• Merhaba, Kadınlar Kulübü'ne ÜCRETSİZ üye olarak yorumlar ile katkıda bulunabilir veya aklınıza takılan soruları sorabilirsiniz.

Yurt dışına gidenler hangi yolla gittiniz ?

İyi de,Türkiye'de de artık komşuluk,akrabalık diye birşey kalmadı.Aynı apartmanda oturan insanlar birbirini tanımıyor.
Katılıyorum. Bizde de insanlar korkudan kolay kolay kaynasmiyor artık. İş yerindeki arkadaşların ile takilsan desen onu da yapamıyorsun çünkü isyeri arkadaşlığını isyerinde bırakmak istiyorsun genelde. Aile desen çoğumuz uzaktayız belki çoğu insan yılda bir-iki görüyordur. Komşuluk zaten kalmadı. Görüyoruz herkes akrabasından uzak duruyor.
Yorumlara şaşırdım doğrusu hele her yer böyle diyenlere. Oraların insanı da soyle böyle diyenlere.
 
Linkedin ben kullanmıyorum bile
Orada da k… net gibi ilan çıkıp o şekilde mi basvuru oluyor ?
Tabiki her ülkenin popüler iş siteleri var. Mesela Glassdoor gibi genel siteler de var. Ama belli bir ülke kısıtınız yok ise ve yerel dil yerine İngilizce iş ilanı arıyorsanız adresiniz linkedin ne yazık ki.
 
Ne yazık ki katılıyorum.
2 çift laf edilemeyen içe dönük insanlar, saat 3te kararan hava, sürekli yağmur, hiç güzel olmayan yemekler ...Pahalı yemekler de iyi değil, ucuz yemek de pahalı yemek de aynı şekilde tatsız. Ben güneş ve yemek için dönüyorum.
Dönüp ne yapacaksın missss
 
Yabanci dilim olsaydi yurt disi ogretmenlik sinaviyla gidecektim ama o da yok valla dil ogrenip gitsem
 
Bence cennet diye değil onlar için bedavadan azıcık pahalı diye geliyorlar. Denizde güney fransa da şahane, yunan adaları da. Ama euro geçerli. Buraya gelince paraları on kat değerleniyor. Romantizm yapıyoruz ama alakası yok bence.
Bak geçen sene abim kaşta villa kiraladı. Geceliği ona 70 euroken bize 1000 dediler. Bir de yabancıya daha ucuz da fiyat biçtiler. O paraya abim ab ülkesine gitse anca hostelde kalırdı😆😆
Tamamen denizi olan bedavadan pahalı bir ülke olmamız etkili.
Datçada mesela pazar kurulunca tüm yunanistan geliyor. Gelir tabii daha güzel olduğumuzdan değiş onlara bedava olmamızdan kaynaklanıyor.
Bu kısma tam katilmiyorum, çok fazla yabancıyla haşır neşirim, çoğu gerçekten de Türkiye'yi çok seviyorlar,benimsiyorlar. Daha şimdi bile beş sene önce tanıştığım bir ispanyol arkadaşım karısıyla bir ayligina geldi, çocuk geçen beş senede Türkçe öğrenmiş, sırf gelince konuşmak için (yanında Fono sozlukle geziyor). O kadar mutlu ki tekrar döndüğü için. Eski sevgilim de Rustu, tabii fransaya gidecek vizesi yok ama asya ülkelerini falan gezebilecek bütçesi vardı. Yine de her tatil zamanı türkiyeye de gelmek için plan yapardı (ben buradayım diye de olabilir tabii biraz), bayilirdi türk yemeklerine, özellikle taze meyvelere. son tatilimizde yanlış hatirlamiyorsam bir haftada 7 kilo almıştı.
Bir kiz arkadaşım var, Faslı ama pandemiye kadar İngiltere'de çalışıyordu, on yıllık shengeni de var. Ama her sene iki kere Türkiye'ye gelir. Bir gelişinde doğuyu gezer otostopla,bir gelisinde karadenizi. Öyle seviyor ki ,resmen sıla hasreti çekiyor Türkiye'ye karşı. Adana sayfalarını bile takip ediyor,daha geçen gün bana bir video göndermiş, Adana'nın kurtuluşunun yüzüncü yılı için dev Türk bayraklı yürüyüş yapmışlar. Keşke orada olsam,diye bana gönderdi🙈
Böyle çok insan var çevremde. Tabii ki ucuz diye de tercih listesindedir ama Türkiye'nin büyülü bir tarafı da var.
Ben boş zamanlarımda gönüllü olarak turist gezdiriyorum. Çok seviyorum mesela Süleymaniyede bir tepeden manzaraya ilk baktiklari zamanki yüz ifadesini...'iyi burayı da gezdik gördük'den ziyade bir 'wooooaaawww' ifadesi oluyor genelde:)
Bu arada ben de seyehat etmeyi çok severim, yirmiden çok ülke gezmisimdir, standartlarım çok düşük olduğu için her yeri de çok beğenmişimdir :) ama 'bir ömür burada yaşamak istiyorum' dediğim yer bir Prag,bir Venedik, bir İstanbul (tabii ki yönetim biçiminden bağımsız,şehrin ruhu olarak)
 
