Sevgili Ekrulum_mor ametist!!
İlk olarak tespitlerinin, çok doğru olduğunu söylemeliyim...
Ama yazını kendi açımdan değerlendirdiğimde; görüşlerimizde çakışan noktalar var!!
İlk olarak insan psikolojisinde; kanıksama ve koşullandırma diye adlandırdığımız kavramlar vardır...
İnternet ortamı; 7'sinden tutun da 70 yaşına kadar herkesin rahatlıkla bulunabileceği bir ortam...
İnsanın karakter yapısı değişmez; ama değer yargıları sürekli değişir...
Ayrıca 13 - 14 yaşında, ya da daha genç insanların; karakterlerinin oturduğundan bahsedemeyiz...
Aynı şekilde yaş itibariyle büyümüş, fakat henüz düşünce olgunluğuna erememiş insanları da hesaba katmalıyız...
Bu şekilde düşünürsek; tam tersi bir durum ortaya çıkıyor...
Yani aslında bu konular; çok kişi üzerinde olumsuz etki bırakacaktır...
Ve sürekli tekrar eden konuların, insanın düşünce dinamiklerinde kanıksama yaratacağını; zamanla normal görür hale geleceğini asla gözardı edemeyiz...
İkinci olarak; değer yargılarından bahsederken kastım; İslam dini değildi...
Zaten değer yargıları ve din aynı anlamı ifade etmiyor...
Her toplumun bir değer yargısı vardır... Bunlar toplumda düzeni sağlayan yapı taşlarıdır...
Bu yapı taşları; çok güçlü bir yaptırım gücüne sahiptir...
Din, ise sadece değer yargılarının destekleyicisidir...
Şöyle anlatmak daha doğru olur...
Dinle alakası olmayan bir insan da; çok güçlü değer yargılarına ve ahlak yapısına sahip olabilir...
Çünkü bu; insanlığın gereğidir...
Anlatmak istediğim; buydu...
Kadınlar Kulübü'nde, en son şahit olduğum, "2. kadın" olayı; beynimde, ruhumda tarif edimeyeceğim bir deprem, bir çöküş yarattı.
İki gündür, sabah ezanlarına kadar uyuyamadım, yemek yiyemedim, gülemedim...
Bilgisayarın başına defalarca oturdum; ve bilgisayarı açmadan kalktım...
Şahit olduklarım, beni o kadar üzdü ki; anlayabilir misiniz bilmiyorum!!...
ben anlayamadım sizi Ferza ve şu cümlelerinize hala takılmış durumdayım...
özelde şahısların hayatlarına ilişkin bir konuyu bu kadar toplumsal mesele hale getirmenizi ve bundan dolayı yemeden içmeden kesilmenizi, gülememenizi, uyuyamamanızı anlayamadım...
Neyi ima ettiğini anlamış değilim arkadaşım ama; her kalp aynı duyarlılığa sahip değildir!!
Eğer öyle olsaydı; elmayla armut arasında fark kalmazdı!!
harika bir yazı,ferza.teşekkür ederim...
o kalemi güzel olan 2.ci kadınların konularını bende okudum.,o süslü anlatımla bazılarını etkilediklerini,de gördüm..hatta ,hiç beklemediğim üyeler acıdılar bile....öyle bir etkilenme oldu ki,onlara, karşı çıkanlara bile ,sen esas, yanlışsın denildi..
yanlışlar ,güzel yazılarla ,doğru olmaz. ahlak ,değerler,asla değişmez. aile kavramını da kimse zedeleyemez.
ikinci kadını haklı ya da haksız bulmamakla birlikte ben bu tip olayları bermuda şeytan üçgenine benzettiğimden daima her iki kadını ve erkeği hatalı bulurum...
birinci kadın hatalıdır, mazlumu oynayıp çekip gitmediği için...
ikinci kadın hatalıdır, aşkını ayaklar altına aldığı için...
adama zaten söyleyecek sözüm olmaz iki kadını da aldattığı için...
ikinci kadın bana hak verin diye feryat figan ettiğinde ne ise aldatılan eş de kocam beni aldatıyor ne yapabilirim dediğinde aynı kategoridedir.
ailenin kutsal olduğuna asla inanmıyorum...
kutsal olan tek şey insandır...
insanın üstünde hiç bir kural,sınır ya da yasa yoktur...
