Gerçekçi bir yorum yapılmış önceki sayfalarda "karamsarlık" addedilmiş... Kadınların kalp kırıklıklarına gerçekçiliği karamsarlık sanmak sebep olmuyor mu zaten?.. Hatta bir arkadaşımız "Böyle kötümser baktıysan kendine yazık etmişsindir" demiş... Oysa belki de belalardan korundu o şekilde davranarak... Genç kızların başına ne gelse toz pembe bakmaktan gelmiyor mu? Kalp daima "küt küt" atar, akılsa arada sırada "ses verir"... İş onu duymakta...
Önceki konularınızı bilmiyorum ama zor bir ayrılık süreci atlattığınızı söylemişsiniz... Bundan sonrası için mutluluklar dileyelim...
Gelelim bu seferki hadiseye...
Genç yaşta mal mülk sahibi olan hanımlar dikkat çekiyor... Öyle ki bir kez karşılaştığınız bir adam Can Bey gibi "O günden beri ismini ve seni unutmadım. Günde bir sürü işlem yapıyorum ama sen aklımdasın" dediğinde neyin peşinde olduğunu anlamak güçleşiyor... Hoş, çulsuz da olsanız damdan düşer gibi "O günden beri seni unutamadım" denmesi saçma olurdu... Neden mi?
Yahu unutamadın madem toplu kandil mesajı gelmese neden ses vermiyorsun? İş güç sahibi koca adamsın...
Unutamadın madem soy ismini neden soruyorsun... Direkt "Soyadınız da ... değil mi?" diye neden sen sormuyorsun be adam? "Başka Ayşe, Fatma ise de gücendirmeyeyim, onda şansımı deneyeyim" der gibi soyisim sormuş...
Sizden bir ışık görmeden bir kandil mesajı üzerine "Bir sürü işlem yapıyorum ama hep aklımdasın" demesi de "14 şubat mucizesi" falan değil düpedüz hadsizlik... Ne çirkin şey o öyle arsız zamparalar gibi... Belki yanınızda sevgiliniz, belki hayatınızda biri var... Bu cümleleri ilk kez içtenlikle söyleyen adam evvela hoşlandığı kızın bir sevdiği var mı öğrenir... Önüne gelene bunları söyleyense dert etmez, "Onun sevgilisi varsa diğerine söylerim" der, böyle rahat davranır...
Bankacı tanıdıklarım var... Kimi bayan müşterilerin telefonlarını alıp kaydediyorlar... Hele bir tanesi var ki evlilikten döndü bu şekilde tanıştığı bir kızla... "Belli ki Can benden hoşlanmış" diyorsunuz evet bu bir ihtimal ama ihtimal bol...
Gelelim en tatsız ihtimale... Bu güne dek 13-14-15-16 şubatta netten, telefondan mesaj almadığım olmadı... Bu mesajlar eski sevgililerden de değil... Vaktiyle en yakın sırdaşım olan adamlar hatta ilkokul arkadaşlarımdan bile seslenenler oldu daima... Aşk mesajları değil, çaresizlik... 14 şubat dayatması nedeniyle yalnızlık, mutsuzluk, umutsuzluk -en az kadınlar kadar- erkekleri de vuruyor... Deniyorlar şanslarını... "Ya tutarsa" hesabı... O nedenle bu tarihlerde yapılan "ilan- aşk"lara prim vermek pek de makul bir tavır değil...
Mesajlardan anlıyoruz ki burada acılarınıza ortak olmuş hanımlar var... Sizin ayrılık hüznünden kurtulup mutlu olmanız için hep iyi tarafından bakmanızı öğütlüyorlar... Bunu sizin iyiliğiniz, mutluluğunuz için yapıyorlar ama sevdiklerimize salık verdiğimiz durumlara çok dikkat etmeliyiz... Çocuklarımıza mutlu olsunlar diye çikolata alırız fakat son kullanma tarihlerine, içindekilere bakmayı da ihmal etmeyiz çocuğa bir zararı dokunmasın diye... Sırf paketleri ışıl ışıl diye her bulduğumuzu yedirmeyiz... Çikolatanın paketini, içeriğini incelemek "karamsarlık" değil tedbirdir...
Dikkatli olun lütfen, gönül meselelerinde çivi bazen çiviyi bazen de kalbi söker alır... Görüyorum ki bir gönül acısı daha kaldıracak gücünüz yok...
Tüm bu sebeplerden buluşmanız dört dörtlük geçse bile bunları da dikkate almanızı öneririm...