Durumunuz iyiyse ülkeden gitmeye gerek yok ya bence. Fazla abartılıyor, sanki ülkede herkes kaçmayı istemek zorundaymış gibi davranıyorlar 😂

Mesela ben İstanbul'da her gün toplu taşımayla muhatap oluyorum, toplu taşımanın da en kötülerine (metrobüs, tramvay) binince hayat çok zor oluyor. Sadece yeme-içme, faturaları ödeme için yurtdışına gitmek değil aslında mesele. Ülkenin genelinde var ama özellikle İstanbul'da insanlar çok kaba ve saygısız, tacize uğramadığım gün olmuyor. Tramvay aşırı kötü gerçekten sırf tramvay kullanmamak için metrobüs+metro+metro yapıyorum okula giderken :KK70:

İzmir'de kalan arkadaşlarım 'ohh istanbula gittin boğaz, konser vs' falan diyor ama ben Avcılar'da yaşıyorum bir şeylerin tadını çıkarmak çok zor. Tabii param olsaydı Caddebostan'da yaşardım, belli yerlerde takılırdım avm istiyorsam zorluya giderdim hahahwsxd

Şartlarım böyle olsaydı İstanbul'dan gitmeyi hiç düşünmezdim ama normal bir vatandaş ev kirası+fatura+yeme-içme+araba gibi şeyler karşılayamıyor. Ülkenin güzelliklerini göremeyip sadece kötü şeylerle muhatap olunca iyimser de olamıyorsun.
Boğaz konser neredeymiş
İstwnbul eskisi kadar işlek değil
Yılbaşında bile kapalıydı çoğu yer
Kimsede neşe ve para yok
 
Herşey pahali diyen cahil güruh burda devletten geçinip çocuk parasi yiyip çalışmayıp tr ye gelince döviz bozdurup gotundeki dona kadar orda satin alip avrupaya getirenler. 5 centin hesabini yapanlar görüyorum abla 🙄

Alim gücü var herkes ayni seyi yiyip icip giyebiliyor evet enflasyon burda da artti ama herkesin hayat standartlarinda bi degisim yok alan yine aliyo yine giyiyo yine iciyo yiyo.

herşeyi toz pembe gören at gozlugu takan bazi yurdum insanina da lafim yok artk cellatlarina aşık onlar.
Sende yurt dışındasın ne demek istediğimi sen açıkladın zaten,orada insanca yaşıyoruz diyenler zaten fazla.
Ama aksini iddia edenlerde yok değil zaten,bir acındırma durumları var nedense dön ülkene o zaman diyorlar neden döneyim diyor.
Sonrada vatan millet edebiyatı yapmasınlar.
 
