Anne Olduğuma Çok Pişmanım

Tedavi görüyorum ama daha fazla ilerleyemedim maalesef
İlerleyecek daha başlayalı ne kadar oldu sanki. Öyle bir iki seansla olmaz bunlar. Sabırlı olmalısın. Doktoruna içini düşüncelerini utanmadan sıkılmadan anlatmalısın ki yardımcı olabilsin. Geçecek diye düşünün. Bu bir sendrom hastalik nasil degerlendirirseniz geçecek. Sabırla tedaviye devam etmeli. Olabildiğince bebek bakımında yardim almalısınız.
 
Çok yenisiniz daha ve inanın herkes bebeğini kucağına alır almaz aşktan ölmüyor, çok normal, alışamayabilirsiniz, size anlatılan-sizden beklenen duyguları duyumsamadığınız için kandırılmış hissedebilirsiniz ve evet eski rahat günlerinizin yasını tutabilirsiniz.

Ben kolik bebek büyüttüm, annem ve eşim destekçim olmasaydı, çok ama çok zorlanır, kafayı yerdim muhtemelen. Lohusalık depresyonum uzadı, 8 ay boyunca sürekli bebeğim ağladıkça ağladım, "Sen anne olmamalıydın, nasıl annesin, kendi bebeğini bile susturmayı beceremedin, yetemedin" diye kendime etmediğim eziyet kalmadı. 8. ayda oğlumu emzirmeden kesmek zorunda kaldık depresyon ilaçları kullanmaya başladım.

Burada seneler önce bir üye daha konu açmıştı aynen sizin gibi "Anne olduğum için pişmanım" diye, ısınamadı bebeğine bir süre, zorlandı. Ama seneler sonra foruma yazdı "Geçti, çok keyifliyim" diye. Olabilir. Kendinize zaman tanıyın.

Zamanla rayına oturacaktır.
Beni yargılamayıp anladığınız için teşekkür ederim. Tüm güzellikler sizi bulsun inşallah
 
Zamanla geçecek gerçekten. Benim de oğlum 28 aylık bir de 1 aylık bebeğim var. Uyum sağlamaya çalışıyoruz hepimiz. Çok yorucu olduğu için bakıcı yardımı alıyorum ben 1 hafta oldu. Tekken annem yardımcı olmuştu. Ben de çok üzülmüştüm eski hayatımı özlemiştim. Anneliğe uygun olmadığımı düşünmüştüm. Bebek iletişim kurdukça daha iyiye ivmelenecek herşey. Anne yardımı bir nimet ama annen sana gelmeli ya da imkan varsa bakıcı. Eşini dışında tutman iyi değil o da destek olmalı sorumluluk almalı. Bebek de sen de evinize alışmanız lazım. Karışık hisler yetersizlik duygusu çok normal. Annene bıraktığın için sorumluluğun bir kısmını vicdan azabı duymamalısın. Zamanla sen de yüklenirsin.
 
Daha çok taze lohusasın, hem de kolik bebeğin varmış, tabii ki bu düşünceler geçecek merak etme. Destek almaya ihtiyacın olduğunu düşünüyorsan mutlaka al, lohusalık depresyonu uzarsa asıl o zaman kötü. Yalnız tek bir tavsiyem var, bebeğimi sürekli anneme veriyorum demişsin, bebeğinle elinden geldiğince vakit geçir, tutabildiğin kadar kucağında tut, olabildiğin kadar yanında ol. Senin için zor ama bebeğin için de çok zor, kokunu sıcaklığını ister, gerekirse birbirinize sarılıp ağlayın ama ondan uzaklaşma.
 
İnsan bir problemin içindeyken asla bitmeyecekmiş gibi geliyor. Şu an geçecek diyen herkese sinirleniyorsunuzdur. Zaman ilaç, sabret falan hikaye geliyordur. Biri bir şey yapsa da her şey şak diye eski haline dönse diyorsunuzdur. Çok iyi anlıyorum. Öncelikle ben anne değilim o konuda size bir tavsiyem olamaz elbet ama kendini kötü hissedip belli bir zaman sonra içinde çıkma konusunda uzmanım :) ufak şeylerle başlayın. Eski hayatınızda çok sevdiğiniz şeylerin bir listesini yapın. Ama işte bir hafta deniz tatili tarzı şeyler olmasın. Daha günlük kısa şeyler. Sevdiğiniz bir komedi dizisi, bir fincan kahve, bir dilim tatlı vb. Her gün en az iki tanesini yapıp kendinizi iyi hissedince. Ve o beş dakikada bak eskisi gibi hissedebiliyorum demek ki kötü hissetmem kalıcı değil geçici deyin. Değişiklik beni de çok korkutur. Hele ki böyle köklü bir değişiklik. Ama insanoğlu adapte olabilen bir canlı. Şu an zor gelse de kendinize inanın. Başkası için değil kendiniz için iyi olun. Düşüncelerinizden de utanmayın asla. Yargılamayın kendinizi.
Yapıcı yorumlarınız için çok teşekkür ediyorum
 
