu nasıl vicdan?

neyse ben size şunu söylemek istedim. o içinizdeki sese söyleyin "hiçbir çocuk sevilmekle şımarıp sorunlu olmaz" yani ben çok sevildiği için şımaran çocuk görmedim. her dediği yapılan, her istediği alınan, kırmasına, vurmasına kızılmayan çocuk şımarık olur ama anne-babası çok seviyor, öpüp kokluyor, sarıp sarmalıyor diye şımarmaz çocuk. sevgi arsızı olur, kendine güvenli olur, hayatta onu çok seven anne-babası olduğunu hep bilir, kararlarından daha emin olur çünkü onu hep kabullenecek iki kalp vardır bu hayatta.

kurallar olur tabi ama arada bir 1 saat geç yattı ya da bazen yemek istemedi diye çocuğun kişiliği bozulmaz, şımarmaz.

siz çekmişsiniz sevgisizliği, ilgisizliği yapmayın etmeyin. bir çocuğu en çok etkileyen, psikolojik gelişimini bozan şey sevgisizliktir, ilgisizliktir. parasızlık olur geçer ama ilgi eksikliği hiiç geçmez, yara olur içi annesi, kıymayın ona.
 
maria_puder, ben sizi biraz anlıyorum. benim annem de, sizinki kadar olmasa da mesafeli, kuralcı bir kadındır. ben daha ağzından seni seviyorum lafını duymadım sanırım. o yüzden kendi ayaklarımın üstünde durmalıyım gibi bir psikolojim var hep. oğlum 5 yaşında, ben de özellikle stresli zamanlarda tavırlarımda içimden annem çıkıyor zannediyordum. ama üzerinde çalıştım. direk sorun olarak teşhis ettim bunu ve aştım diyebilirim. sen de bunu bir sorun olarak görebiliyorsan, aşacaksın Allah'ın izniyle.

ben sıcakkanlıyımdır, kolay iletişim kurarım, hep sarılırım ama mesela ufak bir şeyde çok fazla kızabiliyordum çocuğa, bu böyle olmadı neden diye. sonra özellikle çocuk gelişimi hakkında okuduğum zamanlarda, çocuktan beklediğim şeylerin daha yaşının gereği olmadığını, kendimi ve çocuğu kasmamam gerektiğini öğrendim. bir de başkalarının yargılamalarına da bir yerden sonra bakmadım.taktığım şeyi boş verdim, zorlamadım, zaman içinde de her şey yoluna girdi, tuvalet eğitimi gibi.

çocuklar çok küçük yaşlarda çok ileri hislere sahipler. o yüzden karakterin çok büyük bölümü 7 yaşına kadar oturuyor. çocuğuna onu sevdiğini söyle, hissettir, sofraya oturturken, uyandırırken, yatırırken. biz beraber hikayeler yazardık yatmadan. o hikayelerde ben onun hem annesi, hem arkadaşı olurdum. gerektiğinde özür diliyorum, o zaten artık bana yaptığımın yanlış olduğunu hatırlatıp, özrünü istiyor.

eşin iyi biriymiş, onu gayet huzurlu bir yuvada büyütürsün. çok sevdiğim bir film repliği: çocuklar kullanım klavuzlarıyla doğmuyorlar. annelik zor zanaat ama dünyanın en güzel hissi. bu dünyada en önemli şey insansa; sen bunu yetiştiriyorsun. elinde taptaze bir hayat var, ve en orda başrolü oynuyorsun.Allah sana nasib etmiş, emanet etmiş bir kulunu. annen senin geçmişin. onları da Allah'a emanet et. kurallarını esnet. sen nasıl birinin seni zorla doyurmasına, zorla bir şeyi yaptırmasına kızaran, o da kızıyor. boş bırakma ama alternatif sun.

çocuğunla mutluluklar.
çok güzel şeyler yazmışsınız. çok teşekkür ederim
 
Back