Bir gün eşim ve arkadaşları uçakta Amerikalı bir adamla seçim üzerine konuşmuşlar. Adamın dediği şu. Sizdeki durum çok ilginç. Yol yaptı diye sevinip yol yapmayı siyasi propaganda olarak kullanıyorsunuz. Bizim ülkede bunlar zaten olması gerekenlerdir. Seçimlerde biri şöyle yol yapıcaz ya da yaptık dese kimse sallamaz, üstüne zaten görevi olan bir şeyi söylediğinden sevimsiz gelir. Bizde ambulans ulaşım süresini şu kadar saniye azaltacağız gibi sözler verilir.
Tabi oradaki seçim şartları farklı ve ben de tam hakim değilim ama ana fikre katılıyorum.
Aslında doğru hakikaten.
Sen ne anlarsın ben yonetirim seni, zaten senin aklın almaz devlet işlerini demek oluyor bir anlamda bu.
Gerçi koyun diyorsunuz biz diye sitem edenlere Cumhurbaşkanımızın kendisi demedi mı iyi yöneticilik cobanliktir diye. Onu alkışladılar mesela
Anlamıyorum ben ondan anlayacagimi da sanmıyorum ya
Bir gün eşim ve arkadaşları uçakta Amerikalı bir adamla seçim üzerine konuşmuşlar. Adamın dediği şu. Sizdeki durum çok ilginç. Yol yaptı diye sevinip yol yapmayı siyasi propaganda olarak kullanıyorsunuz. Bizim ülkede bunlar zaten olması gerekenlerdir. Seçimlerde biri şöyle yol yapıcaz ya da yaptık dese kimse sallamaz, üstüne zaten görevi olan bir şeyi söylediğinden sevimsiz gelir. Bizde ambulans ulaşım süresini şu kadar saniye azaltacağız gibi sözler verilir.
Tabi oradaki seçim şartları farklı ve ben de tam hakim değilim ama ana fikre katılıyorum.
Kimse olumlu yanini goz ardi etmiyor. Tek basina sivrilerek olumlu bir sonuc cikarmiyor zaten her okulda olan olmasi gereken basari yaptiklari gitin uklenin en kotu okulunda bi boyle bir basari yakalayan 1 2 ogrenci bulursunuz. Ama milyonlarca ogrencinin girdiği sinavda basarili olan 1 kisi genele vurulamaz.Ben olumlu tarafını gördüğüm kısmını açıkladım. Siz olumsuz tarafını gösterdiniz. Sizin aksinizi ispat edecek birşey söyledim mi ben? Neden rahatsız oldunuz? Toz pembe değil ki neresini toz pembe göstereyim. Olumsuzluk yanında olumluyu gizlemek gözardı etmek sizce ne kadar doğru?
Mutlaka izlemişsindir, Interstellar diye bir film vardı.. orada Cooper'ın paralel evrende evinin kütüphanesinin arkasında kalıp sesini duyuramadığı bir sahne vardı hani, hah işte durumumuz tam o.. istediğimiz kadar kitap falan fırlatalım görmüyorlar, duymuyorlar.. yapılan yollar, köprüler, binalar eğer üreten bir ülke isen hizmettir, değilsen külfettir.. ekonomine yük bindirir, çünkü samanı bile ihraç eden bir ülkeyiz biz.. hangi parayla hem samanı alıp hem köprü bedelini ödeyeceğiz diye düşünemiyorlar.. kaç gündür yazmamak için zor tutuyorum kendimi ama iphone'u bile bu hükümetin getirdiğine inanan bir zümreye kaldı sonumuz, o yüzden acımıyorum Mune..
