Burada ne zaman konu açsam 'Görüşme o zaman!' dendi. Nasıl yapayım dedim, ne olursa olsun onlar benim annem-babam. Hep böyle düşündüğüm için 21 yasına kadar dönem dönem görüşmeyi kessem de tamamen kesemedim. İleri boyutta şiddet, hakaret, psikolojk baskı hepsini gördüm.
Buraya konu açıyorum çünkü çevremde kimseye anlatamıyorum. Kimseye hem de. Herkes benim hayatımı çok rahat, ailemle olan ilişkimi de çok güzel sanıyor. Annem etrafa hep öyle yansıtmak istedi ve başardı da.
Babamla hiçbir zaman iyi bi ilişkim olmadı. Anneme tapardım ta ki babamı aldatana kadar. Sonra annem de beni yalnız bıraktı, o ezikliğiyle ben babamdan dayak yiyip kafama aldığım darbeler sonucu kusarken o gitti babamı teselli etti, bana bakmadı bile. Ben saatlerce karanlıkta aç-susuz ve ayakta durma cezası aldığımda 'babanı çiğneyemem' deyip bir kere bile bakmadı bana. Ki düşünün bir yere tutunmam bile yasaktı, dümdüz ayakta durmak zorundaydım, bir yere dayandığımı fark etse babam döverdi. 21 yaşındayım bu yüzden hala karanlıkta duramam tek başıma. Sonra babam içer içer gelir kusar kendini halıya atar, benim de yanından ayrılmama izin vermezdi, ben illa yanında olacaktım o alkollüyken, odayı kitler annemi almazdı annem de gelemezdi zaten korkardı. Her türlü pisliğini bana yaptı, ben gördüm. Babamın psikolojik baskıları, hakaretleri, dayağı, annemin aldatmasıyla birleşince ben lisedeyken ilaç içtim, hastaneye götürdüler, gerekli tedavi yapılıp ben kendime geldiğimde bir kere bile neden? diye sormadılar. Suçu kendilerinde hiç aramadılar. Bu dönem evden ayrıldım, tek başıma onlarla görüşmedim bi süre. Sonra yine bir şekilde görüştüm, annem babamdır dedim. Görüşmeye gittiğim ilk gün, sudan bir sebepten dolayı babamdan dayak yedim. Hiçbir şey değişmemişti yani.
Bu arada yolunda giden iki şey vardı hayatımda; biri eğitimim biri de maddi durumum. Para saçmayı 'iyi babalık' olarak görürdü babam. Döver döver yüzüm falan kanamışsa ben onu silmekle uğraşırken gelir önüme para atar, al bunları sus zırlama derdi. Eğitimim için ben elimden geleni yaptım, şu an üstün başarı bursu ile okuyorum. Kendime ait gelirim de var(dı) aile şirketinden. Hiç maddi sıkıntı çekmedim bu yaşıma kadar. Dün babam mesaj attı, havadan sudan konuşurken(ki pek bi iletişimimiz olmaz. Şaşırmıştım.)
Birden bana saymaya başladı: Şirketin kredi kartından para harcamışsın,o kadar para verilir mi. Sana sahip olduğum güne lanet olsun. Yeter artık yeter yeter yeter. Sana da kardeşine de para vermekten yoruldum. Bütün paramı yediniz. Allah belanızı versin sizin. Siz olmasınız ben neler yapardım paralarımla. Bundan sonra ikinize de tek kuruş para yok, aç sefil geberin de kurtulayım sizden. Yeter artık size para ayırmak istemiyorum. Hepsi benim o paranın ben kazanıyorum. Sen kim oluyorsun da ben senin harcamalarını karşılamak zorundayım. Ve daha bi sürü şey saydı. O gün kendi kredi kartımı evde unutmuştum şirket kartından çektirmek zorunda kalmıstım, muhasebeciyi de arayıp söylemiştim ödemesini ben yapacağım diye. Açıklamama fırsat vermedi.
