Bu kısma tam katilmiyorum, çok fazla yabancıyla haşır neşirim, çoğu gerçekten de Türkiye'yi çok seviyorlar,benimsiyorlar. Daha şimdi bile beş sene önce tanıştığım bir ispanyol arkadaşım karısıyla bir ayligina geldi, çocuk geçen beş senede Türkçe öğrenmiş, sırf gelince konuşmak için (yanında Fono sozlukle geziyor). O kadar mutlu ki tekrar döndüğü için. Eski sevgilim de Rustu, tabii fransaya gidecek vizesi yok ama asya ülkelerini falan gezebilecek bütçesi vardı. Yine de her tatil zamanı türkiyeye de gelmek için plan yapardı (ben buradayım diye de olabilir tabii biraz), bayilirdi türk yemeklerine, özellikle taze meyvelere. son tatilimizde yanlış hatirlamiyorsam bir haftada 7 kilo almıştı.
Bir kiz arkadaşım var, Faslı ama pandemiye kadar İngiltere'de çalışıyordu, on yıllık shengeni de var. Ama her sene iki kere Türkiye'ye gelir. Bir gelişinde doğuyu gezer otostopla,bir gelisinde karadenizi. Öyle seviyor ki ,resmen sıla hasreti çekiyor Türkiye'ye karşı. Adana sayfalarını bile takip ediyor,daha geçen gün bana bir video göndermiş, Adana'nın kurtuluşunun yüzüncü yılı için dev Türk bayraklı yürüyüş yapmışlar. Keşke orada olsam,diye bana gönderdi
Böyle çok insan var çevremde. Tabii ki ucuz diye de tercih listesindedir ama Türkiye'nin büyülü bir tarafı da var.
Ben boş zamanlarımda gönüllü olarak turist gezdiriyorum. Çok seviyorum mesela Süleymaniyede bir tepeden manzaraya ilk baktiklari zamanki yüz ifadesini...'iyi burayı da gezdik gördük'den ziyade bir 'wooooaaawww' ifadesi oluyor genelde:)
Bu arada ben de seyehat etmeyi çok severim, yirmiden çok ülke gezmisimdir, standartlarım çok düşük olduğu için her yeri de çok beğenmişimdir :) ama 'bir ömür burada yaşamak istiyorum' dediğim yer bir Prag,bir Venedik, bir İstanbul (tabii ki yönetim biçiminden bağımsız,şehrin ruhu olarak)