Beni yargılamayıp anladığınız için teşekkür ederim. Tüm güzellikler sizi bulsun inşallah
Niye yargılayayım, o kadar insani ki, olabilir. Bazı kadınlar, anne olduktan sonra, anne olmadan önceki hayatlarının yasını tutarlar. :) Yas sürecindesiniz, biraz isyan, biraz pazarlık ve sonra kabulleniş. O kadın geride kaldı, yeni bir siz de doğdu bebeğinizle beraber. Geçecek.
 
Beni yargılamayıp anladığınız için teşekkür ederim. Tüm güzellikler sizi bulsun inşallah
Ha ayrıca cocuk çok çok değerli birsey ama. Siz bakmayın öyle bir gülüşü yetiyor muhabbetlerine. Annelik zor gerçekten zor. Endişesi asla bitmiyor, sürekli kafanda daha iyisini yapabilme düşüncesi, hep eksik kalıyorum hissi, hep ya bisey olursa korkusu, uykusuzluğu her ayın, her yaşın zorluğu hiç hiç kolay değil. Ama ne olursa olsun tabiki gün sonunda kanın canın bitanen en değerlin . Senin buna adapte olamaman zor geçirmen de normal. Asla yalnız değilsin çok çok daha kötü gecirenler de var ama sonrasında bunu atlattılar.
 
Maalesef toplumumuz, çocuk sahibi olmak istemeyen ve doğurmaktan pişman olan kadınları zorbalamak, utandırmak, kendini suçlu hissettirmek üzerine kurulu. Yok bir gülüşü dünyaya bedelmiş, doğurmadan önce yaşamıyormuş, kim olduğunu bilmiyormuş vs... Bebeklere bayılırım, koklamayı, uyutmayı, agu gugularını dinlemeyi, emzik emmelerini gözümü kırpmadan izlemeyi... Ama çocuk yapmak bir kadının kendine yaptığı en büyük kötülüktür. Bu fikrim 5 çocuğum olsa da değişmeyecek, bu bebek sevmemek anlamına gelmiyor.

Kimse dezavantajlarından bahsemiyor anneliğin. Bozulan vücut, doğum, lohusalık, uykusuzluk, sıcak yemeğin ve kahvenin lüks olması, kendi hayatından vazgeçmek, maddi manevi önceliğinin başkası olması, büyüse bile hep biri için endişelenmek, okuluydu işi gücüydü evliliğiydi.

Şahsım adına bu zorbalıklara boyun eğmeyip başkası toz pembe bir dünya çizerken ben gerçekleri söylemeye devam edeceğim. Kimsenin kendini kötü ve suçlu hissettirmesine izin verme konu sahibi.
 
Beni yargılayacaklarınız olacak ama belki bir insan bile beni aydınlatsa kârdır diyerek bu yazıyı yazıyorum.

Anne olmamın üzerinden neredeyse 2 ay geçti. Ben halâ anneliği sevemedim. Çocuğumdan nefret etmiyorum ama çocuğumsuz daha mutluyum. (Anneme bebeği verip tek başıma vakit geçirdiğim o nadir zamanlardan bahsediyorum)

Bebeğim kolik bir bebek ve kolik bebeği olanlar anlar saatler gün gibi günler yıl gibi geçer...

Eski hayatımı halâ özlüyorum. Bebeğim hiç durmadığı için 2 aydır annemgildeyiz. Şimdi gelecek "kendi evine çık böyle alışamazsın" diyenler. Neden annem gibi bir imkanım varken kendimi zorla KİMSESİZ gibi atayım evime? Niye imkanlarım yok gibi davranayım? Bu da bana kötü hissettiriyor. Tamam en güçlü kadın sizsiniz! En anne de sizsiniz! En en en sizsiniz..!

Eşim gerçekten yardımcı olmaya çalışsa da evde durduğu zaman çok kısıtlı. Eskiden birlikte zaman geçirir kafa dinlerdik. Ben eski hayatımda eşimle çok mutluydum.

