2. Kadınlar!!!


size sorduğum soru bu idi...yorumlarımın anlamı değil...
hala anlayabilmiş değilim bu depremi bu çöküşü... gerçek hayatta bu kadar çok kadın etrafınızda var iken burada açılan iki konunun sizi bu derece üzmesini...
siz buna duyarlılık diyeceksiniz bende sizi anlamış gibi yapacağım...
siz başka bir şeyi seviyorsunuz bence...
ben anladım aslında anlayacağımı...
bu arada yorumum sizin yaptığınız en son yorumlara değildir, hiç birini okumadım çünkü...
sadece konuyu bambaşka bir yere çektiniz açıklama gereği hissettim..
ben kendimi bildiğimden alt etme çabası içine girmeyeceğim...
hoşcakalın...
 
bence cok güzel bi yazi olmus..paylasimin icn tesekkür ederim arkadasim
 
"Kadınlar Kulübü'nde, en son şahit olduğum, "2. kadın" olayı; beynimde, ruhumda tarif edimeyeceğim bir deprem, bir çöküş yarattı.

ıki gündür, sabah ezanlarına kadar uyuyamadım, yemek yiyemedim, gülemedim...
Bilgisayarın başına defalarca oturdum; ve bilgisayarı açmadan kalktım...
Şahit olduklarım, beni o kadar üzdü ki; anlayabilir misiniz bilmiyorum!!...
"

Öncelikle bu konudaki samimiyetinize kesinlikle inanmıyorum. Herhangi bir sitedeki herhangi bir olaydan etkilenip bu kadar çöküntü yaşıyorsanız zaten burada bir gariplik var.

Ben yazınızdaki dile takıldım. Sanki bir kürsüye çıkıp birilerine ahlak dersi veriyorsunuz. Bir mejdeci bir haberci gibi kimsenin bilmediği şeyleri anlatıyorum'a getiriyorsunuz. Hayır, sandığınız gibi olmadığını düşünüyorum. Kimsenin ahlak değerlerini bir insan olarak siz yargılayamazsınız. Bunu yapamazsınız, çünkü yargı gücü siz değilsiniz.
Yazdıklarınızı öyle yüksek bir kürsüden yazmışsınız ki sizin samimiyetinize inanmayı, politikacıların samimiyetine inanmaya benzettim. O kürsü bu ülkeye hoş şeyler getirmedi. Bence kürsüden değil bizim yanımızdan konusun. Sesinizi ünlemler olmadan da duyabiliyoruz.

"
Neredeyse, gün aşırı; bir öncekinden daha güçlü kalemlerle ortaya çıkan ve kaleminin gücünü kullanarak, kendini mazlum göstermeye çalışan, bizlerden kendisine hak vermemizi bekleyen 2. kadın konulu üyeler, her seferinde daha güçlü seslerle varlık göstermeye başladılar..."

Burada kışkırtıcı, galeyana getirici bir ses tonu duyuyorum. Hani bir kitap vardı Halide Edip Adıvar'ın "Vurun Kahpe'ye" diye. O kitaptaki kadın kahramanı taşlamalarını söyleyenlerin ses tonuna benziyor aynı. Kutuplara bölücü bir sesiniz var hanfendi ve bu ülke artık kutup istemiyor. Yani diyor ki bu ses "işte bu suçluları dışalayın! Onları afaroz edin!" Öyle mi? Siz günahsız mısınız? Günahsız ya da yanlışsız olduğunuzdan nasıl bu kadar eminsiniz? Yoksa sokakta minietekli gördüğünüz kadınlardan daha az günahsız olduğunuzu mu düşünüyorsunuz? Kendi kendinize cenneti garantilediniz de başkalarının cehennemine mi karışır oldunuz?

"Aşklarının büyüklüğünden, aşklarının gücünden yola çıkarak; bizi zayıf noktamızdan vurmaya çalıştılar...
Aşkı da ayaklar altına aldılar...
Aile kavramının gücünü görmezlikten geldiler...
Bunu yaparken; kendilerini o kadar saf ve masum göstermeye çalıştılar ki; herhalde kendileri bile, hikayelerindeki mazlum kadın olduklarına inandılar...
"

Öyleyse sizin yaptığınızın aynısını yapmış bu insanlar. Siz de aile kavramının yüceliği üzerinden insanlardan nefret etmemizi öğütlüyorsunuz bize. Nasl olsa aile denen kavram herkesin üzerinde hassasiyetle durduğu bir konu. O konu üzerinden gidersem herkes peşimden gelir diye düşünmüşsünüz, ama olmamış. Üzgünüm. Herkes aynı değil.