Ben de ilk defa açtım ağzımı yumdum gözümü. Bana attığı dayağı küfrü hakareti hep sineye çektim. Babamdır dedim. Hiç böyle konuşmamıştım onunla. Hep alttan alan taraf bendim. 'Seninle daha önceden görüşmeyi kesmediğim için çok pişmanım. Ben affettikçe beter bi adam oldun. Bundan sonra ne kardeşimin ne benim hayatında sen yoksun. Ne düğünümü ne de torunlarını göreceksin. Seninle ikimizin de hiçbir ilişkisi olmayacak. Ahdım olsun ki sen ölünce tek kuruşunu istemiyorum mezara gömeceğim seninle beraber bütün paralarını' dedim.
Sonra annemi aradım, durumu anlattım. Sen de böyle düşünüyorsan söyle anne dedim. Annemin cevabı beni daha çok yıktı. 'Para konusunda ikimiz de ona muhtacız. Dövse de sövse de alttan alacağız.' Muhtacız diyen annemin 6,500tl maaşı var aylık sadece kendinin kazandığını. Ama ben maaş kartının hiç annemde olduğunu görmedim. Babam hiç vermedi. Anneme aylık 1000tl harcama sınırı koydu, onu bile her ay yalvartarak ve mutlaka paradan keserek veriyor. Örneğin sen bu ay kendine iki gömlek aldın, 200 tl kesiyorum diyor, 800 tl veriyor. Annem de ses çıkaramıyor. O kadar sindirmiş ki annemi, annem bunu normal olarak görüyor. O kadar çok kazandığı halde parası kendinde olmadığı için kendini babama muhtaç görüyor. Bu beni daha çok yıktı, annemin dediği hala kulaklarımda çınlıyor. 'O zaman sen de hayatımızda yoksun anne artık ' dedim. 'Yolunuz açık olsun.' dedi, suradıma kapattı telefonu.
Bunların akabinde şirket avukatından bi telefon aldım. Şirketle ilgili tüm haklarımdan vazgeçmemi istiyorlar. Bundan sonra da ne babam ne şirket bana para göndermeyecekmiş. Şirket kredi kartını ve bankamatik kartını da iptal etmişler, kırıp atmamamı söyledi. Dımdızlak ortada kaldım yani, elimde kreşe giden kız kardeşimle. Şimdi belki para yetiştiremiyordur diye düşünenlere söyleyeyim; babam hem emekli, hem şirketimiz var, hem de mağaza zincirimiz var. Durumu gayet yerinde yani. Sadece bize parası yok. Varsa yoksa parası daha fazla nasıl kazanırım diye düşünen bi insan kendisi.
Kendim umrumda değilim, okulu da bırakır çalışırım gerekirse. Tek düşündüğüm kardeşim. Onun eğitimi. Sözlüm bilmiyor daha yaşananları, nişan arefesindeydik ve ne yapacağım hakkında hiçbir fikrim yok. Çok uzun yazmışım ama beynim uyuşmuş vaziyette düşünemiyorum hiçbir şey. Bundan sonra nasıl bir hayatım olacak hiç bilmiyorum...
Ekleme yapayım : Ben şu an part-time olarak çalışıyorum ve hali hazırda ciddi anlamda yüklü bir miktar param var babamın ulaşamayacağım bir hesapta. Seneye mezun oluyorum ve üniversitem başarımdan dolayı kadroya geçmemi teklif etti.
Şımarık olarak algılamayın ama asistan maaşları belli, ben eve ciddi miktarda çok para giren bir ailede büyüdüm. Öğrenciyken bile çalışırken kazanacağımdan daha çok para giriyordu cebime. Dolayısıyla kardeşime çok iyi bir eğitim aldırabilirdim, benim derdim bu. Geçinmek sorun değil zaten evlenicem. Sözlüm de kardeşimi kendi kardeşi gibi görür.
Gelişmeleri yazayım dedim.
Şirket avukatı, avukatıma şirketteki hisselerimin tamamını babamın satın almak istediğini ve böylelikle şirketle bir bağlantım kalmayacağını ama mağdur da olmayacağımı söylemiş.
Sigortam da kesilecek tabii ki bu durumda.
Kafam çok karışık, ne yapacağımı bilmiyorum. Babam kardeşimin benimle kalmasına onay verdiğini, ancak, onun da 18 yasına geldiğinde şirketle bir bağlantısı olmayacağını kabul etmem gerektiğini söylemiş. Hukuki olarak şartları sağladığım zaman kendi istekleriyle velayetini de bana verebileceklerini söylemiş. Bu iyi tarafı işin benim için.
