Arka planda bir miktar eziyet tabi, bak konusunu bile açmışım vaktinde:
Sosyal pıtırcık oğlum ve endişeli annesi ben
Merhaba hanımlar, nasılsınız? İyisiniz umarım. Dünkü son gezmemizle birlikte kafamı kurcalayan bir konuyu açmak istedim sizlere. Çocuğu benzer huylardan geçmiş olan annelerden yorum alabilirsem, sevineceğim. Şimdi hanımlar kafama takılan şu ki, bebekliğinden beri kucak kucak gezmemesine...www.kadinlarkulubu.com
Ama yani ne bilim, klasik çocukluk dönemi hırçınlıkları olacak, olmazsa nereden anlayacağız ki çocuk olduklarını? :)
Bende de 3 tane alfa varMerhaba K Kazen . Kuşaklar arası farklılıklara çok ilgi duyan, araştıran ve takip eden biri olarak; 2013 ve sonrasında doğanların “Alfa Kuşağı” olarak adlandırıldığını da hatırlatmak istedim. 2013 ve sonrasını ayrı değerlendirmek gerekiyor. Onların dünyası ve sistemi yetişkin olduklarında şu an ki Z’lerden de farklı olacak. Tamamen robotik çağın çocukları olarak değerlendiriliyorlar.
Dediğine katılıyorum, geç kalmadan toparlama dönemindeyim. Inatlasmayi hiç sevmiyor cidden. Lafftan da anliyor güzellikle. Ama dediğin gibi ben çocuk olduğunu unutuyorum hep. Kendime göre hareket edeyim o vakit yoksa haklisin ben de çok asi bir genclikbgecirdim. Ama hep itirazlardan yasaklardan. Geç kalmadığına inanıyorum. Sağ ol. Oyu geldi yazdıkların hatta tokat gibi.Full yasak her zaman cezbeder; benim gözlemlediğim çocuğu ihtiyacı doğrultusunda doyuracak, merakına aç bırakmayacaksın ama zevkini kontrol edemeyeceği için elbette buna sınır getirmen gerekecek; bunu da yine çocuğun karakterine göre getireceksin. Kendinden pay biç, senin her günün bir mi? Sürekli aynı düzende kalabilir misin, sıkılmaz mısın? Her gün aynı saatte mi uykuya dalar, aynı saatte aynı miktar mı yersin? Bazen hiçbir şey yemek istemediğin, abur cuburla öğün geçirmek istediğin zamanın olmaz mı? Bazen canın sıkkınsa tembellik yapasın gelmez mi? Değişirsin sürekli değil mi? Çocuklar da bizim minyatürümüz işte, neden onlardan askeri nizam bekliyoruz? Neden her günlerini aynı düzene uyarak tamamlamalarını umuyoruz?
Hem yaşlarına göre değişecekler, hem de modları ruh halleri stabil kalmayacak.
Benim işim şu an kolay farkındayım, 3 yaşında oğlum; saatli yemeğini yer, saatli uyur ama enerjik gününde oluyor bazen öğle uykusu istemiyor, zorla uyutayım mı? Çocuk o gün uyku modunda değil işte, illa o bir iki saati kavga dövüş uyutma çabası ile mi geçireyim? Salıveriyorum, uyuyasın yok demek, uyuma çocuğum diyorum; ama akşamki uyku kuralını çiğnetmiyorum, sınırı var. Ama serbestliği de içinde barındırıyor; yemek içmek konusunda da böyle, kendini yere atıp tepinip tutturacağı dönemde, marketten çocuk için hiçbir şey almadan, sorunsuz niye çıkabiliyorum ben? Çünkü çocuk markette gördüklerine tok, yalvartmadan sürpriz yapar veririm, istemeden, isteyip ağlayıp elde etme döngüsüne sokmadan. Evde abur cubur dolabımız var, o dolabı kontrollü kullanır, 3 günde bir bir çikolata alır içinden atıyorum. Evimizde marketimiz var yani, dışarıdaki umuru değil... Ben böyle bir yöntem geliştirdim çünkü çocuk benim çocuk, kendi bebekliğimdeki hislerime kadar hatırlayan bir hafızam var, kendimi yerine koyuyorum oğlumun, eh karakterlerimiz de bir miktar benziyorsa bu yöntem tutar diyorum, bakıyorum tutuyor.
Daha farklı bir karakterde ilerlese belki tutmazdı, ne yapacağımı ben de şaşardım; bulmaca çözmek gibi işte.
Gözümden yüzümden duygumu alıyor, ben de alırdım, hafife alındığım, saygısızlık duyumsadığım, çocuğum diye kandırılmaya çalışıldığımı fark ettiğimde ona göre inatlaşmayı tercih ederdim; bunu safi cümlelerden değil yüzden vücut dilinden alırdım annemin. E çocuğum da benziyor bu konuda bana; oturup büyük adam gibi gözümü yüzümü onu rahatsız edecek kadar üzerine dikmeden ya da kaçırmadan kendimce içgüdüsel ayarlayıp konuşuyorum, sorun çıkarmıyor, "Tamam anne" diyor. Bunun tesadüf olduğuna inanmıyorum, demek ki biz doğru iletişimi yakalayabilmişiz karakterlerimizin ihtiyacına göre, umarım böyle de gider. Ergenliğinde de çok zorlanacağımı zannetmiyorum çünkü kabus gibi bir ergenlik yaşadım ve tüm o duygu çalkalantılarımı "Üff anne" deyip başımdan kovaladığım zamanları vb. her şeyi hatırlıyorum, sebepleri ile.
Bak mesela ""Yedirmesi" demişsin, neden hala bir "Yedirme" telaşı? Çocuk seni okur, için için okur yani, senin endişeni peşinde koşmanı daha çok aldıkça da bunu kullanır suistimal eder. Hep denge lazım. Böyle bilmiş bilmiş konuşuyorum rahatsız etmesin lütfen, basit görmüyorum, herkesin çabasına, yöntemine saygı duyuyorum çünkü çocuğumuz için hepimiz en iyisini istiyoruz. Ama işte, bir kimya lab.ında yeni madde keşfeder gibi keşfetmek lazım, patlayabilir içine şundan daha az kat, rengi şu madde ile etkileşince değişti not al demek ki şu özellikte vb. ... Çözeceksiniz elinizden geldiğince.
Burada LOL oyununa saydırmışlar mesela, e o çocuğun ilgi alanı LOL. Almıyor mu babasının annesinin bakışından, ses tonundan o oyunu küçümsediklerini? Çocuğunun oyununu küçümsemek = Çocuğunun zevkine hakaret, çocuk da bunu ya alaya alacak ya seni alanından uzaklaştıracak "Ne anlarsın?" çekecek, inadına arttıracak vb. savunma mekanizmalarını tetiklemeye gerek yok yani. :)
Bende de 2 tane var o modelden
Biri 2000 diğeri 2010 ♡
Yazilanları okurken aaaa aynısı bende de var diyip diyip durdum
Özellikle büyük kızım sağ olsun etrafindakilere göre çok daha cins
Tamam doğduğundan beri aman evladım dürüst olsun, aman fikrini açıkça belirtsin diyorduk ama şimdi tahammulsuz, sabirsiz, dürüstlüğün cilkini çıkarmış ve çoğu zaman da anlasilmadigi zaman asabilesen biri çıktı ortaya
Çoğu zaman ders çalışmanın harici saatlerce sadece kulaklığı takip laptobdan müzik dinler yada yabancı diZi izler( oyun ve facebook tarzı şeyler ona boş geliyor )
Kendine ters gelen bir şey olduğunda hiç bıkmadan dakikalarca tartisabilir
Hatta benle niye bukadar sabirlisin diye bile tartismisligimiz varNeymiş bana yanlış yapanlara karşı niye sesimi cikarmiyormusum kızım evet yanlış yapıyorlar ama ben aynı şekilde karşılık verirsem ne farkım kalır onlardan diyorum kızıyor kusura bakma aynısını sen bana yapsan tanımam seni diye
Sebze ağzına sürmez, spor mu ne gerek var ( sadece bir ara okculuga gidiyordu hatta belediye takımına da alindi ama sonra ondan da vazgeçti )
Çok fazla kalabalığı sevmez hatta ilk tanıştığında birinden hoşlanmayan öldür sevdiremezsin çokta belli eder
Denizi güneşi sevmez hatta inanılmaz ama kız çocuğu olduğu halde alışverişten bile nefret eder
He Son modelim de onun yumusatilmis versiyonuoda sirnasarak istediğini elde edenlerden gezme ve alışveriş delisi
Ona henüz sinir koyabiliyorum sosyal medya konusunda ( yoksa onuda biraksam bütün gün videolar izler youtube'da )
Gerci ablasının şerrinden de korkaronunki dediğimi yap yaptığımı yapma gibi oluyor ama neyse
Hellöğ kuşaktaşım :))
Yo, bu genellemeye katılmıyorum; bizim dönem en çeşitli karakterleri yaratan, ortak noktaları daha blur bir
dönem; bak sen sofraya çağırıldığında atarinin kapanacağını düşündüğün bir kontrol ve karakterde çocukmuşsun, beni o atarinin başından oyunu tamamlamadan kaldıramazlardı çünkü bu da benim karakterimdi. "Bittikten sonra ben yerim" derdim ve alanıma müdahale ettirmezdim, olay çıkarırdım. Oyunumu yarıda bölecek adaptör çekme olaylarını da yaşadık hatta, klasiktir adaptör çekilir senin oyun hiç olurPc başından kalkmazsın, fişine asılınır öylece kalırsın; en dayanılmaz noktada annem bunu yapardı ve ben daha inatlaşırdım oyunumu kaybetmenin öfkesi ile. Belki de şimdiki zamanın çocuklarının bana uzaylı gibi gelmemesi, çok normal bulmam ve kolay iletişimde kalabilmem bu yüzdendir çünkü benziyorlar benim çocukluk ve ergenliğime.
