Canım, onunla görüşmek istemediğini söylemek çok kolay. Ama, ondan önce başka bir konudan bahsetmek istiyorum.
Şöyle ki ; insanlar bizi "üzmezler" , "kırmazlar", "mutlu/mutsuz" etmezler. Onlar sadece bir davranışta bulunurlar. Ve bunun karşılığında ne hissettiğimiz bizimle ilgilidir. Karşımızdakinin tavrıyla değil. Mesela; seninle birlikte 3 kişinin daha olduğu bir grupta bir espiri yaptığını düşün. Biri gülebilir, biri komik bulmayabilir , bir diğeri de sinirlenebilir. Espiri aynı espiri , ama gördüğün üzere 3 farklı duygu yani 3 farklı tepki gelebilir. Ve bu seninle değil, karşındaki insanlarla ilgilidir. Ne hissedecekleri ise, onların tercihleridir aslında. Yani ; "sen beni üzdün" değil, "ben senin bu davranışına üzüldüm." Hem karşımızdakini suçlamamış, hem de duygularımızı ben diliyle daha sağlıklı ifade etmiş oluruz.
Bunu tersine çevirirsek, sen de karşındakini "KIRMAZSIN". Eğer söyleyeceğin şey karşısında kırılırsa, bu onun tercihidir ve başkalarının duygularından sen sorumlu olamazsın. Üstelik, bu olay özelinde olmasa da, bazen insanların kırılmaları gerekebilir. Bu da, onların bu yaşamdaki sınavlarıdır. O yüzden sana tavsiyem, hiç bir zaman karşımdaki kırılmasın diye , kendini mutsuz olacağın bir durumun içine hapsetme.
Elbette bu ; "ağzına geleni say" demek değil. Yine ben diliyle konuşarak, onu suçlamadan ne düşündüğünü söyle.
Mesela ; görüşmeyi kesmek için farklılıklarınıza vurgu yapacağına , kendi hislerine odaklan ve ona ben diliyle onunla görüştüğünde kendini nasıl hissettiğini anlat , "seninle görüştüğüm için kendimi suçlu hissediyorum , öfkeli hissediyorum, seninle konuşurken zorlanıyorum ve zorlandığım zamanlar kötü hissediyorum vs gibi.." ardından da, "kendimi iyi hissetmeye ihtiyacım var ve bu seninle görüştüğümüzde böyle olmuyor. Beni anlayacağını umuyorum." de.. Eğer kırılmayı tercih ederse, herkesinm kendi duygularından sorumlu olduğunu, bunun da onun sınavı olduğunu aklından çıkartma. Kimse bizim hissettiklerimizden sorumlu değil, biz de kimsenin hissettiklerinden sorumlu değiliz.