- 3 Ekim 2007
- 3.572
- 927
çok güzel anlatmışsın canım gitmiş gibi oldum ben.ellerine sağlık.
tuvalet işi çok acaip,bizim burda olsa ne olur düşünmek bile istemiyorum.:1shok:
farklılıklarda olsa değişiklik hoş olsa gerek.
maşallah gezmedik yer bırakmamışsınızseney yolculuk nere nasip olursa kıss.:1rolleyes:
Canım benim daha da yazarım ,sevgiler birtanemRosenim,walla rüya gibi anlatmışsın gerçekten.:1hug:Ben bir İstanbul aşığıyım zaten.a.s.Dünyaya değişmem ordaki tarihi.Canım çok geçmiş olsun,ne iyi etmişsin lazerle göz prb den kurtulmuşsun.Benimde yakın prb var.:1shok:Gözüm korktu valla,yazdıklarını okuyunca,gözlük almaktan.a.sResimlerini görürüz inşallah canım benim.:1hug:
Canım aklıma geldikçe yazarım :CüvCüv:Yadırganacak çok şeyleri var .Dediğim gibi Amsterdamdaki açık tuvalatler meseladelikafaduldenÇok şaşırdım inan ki .Bizim erkeklerimiz ölse açıkta tuvaletini yapmaz.Yandan bakınca her şey ortada .Dediğim gibi ben bakmadım ama -tatlicadiarzu-rose sanki ben gitmişim gibi anlatmışsın ne hoş
severek okuyorum sen aklına geldikçe yaz
arada gitmek iyi oluyor boş ver, yerleşmeye değil gezmeğe gidiyorsun.
canım memleketimiz yerinde duruyor nasıl olsa...
benim de yadırgadığım tuvaletleri olmuştu:):)tüm avrupa öyle. bir de temizlikten bahsederler:):)
devamını bekliyoruz....mucuklar olsun
güneşin çay köşesi varmış valla haberim yoktu..bi uğrayayım
aynımıdır acabaaa :roflol: :roflol: :roflol:Canım aklıma geldikçe yazarım :CüvCüv:Yadırganacak çok şeyleri var .Dediğim gibi Amsterdamdaki açık tuvalatler meseladelikafaduldenÇok şaşırdım inan ki .Bizim erkeklerimiz ölse açıkta tuvaletini yapmaz.Yandan bakınca her şey ortada .Dediğim gibi ben bakmadım ama -tatlicadiarzu-
Bir anımı anlatayım size kızlar..
Göz doktoruna gittim bir gün muayene olmak için yalan yanlış harfleri okumaya başlamıştım yakında sorun var diye.
Neyse harfleri okutuyor kimi bulanık kimisi de güzel karar verin artık dedi bunaldı çünkü son defa bakın dedi.
Tamam bu çok iyi dedim doktora verdiği cevap hepten komikti o baktığınız sizin kendi gözünüz dedi.
Yani sağlam çıktım muayeneden ama ileride ne olur bilinmez tabi .
aynımıdır acabaaa :roflol: :roflol: :roflol:
rosenoire anlatımın çok hoş....sağol...tuvalet konusu çok garip geldi...nasıl rahat ediyorlar ki...
Canım aklıma geldikçe yazarım :CüvCüv:Yadırganacak çok şeyleri var .Dediğim gibi Amsterdamdaki açık tuvalatler meseladelikafaduldenÇok şaşırdım inan ki .Bizim erkeklerimiz ölse açıkta tuvaletini yapmaz.Yandan bakınca her şey ortada .Dediğim gibi ben bakmadım ama -tatlicadiarzu-
aynımıdır acabaaa :roflol: :roflol: :roflol:
anka06 ben buna çok güldüm yaa... o baktığınız sizin gözünüz ha...
Allah gözlerine daha uzun yıllar sağlık versin canım...
Vallahi ben de hep düşünmüşümdür , nasıl rahat ediyorlar diye :jeyyar:.Bir de temizlikten bahsederler :) Yıllar önce eşimin emekli subay bir arkadaşı anlatmış çok gülmüştüm .Adamcağız Fransa ya gitmiş , tahret musluğu olmayınca ayak yıkama yerine oturmuş , sıcak suyu açınca alet edevat yanmış tabiki .delikafaduldendelikafaduldendelikafadulden
Bir de aklıma bir şey geldi onu yazayım .Pariste Japon lokantasına gttik , yemek geldi ekmek yok kaydirigubbakcemile2 Biz Türkler ekmeksiz yemek elbette yemeyiz .Eşim garsona ekmek nerde dedi .Japon ekmek yok dedi .Eşim kızımla bana " siz başlayın geliyorum " dedi ve kalktı lokantadan çıktı .Japon ilgiyle bizi izliyor .Ben " tamam kesin ekmek almaya gitti " dedim .Garson geldi bana fransızca " eşiniz gelmeyecek mi " diye sordu ."Gelecek "dedim .15 dakika kadar sonra eşim koca bir somun ekmekle geldi .Japon hayretle bize bakıyor ben gümekten ölüyorum .Eşim garsonu yanına çağırdı " omuzuna vurarak " bak koçum sen bu ekmeği kes gel "dedidelikafadulden .Adam eşime hayretle karışık şaşkın bakıyor .Adamlar el kol hareketine alışık değil ki delikafaduldenHele " koçum " lafından ne anlar .Neyse ekmeğimize kavuşup afiyetle yemeğimizi yedik .sırnaşık şey
Hepinize iyi akşamlar , mutlu günler Şeniz
İyi akşamlar hanımlar ende yoktum bütün gün dışarı çıktık eşimle eve gel yemek işi anca bu saatte gelebildim.
Kızlar bu ayın 18 de ankaradayım biletimi aldım ertesi gün ankara buluşmasına gideceğim kısmetse.
En Sevdiğim Şairlerden Bedri Rahmi EYÜBOĞLU'ndan ;
KARADUT
Karadutum, çatal karam, çingenem
Nar tanem, nur tanem, bir tanem
Ağaç isem dalımsın salkım saçak
Petek isem balımsın ağulum
Günahımsın, vebalimsin.
Dili mercan, dizi mercan, dişi mercan
Yoluna bir can koyduğum
Gökte ararken yerde bulduğum
Karadutum, çatal karam, çingenem
Daha nem olacaktın bir tanem
Gülen ayvam, ağlayan narımsın
Kadınım, kısrağım, karımsın.
Sigara paketlerine resmini çizdiğim
Körpe fidanlara adını yazdığım
Karam, karam
Kaşı karam, gözü karam, bahtı karam
Sıla kokar, arzu tüter
Ilgıt ılgıt buram buram.
Ben beyzade, kişizade,
Her türlü dertten topyekün azade
Hani şu ekmeği elden suyu gölden.
Durup dururken yorulan
Kibrit çöpü gibi kırılan
Yalnız sanat çıkmazlarında başını kaşıyan
Artık otlar göstermelik atlar gibi bedava yaşayan
Sen benim mihnet içinde yanmış kavrulmuşum
Netmiş, neylemiş, nolmuşum
Cömert ırmaklar gibi gürül gürül
Bahtın karışmış bahtıma çok şükür.
Yunmuş, yıkanmış adam olmuşum
Karam, karam
Kaşı karam, gözü karam, bahtı karam
Sensiz bana canım dünya haram olsun.
BEDRİ RAHMİ EYÜBOĞLU
çatal karam çingenem...teşekkürler terlik
sabaha kahvaltınız hazır
Kahvaltı çok hoş Şeniz
güneş55le çay saati ( 1 2 3 ... Sonuncu Sayfa)
güneş55
Acının Gizlediği Armağan
Bir gün okyanusta yol alan bir gemi kaza geçirerek battı. Gemiden sağ kurtulan adamı, dalgalar küçük, ıssız bir adaya kadar sürükledi.
Adam ilk günler kendisini kurtarmasını için Allah'a yakardı ve yardım bulurum umuduyla ufka baktı. Ama ne gelen oldu, ne giden…
Daha sonra rüzgardan, yağmurdan ve zararlı hayvanlardan korunmak için ağaç dallarından ve yapraklardan bir kulübe yaptı. Sahilde bulduğu, gemiden arta kalan konserve, pusula gibi eşyaları bu kulübeye koydu.
Günler hep aynı şekilde geçiyordu. Balık avlıyor, pişirip yiyor ve ufku gözlüyor, kendisini kurtarması için Allah'a dua ediyordu. Bir gün tatlı su getirmek için yürüyüşe çıkmıştı, geri döndüğünde kulübesinin alevler içinde yandığını gördü. Duman, dans ede ede göğe yükseliyordu. Başına gelebilecek en kötü şeydi bu.
Keder ve öfke içinde donakaldı. Şimdi bu ıssız adada, başını sokabileceği bir kulübe bile kalmamıştı. "Allah'ım, bunu bana nasıl yapabildin?" diye feryat etti. O geceyi keder ve üzüntü içinde geçirdi. O kadar dua ettiği halde, başına bu olay geldiği için sitemler etti.
Ertesi sabah erken saatlerde, adaya yaklaşmakta olan bir geminin düdük sesiyle uyandı!
Bitkin adam kendisini kurtaranlara sordu;
"Benim burada olduğumu nasıl anladınız?"
Cevap onu hem şaşırttı, hem de utandırdı:
"Dumanla verdiğiniz işareti gördük!"