Akademide Torpilli Yeğen

Sozlesmeyi yenilememek icin gereken kosullar ani çıkışlar yapmamak degil. Belirli kriterler var, her universiteye gore degisen, yayin yapmak, kongre gibi. Onun dışında hakkını savunmak ya da kendini ezdirmemek sozlesme yenilenmemesine dahil degil.
 
Dr. Ogr. Uyesi olarak yeni baslayanlar yonetmelikleri ve haklarini tam bilmedikleri icin aman tatsizlik cikmasin diyen ve en cok ezilen kesim. Tecrube ve haklari ogrendikce yavas yavas insan kendini nasil savunacagini, bu tip durumlsrda hayır demeyi ogreniyor. Malesef ben de baska sekillerde yasadim. Eve esya alirken bile icinden kullanma klavuzu cikiyor. Ise baslarken de insanlara haklarini bildiren bir sey verilmeli bence. Konu sahibi kendini bu kadar da ezdirme. Uygun dille bugun nobet gunum degil demeyi ogrenmelisin. Ilk seferde biraz zor gelse de sonrasi kolay oluyor. Yoksa cok ezilirsin.
 
Kriterleri sağlayamaması için engel koymaya çalışabilirler ki. Ben kendi ABD'm için diyeyim, bana bir düşman kesilseler Türkiye'nin hiçbir yerinde barındırmazlar beni. Bizim alanın düdüğünü bizimkiler çalıyor. Yurt dışı için bile pislik çıkarabilirler. Elleri fazla uzun. Ufak meselelerde bile farklı baskıları görünce bilmiyorum, ben bizimkilerden korkuyorum.
 
Türkiyede toplu iş yerinde çalışmak isimli konu
Bir sürü yapacaginiz şey var.
Hihi deyip yapmamak, yüzlerine gülüp sürekli izin almak, yeğeninin dedikodusunu herkese yayıp adamın kulağına gitmesini saglamak, direk cingar çıkarmak, kendini acindirmak, yazılı yolardan hak aramak vs vs
Şu an yaptığınız dışında ne yapsanız bence sizin için daha iyi olur.
 
Ben akademisyenim. O is o kadar kolay degil. Ola ki sozlesme yenilenmedi, mahkemeye vererek geri donus yapabilirsiniz.
 
Ben mizaç gereği haksızlığa gelemiyorum. İlkokulda da böyleydi yüksek lisansta da haksızlığa ugruyorsam asla susmam , susturulamam.yüksek lisans yaparken bizde de vardı o yigenlerden. torpilli yigeni ve Kayıran hocayi şikayet edilecek her yere şikayet ettim kanıtlarıyla birlikte.ben oturacam ALES calisacam bölüme birincilikle giricem o ne hikmetse mülakatta tam puan alıp yerleşecek. Ben essek gibi koştur koştur o derse geliyorsam ,o mazaretli olamaz. Sınava izin alıp giriyorsam o sonradan özel sinav olamaz. Ama siz nasıl yaparsınız bilmiyorum. Artik yeter demedikce semer vurmaya devam edecekler.
 

Kadrom var evet, her ne kadar doçentlik gibi daimi kadro olmasa da öğretim üyesi kadrosundayım.
Ve bölümde öğretim üyesi kadrosunu alan kim olmuşsa nöbet almış her hocanın her güne nöbeti var, 6 sene önce dr. öğretim üyesi olan hoca şuan prof ve öğretim üyeliğine atandığında nöbet günü almış, salı günleri onun mesela, ama bende yok, çünkü ben daha pişmemişim toyum daha ona göre.
Birkaç kere sizin dediğiniz gibi söylemlerde bulundum, ders mevzusundan konu açılınca bana ders yazılmadı bilmiyorum ki nasıl yapacağımı, alsaydım bilirdim dedim. Sanırım biraz da politik olmam gerekiyor, madem o işten kaçıyor benim de işim var diyip tüymem gerekiyor. Bölümde hocalar o kadar rahat ki, isteyen istediği saatte geliyor, çıkıyor gidiyor, e madem nöbet vermiyosun o zaman bende kadromun bana verdiği yetkilere dayanarak ben de kendime mesai saati kavramını işletmem.
 
