Yeğenim başka adamdanmış! (Olayların devamı)

Beni yanlis anlamayin ama bir psikolok bir insani gormeden onu dinlemeden nasil teshis koyuyor ihtimal veriyor ve uc ihtimalin ucude gorecek gununu der gibi olmus hayretler icerisindeyim ...ve siz ablaniza bu ihtimalleriyle kabulmu ettiniz ?gozden ciktimi hatasi icin tamam kabul edilebjlir bir hata degil ama yani merak edip arastirmayacakmisiniz gozunuzden dustumu?merak ediyor um
 
Öncelikle herkese günaydın. Tek tek alıntılamıyorum genel olarak cevap vermek istiyorum... Başta destek ve dualarınız için gerçekten teşekkür ederim, inşallah ömrümüz yettiğince annem ben abim ve kızkardeşim maddi manevi yeğenlerimin hep yanında olacağız. Üçü de benim canımdır, anne ve babalarının hatalarını daha fazla onların ödemesine izin vermeyeceğiz Allahın izniyle.

Ablamla ilgili mesele 2-3 aylık veya birkaç yıllık mesele değil. İlk açtığım konuda bir miktar ayrıntıya girdiğim için burda yeniden baştan sona yazmak istemiyorum. Aslına bakılırsa o konuda bile anlatamadığım daha neler neler var ancak esas amaçladığım çocukları koruma gayeme bir faydası olmuyor onları burada anlatmak. Görüştüğüm psikolog hanım uzman psikologdur. Kendisine tüm herşeyi en detaylı şekilde paylaştım. Kendisiyle zaten ablamı uzaktan tedavi etme amaçlı değil çocukları bu saatten sonra en az hasarla nasıl kurtarabileceğimize ilişkin görüştüm. Bana, aileme ve çocuklarına son 15-20 yıldır yaşattıklarını 1 saate sığdırıp anlatmak benim için de gerçekten çok ağır oldu (malesef kayıt cihazı gibi bir hafızam vardır, bazen bunun benim lanetim olduğunu düşünüyorum. Ablamın bize yaşattığı herşeyi en ince ayrıntısına kadar hatırlıyorum, sadece gün içerisinde bunları arka bir yerde saklayıp hayatıma öyle devam edebiliyorum..) Sanki yaşanılan herşeyi yeniden yaşadım. Kendime bile itiraf edemediğim şeyleri bir yabancıya itiraf ettim, tüm bunları bir kişiye daha yüksek sesle söyleyebileceğimi düşünemiyorum (en azından uzunca bir süre) ben de artık bir bebek bekliyorum ve onu da düşünmem gerekiyor. Benim hislerimden onun da etkilendiğini biliyorum..

İlk açtığım konuda pek çok kişinin ablamla konuşmadan karar verme demesi üzerine içten içe vicdan azabı hissedip doktor hanıma bu soruyu sormuştum. Açıkçası bu kadar ümitsiz konuşmasını ben de beklemiyordum. Kesinlikle tedavi olmadan onu çocukların yanına yaklaştırmamamızı söyledi. Tedavi olmayı kabul etmiyor, kendini hasta olarak görmüyor, gittiği doktorlara da hiç kendi yaptığı hataları anlatmıyor hep anne babamı ve eşini suçlu gösteriyor ve yalan söylüyor dediğimde de öyleyse sizin yapmanız gereken bu diyerek onları söyledi, içimde ona karşı kalan en ufak ümit ve vicdan duygusu da artık bitti...
Bundan sonra avukatla da görüşüp öyle ablamın karşısına çıkacağım. Ona söyleyeceğim tek şey de "tedavi ol" olacak, sonuçta 33 yaşında bir kadın...

Müge anlı meselesine gelince ben bundan 2 yıl filan önce Müge anlı ya bütün yaşadıklarımızı anlatan bir mail atmıştım. Mailin son cümlesi şöyleydi : Müge hanım siz programlarınızda kaçırılan veya öldürülen kadınlarla ilgili olarak bunun böyle olacağı belliydi neden baştan önlem almadınız diyorsunuz. Ben de ablamın sonunun öyle olacağını biliyorum ve sizden yardım istiyorum. Yarın öbür gün ablamın veya yeğenlerimin kaçırılmış olup da nerde olduklarını veya öldürülmüş olup katillerini aramak istemiyorum. Lütfen yardım edin...