Ciddi anlamda düşünüyorsanız Almanya'yı eleyin. Orada çok fazla akrabam var.

Hele bir tane eşimin yeğeni oraya gelin gitti. Kayınvalidesi ile birlikte oturuyordu. Ayrı eve çıkmak istediler. Ama alman hükümeti buna hemen izin vermiyor gerekçelerinin sağlam olması gerekiyor. Ve yetkili birinin karşısında kocası "eşimle annem anlaşamıyor sürekli kavga ediyorlar diyerek" ağlamış. Eşimin yeğeni bunu bize anlatırken gülme krizine girmişti resmen orada ağlamayan ayrı eve çıkamaz demişti...

Ve orada ev almak imkansız gibi bişey. İsmini yazdırıyormuşsun aynı buradaki TOKİ gibi düşünün artık ne zamana çıkar Allah bilir ...

Eşimin yeğeni Almanya'da çalışıyor ben çalışmasam zor geçiniriz diyor.

Ama şöyle bir cümle kurmuştu geçenlerde orada da geçim zor. Ama ben 5 yıl izin hakkımı kullanmadan burdan istediğim evi alırım demişti.

Ve en son ki geldiğinde orasıda aynı burası gibi orta gelirli kalmadı ya fakirsin yada zengin ortası yok demişti...

Diğer akrabalarım ise amcam. Amcam bekarken gidiyor karısını burdan gelin götürüyor 4 tane kızı var. Ama kızlarından sadece bir tanesinin galerisi var diğerleri sürünüyoruz diyorlar.

Kuzenimin biri de mühendisi İngiltere'ye gitti ordan bir yabancı uyruklu bir kadınla evlendi. Gümüş dükkanı açtı şimdi Türkiye'ye dönecem diyor.
Geçerli meslekleri yoktu anladığım kadarıyla hiç birinin
 
Durumunuz iyiyse ülkeden gitmeye gerek yok ya bence. Fazla abartılıyor, sanki ülkede herkes kaçmayı istemek zorundaymış gibi davranıyorlar 😂

Mesela ben İstanbul'da her gün toplu taşımayla muhatap oluyorum, toplu taşımanın da en kötülerine (metrobüs, tramvay) binince hayat çok zor oluyor. Sadece yeme-içme, faturaları ödeme için yurtdışına gitmek değil aslında mesele. Ülkenin genelinde var ama özellikle İstanbul'da insanlar çok kaba ve saygısız, tacize uğramadığım gün olmuyor. Tramvay aşırı kötü gerçekten sırf tramvay kullanmamak için metrobüs+metro+metro yapıyorum okula giderken :KK70:

İzmir'de kalan arkadaşlarım 'ohh istanbula gittin boğaz, konser vs' falan diyor ama ben Avcılar'da yaşıyorum bir şeylerin tadını çıkarmak çok zor. Tabii param olsaydı Caddebostan'da yaşardım, belli yerlerde takılırdım avm istiyorsam zorluya giderdim hahahwsxd

Şartlarım böyle olsaydı İstanbul'dan gitmeyi hiç düşünmezdim ama normal bir vatandaş ev kirası+fatura+yeme-içme+araba gibi şeyler karşılayamıyor. Ülkenin güzelliklerini göremeyip sadece kötü şeylerle muhatap olunca iyimser de olamıyorsun.