Anne-babalarda iş, yaş yaş sınırlı ve kontrollü götürecekler, insan içine karıştıracaklar, çocuğun alanını çözerek ve karakterini anlayarak. Tabi ki her çağın genel olarak çocuklar üzerine etkisi olacak ve onları ortak bir paydada toplayacak ama her zaman üzerine basarak söylerim çocuklu konularda denk geldikçe "Her çocuk şahsına özel, bu yüzden yöntemleri de onlara özel olmak zorunda"
Ergenliğimde misal, beni hiçbir bayram selamlaşmasında göremezdin, ortadan kaybolur odama kapanırdım, el öpmekten oldum olası nefret ederim çünkü, hani "Nerede o eski gençler ah bu gençlik nereye gidiyor" deniliyor ya bu zamanda bazen, ben eski gençlerdenim işte, cinsin cinsiydim, hala daha cenazelerden de kaçarım çünkü elim ayağıma dolaşır, nasıl teselli vereceğimi bilemem. Zor mu "Başınız sağ olsun, Allah cennette kavuştursun, emir Allah'ın" demek, değil, bilmiyor muyum biliyorum ama duygusal olarak o zorlanmayı tercih etmiyorum ki bu çağda da çocuklar bilmiyor değil, duygusal zorlama-yüz yüze hata istemiyor, tercih etmiyor ve bunu içgüdüsel yapıyorlar, ekranın ardında kalmak onlar için korunaklı bölge. Onları fıtratlarının gidişine göre ehlileştirecek olanlar da biz anne-babalarız.
Bak şöyle bir araştırma yapmışlar "Yeni nesil para üstü hesabını çabuk yapamıyor" diye, bunu ülkemizde röportajlarla da desteklemişler. Atıyorum soruyor muhabir 58.5 liralık bir gomlek almak için 70 lira verdim, kaç lira para üstü alacağım diye, 15 yaşındaki çocuk kırk saat düşündü doğru cevabı da veremedi, sonra daha düşünüp doğru cevabı verdi. Ben soru sorulduğu an hesapladım misal, sen de öyle muhtemelen ama biz nakit para ile alış verişi çok yaşadık, para değişimini de gördük, bu çocuklar ise ellerine kredi kartı ile doğdular :) nakit alış veriş neredeyse kalmadı. Elbette beyinleri farklı işleyecek, o çocuğa nakit para ile alış veriş yaptırmayan ebeveyne bakacaksın işte.
Ya ben hiç zor bir nesil olarak görmüyorum ya, sadece ilgi alanları değişti bu çocukların ve onları keşfedip oralardan yakalayacaksın, henüz 8-10 yaş çocuk yetiştirme tecrübem yok, havadan konuşmak kolay bana ama çevremde gördüklerimi söylüyorum.
10 ve 12 yaşlarında dayımın çocukları var, biri domatesin kabuğu, elmanın beneği her şeyiyle yemek seçen, pubg oyunu yaşına uygun olmadığı halde oynayan ve bu alanda sınırlı serbestliği karakterine göre kendisine tanınan, hiçbir sosyal mecrada profili olmayan, resim ve fotoğraf konusunda çok başarılı, estetik algısı çok yüksek bir çocuk, evine gelene selam bile vermez, annesi uyarır öyle ancak. Diğeri, asla yemek seçmeyen ve favori yiyecekleri zeytinyağlılar olan, tüm çocukluğunu flashgameler oynayarak geçirmiş şu an da instagram vb profilleri olup aktif takip eden, okulun bir spor takımında madalya kazanmış, hareketli, girişken, evlerine gelene sıcacık yaklaşıp "Hoş geldiniz" diyebilen, Türk kahvesi pişiren bir çocuk.
