İlk olduğu için böyle hissediyorsun bize bakma biz ikinci olunca hazıra konmuş gibiyiz su an kendini de kötü hissetme bu konuda zamanla gelir o his. Bi yerde bi yazı okumuştum ayne kopyaliyorum cok doğru yazigi gibi gerçekten
"Size analık serüvenimin ilk zamanlarından bahsetmek isterim. “Bebeğimi kucağıma aldığım an anne olduğumu hissettim, anne olmanın eşsiz huzuru, bebek gibi uyumak” ve buna benzer söylemler içinde büyüdüm. Doğal olarak böyle kodlandım.
Fakat pratikte işler…
…biraz farklı gelişti.
Onu gördüğüm ilk an annelere düşen sevgi ve duygu selinden ben de nasibimi aldım.
Daha önce hiçbir şeye sahip olmadığım kadar benimdi. Çok küçük, çok savunmasız ve çok çok güzeldi
. (Ya da bana öyle geliyordu, güzellik konusunda tam emin değilim.)
Bunların hepsi tamamdı; ama ya bu şaşkınlık, bu kaygı? Gerçekten kucağıma aldığım ilk an anne gibi hissetmiş miydim?
İçimde böylesi büyük duyguları tartacak bir terazi geliştirmiş miydim? Bu, gerçekte de bu muydu? Ya yaşım veya en korkuncu kalbim yetmediyse?
Hislerime hükmedemeyecek kadar yorgunum.
Ağrım, acım ve endişem daha baskın. Allah’ım, ben hiç böyle düşünmemiştim. Bebek şu anda neden ağlıyor? Bir yeri acıyor kesin. Kesin tutarken zarar verdim.
(Hayır zarar vermedin. Ağlıyor; çünkü o canlı bir bebek sayın aynştayn)
Neyse, iyileşince durumun hakikatini daha net duyacağım nasılsa, hele bi evimize gidelim dedim.
Ve evimize geldik. Hastane ruhundan kurtulmak çok güzeldi. Evimiz sessiz ve tertemizdi. Epey rahatlamıştım.
Canım oğlum pek de bebek gibi mışıl mışıl uyumuyordu. Aslında büyük gibi de uyumuyordu. Hatta canım oğlum hiç uyumuyordu.
Ağlıyordu…
Hiç susmadan, gittikçe yükselen bir sesle, duvarları delercesine ağlıyordu. Günler geceler geçti susmadı.Bir noktadan sonra susar dedim, yine susmadı.
Aç değil açıkta değildi; ama ağlıyordu. Ben de ağlıyordum.
Hastaydım, yürüyemiyordum. Uyumam gerekiyor, uyuyamıyordum. Anneliğin eşsiz huzuru mu? Ben sadece aşşırı uykusuz, şişko ve çaresiz hissediyordum. Yok yok, bence benden anne olmazdı. Zaten ilk buluşma da böyle olmamalıydı.
(Meğer kolikmiş, tam 10 ay gece gündüz ağladı)
Bunu bir başkasıyla paylaşmak şöyle dursun, kendime bile şu anki kadar net bir şekilde söyleyemiyordum. Sanki ayıpmış gibi geliyordu.
Onu sevmediğimi zannedecekler sanıyordum. Allah’ın kalbime, benim irademden bağımsız nasıl bir şey koyduğunu bilmiyordum. İçimde böyle bir dünya varken birkaç ay geçti. Ve bir gün geldi.
Onu koltukta bırakıp mutfağa gittiğimde, ilk kez yüzüstü dönme girişiminde bulunan bebeğim yere düştü ve bir feryat kopardı. O ağlama sesi, aylardır beynimin saçlarımı diken diken eden yerine değil de kalbimin daha önce keşfetmediğim bir yerine dokundu bu kez.
Buna halk arasında ciğerlerin sökülmesi de deniyor, bilen bilir.