Öyle de farkında ki, kendi aldığı yeğeninin sanki ne kadar çalışıp çalışmadığını bilmiyor mu adı gibi biliyor, güvenmiyor da zaten torpille aldım sağdan soldan bak torpille aldın çalışmıyor bu dedirtmemek için arkadan arkasını toplayacak çok afedersiniz ama bir enayi gerek, o da kim tabi ki ben.
İş disiplini yok, hastaları bekletiyor, sürekli kaçıyor.
Hasta kabul saatimiz 9, kendisi 10'larda geldi kaç kere, ama bir kere bile uyarılmadı, ben bir kere hastaya 1 dakika geç indim diye aşağıda hasta bekliyo bekletme git bak diye ayar yediğimi biliyorum.
Bu şekilde huzursuz olarak işlerime de odaklanamıyorum, ama çalışacağım, herkes bencil madem ben de bencil olmalıyım az.
 

Ben de çoğu zaman bu nefretten dolayı bırakıp gitsem mi diye kendimi kemirdim, ama işte batık emekler, dur tezini yaptın onca emek boşa mı gidecek aman işte gideceksin ee nolacak ki onlar yapamadı dicekler sen yapamadığınla vazgeçtiğinle kalacaksın dedim kendime sonra hep vazgeçtim, uygulamaya dökemedim o vazgeçişi, ama illallah ettirdiler cidden.
Bölümde bi ayrım var birkaç grup hoca kendi arasında takılıyo diğer grup kendi arasında takılıyor, karşı gruptan birbiriyle konuşmayan hocalar var mesela, onların işlerinde bile arada biz kaldık hep.
Cesaretimi toplayıp devletin bana verdiği kadronun yetkisine dayanarak artık kendimi savunabilmeliyim bence de.
 
Bölüm başkanıyla durumu oturup konuşmanızı tavsiye ediyorum. Size idare ettirmeye çalışıyor yeğeni.
Evet eksiksiz, noksansız, hatasız, son hızda robot gibi çalıştığım için ve ben işleri yaparken kürsünün hiçbir işi bir dakika bile aksamadığı için enayi buldu bırakır mı, öğretim üyesi olmuşum asistanlığım bitmiş ama keyfine göre gelmeyen asistanın yerine inip asistanlık yapmamı bekliyor. Kliniğin namusunu ben kurtaracam.
 
Çok geçmiş olsun siz de zor şeyler yaşamışsınız sanırım.
Ek ders ücretinden ya da alacağım paradan değil, zaten 10 saatlik ders yükü düşüyor, 20 saate zar zor anca tamamlayabilirim onda da zaten devletin vereceği bana max 400-500 olacak, o parayı almasam da olur hatta çıkarıp ben veriyim bunlara sadaka niyetine derdim para değil, burda aslında vurgulamak istediğim 7 yıl ameleliğini yaptığım, hastasından öğrencisine tüm angaryasından hocasının çayına kadar koşturduğum ve kendimi adadığım bölümde resmi olarak derse girebilmek, klinikte yetiştirdiğim öğrencilere ders anlatabilmekti yoksa zaten klinikte sürekli öğretici anlatıcı konumundayız ama insan bi istiyor ya bu kadar angaryasını çektim, resmi olarak da artık ders alayım da anlatayım.

Bölümde 7 tane hoca var ben dahil, ben hariç diğerlerinin hepsi prof, ders ücretleri full, enstitü, danışmanlıklar, klinikler, fakülte derken hepsini dolduruyorlar ben eklenirsem o dersler bölünmek zorunda kalacak ve bunlara tabi ki de daha az düşecek ve bu onlar için kıyametten önceki gün demek, 10bin alırken 9999tl alacak olmaları cidden büyük fakirlik yaratacaktır o yüzden mazallah aman tatları kaçmasın aman 1 kuruş bile eksik yatmasın ücretleri ben eklenmiyim derslere, bu arada dersim olmadığı halde tüm hocaların ders ücret çizelgeleri de bana kakalanmış durumda, hadi kendiminki olsa dicem ammenna yapayım ama hem dersim yok bu dönem hem de 4 hocanın bu ay ne kadar zenginleşeceğinin hesabını yapıyorum ki bu da benim işim değil, o gelen asistanın ama maalesef üzerime yapıştı.