İnançlı bir kimseyim normalde. Ama bu süreç beni öyle yıprattı ki çok isyan ettim. Hayatım tamamen değişti, tuvalete gitmek lüks haline geldi. Benim için sıradan olan her şey imkansız oldu. Kısacası rahat hayatımın yasını tutuyorum.

Sormak istediğim bazı şeyler var:

*Ben çocuğumu bana gönderilen bir musibet gibi hissediyorum. İnsanlar evlatlarını nasıl seviyor da "nimet" gibi davranıyorlar anlayamıyorum. Her zaman endişe edeceğin, sürekli diken üstünde olacağın bir varlık var ömrünün sonuna kadar. Nasıl bir nimet gibi düşünebiliyorlar? Ben evlat sahibi olmanın mantığını anlayamadım. Ben eşim için istemiştim. Ve tabii gerçekten bu kadar zor olduğunu sanmıyordum. Annemde 10 gün kalır evime geçerim hallederim sanıyordum. Ne kadar aptalmışım. Şimdi diyeceksiniz çocuğu olmayanlar var utan utan! Çocuğu senelerce olmayıp sonra olup pişman olanlar da var. Bana yazıp konuşan çok kadın var. Senelerce çocuğu olmamış ama olunca da pişman olmuş... O yüzden bana bunlarla gelmeyin.

Senden anne olmaz, sen insan bile değilsin! Bu cümleleri diyecekseniz çoktan kendime diyorum bunları da. Ben de böyle hissetmek istemiyorum. Ben de anne olmaktan zevk almak istiyorum. Ama o kadar dayanıksız ve rahatına düşkün birisiymişim ki çocuğumu bir musibetten fazlası olarak göremiyorum...

Benim gibi hissedip bu süreci atlatabilen sağlıklı düşünebilen var mı? Psikolojik tedavi de aldım ama sadece intihar düşüncelerim geçti. Yaşamak bile istemiyordum. En azından yaşama tutunmaya çalışıyorum şu an. Ama içimden söküp atamıyorum çocuksuz olmayı özlemeyi... Hayatımdan zerre zevk alamıyorum. Her gece kuş gibi kalbim. Uyanacak da uyumayacak diye. Çocuğu anneme vermek için her şeyi yapıyorum. "Anne ben temizlik yapayım sen çocuğa bak, ben yemek yaparım sen bebeği sustur"
Ben de "bütün gece uyumadım ama yavrum gülünce tüm yorgunluğum geçti. Onun için değer" diyen bir anne olmak istiyorum. Eğer hastaysam iyileşmek, kötü bir insansam iyi bir insan olmak istiyorum.

Herkes geçecek diyor. Herkes benim daha kötüydü haline şükret diyor. Ben acı yarıştırmıyorum ki! Ya da geçtiği kadar NASIL GEÇTİĞİ de önemli değil mi? Değip de geçebilir, DELİP de geçebilir...

Bana faydası olabilecek her öneriye açığım. Artık kolik bebeğime rağmen hayatıma dönmek istiyorum. Ama sanırım bana bağımlı olan bu minik insan büyüyene kadar benim için her şey çok zor olacak... Ve yine herkes "büyüyünce geçecek" diyecek.

Bu yazım inşallah doğru insanların önüne çıkar. Niyet ediyorum ki bu yazım beni artık bu çukurdan çıkmama vesile olacak kişinin karşına çıkmasına...
Kolik bebek çok zor gercekten ama sizin tepkileriniz de abartı,muhtemelen lohusa depresyonundasınız,zamanla geçecek evet 1 yaştan sonra birbirinize alışırsınız,sonrasında da sendeomlar falan var evet ama ilk bir yıl bana da daha zor gelmişti
 
Ben bebeğimi dünyanın en büyük nimeti olarak görüyorum ama gün içinde en az 4-5 kere offf diyorum içimden . Sabırlar çekiyorum ki maşallah uslu bir çocuk. Yani kimse pembe bulutlar içinde değil hepimiz benzer dönemleri özlüyoruz tabi . Ama sevdiğimiz için fedakarlıkları da seve seve yapıyoruz. Allah eksikliğini göstermesin. İşe gidince özlüyorum öyle bir delilik.

