- 14 Eylül 2012
- 10.762
- 12.400
isterseniz, yüreğiniz el verirse bir özbeğin, bir Suriyelinin bir Filistinlinin yaşadıklarını dinleyin. ben dinlerken ağladım inanın... hala kendilerinden çok başka insanları düşündüklerini dinleyin...
Suriye'de rejime karşı mücadele eden Bayır Bucak Türkmenlerinin oluşturduğu İkinci Sahil Tümeni Komutanı Beşar Molla, mücadelelerine Türkiye’nin yardımları ile devam ettiklerini söyledi.yoo hükümet suriyeli halka kapıları açtı türkmen halka açmadı bir bakın türkmenlere ne yapmışlar sınırda
bu sınırda telef oldukları gerçeğini değiştirmez ne farkları vardı suriyelilerden neden onlara kapı açılmadıSuriye'de rejime karşı mücadele eden Bayır Bucak Türkmenlerinin oluşturduğu İkinci Sahil Tümeni Komutanı Beşar Molla, mücadelelerine Türkiye’nin yardımları ile devam ettiklerini söyledi.
Türkmen Dağı'ndaki kamplarında AA muhabirine açıklamalarda bulunan Molla, "Dört yıldır rejime karşı savaşıyoruz. Savaşımıza devam edeceğiz. Türkmen Dağı çevresindeki askeri faaliyetlerimiz sürüyor" dedi.
Molla, Keseb bölgesinde yaklaşık 60 kilometrelik bir hattı tuttuklarını ve bu hat üzerinde rejime bağlı güçlerle zaman zaman şiddetli çatışmalar çıktığını vurguladı.
Suriye'de çatışmaların başlaması ile birlikte Türkiye'nin kendilerine yardım eli uzattığını belirten Molla, "Buradaki mücadelemize devam edeceğiz. Bugüne kadar Türkiye'nin yardımları ile ayakta kaldık. Umarız ki Türkiye’nin yardımları ile daha da güçlenerek amacımıza ulaşacağız. Türkiye halkı ve devletinin, Suriye ve Türkmenler için yaptıklarına minnettarız" ifadelerini kullandı.
ne sefil gibi yaşamassı, ne hastalığı... binada bir sürü göçmen var, çocuklarımız birlikte oynuyor. dernekler, vakıflar yiyeceklerini, kıyafetlerini gönderiyor. hatta fazlasını da dağıtıyorlar. başka bir ülkede mi yaşıyorum benBiz hasta olmayalım tabi ki? Neden çocuklarımız okullarda salgın hastalık kapsınlar?
Savaş açlık hastalıkdurumlatında her devlet elini taşın altına koymaya mecburdur. Ancak böyle aramıza salınarak değil. Bu nasıl bir şey. Korkuyoruz artık. Bizim de güvenliğimiz tehdit altında. Ve göz göre göre bundan 20 sene sonra tc vatandaşı olacaklar.
Savaştan kaçan müştecilere böyle yardım edilmez. Kamplar kurulur. Kayıt altına alınıp yerleştirilir. Haydeee gelin diye kapı açılmaz. Savaş bitince geri gönderilirler. Şu an hem onlar sefil gibi yaşıyor hem bize rahatsızlık veriyor. Her köprü altında bir aile. Kış günü dondular oralarda. Benim battaniye götürmemle yürümüyor da bu gemi. her trafik lambasında arabamın önüne atlayan bir çocuk içim gidiyor ezilecekler diye. Onların orada ne işi var diye insanlığımdan utanıyorum.
Sizin yaptığınız acıtasyondan başka bir şey değil. Mantıklı olalım biraz.
onlara da açılmalıydı demenizi anlarım ama bu Suriyelilere de açılmasın demenizi gerektirmez bence..bu sınırda telef oldukları gerçeğini değiştirmez ne farkları vardı suriyelilerden neden onlara kapı açılmadı
ne sefil gibi yaşamassı, ne hastalığı... binada bir sürü göçmen var, çocuklarımız birlikte oynuyor. dernekler, vakıflar yiyeceklerini, kıyafetlerini gönderiyor. hatta fazlasını da dağıtıyorlar. başka bir ülkede mi yaşıyorum ben
onlara neden açılmadı diyorum cevap bekliyorum sizdenonlara da açılmalıydı demenizi anlarım ama bu Suriyelilere de açılmasın demenizi gerektirmez bence..
durumu iyi suriyeli halkta var kötüde zenginde yoksulda,ne sefil gibi yaşamassı, ne hastalığı... binada bir sürü göçmen var, çocuklarımız birlikte oynuyor. dernekler, vakıflar yiyeceklerini, kıyafetlerini gönderiyor. hatta fazlasını da dağıtıyorlar. başka bir ülkede mi yaşıyorum ben
neden alınmasın alınsın dansmarue arkadaşın yazdığı gibi kayıtlı olarak sınırda kalabilenecek pirefabrikler,sağlık eğtim yiuyecek ihtiyaçları karşılanaraktan yapılabilirdi,kayıtdışılığa izin verilmemeliydi,kızkardeşim suriyelilerin bulunduğu otobüse binmiş çok kötü koktuğunu söyledi,sokakta barınakta yatan halktaki hastalıklar toplu kullanım araçlarıyla bulaşmazmı,kim alacak almalı bunun önleminionlara da açılmalıydı demenizi anlarım ama bu Suriyelilere de açılmasın demenizi gerektirmez bence..
