- 17 Mayıs 2011
- 8.095
- 12.158
- 498
- 35
- Konu Sahibi TheQueeninthenorth
-
- #101
Tam üç gündür aralıksız ağlıyorum, o kadar ki gözümde arpacık çıkmak üzere. Yemek yiyemiyorum, uyuyamıyorum, sağlıklı düşünemiyorum...Üniversitenin 2.yılında tanıştığım, o gün bugündür beni deli gibi seven, benim de delicesine aşık olduğum, sevgi ve saygıyı hiç yitirmediğimiz harika bir ilişki yaşadım. Herkesin gıptayla baktığı, evleneceklerine kesin gözüyle bakılan bir ilişkimiz vardı...Di li geçmiş zaman kullanmak bile delicesine acı veriyor...Aramızdaki saygı hiçbir zaman yok olmadı, benim gözümün içine bakan, sadece bir dokunuşu, bir bakışıyla bile bana olan sevgisini gösterebilen bir erkekti. Son derece dürüst, gözüm kapalı güvenebileceğim bir insan...Hala dahi öyle. İlişkimiz benim 2 sene evvel üniyi bitirdikten sonra yksek lisans yapmak için başka şehre gitmeye karar vermemle yara almaya başladı. Sevgilim bana destek oluyor, içten içe seviniyor gözükse de benim bir gün içerisinde gitmeye karar verio apar topar başka şehre gitmemi kaldıramadı...İkimizin de hayatında kocaman bir boşluk oluştu. 4 sene boyunca üniversite esnasında gecesini gündzünü bir arada geçiren, bir gün görüşmesek birbirimizi deli gibi özleyen, mesajlaşan, konuşan, her gördüğümüz duyduğumuz şeyi birbirimizle paylaşmak isteyen insanlarken, birden ben gidince ikimiz de yapayalnız kaldık...
Ben çok ağır bir programda yüksek lisans yaptım, yurtta yaşamaya başladım. Çok stresli günler geçirdim ve içine girdiğim arkadaş ortamı da son derece fesat, dedikoducu tiplerden oluşunca ben inanılmaz yıprandım. Hem derslerin, tezin baskısı, hem de arkadaş ortamındaki yıpranmalarım işin içine girince ben sinirli, agresif bir insan oldum. Şimdi geri dönüp bakınca bu özeleştiriyi yapabiliyorum ama o zamanlar sevgilim bunu dillendirdiğinde kabul etmiyor, aksine onu anlayışsızlıkla suçluyordum. Halbuki gitmemle ilgili beni bir kez bile suçlamadı...Kendince sorunlarıma uzaktan destek olmaya çalıştı...Ama olmadı. İnsanın nazı en sevdiğine geçermiş ya, kimseyi kırmamak için özen gösteren imtina eden insan olan ben, onu çok rahat kırdım. Belki de bunla deşarj oldum.
Bu süre içinde o da askere gitti ve zorlu bir 6 ay geçirdi. Bu süre içinde 2 kere onu ziyaret ettim, biri doğum günü süprizi biri yemin töreni olmak üzere. Gelir gelmez işe girdi ve o da yoğun bir tempoda çalışmaya başladı. Gitmeden önce devamlı nişanlanmak istediğini, benle yaşamak ve yaşlanmak istediğini söyleyen o adam artık kendisini geri çeken, ilgisini sevgisini daha az gösteren veya benim itelememle gösteren biri olmuştu. Belki de ben orda yapayalnız kaldığım için ondan daha fazla ilgi sevgi bekleyen biri olmuştum.
Ben ondan daha çok ilgi sevgi bekledikçe, beni Ankara'da hafta sonları ziyaret etmesini istedikçe o daha da geri çekildi. İşte mutsuz olduğunu, çok yorulduğunu, geriye sadece hafta sonu kaldığını (bazı ctesileri de çalışıyordu) ve o zaman da dinlenmek istediğini, hem ikimiz çin para biriktireceğini söyleyerek gelmedi. Ben hep beni özlemedin mi diye onu suçladım, beni görmek istemiyor musun diye üstüe gittim. Senlik bir durum yok dse de inanmadım. Daha uzatmayayım, bizim kavgalarımız sıklaştı. Günlerce konuşmamaya başladık. Derken 6 gün önce temelli dönüş yaptım. Dönmeden son bir hafta önce de kavgalıydık konuşmuyorduk. Döneceğimi ona söylemedim, ortak bir akadaşımızdan öğrenip bana şöyle çok soğuk bir mesaj attı:" Mezuniyetini tebrik ederim. Müsait olduğunda telefonda veya yüzyüze görüşelim."