2000 li yıllarda ülkeye AB yardımları, yatırımlar, "dış mihrakların" paraları yağarken iki üç tane fabrika kurup toplu iğnemizi kendimiz yapmaya başlasaydık bugün en azından elimizde yerli malı toplu iğne olurdu ama yok.. neyi üretip, neyi satıp ülkedeki dolar miktarını arttıracağız ki? yalnız anlaşılmasın aşağılamıyorum ama otu-çiçeği dış mihrağa bağlama kolaylığına kaçan insanlara bunu gösteremezsin.. şu başkanlık seçimini bile "RTE'yi başkan yapalım mı?" diye anlamıyorlarsa ne olayım :) ama diyorum ya normal.. Aç tv de herhangi bir kanalı, sürekli dış mihrak, sürekli birilerini düşman ilan etme.. bak mesela şurada ihl'lerin sorunlarını yazınca din düşmanı oluyorsun.. eleştirmen=düşman, kaçarı yok bir yerden seni de bulacak
Eğer dinleyebilirlerse ya da takip edebilirlerse Özgür Demirtaş dehşet bir şekilde açıklıyor neyin ne olduğunu.. ama dinlerler mi? hiç sanmıyorum.. evet bizi çekemiyorlar, hele hele parası bizim cebimizden çıkacak olan köprüleri.. onları hiç çekemiyorlar. bize Allah acısın artık, ne diyeyim..
Ya ben üzülüyorum aslında. Güzelce tartışamıyoruz. Tane tane sorun ne anlatamıyoruz. Ortak bir yerde buluşamıyoruz. Ve gitgide kopuyoruz. Bazı insanların fikri değişmeyecek ama belki arada kalmış 1-2 kişi var, onlara da belki üslubumuz sevimsiz geliyor ve en iyi ihtimalle oy vermemelerini sağlıyoruz.
Ne yapabiliriz bilmiyorum. İstesek de istemesek de officein dediği gibi iphoneu onların getirdiğini sanan, yahu aselsanın atom bombasını durduran silah yaptığına inanan insanlar var. Ve bu insanların sayısı çok fazla. Ve bu insanlar kaderimizi değiştirecek. Ve bu insanlara ulaşacak haberleri verenler de artık muhalefetten geçtim yalan yanlış bilgileri bile düzeltebilecek güçte değiller.
Ya birde 2. dünya savaşı yıllarındaki ekmeğin karne ile verilmesi, 70 lerdeki tüp yağ kuyrukları var ha bunları öne sürenlerin çoğu o yılları görmemiş 80 den sonra doğanlar. Eşin bunları da anlatsaydı elin Amerikalısı diyecek bunlar ne kadar aç Afrika dan hallice
Ben de bunu kastediyorum sayfalardır.
Bilgisi olmayan insanlara bildiklerinizi anlatın.
Makarnacı, kömürcü diyerek bir yere ulaşılmıyor.
İnsanlar bilinçlenirse, neler olabileceğini idrak ederlerse çok şey değişir.
Aman benim anlattığımdan ne olacak demeyin, biliyorsanız anlatın, 1 kişi 1 kişidir.
Yapılan köprüler yap-işlet-devret olarak yapıldı, devlet para ödemedi, 3. köprünün işletmecisi 10 yıl boyunca ICA'dir.
Biz taahhütte bulunduk, günde şu kadar araba geçmezse üstünü biz tamamlayacağız diye, köprülerden geçiş ücreti de dolar kuruna endeksli.
Neyse, uzatarak yazıyorum sonra kendim bile okumaya üşeniyorum sıkmayayım, yol, köprü, hastane, okul vs yapılsın ama yap işlet devret modelleriyle uzun vadeli halk olarak borçlandığımızda bilinsin, yine bilinsin ki bunlar zaten halka verilmesi gereken hizmetlerdir.
Başkanlık seçimi falan bir yana, artık ben saldım çayıra kısmındayım siyaset konularında, beni alakadar eden kısım ekonomik göstergelerin gidişatının iyi olmaması.
Bakın dünya uzun zamandır kapitalist düzen üzerine bir yapılanmaya gidiyor, Çin, Hindistan, ABD, Rusya gibi ülkelerin kurduğu bir beşli var, dünya 5'ten büyüktür lafını hatırlayın, bu laf bu 5'li dünyayı yöneten ülkeler için söylenmiştir, neyin neden söylendiğini bilirsek bazı şeyleri kavrarız belki.
Bu 5'li ister kızın ister sövün olmaya devam edecek, diğer ülkelerde bu beşlinin altında yer alacak, bu beşli neden 5'li peki?