Şöyle de bir sorun var ki çok uzatmayacağım, bölümde hangi hocaya kaç tane yüksek lisans doktora öğrencisi verilecek kime verilmicek, kim öğrenci alabilecek bunların kararı tek bir kişinin tekeline toplanmış durumda, bana enstitü dersi açılmadı mesela önümüzdeki dönem ama açılması gerekiyor nşa'da ama yok abd başkanı yani her şeyi tekelinde tutan dayı kişisi ne zaman uygun görürse haşmetlimiz verecek, bana öğrenci de vermicekler çünkü onlara göre hala pişmiş değilim. Ama hasta bakarken pişmişim tabi.

Yayın konusunda danışman hocam beni ne doğru düzgün yayına yazdı ne projeye, 1 tane sci çıktı işte anca o olabildi, şartlarımız tabi ki de aynı değil, ancak ben o angaryada bu işleri yapmaya fırsat bulamadım, yapamadım olmadı. Yayın hariç diğer akademik yayın türleri var ama işte makale olmadı.
 
Aslında neden yetişmiyor gibi bir baskısı yok daha çok yeğenini koruma ve bana onu idare ettirme problemi ağır basıyor, ha bir de ben çalıştığım halde bana neden hasta bakmıyorsun diyip yeğeni 3-5 gün kafa izinleri alırken ona yeğeni olduğu için hiçbir şey dememesi sorun bu. Asistanın asli görev tanımı bu, bu görevi yapmayıp kaytarıyosa neden ben düşünüyorum ki?
İyi niyetim suistimal ediliyor.
 
Evet nahif duruyor olabilirim, bu zamana kadar sorun çıkaran bir yapım olmadı hep uyum sağlama odaklıydım, öyle sesim bile yükselmiş değil kimseye karşı, verilen her işi itiraz etmeden yaptım, çok koşturdum tabi ki bunun için madalya beklemedim ama bunları da bence hak etmedim artık burama kadar gelmeye başladı, dolup taşma noktasındayım.
Aslında hocaların nöbet sirkülasyonunun zamanında yazılı olarak tebligatı yapılmış elden hocalara imzalı olarak, sonra o yazılı evrak nolmuşsa sözlü uygulamaya dönmüş ben sözlü olarak talep ettim hocaya, sana nöbet veremeyiz dedi, yazılı olarak bi talepte bulunmadım çünkü şuan hiçbir hocanın elinde o yazılı nöbet çizelgesi yok dolayısıyla yazılı olarak talep etmem bir işe yarar mı bilemedim.
 
Beşeri alanda değilim ben çok detay vermemek adına şuan sadece bunun bilgisini veriyim, puanları hazırdı o kişinin, zaten kadroyu özel olarak ona istediler rektörden bizzat, onun için gidip randevu alıp konuştular hatta söz vermişlerdi seni alacağız diye, kadro da ona açıldı, duyurdular sağa sola, kimse başvurmasın kadro sahipli diye, tek başvuran oydu haliyle aldı da.
Dediğiniz gibi onun yanına inip onla hasta bakmak gibi bir zorunluluğum yok, öğretim üyesi olan herkes nöbetle hasta bakarken ve bana nöbet verilmemişken ben buna da yine huzur kaçmasın diye sesimi çıkarmamışken neden resmi olarak zorunluluğumun olmadığı bir şeyi görevimmiş gibi yapiyim ama di mi? Kendisi doğru düzgün çalışıyo olsa, kaytarmıyo olsa, sorumluluğunu biliyo olsa sonuna kadar yardımcı olayım gelsin canımı yesin.
Ama hem benim iyi niyetim sömürülecek hem amele gibi asistan gibi hala işe koşacağım, benim alnımda enayi yazmıyor, keşke böyle diyebilsem.
Hocalara önemli olan işlerin yürümesi, kendileri hiçbir şeyi takmadıkları için rahatsızlarsa da salladıklarını düşünmüyorum bu durumu, gidip onlara dert yansam, evet haklısın bi kulağını çekelim onun diyip yalandan iki uyarıp sallapati hadi tamam devam et derler. Akademik kurul toplanmıyo fiili olarak, toplanıyomuş gibi yapılıyo, kararlar da zaten kurul toplandı görüşüldü şuna karar verildi diye yazılıyo ama bir araya gelen kurul üyesi falan olmuyo bu da sallama. Balık baştan kokmuş yani.
 