Belki kaçırılma veya ölüm olmadığı için üstüne düşmediler, belki sahte bir hikaye uydurduğumu düşünüp önemsemediler bilmiyorum ama 2 yıldır dönüş almadım...
 
Konuyu okumuyorum daha oncede gordum soylece bı baktım. Ablanızın bu denlı bır ozelını ustelık ortada ufacık bır cocuk varken buraya dedıkodu malzemesı yapmanızı hıc hos bulmuyorum. Elınızı vıcdanınzıa koyun ve kolu kırıp yelı ıcınde bırakın gunah
 
Hiçbir psikolog böyle demez ya. Konu sahibinde tıp süreci değişik işliyor. Şak diye dna raporu da yaptırmış eniştesi. Mahkemeye bile gerek yok
 
Tedavi edilemeyecek rahatsızlıklar da vardır.
Ama bu tedavi edilemeyecek bir şey miymiş şaşırdım o_Oo_O
Psikolog da gerçekten çok acımasızmış.
İnsan biraz daha yumuşatarak söyler, gerçek bile olsa.
Allah sabır versin size ve ailenize.
Ne denir ki bilemiyorum....
 
Merhaba hanımlar,
Bundan yaklaşık iki hafta önce böyle bir konu açmıştım.

www.kadinlarkulubu.com/forum/index.php?threads/yegenim-baska-adamdanmis.903683

Kısaca özetlersem ablamın 3 çocuğu var, en küçük olanın babası eniştem değilmiş, bunu öğrendik. Ablam yaklaşık 3 aydır çocukları anneme bırakıp ortadan kayboldu. Eniştem zaten 7 yıldır şehir dışında, hatta yurt dışında çalışan biriydi..

Şimdi de olayların devamını paylaşmak istiyorum. Olurda bizimle benzer bir kaderi yasayan biri görür ve faydalanır...

Öncelikle bugün pedagogla bir ön görüşme yaptım yarin da inşallah kız yeğenlerimi götüreceğim. Psikolog hanım bana çok önemli şeyler söyledi.

İlk olarak 14yaşında olan teog sınavına hazirlanan yeğenim için "o artik bir yetişkin, onu çocukluğuna donduremeyiz. Hayat onu erken yaşta olgunlaştırdı. Simdi artık ona yaklaşımınız şöyle olmalı: senin annen ve baban maalesef senin kadar olgun ve sorumluluk sahibi değiller, onları artik değiştiremeyiz. Ama bundan sonraki hayatında gelecekle ilgili ne karar verirsen biz hep yanındayız ve seni destekleyeceğiz."

11 yaşında olan yeğenimin geceleri altını ıslatma problemi olduğunu söylediğimde de öncelikle urolojiden idrar yollarıyla ilgili herhangi bir sıkıntısı olmadığına dair bir rapor almamızı, daha sonra bununla ilgili psikolojik tedavi uygulayabilecegimizi soyledi.

En küçük yeğenim için ise isler biraz daha karışık ve zor... Öncelikle anne ve kendisinin ayrı bireyler olduğunun farkına varmadan boyle bir ayrılık yaşadığı için bir travma yaşadığını söyledi. O yüzden annenin yerine ananneyi ve beni koyduğunu, bizi de kaybetme korkusu yaşadığını söyledi.. annesini sorduğu zaman asla "anne gitti bir daha gelmeyecek veya annen yakında gelir" gibi cümleler kurmayın anneyi sorunca biz de arıyoruz ama bulamıyoruz, nerede olduğunu bilmiyoruz gibi cevaplar verin dedi. Bireysel kimliğini edinebilmesi için günde 2-3 saat bile olsa bir kreşe gitmesi gerektigini, sosyallesmesinin korkularını azaltacağını söyledi.
Baba meselesinin de 6 yaşına kadar kesinlikle konuşulmaması gerektiğini boyle bir travmanın ilerde kişilik bozukluğu doğurabileceğini söyledi (inşallah bunu öğrenmesini engelleyebiliriz...) o zamana kadar enistenizden rica edin ben senin baban değilim gibi şeyler söylemesin. Tamam eskisi gibi sevgi gösteremeyebilir ama daha ılımlı olsun. Zaten babası senede 2-3 ay gelen biriyse onun yokluğu çok büyük travma oluşturmaz dedi. 6 yaşına geldiğinde de gene pedagog eşliğinde eniştemin aslında onun gerçek babası olmadığını açıklamamız gerektiğini söyledi. O yasa kadar biyolojik baba ortaya çıkmadıysa ve çocuk onun kim olduğunu merak ederde araştırmak isterse ona bildiklerinizi o zaman anlatın ve destek olun dedi..

Ablamın kesinlikle kişilik bozukluğu olduğunu ve psikolojik başka hastalıkları olabileceğini söyledi ve hakkında hiç ümitli konuşmadı hiç beklemediğim çok ağır sözler söyledi... şöyle ki ablanın tedavisi için çok geç kalınmış, hele de kendisi de tedavi olmayı gerekli görmüyor ve istemiyorsa onun için yapılacak hiç birşey yok. Siz olabildiğince onu artık ailenizden ve çocuklardan uzak tutacaksınız dedi. En ağır sözü de şu oldu : ablanın 3 ihtimali var
1 ya bir gün bir telefon gelecek, ablanı tümüyle delirmiş bir halde bulacaksınız.
2 ya bir gün bir telefon gelecek, ücra bir yerde öldürülmüş olarak cesedini bulacaksınız.
3 yine bir telefon gelecek ve onun intihar ettiğinin haberini alacaksınız.
Artık ablanızdan ümidi kesin dedi. Karşısına çıkıp konuşmam gerekmez mi kardeş olarak dedim, karşısına çıkıp sadece mahkemede ne şekilde şahitlik yapacağını önceden haber verebilirsin onun dışında yapılacak, konuşulacak birşey yok dedi...

Bu arada mahkemede, çocukların terapiye devam etmeleri halinde anne ve babalarının çocukların ruh ve zihinsel sağlığına zarar verdiğine, en doğrusunun ananneyle beraber süregeldikleri düzende devam etmeleri olduğuna dair rapor verebilirmiş. Mahkeme de gerekli görürsea ayrıca bir bilir kişi tayin edip bu durumu onaylatırsa çocukları anne babaya vermek zorunda kalmazmışız. Hatta kızlar için hiç bunlara gerek kalmadan her ikisi de 11 yaşını doldurduğu için direkt kendi şehitlikleri ve beyanlarıyla "ben kendimi anneannemin evinde daha iyi hissediyorum daha rahat hissediyorum" demeleri yeterliymiş..
Bu konuları kendi bilgisi dahilinde anlatıp ayrıca bir avukata daha başvurmamı istedi inşallah en kısa sürede onu da halledeceğim. Şimdilik aklıma gelenler bu kadar...
Allah yardıcınız olsun canım...
 
Üstelik doktora anlatırken olayları gayet yanlı anlattım. Yani ablamın yaninda olacak, onun yaptığı tüm davranışları hakli çıkarabilecek ifadeler kullanarak anlatmaya çalıştım buna emin olabilirsiniz.. belki biz bunları kendi hayatımızda yasarken normallestirdik ya da ablamı görmek istedigimiz gibi gördük, bariz gerçeklere gözümüzü kapattık bilmiyorum... belki de artık kangrenli parmağı ne kadar aci versede kesip atmak cocuklar ve bizim için en doğrusu olacak kendimi buna inandırmaya çalışıyorum... tek bildiğim o çocukların sonu anne veya babalarına benzememesi için ben artik tüm gayretimi göstereceğim. Özellikle en küçük olan 2 ay sonra 3 yaşını dolduracak yegenimin psikolojisinin bozulmaya en müsait olduğunu, onun da ilerde klinik bir vaka olmaması için çok dikkatli yaklaşmamız gerektiğini söyledi... inşallah bizim bu hassasiyetimizi çevremizden de görebiliriz...



