BİTMEYEN GÜN…
Bu cadde ona hiç bu kadar uzun gelmemişti. Bu caddeyi hiç bu kadar güzel bulmamıştı. İstasyondan evlerine kadar olan kısımda , yolun iki tarafı da ağaçlık idi. Ağaçların yeni yeşeren yaprakları , baharın ilk rüzgarında yavru köpekler gibi oynaşıyorlardı. Bir zaman sonra da elindeki valizi ağırlaştı. Diğer elindeki paketleri aldığına pişman oldu neredeyse , kardeşlerinin hediyeleri görünce gülen yüzlerini hayal ederek kuvvet buldu. En çok da , annesine aldığı yün hırkaya sevinmişti.
Bundan sonra daha da az hastalanırdı anneciği. O uzun yola düşünceli , sevinçli adımlarıyla yavaş yavaş çıkmaya başladı. Yıllar sonra o özlediği ailesine kavuşacağı için sanki kanatsız bir kuştu MUSTAFA…
Mustafa’nın duyguları , o anlık ilkbahar yağmuruyla daha fazla şiddetleniyordu. Nedense o an Mustafa’nın içini bir sıkıntı basmıştı. Ama ailesine kavuşacağı yol az kaldığı için sevinmişti. Artık eve varmış , özlemini giderecek , ailesini sevindirecekti.
Kapıyı çaldı MUSTAFA…
Defalarca. Ama nedense içeriden hiçbir ses gelmiyordu. Mustafa’yı telaşlandırdı bu olay. Mustafa yanından geçen en yakın komşusuna seslendi: ‘’Annemler nerede? ’’ diye. Komşusu: ‘’Biraz sonra gelirler’’ diye cevap verdi.
Mustafa içindeki sevinçle , annesinin geleceğini düşünerek , kapının önüne ellerinde paketlerle oturdu. Artık gün akşam oluyordu. Birden sokağın başında birilerinin geldiğini gördü Mustafa. Bekledi. Gelenler canından çok sevdiği kardeşleri ESMA ile OSMAN’ dı. Kardeşlerini görünce Mustafa derin bir heyecana kapıldı. Onları karşısında görünce , kardeşlerinin gözündeki üzüntü ona ‘’ Ne OLDU ? ‘’ demeye zorladı.
Sorunca; ‘’Hiçbir şey abi… Hiçbir şey… ‘’ deyip içeri girdiler. Fakat Mustafa ‘nın gözleri , çok özlediği annesini arıyordu ama bulamadı. Kardeşleri bu durumu anlayınca ‘’Hemen gelecek abi...‘’ deyip , kafasındaki soru işaretini gidermeye çalıştılar. Mustafa , kardeşlerine aldığı hediyeleri sevinçle veriyor , elinde bir tek annesine aldığı yün hırka paketi kalıyor. Hediyeye bakıp uzun uzun içini çekiyordu.
Artık akşam olmuştu ama hala annesi evde yoktu ve gözleri onu arıyordu. Kardeşlerine bakınca , sanki içten içe ağladıklarını hissediyor. Saatler ilerledikçe Mustafa ‘yı telaş basıyordu. Esma ‘ ya : ‘’ Annem nerede kaldı acaba ? ‘’ diye meraklı ve hüzünlü sözlerle soruyor. Esma cevap vermekte zorlanıyordu , bu durum artık onu tamamıyla endişelendiriyordu. Esma ‘ yı zorluyor fakat Esma ‘ dan da yanıt alamıyordu.
Artık Mustafa , içindeki üzüntüyle ellerinin arasına kafasını alıp ağlamaya başladı. Gözünden , annesine vereceği hediyenin üzerine düşen yaşla birlikte ; kulakları annesinin ‘’Oğlum Hoş geldin … ‘’ diye sözleriyle çınladı.
Kafasını kaldırıp baktığında annesini sapasağlam
karşısındaydı…