Ya konuyu ilk yazdığınızda okudum aklıma takıldı.
Çözüm önerisi ne olabilir diye düşüp yazmak istedim.

Kavga, gürültü, sert çıkmak çok çözüm olmaz gibi...
Konuşsan zaten anlamaz.
Yavaş yavaş sınırı korumak mümkün olur mu?
Her gün polikinliğe inmek yerine bugün makale yazmam gerekiyor, şu araştırmam var, artık işi öğrenmiştir onun zamanında hep biz yapıyorduk biraz ucunu bırakalım tecrübe etsin gibi söylemleri kalabalık yerlerde diğer hocalarınıza duyurarak abd başkanına söyleyin.
İşe yarar mı bilmiyorum kavgadan daha mantıklı geldi.
 

Şu torpil olaylarından keyfi kaçmamış, canı yanmamış kimse yoktur herhalde. Hangi sektör olursa olsun, torpil hep var maalesef. Bunu normalize etmek için değil, haklı isyanınızı desteklemek için söylüyorum.
Sizin sektörünüz biraz daha farklı, kıdem devreye girince işler karışıyor (ya da bana öyle geliyor. Ama ne olursa olsun, siz ses çıkarmadıkça bu düzen böyle devam edecek. Çünkü, ne kadar alttan alıp sizin göreviniz olmayan işleri bile gık demeden üstlenirseniz insanlar daha fazlasını beklemeyi hak görüyor kendinde.
Uyumlu ve hoşgörülü olmak o kadar suistimale açık ki maalesef. Biraz sınır çizmekte ve her şeye "eyvallah" dememekte fayda var.
Kontrolsüz bir şekilde patlama yaşamaktansa, gerekli tepkiyi göstermelisiniz bence.
 
Hangi koşullarda ücretsiz izin kullanabileceğiniz bir araştırın. Siz ücretsiz izindeyken yeni arkadaşa bir çözüm bulmak zorunda kalırlar.
 
o kadar tecrubeli degilim ama ana bilim dali baskanina itiraz edemezsiniz. yapmaniz gereken o gereksiz elemani bir sekilde baska kisilere itelemek.
İteleyecek baska altta asistan yok tek o var, kadro problemi var yıllardır bölümde ve fakültede, asistan kadrosu en son benle birlikte verildi, 7 sene sonra ancak işte bu yeğen için açıldı, bölümün yoğunluğu fazla bir kişiyle işlerin dönebileceği bir yer değil, iki üç tane asistan lazım normalde ama verilmiyo, kadrosu olmayan yüksek lisans doktora öğrencileri de gelmiyor hiç, hani onlar gelse yardımcı olsa tamam dicez o da yok, hep bir kişinin üstünden dönüyo tüm işler.
 
Evet kadro yenileme 3 senede bir dr.öğretim üyeliğinde, yayın kriterleri oluyor onları sağlamak gerekiyor, öyle yeniden atanabiliyoruz, ben de sanmıyorum ki hakkımı savunduğumda sözleşmem yenilenmesin, herkes gibi diğer öğretim üyeleri resmi haklarından yararlanabiliyorsa (prof, doc vs) ben de zorunda olmadığım, sırf yeni gelene yardım etmek icin, nöbetim olmamasına rağmen bakmakla yükümlü olmadığım hastalara bakmama hakkımı savunduğumda çifte standart yaşamak istemiyorum ve bunun çözümünü arıyorum aslında.
 
Hangi koşullarda ücretsiz izin kullanabileceğiniz bir araştırın. Siz ücretsiz izindeyken yeni arkadaşa bir çözüm bulmak zorunda kalırlar.
Ücretsiz izinlerimi kullanabiliyorum Allahtan, ona bölüm çok çomak sokmuyor, 20 gün izin hakkım var kullanacağım da ve ben olmadığımda mecbur o ilgilenecek ama sorun şu ki; ben döndüğümde yine aynı şeylerin tekerrür edecek olması, o torpillinin yine işleri kaktırmak ve üzerinden savmak için işim var, hastanede randevum var bahaneleriyle kaçmaya çalışması ve asli görevini sallamaması.
 
Bu siteyi kullanmak için çerezler gereklidir. Siteyi kullanmaya devam etmek için onları kabul etmelisiniz. Daha Fazlasını Öğren.…