Annem ve kız kardeşimle yıllardır sorun yaşıyorum. Ama adını bir türlü koyamıyor, anlamlandıramıyordum.. Bir şeyleri fark ettim. Doğru mu anlamışım diye bir de doğduğumdan beri onlardan duyduğum cümleleri siz yorumlayın istedim.
Annemden duyduklarım:
Sen zaten bana düşman, kuma geldin.
Daha bebekken dayak yemenden belliydi.
Her şeye muhalefetsin.
Aynı babansın.
Sende kişilik bozukluğu var.
Kardeşinin diksiyonu çok iyi, seninki bozuk. Diksiyon kursuna git.
Öbür kızımda sorun yok, sende var.
Kardeşini kıskandın.
Ben bir özür bekliyorum.
Senin ömrün özür dilemekle geçecek.
Kendin gibi çocuğun olsun.
Bana hiçbir şey danışmıyorsun ki.
İnsan çocuğunu değil, emeğini sever.
(Hamileyken bebeğim tekme atınca) Sen dur, daha çekeceksin.
Ben sizsiz hiçbir şey yemedim.
Ben sizin için hayatımı feda ettim.
Çocuk ayak bağı.
Sizi doğurduğuma o kadar pişmanım ki, ölmek istiyorum, ölemiyorum.
Sen zor bir çocuksun. Hala da uğraşıyorum.
Benim gibi olman için 40 fırın ekmek yemen lazım.
Bunu nasıl bilmezsin, bir de üniversite okuyorsun.
Tek başına yaşayamazsın, rahat bırakırlar mı sanıyorsun?
Kocanı başının üzerinde taşıyorsun.
Bebeğin için kendini çok fazla yoruyorsun.
Niye iyi anne olmaya çalışıyorsun, iyi anne olmak zorunda mısın?
Bu çocuk gelişmemiş, sütün mü yetmiyor?
Bu çocuğu obez ettin.
Neden bu kadar çok emziriyorsun?
Sen beni bıraktın.
Eskiden çok güzel sohbet ederdik, artık edemiyoruz. Her şeye alınıyorsun.
Biz seni böyle kabul etmeyeceğiz, sen bizi böyle kabul edeceksin.
Bana da annem böyle yapıyordu.
Kardeşinle gurur duyuyorum. Herkese hakettiği cevabı veriyor.
Sen anne oldum deme. Çocuğun zor değil.
Bedduam tutmadı, kimin duasını aldın.
Kız kardeşimden duyduklarım:
Evlendim ilgilenmedin. Hamile kaldım ilgilenmedin. Doğurdum ilgilenmedin. Bir ablanın yapması gerektiği gibi ilgilenmedin. Senin ilgin bize yetmiyor. Biz her şeyinde senin yanında olduk.
Aynı babamsın. Onun gibi hainsin.
Bencilsin.
Seninle hep fazla fazla ilgilenildi.
Sana benden çok emek verildi.
Hatayı biraz da kendinde ara.
Vefasız.
Sen başkalarına iyiyi oynuyorsun, evde lanetin tekisin.
(Bekarken, aynı evdeyken defalarca) Kapa çeneni.
Nefret ediyorum senin bu anlamsız, saçma sapan neşenden.
(Eşimin ve başkalarının yanında, durup dururken) Siz bunu bilmezsiniz.
(Yaşadığım sorunları atlatıp eski neşeme kavuştuğumda) Sen şu an farkında değilsin ama çok kötü bir durumdasın.
Sen hamilelik yaşadım deme.
Annemin doğumu senin doğumundan daha zordu.
(Hamileyken sadece karnım çıkmıştı) Hayvan gibi olmuşsun.
Benden birkaç yıl önce doğduğun için niye sana saygı duymak zorundayım? Saygı alınmaz, verilir.
Bu uyarıları senin iyiliğin için yapıyorum.
Çoluğa çocuğa karıştık, artık büyüğü küçüğü mü kaldı? (Artık büyüğü sayılmıyorum anlamında)
Sen başkalarına hep bizden daha fazla değer veriyorsun.
Sen zaten hep böyle yapıyorsun.
Kocana acıma.
E biz sana bunu yap demedik mi?
(Bir hizmetini yaptığımda) Sen iyi bir ablasın.
Şimdi gelelim kendime. Babam yoktu. Anneme çocukluğumdan beri omuz oldum. Kardeşime o evlenene kadar göz kulak oldum. Küçük annelik yaptım. 27 yaşında genç kızlığımı yaşamaya başladım. Ona da genç kızlık denilirse. Daha utandığım için anlatmadığım şeyler var. Annemden yıllarca duyduklarımı, karakterine, mutsuzluğuna filan bağlıyordum. Hakeza kardeşim de depresif ve mutsuz biri. Onun da her yaptığını bunlara verdim. Yıllardır ağlaya ağlaya kendimi savunuyorum. Karşılarında çırpınıyorum ama hiçbir faydası olmuyor. Sürekli benimle alay da ediliyor. Rahatsız olduğumu bildikleri halde alınmamam yönünde baskı yapılıyor.
İlk defa bütün hayatımı gözden geçirebilecek ve bütün noktaları birleştirebilecek bir dinlenme sürecine girdim. Ve ortaya bu tablo çıktı..
Annemden duyduklarım:
Sen zaten bana düşman, kuma geldin.
Daha bebekken dayak yemenden belliydi.
Her şeye muhalefetsin.
Aynı babansın.
Sende kişilik bozukluğu var.
Kardeşinin diksiyonu çok iyi, seninki bozuk. Diksiyon kursuna git.
Öbür kızımda sorun yok, sende var.
Kardeşini kıskandın.
Ben bir özür bekliyorum.
Senin ömrün özür dilemekle geçecek.
Kendin gibi çocuğun olsun.
Bana hiçbir şey danışmıyorsun ki.
İnsan çocuğunu değil, emeğini sever.
(Hamileyken bebeğim tekme atınca) Sen dur, daha çekeceksin.
Ben sizsiz hiçbir şey yemedim.
Ben sizin için hayatımı feda ettim.
Çocuk ayak bağı.
Sizi doğurduğuma o kadar pişmanım ki, ölmek istiyorum, ölemiyorum.
Sen zor bir çocuksun. Hala da uğraşıyorum.
Benim gibi olman için 40 fırın ekmek yemen lazım.
Bunu nasıl bilmezsin, bir de üniversite okuyorsun.
Tek başına yaşayamazsın, rahat bırakırlar mı sanıyorsun?
Kocanı başının üzerinde taşıyorsun.
Bebeğin için kendini çok fazla yoruyorsun.
Niye iyi anne olmaya çalışıyorsun, iyi anne olmak zorunda mısın?
Bu çocuk gelişmemiş, sütün mü yetmiyor?
Bu çocuğu obez ettin.
Neden bu kadar çok emziriyorsun?
Sen beni bıraktın.
Eskiden çok güzel sohbet ederdik, artık edemiyoruz. Her şeye alınıyorsun.
Biz seni böyle kabul etmeyeceğiz, sen bizi böyle kabul edeceksin.
Bana da annem böyle yapıyordu.
Kardeşinle gurur duyuyorum. Herkese hakettiği cevabı veriyor.
Sen anne oldum deme. Çocuğun zor değil.
Bedduam tutmadı, kimin duasını aldın.
Kız kardeşimden duyduklarım:
Evlendim ilgilenmedin. Hamile kaldım ilgilenmedin. Doğurdum ilgilenmedin. Bir ablanın yapması gerektiği gibi ilgilenmedin. Senin ilgin bize yetmiyor. Biz her şeyinde senin yanında olduk.
Aynı babamsın. Onun gibi hainsin.
Bencilsin.
Seninle hep fazla fazla ilgilenildi.
Sana benden çok emek verildi.
Hatayı biraz da kendinde ara.
Vefasız.
Sen başkalarına iyiyi oynuyorsun, evde lanetin tekisin.
(Bekarken, aynı evdeyken defalarca) Kapa çeneni.
Nefret ediyorum senin bu anlamsız, saçma sapan neşenden.
(Eşimin ve başkalarının yanında, durup dururken) Siz bunu bilmezsiniz.
(Yaşadığım sorunları atlatıp eski neşeme kavuştuğumda) Sen şu an farkında değilsin ama çok kötü bir durumdasın.
Sen hamilelik yaşadım deme.
Annemin doğumu senin doğumundan daha zordu.
(Hamileyken sadece karnım çıkmıştı) Hayvan gibi olmuşsun.
Benden birkaç yıl önce doğduğun için niye sana saygı duymak zorundayım? Saygı alınmaz, verilir.
Bu uyarıları senin iyiliğin için yapıyorum.
Çoluğa çocuğa karıştık, artık büyüğü küçüğü mü kaldı? (Artık büyüğü sayılmıyorum anlamında)
Sen başkalarına hep bizden daha fazla değer veriyorsun.
Sen zaten hep böyle yapıyorsun.
Kocana acıma.
E biz sana bunu yap demedik mi?
(Bir hizmetini yaptığımda) Sen iyi bir ablasın.
Şimdi gelelim kendime. Babam yoktu. Anneme çocukluğumdan beri omuz oldum. Kardeşime o evlenene kadar göz kulak oldum. Küçük annelik yaptım. 27 yaşında genç kızlığımı yaşamaya başladım. Ona da genç kızlık denilirse. Daha utandığım için anlatmadığım şeyler var. Annemden yıllarca duyduklarımı, karakterine, mutsuzluğuna filan bağlıyordum. Hakeza kardeşim de depresif ve mutsuz biri. Onun da her yaptığını bunlara verdim. Yıllardır ağlaya ağlaya kendimi savunuyorum. Karşılarında çırpınıyorum ama hiçbir faydası olmuyor. Sürekli benimle alay da ediliyor. Rahatsız olduğumu bildikleri halde alınmamam yönünde baskı yapılıyor.
İlk defa bütün hayatımı gözden geçirebilecek ve bütün noktaları birleştirebilecek bir dinlenme sürecine girdim. Ve ortaya bu tablo çıktı..
Son düzenleme: