10 Yaşımdaki kızımın takıntısı (OKB)

Yorumların hepsini okuyamadım neler yazıldı bilmiyorum. Benim tavsiyem kızınızla birlikte kuran meali okuyun. Ona anlatılanların ne kadar yanlış olduğunu gösterin.
 
tabi canım daha neler neler, özet geçtim.
yalan söylersen cehennemde dilinden asarlar, annene karşı gelirsen yanarsın vs vs
küçücük çocuksun ve seni sürekli cezalarla tehdit eden bir güce tapınmanı istiyorlar.
ya düşünmeden kabul edecek ya reddedecek ya da kafayı hafiften çizeceksin :KK70:
din büyükler için tercih, ama çocuklar için asla zorlama olmamalı.
Aldigin karar hayatında olumlu etkiler yaptını pelinim.ben 38 yaşındayım fakat ciddi bir sorgulama yaşıyorum.aklim çok karışık bazı konularda.
 
Çok benzerini ben de yaşadım tam o yaşlardayken. Benim de bir arkadaşım çok korkunc hikayeler anlatırdı. O kadar korkardim ki gece tuvalete gidemezdim. En sonunda anneme anlattim annem de o kizin anlattıklarının yalan olduğuna ikna etti beni. Baya rahatladım.

Bu obsesiflik konusu da, bir psikiyatrist den duymuştum genelde zaten ya dinle ya temizlikle ilgili oluyormuş. Bende de vardı . Ama benim şansım o zaman bir din kültürü öğretmenimiz vardı ona sorardım her şeyi. O kişi sayesinde hem cinler konusundaki korkularimdan hem de takıntılarimdan kurtuldum. Çok ileri seviye değildi ama belki o öğretmen olmasaydı ileri seviyeye gidebilirdi.

Kızınız da otör kabul ettiği -bu babası olabilir, öğretmeni olabilir, siz olabilirsiniz- biriyle bu konuları konussa. Arkadaşlarının onu kandırdığını anlasa çok rahatlar diye dusunuyorum.
 
Daha once baska bir konuya da yazmistim.
Ortaokulda din öğretmenimiz, cinlerin banyoda ve tuvalette bizi izledigini, o yuzden ozel yerlerimize dokunmamamizi, bos odaya girerken cinlere selam vermemiz gerektigini falan soylemisti. Inanilmaz korkmustum, hatta onun yuzunden yillarca kronik kabizlik sorunu yasadim çünkü tuvalete girdigim gibi geri cikiyordum. Banyo yaparken ic camasirlarimi cikarmiyordum, havlunun altinda giyiniyordum vs vs.
Ben maalesef kendi kendime atlatmak zorunda kaldim, o zamandan beri de agnostigim, aksi halde kafayi yerim.
Dini inanç olarak mı agnostiksiniz? Yanlış anlamayın yalnızca merakımdan soruyorum. Benim de böyle olaylar yaşayıp agnostik olan arkadaşlarım var da.
 
Takintidan ziyade travma sonrası stres bozukluğu olduğunu düşündürdü bana. Olayların etkisinden çıkamaması çok normal ağır konular bunlar. Ama daha yaşı çok küçük eğer iyi bir uzmana gotururseniz bunları atlatacaktır bence. Çok çok geçmiş olsun :KK43:
 
Büyük kızımda da oldu bu tarz korkular o zaman bende yeni doğum yapmıştım. Sürekli herşeyi sorgulamaya başlamıştı. Neyse uzatmayayım paranoya başlangıcı teşhisi kondu uzun süre terapi aldık ,haftalık ve düzenli. Uzun sürdü .Bir de Wisc-R testi yapıldı zeka yüksek çıktı, biraz da problemin kaynağı o görüldü. Beyin lob farkları vs. Ama bizim uzmanımız çok iyi ve başarılı biriydi en önemlisi kızım çok seviyordu. Yavaş yavaş açtı içini korkularını. Elhamdulillah geçti gitti şimdi 16 yaşında pırıl pırıl sağlıklı bir genç kız. İşin uzmanını bulursan korkmana gerek yok inşallah geçer gider herşey.
 