"
Birlikte oldukları erkeklerin; evli olduğunu ilk başlarda bilmediklerini; öğrendiklerinde ise aşklarına yenik düştükleri masalına bizleri inandırmaya çalışan, güya kader kurbanları, bizden destek beklediler..."

Önceki paragraflarla sempatinizi kazanan kitle için zehirli bir cümle kurmuşsunuz. Evet, değil mi ya... Artık size hak verecek onlarca insan olacak nasıl olsa. Hangi cümleyi kursam altına imzasını atacak. Ne yani, evli olduğunu söylemediği için bekar bildiği bir adamı sevmek aşık olmak mı suç? Yani kadın aşık olduysa suçlu mu? Bekar bir adama. Bekar olduğunu iddia eden bir adama? ınanın yazınızda bu cümleyi görmeseydim her ne kadar diliniz kürsü kokan bir dil olsa da size hak verirdim. Biraz kinci yaklaşmış ama çok doğru söylüyor derdim, ama..... Bu ne kadar erkil bir dil böyle. Bu kadar ataerkil bir yapı ki evet, yalnızca bekar olduğunu bildiği için bir erkeği seven bir kadına böylesine zehirli bir üslupla saldırabiliyor. Ben size şunu söyleyeyim. Evli olduğunu öğrendikten sonra terk etmeyen kadınla, aldatıldığını öğrenip de terk etmeyen bir kadın arasında hiçbir fark yoktur gözümde. Burada iki kadın da tamamiyle suçsuzdur. Burada aşağılık tek insan o erkektir. Ondan daha aşağılık olansa "erkektir yapar, kadın kendini bilecek" diyen kesimdir. (ki burada sizin böyle bir şey söylemediğinizi de göz önünde bulundurmalıyım.)

"Nasıl bu hale gelindi? Ahlak yargılarımız, nasıl bu kadar zayıfladı?... Bilmiyorum...
Aile, evlilik, sadakat kavramlarını savunmak zorunda kalmamız, inanılmaz derecede korkunç....

Halbuki biz; "Aile" kavramı en sağlam ve en güçlü milletiz...
Daha ilkokul sıralarında: "Aile, toplumun temel taşıdır. Toplumun çekirdeğidir.." diye öğretildi bize...
Ailenin bozulmasıyla; felaketin, aynı şey olduğu öğretildi...
"

Kimse hiçbir kavramı sorgulamıyor, ha illa sorgulanacaksa imam nikahı, mute nikahı sorgulansın derim ben. Bu nikahlar adı altında dost hayatı yaşayan binlerce kadın var. BU arada küçük bir bilgi vereyim hanfendi. Sosyoloji okumuş biri olarak. Ensest denilen şeyin en çok kapalı muhafazakar toplumlarda görüldüğünü biliyor muydunuz? Yani bu şu demektir. Nerede ahlaktan, namustan çok söz ediliyorsa orada bunun yoksunluğu vardır. ınsan karşısındakini kendinden bilirmiş derler.

"
Öyleyse nerden çıktı, bu 2. kadınlar? Ne yapmaya çalışıyorlar?

Neden kendilerini sürekli, haklı olarak göstermeye çalışıyorlar?

Nasıl her geçen gün, kalemleri daha da güçleniyor?

Niçin periyodik süreçlerle, ortaya çıkıp duruyorlar?

Neden, binlerce üyesi olan bir paylaşım sitesinde, sürekli olarak, yaşadıklarını kaleme dökme gereği duyuyorlar?"


Bu site sizin şahsi mülkünüz değil. Karar mercii siz değilsiniz. Siz Mevlana'nın "Ne olursan ol gel." sözünü duymamış olabilirsiniz. Siz hayatınızda hiç hata yapmamış olabilirsiniz. Siz sütten çıkmış ak kaşık olabilirsiniz. Siz günahsız tertemiz olabilirsiniz. Siz bembeyaz olabilirsiniz. Ama ben siteye girerken "ahlaksız olanlar girmesin" tarzında bir ibare görmedim. Kaldı ki ahlakın ne olduğunu kimse kimseye anlatma cürretini göstermesin, çünkü hiçbirimiz masum değiliz.