Ama hala birbirimizi görünce herşeyin düzeleceğine olan inancım tamdı...Çünkü artık bitmişti, kavuşmuştuk. Resmi şeyler olabilirdi aramızda. Buluştuk, son derece uzak ve soğuktu. Şöyle bir yanağımdan öptü, geçtik bir kafetye oturduk. İkimiz de zar zor konuşuyorduk. Bir haftadır düşündüğünü, artık birbirimizi çok yıprattığımızı, denediğimizi ama düzeltemediğimizi söyledi. Düşünmeye, kafasını tıplamaya ihtiyacı olduğunu, bu zamana kadar hep kalbini dinlediğini ama artık mantığını dinlemek istediğini söyledi.
Beni terk ettiğini sandım, kulaklarım uğuldadı. Başım dönmeye başladı. Ağlamaya başladım, ki hiç sulu gözlü biri değilimdir. Ama hiç etkilenmedi. Bunu negatif bir şey olarak algılama, bu zaman belki de bendn çok senin için gerekli dedi. Kafamı toplamam için bana zaman ver dedi. Hislerinde hiçbir değişme olmadığını, beni hala çok sevdiğini, ama şu anda ikimizin de mutsuz olduğunu ve beni asla mutsuz etmek istemediğini söyledi. Soğudun mı dedikçe öyle bir şey yok diye vurguladı. Yaalan söylemediğinden eminim, zaten hiçbir zaman söylemedi. Aslında son buluşmamızda daha pek çok şey yaşadık ama inanın yazmaktan yoruldum.
Sonuç şu ki, bu aranın bize iyi gelecğini hiç sanmıyorum,zaten herşey mesafelerden kaynaklandı. Beni görmeynce bensizliğe alışacağından korkuyorum, ayrılık provası gibi geliyor bana. Ama o ısrarla bunu olumsuz bir şey olarak görme vs dedi. Br de çok inatçı bir insandır. Mntık da mantık diye ttturdu. Aramak konuşmak istesem o soğuk tavırlarını duyunca içim mahvolacak, onda da geri tepecek diye korkuyorum...Sizce uzun ilişkilerde tıkanılan yerde ara vermek iyi midir, yoksa ilişkinin tamamen kopmasına zemin mi hazırlar...Nefes alamıyorum, yardım edin...Onu çok seviyorum, kaybetmeye dayanamam....
Evet kızlar buluştuk, konuştuk...Aklımdan ve kalbimden geçen her şeyi anlattım. Bu belirsiz aranın beni çok yıprattığını, iyi gelmeyeceğine inandığımı, herşeyi konuşarak, birlikte çözebileceğimizi, benim artık olaylara daha pozitif, daha sağduyulu yaklaşacağımı...Onu deli gibi sevdiğimi, ilişkimiz için mücadele etmekten çekinmeyeceğimi...Hepsini dinledi, çok güzel konuşuyorsun tamam ama kaldığımız yerden devam ettiğimizde gene hiçbir şey yokken birden parlamalar kavgalar olursa ben bunları gerçekten kaldırabilecek durumda değilim, çok yoruldum dedi. Bu bir haftada enine boyuna düşündüğümü, zaten problemler benim uzakta ve stres altında olmamdan kaynaklandığı için artık olaylara çok daha sağlıklı yaklaşabilecğimi vs söyledim.
Aslında bir sürü şey konuştuk kızlar, inanın hepsini anlatmaya kalksam sayfalar sürer :) Ama özetle şu; bizden vazgeçmediğini anladım. Evet bazı yıpranmaları ve soğumaları olmuş, bu açık. Ama eğer bitirmeyi düşünseydim bunun provasını filan yapmazdım dedi. Bu konuda çok net. Seni bu kadar çok seviyor olmasaydım bu kadar şeyi kaldırmazdım, arkamı dönüp gitmek çok daha kolay olurdu ama seviyorum dedi. Bunu biliyorsun dedi. Hakikaten öyle, cidden bitirecek olsa böyle ara verme vs gibi şeylere girecek bir insan değil. Ara vermek istedim çünkü benim de tahammül seviyem düştü, seni istemeden de olsa kırabilirim, küçük tartışmaları büyütebilirim dedi. Bunu yapmamak, kendimi dinlemek içn ara vermek istemiştim dedi.
Ben gene bir süreçte olalım, gene düşün, üzerinde hiçbir baskı hissetme dedim. Seni hiçbir şey için zorlamayacağım, üzerine gelmeyeceğim. Nasıl hissediyorsan öyle davran. İlla bir araya geldiğimizde veya konuştuğumuzda bu sorunlardan konuşmak zorunda değiliz, biraz eskiden nasıl olduğumuzu hatırlayalım dedim. Sonuçta biz sadece sevgili değil, çok iyi iki arkadaştık da. Tamam dedi, kabul etti. Bu konuşmalardan sonra havadan sudan konuştuk muhabbet ettik. Akşam ayrıldıktan sonra mesajlaştık, sabah da günaydın mesajı atmış.
Ama bir arkadaş gibi davranıyor bana şu an. Elini tuttum, sarıldım mesela. Karşılık verdi, reddetmedi ama ben istiyorum diye yapıyor sanki o belliOff, buna nasıl alışacağım ve sabredeceğim onu hiç bilemiyorum işte. Umarım fazla uzun sürmez...
Tam üç gündür aralıksız ağlıyorum, o kadar ki gözümde arpacık çıkmak üzere. Yemek yiyemiyorum, uyuyamıyorum, sağlıklı düşünemiyorum...Üniversitenin 2.yılında tanıştığım, o gün bugündür beni deli gibi seven, benim de delicesine aşık olduğum, sevgi ve saygıyı hiç yitirmediğimiz harika bir ilişki yaşadım. Herkesin gıptayla baktığı, evleneceklerine kesin gözüyle bakılan bir ilişkimiz vardı...Di li geçmiş zaman kullanmak bile delicesine acı veriyor...Aramızdaki saygı hiçbir zaman yok olmadı, benim gözümün içine bakan, sadece bir dokunuşu, bir bakışıyla bile bana olan sevgisini gösterebilen bir erkekti. Son derece dürüst, gözüm kapalı güvenebileceğim bir insan...Hala dahi öyle. İlişkimiz benim 2 sene evvel üniyi bitirdikten sonra yksek lisans yapmak için başka şehre gitmeye karar vermemle yara almaya başladı. Sevgilim bana destek oluyor, içten içe seviniyor gözükse de benim bir gün içerisinde gitmeye karar verio apar topar başka şehre gitmemi kaldıramadı...İkimizin de hayatında kocaman bir boşluk oluştu. 4 sene boyunca üniversite esnasında gecesini gündzünü bir arada geçiren, bir gün görüşmesek birbirimizi deli gibi özleyen, mesajlaşan, konuşan, her gördüğümüz duyduğumuz şeyi birbirimizle paylaşmak isteyen insanlarken, birden ben gidince ikimiz de yapayalnız kaldık...
Ben çok ağır bir programda yüksek lisans yaptım, yurtta yaşamaya başladım. Çok stresli günler geçirdim ve içine girdiğim arkadaş ortamı da son derece fesat, dedikoducu tiplerden oluşunca ben inanılmaz yıprandım. Hem derslerin, tezin baskısı, hem de arkadaş ortamındaki yıpranmalarım işin içine girince ben sinirli, agresif bir insan oldum. Şimdi geri dönüp bakınca bu özeleştiriyi yapabiliyorum ama o zamanlar sevgilim bunu dillendirdiğinde kabul etmiyor, aksine onu anlayışsızlıkla suçluyordum. Halbuki gitmemle ilgili beni bir kez bile suçlamadı...Kendince sorunlarıma uzaktan destek olmaya çalıştı...Ama olmadı. İnsanın nazı en sevdiğine geçermiş ya, kimseyi kırmamak için özen gösteren imtina eden insan olan ben, onu çok rahat kırdım. Belki de bunla deşarj oldum.
Bu süre içinde o da askere gitti ve zorlu bir 6 ay geçirdi. Bu süre içinde 2 kere onu ziyaret ettim, biri doğum günü süprizi biri yemin töreni olmak üzere. Gelir gelmez işe girdi ve o da yoğun bir tempoda çalışmaya başladı. Gitmeden önce devamlı nişanlanmak istediğini, benle yaşamak ve yaşlanmak istediğini söyleyen o adam artık kendisini geri çeken, ilgisini sevgisini daha az gösteren veya benim itelememle gösteren biri olmuştu. Belki de ben orda yapayalnız kaldığım için ondan daha fazla ilgi sevgi bekleyen biri olmuştum.
Ben ondan daha çok ilgi sevgi bekledikçe, beni Ankara'da hafta sonları ziyaret etmesini istedikçe o daha da geri çekildi. İşte mutsuz olduğunu, çok yorulduğunu, geriye sadece hafta sonu kaldığını (bazı ctesileri de çalışıyordu) ve o zaman da dinlenmek istediğini, hem ikimiz çin para biriktireceğini söyleyerek gelmedi. Ben hep beni özlemedin mi diye onu suçladım, beni görmek istemiyor musun diye üstüe gittim. Senlik bir durum yok dse de inanmadım. Daha uzatmayayım, bizim kavgalarımız sıklaştı. Günlerce konuşmamaya başladık. Derken 6 gün önce temelli dönüş yaptım. Dönmeden son bir hafta önce de kavgalıydık konuşmuyorduk. Döneceğimi ona söylemedim, ortak bir akadaşımızdan öğrenip bana şöyle çok soğuk bir mesaj attı:" Mezuniyetini tebrik ederim. Müsait olduğunda telefonda veya yüzyüze görüşelim."
Ama hala birbirimizi görünce herşeyin düzeleceğine olan inancım tamdı...Çünkü artık bitmişti, kavuşmuştuk. Resmi şeyler olabilirdi aramızda. Buluştuk, son derece uzak ve soğuktu. Şöyle bir yanağımdan öptü, geçtik bir kafetye oturduk. İkimiz de zar zor konuşuyorduk. Bir haftadır düşündüğünü, artık birbirimizi çok yıprattığımızı, denediğimizi ama düzeltemediğimizi söyledi. Düşünmeye, kafasını tıplamaya ihtiyacı olduğunu, bu zamana kadar hep kalbini dinlediğini ama artık mantığını dinlemek istediğini söyledi.
Beni terk ettiğini sandım, kulaklarım uğuldadı. Başım dönmeye başladı. Ağlamaya başladım, ki hiç sulu gözlü biri değilimdir. Ama hiç etkilenmedi. Bunu negatif bir şey olarak algılama, bu zaman belki de bendn çok senin için gerekli dedi. Kafamı toplamam için bana zaman ver dedi. Hislerinde hiçbir değişme olmadığını, beni hala çok sevdiğini, ama şu anda ikimizin de mutsuz olduğunu ve beni asla mutsuz etmek istemediğini söyledi. Soğudun mı dedikçe öyle bir şey yok diye vurguladı. Yaalan söylemediğinden eminim, zaten hiçbir zaman söylemedi. Aslında son buluşmamızda daha pek çok şey yaşadık ama inanın yazmaktan yoruldum.
Sonuç şu ki, bu aranın bize iyi gelecğini hiç sanmıyorum,zaten herşey mesafelerden kaynaklandı. Beni görmeynce bensizliğe alışacağından korkuyorum, ayrılık provası gibi geliyor bana. Ama o ısrarla bunu olumsuz bir şey olarak görme vs dedi. Br de çok inatçı bir insandır. Mntık da mantık diye ttturdu. Aramak konuşmak istesem o soğuk tavırlarını duyunca içim mahvolacak, onda da geri tepecek diye korkuyorum...Sizce uzun ilişkilerde tıkanılan yerde ara vermek iyi midir, yoksa ilişkinin tamamen kopmasına zemin mi hazırlar...Nefes alamıyorum, yardım edin...Onu çok seviyorum, kaybetmeye dayanamam....