Bence okulundaki din kültürü öğretmeniyle de konuşturabilirsiniz. Bir imamla da konuşturabilirsiniz. İşinin ehli birisi çocuğun dilinden anlayarak güzelce konuşursa bir nebze rahatlar. Nasıl hasta oldugunu düşündüğünde doktora danışmak iyi bir şey bu da öyle bir şey. Tabi okb si için de çocuk psikiyatrı yüzde yüz şart. Çünkü gün gelir dini takıntı olur gün gelir temizlik takıntısı vs. Okb konudan konuya sıçrayabilen bir şey çünkü. Ve ek olarak kesinlikle servisteki o konuları konuşan kişiyle bir araya getirmeyin.
 
Hepimiz konuşurduk o yaşlarda bu tür şeyleri. Ama yapılan şakalar bizim kafamızda soyut olan şeyleri delillendirmiş bir bakıma. Psikoterapi ile kontrol altına alınabilir. Yanısıra uzun bir müddet, kendini epey yoran bir günlük programda iyi gelecektir. Enstrüman kursu, yüzme, spor gibi akttiviler psikoterapi ile desteklenirse yaşı da ilerledikçe kontrol etmeyi başaracaktır. Kurtulmak diyemiyorum çünkü yaşı çok küçük. Ancak kontrol edebilir sanıyorum.
Fakat gerçekten çok üzüldüm.
 
Dini inanç olarak mı agnostiksiniz? Yanlış anlamayın yalnızca merakımdan soruyorum. Benim de böyle olaylar yaşayıp agnostik olan arkadaşlarım var da.

evet yaklaşık 13 yaşımdan beri agnostiğim.
yani benim için din bir bilinmezlik, bilmek de istemiyorum :KK66:
 
Ekleme yapmak istiyorum inancınızı ve İnanca bağlılığınızı bilmiyorum fakat kızınıza herhangi bir dini öğe Sunmadan hayatını geçinmesini sağlamanız bana kalırsa önemli bir etken ben dindar bir ailede büyüdüm ve çocukluğunda ki 11-12 Yaşlarındaydım dini sorgular Vesveseler korkular bilinmezlikler beni bir yıl kadar çok yordu. Etrafımdaki dini motifler azalmaya başladığında bu sıkıntılarım azaldı arttığında sıkıntılarım arttı. Matematiğin dahi yaş ve zeka seviyesine göre bir öğretme süreci varsa ruhumuzla alakalı olan dinin öğretilmesi süreci de Yaşa göre olmalıdır. Yaratıcı hakkında kendi içimde yanlış cümleler kurduğunda kendini suçlar ve çok ağladım ailem tarafından bu duygularım şeytan vasıtasıyla kontrol edilmeye çalışıldı fakat bu karışıklığa Bir de en az diğer sıkıntılarım kadar soyut şeytan kavramı eklenince iyice sarpa sardım. Çivi çiviyi sökmez.
 
Aldigin karar hayatında olumlu etkiler yaptını pelinim.ben 38 yaşındayım fakat ciddi bir sorgulama yaşıyorum.aklim çok karışık bazı konularda.

kendi adıma çok mutlu ve huzurluyum.
sınanmalar, "neden"ler, adaletsizlikler üzerine kafa yormalar, "madem kötü bir insan olacaktı, onu neden yarattın"lar, cinler, periler, zebaniler, karanlıkta izleyenler, her an beni gören melek vs ruhani şeyler benim hayatımda nerdeyse 20 yıldır yoklar. acaba mı dediğim an bile tüylerim ürperiyor...
 
tabi canım daha neler neler, özet geçtim.
yalan söylersen cehennemde dilinden asarlar, annene karşı gelirsen yanarsın vs vs
küçücük çocuksun ve seni sürekli cezalarla tehdit eden bir güce tapınmanı istiyorlar.
ya düşünmeden kabul edecek ya reddedecek ya da kafayı hafiften çizeceksin :KK70:
din büyükler için tercih, ama çocuklar için asla zorlama olmamalı.

Kesinlikle, zorlama-korku unsuru haline gelmesi... Salt bu sebepten insanların vücut algıları, dünya algıları her şeyleri bozuluyor. Yani bilindik bir şeyi tekrar etmek gibi olacak ama, cinsellikteki sorunlar, sürekli bi pis miyim-temiz miyim kaygısı, içinden geçirdiği düşüncelerin utancı, biriyle konuşurken onun cennet cehennemlik tartımı vs vs... Oysa ne kadar basit açıklaması, insanız ve hiçbir halin tek doğrusu yok.

Bu korkutma seansları bizim milletin kültürel faaliyeti olmuş halde, her hal kendi ecünnülü hikayesiyle birlikte gelir. Evleniriz, şunu şunu demeden şu tarafına 10 kere üfürmeden eşikten atlama iyi olmaz, o düğüne gitme kırkın karışır iyi olmaz, hamile kalırsın şunu okumadan sakın şunları yeme iyi olmaz, çocuk olur, her dokunduğun şeye besmele çekeceksin bak iyi olmaz, kırkın çıkana kadar şunu kafana tak, yoksa iyi olmaz, çamaşırları gece asma iyi olmaz.

Bir insan kaç farklı şeyi aklında tutacak? Hepsine inansan uygulamaya çalışsan kimseyle konuşamazsın çünkü her dakika içinden dua okuman gerek, unutma lüksünü ortadan kaldıran, insanı sıkıntıya sokan şeyler... Obsesyon böyle böyle geliyor.
 
kendi adıma çok mutlu ve huzurluyum.
sınanmalar, "neden"ler, adaletsizlikler üzerine kafa yormalar, "madem kötü bir insan olacaktı, onu neden yarattın"lar, cinler, periler, zebaniler, karanlıkta izleyenler, her an beni gören melek vs ruhani şeyler benim hayatımda nerdeyse 20 yıldır yoklar. acaba mı dediğim an bile tüylerim ürperiyor...
Dini bir konuya evrilsin istemiyorum fakat söylemeden geçemedim. Dinlerin varlığı ve yokluğu inancına sahip olmaktaki ince çizgide eşikte biri olarak dünyadaki adaletsizlikler için nasıl çıldırmadan akıl sağlığınızı koruduğunuzu merak ediyorum. Sanırım beni çizginin bu yanında tutan şey zulüm sahiplerinin birgün ceza alacağına inanmak istemem. Bir de sevdiklerimden sonsuza dek ayrılmak ve asla kavuşamayacak olmak fikri. Zannediyorum ahiret inancının filizlendiği Mısır’da firavunlar da tahtları için aynı sevgiyi besliyordu ve akıl sağlıklarını korumak adına böyle bir inanç var ettiler. Bilemiyorum Altan. :KK14:
 
Kesinlikle, zorlama-korku unsuru haline gelmesi... Salt bu sebepten insanların vücut algıları, dünya algıları her şeyleri bozuluyor. Yani bilindik bir şeyi tekrar etmek gibi olacak ama, cinsellikteki sorunlar, sürekli bi pis miyim-temiz miyim kaygısı, içinden geçirdiği düşüncelerin utancı, biriyle konuşurken onun cennet cehennemlik tartımı vs vs... Oysa ne kadar basit açıklaması, insanız ve hiçbir halin tek doğrusu yok.

Bu korkutma seansları bizim milletin kültürel faaliyeti olmuş halde, her hal kendi ecünnülü hikayesiyle birlikte gelir. Evleniriz, şunu şunu demeden şu tarafına 10 kere üfürmeden eşikten atlama iyi olmaz, o düğüne gitme kırkın karışır iyi olmaz, hamile kalırsın şunu okumadan sakın şunları yeme iyi olmaz, çocuk olur, her dokunduğun şeye besmele çekeceksin bak iyi olmaz, kırkın çıkana kadar şunu kafana tak, yoksa iyi olmaz, çamaşırları gece asma iyi olmaz.