Günümüzün, en güçlü silahı internet... Hem, öyle bir silah ki; bir toplumun köküne dinamit koyup patlatabilir...
Paylaşım siteleri aracılığıyla; biz kadınlar üzerinde oynanan çok büyük bir oyun var...
Sanki bilinçli bir el tarafından; kadınların değer yargıları zayıflatılmaya çalışılıyor..
"

ışte bu kısmına cidden güldüm. "Çok büyük bir oyun"dan bahsetmişsiniz. Benim gözümde şöyle bir şey oluştu. 100 kadar sizin ataerkil tabirinizle 2. kadın toplanıp "nuhahahah, şu internete girek de kadınların beynini yıkayak. nuhahahah" nidaları atmış ve siteye hücum etmiş gibi. Bakıyorum da siz gardınızı almışsınız. Vallahi korkmak gerek :)

"Dikkat edin; Kadınlar Kulübü Üyeleri!!!
Siz, sayıları binleri bulan bir topluluksunuz...

Maddenin, en küçük birimi atomdur; atomun yapısının bozulmasıyla, madde yok edilmiş olur...
Atomu bozmanın yolu ise; merkezinde bulunan çekirdeği bozmaktan geçer...

Aile bozulunca; toplum bozulmuş olur.. Aileyi bozmanın yegane yolu ise kadınları değiştirmekten geçer...
Sizler, atomun çekirdeklerisiniz; sizlerin bozulmasıyla; Türk toplumu yok olmaya mahkumdur...

Çünkü bir kadın; kendisinden sonra gelecek olan, kadınları (anneleri) ve erkekleri (babaları) yetiştirendir...
Bir kadın, gelecek nesillere şekil verendir..."


En küçük birim aile değil, bireydir. Birey bozulmaya görsün, yoksa ortalığı ateşleyici kutuplaştırıcı ve kavga çıkarıcı çok insan çıkıyor mazallah. Dünya hali bu. Bir de çocuğu yalnızca kadın yetiştiriyormuş, engin sosyoloji bilginizle bunu da öğenmiş olduk. Çok teşekkür ediyoruz.

"Kadınların ahlak yapısını bozarsanız; bir milleti rahatlıkla alt edebilirsiniz...

Ahlaki değerlerimizle oynanan, çelik çomak oyunlarına izin vermeyin...
Bizlere bu oyunları oynayan bilinçli güçlere; ister "Dış güçler!" deyin; ister "Bir örgüt!" deyin; ister "Sapıklaşmış bir tarikat!" deyin, ne derseniz deyin...

Lütfen dikkat edin!!...

Ailenize sahip çıkın! Eşlerinize sahip çıkın!
Kendi değer yargılarınıza sahip çıkın!"


Kadınların ahlak yapısı? Böyle bir terimi de ilk defa sizden duydum. Demek siz ahlakın sınırlarını çizmişsiniz. Evrensel ahlak yasasını kafanızda oturtmuşsunuz bize öğüt veriyorsunuz. Kadınların ahlak yapısıyla ne alakası var? Ahlak kadında mı bitiyor? Bu nasıl bir dil böyle? Kadını bundan daha fazla aşağılayan yerden yere vuran bir dil görmedim. Ne yani namus ahlak kadında mı tecelli ediyor? Bir de aileye sahip çıkması gereken tek kişi kadınmış gibi aileye sahip çıkın diyorsunuz. Daha da ileri gidip "eşlerinize sahip çıkın" diyorsunuz. Siz necisiniz hanfendi? Siz nasıl yalnızca kadını ahlakın bekçisi, ailenin kocanın bekçisi sayıyorsunuz. Biz bekçi köpeği miyiz? Biz nöbetçi asker miyiz? Uçkuruna sahip çıkamayan, nefsine hakim olamayan ve kadınları "evli değilim" yalanıyla aldatıp kendine aşık eden o erkeklere sahip çıkacağız ha? Yani evi biz koruyacağız ha? Biz kadınlar günah keçileri değiliz. Herkes her birey kendinden sorumludur. Kimse kimseye sahip çıkmak zorunda değil. Eğer böyle bir durum varsa erkek de kadına sahip çıksın. Şartlar eşit hanfendi. Sizin ataerkil üslubunuzdaki gibi değil yani.