Iliskiler konusunda hiicc uzman degilim hatta kendi iliskimi bile cikmazdan kurtaramadim ama nacizane bi yorumum olacak.. Tahmini yaslara vurursak en az 25 yasinda oldugunuzu düşünüyorum her ikiniz de cocuk sayilmayacak yastasiniz.. elbette ki tamamen olgun insanlar degiliz ama ben bu yasta bi insanin gercekten ayrilmak istese bunu dile getirmekten cekinecegini düşünmüyorum. . Suan belki o da en az senin kadar Üzgün ama ne mutlu ki hala bi çıkış yolu arayıp kafanizi toplamaniz icin ikinize de zama verme olgunlugunda.. ki cok güvendiği söylüyorsun bence hic hirpalama kendini hatta sansli oldugun icin sukret derim ben.. umarim cok cok mutlu olursunuz ve ilerde gulebileceginiz bir durum olarak karsiniza cikar suanki durum..
Kadınlar Kulübü Mobil uygulaması kullanılarak gönderilmiştir.
ben 25, sevgilim 26 yaşında canım. onun da bana söylediği aynen buydu; ben sen kafanda çoktan bitirmişsin, ara vermek de bunun provası dediğimde bunu ısrarla reddetti. Kafamda bitirsem, bir karar vermiş olsam bunu sana söylerdim. Seni asla kandırmaz, bekletmezdim dedi ki buna yüzde yüz inanıyorum. Bana hiçbir zaman yalan söylemedi. Her zaman dürüst bir insan olmuştur. Ama işte söylediği gibi severken, mükemmel geçen bir 6 seneden sonra nasıl bu kadar soğuk ve acımasız olabiliyor, ben üzüntüden kendimi karşısında kahrederken, ellerim titrerken, ağlarken nasıl etkilenmeden ağlayacak bir şey yok, konuşuyoruz vs diyebiliyor buna inanamamıştım. Ki ayağım taşa takılsa benden çok onun canı yanardı, beni buna alıştırmıştı. Ondan bana o adar koydu onun bu soğukluğy ve benim ısrarlarıma karşı ara vermekte diretmesi...Ama sonra ben dayanamadım, tekrar buluştuk ve artık görüşüyoruz canım, onları da önceki sayfalarda yazdım
Bu arada kızlar, az önce iş çıkışında aradı naptın ne ettin eve gittin mi diyeBugün işe giriş belgelerimi teslim etmeye gittim de işe, yani artık bir işim de var :) Umarım herşey daha iyi olur artık...
Bende mesaji yazdiktan sonra oturdum bastan okudummm zaten yazmasamiydim acaba dedim :) inan bana anlattiklarindan yola cikarsak bence seni gercekten seven bi adam var.. aciklamasi ortada zaten bu araya ondan cok senin ihtiyacin olduğu inancı. . Yl ne illet bisey biliyorum suan tam basimda uzerine bir de ayrılık acısı cekiyorum inan ikisi de birbirinden ağır. . Uzun yillar süren iliskilerde yasanan dönemsel sorunlar bunlar.. ve sevdiğin adamdan bu kadar güzel sozlerle bahsetmen en az onun kadar seni de yansıtıyor bu cok güzel. . Dokunmama opmeme mevzusuna gelince inan oyle kavgalar ederdik haklı oldugumu zannederdim ve adim beklerdim kii Allahım nasil dayaniyor derdim hepsinin gerçekten benim iyiligim icin olduğunu cook sonra anladım. Ve senin telefonlarina cvb vermesi ya da aradiginda buluşmayi reddetmeyisi.. hepsi birer isaret sadece sen karamsar yaklasmissin :) dilerim cok cook mutlu olursunuz..
Kadınlar Kulübü Mobil uygulaması kullanılarak gönderilmiştir.