siz eğer bir çocuğa kendine karşı dürüst olmasını öğretmezsiniz ondan gerçekleri yaşamasını bekleyemezsiniz...
siz eğer bir çocuğa duygularını saklamasını öğretirseniz ondan duygularını yaşamasını bekleyemezsiniz...
kız çocuklarını yuvayı diş kuş yapar zırvalıklarıyla büyütüp erkeğe sınırsız hakimiyet verirseniz ikinci kadınların ya da aldatılan kadınların önüne geçemezsiniz...
değer yargıları kişiden kişiye değişir bu konuya girmeyeceğim...bana göre illegal olanı bir başkası meşru bir zemine oturtabilir...
seni anlamakla beraber toplumu sadece kadının şekillendirdiğine asla inanmıyorum..
etkileşim karşılıklıdır...
eğer sadece kadın şekilendiriyorsa başaramıyoruz demekki iyi erkek yetiştiremiyoruz üzgünüm...
Ferza arkadaşım...
Sen ne yaparsan yap çocuğunu koruyamazsın... çok korumaya kalkarsan bu benim hayatım diye gürler sana...
Ahlaki değerleri istediğin kadar anlat o yine bildiğini okur...Kimsenin yaşayacaklarına engel olamazsın bu kendi çocuğunda olsa...
Bir şeyleri yasaklamak, engellemek keşke felaketlerin önüne geçebilse ama mümkün değil...
Yavrum ikinci kadın olmak kötüdür diyerek çocuğun ikinci kadın olmasını engelleyebilir misin?
Hayır...
Babası ahlaki değerlerine son derece bağlı bir kadın tanıdığım "ikinci kadın", üstelik bu kadın avukat...
Annesi öğrendi ve üzüntüsünden göğüs kanserine yakalandı... ıki göğsünü aldılar, yapma dedi, yalvardı...
Vazgeçmedi yıllarca sürdürdü bu ilişkiyi...
Kendi hayatını harcadığını farkına da varsa vazgeçmedi, çıkarları izin vermedi...
Annesi onu silebildi mi? Hayır...
Yanlış yaptığını biliyor mu? Evet..
Kabul ediyor mu? Hayır.
Kendine göre o kadar güzel mazeretler bulmuş ki...
Aileye o kadar çok değer verdiğini söylüyor ki bu kadın bu olamaz dersin...
Ama işte o ikinci kadın...
Arkadaşlar!!
Sanırım anlatma yetersizliği yaşıyorum...
Konunun ana fikri, 2. kadınları yargılamak değil zaten!!
Yorumları okuduğumda; verilmek istenen mesajı göz ardı edip; ufak detayları masaya yatıran arkadaşlar görüyorum...
Konu tümüyle değerlendirilmeli!
Bazı arkadaşlar, erkeklerden çok, kadınların suçlandığına dair bir izlenime kapılmış...
Bazıları da; sadece aldatan kadınlar üzerinde yoğunlaştığımı düşünmüş...
Kimileri değer yargılarımızı, dine bağlamış...
Kimleri de; ayrıntıları ön plana çıkarmış...
Anlatılmak istenen şey; bunlar değil!
Bakın!
Bir aldatma olayında; kadın ve erkeğin suçu aynıdır... ıki taraf da; bundan aynı ölçüde sorumludur...
Bir tarafı göz ardı edip de; diğer tarafa yüklenme gibi bir hataya düşemeyiz...
Şu bir gerçek ki; biz kadınlar, toplumun; merkeziyiz...
Bizler; gelecek nesilleri şekillendiren bir tohum görevi görüyoruz...
Bizim yetiştirdiğimiz çocukların ahlaki değerlerinin sağlam ya da bozuk olması ; tamamen bizim yetiştirme şeklimize bağlı...
Her kadın bir ressamdır; o büyük toplum tablosunu çizmede; her kadının paletinden izler vardır...2 kadınlara değinirken; erkekleri göz ardı etmiş değiliz...
Diyoruz ki; erkekleri de, kadınları da yetiştiren biz kadınlarız...
"Çocuklarınızı yetiştirirken dikkat edin!" derken, sadece kız çocuklarını kasdetmiş değiliz...
Çocuk kavramının içine, hem kız , hem erkek girer...
Her iki cinsi de, aynı sağlam iradeyle yetiştirmeliyiz ki; gelecekte Kimin elinin kimin cebinde olduğunu bilmediğimiz ahlaki bir çöküş yaşanmasın...
Bunun haricinde; internetin; bizler üzerindeki gücünü sorgulamalıyız...
Bu aldatma olaylarını sürekli konu malzemesi edinirsek; bize çok ters gelen şeyler; bir süre sonra, artık normal hale gelmeye başlayacak...
ışte en çok bundan korkmalıyız...
2. kadınları ele almamın sebebi de buydu...
Düşünün ki; cep telefonu, piyasaya ilk çıktığında, herkese yabancı bir kavramdı...
Doğru dürüst kullanmayı bilmiyorduk ilk başta...
Sadece, önemli meslek sahibi insanlarda bulunurdu... Herkesde bulunmazdı...
Ama zamanla; insanlarda bir kanıksama gelişti... ılk başlarda; yabancılık çekenler, zamanla alıştılar..
Kullanıcı sayısı git gide arttı... Hatta çocukların bile; son derece kolaylıkla kullandığı bir alet halini aldı...
Cep telefonu faydalı bir alet olduğu için; bu bizim yararımıza bir gelişmeydi (kısmen)...
Ama bir de; ele alınan konunun sürekli tekrarı halinde; insanların zamanla değer yargılarının kötü yönde etkileneceğini düşünün... Bunun zararlarını hiç bir şey telafi edemez...
Burada bir şeyi açıklığa kavuşturmam gerek:
Değer yargısı; dediğimiz kavram üç kısma ayrılır:
1- Kısa sürede; hatta gün içinde değişen değer yargıları : Mesela gün içinde beğenerek aldığımız bir eşyayı; akşam tekrar baktığınızda beğenmediğimizi düşündüğümüz oluyor...
Ya da; sabah canımız çikolata isterken, akşam; midemiz kaldırmıyor...
Bunlar da bir değer yargısıdır... Ama sonuçları sadece bizim anlık duygularımızı bağlar; ve bir zararı yoktur...
2- Uzun sürede; yıllar içinde değişen değer yargıları : Mesela, önceki senelerde yumurtanın zararlı olduğuna inanılırken; artık uzmanlar yumurtanın çok faydalı bir besin kaynağı olduğunu söylüyorlar ve insanların da görüşü bu yünde değişti...
ışte, uzun sürede değişen değer yargılarının içine; ahlaki değerler de giriyor...
Yani, sürekli önümüze sunulan bir kısım konular; zamanla bizim değer yargılarımızı değiştirme eğilimindedir...
3- Asla değişmeyecek olan, olduğu gibi kalan değer yargıları: Vatanın bölünmezliği, kutsallığı; Mısır halkının, firavunlara verdiği değer (yıkıma uğrayıncaya kadar); ya da annelik duygusu gibi...
Bu kimi insanda az, kimi insanda çok olabilir; ama kalıcıdır....
Rica ediyoruz : Lütfen sadece sadece kadınlara yüklendiğimiz düşünülmesin...
Biz erkekleri de en az kadınlar kadar suçlu buluyoruz.. Ama erkekleri de bir kadın yetiştiriyor diyoruz...
"Yetiştirdiklerinize dikkat edin." diyoruz...
ınternet gibi ortamlarda bu tarz konuların sıkça işlenmesi doğru değil diyoruz...
Ailelerimize sahip çıkalım diyoruz...
( Aileyi kutsal görmeyenler olabilir... Fakat bu düşünceyle şekillenen toplumların, ne kadar kısa sürede çöküş yaşadıklarını tarih bize defalarca göstermiştir. Bunun tartışmasını anlamsız buluyorum.. Biraz sosyoloji ve tarih kitaplarını incelediğimizde bunu açıkça görebiliriz... )
Birinci kadınlara gelince: Meşru bir iş yaptığı sürece; boşanmak isteyip istememesi beni bağlamaz...
Zaten, aldatılan kadınlardan; eşlerinin kendisini aldattığını bilenler olduğu gibi; bilmeyenler de çok fazla...
Ayrılmak isteyip istememek kişinin sadece aile içini ilgilendiren bir konu...
Burada kararı onlar verecektir....
Meşru bir iş yaptığı sürece; yaptığını sorgulama hakkım yoktur...
Amaaaa; gayri meşru yapılan her işi sorgulama hakkımı sonuna kadar kullanırım...
Sonuçları toplumu etkilediği için!!!...
Ferza arkadaşım...
Sen ne yaparsan yap çocuğunu koruyamazsın... çok korumaya kalkarsan bu benim hayatım diye gürler sana...
Ahlaki değerleri istediğin kadar anlat o yine bildiğini okur...
Kimsenin yaşayacaklarına engel olamazsın bu kendi çocuğunda olsa...
Bir şeyleri yasaklamak, engellemek keşke felaketlerin önüne geçebilse ama mümkün değil...
Yavrum ikinci kadın olmak kötüdür diyerek çocuğun ikinci kadın olmasını engelleyebilir misin?
Hayır...
Babası ahlaki değerlerine son derece bağlı bir kadın tanıdığım "ikinci kadın", üstelik bu kadın avukat...
Annesi öğrendi ve üzüntüsünden göğüs kanserine yakalandı... ıki göğsünü aldılar, yapma dedi, yalvardı...
Vazgeçmedi yıllarca sürdürdü bu ilişkiyi...
Kendi hayatını harcadığını farkına da varsa vazgeçmedi, çıkarları izin vermedi...
Annesi onu silebildi mi? Hayır...
Yanlış yaptığını biliyor mu? Evet..
Kabul ediyor mu? Hayır.
Kendine göre o kadar güzel mazeretler bulmuş ki...
Aileye o kadar çok değer verdiğini söylüyor ki bu kadın bu olamaz dersin...
Ama işte o ikinci kadın...
DOĞRU VE YANLIŞ kavramlarını yeterince iyi öğretebilirsek çocuklarımıza; bu iki kelime arasındaki dengeyi zaten kendileri kuracaktır; başka bir şeye gerek olduğunu sanmıyorum...
Bazı arkadaşlar:"Doğru ve Yanlış" kavramlarının kişiden kişiye değiştiği görüşündeler...
Ben ise; bu düşünceyi eksik buluyorum...
Çok basit bir dille anlatacağım...
Düşünün ki; bir ana okulunda öğretmensiniz... Ve çocuklara "Doğru - Yanlış" kavramlarını göstermek istiyorsunuz...
Peki bunun için ne yapılabilir?
Benim yapacağım şey şu olurdu:
Sınıfın bir köşesine; iki tane çöp kutusu koyardım ilk önce...
Çocukların; çöp kutularının birinin içine çöp atmalarını isterdim... Diğer çöp kutusunun ise; dışına atmalarını söylerdim...
Daha sonra her öğrenciye; şöyle bir soru sorardım: Sizce; doğru olan davranış hangisidir? Hangi davranış yanlıştır ve neden?
Öyleyse doğru kavramı; zannedildiği kadar kişiden kişiye değişen bir şey değildir...
Doğru: Mantığın kabul ettiği; olması gerekeni onayladığı şeydir..
Yanlış ise: Mantığa ters düşen yargılardır...
Bugün hangi topluma sorarsanız sorun; "Hırsızlık!" yanlıştır ve hiç bir topluluk bunu doğru olarak göremez...
Ya da; "Aldatma!"yı doğru olarak kabul edecek bir toplum olmamıştır şimdiye kadar...
Evet; aldatma olaylarının çokça yaşandığı bazı toplumlar vardır; ama bunun doğru olduğunu düşündükleri için yaşamıyorlar bunu...
Yanlış bir ahlaki durum olduğunu bilerek yaşıyorlar...
Çocuklarımıza; yanlış ve doğruyu nasıl gösterebiliriz o zaman?
Tabii ki; çocuklarımızı karşımıza alıp da; oğlum ( veya kızım ) bak, hırsızlık yanlıştır; aldatmak yanlıştır; küfürlü konuşmak yanlıştır, başkasının hakkını gasbetmek yanlıştır diye öğretemeyiz değer yargılarımızı...
Ya da şunlar şunlar doğrudur demeye kalkmak anlamsız olur...
Çünkü o taktirde; ömrümüzün çocuğunu (doğru - yanlış) kavramlarına ayırmamız gerekir...
Bu durumda asıl yapılması gereken şey: Çocuğumuzun; olması gerekeni akıl süzgecinde doğru tartabilmesini sağlamaktır...
"Peki o zaman; neden benim doğrumla senin doğrun çakışıyor?" diyebilirsiniz!!
O zaman da cevabım şu olur: Çünkü herkesin doğrusu; doğru değildir de o yüzden... Sadece o kişi; o görüşünün doğru olduğunu zanneder....
Kadınlar Kulübü'nde, en son şahit olduğum, "2. kadın" olayı; beynimde, ruhumda tarif edimeyeceğim bir deprem, bir çöküş yarattı.
İki gündür, sabah ezanlarına kadar uyuyamadım, yemek yiyemedim, gülemedim...
Bilgisayarın başına defalarca oturdum; ve bilgisayarı açmadan kalktım...
Şahit olduklarım, beni o kadar üzdü ki; anlayabilir misiniz bilmiyorum!!...
ben anlayamadım sizi Ferza ve şu cümlelerinize hala takılmış durumdayım...
özelde şahısların hayatlarına ilişkin bir konuyu bu kadar toplumsal mesele hale getirmenizi ve bundan dolayı yemeden içmeden kesilmenizi, gülememenizi, uyuyamamanızı anlayamadım...
Neyi ima ettiğini anlamış değilim arkadaşım ama; her kalp aynı duyarlılığa sahip değildir!!
Eğer öyle olsaydı; elmayla armut arasında fark kalmazdı!!
ben bir şey ima etmem direk söylerim...
yeterince net değilsiniz demek istedim, bu nedenle de samimi gelmiyorsunuz bana, anlayamadım o nedenle sizin tabirinizle bu duyarlılığınızı...
yanlış anlaşılacak şimdi 2. kadın falan değilim, hiç de olmadım...
kelimenin tam anlamıyla da kocama tapıyorum...
hayat bu aldatılan kadın olabilirim ama aldanan kadın olmam, kendimden eminim...
tüm kadınlarımıza da bunu öneririm...
aldatma tensel, bedensel olmadan önce önlem alınmalı...
severek yaşanmalı, aşkla dokunmalı, onu herşeyin üstünde tutmalı...
sevgi azalmışsa, tükenme başlamışsa "yuvaya sahip çıkalım" "ya da her aile de olur" mesajlarıyla sözde aile birliği ! sağlanmaya çalışmamalı...
giden adama yolun açık olsun demeyi bilmeli kadın... önünde engel olmamalı...
bunun için ne yapmalı "kadına özgürlük verilmeli"... kadın kadın olmanın haklı gururunu taşımalı ki yaşasın...
cenaze varsa kaldırılır, gömülür... üzerine konuşulmaz...neden öldü denmez, eceli gelmiştir, ölmüştür... yapılması gereken gömmektir...
2. kadın olmayın, niye çoğalıyorlar demekle karınca olamazsınız...taşıdığınız su ancak size yeter bir başkasını söndüremezsiniz...
ayrıca elma ile armut arasında tat, koku, görüntü itibariyle fark vardır evet özünde ikiside meyvedir... birinin diğerine üstünlüğü yoktur... kişisel zevke göre her ikiside tercih edilebilir...o nedenle kimin ne kadar duyarlı olduğunu takdir edemezsiniz, insan olarak yaşadığımız anların kalitesi belirler...
tüm kadınların kadınca yaşaması dileğiyle...
Ferza...
ben severim kişilerin tepkilerini ölçmeyi...gerçekten ne kadar sahici olduklarını anlamayı...
bir konu açıyorsanız sizi anlamayanlarda olacaktır, bu tepki neden?
tüm görüşlere saygılı olmak durumundasınız maalesef...
tıpkı bir toplumu oluşturan rengi, dili, dini farklı her kesimden insana saygı duymamız gerektiği gibi...
yorumlarımın hiç bir yerinde sizi rencide edici söz ya da ibare yok farkında mısınız?...
ben sadece anlamıyorum diyorum..
açık bir soru soruyorum ve net bir cevap bekliyorum sizden...
sizin bana verdiğiniz cevaplar neden yorum yapıyorsunuz o zaman bu konuya, ya da çöplükte gül yetiştirmek ya da üstü kapalı duyarsızlıkla suçlamalar ya da elma-armut bir birine benzemez gibi sözler...
yani net bir cevap yerine üstü kapalı suçlamalar...
sizinle aynı fikirde olan insanların yorumları sizi geliştirmez oysa değişik bakış acıları gerekir gelişmek için, sabitlememek için....
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?