Üretim, ekonomik zenginlik ellerinde, bir ülke bu beşlide yer alacaksa üretecek ve sermayesi güçlü olacak.
Üreten fabrikalarınız, tarlalarınız olacak, merkez bankanız ani iniş çıkışlarda süspanse edecek döviz rezervine sahip olacak ülkenin kendi parası döviz kuruyla değer yitirmeyecek, ihracatı yüksek ithalatı az olacak.
Bizde ithalat yüksek, domates tohumunu İsrail'den alıyoruz, kaç kişi biliyor? Yerli tohum satışı yasak, sadece takas yapabilir yerli tohumu olan.
Belki biz görürüz görmeyiz ama çocuklarınız torunlarınız görecek maalesef, kendi toprağını ekmeyen, kendi suyu olmayan ülke ilerideki yıllarda cebi de dolu değilse kıtlıklar yaşayacak.
Anlamadığım bem ticaret meslek lisesini de örnek verdigim halde Turkiye genelinden bahsettiğim halde israrla konuyu imam hatip okulu hassasiyetine getirilmesi.
Kimse imamlar gereksiz demedi ki. Imam hatip okullarinin mevcut sistemdeki basari oranı düşük dedim demez olaydim. Hatta meslek liselerini de kattım ama onu kimse görmedi/gormediniz. Buradan imam hatiplere laf atiliyor diye veryansin ettiniz acayip bir hassasiyetiniz var oyle böyle degil, siz de din düşmanı ilan edin en ufak eleştiriyi kabul etmeyin.
Gecen yilin yep puanlarina gore yaklasik 1900 birincisi olan bir sinavda basari yakalamis 14 ogrenci bize kendilerinin ne kadar caliskan ve azimli oldugunu gosterir okullarin kalitesini degil.@deynepnaz
TEOG sınavında tüm soruları doğru cevaplayarak tam puan alan imam hatip öğrencileri ise şöyle:
Ayşe Çilek - Selçuklu Hazım Uluşahin İmam Hatip Ortaokulu
Bahadır Güngör - Biga İmam Hatip Ortaokulu
Bekir Sadık Altunkaya - Samsun Osmangazi İmam Hatip Ortaokulu
Berk Kıl - Mersin Yenişehir Yunus Emre İmam Hatip Ortaokulu
Hafsa İkra Ersoy - Simav İbrahim Eren İmam Hatip Ortaokulu
Özlem Közoğlu - Konya Selçuklu Mehmet Nuri Küçükköylü İmam Hatip Ortaokulu
Rabia Nisa Kalkan - Hendek İmam Hatip Ortaokulu
Seda Nur Salim - Tavşanlı Fatih İmam Hatip Ortaokulu
Yağmur Yücebaş - Biga İmam Hatip Ortaokulu
Zülal Kars - Başakşehir Emin Saraç İmam Hatip Ortaokulu
Sehle Nur Afşar - Zonguldak Çaycuma İmam Hatip Ortaokulu
Sema Nur Gamlı - İstanbul Kadıköy Mehmet Akift Ersoy İmam Hatip Ortaokulu
Ahsen Dilara Halıcı - İzmit Evliya Çelebi İmam Hatip Ortaokulu
Necmettin Yeşilbaş - İzmir Torbalı Necip Fazıl Kısakürek İmam Hatip Ortaokulu
bak bunlara. Yeğenimden bahsetmiyorum ki ben yek. Başarı var diyorum. Neyi tartışıyorlar benimle.
Öyle just ama misal deminki imam mevzusu. Evet arkadaşın mesajı tam gelişine gol olacak bir mesaj. Ama tiye almak yerine bak şöyle, bak yanlış anladın, bak şurda haklısın ama burda olmaz demek gerekiyor bence. Belki hiç işe yaramayacak ama bir yaramaz iki yaramaz bir süre sonra bu insanların dedikleri o kadar da haksız değildir der belki de biri.