Siz doğum sonrası bir depresyon yaşıyor olabilirsiniz. Bebek için en büyük iyilik sağlıklı bir anne. Bir sürü kadın yaşıyor bunları. Profesyonel destekle rahatlarsınız. Kolik bebek zor. Siz yetersiz değilsiniz emin olun. Zamanla rahatlayacaksınız. Hepimiz eksik gedik götürüyoruz bu süreci. Ben hatırlıyorum ilk 3 ay ben sanırım artık hep evdeyim diye düşünmüştüm. Sanki hiç geçmeyecek gibiydi.
 
Beni yargılayacaklarınız olacak ama belki bir insan bile beni aydınlatsa kârdır diyerek bu yazıyı yazıyorum.

Anne olmamın üzerinden neredeyse 2 ay geçti. Ben halâ anneliği sevemedim. Çocuğumdan nefret etmiyorum ama çocuğumsuz daha mutluyum. (Anneme bebeği verip tek başıma vakit geçirdiğim o nadir zamanlardan bahsediyorum)

Bebeğim kolik bir bebek ve kolik bebeği olanlar anlar saatler gün gibi günler yıl gibi geçer...

Eski hayatımı halâ özlüyorum. Bebeğim hiç durmadığı için 2 aydır annemgildeyiz. Şimdi gelecek "kendi evine çık böyle alışamazsın" diyenler. Neden annem gibi bir imkanım varken kendimi zorla KİMSESİZ gibi atayım evime? Niye imkanlarım yok gibi davranayım? Bu da bana kötü hissettiriyor. Tamam en güçlü kadın sizsiniz! En anne de sizsiniz! En en en sizsiniz..!

Eşim gerçekten yardımcı olmaya çalışsa da evde durduğu zaman çok kısıtlı. Eskiden birlikte zaman geçirir kafa dinlerdik. Ben eski hayatımda eşimle çok mutluydum.

İnançlı bir kimseyim normalde. Ama bu süreç beni öyle yıprattı ki çok isyan ettim. Hayatım tamamen değişti, tuvalete gitmek lüks haline geldi. Benim için sıradan olan her şey imkansız oldu. Kısacası rahat hayatımın yasını tutuyorum.

Sormak istediğim bazı şeyler var:

*Ben çocuğumu bana gönderilen bir musibet gibi hissediyorum. İnsanlar evlatlarını nasıl seviyor da "nimet" gibi davranıyorlar anlayamıyorum. Her zaman endişe edeceğin, sürekli diken üstünde olacağın bir varlık var ömrünün sonuna kadar. Nasıl bir nimet gibi düşünebiliyorlar? Ben evlat sahibi olmanın mantığını anlayamadım. Ben eşim için istemiştim. Ve tabii gerçekten bu kadar zor olduğunu sanmıyordum. Annemde 10 gün kalır evime geçerim hallederim sanıyordum. Ne kadar aptalmışım. Şimdi diyeceksiniz çocuğu olmayanlar var utan utan! Çocuğu senelerce olmayıp sonra olup pişman olanlar da var. Bana yazıp konuşan çok kadın var. Senelerce çocuğu olmamış ama olunca da pişman olmuş... O yüzden bana bunlarla gelmeyin.

Senden anne olmaz, sen insan bile değilsin! Bu cümleleri diyecekseniz çoktan kendime diyorum bunları da. Ben de böyle hissetmek istemiyorum. Ben de anne olmaktan zevk almak istiyorum. Ama o kadar dayanıksız ve rahatına düşkün birisiymişim ki çocuğumu bir musibetten fazlası olarak göremiyorum...

Benim gibi hissedip bu süreci atlatabilen sağlıklı düşünebilen var mı? Psikolojik tedavi de aldım ama sadece intihar düşüncelerim geçti. Yaşamak bile istemiyordum. En azından yaşama tutunmaya çalışıyorum şu an. Ama içimden söküp atamıyorum çocuksuz olmayı özlemeyi... Hayatımdan zerre zevk alamıyorum. Her gece kuş gibi kalbim. Uyanacak da uyumayacak diye. Çocuğu anneme vermek için her şeyi yapıyorum. "Anne ben temizlik yapayım sen çocuğa bak, ben yemek yaparım sen bebeği sustur"
Ben de "bütün gece uyumadım ama yavrum gülünce tüm yorgunluğum geçti. Onun için değer" diyen bir anne olmak istiyorum. Eğer hastaysam iyileşmek, kötü bir insansam iyi bir insan olmak istiyorum.

Herkes geçecek diyor. Herkes benim daha kötüydü haline şükret diyor. Ben acı yarıştırmıyorum ki! Ya da geçtiği kadar NASIL GEÇTİĞİ de önemli değil mi? Değip de geçebilir, DELİP de geçebilir...