Buraya konu açıyorum çünkü çevremde kimseye anlatamıyorum. Kimseye hem de. Herkes benim hayatımı çok rahat, ailemle olan ilişkimi de çok güzel sanıyor. Annem etrafa hep öyle yansıtmak istedi ve başardı da.
Babamla hiçbir zaman iyi bi ilişkim olmadı. Anneme tapardım ta ki babamı aldatana kadar. Sonra annem de beni yalnız bıraktı, o ezikliğiyle ben babamdan dayak yiyip kafama aldığım darbeler sonucu kusarken o gitti babamı teselli etti, bana bakmadı bile. Ben saatlerce karanlıkta aç-susuz ve ayakta durma cezası aldığımda 'babanı çiğneyemem' deyip bir kere bile bakmadı bana. Ki düşünün bir yere tutunmam bile yasaktı, dümdüz ayakta durmak zorundaydım, bir yere dayandığımı fark etse babam döverdi. 21 yaşındayım bu yüzden hala karanlıkta duramam tek başıma. Sonra babam içer içer gelir kusar kendini halıya atar, benim de yanından ayrılmama izin vermezdi, ben illa yanında olacaktım o alkollüyken, odayı kitler annemi almazdı annem de gelemezdi zaten korkardı. Her türlü pisliğini bana yaptı, ben gördüm. Babamın psikolojik baskıları, hakaretleri, dayağı, annemin aldatmasıyla birleşince ben lisedeyken ilaç içtim, hastaneye götürdüler, gerekli tedavi yapılıp ben kendime geldiğimde bir kere bile neden? diye sormadılar. Suçu kendilerinde hiç aramadılar. Bu dönem evden ayrıldım, tek başıma onlarla görüşmedim bi süre. Sonra yine bir şekilde görüştüm, annem babamdır dedim. Görüşmeye gittiğim ilk gün, sudan bir sebepten dolayı babamdan dayak yedim. Hiçbir şey değişmemişti yani.
Bu arada yolunda giden iki şey vardı hayatımda; biri eğitimim biri de maddi durumum. Para saçmayı 'iyi babalık' olarak görürdü babam. Döver döver yüzüm falan kanamışsa ben onu silmekle uğraşırken gelir önüme para atar, al bunları sus zırlama derdi. Eğitimim için ben elimden geleni yaptım, şu an üstün başarı bursu ile okuyorum. Kendime ait gelirim de var(dı) aile şirketinden. Hiç maddi sıkıntı çekmedim bu yaşıma kadar. Dün babam mesaj attı, havadan sudan konuşurken(ki pek bi iletişimimiz olmaz. Şaşırmıştım.)
Birden bana saymaya başladı: Şirketin kredi kartından para harcamışsın,o kadar para verilir mi. Sana sahip olduğum güne lanet olsun. Yeter artık yeter yeter yeter. Sana da kardeşine de para vermekten yoruldum. Bütün paramı yediniz. Allah belanızı versin sizin. Siz olmasınız ben neler yapardım paralarımla. Bundan sonra ikinize de tek kuruş para yok, aç sefil geberin de kurtulayım sizden. Yeter artık size para ayırmak istemiyorum. Hepsi benim o paranın ben kazanıyorum. Sen kim oluyorsun da ben senin harcamalarını karşılamak zorundayım. Ve daha bi sürü şey saydı. O gün kendi kredi kartımı evde unutmuştum şirket kartından çektirmek zorunda kalmıstım, muhasebeciyi de arayıp söylemiştim ödemesini ben yapacağım diye. Açıklamama fırsat vermedi.
Ben de ilk defa açtım ağzımı yumdum gözümü. Bana attığı dayağı küfrü hakareti hep sineye çektim. Babamdır dedim. Hiç böyle konuşmamıştım onunla. Hep alttan alan taraf bendim. 'Seninle daha önceden görüşmeyi kesmediğim için çok pişmanım. Ben affettikçe beter bi adam oldun. Bundan sonra ne kardeşimin ne benim hayatında sen yoksun. Ne düğünümü ne de torunlarını göreceksin. Seninle ikimizin de hiçbir ilişkisi olmayacak. Ahdım olsun ki sen ölünce tek kuruşunu istemiyorum mezara gömeceğim seninle beraber bütün paralarını' dedim.