Su mufredati bir okuyun lutfen.sadece imam olmak isteyen çocuk mu imam hatibe gönderilir veya gönderilmeli? o zaman neden türkçe, matematik, ingilizce dersi veriliyor imam hatipte? yahu ben ilk sınıfta haftada 12 saat ingilizce dersi gördüm. arapçadan hadisten siyerden fazla gördüm. imam hatipten çıkan imam olacak diye bi kaide yok. değiştirin algılarınızı. imam hatipten çıkan istediği mesleği seçer. bu kadar basit.
Ben bu forumda kimseden koyun lafi edildigini duymadim, herhalde disarda boyle deniyor. Ancak sizin lideriniz de kendisi icin "Ben cobanim" diyor. Yani o boyle derse elalem ne demez degil mi..Kendi gibi düşünmeyenlere; koyun, ot beyin, cahil, neye evet dediğini bilmeyen diye nitelendirip hakaret eden bir zihniyet ''hayır'' dediği için bile "EVET" demem yeterli bir sebep.
Duymadınız mı? Baştan sona okuyun o zaman bu konuyu. Sizin zihniyetinizin bizi ve liderimizi nasıl gördüğü hiç önemli değil. Tiynetinizi belli ediyorsunuz :)Ben bu forumda kimseden koyun lafi edildigini duymadim, herhalde disarda boyle deniyor. Ancak sizin lideriniz de kendisi icin "Ben cobanim" diyor. Yani o boyle derse elalem ne demez degil mi..
Duymadınız mı? Baştan sona okuyun o zaman bu konuyu. Sizin zihniyetinizin bizi ve liderimizi nasıl gördüğü hiç önemli değil. Tiynetinizi belli ediyorsunuz :)
Evet diyenlerin en önemli gerekçesi cumhurbaşkanının elini ayağını bağlayan şartlar.
Cumhurbaşkanı kim olursa olsun elini ayağını bağlayan şartların olmasının önemini anlayamamaları benim için acı olan. Tek bir adamın bütün kararları elini ayağını bağlayan bir şeyler olmadan almasının adı zaten diktatörlük. Tek bir insanın, bu insan kim olursa olsun, hangi görüşten olursa olsun bütün güce sahip olmasının ne kadar yanlış olduğunu anlamanız için başkanlık sistemine tam karşı olduğunuz partiden birinin geldiğini düşünün. Onun elini ayağını bağlayan hiç bir şey olmazsa hangi kararları alır?
Çok rica ediyorum lütfen bu kadar körü körüne evet demeden güçler ayrılığı nedir niye vardır bir araştırın. Ülkeyi ilgilendiren kararlar tek bir kişi tarafından alınmaz/alınamaz. Bunun için meclis var. Meclisi de halk seçiyor. Tek bir kişiye böyle bir güç verilmez.
Neymis ki tiynetim? yillardir bu adam bizi karanliga goturuyor, ekonomi disa bagimli hale geldi, tarim yok, hayvancilik bitti, tohuma kadar ithal ediyoruz, herseyler iki yillik kira bedeline satiliyor, ormanlar bile satildi, ulke terorist yuvasina cevrildi, turizm de en nihayetinde bitti, bu adami artik desteklemeyin dedigim icin mi tiyniyetimi anladin ve begenmedin?Duymadınız mı? Baştan sona okuyun o zaman bu konuyu. Sizin zihniyetinizin bizi ve liderimizi nasıl gördüğü hiç önemli değil. Tiynetinizi belli ediyorsunuz :)
Sadece o sebepten evet demediğimi, orda yapılan hakaretlere vurgu yaptığımı belirtmiştim. Körü körüne evet demediğime emin olabilirsiniz.Eflalim ama çomar diyenler hayır diyorsa ben evet derim sence ne kadar mantıklı?
Çomar diyenler dünya yuvarlaktır dediği için de düz mü diyeceksin?
Ne olur bu verilmesi gereken karar eften püften değil. Ülkenin idari sistemi ile ilgili verilen karar ama bana salak dedi ben onun dediğinin tam tersini yapacağım diye verilmez.
Daha gerçekçi gerekçeler içinse şu mesajımı alıntılıyorum.
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?