"
Çocuklarınızı eğitirken; aldatmanın ve aldatılmanın korkunç felaketini anlatın...
Mutluluğun yolunun, çok eşlilikten geçmediğini; bunun yalnızca, felaketler zincirinin bir halkası olduğunu anlatın...
Gücünüz yettiğince; sesiniz çıktığınca....

Kötü giden bir evlilik varsa; başka kollarda teselli bularak değil; meşru yollara başvurarak bitirmenin tek çözüm olduğunu, tüm benliğinizle kavrayın; kavratın...

"Gözünün üstünde kaşın var." diyerek; eşinizle aranızda soğukluk oluşmasına izin vermeyin...
"Ortak zevkler; Ortak ilgi alanları!" söylemlerini ağzınıza sakız etmeyin...
Eşlerinizin hoşunuza gitmeyen yönleri; eğer "Ahlaki tabular ya da Kaba kuvvet!" gibi kabul edilemez durumlar değilse, görmezlikten gelmeye çalışın; ya da elinizden geldiği kadar yumuşak yollarla değiştirmeye uğraşın...
Değiştiremiyorsanız, kabul etmeye çalışın...
Sizin gibi; eşinizin de farklı bir birey olduğunu; farlı zevklerin ve beğenilerin olmasının son derece doğal olduğunu unutmayın...

Çocuklarınızı yetiştirirken; bir anlık zevklere, ya da duygusal kararsızlıklara, çalkantılara yenilmeyecek kadar güçlü; iradeli; sağlam bir mantık yapısıyla yetiştirin...

Lütfen arkadaşlar!!
2. kadınların; eşlerini aldatanların, aldatmaya sebep olanların, seslerinin yükselmesine izin vermeyin...

Üzerinde yaşadığınız toprak hatrına!!!!"


Oooooh, toprağı da koymuşsunuz altına. Hadi bakalım, şimdi bir kişi buna hayır desin. Kutsalla beraber anıyorsunuz da kimse hayır diyemesin. Üzerinde yaşadığınız toprak hatrına ha? Ben o toprağın hatrı olduğu için size şu anda böyle bir cevap yazıyorum. Mustafa Kemal gibi kadını yüceltmek için elinden geleni yapmış birinin ve onların silah arkadaşlarının hatrına size cevap yazıyorum. Bütün öğütleri kadına vermişsiniz. Siz bu konuda yetki sahibi değilsiniz hanfendi. Kimseye ahlak dersi veremezsiniz. BU hadd meselesi, siz haddinizi aşmışsınız.

O öğütlerin onda birini erkeğe verseydiniz daha iyi olurdu. Bu yazının başlığı "ıki Yüzlü erkek" olmalıydı. Zira ortada bir 2 rakamı varsa bu aldatan erkeğin ikiliğidir.

Son olarak şu sözlerinizle beni çileden çıkarttınız:


"Eşlerinizin hoşunuza gitmeyen yönleri; eğer "Ahlaki tabular ya da Kaba kuvvet!" gibi kabul edilemez durumlar değilse, görmezlikten gelmeye çalışın; ya da elinizden geldiği kadar yumuşak yollarla değiştirmeye uğraşın...
Değiştiremiyorsanız, kabul etmeye çalışın...
Sizin gibi; eşinizin de farklı bir birey olduğunu; farlı zevklerin ve beğenilerin olmasının son derece doğal olduğunu unutmayın..."


Bu görevler yalnızca kadına mı ait? Yani biz her daim başka ellere gitmesin diye eşlerimizin uçkurlarının önünde bekçi mi olacağız? Bu ne çirkin bir ilişki türü ki içinde zerre güven yok. Güven olmadığı için her an başkasına gidecek korkusu ile bir hoş tutma çabaları, bir başka hoş görünme ayakları. Kimse kimseyi değiştirme lüksüne de sahip değildir. Siz o kişiyi bilip evlenirsiniz. Zaten öyle böyle bir adamsa onunla evlenen insan suçludur. Kimse ar damarı çatlamış insanları değiştirebileceğine inanmasın.
Eşimizin birey olduğundan bahsetmişsiniz kadının bireyselliğini eze eze, çize çize, çiğneye çiğneye... Kadınları belli bir kalıba dökmeye çalışırken erkeğin bireysellik bayrağını göndere kendi ellerinizle çekmişsiniz... Siz ataerkil bir toplumun erkil bir bireyi olmayı şimdiden kabullenmişsiniz...

Son olarak size değil bu yazıyı okuyanlara bir notum var. Ben aldatan insanları savunmuyorum. Birini kadındırmak yanlıştır. Bu konuda hemfikiriz. Ama böyle hassas bir konu üzerinden "ataerkilliği, kutuplaştırıcılığı, kutsallıığı" zedeleyen bir yazıya karşı sessiz duramazdım. Eğer ben aldatanlara karşı bir yazı yazmış olsaydım, bu yazı asla böyle aşağılayıcı, kutuplaştırıcı ve uzaklaştırıcı olmazdı. Tam tersine kapsayıcı ve iyileştirici olurdu. Çünkü sevginin gücü kötüyü iyi,, siyahı beyaz eder.
Buna inanmayanlar utansın.
 
Son düzenleme:
EVET hatalı olaları veya hatalı davranış sergileyenleri uyarmak ikaz etmek lazım
 

Harikasınız!! Aynen devam; tebrik ediyor ve görüşünüze katıldığımı belirtmek için, onay terazisini kullanıyorum... :hooray:​
 
Suratımda her suç bir ayrı imza,
Benmişim kendime en büyük ceza!
Ey dipsiz berraklık, ulvi mahkeme!
Acı, hapsettiğin sefil gölgeme! ....


Fikrin ne fahişesi oldum, ne zamparası!
Bir vicdanın, bilemem, kaçtır hava parası?...


Öttür yem borusunu öttür, öttür, borazan!
Bitpazarında sattık, kalkamaz artık kazan!...


 
Son düzenleme:

bunu açar mısın ferza ben anlamadım CADIARZU
 

Ferza, benim burada sözünü ettiğim sosyal, kültürel ve ekonomik sorunlar sizinki ile örtüşmediğinden açıklama gereği duydum.
Sosyal sorun: Kadınlara Atatürk tarafından birçok gelişmiş ülkeden çok daha önce eşitlik verildiği halde gereğince kullanılmıyor ve hala erkek egemen bir toplumda yaşamaya devam ediyoruz. Kadınların çok az bir kesimi söz sahibi.
kültürel sorun: Medya ve çeşitli iletişim araçları ile bazılarının kültürel çeşitlilik, bazılarının kültürel yozlaşma diye nitelendirdiği bir etkileşim içine girilmesi.
ekonomik sorun:1. kadının ekonomik özgürlüğü yoksa erkeğin dayak, aldatma dahil her türlü aşağılamasına sesini çıkaramaması ve zorunlu olarak 2. kadına katlanması zorunluluğunu vurgulamak istedim.
 
Hakikaten harikasın belki1gün...
Görünmeyeni görmek sanırım böyle bir şey...
Ben bayıldım sana...
Ve bu kadar mı birebir olur düşüncelerimiz hayran kaldım anlatışına...
 
ben de belki1gün'e katılıyorum. böyle pırıl pırıl zekaya sahip kadınları görmek beni çok sevindiriyor. emeğine sağlık.
 
Suratımda her suç bir ayrı imza,
Benmişim kendime en büyük ceza!
Ey dipsiz berraklık, ulvi mahkeme!
Acı, hapsettiğin sefil gölgeme! ....


Fikrin ne fahişesi oldum, ne zamparası!
Bir vicdanın, bilemem, kaçtır hava parası?...


Öttür yem borusunu öttür, öttür, borazan!
Bitpazarında sattık, kalkamaz artık kazan!...




Şiir bana ait olmadığı için; ayıklama şanşım olmadı canım....

O kısmı da şöyle anlamanı tercih ederim: Bu kadar suçlandığımıza göre, gerçekten bu ithamları hak edecek kadar kötü bir şey yapmışız!!

Tabii bunu da, duygu sömürüsü olarak algılayacak olan arkadaşlar da olacaktır elbet...
Sevgiler!! a.s.

 
Önceki paragraflarla sempatinizi kazanan kitle için zehirli bir cümle kurmuşsunuz. Evet, değil mi ya... Artık size hak verecek onlarca insan olacak nasıl olsa. Hangi cümleyi kursam altına imzasını atacak. Ne yani, evli olduğunu söylemediği için bekar bildiği bir adamı sevmek aşık olmak mı suç? Yani kadın aşık olduysa suçlu mu? Bekar bir adama. Bekar olduğunu iddia eden bir adama? ınanın yazınızda bu cümleyi görmeseydim her ne kadar diliniz kürsü kokan bir dil olsa da size hak verirdim. Biraz kinci yaklaşmış ama çok doğru söylüyor derdim, ama..... Bu ne kadar erkil bir dil böyle. Bu kadar ataerkil bir yapı ki evet, yalnızca bekar olduğunu bildiği için bir erkeği seven bir kadına böylesine zehirli bir üslupla saldırabiliyor. Ben size şunu söyleyeyim. Evli olduğunu öğrendikten sonra terk etmeyen kadınla, aldatıldığını öğrenip de terk etmeyen bir kadın arasında hiçbir fark yoktur gözümde. Burada iki kadın da tamamiyle suçsuzdur. Burada aşağılık tek insan o erkektir. Ondan daha aşağılık olansa "erkektir yapar, kadın kendini bilecek" diyen kesimdir. (ki burada sizin böyle bir şey söylemediğinizi de göz önünde bulundurmalıyım.)



belki1gün' ,üzgünüm ama burada 2 kadını aynı kefeye koymak bana göre çok hatalı. evli olduğunu,öğrendikten sonra terketmeyen kadına suçsuz demenizi yadırgadım açıkçası....
erkek elbetteki suçlu. bir kere,2ci kadını kandırmış,yalan söylemiş. peki bu ortaya çıktıktan sonra kandırıldığını anlayan ve erkeğinde evli olduğunu bile bile devam eden kadın nasıl suçsuz olur anlamam mümkün değil...
 
Son düzenleyen: Moderatör:
bir kadın karşısındaki erkeğin bekarmı evlimi olduğunu bilmeyecek kadar kısa bir zamanda nasıl aşık olabilirki???
diyelimki uzun bir süre... anlamayacak kadının aptal olması lazım...
hadi diyelimki gerçekten anlamadı...öğrendikten sonra kendisini böyle bir yalanla kandırmış ve kullanmış bir erkeği hala nasıl sevebilir???? insanın kendisinedemi saygısı olmaz...
 
Herkesin hayran kaldığı nokta farklı elbette... Bana da belki1gün ün yazdıkları hiç samimi gelmedi ve bir kaç sözüm var artık yazmak istediğim...

Ben Ferza’nın samimiyetine inanıyorum… Tam aksi düşünüyorum belki1gün ile, o yüzden bu platformda değil miyiz? O yüzden Ferza bu başlığı açmadı mı? Tüm düşünceleri bir başlık altında toplayalım tartışalım diye… Neden samimiyetsiz olabilir? Bu yalan düşüncelerden ne kazanabilir? Ne kazanacağını sanıyorsunuz? Benimde toplum içinde içimi kemiren duygular var, isterdim ki bunları tartışabilelim seviyeli bir şekilde sayfalarca… Ama sizin gibi konuyu alıp bambaşka bir noktaya götüren arkadaşlarımız yüzünden kapandı çoğu başlıklar… Diyelim ki Ferza yüksek bir kürsüden yazdı. (Ki burada parantez açma gereği duyuyorum, Ferza’yı ilk bu konuda gördüm böyle bir üyeyi KK’dan daha önce hiç tanımıyordum, yani savunma politikasıyla yazmıyorum&#8230 Siz şu anda ne yapıyorsunuz? Sırf muhalefet olmak için, aksi düşünceleri çarpıştımak için o kürsüyü yerle bir etme çabasına giriyorsunuz.

Burada kimse ben günahsızım demiyor! Mevcut olan bir yanlış nasıl bu kadar ayyuka çıkar onun tartışmasını yapmak istiyoruz… Ne alakası var ki konuyu mini etek, günah, yanlış tu kakaya getirebiliyorsunuz anlayamıyorum…Birazdan konu dine gelecek değil mi?

Adı üstüne aile… Ondan daha yüce daha değerli bir kavram var mı sizce? Aşk mı? Mantıklı düşünüyorsunuz, Ferza aile kavramının üzerinden nasıl bir prim yapma isteği duyabilir? Bunun ona getirisi ne olacaktır? Evet herkes aynı değil, siz de anlayın ki, aşkı aileden üstün tutanlar olduğu kadar, aile kavramına her şeyden çok önem verenlerde vardır…

Hayır, bir yalana inanıp, aşık olmak suç değil elbette… Hatta son derece talihsiz bir durum onu yaşayan insan için… Erkek aşağılıksa kadın da onursuz değildir… Her iki kadına da dediğiniz gibi terk etmek düşer!!! Ve bir yanlış yapıp arkasından terk etmeyi beceremeyince erkeği suçlamak da bir o kadar onursuzluktur...

Buyurun sizde bir konu açın imam nikahını sorgulayın, onu da tartışalım başka bir platformda, nasıl da konuyu başka yönlere çekmeyi başarabiliyorsunuz… Konu 2. Kadınlar iken nasıl da dini nikaha, muhafazakar topluma çekiliyor… Sizin bahsettiğiniz ensest ilişkiler gerçek gönülden muhafazakar topluluklarda değil, günümüzde ezilmiş halk olarak tabir edilen topluluklarda yaşanan ciddi bir hastalıktır…

Ve yine tekrar ediyorum ki kimsenin derdi ahlaktan dem vurmak değil burada… Yozlaşan bazı duyguları nasıl toparlarız neden bu hale geldik onu konuşmak…
 


nereden baktığına bağlı okypete...
iki kadında erkek tarafından aldatılan kadın ve kadınlık onuru tüm kadınlar için...
toplum evli olandan yana ama ben de her iki kadından yanayım...
çünkü ben kadından yanayım...
bana sormadın biliyorum ama aynı şeyi ilk mesajımda ben yazdığım için ne demek istediğini anlıyorum belki1günü...
bile bile devam eden suçsuzdur demiyor dikkat edersen ... gidemeyen her iki kadında aynı kefededir diyor.. suçlu suzçsuz ayırımı yapmadan...
eşi tarafından aldatılan kadın hesabı kocasından sorar diğer kadından değil... evli kadında gidemiyorsa aldatıldığını bile bile o adamın yüzüne bakıyorsa onurunu hiçe saymış olmuyor mu sence...
 

bende ayni fikirdeyim canim
hadi evli oldugunu bilene kadar neysse diyelim ama sonrasi insan ilk önce bence kendini o adamin karisinin yerine koymali sonra kendi yasadiklarini düsünmeli ve bunu yapan bir adama nekadar güvenicegini güvenebilicegini tartmali esine belkide cocuklarinin annasina bunu yapan ne malumki banada yapmicagi nerden bilebilirimki beni hangi vaadlerle kandirip yüz üstü brakmicagini diye düsünüp bitirmeli tmm ilk basda erkek hatali ama evli oldugunu ögrendikden sonra bile bile dvm etmek bir gelecek yokdur ve olmazda öyle bi iliskide kac insanin birden cani yanar hem
 
elfida kelimeleri doğru okuduğumdan eminim.
her iki kadında tamamiyle,suçsuzdur.
bu yazı onun. kesin ve net yazmış zaten.suçlu ve suçsuz ayrımını da yapmış. ve bundan çıkardığı sonuç. ikiside suçsuzdur...



.
 

ya da ikisi de suçlu...benneyaptımki
konum olarak aynı olmalarına rağmen kurban rolü oynamak her zaman daha akıllıcadır...:1closedeyes:
 

benim özellikle katıldığım sözler bunlar. 'ataerkilliği, kutuplaştırıcılığı, kutsallıığı' dedikten sonra zedelemek kelimesi cuk oturmamış mı ben mi bir şeyi yanlış anladım bilmiyorum ama:) zedelemek şöyle dursun parlatılmış gibi bu 3 kavram:)
kimse 2.kadınlar girsin hayatına istemez tabii ki. şayet benim de başıma gelse böyle bir durum, ki o kadın değil kandırılmak, bilerek te kocamla olmuş olabilir, ben de aa ne güzel yaa aşık olmuş kadın ne var bunda demeyeceğim. öncelikle kocamı suçlasam da elbetteki kadına da sempati duymayacağım. konunun yazısında asıl can sıkan 2. kadınları bertaraf etmek adına, kadınlara verilen öğütlerdir. en amiyane haliyle "azıcık alttan alıverin canım dövmesi yoksa" gibi yorumlardır. yerimseniben
 
Bu siteyi kullanmak için çerezler gereklidir. Siteyi kullanmaya devam etmek için onları kabul etmelisiniz. Daha Fazlasını Öğren.…