İçsel direniş
Olumlu düşünme tavsiyeleri çoğu zaman ucuz bir pollyannacılık repliği olarak algılanmaktadır. Fakat burada kasıt; kişinin kendi baktığı yerin hayr arayan bir bakış olması gerektğini vurgulamaktır. Zira hayr'ın kaynağı Allah'tır. Rasulullah (sav)'ın de belirttiği gibi "Güzel gören güzel düşünür. Güzel düşünen de hayatından lezzet alır."
Bu hadis aynı zamanda, son zamanlarda kanıtlanan önemli bir bilimsel veri tarafından da desteklenmektedir. Buna göre beyin, alt beyin, üst beyin ve sinir sistemi olmak üzere üç bölüme sahiptir. Alt beyin, hormonlar gibi fonksiyonları denetlerken üst beyin ise daha çok vücudun zihinsel işlevlerinden sorumludur. Yapılan araştırmalara göre, alt beyin üst beyin tarafından idare edilebilmektedir. Yani, kişi açken tokluğa odaklandığında ya da üşürken zihnini başka şeylerle meşgul edebilmeyi başardığında bu histen uzak kalabilmekte ve böylece bu hissi kontrol altında tutabilmektedir. Bu nedenle, olumsuz düşünme durumu da kontrol dışı bir alışkanlık olmaktan çıkıp yönetilebilir, dahası içsel bir direnişle üstesinden gelinebilir bir hâl almaktadır.
Halk arasında da, yaygın bir ifade olan "korktuğun başına gelir demişler" sözü de gerçekliğe çok uzak bir söz değildir. Zira olumsuz kurgular oluşturmaya şartlanmış olan beyin kişiyi bu olumsuz kurguların sürekli baskısı altında başka birşey düşünmekten ve yapabilmekten alıkoyar. Bu nedenle, yapılması gereken en elzem şeylerden biri de kurduğumuz cümle yapılarının ve düşünüş tarzlarımızın da olumsuzdan olumluya sevkedilmesi gerektiğidir
Örneğin; çok kaygılı olduğumuz ve bu kaygılarımızla baş edemediğimiz için çıkış yolları aradığımız zamanda kurduğumuz "endişeli değilim, kaygılı değilim" cümleleri veya zihin yapısı olumsuz bir zihin yapısıdır. Zira beyin, "endişe" durumuna odaklanmıştır, hâlbuki olumlu düşünüş tarzıyla "ben rahatım zaten" sözüyle "rahatlık" haline odaklanmalıdır