Bir insan kaç farklı şeyi aklında tutacak? Hepsine inansan uygulamaya çalışsan kimseyle konuşamazsın çünkü her dakika içinden dua okuman gerek, unutma lüksünü ortadan kaldıran, insanı sıkıntıya sokan şeyler... Obsesyon böyle böyle geliyor.

Özellikle korkutulmasa da ruhani seyler hassas bir cocuk icin son derece rahatsiz edici olabiliyor.
Mesela Allah her yaptigini gorur, omzundaki melekler her yaptığını izler gibi seyler anlatilirdi kucukken, e simdi biri beni izlerken nasil tuvaletimi yapicam, nasil uyuyacagim... korku, utanc, surekli kontrol hissi, dayanilmaz bir obsesyon yaratiyor kucuk beyinlerde.
 
Ben de çok üzüldüm, toplumumuz çok cahil maalesef. Ben de bir anımı anlatayım. İlkokuldaydım bize yakın oturan bir kız arkadaşım vardı. Aynı zamanda sınıf arkadaşımdı.Bazen ona giderdim. Ama ailem ailesini vs.tanıyor.Yoksa göndermezlerdi zaten. Bir gün arkadaşımın kuzeni de geldi. Tanıştı benimle. O zamanlar biz ufacık ilkokul çocuğuyduk tabii. Kuzen de o zamanlar 18-19 yaşlarında.Bize oyun oynatıyordu, abla diye seviyordum ben de. Sonra bir gün bize özel güçleri olduğunu söyledi. Benim sihirli güçlerim var vs. dedi. E biz de ufacık çocuğuz,inandık :) O günden beri hep onu sihirli biri olarak sandım. Arkadaşıma gittiğimde artık hep o da orada oluyordu ve bizimle oyun oynuyordu. Ben perilerle konuşuyorum, şu an onları görüyorum vs.diyordu. Ben de hayran olmuştum çocuk halimle. Ne kadar güzel,özel güçleri var diye düşünüyordum. Saf çocuk aklı :) Bazen; "İçime peri girdi ben şu an periyim",diyordu bize. Peri cinmiş gibi davranıyordu.Tabii bu arada bize istediklerini de yaptırıyordu kurnaz:) Bunu şu an fark ediyorum tabii. Bir gün yine arkadaşıma gittim kuzen yine oradaydı. Gittik oturuyoruz yine bu kuzen ay kötülük perisi geliyor dedi.Sonra birden içine peri girmiş gibi yaptı. Gitti mutfağa. Az sonra elinde kocaman bıçakla gelmesin mi!! Üzerimize yürüdü biz arkadaşımla korkudan donakaldık. O anki korkumu anlatamam. Sonra benim sinirlerim bozuldu galiba, gülmeye başladım. O an bıçağı indirdi. Kötülük perisi gülücüğün olduğu yerde durmaz, dedi. Herhalde korktu kriz geçireceğiz diye. Ama ne kadar yanlış...Ya bize bir şey olsaydı? Şimdi gülüyorum ama o an çok korkmuştum. Çocuklara çok hassas yaklaşılmalı...
 
Dini bir konuya evrilsin istemiyorum fakat söylemeden geçemedim. Dinlerin varlığı ve yokluğu inancına sahip olmaktaki ince çizgide eşikte biri olarak dünyadaki adaletsizlikler için nasıl çıldırmadan akıl sağlığınızı koruduğunuzu merak ediyorum. Sanırım beni çizginin bu yanında tutan şey zulüm sahiplerinin birgün ceza alacağına inanmak istemem. Bir de sevdiklerimden sonsuza dek ayrılmak ve asla kavuşamayacak olmak fikri. Zannediyorum ahiret inancının filizlendiği Mısır’da firavunlar da tahtları için aynı sevgiyi besliyordu ve akıl sağlıklarını korumak adına böyle bir inanç var ettiler. Bilemiyorum Altan. :KK14:

Iste o adaletsiz dunyayi yaratan ve izleyen guclerin oldugunu dusunuesem o gucten nefret ederim. Ama bunu bir bilinmezlige yorarsam, icimde ofke, korku gibi buyuk duygular yasatmiyorum. Dunya adil bir yer degil, birileri acliktan ölürken bir ekmek caldi diye bu dunyada cektigi zulmü diger dunyada da cekmeyecek benim icin. Olecek ve kurtulacak.
Bir maraton gibi dusunursek biri digerinden kilometrelerce geride baslatildigi halde ayni anda final cizgisine ulasilmasi beklenmiyor benim dunyamda.
Afrikada bir bir ölen bebeklerini gomdugu icin tanriya isyan eden herhangi bir kadinla, arabistanda bolluk bereket icinde doğup bir ömür ibadet etme sansina sahip kadinin ayni kopruden gecmesini bekleyen anlayisi benimsemektense bunlar nerden geldi bilmiyorum nereye gidecekler onu da bilmiyorum demek vicdanimi daha az rahatsiz ediyor.
 
Özellikle korkutulmasa da ruhani seyler hassas bir cocuk icin son derece rahatsiz edici olabiliyor.
Mesela Allah her yaptigini gorur, omzundaki melekler her yaptığını izler gibi seyler anlatilirdi kucukken, e simdi biri beni izlerken nasil tuvaletimi yapicam, nasil uyuyacagim... korku, utanc, surekli kontrol hissi, dayanilmaz bir obsesyon yaratiyor kucuk beyinlerde.

Anneannemin anlattıkları işte, biz de bol bol dinledik aynı hallerden geçtik Pelin. Tuvalete girmeyi geç, tek başına gaz çıkarmaktan bile imtina eder olur ki insan. Bir çocuk aklı ile düşününce hele ne büyük sıkıntı, hastalanma sebebi. Mesela klasiktir, yemeğe başlarken besmele çekmek gerektiği öğretilecek ya, illa bi şeytan karıştırılır onu öğretirken "Besmelesiz yersen şeytanla ortak yersin"... Bu bir çocuğa söylenebilir mi? Söyleniyordu ve hala daha söyleyenler vardır belki.

Ya da bak bunu bizzat yaşadım, ben solağım. Tahmin ediyorsundur, yemek ve taharet konusunda anneannemin nasıl konuşmuş olabileceğini yukarıdaki örnekle birlikte. Uzunca bir süre bunu sorguladım ben çocuk halimle kendi içimde, kimseye belli etmeden. Bakarsan solaksın yani bu durumda ne denecek "Allah seni solak yaratmış çocuğum, sen sol elinle de yemek yesen sağ el yerine geçer" dersin yani en fazla bu konuda çok hassassan. Yani iki elin var, biri haramsa niye var vücudunda? O da ayrı bir sorgu ya neyse uzatmayayım. Biz yine iyi büyümüşüz diyorum bazen, şimdi bu konularda daha bilinçli olduğumuzu düşünüyorum. Annem anneannemin bazı ikazlarına müdahale etmezdi eskinin "Saygı" kafası sebebiyle, şimdi bizler kendi annelerimizi de süzgeçten geçirebiliyor, müdahil olabiliyoruz.
 
Doktora da gidin de .Yüzme,gitar,müzik,resim,ing,mental aritmetik ,jimnastik,judo ,plates ,bale hangi kursu bulursanız götürün .İlgi alanı değişsin.
Üni'lerde cok gzl kurslar var .Kac yıl ordan oraya taşıdım cocuklarımı .Saatlerce bekledim ,oralarda .
Cocuk bu en güzel dönemleri .Spor yapan cocuk derstede iyi oluyor merak etmeyin .Kardeşini de eve geri getirin o cocukla ne alakası var ,niye babannede .???
 
Merhabalar,

Öncelikle nasıl başlasan ne desem bilmiyorum. Ne zaman nasıl oldu. Niye fark etmedim bilmiyorum.

Umutsuzluk ne kötü bir şeymiş.

benim aslında ne güzel bir hayatım varmış !!!



10 yaşınca güzeller güzeli bir kızım var.hani derler ya pamuklara sarıp büyüttüm. El bebek gülbebek.


Not : 2 yaşında erkek kardeşi var


Kızım hep ağlamaklı sabah kahvaltıda ağlıyor babası bir şey söylüyor gözleri doluyor. Nazlı çok nazlı ben buna bağladım herşeyi



Ama öyle değilmiş.



4. sınıfa (şuan .) giderken servisindeki arkadaşının kızıma kötü şeyler anlattığını öğrendik ama 1.5 sene sonra. Arkadaşı kızıma üç harflilerin var olduğunu onların bize yaklaştığını istersek çağırıp gelebileceğini. Geceleri banyo yapmamasını yoksa çarpılacağını çantasından tek çorap çıkması. Kalemliğinden değişik yazılarda not kağıtları çıktı. Kalemliğin kırmızılara boyanmış halde bulunduğu. Yollardaki mezarların onlara ait olduğunu. Gece duvara dönük uyuması yoksa oradan girip gelebileceklerini söylemişler. Ve kızım bir yıl geceleri bebekliğinden kalma muskası vardı onu eline alarak uyumuş. Arkadaşı babana söyle ben söylyecem bana hoca bulsun sende de sanada hoca bulsunlar demişler. Okunmamamız lazım

şuan aklıma gelen bunlar


Bu yıl o arkadaşıyla aynı serviste ve okulda değiller biz kolejdeki eğitim sistemi ağır geldiğini düşünerek ve mutsuzluğunu buna bağlayarak oradan alıp devlet okuluna yazdırdık.


9 yaşındaki bir çocuk için bunlar gerçekten çok korkutucu değil mi benim kızımda korkmuş. Korkmuş ama yine o arkadaşıyla bu konular hakkında hep konuşmuş. Konuştukça daha çok korkup sürekli düşünmüş. Hiçbir saniye kafası boş kalmadan. Kızım yüzü solgun kan değerleri yaptırıyoz çok güzel ama bembeyaz. Sürekli ağlamaklı ve midesi iki günde bir bulanıyor.

Sabahları o okula giderken notlar bırakıyorum annecim seni çok seviyorum bana neyin olduğunu söyler misin diye notlar bırakıyorum ama net cvp yok. Uzun uzun mektup yazdım kızım söyle annem neyin oda yazmış mektup yine söylemiyor.

Ama uzun uzun ağlamalar başlıyor bu arada. Artık dayanamıyor ve bir gün ağlamaklı gelip anne ben üç harflileri çağırmayı biliyorum nasıl çağırıyorsun annem ayakta üç kere çağırıyorum ya da üç şeyi yan yana getirince böyle bişi yok gelmez onlar ama anlamıyor. Baba konuşuyor yok. Babaannede , dede konuşuyor yok. Çalıştığım kurumda yetişkin psikolog vardı onu getirdim. Ayrıca küçük bir ama devlet hastanesine ergen çocuk Psikiyatri varmış onada götürdüm. Okuldaki öncelikle korkularına odaklandı. Çocuk çok korkutulmuş. Kandırılmış dedi. Bu olaylar olurken notlarda da düşme var birde bunun için ağlıyor. Çünkü odaklanamadığını söylüyor. Gittiğimiz psikiyatri ilaç vereceğini söylemiş kızıma böyle devam edersen demiş. Ama sert bir doktor sevmedik sakinleştirmedi. Arkadaşıının babasını konuyu açtık sonra kız geldi ecem banada arkadaşlarım çorapla kağıttaki notlarda şaka yapmışlar ama ben sana söylemey unuttum felan dedi özür diledi ertesi gün geldi saban anne şimdi iyim ama ben şimdi ne düşüneceğim dedi. Ben baktım baktım baktım. Derslerinin düşün annem dedim. Daha büyük bir ilde doktora gittik ılımlı hoş bir bayan oda teşhis şu demeden 25 mg ilaç verdi en azından bir rahatlasın dedi ama bu sefer gerçekken farklı şeyler olmaya başladı.