ne sefil gibi yaşamassı, ne hastalığı... binada bir sürü göçmen var, çocuklarımız birlikte oynuyor. dernekler, vakıflar yiyeceklerini, kıyafetlerini gönderiyor. hatta fazlasını da dağıtıyorlar. başka bir ülkede mi yaşıyorum ben
Aslında kamplarda kalmaları gerekiyordu. Bakımları, yeme içme ve kişiler ihtiyaçlarını karşılayabilecekleri imkanlar sunulmuştu!onlara da açılmalıydı demenizi anlarım ama bu Suriyelilere de açılmasın demenizi gerektirmez bence..
ne sefil gibi yaşamassı, ne hastalığı... binada bir sürü göçmen var, çocuklarımız birlikte oynuyor. dernekler, vakıflar yiyeceklerini, kıyafetlerini gönderiyor. hatta fazlasını da dağıtıyorlar. başka bir ülkede mi yaşıyorum ben
ankarada değilim. burada gördüğüm en korkunç durum iki ailenin geçici bir süre beraber yaşaması. çevremizdekiler hep zengin. kimisi emlakçı, araplara ev alıyorlar. çoğu çok zengin, her eşi için ayrı ev alıyor. sanırım yaşadığım yerle ilgiliymiş. bu kadarından benim de haberim yoktuAslında kamplarda kalmaları gerekiyordu. Bakımları, yeme içme ve kişiler ihtiyaçlarını karşılayabilecekleri imkanlar sunulmuştu!
Nasıl olduğu bilinmiyor yetkililerce... Sayıları bilinmiyor... Çocuklar dilenmeye başladı, kadınlar fuhuş bataklığında ...
Erkekler ise kaçak olarak ağır işlerde olmayacak düşük yevmiyelerle çalıştırılıyor...
Sıhhıye'de Abdi İpekçi Parkı'ndaydık. Okurlarımızın mailleri bizi oraya yönlendirdi. Gidip gördüğümüz manzara tam anlamı ile içler acısıydı...
Aİleler çimlerin üzerinde, kadın ve çocuklar dileniyor, erkekler ya yatıyor, ya da bir arada shobet ediyorlar. Su yok, yemek yok, temizlik yok, güven yok!
Gelen geçen Ankaralıların bazıları acıyor, bazıları kızıyor, bazıları korkuyor. Koku ve nahoş görüntüler oluşmuş... Çamaşırları, çocuk kıyafetleri çalıların üzerinde!
Hemen her ağaç gölgesi Suriyeli dolmuş durumda. Sivil polisler ekstra mesai yapıyor olsa gerek inanılmaz derecede kalabalık emniyet mensubu görev yapıyor parkta.
Yine benzeri bir durum Ankara Garı bahçesinde yaşanıyor. Gar önünde bulunan süs havuzları Suriyeli çocukların oyuncağı olurken, küçücük yeşil alan ailelerin sığınma bölgesi olmuş!
Gençlik Parkı duvar dipleri de farklı görünmüyordu bugün! Özellikle stad yönünde çok sayıda Suriyeli aile çocuklarını dilendiriyor, duvar altında park içerisinde battaniye altında bekliyorlardı!
Hacı Bayram için de durum farksız! Okurlarımızın maillerine göre Hacı Bayram çevresi de Suriyeli aileler ve dilencilerle dolu!
Ankara Valiliği'ne, konuyu gündemden düşürmemek ve acil önlemler alınması için, Başkent Gündem ekibi olarak bilgilendirme yazısı gönderdik!
Sizler de bu gibi durumlarda Ankara Valiliği'ni bilgilendirebilir, toplumsal düzen, güven ve sağlık ortamının korunmasına yardımcı olabilirsiniz.
ne sefil gibi yaşamassı, ne hastalığı... binada bir sürü göçmen var, çocuklarımız birlikte oynuyor. dernekler, vakıflar yiyeceklerini, kıyafetlerini gönderiyor. hatta fazlasını da dağıtıyorlar. başka bir ülkede mi yaşıyorum ben
ankarada değilim. burada gördüğüm en korkunç durum iki ailenin geçici bir süre beraber yaşaması. çevremizdekiler hep zengin. kimisi emlakçı, araplara ev alıyorlar. çoğu çok zengin, her eşi için ayrı ev alıyor. sanırım yaşadığım yerle ilgiliymiş. bu kadarından benim de haberim yoktu
ben ilk defa 2 sene önce gördüm istanbulda anadolu hisarının üst taraafı kavacıkta nezih bir yer,köpru başında dilenen bir aile vardı ama arap dilenci gibi değillerdi daha mahçup öylece bekliyorlardı karıkoca bebekleriankarada değilim. burada gördüğüm en korkunç durum iki ailenin geçici bir süre beraber yaşaması. çevremizdekiler hep zengin. kimisi emlakçı, araplara ev alıyorlar. çoğu çok zengin, her eşi için ayrı ev alıyor. sanırım yaşadığım yerle ilgiliymiş. bu kadarından benim de haberim yoktu
Siz hangi şehirdesiniz. İstanbul ankara izmir üçgenindeyim annem kv ve işim dolayısıyla. Hepsinde gördüm istisnasız. Bir tek annemin yaşadığı izmirin ilçesinde görmedm..
Yani kısacası meclisi "hayvan çiftliği"ne çeviremeyecek...