- 5 Mart 2017
- 1.786
- 1.988
Nereden başlayacağımı hiç bilmiyorum. İlk defa burada derdimi açıyorum. Biraz uzun olacak kusura bakmayın. Yeni evliyim 8 aylık. Eşimle evlendiğimizden bu yana şanssızlık uğursuzluk peşimizi bırakmadı. Nişanlılık döneminde eşimin maddi durumu çok iyiydi zengin sayılırdı. Sonra işler ters gitti işini ve birikimini kaybetti. Ne ev alabildik ne de çeyizimizi alabildik. Ben yine de eşime hep destek oldum. Epilepsi hastası kayınbabam biraz dengesiz bir insan olsa da insanlığı tuttu düğünümüzü yaptı yardım etti bize. Normalde eşimle senelerdir konuşmuyorlardı. 17 yaşında eşimi evden atmış.
Düğün zamanı geldi kınamda darbe çıktı. Evet 15 temmuz akşamı benim kınam vardı ve haberi alan herkes dağıldı. Düğünüm de ertesi gündü darbe bahanesiyle kimse gelmedi biz bizeydik nerdeyse. Takı toplayamadık ama her şeye rağmen güzel geçti. Düğünden sonra kayınbabam borçları ödemekten vazgeçti. Düğün salonunun parasını bile ödemedi eşim ağabeyinden borç alarak ödedi. Elimdeki tüm altınlar borçlara gitti şu an alyansım bile yok. Ben gönüllü verdim vermesem olan bana olacaktı aç kalacaktık. Eşim babasına yalvardı. Asgari ücretli bir işe girmişti nasıl öderim tek başıma baba dedi. Ama babasının dediği şey ise ''Eşyalarını sat öyle öde! Elalemin borcunu ödemek zorunda değilim.''
Kayınvalidem bu olaylardan dolayı kayınbabamla kavga etti şekeri yükseldi ölecekti neredeyse hastanelik oldu. Üstüne kayınbabam ''defol git oğlun baksın sana.'' diyerek evden kovmuştu. 2 haftalık evliydik ve kayınvalidem bir süre bizimle kaldı. Biraz kızına gitti biraz kardeşinde kaldı derken ortam yatışınca evine geri döndü. Gerçekten kötü olaylar yaşadık. Eşim borçların altından kalkabilmek için Ankara'dan iş buldu. Taşeron işiydi ama patron sözde eşimin en yakın arkadaşıydı. 2 ay kadar eşim denedi memnun kaldı sonra evi taşımaya karar verdik. Yeni evimde yeni eşyalarımda yeni evliliğimi bir türlü yaşayamadım. 2 ay kalabildim ilk evimde. Çok severek tuttuğum severek döşediğim evimdi. Herkes ailem taşınmamıza kızdı. Daha çok erken emin olmadan evi taşımasın dediler. Haklılardı. Ama ayrı kalmaya dayanamıyorduk. Eşim zor şartlarda şantiyede yatıp kalkıyordu. Gönlüm el vermedi ve taşındım. Ankara'da evi dayım gil ayarladılar tuttular bizim için. Ev dayım gile çok yakındı. Emlakçı dayımın hısımı oluyormuş. Ama ne hikmetse ev sahibi gelip görüşmeden evi tutmuşlar. Ev sahibi emlakçının akrabasıymış. Dayım gile güvendikleri için kendi kafalarına göre evi vermişler. Bizim haberimiz yoktu. Sadece dayım o iş halloldu diyerek evi taşıttırdı bize. 1 hafta ya kaldık ya kalmadık. Ev sahibi evinin tutulduğunu komşulardan duymuş. Kendince haklı da kızmakta. Memur istiyormuş memurdan başka kabul etmezmiş meğer. Çıkmamızı istedi. Yalvardık ettik memur kefil gösterdik ama çıkın dedi. Biz de madurduk. Deneyin bir şey kaybetmezsiniz eşim memur değil ama maaşı 3.500 bir ay geciktirirsek çıkarırsınız dedik. İnat dinlemedi ve acımadan çıkardı. Taşınmak için babamın üzerinden kredi çekmiştik zaten emlakçı ilk kira ve dayımın paradan tırtıklaması derken elimizde çok az kalmıştı. Emlakçı bize mahçup olduğu için uygun bir ev buldu yine yakından. Bir de pikap ayarladı taşındık çok şükür. Ama ev berbattı ve yepyeni eşyalarımda hayır kalmadı. Belki 30-40 yıllık bir bina ve içi çok bakımsızdı. Hatayda en kötü evin bile banyosu fayansdır temizdir arkadaşlar. Bu evin banyosuna iti bağlasan durmaz. Ki ben banyoya çok takıntılıyımdır. Neyse atlatacağız dedik eşim bana söz verdi ömür boyu bu evde yaşamayacağız durumumuz düzelsin hangi evi beğenirsen onu tutarız ama kışı burada geçirmek zorundayız ev yok diyerek teselli etti. Ya sabır dedim ben de. Ev temizlik görünce eşyalarımla da bir şeye benzedi çok şükür. Ama bu defa dayımlar bizi çok sıkmaya başladı. Hem para isteyip duruyor eşimden, hem de her gün kahvaltıya geliyor işe gitmeden önce. Benim yapacak işim gücüm yok yatarım bilgisayarla oyalanırım 12 bazen 1 gibi geç kalkarım evimin işini yaparım. Akşama kadar zaten sıkıntıdan çatlıyorum niye uyumayayım değil mi? Dayım için her gün saatinde kalkıp kahvaltı hazırlamak zorunda değilim. Ben yokken ne yiyip içiyordu sanki? Zaten yeni evliliğimin tadına varamamışım çekmek zorunda mıyım. Ben de aradığı zaman açmamaya başladım. Bu defa telefonu açmayınca kapıma dayanmaya başladı. Kapıyı da açmamaya başladım. İşte olduğu saatte dönüş yapıp uyuyordum duymamışım diyorum. Hergün hergün gelmesin oda. Tadında bıraksın. Sonradan yengem devreye girmeye başladı. Dayım gececi gündüz evde ikindin vakti işe gidiyor. Yengem de evde tek olduğu için her akşam gelmeye başladı. İşten çıkmasına yakın arayıp ne yemek yaptın kızım geliyorum der. Herr akşam şaşmaz. Kocamla başbaşa yemek yemeyi özlemiştim. Bir de geç saatlere kadar oturuyor sonra da kocama diyor ki beni eve bırak köpekten korkuyorum. Zaten kocamın işi ağır hış oluyor eve gelene kadar. erkenden yatmak istiyor. Yengem yüzünden uykusuz kalıyordu. Gelme de diyemiyorsun ki... Tamam geç vakitte tek başına dönmesi tehlikeli ama o zaman gelmesin hemen yan apartmanında anası ablası gil var onlara gitsin orada yemek yesin. Biz yokken düzenleri nasılsa öyle devam etsinler. Dayım ve yengem ama ikisinden de nefret etmeye başlamıştım bunlar yüzünden. Üstelik bir de dayım hele bir hatamı görsün hemen anneme babama yetiştiriyor onları üzerime salıyor. ''Kızın akşama kadar uyuyor ha, kızın karnımı doyurmuyor ha.'' diyerek şikayet ediyor. Annem gile saygımdan ötürü bir şey de yapamıyorum. Hafta sonlari kocam tatil olur gezmek isteriz nere gidiyorsunuz diye hesap sorarlar. Neymiş her hafta dışarı çıkıyormuşuz. Size ne lan diyemiyorum! Ankarayı doğru düzgün gezmemişim kocam bana gezdiriyor ne karışıyorsunuz diyemiyorum. Neymiş bir sürü yol parası gidiyormuş. Tasası sizi mi aldı lan diyemiyorum. Çok sevdiğim dayım ve yengemden böyle tiksindim. Ergen çocukmuşuz gibi sürekli kontrol altında tutmaya çalışıyorlar. Bir de her para sıkıştığında dayım borç istemez mi... İlk duyduğumda şok oldum kına günü dayımın arabası arızalanmıştı. Onu bile kocama ödetmiş düğün üstü. Ben sana sonra öderim demiş. Kocam da nezaketen önemli değil demiş ama dayım bu durumu iyice kullanmaya başladı ve ödeyeceği falan da yok. Eşimin suçu. Yok diyeceksin bu kadar basit diyorum ama yapamıyor.
Şimdi 19+6 haftalık hamileyim. Hamilelik haberini aldıktan sonra eşimin işleri ters gitti. Patronu yakın arkadaş olmalarından faydalandı. Çıraklara mıraklara gelince parayı takır takır avuçlarına sayar, kocama gelince ''çok mu lazım.'' Çok lazım olması mı gerekiyor hakkımızı alabilmemiz için! Kocam orada babasının hayrına çalışmıyor ne de olsa. Borç ödüyor daha düğünün yükü var. Patron böyle yapmaya başlayınca parayıda gıdım gıdım taksit taksit vermeye başlayınca eşim oradan ayrılmak zorunda kaldı. Bizim tek hatamız kimseyi dinlemeden hemen evi Ankara'ya taşımak oldu. Dayım Pınar firmasında çalışıyor. Dedi ki biri emekli olacak seni yerine aldıracağım. Biz de heveslendik hem iş ağır değil hem maaşı güzel yıllık ikramiyeleri+yemek kartı falan var. Ocağın 1'inde iş başı yapacaksın diyerek kesin konuştu dayım. Zaten 2 hafta kalmıştı elimizde paramız da vardı biraz. Eşim bulduğu yeni işi iptal edip bu işi beklemeye başladı. Benim de mide bulantılarım ağır geçiyordu kendime bakamıyordum hataya gidelim dedim. Ben mide bulantılarım geçene kadar ailemle kalacaktım eşim de yılbaşından sonra dönüp işbaşı yapacaktı. Nitekim geldik annemlere. Yılbaşından sonra dayım çağırdı işe. Kocam gitti ama iş olmadı. ocağın 15 inde çıkışını verecekmiş emekli olan kişi. 2 hafta var diye eşim idari bir işe girmedi bekledi ama yine olmadı. Şubatın 1 i dendi yine 2 hafta var yine bekledi o da olmadı. Şubatın 15 i dendi yine olmadı. Bu defa şubat sonu dendi. Eşim dedi ki bu defa da olmazsa beklemeyeceğim bu işi başka işe gireceğim. Bu arada şubatın 15'inde tekrar kocam sürpriz yapıp gelmişti beni görmeye. Dayım çağırdığı için geçen hafta gitti iş için. Ne deseler beğenirsiniz? Emekli olan kişi işten çıkmış ama bir süre yeni eleman almadan idare etmeye çalışacaklarmış. Halbuki dayım kesin diyordu. Hep kesin konuştu bizi de zor durumda bıraktı. Kaç tane işi kaçırdı kocam onun yüzünden. Şimdi bir iş bulmuş dayım petolde bugün. Eşim müjdeyi verdi mesajlaşıyorduk. Maaşı sordum dayımın 2000 civarı dediğini söyledi. 2000' i geçebilirmiş. İnanmadım elbette çünkü dayım hep büyüterek abartarak anlatır. Hem kendisi de Pınar firmasına girmeden önce Petrolde pompacıydı. Pınarda asgari ücret alıyor. Petrol 2000 maaş verseydi en başta kendisi orayı bırakıp Pınara girmezdi. Eşime de aynen böyle yazdım. O sırada meğer eşim dayım gilin evinde bilgisayardaymış. Dayım arkasından sinsice yaklaşıp benim bu yazdığımı okumuş. Esmiş gürlemiş tabii sinirlenmiş. Annemlerle oturuyorduk baktım dayım aradı annemi. Anneme esti gürledi. ''Ben kötülük mü ettim bunlara, kendileri için çırpınıyorum burada, neden böyle diyor kızın. Tesadüfen okudum yanımda konuşuyorlardı demiş. Ama eşimin dediğine göre farkettirmeden arkadan yaklaşıp okumuş hadsiz. Kocama da bir fırça attım. Ne ara dayım gile gittin dayım gildeysen niye uyarmıyorsun vs. Dayım gilde bilgisayardan yazdığını bilsem öyle rahat konuşmazdım ki ben. Annemle telefonu kapattı dayım, babamı aradı saydırdı bu defa. Kıscası annemle babamı bana karşı kışkırttı. İş buldu iyilik ediyor diye sürekli bunu yüzümüze vurmalarına katlanamıyorum. Sırf iş buldu diye neden minnet etmek zorundayım??? Biz o kadar borcun altındayken kendisi bize yardım eli uzatacağına hep para koparmaya çalıştı ve kopardı da. Dayıma kaptırdığımız paralarla şimdi bebeğimin tüm ihtiyaçlarını alırdım. 5 bini aşan borcu var bize ama kimseye anlatamıyorum anlamıyorlar. Parasında da değilim ödemesin ama bize huzur versinler ya çok daraldım artık. Ben de annemle babama parladım. Bana onu savunmayın dedim. Saydım saydırdım yaptığı her şeyi. Dayımın benimle bir derdi varsa arasın benimle paylaşsın sizi üstüme salacağına dedim. Arabasına bile hiçbir zaman bedava binmedik niye minnet duymak zorundayım bu insanlara! Kocamın yaptığı bir hatayı her fırsatta yüzüme vurup duruyorlar. Ankaradaki o işin ters gitmesi kimseyi dinlemeden taşınmamız sürekli bu konuyu su yüzüne çıkartıyorlar bıktım artık ailemden de hayatımdan da! Ne yapmalıyım arkadaşlar sağlıklı düşünemiyorum babamın annemin evindeyim şeytan diyor al bileti dön ankaraya aç bile kalsan. Annemin sinir anında biletini al git artık demesi çok zoruma gitti....
Düğün zamanı geldi kınamda darbe çıktı. Evet 15 temmuz akşamı benim kınam vardı ve haberi alan herkes dağıldı. Düğünüm de ertesi gündü darbe bahanesiyle kimse gelmedi biz bizeydik nerdeyse. Takı toplayamadık ama her şeye rağmen güzel geçti. Düğünden sonra kayınbabam borçları ödemekten vazgeçti. Düğün salonunun parasını bile ödemedi eşim ağabeyinden borç alarak ödedi. Elimdeki tüm altınlar borçlara gitti şu an alyansım bile yok. Ben gönüllü verdim vermesem olan bana olacaktı aç kalacaktık. Eşim babasına yalvardı. Asgari ücretli bir işe girmişti nasıl öderim tek başıma baba dedi. Ama babasının dediği şey ise ''Eşyalarını sat öyle öde! Elalemin borcunu ödemek zorunda değilim.''
Kayınvalidem bu olaylardan dolayı kayınbabamla kavga etti şekeri yükseldi ölecekti neredeyse hastanelik oldu. Üstüne kayınbabam ''defol git oğlun baksın sana.'' diyerek evden kovmuştu. 2 haftalık evliydik ve kayınvalidem bir süre bizimle kaldı. Biraz kızına gitti biraz kardeşinde kaldı derken ortam yatışınca evine geri döndü. Gerçekten kötü olaylar yaşadık. Eşim borçların altından kalkabilmek için Ankara'dan iş buldu. Taşeron işiydi ama patron sözde eşimin en yakın arkadaşıydı. 2 ay kadar eşim denedi memnun kaldı sonra evi taşımaya karar verdik. Yeni evimde yeni eşyalarımda yeni evliliğimi bir türlü yaşayamadım. 2 ay kalabildim ilk evimde. Çok severek tuttuğum severek döşediğim evimdi. Herkes ailem taşınmamıza kızdı. Daha çok erken emin olmadan evi taşımasın dediler. Haklılardı. Ama ayrı kalmaya dayanamıyorduk. Eşim zor şartlarda şantiyede yatıp kalkıyordu. Gönlüm el vermedi ve taşındım. Ankara'da evi dayım gil ayarladılar tuttular bizim için. Ev dayım gile çok yakındı. Emlakçı dayımın hısımı oluyormuş. Ama ne hikmetse ev sahibi gelip görüşmeden evi tutmuşlar. Ev sahibi emlakçının akrabasıymış. Dayım gile güvendikleri için kendi kafalarına göre evi vermişler. Bizim haberimiz yoktu. Sadece dayım o iş halloldu diyerek evi taşıttırdı bize. 1 hafta ya kaldık ya kalmadık. Ev sahibi evinin tutulduğunu komşulardan duymuş. Kendince haklı da kızmakta. Memur istiyormuş memurdan başka kabul etmezmiş meğer. Çıkmamızı istedi. Yalvardık ettik memur kefil gösterdik ama çıkın dedi. Biz de madurduk. Deneyin bir şey kaybetmezsiniz eşim memur değil ama maaşı 3.500 bir ay geciktirirsek çıkarırsınız dedik. İnat dinlemedi ve acımadan çıkardı. Taşınmak için babamın üzerinden kredi çekmiştik zaten emlakçı ilk kira ve dayımın paradan tırtıklaması derken elimizde çok az kalmıştı. Emlakçı bize mahçup olduğu için uygun bir ev buldu yine yakından. Bir de pikap ayarladı taşındık çok şükür. Ama ev berbattı ve yepyeni eşyalarımda hayır kalmadı. Belki 30-40 yıllık bir bina ve içi çok bakımsızdı. Hatayda en kötü evin bile banyosu fayansdır temizdir arkadaşlar. Bu evin banyosuna iti bağlasan durmaz. Ki ben banyoya çok takıntılıyımdır. Neyse atlatacağız dedik eşim bana söz verdi ömür boyu bu evde yaşamayacağız durumumuz düzelsin hangi evi beğenirsen onu tutarız ama kışı burada geçirmek zorundayız ev yok diyerek teselli etti. Ya sabır dedim ben de. Ev temizlik görünce eşyalarımla da bir şeye benzedi çok şükür. Ama bu defa dayımlar bizi çok sıkmaya başladı. Hem para isteyip duruyor eşimden, hem de her gün kahvaltıya geliyor işe gitmeden önce. Benim yapacak işim gücüm yok yatarım bilgisayarla oyalanırım 12 bazen 1 gibi geç kalkarım evimin işini yaparım. Akşama kadar zaten sıkıntıdan çatlıyorum niye uyumayayım değil mi? Dayım için her gün saatinde kalkıp kahvaltı hazırlamak zorunda değilim. Ben yokken ne yiyip içiyordu sanki? Zaten yeni evliliğimin tadına varamamışım çekmek zorunda mıyım. Ben de aradığı zaman açmamaya başladım. Bu defa telefonu açmayınca kapıma dayanmaya başladı. Kapıyı da açmamaya başladım. İşte olduğu saatte dönüş yapıp uyuyordum duymamışım diyorum. Hergün hergün gelmesin oda. Tadında bıraksın. Sonradan yengem devreye girmeye başladı. Dayım gececi gündüz evde ikindin vakti işe gidiyor. Yengem de evde tek olduğu için her akşam gelmeye başladı. İşten çıkmasına yakın arayıp ne yemek yaptın kızım geliyorum der. Herr akşam şaşmaz. Kocamla başbaşa yemek yemeyi özlemiştim. Bir de geç saatlere kadar oturuyor sonra da kocama diyor ki beni eve bırak köpekten korkuyorum. Zaten kocamın işi ağır hış oluyor eve gelene kadar. erkenden yatmak istiyor. Yengem yüzünden uykusuz kalıyordu. Gelme de diyemiyorsun ki... Tamam geç vakitte tek başına dönmesi tehlikeli ama o zaman gelmesin hemen yan apartmanında anası ablası gil var onlara gitsin orada yemek yesin. Biz yokken düzenleri nasılsa öyle devam etsinler. Dayım ve yengem ama ikisinden de nefret etmeye başlamıştım bunlar yüzünden. Üstelik bir de dayım hele bir hatamı görsün hemen anneme babama yetiştiriyor onları üzerime salıyor. ''Kızın akşama kadar uyuyor ha, kızın karnımı doyurmuyor ha.'' diyerek şikayet ediyor. Annem gile saygımdan ötürü bir şey de yapamıyorum. Hafta sonlari kocam tatil olur gezmek isteriz nere gidiyorsunuz diye hesap sorarlar. Neymiş her hafta dışarı çıkıyormuşuz. Size ne lan diyemiyorum! Ankarayı doğru düzgün gezmemişim kocam bana gezdiriyor ne karışıyorsunuz diyemiyorum. Neymiş bir sürü yol parası gidiyormuş. Tasası sizi mi aldı lan diyemiyorum. Çok sevdiğim dayım ve yengemden böyle tiksindim. Ergen çocukmuşuz gibi sürekli kontrol altında tutmaya çalışıyorlar. Bir de her para sıkıştığında dayım borç istemez mi... İlk duyduğumda şok oldum kına günü dayımın arabası arızalanmıştı. Onu bile kocama ödetmiş düğün üstü. Ben sana sonra öderim demiş. Kocam da nezaketen önemli değil demiş ama dayım bu durumu iyice kullanmaya başladı ve ödeyeceği falan da yok. Eşimin suçu. Yok diyeceksin bu kadar basit diyorum ama yapamıyor.
Şimdi 19+6 haftalık hamileyim. Hamilelik haberini aldıktan sonra eşimin işleri ters gitti. Patronu yakın arkadaş olmalarından faydalandı. Çıraklara mıraklara gelince parayı takır takır avuçlarına sayar, kocama gelince ''çok mu lazım.'' Çok lazım olması mı gerekiyor hakkımızı alabilmemiz için! Kocam orada babasının hayrına çalışmıyor ne de olsa. Borç ödüyor daha düğünün yükü var. Patron böyle yapmaya başlayınca parayıda gıdım gıdım taksit taksit vermeye başlayınca eşim oradan ayrılmak zorunda kaldı. Bizim tek hatamız kimseyi dinlemeden hemen evi Ankara'ya taşımak oldu. Dayım Pınar firmasında çalışıyor. Dedi ki biri emekli olacak seni yerine aldıracağım. Biz de heveslendik hem iş ağır değil hem maaşı güzel yıllık ikramiyeleri+yemek kartı falan var. Ocağın 1'inde iş başı yapacaksın diyerek kesin konuştu dayım. Zaten 2 hafta kalmıştı elimizde paramız da vardı biraz. Eşim bulduğu yeni işi iptal edip bu işi beklemeye başladı. Benim de mide bulantılarım ağır geçiyordu kendime bakamıyordum hataya gidelim dedim. Ben mide bulantılarım geçene kadar ailemle kalacaktım eşim de yılbaşından sonra dönüp işbaşı yapacaktı. Nitekim geldik annemlere. Yılbaşından sonra dayım çağırdı işe. Kocam gitti ama iş olmadı. ocağın 15 inde çıkışını verecekmiş emekli olan kişi. 2 hafta var diye eşim idari bir işe girmedi bekledi ama yine olmadı. Şubatın 1 i dendi yine 2 hafta var yine bekledi o da olmadı. Şubatın 15 i dendi yine olmadı. Bu defa şubat sonu dendi. Eşim dedi ki bu defa da olmazsa beklemeyeceğim bu işi başka işe gireceğim. Bu arada şubatın 15'inde tekrar kocam sürpriz yapıp gelmişti beni görmeye. Dayım çağırdığı için geçen hafta gitti iş için. Ne deseler beğenirsiniz? Emekli olan kişi işten çıkmış ama bir süre yeni eleman almadan idare etmeye çalışacaklarmış. Halbuki dayım kesin diyordu. Hep kesin konuştu bizi de zor durumda bıraktı. Kaç tane işi kaçırdı kocam onun yüzünden. Şimdi bir iş bulmuş dayım petolde bugün. Eşim müjdeyi verdi mesajlaşıyorduk. Maaşı sordum dayımın 2000 civarı dediğini söyledi. 2000' i geçebilirmiş. İnanmadım elbette çünkü dayım hep büyüterek abartarak anlatır. Hem kendisi de Pınar firmasına girmeden önce Petrolde pompacıydı. Pınarda asgari ücret alıyor. Petrol 2000 maaş verseydi en başta kendisi orayı bırakıp Pınara girmezdi. Eşime de aynen böyle yazdım. O sırada meğer eşim dayım gilin evinde bilgisayardaymış. Dayım arkasından sinsice yaklaşıp benim bu yazdığımı okumuş. Esmiş gürlemiş tabii sinirlenmiş. Annemlerle oturuyorduk baktım dayım aradı annemi. Anneme esti gürledi. ''Ben kötülük mü ettim bunlara, kendileri için çırpınıyorum burada, neden böyle diyor kızın. Tesadüfen okudum yanımda konuşuyorlardı demiş. Ama eşimin dediğine göre farkettirmeden arkadan yaklaşıp okumuş hadsiz. Kocama da bir fırça attım. Ne ara dayım gile gittin dayım gildeysen niye uyarmıyorsun vs. Dayım gilde bilgisayardan yazdığını bilsem öyle rahat konuşmazdım ki ben. Annemle telefonu kapattı dayım, babamı aradı saydırdı bu defa. Kıscası annemle babamı bana karşı kışkırttı. İş buldu iyilik ediyor diye sürekli bunu yüzümüze vurmalarına katlanamıyorum. Sırf iş buldu diye neden minnet etmek zorundayım??? Biz o kadar borcun altındayken kendisi bize yardım eli uzatacağına hep para koparmaya çalıştı ve kopardı da. Dayıma kaptırdığımız paralarla şimdi bebeğimin tüm ihtiyaçlarını alırdım. 5 bini aşan borcu var bize ama kimseye anlatamıyorum anlamıyorlar. Parasında da değilim ödemesin ama bize huzur versinler ya çok daraldım artık. Ben de annemle babama parladım. Bana onu savunmayın dedim. Saydım saydırdım yaptığı her şeyi. Dayımın benimle bir derdi varsa arasın benimle paylaşsın sizi üstüme salacağına dedim. Arabasına bile hiçbir zaman bedava binmedik niye minnet duymak zorundayım bu insanlara! Kocamın yaptığı bir hatayı her fırsatta yüzüme vurup duruyorlar. Ankaradaki o işin ters gitmesi kimseyi dinlemeden taşınmamız sürekli bu konuyu su yüzüne çıkartıyorlar bıktım artık ailemden de hayatımdan da! Ne yapmalıyım arkadaşlar sağlıklı düşünemiyorum babamın annemin evindeyim şeytan diyor al bileti dön ankaraya aç bile kalsan. Annemin sinir anında biletini al git artık demesi çok zoruma gitti....
Son düzenleme: