Konuşma Problemleri Yoksa çocuğum otizmli mi?

Geç konuşma, kekeleme, her türlü konuşma probleminin paylaşıldığı konular.

kubranur42

Yeni Üye
Kayıtlı Üye
26 Aralık 2017
1
0
23
Otizm son yıllarda en çok karşımıza çıkan problemlerden biridir. Ailelerin içe kapanmasına sebep olan, uykusuz geceler yaşatan, çocuklarımızda bir farklılık ve buna bağlı olarak bir huzursuzluk hissedilen, ebeveynlerin toplumdan soyutlanmasına yol açabilen bir durumdur. Otizm son on yıla damgasını vuran ve güncel olarak en sık rastlanan spektrom bozukluğudur ve rastlanma oranları giderek artmaktadır.İki binli yılların başında her 168 çocukta bir görülmesine rağmen günümüzde her 68 çocukta bir görülme sıklığına rastlanmaktadır. Ancak bu konuda çaresizliğe kapılmamalıyız. Evet, çocuğumuz en değerli varlığımız ve geleceğe açılan kapımız ancak ilk önce bizim için sonsuz kıymetli olan çocuğumuzu daha doğru tanımalıyız. çocuklarımızı olduğu gibi "kabul etmeli" ve sevgimizi aktarmalıyız. Bu sebeple ilk önce "doğru tanı" ilkesi bizim için çok önemli.

Peki, nedir bu "otizm"? Ve ne zaman tanılanmıştır? Otizm, bireylerin sosyal etkileşim, iletişim ve davranışlarını olumsuz yönde etkileyen yaygın gelişimsel bir bozukluktur. İlk kez 1943'te Amerika'da John Hopkins Üniversitesi'nde çalışan Amerikalı Çocuk Psikiyatristi Leo Kanner tarafından tanımlanmıştır. Kanner, çalıştığı 11 çocuğun üç ortak özelliği olduğunu gözlemlemiştir. Birinci özellik çocuklardan hiçbirinin çevrelerindeki bireylerle ilişki kuramamalarıdır. İkinci özellik davranışları engellendiği, çevrelerinde ve günlük yaşamlarında herhangi bir değişiklik olduğu zaman mutsuz olmaları ve tepki vermeleridir. Üçüncü özellik ise çocukların bazılarının hiç konuşmaması yada konuşabilseler bile konuşmayı iletişim amaçlı kullanmamalarıdır. Ayrıca bu çocukların hepsi sağlıklı ve zeki görünen güzel çocuklardır, çok iyi hafıza becerileri bulunmakta isimleri, müzik ya da resimleri şaşırtıcı derecede iyi hatırlamaktadırlar. Çocukların temel ve ortak özelliğinin sosyal içe kapanıklık olduğunu gözlemleyen Kanner, Yunanca "autos"(kendi) sözcüğünü temel alarak otizm sözcüğünü kullanmış ve bu bozukluğu "erken çocukluk otizmi" olarak adlandırmıştır.


Otizmin erken yıllarda belirlenmesi erken müdahale çalışmalarının başlatılması açısından önemlidir. Çocuklarda 24 aylık olmadan önce otizm tanısı koymak çok zor olsa da 12-18 aylar arasında bazı belirtiler, ilk işaretler ortaya çıkabilir. Eğer çocuğumuz aşağıdaki tanıladığımız özellikleri gösteriyorsa hemen erken müdahale yöntemlerine başvurulmalıdır.

-6.ayda gülümsemiyorsa
-12.ayda babıldamıyorsa, bir şeyi işaret ederek göstermiyorsa, el sallama yoksa
-12.ayda adını söylediğinizde tepki vermiyorsa
-16.ayda tek sözcüklerle konuşmuyorsa
-24.ayda iki sözcüklü cümleler kurmuyorsa
-Diğer kişiler ile göz kontağı kurmuyorsa
-Oyuncaklarla oynamayı bilmiyormuş gibi görünüyorsa
-Bir nesne ya da oyuncağa bağlanmış gibi görünüyorsa
-Bazen işitmiyormuş gibi davranıyorsa, yardım istemiyorsa
-Diğerleri ile oynamıyor ve ilgilendiği şeyleri göstermiyorsa
-Gelişimde dil ve sosyal becerilerinde kayıplarla ortaya çıkan gerileme varsa,
Aile çocuğun daha ayrıntılı değerlendirilmesini ve tanılanması istemelidir.



Otizm benzeri özellik gösteren bebeklerin iki tip davranış biçimi gösterdiği gözlemlenmiştir.
1.Tip:Bunlar huysuz olarak adlandırılan bebeklerdir. Sürekli ağlama,huzursuzluk,uyku bozuklukları,uyumsuz davranışlar gözlenir.
2.Tip:Sakin, uslu tüm gününü yatakta geçiren bebeklerdir. Acıktıklarında bile ağlamama nedeniyle bakımları çok kolay olmasına rağmen anneden hiçbir ilgi beklememeleri, çevrelerine karşı ilgisizlikleri anne babaları endişelendiren özellikleridir. Otizmli bebeklerin yanlarına yaklaşan kişileri fark edemedikleri, bakışlarının boş ve içe dönük olduğu saptanmıştır. Birinci yaşın sonuna doğru kucaklanmak istediklerinde alınmak için kollarını kaldırmazlar. Yine bu yaş civarında çocuğun inisiyatifsizliği ve ilgisiz oluşu ailenin dikkatini çeker. Normal bir bebek yaşamın ilk üç ayında annesine bakar, annesi onunla konuşurken gülümser, agular. Daha ileri aylarda ise her fırsatta kucağa alınmak için kollarını kaldırır,hazırlanır. Tanıdığı kişileri görünce heyecanlanır. İnsanlarla ilişki kurmaktan hoşlanır.Yalnız bırakılınca ağlar, sinirlenir. Oysa otizmli bebeklerde bunların tam aksine kucağa alınmaya karşı isteksizlik gösterme, kucağa alınınca huysuzluk gösterme veya uygun beden duruşu göstermeme en belirgin özelliklerdir.

kaynak
 
Benim oğlumda yaşına yeni girdi tek kelimesi yok ismini biliyor göz temasında sorun yok diye düşünüyorum ama genede çok endişeleniyorum