Herkes gibi 460 günlük bir maratondu bizimkisi…
Amacı; Sonsuz mutluluğumuz için en büyük engeli ortadan kaldırmaktı. O yüzden artık geç kalınmış bu görevi yerine getirmeliydik.
Aynı şehirde nefes aldığım ve bir haftasonunum bile onsuz geçmediği, iş çıkışı görüşebilecek kadar uzağımda olan sevdiceğimi uzun zaman görmemeyi, aydınlık günler için göze almamın zamanı gelmişti.
2011'in Ağustos'unda acemi birliği belli oldu.
Aşkım ben işyerindeyken arayıp Manisa - Kırkağaç dediği zaman hıçkıra hıçkıra ağlamaya başlamıştım... Çünkü çevremden duyduğuma göre acemi birliği için çok kötü biryerdi...
Bir çok arkadaşımız, tanıdığımızda benim gibi düşünüyordu... Hepsinin, herkesin ortak bir söylemi ve düşüncesi vardı. O da %100 Güney Doğu’ya düşeceğiydi.
Böylece endişe üzerine endişelerle başladım acemi birliğini düşünmeye..
8 Eylül Çarşamba günü ilk ayrılık vakti geldi. Bir yandan gitsin biran önce başlasın derken, bir yandan da hiç gitmesin hep yanımda kalsın demek ne kadar zor ve insanı ikilemde bırakan bir durumdu…
İstanbul-Manisa arası yol boyu mesajlaştık... Sonra "ben birazsonra teslim olabilirim, sen sana emanetsin..." dedi ve birden bir daha telefonuma hiç msj gelmedi... Sabahları uyandığımda günaydın mesajını telefonumda görememek akşamları iyi geceler diyememek çok ağırıma gidiyordu ama elimden maalesef ki bir şey gelmiyordu.
Neyse ki acemilik boyunca her gün çok kısada olsa sesini duyma imkanım oldu. Hemde her sabah saat 05:30'da, artık aşkımın aramasıyla uyanmıyordum...Alışmıştım saat 05.30'a doğru uyanıyor, aramasını bekliyordum... O anlar sanki benim dünyadan koptuğum başka bir boyuta geçtiğim zamanlardı. Birkaç saniyede olsa sesini duyup iyi olduğunu bilmek benim için dünyalara bedeldi.
İnsan sabretmeyi,mecburiyeti,beklemeyi askerlik sürecinde çok iyi öğreniyor.
Manisa askerlik süremizce beni çok zorlayan, hep düşündüren yer oldu. Neyapıyordur, yemek yiyomudur, yatabiliyomudur. Nasıl bir yerde...
Bunları düşündükçe yediğim lokmalar boğazıma diziliyordu.. Yatağım bana yatak değil, taş gibi geliyordu...
Yemin törenine günler kala zaman geçmek bilmedi sanki. Sonra beklenen gün 7 Ekim geldi.
Kırkağaç'a vardığımızda çok farklı duygular içerisindeydik... O kadar çok aile o kadar çok asker vardıki anlatamam... Binlerce askerin içinde insanın yarini görmesi anlatılamaz bir duygu...
Ve günler geçti... Usta birliği belli oldu...
Hep hayalimdi özlediğimde gidip görebilmek, hasret giderebilmek... ama bu hayalin gerçekleşmiyeceği bir yere düşmüştük.
Türkiyenin onca şehirini düşünmüştümde aklımdan Kars'a düşeceğimiz hiç geçmemişti... Ama çok şükür diyorum, Allah'a binlerce kez şükürler olsun...
Çok güzel bir dağıtım izni yaşadık sanki hiç askere gitmemiş hep yanı başımdaymış gibi hissettim ama 1 hafta sonra yine ayrılık vakti geldi.
Bu ayrılık yine bütün benliğimi sarstı çünkü hiçbir avuntum kalmamıştı ne zaman göreceğim, ne zaman sesini duyacağım, gittiği yer nasıl bir yer, en önemlisi sağ salim yolladığım gibi bana geri gelebilecek mi düşüncesi aklımdan bir an olsun çıkmıyordu…
Ve doğumgününde Kars'ta aşkımın yanındaydım... 6 Nisan 2010'dan sonraki hiçbir doğumgününü bensiz kutlamana içim elvermezdi... Hep birlikteydik 4 gün boyunca..