Bana faydası olabilecek her öneriye açığım. Artık kolik bebeğime rağmen hayatıma dönmek istiyorum. Ama sanırım bana bağımlı olan bu minik insan büyüyene kadar benim için her şey çok zor olacak... Ve yine herkes "büyüyünce geçecek" diyecek.

Bu yazım inşallah doğru insanların önüne çıkar. Niyet ediyorum ki bu yazım beni artık bu çukurdan çıkmama vesile olacak kişinin karşına çıkmasına...
Postpartum depresyon :( asla yalnız değilsiniz. Bu duyguları yaşayan tek kadın siz değilsiniz. En basitinden aile hekimine bir ulaşın, basit bir tedaviye başlayın. Annenizin evinden ayrılmayın. Bebeğin en zor dönemleri. O uyuyunca siz hemen kendinizi dışarı atın. Azıcık yürüyüş yapın. Hava alın. Kendinize çök yüklenmeyin. Bu ne sizin suçunuz, ne bebeğin. Herşey zamanla yoluna girecek. Acele etmeyin.
 
Bazı hisler insanın tam içinde kalmalı, kimse bilmemeli, kimse hissetmemeli ve yok olup gitmeli, hiçbir bebek musibet gibi görülmeyi hak etmez. Keşke sadece anne olmanın zorluğunun bilincinde olan, anne olmayı hevesle isteyen kadınların rahmine bebek düşseydi. Bunu sizi yargıladığım için söylemiyorum. Çocuk çok zordur, yorulmanız çok doğal veya annenizle bakmanız çok normal bir şey büyüdükçe de geçmez zaten sorunları büyür sadece. Ama her bebek, her çocuk koşulsuz sevilmeyi hak ediyor. Tek dileğim anneliği en yakın zamanda sevmeniz hiçbir bebek istenmemeyi hak etmiyor. Umarım bu duygularınızı aşarsınız.
 
Bize diyecek bir şey bırakmamışsın ne diyecek olsak cevabını verip çemkirmişsin o yüzden yorum yapamicam valla eşin için çocuk yapmak ne demek oyuncak mı alıyosun? Biraz mantık ve akıl yürütebilseydin bunun gerçekten birey yetiştirmeyle ilgili olduğunu ve eşim istedi yaptım gibi bir şımarıklık olmadığını anlardın
 
Beni yargılayacaklarınız olacak ama belki bir insan bile beni aydınlatsa kârdır diyerek bu yazıyı yazıyorum.

Anne olmamın üzerinden neredeyse 2 ay geçti. Ben halâ anneliği sevemedim. Çocuğumdan nefret etmiyorum ama çocuğumsuz daha mutluyum. (Anneme bebeği verip tek başıma vakit geçirdiğim o nadir zamanlardan bahsediyorum)

Bebeğim kolik bir bebek ve kolik bebeği olanlar anlar saatler gün gibi günler yıl gibi geçer...

Eski hayatımı halâ özlüyorum. Bebeğim hiç durmadığı için 2 aydır annemgildeyiz. Şimdi gelecek "kendi evine çık böyle alışamazsın" diyenler. Neden annem gibi bir imkanım varken kendimi zorla KİMSESİZ gibi atayım evime? Niye imkanlarım yok gibi davranayım? Bu da bana kötü hissettiriyor. Tamam en güçlü kadın sizsiniz! En anne de sizsiniz! En en en sizsiniz..!

Eşim gerçekten yardımcı olmaya çalışsa da evde durduğu zaman çok kısıtlı. Eskiden birlikte zaman geçirir kafa dinlerdik. Ben eski hayatımda eşimle çok mutluydum.

İnançlı bir kimseyim normalde. Ama bu süreç beni öyle yıprattı ki çok isyan ettim. Hayatım tamamen değişti, tuvalete gitmek lüks haline geldi. Benim için sıradan olan her şey imkansız oldu. Kısacası rahat hayatımın yasını tutuyorum.

Sormak istediğim bazı şeyler var:

*Ben çocuğumu bana gönderilen bir musibet gibi hissediyorum. İnsanlar evlatlarını nasıl seviyor da "nimet" gibi davranıyorlar anlayamıyorum. Her zaman endişe edeceğin, sürekli diken üstünde olacağın bir varlık var ömrünün sonuna kadar. Nasıl bir nimet gibi düşünebiliyorlar? Ben evlat sahibi olmanın mantığını anlayamadım. Ben eşim için istemiştim. Ve tabii gerçekten bu kadar zor olduğunu sanmıyordum. Annemde 10 gün kalır evime geçerim hallederim sanıyordum. Ne kadar aptalmışım. Şimdi diyeceksiniz çocuğu olmayanlar var utan utan! Çocuğu senelerce olmayıp sonra olup pişman olanlar da var. Bana yazıp konuşan çok kadın var. Senelerce çocuğu olmamış ama olunca da pişman olmuş... O yüzden bana bunlarla gelmeyin.

Senden anne olmaz, sen insan bile değilsin! Bu cümleleri diyecekseniz çoktan kendime diyorum bunları da. Ben de böyle hissetmek istemiyorum. Ben de anne olmaktan zevk almak istiyorum. Ama o kadar dayanıksız ve rahatına düşkün birisiymişim ki çocuğumu bir musibetten fazlası olarak göremiyorum...

Benim gibi hissedip bu süreci atlatabilen sağlıklı düşünebilen var mı? Psikolojik tedavi de aldım ama sadece intihar düşüncelerim geçti. Yaşamak bile istemiyordum. En azından yaşama tutunmaya çalışıyorum şu an. Ama içimden söküp atamıyorum çocuksuz olmayı özlemeyi... Hayatımdan zerre zevk alamıyorum. Her gece kuş gibi kalbim. Uyanacak da uyumayacak diye. Çocuğu anneme vermek için her şeyi yapıyorum. "Anne ben temizlik yapayım sen çocuğa bak, ben yemek yaparım sen bebeği sustur"
Ben de "bütün gece uyumadım ama yavrum gülünce tüm yorgunluğum geçti. Onun için değer" diyen bir anne olmak istiyorum. Eğer hastaysam iyileşmek, kötü bir insansam iyi bir insan olmak istiyorum.

Herkes geçecek diyor. Herkes benim daha kötüydü haline şükret diyor. Ben acı yarıştırmıyorum ki! Ya da geçtiği kadar NASIL GEÇTİĞİ de önemli değil mi? Değip de geçebilir, DELİP de geçebilir...

Bana faydası olabilecek her öneriye açığım. Artık kolik bebeğime rağmen hayatıma dönmek istiyorum. Ama sanırım bana bağımlı olan bu minik insan büyüyene kadar benim için her şey çok zor olacak... Ve yine herkes "büyüyünce geçecek" diyecek.

Bu yazım inşallah doğru insanların önüne çıkar. Niyet ediyorum ki bu yazım beni artık bu çukurdan çıkmama vesile olacak kişinin karşına çıkmasına...
canim daha 2 aylik annesin lohusa depresyonunun tavan zamanlari. emin ol cogu kadin senin gubi hissediyor ancaksu an uykusuzsun, hormonlarin eski haline donmeye calisiyor, hayatin aniden degisti. yani kafana tabi ki en kotu senaryolar gelecek. daha kimseseni elestirmeden kavgaya tutusmussun insanlarla. karamsarligini anliyorum ve ben de boyleydim. ancak hormonlarin normale donecek, bebegin su an sadece bir bebek. seni seven ve beraber vakit gecirirken keyif aldigin bir dosta donusecek. kolik zamanlari bitecek. cocuk bakmak zorlasiyor degil bence her ay daha da kolaylasacak ozellikle 6. aydan sonra. bebegi hemen nimet olarak gormemen de normal. bunu itiraf edemiyor sadece bazi kadinlar. ancak esine nasil asiksan asik olmaya baslayacaksin. sana guldukce, sarildikca, optukce... su an bunlari anlamazsin ve uzak gelir. bana da bir gun bir anda oldu. o yuzden akisina birak ve aklindaki karamsar dusunceleri sahiplenmeyi birak. her sey cok daha iyi olacak.
 
Hiç anne olmadım. Bir çocuğum yok. Yeni bir çocuğa uyum sağlamak elbette zordur. Bebeğiniz kolikmiş birde, burda okuduğum kadarıyla çok zorlayıcı olabiliyormuş. Çevremde de birçok akrabam, kardeşim vs hamile oldu, bebeğini doğurdu. Çok zorlandılar, lohusa depresyonuna da girdi. Asla küçümsemiyorum. ama “musibet” demeniz bana kalırsa hiç hoş olmamış. Dünyadan bir haber küçücük bir canlı için kullanılmayacak bir kelime zannımca.
 
Back