Doğru aslinda. Ben de istanbuldayim boğaz hattindaki semtlerden birinde oturuyorum. Kalabalik disinda buyuk sikayetlerim yok yasadigim yerle ilgili öyle canimiza tak demedi ondan herhalde üstüne düşmüyoruz. Gercekten biksak bir şeyler yapma istegi olurdu. 😬 Ama guzel guzel otururken boyle seyler okuyunca ben mi hata yapiyorum bir panikle herkes kacişiyor, yakinda bir tek biz kalacagiz ulkede gibi geliyor. 😂
 
Ne yazık ki katılıyorum.
2 çift laf edilemeyen içe dönük insanlar, saat 3te kararan hava, sürekli yağmur, hiç güzel olmayan yemekler ...Pahalı yemekler de iyi değil, ucuz yemek de pahalı yemek de aynı şekilde tatsız. Ben güneş ve yemek için dönüyorum.
Ceriiii niye dönüyon bee orada rahat değilmisin yoksa,buranında durumunu biliyorsun zaten..
 
Yurt disindakiler agliyor diyoruzda yani bence aglamak insanimizin dogasinda var.. 20 bin alan sikayet ediyorsa asgari ucret alan olsun gebersin o zaman
Bak buna da katılmıyorum aslında. Zaten kazancına göre bir hayat standardın oluyor.
Yine bir yerde yetirmeye ve o çizgiyi korumak için kaygılanmaya başlıyorsun.
Senelerce çalıştık eşimle, ne zaman ki kendi işimizi kurduk o zaman kazancımızda değişti.
Ona göre bir ev aldım, çocuklarımın eğitimine ona göre yatırım yapıyorum.
Her sene çocukların okul parası bile asgari ücretlinin bir yıllık maaşından fazla.
Şimdi kazancımı bu haldeyken çocuğumu güvenemediğim bir eğitim sisteminin içine hapsetmek cimrilik ve bencillik olur. .
Onun geleceğine yapabileceğim en büyük kötülük hatta.
Olmasa şartlar bu der yine o duruma göre en iyisi için uğraşırsın.

Edineceği meslekleri, ona katacağı donanımları, hayallerine gidecek konuda eğitim desteği, genel kültürleri için hobi kursları derken her ay evine girenle çıkan ucu ucuna diyebilirim.
Birde bu standartları bozmama durumu var. Eşimle geçen plan yapıyoruz. Krediler, okullar derken her aya -20-25 bin eksiyle başlıyoruz zaten.
Ee ekonomiden dolayı iş sahiplerinin durumu ortada zaten, hep elin kulağında yaşıyorsun.
Hatta pandemi sürecinde ayakta kalmak için sektör değiştirmek zorunda kaldık.
Öyle kazancına göre tuzu kuru durumu yok yani.
 
Son çare olarak evlenip gitmek isteyen varsa 26 yaşında Alman kuzenim var onunla tanıştırayım😁
Valla ben benimkinin avukat olması sebebiyle çakıldım kaldım ama artık o da bıktı doktora yapalım diyor. Bazen camdan atasım geliyor kendisini madem gidecektik niye bu kadar bekledik be adam diyerek🤣
 
Son çare olarak evlenip gitmek isteyen varsa 26 yaşında Alman kuzenim var onunla tanıştırayım😁
Valla ben benimkinin avukat olması sebebiyle çakıldım kaldım ama artık o da bıktı doktora yapalım diyor. Bazen camdan atasım geliyor kendisini madem gidecektik niye bu kadar bekledik be adam diyerek🤣
Kizlar bunu değerlendirin çünkü diğer seçenekler baya zorlaştı 🤭🤭
 
Ablacim asgari ucretliyi anlarsin.. ama 20 bin gelirin varsa calismadan yani buna sukredilir bana gore. Belli bi standartta olmasi gerek gelirinin..ama bu kadar geliri olan biri soylenirse gercekten dalga geciyodur
Asgari ücretliden kastettiğim başka bğr şeydi aslında,normalde alınan ücretle değil yaşamak nefes almak bile zor artık.
Marketlerde çıkma denilen sebze ve meyveleri ayrı yere koyup yarı fiatına satıyorlar,pazarda yere dökülenleri topluyor insanlar.
20'de alsan nasıl yaşadığuna bsğlı oda,keyifli yaşarsan oda yetmez ki..
Annesi babası normal memur
Nerden geliyor ki o para öyle.
 
Yazılım mühendisliği mezunu muydunuz ?

Bizde senelerdir aileden uzakta yaşıyoruz o yüzden o sorun olmaz pek

Ve en çok şunu merak ediyorum
Çalışmaya başladığınızda buradaki iş ortamı ile orada fark nasıl ?
Yani özlük hakları açısından soruyorum

Açılın geldim developerım:)

Hem ABD ve hem Alman şirketinde çalışmış biri olarak söyleyeyim, şöyle ki özlük hakkını düşünen kimse tanımıyorum.
Öncelikle Türkiyede gerçekten profesyonel software production yapan şirket bilmiyorum, bu yapıyordur dediğim e-ticaret siteleri var onun dışında burası şahane iş yapıyor dediğim bir şirket yok. Hiçbir planlama yok, agile metodları zaten yok, biri biraz kod koyuyor, öbürü gelip aynı kodu 1 ay sonra bozuyor, sonuç olarak herkes uzun saatler çalışıp pert oluyor ama üretim bir yere varamıyor.
İkinci olarak ben süper çalışıyorum, şahane kariyer fırsatı sunan yer arıyorum derseniz o da yok. Software yapmayı bilen az sayıda insan var onlar da çıkıp gidiyorlar zaten.
Üçüncü olarak yazılımdan bağımsız olarak çoğu işyeri profesyonellikten bihaber. Mobbing, yönetmeyi bilmeyen yöneticiler, işyerinde dedikodu, ayrımcılığın her türü... Kadın-erkek ayrımcılığı da var, şefle/takım lideriyle sigara molasına çıkıp kanka olanlar var, kankaya iyi davranmak var, sevmediğin çalışana kötü davranmak var, o var bu var derken profesyonellik 0. Takım liderinden mobbing görüyorsan şikayet edebileceğin bir üst yönetim yok, çünkü onlar da sevdikleri kanka oldukları adamı şef yapıyor.
Kısacası belki para kazanıyorsun ama çalışma ortamı aşırı stresli. Ya hakkın çiğneniyor, adam kayırılmaya kurban gidip nefret ediyorsun, ya kadın olduğun için ayrımcılığa uğrayıp nefret ediyorsun, ya etnik kökeninle ayrımcılığa uğruyorsun derken şöyle bir ortamda adam gibi kafa boş çalışmak zaten mümkün değil.

Benim çalıştığım her yer çok rekabetçi, çok çok iyi şirketlerdi. Bir kez asla fazla mesai yok, her şey planlı akşam 6ya kadar disiplinli çaılıp 6da çıkıp evinde gidiyorsun. haftasonu çalışma zaten yok, yasalar aykırı zaten. Şirketler yasalara çok saygılı, hakkın neyse mutlaka alıyorsun. Ayrımcılık asla yok, en az 50 tane iş mülakatı yapmışımdır bir kez evli misin bekar mısın çocuğun var mı sorusunu soran olmadı hem profesyonelce değil hem yasaya aykırı zaten.

Ben takım lideriyim, çalıştığım herkese güveniyorum. Bugün hastayım yatıcam ya da evden çalışıcam yazan birine sadece tamam yazarım. Ofisteyken benim patrona cuma günü yoruldum bugün biraz erken çıkıyorum dediğimde adam tamam derdi. Zaten adam gibi çalışıyorum, yorulmuşsam cuma akşamı saat 5te 1 saat sürüye sürüye yapacağım işten kimseye hayır gelmez.

Kısacası 6ya kadar temiz çalışıp paranı alıp gidiyorsun. Tatiline, tazminatına, hastalık iznine saygı var. Kafa rahatken özlük hakkı düşünen tek kişi tanımıyorum, adam gibi yaptığın işe yoğunlaşıyorsun. 100 kez yazdım, Türkiyedeki çalışma ortamında profesyonelliğin Psi yok maaelsef.
 
Son düzenleme:
Back