Ben 1.5 yaşımdayken ayrılmışlar babamla annem. Babam, dedemin diğer 3 evini hipotek ettirip iş kurmuş sonra battım diye yalan söyleyip hipoteğin borcunu dedeme yıkmış, o 3 ev satıldı. O dönem babam, annemi aldatıyormuş. Daha annemden boşanmadan, aldattığı o kadınla parayla tutulmuş kişilerle sahte düğün yapmışlar. Bu kadar şeye bırakın giden malı mülkü, annem sırf kurtulsun ve boşanabilsin diye nafaka bile istememiş. Sonrasında beni büyütene kadar evlenmek bir kenara, kimseyle görüşmek istemedi. Annem, anneannem, dedem ve ben aynı evdeydik. Annem öğretmendi, bana daha iyi bakabilmek için çalışıyordu. Okulumuz ayrı olduğu için fazla göremezdim onu, eve gelincede sınav hazırlar ardından uyurdu. Anneannem büyüttü beni. Dedemde babama yapması gereken zulmü içip içip bize yaptı yıllarca. Gündüz anneannem bana cenneti yaşatırdı, gece ise dedem cehennemi. 13 yaşımda babamla tanıştım. Hiç nefret etmemişim o kadar şeye rağmen, görür görmez sarıldığımı bilirim. Annem sayesinde kurduğu işi büyütmüş, zengin bir iş adamı olmuş. Sonrasında hep babalık vazifelerini yapmaya çalıştı ama parayla. Manevi kaybımın telafisini maddiyatla örtmeye çalıştı. O dönem annemin çalıştığı özel okula yazıldım, o zengin çocuklarından ve ayrımcılık yapan müdürlerdende az çekmedim. Seneler çabucak geçti. Annem evlendi ve başka şehire yerleşti. Babam iflas etti ve neyi varsa %90’ını kaybetti. Dedemide o sene herifin biri ortak müzikhol açalım para kazanalım diye kandırarak oturduğumuz evi kendi üstüne geçirdi. Kiraya çıktık derme çatma bir eve. O alıştığım refah yaşamdan sonra çok koymadı yokluk tatmadığım bilmediğim şey değildi. Annemle gitmek istemedik. Anneannem dedemi, ben ise anneannemi bırakamadım. Onu bir başına bırakamazdım zira yaşadığı üzüntülerden dolayı erkenden çöküp hastalandı. diyabet yüzünden görme yetisini kaybetti, böbrekleri yüzünden diyalize bağlandı. Dedeme güvenemedim, kalmak istedim. Okulu bırakıp açık liseye yazıldım. O bana baktı, sıra bende dedim. Bir sene sonra anneannem hastaneye kaldırıldı, dedem ise refakatçiydi. Ben o dönemde orada burada kalıyordum, dedemden kaçayım diye. Darmadağan bir hayata sahiptim. Haberim olunca gittim, gece içerse gelemez diyede dedemden refakatçi kartını aldım. Tabiki içmeye gitmiş. Sabah oldu, eve gidip uyuyayım dedim hem de kartı verecektim ona. Yerde baygın halde buldum. 112’yi aradım, komaya girmiş meğersem. Anneannemin yattığı hastaneye kaldırıldı ilk müdahalelerden sonra yer yok diye çok uzak bir semtteki hastaneye, yoğun bakıma sevk edildi. Annemi aradım hemen yola çıktı fakat uzak şehirden gelmesi epey vakit alacaktı. O zamanlar yeni 18 olmuşum, tek başımayım. Yakın oturan ne kadar akrabası varsa aradım bir allahın kulu yardım etmedi. Ambulans 45 dakikada anca ulaştı o hastaneye. Hiç uyumadan iki gün boyunca o hastaneden, anneannemin yattığı hastaneye git gel yaptım. Anneannem hisli kadındı, deden niye gelmiyor diye sorup duruyordu. Doğruyu söylesem üzüntüsünden ölür diye korktum. Zira her şeye rağmen çok seviyordu hala dedemi. Annem ile eşi anca geldi, annemin yanına giderken hastaneden aradılar. Dedemin vefat haberini aldım. Ölürse üzülmem diyordum yıllarca ağlamamıştım morgda son kez görünce çok büyük bir ağlama krizine girdimki yılların patlaması gibiydi. Tokatlayarak durdurdum kendimi elimi yüzümü yıkadım, anneannemin yanına gittim. Annem ve eşi cenaze işleri ile uğraşırken bende anneanneme gerçeği açıkladım, anlamıştım diyebildi tek kelimeyle ama içindeki buhranı hissedebiliyordum. Annemler eve dönünce kağıt gelmiş, o dedemin evini üstüne alan herif dedeme senet imzalatmış 100 bin tl, haberimiz yoktu, dedem saklamış hepimizden. o ölünce borcu anneannemden almak amacıyla gönderilmiş o kağıt. 