Sonra annemi aradım, durumu anlattım. Sen de böyle düşünüyorsan söyle anne dedim. Annemin cevabı beni daha çok yıktı. 'Para konusunda ikimiz de ona muhtacız. Dövse de sövse de alttan alacağız.' Muhtacız diyen annemin 6,500tl maaşı var aylık sadece kendinin kazandığını. Ama ben maaş kartının hiç annemde olduğunu görmedim. Babam hiç vermedi. Anneme aylık 1000tl harcama sınırı koydu, onu bile her ay yalvartarak ve mutlaka paradan keserek veriyor. Örneğin sen bu ay kendine iki gömlek aldın, 200 tl kesiyorum diyor, 800 tl veriyor. Annem de ses çıkaramıyor. O kadar sindirmiş ki annemi, annem bunu normal olarak görüyor. O kadar çok kazandığı halde parası kendinde olmadığı için kendini babama muhtaç görüyor. Bu beni daha çok yıktı, annemin dediği hala kulaklarımda çınlıyor. 'O zaman sen de hayatımızda yoksun anne artık ' dedim. 'Yolunuz açık olsun.' dedi, suradıma kapattı telefonu.
Bunların akabinde şirket avukatından bi telefon aldım. Şirketle ilgili tüm haklarımdan vazgeçmemi istiyorlar. Bundan sonra da ne babam ne şirket bana para göndermeyecekmiş. Şirket kredi kartını ve bankamatik kartını da iptal etmişler, kırıp atmamamı söyledi. Dımdızlak ortada kaldım yani, elimde kreşe giden kız kardeşimle. Şimdi belki para yetiştiremiyordur diye düşünenlere söyleyeyim; babam hem emekli, hem şirketimiz var, hem de mağaza zincirimiz var. Durumu gayet yerinde yani. Sadece bize parası yok. Varsa yoksa parası daha fazla nasıl kazanırım diye düşünen bi insan kendisi.
Kendim umrumda değilim, okulu da bırakır çalışırım gerekirse. Tek düşündüğüm kardeşim. Onun eğitimi. Sözlüm bilmiyor daha yaşananları, nişan arefesindeydik ve ne yapacağım hakkında hiçbir fikrim yok. Çok uzun yazmışım ama beynim uyuşmuş vaziyette düşünemiyorum hiçbir şey. Bundan sonra nasıl bir hayatım olacak hiç bilmiyorum...
Ekleme yapayım : Ben şu an part-time olarak çalışıyorum ve hali hazırda ciddi anlamda yüklü bir miktar param var babamın ulaşamayacağım bir hesapta. Seneye mezun oluyorum ve üniversitem başarımdan dolayı kadroya geçmemi teklif etti.
Şımarık olarak algılamayın ama asistan maaşları belli, ben eve ciddi miktarda çok para giren bir ailede büyüdüm. Öğrenciyken bile çalışırken kazanacağımdan daha çok para giriyordu cebime. Dolayısıyla kardeşime çok iyi bir eğitim aldırabilirdim, benim derdim bu. Geçinmek sorun değil zaten evlenicem. Sözlüm de kardeşimi kendi kardeşi gibi görür.
Gelişmeleri yazayım dedim.
Şirket avukatı, avukatıma şirketteki hisselerimin tamamını babamın satın almak istediğini ve böylelikle şirketle bir bağlantım kalmayacağını ama mağdur da olmayacağımı söylemiş.
Sigortam da kesilecek tabii ki bu durumda.
Kafam çok karışık, ne yapacağımı bilmiyorum. Babam kardeşimin benimle kalmasına onay verdiğini, ancak, onun da 18 yasına geldiğinde şirketle bir bağlantısı olmayacağını kabul etmem gerektiğini söylemiş. Hukuki olarak şartları sağladığım zaman kendi istekleriyle velayetini de bana verebileceklerini söylemiş. Bu iyi tarafı işin benim için.
Son düzenleme: