Allah Sizin Üzerinizde Ne Sıkıntı Varsa Alır?

Allah'ın ve Resulünün selam ve bereketi üzerinize olsun.

Enaniyet, benlik, ego. Diğer bir deyiş ile Kur’an’daki adı ile şeytanın adımlarına ayak uydurmak. Yaratılmış kullar içerisinde ilk defa ortaya çıkaran, kendisinden ihtas edilen, ortaya çıkaran İblistir. Asıl adı, Azazil’dir. Allah, Azazil’e bana ibadet et dedi, namaz kıl demedi. Azazil baktı, meleklerin namaz kılışlarını topladı, cem etti. Rabbi ondan namaz kılmasını istemediği halde, namaz kıldı. Envar-ül Aşık’ın da bin yıl, kırk bin yıl, seksen bin yıl gibi bir rivayeti var. Doğrusunu Allah bilir. Ama yapmış olduğu gayretinden dolayı Allah, ateşten yaratılmış olmasına rağmen nurdan yaratılan meleklere öğretmen eyledi. Bu kendiliğinden dedi ki; “ bak ben oldum, onlar nurdan yaratıldı ben ateşten yaratıldım. Ben onlara öğretmen oldum” diye içinde başladı. Allah’ın onu yüceltmesi, Allah, Kur’an’da “ her şeyi çift yarattım” diyor. Büyük lütuf verirken size, imtihanı da dengelemek zorunda. Çünkü alem bir denge, bir düzen üzerine kurulu. O kadar hassas bir düzen ki, insan bedeni hatta düşünceleri de burada. İnsan burada, iyiden yana ağırlığını koyar, aklını kullanır ve bu konuda hayatına sokarsa, iyiyi- güzeli, dengede yücelmiş oluyor.

Bakara suresi 153. Ayette Rabbim buyuruyor ki; “ Ey iman edenler, namaz ve sabırla Allah’tan yardım dileyiniz”. Bakın, ayırmıyor birbirinden. Namaz ve sabırla Allah’tan yardım dileyin.


Al-i İmran 173. Ayette diyor ki: “ Allah bize yeter, O ne güzel vekildir”. Başınıza ne sıkıntı gelirse, ne imtihan gelirse, ilerideki adıyla Allah size ne kadar naz yaparsa, o kadar da cilve var. Yani imtihanları O’nun nazı, cilvesi diye düşünün. Ve bu nazın, cilvenin içerisinde “Allah bana yeter” dediğiniz mi, bütün zorlukları açan sihirli kelam bu. Peki, burada ne yapıyoruz biz. Yine Fatiha’nın 4. Ayetine takılıyoruz. Yalnız sana ibadet ederiz ve yalnız senden yardım dileriz. Allah da burada ne diyor? Allah kuluna yeter.


Peki, bakın şu ayete. Küçük bir ayet kelam olarak. “ yine onlar ki emanetlerine ve verdikleri sözlere riayet ederler”. Emanet ne? Ruh. Allah’ın nuru. Ne yapacağız onu? O nuru yüceltmek. Biz bu dünyaya evlenmek, çoluk çocuk sahibi olmak,, geçinmek, keyf etmek, hepsi var hayatımızda, olması da gerekli. Ama bunların yanında Allah’ın nurunu yüceltmemiz. Küçücük, minicik bir parçayı yüceltip, ruhlar âlemindeki gibi nur ala nur yapmamız gerekli. Allah’ın nurunu içimizde büyütmemiz gerekli. Ki, işte emanete sahip çıkmış olalım.

Fatiha. İlk üç ayeti kısaca açarsak: Rabbim ben varım, bağışlayıcıyım, merhamet sahibiyim, hesap sorucuyum, diyor. Son üç ayette Peygamber Efendimiz (s.a.v) diyor ki benim ümmetimi diyor. Ümmetimi daha önce götürdüğün, gönderdiğin o güzel şereflilerin yoluna ilet, diyor. Ama ne olur sapıkların, nasipsizlerin yoluna gönderme diyor. Peygamberimizin(s.a.v) duası var orada. Fatiha’nın ilk üç ayeti Rabbimize ait. Son üç ayeti Resulullah’a ait. Dördüncü ayet, bize ait. Yalnız sana ibadet ederiz ve yalnız senden yardım dileriz. İşte, sözünden dönme. Ölünceye kadar Rabbinden iste
 
Allah'ın ve Resulünün selam ve bereketi üzerinize olsun.

İnşirah Suresinde Rabbim buyuruyor ki: “ biz senin sırtında sana eziyet veren yükü almadık mı?”. Alabiliriz, belki alırım, demiyor. Kesin söylüyor. Şöyle bir düşünün. zikir öncesi korkularımız vardı. Acabalarımızın gücü büyüktü. Beklentilerimiz farklıydı. Doğru bildiğimiz yanlışlarımız vardı. Rabbim hep bunları aldı. Hatta o kadar ileri gitti ki, ölümcül rahatsızlıkları bile yok etti. Allah’ın bundan muradı ne? Diye sorsak kendimize; O, kulunun acı çekmesini istemeyecek kadar, akılların almayacağı kadar büyük bir merhamet sahibi. Kulum zikrederken acısını, korkusunu, yanlışını düşünmesin. Beni sevsin, beni sevmeye gayret etsin diye sizin sırtınızda o size eziyet veren yükleri aldı. Ama kimden aldı? Tevhid zikrini yapanlardan, Resulullah’a (s.a.v) salatı selam gönderenlerden aldı.

Hz. Musa Allah’ a güvendi gitti. Ertesi gün Firavun ile yarışması var, Nil Nehrini ters akıtacaklar. Hz. Musa ağacın altında gölgede uyudu. Firavun da sakalından kendini astı. “ Senin Allah olduğunu biliyorum ama beni bu peygamberin karşısında küçük düşürme dedi, ben hayatım boyunca hiçbir şey istemedim senden. Musa’nın hayatını ben kurtardım, O’nu ben büyüttüm. Bunun bir bedeli olmalı. O bedele karşılık, yaptığım iyiliklere karşılık beni Musa’nın karşısında küçük düşürme, bana da nehri geri akıttır dedi. Rabbi ona o izni verdi. İkisi de nehiri geri akıttığında, Hz. Musa şaşırdı. “Rabbim ben senin peygamberinim, ben Firavun’u yenmek için gönderildim. Ondan halkımı, kavmimi kurtarmak için gönderildim, niye beni onunla berabere bıraktın” dediğinde. Rabbimin kelamına bakar mısınız, merhametine: “ Ey Musa, bilmez misin, ben senin de Allah’ınım, Firavun’ un da Allah’ıyım diyor. Benden yardım isteyene yardım ederim” diyor. “Sen bana güvendin, gittin ağacın altında yattın. O bir gayret etti, sabaha kadar benden yardım istedi, ben de yardım isteğine icabet ettim” diyor. Şöyle düşünelim o zaman. Bir Firavuna yardım eden Allah, kendini seven bir kulunu inanın orta yerde bırakmaz.

Zikre başladıktan sonra manevi tedavi olan ve manevi amelyat olan kardeşlerimiz var.Yeni başlayacak olan yada yeni başlayan kardeşlerimize YAŞA ve GÖR diyoruz.

Zikrimizi bir beklenti içinde olmadan Allaha tam teslimiyet ile yapalım.Dilden kalbe insin.

Rabbim tüm kullarını zikredenlerden olmayı nasip eylesin inşallah
 
Hayırlı cumalar kızlar
Rabbim gerçekten sıkıntılarımızı bir bir alıyor
Bu hafta bir kez daha manevi ameliyat oldum toplamda dört kez tedavi üç kez ameliyat oldum
Rabbime sonsuz kere hamdolsun
Onu sevmenin verdiği mutluluk tarif edilemez
Yunus Emre hocamın dediği gibi
Cennet cennet dedikIeri, birkaç köşkIe birkaç huri. İsteyene ver onIarı, bana seni gerek seni.
 
 
Allahın Resulunun selam ve bereketi üzerinize olsun

Zikreden Her kulu bir gün mutlaka Hızır As ziyarete gelecektir.

Geldiği zaman size daha önce rüyada bir şekilde bildirilir Yani haberdar olursunuz. Duanızı etmeniz gerekir Allahım sevgili kulum geldiğinde beni ona tanıttır ve sevdir onuda bana tanıttır ve sevdir bunu siz söylemeye başlarsınız aklınıza geldikçe söylersiniz. O alem size söylettirir . İşin özü bu duanıza icabet edilir icabet edildiğinde size bildirildiği şekilde mesela ya rüyanızda geleceği tarih bildirilmiştir ya üzerindeki kıyafet bildirilmiştir vs. siz yada kalbe ilham ile bunu fark edersiniz kimi mavi kimi yeşil gözlü olur der bizim bunlar bildiğimiz şeyler bizim bakmamız gereken tek şey gözlerinin içinde ışıl ışıl sanki gök yüzüne baktığımızda o parlak yıldız varya gözlerinin içine baktığınızda yıldız gibi parlayan bir şey görürsünüz. Gözlerinizi alamazsınız en çok gözleri dikkatinizi çeker


2) sizden bir şey almadan bir şey vermez

3) Allah razı olsun demez

sebebi şudur Allahın razı olmadığı kulana Hızır gelmez Size bir dua eder bir sebebi vardır ve duayı siz duyarsınız. İçinizdeki büyük bir coşkuyla onun Hızır As olduğuna dair bir his vardır. Akılla değil kalple hissedersiniz çünkü hemen sen hızırmısın sorarsın durumu vardır. Nefse hakimdir o durumda nefsinize perde çekilir nefsinize bu duruma müdahele ettirilmez ve size sen Hızır mısın diye sordurulmaz istisnalar vardır size edeceği duayı iyi öğrenmeye bakın kadın ,erkek ,genç , yaşlı yada çocuk hiç fark etmez gelebilir.

Rabbim bütün herkesi onun razı olduğu Kullardan olmayı nasip etsin inşallah.
 
Allahın Resulunun selam ve bereketi üzerinize olsun

Manevi tedavi


İnşirah Suresinde Rabbim buyuruyor ki: “ biz senin sırtında sana eziyet veren yükü almadık mı?”. Alabiliriz, belki alırım, demiyor. Kesin söylüyor.

Zikre başlayan bir çok kardeşimizin sıkıntıları alındı manevi amelyat olanlar ve tedavi olanlar oldu. Babam yaklaşık dört yıldır zikirde Rabbim ona sağlığını geri verdi kulum beni daha rahat zikretsin diye.


Babam üç aydan fazladır kısmi felç geçirmişti ayaklarından destekli aletle yürüyordu okulların açılmasına birkaç gün kala tamamı ile ayaklarını hissetmedi başka rahatsızlıkları da vardı bütün yazımız hastane ve acillerde geçti. Telefonla görüştüğüm kardeşleriniz var onlar biliyorlar. Tesbih tuttuk ondan sonra ayagının biri kısmen hissediyordu babam bu rüyadan sonra sabah kalktığında eski sağlığına kavuşmuş çok şükür bir şeyi yok eskisi gibi yürüyor.


Rüyamda bir inşaat şirketinde çalışıyorum biri geldi patron ona yardımcı olmamı istedi beraber yürüyoruz yeşillikler kavak ağaçlarının bulunduğu bir arazide buralar çok güzel neden ev yapılmıyor buralara tarımcılıkta yapmıyorsunuz diyor bende sadece fındık yetiştiriyoruz sadece diyorum sonra benden ayrılıyor görüşürüz diye bende yeşillikler içinde yoluma devam ediyorum önüme bir tel örgü çıktı tel örgü boyunca yürüdüm geçebileceğim bir yer var mı diye.

Sonra askeriyenin olduğu bir yere geldim orada tellerin alt kısmında geçebileceğim bir yer var yüz üstü yatarak kayarak geçtim aşağıya meyilliydi baktım ellerim çamur olmuş ellerimi temizlemek için bakındım küçük taşların arasından azbırsu çıkıyor ama çok berrak ellerimi yıkamak için suya soktum ellerimi sonra bir baktım ellerime solucan gibi bir sürü canlılar yapışmış onları kopartmaya ellerimden ayırmaya çalışıyorum ellerimden ayırdığım o canlıların olduğu yerlerden kanlar çıkıyor ellerim kanlar içinde bir bakıyorum bütün vücudumu kaplamışlar yumak yumak onları vücudumdan ayırmaya çalışıyorum o sırada iki genç geldi bana yardım etmeye onlarda vücudumdan kopartıp almama yardımcı oldular sonra vücudumu sarı sakız gibi bir şey kaplamış vücudumdan ayıramıyorum o iki kişide çekiyor vücudumdan ayrılanlar sertleşiyor o gençlerden biri bir bıçak çıkarttı o bıçakla vücudumdan tüm vücudumu kaplayan o sarı sakız gibi şeyi temizlediler ama vücudumun her yerinden o solucanların koptuğu yerlerden kanlar çıkıyor sağ bacağımda bir acı hissettim rüyada.
Rüyamdan uyandım ama rüyadayım evin içinde yatağımdan kalktım dolaşıyorum Allahım sana şükürler olsun yürüyorum diyorum ayağım rüyadaki gibi acıyor salona gittim geldim yatağıma sonra uyandım baktım yatağımdayım evde dolaşmam da bir rüya ama ayağım rüyadaki gibi acıyor Allahım buda ne ki hissetmediğim ayağım acıyor diğer ayağımda çok rahat hareket ettiriyorum yatağımdan ayağa kalktım eskisi gibi yürüyorum Rabbim sana şükürler olsun dedim sen benden bu derdimi aldın ne kadar şükretsem az diye dua ettim. Lavaboya gittim abdest aldım şükür namazı kılmak için odaya geldim seccadeyi yere serdim sonra yerde namaz kılamıyorum yıllardır oturduğum yerde namaz kılıyorum dizlerimi bükemiyor dum bunda da vardır bir hayır seccadeyi bana serdiren Rabbim dedim şükür namazına durdum o kadar rahat kıldım ki namazı dizlerimin üzerine de otura biliyorum Allahım sen bu aciz kulunun sıkıntılarını aldın ben seni gece gündüz zikreden bir kulunum sadece dedim.

Rabbim tüm şifa bekleyen kullarına nasip etsin inşallah.
 
Allah'ın ve Resulunun Selamı ve bereketi üzerinize olsun.


Aklımızdan ilim

Kalbimizden Allah

Dilimizden Lailaheillalah

Gönlümüzden Resulullah eksik olmasın inşaallahh


Rabbim bizi doğru yoldan ayırmasın, Efendimiz (sav) e ümmet, Rabbimize hayırlı kullardan olabilmeyi nasip eylesin amin, ecmain..

Hayırlı cumalar..
 
Hayırlı cumalar güzel paylasimlariniz için Allah razı olsun su mübarek cuma gününde benim bebegime de dua eder misiniz anne karnında hidrosefali hastalığı var dendi doğumum haftaya perşembe ya da cuma olacak ben bebegimin sağlıklı doğması için dua ediyorum rabbim bebegime şifa versin Allah rızası için sizlerde dua edin doğana kadar hastalığı geçsin silinsin gitsin bi de bana doğuma kadar duamin kabul olması için manevi bir reçete tavsiye eder misiniz ne yapmalıyım hangi duaları zikirleri okumaliyim
 
COK GUZEL BIR PAYLASIM
TEKRAR TEKRAR OKUNMALI
Sagolasin rabiam
 
Hayatı degisenlerden biri benim
Cunku bu zikir sayesinde ben degistim
Fatiha suresinin 4 ayetini hayata gecirebilmek zor gibi gozukse de rabbe teslim olduktan sonra butun sikintilar bitiyor, cunku imtihani veren rabbim ne eylerse guzel eyler
Uzulen aci ceken nefsiniz
Allah bize yeter ne guzel vekildir o
 


NASIL ZİKİR ÇEKİYORSUNUZ ? YANİ NELER ÇEKİLİYOR?
 
Allah “Beni bir kere ananı ben bir kere, Habibim Muhammed Mustafa SAV ı bir kere ananı ben 10 kere anarım.” Buyurmakta.. Allah’ım seni her şeyden daha çok seven ve nezdinde müstesna sevgine mazhar kılınmış kulların dan ,cennette cemalini görenlerden olmayı eyle.

Rabbim bizi doğru yoldan ayırmasın, Efendimiz (sav) e ümmet, Rabbimize hayırlı kullardan olabilmeyi nasip eylesin amin, ecmain..

Hayırlı cumalar..
 
[/QUOTE]

rabia hanım, cekinerek birsey sorucam.
salat - ı serife bildiğimiz salavat mı, açılımını yazar mısınız.
tevhid ne demek, açılımını yazar mısınız?
sorularım çok basit gelebilir ama dını bılgım pek yok.
Ama uzun yıllardır içimde ibadet etme, Allah rızası için bir şeyler yapma isteği var.
ahlaklı ınsan olmaya çok dikkat ediyorum ama içimde bir boşluk, bir şeylerın eksıkliği var...
 


rabia hanım, cekinerek birsey sorucam.
salat - ı serife bildiğimiz salavat mı, açılımını yazar mısınız.
tevhid ne demek, açılımını yazar mısınız?
sorularım çok basit gelebilir ama dını bılgım pek yok.
Ama uzun yıllardır içimde ibadet etme, Allah rızası için bir şeyler yapma isteği var.
ahlaklı ınsan olmaya çok dikkat ediyorum ama içimde bir boşluk, bir şeylerın eksıkliği var...[/QUOTE]


Canım sayısız salavat var hangisini istersen okuya bilirsin ben dört yıldır hep aynı salavatı okuyorum bir tane seçip aynısını okursan sürekli daha iyi olur

Benim okuduğum salavat

Allahümme salli ala seyyidina muhammedin ve ala ali seyyidina muhammed.

tevhit “La İlahe İllallah” diyoruz
 


Canım sayısız salavat var hangisini istersen okuya bilirsin ben dört yıldır hep aynı salavatı okuyorum bir tane seçip aynısını okursan sürekli daha iyi olur

Benim okuduğum salavat

Allahümme salli ala seyyidina muhammedin ve ala ali seyyidina muhammed.

tevhit “La İlahe İllallah” diyoruz[/QUOTE]
tesekkur ederim. bende aynılarını okuyorum.
Allah kabul etsın.
 

Nefis


Kimya ilmini öğrenmeye merak eden bir kimse, Mahmûd Hüdâyî hazretlerinin bu ilimdeki maharetini öğrenmişti. Bir gün huzûruna çıkarak, kimya ilmini öğrenmek istediğini arzetti.

O anda Azîz Mahmûd Hüdâyî, dergâhının bahçesinde bir asma ağacının altında istirahat ediyordu. Hiç kimseyi reddetmek âdeti olmadığı için, talebenin bu arzusunu kırmadı. Yeni talebe, bu husûsta bir ma’rifet göstermesi için ısrar edince, Mahmûd Hüdâyî asma ağacından bir yaprak kopardı. Yaprağın üzerine bazı duâlar okuduktan sonra, talebenin hayret dolu bakışları arasında yaprağın altın olduğu görüldü. Talebe fazla ısrar edince bu hâli üç defa tekrar etti.

Talebenin maksadı, tekrarlar esnasında duâyı öğrenmekti, öğrendiğine kanâat getirince; “Bu iş çok basitmiş, ben de yapabilirim” diyerek asmadan bir yaprak aldı ve üzerine öğrendiklerini okudu. Fakat bir türlü altına dönüşmedi. Sonra; “Efendim! Ben de sizin okuduklarınızın aynısını okuduğum hâlde yaprak altın olmadı. Sebebi nedir acaba?” diye sordu.

Azîz Mahmûd Hüdâyî de; “Evlâdım! Kimyayı öğrenebilmek için, önce nefsi terbiye etmek icâbeder. Nefsi kimya etmeden, bu ma’rifete kavuşulamaz.” buyurdu.
 
Bu siteyi kullanmak için çerezler gereklidir. Siteyi kullanmaya devam etmek için onları kabul etmelisiniz. Daha Fazlasını Öğren.…