7 gündede itiraz edilmesi gerekiyormuş. Adamlar uyanık. Cenazeyle okumayla uğraşırken kağıdı gözden kaçırırız ödemek zorunda kalalım diye o esnada yollanmış. İtiraz edip reddi miras yapmakla uğraştık. Acımızı yaşayamadık resmen. Belkide kasten onlar sebep oldu her şey planlıydı bilemiyorum o an aklım ermedi. Neyse anneannemi annem yanına aldı. Ben ise üniversiteyi bu şehirde kazandığım için babamın annemin desteğiyle ayrı eve çıktım. Aradan 10 ay geçti. Anneannemin öldüğünü gördüm rüyamda. Çok ağladım ve derinden hissettim. Keşke rüya diyip geçmeseymişim. 1 hafta sonra bir cuma günü. annemle hastaneye gitmişler kolundaki fistülün ufak bir operasyonla değişmesi lazımmış. Çok naif, duygusal biriydi. Allahım al canımı kurtulayım, dayanamıyorum artık bu acılara diye. Duası kabul oldu belkide o cuma günü. Kalp krizi geçirmiş. Yola çıktım hemen. Bilinci yerinde değil dediler ama geldiğimi hissetti biliyorum. Saçını okşadım, elini tuttum o da elimi sıktı. Ben gidince gözlerini açmış fakat kalbi tekrar durmuş. Bünyesi kaldıramadı artık o kadar şeyi demekki. Bir hafta geçti, iyileşmedi. diğer hastaların yakınları ile konuştuk, kimisi 6 aydır oradaymış, kimisi bitkisel hayatta. Onların halini görünce annemle başında dua etmeye başladık. Hayırlısı neyse o olsun eğer iyileşme şansı yoksa bir an önce cennetine al onu allahım diye. Ben artık büyüdüm kendi başımın çaresine bakıyorum için rahat olsun diyip öptüm yanağından. O sırada anneannemin gözünden bir damla yaş geldi, sildim, vedalaştım. Hastaneden çıktık ve telefon ettiler hastayı kaybettik diye. Dünyam başıma yıkıldı. Hiç o kadar ağladığımı hatırlamıyorum. Morgda son kez gördüm, hala genç kız gibiydi inci gibi parıldıyordu cildi adeta. Kendi adıda inci’ydi bir insana bir isim bu kadar mı yakışır...
Sonraki cuma günüde defnedildi, allahın sevdiği kuluymuş... Cenazesinde o kadar geçmişimki kendimden ona anne diye seslenerek ağladığımı hatırlıyorum taşı toprağı birbirine katarak. Neredeyse 1,5 yıldır bi sevgilim vardı sağolsun yanımda olmadığı yetmezmiş gibi, 1 ay sonra bir tekmede ondan geldi. Yani tam toparlandım, ayağa kalktım dedim. Sürekli bir darbe. En ağır olanı beni koşulsuz ve şartsız ne yaparsam yapayım beni ben olduğum için seven, büyüten tek insan göçüp gitti ben daha doyamadan ona. Bu anlattıklarım çok uzun oldu ama özetinde özeti aslında çünkü tüm yaşadıklarımı yazsam sığmaz buraya bile. Şu an 22 yaşındayım bir ilişkim var iyisiyle kötüsüyle bir şeyler yaşadık 3. yılımızdayız. sayesinde ‘ben varım’ diyebildim. hayata tutundum. kendi hayatımı, eğitim hayatımı, düzene sokmam gereken her şey konusunda beni teşvik eden o oldu. Tabii kimse anneannemin yerini tutamaz çünkü biliyorumki herkes bir gün gider ama onunla beni ölüm ayırabildi ancak. Çok şükür eskiye kıyasla daha normal bir hayatım var. biri örgün diğeri açıktan iki üni. okuyacağım. part time iş buldum. babam sağolsun zor bela kiramı faturamı ödüyor, anneme binlerce kez şükür emeklisinden yolluyor aç açıkta kalmıyorum gene. Fakat artık hiç bir şeyin yükünü omuzumda taşıyamam gibi geliyor. Böyle yaşadıklarıma benzer bir darbe daha yaşarsam tamamen yıkılacak haldeyim. Yaşama azmim var bir günden bir güne ölmeyi istemedim fakat artık istediğim bir şey var tamamen yok olmak. Alıp başımı gitmek istiyorum çok uzaklara. Kimsenin beni bilmediği tanımadığı bir yere. Sıfırdan başlamak istiyorum bütün geçmişimdeki kötü anıları unutup, sadece iyi olan anılarım kalsın istiyorum. Kimliğim benliğim değişsin istiyorum. Görüntüm yüzüm sesim değişsin istiyorum. Artık tek bir hayalim var o da ciddi miktarda birikim yapmak. Yapınca başka bir ülkeye taşınacağım, kimliğimi değiştirip tanınmayacak hale gelinceye dek
estetik operasyon geçireceğim. Sadece annem ve ileridede yanımda olursa sevdiğim insan olacak hayatımda. Geçmişimdeki kötü anıları unutmak için artık hipnoz mu olur kafamı duvarlara çarpmak mı olur ne gerekiyorsa onu yapacağım. Yani yok olacağım, sonra var olacağım...