E aynı kuşak, aynı ev, aynı teknoloji, aynı anne baba? Fark niçin? :)
Daha kuzen çocuklarından örnekler verebilirim bizim sülalede kuzen de çocuk da bol. Bir kuzenim pc programcı kendi şirketi var, eşi çocuk gelişimci. Çocukları inanılmaz hareketli, inanılmaz... 8 yaşında ve teknoloji yasaklı. İlginçtir ki annesi de babası da ekranlardan uzak tutacakları en maksimum mertebe uzak tutuyorlar, bebekliginden beri annesi ile etkinlikler yapar, annesi öğretmeni oldu. Ama çocuk hırçın, çok hırçın. Nerede nasıl davranacağını kestiremiyor, birinin elinde telefon görse kıyın kıyın ona yaklaşıyor filan.
9 yaşlarında diğer kuzenimin çocuğu var, anne baba sağlıkçı, doktor ve hemşire. Çocukla pek ilgilenmediler diyebilirim bakıcı elinde, tablet telefon yaldır yaldır büyüdü. Çocuk okulunun folklor grubunda madalyalı, yine sıcacık bir çocuk dayımın çocuğu gibi gördüğü yerde selam verir halimi hatırımı sorar, benim oğlanı da sorar hatta, annem gibi muhabbete girer benle.
E hani teknoloji çağı arsız çocuk?
Çok parametre var özetle. Karakterine göre davranmak lazım, elimizden geldiğince.
Çok güzel yerlere gelecek bu çocuklar doğru yönlendirme ile.
Hangi uzmanı dinleyeceğimizi şaşırdık.
Ben çocukken 3 arkadaş sokakta oynar gelirdik acıkınca ve annelerden müsait olan birşey verirdi elimize ne hazırlamışsa onu yerdik, ben bunu yemem diyen olmazdı.
Benimde oglum 13 yasinda derslerde gayet basarili. Sizinkiyle bircok yonden benzer. Sosyal becerileri yetersiz. Kucukken cok hareketli bir cocuk olmasina ragmen simdi cok tembel. Havuzlu bir sitede oturuyoruz ama 2 yildir havuza sokamiyoruz islanmayi sevmiyorum diyor. Bazen bisiklet sürüyor yada kendinden kucuk cocuklarla futbol oynuyor. Kendi yasitlariyla iliskisi daha zayif
yemek konusunda yemeyecegimi düşündüğüm şeyi ben de tatmam. bu huy sanırım. ama siz ayda bir sucuk yiyebiliyomussunuz insanda bi merak heves olur heyecanla bekler. çünkü elinin altında değil. o çocuk baba sucuk dese onune envai çeşit sucuk koyabilecek bi babaya sahip. veya peynir ulaşılamaz degil onun için. o yüzden de ihtiyaç duymuyodur denemeye tatmaya. biliyodur istese önüne kahvaltici serilir.
siz yazdikca sürekli kıyaslamalar içinde bi baba gördüm
Ekmeğin üzerine salça sürülür onu yerdik. Şimdi arada canım çektimi kendime yapıyorum, adama soruyorum
- salçalı ekmek yer misin ?
- baba sen iyi misin ? Salçalı ekmek yenir mi ?
O anda işte burnundan sokasım geliyor salçayı, ketçap yiyorsun da diyemiyorum zira o tür ambalaja girmiş ürünler ile de arası yok !
Tamam da bizim canımız yok mu ? Tamam kendime aldım, biz yaşayamadık ki çocukluğumuzu, yoktu ki böyle uçan kaçan şeyler. Evde 4 vitrinde bana özel klasik arabaların koleksiyonu, 1 adet drone(hemde en gelişmişinden) var. Daha sayamayacağım niceleri. Tamam kendime almış olabilirim ama ulen velet bir merak et te al eline, kır dök nerdeeee ?
Sosyalleşme konusunda Allahtan iyi durumdayız, sebebi de satranç diye düşünüyorum, zira elini uzatıp maç çncesi başarılar dilemesi, maç bitince birbirlerini tebrik etmeleri vs çok katkısı oldu satrancın bize.
Hatta burada yan otelde yeni evli bir çift gelmişti balayına. Bizim ki izlemek izin izin alıp yanlarına oturdu. 10 dakika sonra oraya uğradığımda damada sen bu işi bilmiyorsun eşin daha iyi oynuyor dedi. kıza da maç yapalım teklifi sundu. Sana mı kaldı len kimin daha iyi oynadığı adam balayında eşine jest yapıyor belki...
Bu arada bir mesaj daha vardı kaçırdım kimin yazdığını ama şunu anlamıştım ; neden notları denetimde kullanıyorsunuz diye.
Bu konuda fikrimi daha önce yazmıştım tekrar yazayım. Ders notları asla birinci derece etken değil desem yalan olur. Fakat her çocuğun okuması zorunlu değil. Bunu da hep savunurum.
Benle balığa gelir, balık yakalarsak süper ama yakalayamaz isek hemen gelir sorusu ne zaman döneceğiz ? kahveye de gelir benle ama satranç oynayacak biri yoksa baba artık dönelim.
ama ben de bilmem mesela salçalı ekmek falan hiç yemedim hayatim boyunca. o yüzden de garip gelmiştir denemedim. is yerinde 25 yaşından sonra salçalı tost olduğunu görünce hayret etmistim.
ymek konusunda ki endişelerim, onu yemedi bun uyemedi değil (sizböyle bir cümle kurmamışsınız ama bunu da açıklamak istedim b usebeple alıntıladım yazınızı. Ya savunma sisteminde bu kötü beslenme ile sorun olursa kaygıları.
Adama otursunda sağlıklı sağlıklı brokoli yesin demiyorum ama kuru fasülye soğanın da tadını bilsin.
Allahtan balıkla arası iyi onda da beyefendiye özel fileto çıkartıyorum, sonra tek tek cımbızla kılçıklarını alıyorum.
:)
Sizi kıskanıyorEkmeğin üzerine salça sürülür onu yerdik. Şimdi arada canım çektimi kendime yapıyorum, adama soruyorum
- salçalı ekmek yer misin ?
- baba sen iyi misin ? Salçalı ekmek yenir mi ?
O anda işte burnundan sokasım geliyor salçayı, ketçap yiyorsun da diyemiyorum zira o tür ambalaja girmiş ürünler ile de arası yok !
Tamam da bizim canımız yok mu ? Tamam kendime aldım, biz yaşayamadık ki çocukluğumuzu, yoktu ki böyle uçan kaçan şeyler. Evde 4 vitrinde bana özel klasik arabaların koleksiyonu, 1 adet drone(hemde en gelişmişinden) var. Daha sayamayacağım niceleri. Tamam kendime almış olabilirim ama ulen velet bir merak et te al eline, kır dök nerdeeee ?
Sosyalleşme konusunda Allahtan iyi durumdayız, sebebi de satranç diye düşünüyorum, zira elini uzatıp maç çncesi başarılar dilemesi, maç bitince birbirlerini tebrik etmeleri vs çok katkısı oldu satrancın bize.
Hatta burada yan otelde yeni evli bir çift gelmişti balayına. Bizim ki izlemek izin izin alıp yanlarına oturdu. 10 dakika sonra oraya uğradığımda damada sen bu işi bilmiyorsun eşin daha iyi oynuyor dedi. kıza da maç yapalım teklifi sundu. Sana mı kaldı len kimin daha iyi oynadığı adam balayında eşine jest yapıyor belki...
Bu arada bir mesaj daha vardı kaçırdım kimin yazdığını ama şunu anlamıştım ; neden notları denetimde kullanıyorsunuz diye.
Bu konuda fikrimi daha önce yazmıştım tekrar yazayım. Ders notları asla birinci derece etken değil desem yalan olur. Fakat her çocuğun okuması zorunlu değil. Bunu da hep savunurum.
Benle balığa gelir, balık yakalarsak süper ama yakalayamaz isek hemen gelir sorusu ne zaman döneceğiz ? kahveye de gelir benle ama satranç oynayacak biri yoksa baba artık dönelim.
Kac kere yerden yumurta temizledim bir bilseniz
Her seferinde basarili olamiyor maalesef , gerci ona biraksam kendisi temizleyecek , her halti kendisi yapacak , bir ev supurmesi var benden guzel supuruyor
bu arada çok iyi bi babasiniz kazen :)