Kızım içinden Allah benim kaderimi başkasına yazsın (bir ablasından duymuş) hasta birine yazsın. Allah kardeşimin Allah belasını versin. Allah var mı yok mu Allah mı üç harflileri yarattı yoksa üç harflilermi Allahı yarattı. Allah nasıl var oldu. allaha içimden küfür etmek geliyor (HAŞA) hemen töbe ediyorum ama aklımdan da çıkmıyor diyor. Sürekli Allah korusun deyip içinden korumasın keşke düşse falan diyormuş. Ya da elinden biri bir şey alınca onlarda benim gibi olacak diye korkuyorum diyor. İçinde geçmeyen bir sıkıntı var ve ağlayarak iyi olduğunu söylüyor.

Şuan Ankara’da bir Profesör bulduk ona götüreceğiz ama bence dini takıntıları var. Sınav kaygısı da var.

Buraya yazmamdaki sebep başına böyle şeyler gelen var mı. Tedavisi ilaç ve uzun uzun süren bir ilaç ama geçecek mi bunları unutacak mı. Hep böyle olursa nasıl dayanacak. Ömğr nasıl geçecek. Ya kendine bir şey yaparsa.Nasıl davranacağım bilmiyorum sadece bana anlatıyor birazda babaanneye anlatıyor.

Kardeş kıskançlığı değil. Tamam biraz daha ilgi göstermeye başladım küçük tamamen babaannede resmen buna da çok üzülüyorum. Doyamadım ona da. Hiç kızmadık hiç hep güzel güzel konuştuk. Çok uslu bir bebekti çok aklı başında konuşurdu. Kızılacak bir çocuk değil.

İşte bakmakla korumakla olmuyormuş. Düşmesin diye peşinde dolaşıyorsun ama arkadaşlarıyla ne konuşuyor. İç dünyası ne bilmiyorum bilemedim fark edemedim. Bir anne yavrusunun sıkıntısını fark edemez mi ya ben nasıl edemedim.

Uzun oldu ama umarım yol gösteren birileri olur.


Not: konunun yeri belki bura değil ama belki fikir veren olur diye buraya açtım
Benimde erkek kardeşim 9 yaşından beri okb hastası bana göre bu hastalik herşeyi tam yapmaya çalışmak tam yapamayınca da kafayi yemek bende bir ara böyleydim
Mesela abdest alır bu olmadi yanlis aldım kesin bir yeri unuttum deyip sırılsıklam hasta olurdum tam 4 yıl boyleydim doktira gidemedim ama yakın arkadaslarim sayesinde değiştim çok şükür
Şimdi de kardeşim böyle namaz kılar abdest alır ve hiç birini beğenmez birde temizlik takıntısı var bu hastalik yüzünden iki sene arkadassiz yaşadı bizden bile uzak durdu.
Sobra devlet hastanesinden randevu aldım bir bayan pedagog yardimci oldu konusup ilaç verdi o ilaç lar ve konuşmadan sonra daha sosyal ve normal olmaya basladi agladm ben o haline
Eğer ben demeseydim ailem hastaneye bile goturmeyecekti
Uzun uzun kendimden bahsettim ozur dilerim ama şu an daha iyiyiz.
sizde sabredin sonuç bulacaktır
Küçücük bir kızın bu tür şeylerle korkması cço üzücü inşallah tez zamanda düzelir....
 
kendi adıma çok mutlu ve huzurluyum.
sınanmalar, "neden"ler, adaletsizlikler üzerine kafa yormalar, "madem kötü bir insan olacaktı, onu neden yarattın"lar, cinler, periler, zebaniler, karanlıkta izleyenler, her an beni gören melek vs ruhani şeyler benim hayatımda nerdeyse 20 yıldır yoklar. acaba mı dediğim an bile tüylerim ürperiyor...
Aha da ayni ben :)
Bende cok huzurlu ve mutluyum
Buyuk konfor
 
X