ben 25, sevgilim 26 yaşında canım. onun da bana söylediği aynen buydu; ben sen kafanda çoktan bitirmişsin, ara vermek de bunun provası dediğimde bunu ısrarla reddetti. Kafamda bitirsem, bir karar vermiş olsam bunu sana söylerdim. Seni asla kandırmaz, bekletmezdim dedi ki buna yüzde yüz inanıyorum. Bana hiçbir zaman yalan söylemedi. Her zaman dürüst bir insan olmuştur. Ama işte söylediği gibi severken, mükemmel geçen bir 6 seneden sonra nasıl bu kadar soğuk ve acımasız olabiliyor, ben üzüntüden kendimi karşısında kahrederken, ellerim titrerken, ağlarken nasıl etkilenmeden ağlayacak bir şey yok, konuşuyoruz vs diyebiliyor buna inanamamıştım. Ki ayağım taşa takılsa benden çok onun canı yanardı, beni buna alıştırmıştı. Ondan bana o adar koydu onun bu soğukluğy ve benim ısrarlarıma karşı ara vermekte diretmesi...Ama sonra ben dayanamadım, tekrar buluştuk ve artık görüşüyoruz canım, onları da önceki sayfalarda yazdım
Bu arada kızlar, az önce iş çıkışında aradı naptın ne ettin eve gittin mi diyeBugün işe giriş belgelerimi teslim etmeye gittim de işe, yani artık bir işim de var :) Umarım herşey daha iyi olur artık...
Bizim başbaşa kalma şansımız neredeyse hiç olmuyor, ah bir kalabilsek hemen barışırız dermişim :))) İkimiz de ailelerimizle yaşıyoruz çünkü...Şöyle kampanya sitelerinden falan bir hafta sonu etkinliği veya kaçamağı bulmak istiyorum, şöyle başbaşa olalım diye. Ama daha erken biliyorumBiraz daha zaman geçsin, bunu yapacağım...
Bence erken diye düşünmeye gerek yok. Sonuçta eski halinize dönmeniz için her şeyden uzak, baş başa huzurlu bir iki gün bu iyileşme sürecini hızlandıracaktır. Tecrübe konuşuyor:) Hatta şu malum sitelerden bi fırsat bulabilirsiniz, kapadokyada çok çok güzel bir yer var mesela. Ben gitmedim ama resimlerine tav oldum:) Veya Büyükada falan çoook güzel olurdu. Ben de 23 yaşındayım ailemle yaşıyorum haliyle biz de başbaşa kalamıyoruz. Dışarda buluşuluyor tamam ama sessiz sakin sadece ikiniz varken sohbet etmek, sarılmak gibi olmuyor ki. İnsan rahat rahat konuşamıyor bile biri duyacak vs vs... Kalabalık rahatsız edici
oh canım çok sevindim yaa birbirinizi kaybetmeyin nolur
güzel şeyler düşünmüşün bi ufak kaçamak iyi gelir biraz başbaşa kalıp birbirinize saatlerce sarılıp uzanın fln
iyi gelecektir
sohbet edin güzel günlerinizi yad edin
hayaller kurun sımsıkı sarılın birbirinize
Eller ayırsa bile
Yollar ayırsa bile
Yıllar ayırsa bile
SİZ AYRILAMAZSINIZ :116:
Valla bana kalsa şimdi kolundan tutup götüreceğim deDediğim gibi işe girdiğinden beri herşeyden çabuk yorulur bunalır oldu. Eğer ben bıraksam hafta sonunu koltuk tepesinde play station oynayarak geçirmekten son derece mutlu O zaman bile süpriz yapsam nasıl tepki vereceğini bilemezken, şimdi bu durumdayken öyle br şey yapsam nasıl olur bilmiyorum...Sonuçta bu adam daha geçen hafta ara vermek istediğini söyledi...Bilemiyorum...
Sevgili katrina, son gelişmeleri okuyunca çok mutlu oldum senin adına. umarım çok daha güzel olur her şey. ben biraz çabayla öyle de olacağına inanıyorum. bu arada sabah veya akşam aldığın mesajları heyecanla paylaştığını ve bunların seni çok mutlu ettiğini farkettim. bir aşkı ikinci kez ilk defa yaşamakta gibisin. aslında bu da hoş bir duygu bence.
her şey gönlünüzce olsun.
Bilemiyorum ki, ilişkiniz oldukça uzun süreli, onu tanımışsınızdır. Böyle bir şey hoşuna gider mi yoksa gitmez mi en iyi siz bilirsiniz. Yaşadığınız şehirde de vardır huzurlu vakit geçirilebilecek yerler. Onları da deneyebilirsiniz. Hatta uçurtma alın onu uçurun beraber, bizim en büyük hobimiz bu, kavgalıyken bile barışıyoruz bu sayede
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?