Bence "muhtaçlık" meselesi fazla manipüle ediliyor. Sürekli "güçlü, bağımsız, kimseye ihtiyacı olmayan, en ufak yanlışında adamı kapı önüne koyacak" bir kadın imajı var anlıyorum fakat kadının erkeğe erkeğin de kadına ihtiyacı olması günden güne küçümsenen bir şey oldu.
Evleniyoruz, evlendiğimiz kişiye hayat arkadaşım, ailem diyoruz. Benim ona maddi manevi fark etmez zaman zaman ihtiyaç duymamdan daha doğal ne olabilir? Günün birinde maddi bir sıkıntım olur koşmak zorunda, hasta olsam ilaçlarımı getirmesini, ilgilenmesini bir çorba yapmasını beklerim eşimden. Hiç de kendimi "zayıf" olarak görmem.
Kimse kimseyi kariyer ya da maddiyat kapısı olarak görmesin. Bu çok ayrı nokta. Fakat neredeyse artık eşinden para almak linç sebebi oldu. Neden ihtiyaç duyuyorsun deniliyor? 7 kat el mi ki eş ihtiyaç duyduğumda maddi-manevi ona koşmayacağım?
Burada konular oluyor, adamlar eşiyle hesabı bölüşüyor, çoğu ekonomik yönden ev arkadaşlığına dönmüş. Neredeyse eve alınan yemeklerin üzerine isimler yazılıp kaldırılacak. Hala "güçlü kadın". Açıkçası çok komik buluyorum.
Ben eğitimi, mesleği, geliri, aile desteği olan bir kadınım ona rağmen eşim benden kısıyorsa, "bana ihtiyacın yok kendin başının çaresine bak" diyorsa benimle işi olmaz.
Her kadın "kendi için" eğitim almalı, meslek sahibi olmalı hele de anne olacaksa, tamamen bağımsız bir b planı olmalı. Ama bu demek değil ki ben eşime "ihtiyaç duymayacağım" bu beni ezik ve zayıf yapar.
Artık erkekler çalışan kadın istiyor kısmı da tam bir safsata benim için. O erkeklerin yüzde 90'ı kendi ailesiyle gelinin maaşı üzerine planlar kuruyorlar, burada 3 örneğin 2sinde var.
Maddi durumu yerinde, kendine güveni tam bir adamlar eş seçerken karısının maaşıyla ilgili küçük planlar kurmuyor. Erkekler kadınlar gibi değiller, erkek kadının kafa yapısına bakar, sevgisine, şefkatine, anlaşıp anlaşmadığına, güzelliğine, cinsel uyuma.
Maaş bakan erkek red flagtir. Güçlü kadınlar bunlarla evlenmeye devam edebilirler. Kayınvalideye, kayınbiradere ev araba almaya devam.