Son gün ayrılması beni canımdan can çıkıyomuş gibi üzen 4 gündü, herşeye rağmen sevdiğimin yanında olmak onun kokusunu içime çekmek çok güzeldi.
Hiç usanmadan günü güne ayları ayları ekleyerek bekledik...
İzine gelsemi gelmesemi, dayanabilirmiyiz diye geçerken günler...izin kullanmamaya karar verdik..
Tamı tamına 9 ay yüzünü görmeden, elini tutamadan, kokusunu içime çekemeden geçti.
BU HİÇ TARTIŞMASIZ; HAYATIMIZIN REKORU OLDU BİZİM...
Çarşısız, hasret dolu günleri günlere ekledik ve sonunda beklediğimiz günler kolay olmasada geldi.
Arkama dönüp baktığımda biz bu 460 günü nasıl devirdik desem de çok şükür atlattık bu zorlu dönemeci.
Askerlik kolay değil ne gidene nede bekleyene…Ama her seferinde şanslı olduğumu hissedip şükrettim.
Şanslıydık çünkü Kırkağaç gibi biryerden Kars'a düştü sevdiceğim... Şanslıydık çünkü mesafeler aşkımızı dahada büyüttü içimizde, aramıza giren dağlar, yollar uzaklaştırmadı; burada yanımdaymış gibi hissettirdi... her sıkıntımda her zor durumumda her üzüldüğümde, mutlu anımda HEP YANIMDAYDI AŞKIM....
Hiç hesapsızca, çıkarsızca sevmek beklemek böylesiydi…
Onsuzlukta bir çok durumda keşke desemde ,iyikilerimde vardı iyiki BURAĞIMIN YARİ olmuşum gibi…
10 KASIM 2011’de almıştı KARS benden sevdiğimi, bende yemin etmiştim ondan geri alıcağıma SEVDİĞİMİ...
Şimdi aydınlık günlerimiz bizimle sevgilimmm…
Artık aynı şehirde elele olma zamanı, artık bu şehir daha anlamlı ve yaşanır bir hal alıyor.
İşte bu şekilde karanlıklar aydınlığa ulaştı :)
Ve Sevdiceğim bana harika bir sürpriz yaparak bana söylediğinden 2 gün önce geldi, ben daha Şafak 2 derkennnnnn, Aşkım yoldaydı...
Herkesin haberi olduğu, çok güzel bir sürprizle aşkım bana geldi...
Ben candan öte'me sağ salim kavuştum...
Kadınlar kulübüne geldiğimden beri bir sürü DOĞAN GÜNEŞ heyecanı yaşayan arkadaşımızla tanıştım..
Bir zamanlar hayal gibiydi benim için DOĞAN GÜNEŞ diyebilmek.. o kadar uzaktıki o günler.
Hani dibi gözükmeyen bir çıkmaz yolda gibi hissederdim kendimi... Işık yoktu yürüdüğüm yollarda, ama yolum aydınlık olmasada elimden tutan sevdiğim adam ve yanımda herzaman 91 / 3 tertiplerim vardı.
Bu zor günlerde hiç kuşkusuz iyiki dediğim birşeyde bu forumda benim için çok özel yerlere sahip birkaç değerli insan…
Askerlik sürecinde; hayatınızda hep varolan aileniz, arkadaşlarınız; burda hiç tanımadığınız insanlar kadar sizi anlayamıyor bu bir gerçek.
Hepinizin yeri, değeri ayrı gönlümde ayrı ayrı teşekkür ederim o yüzden her birinize… İYİKİ VARSINIZ..
8 Eylül'de başlayan zoraki ayrılık 10 Kasım'da sona erdi :)
Artık Hürümmm :) Hür Yarenimmm :)
Ne askerlik ne şafak nede Kars var bizim hayatımızda !
Allah tüm asker bekleyenleri ve bekleyecek olan arkadaşlarımızı sağ salim askerine kavuştursun.. Benim şuandaki mutluluğumu Allahım bütün askerlere, yarenlere, ailelere yaşatsın..
Hepinizi kocaman öpüyorum,
91/3 HÜR YAREN'iniz Esra'dan Sevgiler...