Tedavi edilemeyecek rahatsızlıklar da vardır.
Ama bu tedavi edilemeyecek bir şey miymiş şaşırdım o_Oo_O
Psikolog da gerçekten çok acımasızmış.
İnsan biraz daha yumuşatarak söyler, gerçek bile olsa.
Allah sabır versin size ve ailenize.
Ne denir ki bilemiyorum....
 
Merhaba hanımlar,
Bundan yaklaşık iki hafta önce böyle bir konu açmıştım.

www.kadinlarkulubu.com/forum/index.php?threads/yegenim-baska-adamdanmis.903683

Kısaca özetlersem ablamın 3 çocuğu var, en küçük olanın babası eniştem değilmiş, bunu öğrendik. Ablam yaklaşık 3 aydır çocukları anneme bırakıp ortadan kayboldu. Eniştem zaten 7 yıldır şehir dışında, hatta yurt dışında çalışan biriydi..

Şimdi de olayların devamını paylaşmak istiyorum. Olurda bizimle benzer bir kaderi yasayan biri görür ve faydalanır...

Öncelikle bugün pedagogla bir ön görüşme yaptım yarin da inşallah kız yeğenlerimi götüreceğim. Psikolog hanım bana çok önemli şeyler söyledi.

İlk olarak 14yaşında olan teog sınavına hazirlanan yeğenim için "o artik bir yetişkin, onu çocukluğuna donduremeyiz. Hayat onu erken yaşta olgunlaştırdı. Simdi artık ona yaklaşımınız şöyle olmalı: senin annen ve baban maalesef senin kadar olgun ve sorumluluk sahibi değiller, onları artik değiştiremeyiz. Ama bundan sonraki hayatında gelecekle ilgili ne karar verirsen biz hep yanındayız ve seni destekleyeceğiz."

11 yaşında olan yeğenimin geceleri altını ıslatma problemi olduğunu söylediğimde de öncelikle urolojiden idrar yollarıyla ilgili herhangi bir sıkıntısı olmadığına dair bir rapor almamızı, daha sonra bununla ilgili psikolojik tedavi uygulayabilecegimizi soyledi.

En küçük yeğenim için ise isler biraz daha karışık ve zor... Öncelikle anne ve kendisinin ayrı bireyler olduğunun farkına varmadan boyle bir ayrılık yaşadığı için bir travma yaşadığını söyledi. O yüzden annenin yerine ananneyi ve beni koyduğunu, bizi de kaybetme korkusu yaşadığını söyledi.. annesini sorduğu zaman asla "anne gitti bir daha gelmeyecek veya annen yakında gelir" gibi cümleler kurmayın anneyi sorunca biz de arıyoruz ama bulamıyoruz, nerede olduğunu bilmiyoruz gibi cevaplar verin dedi. Bireysel kimliğini edinebilmesi için günde 2-3 saat bile olsa bir kreşe gitmesi gerektigini, sosyallesmesinin korkularını azaltacağını söyledi.
Baba meselesinin de 6 yaşına kadar kesinlikle konuşulmaması gerektiğini boyle bir travmanın ilerde kişilik bozukluğu doğurabileceğini söyledi (inşallah bunu öğrenmesini engelleyebiliriz...) o zamana kadar enistenizden rica edin ben senin baban değilim gibi şeyler söylemesin. Tamam eskisi gibi sevgi gösteremeyebilir ama daha ılımlı olsun. Zaten babası senede 2-3 ay gelen biriyse onun yokluğu çok büyük travma oluşturmaz dedi. 6 yaşına geldiğinde de gene pedagog eşliğinde eniştemin aslında onun gerçek babası olmadığını açıklamamız gerektiğini söyledi. O yasa kadar biyolojik baba ortaya çıkmadıysa ve çocuk onun kim olduğunu merak ederde araştırmak isterse ona bildiklerinizi o zaman anlatın ve destek olun dedi..

Ablamın kesinlikle kişilik bozukluğu olduğunu ve psikolojik başka hastalıkları olabileceğini söyledi ve hakkında hiç ümitli konuşmadı hiç beklemediğim çok ağır sözler söyledi... şöyle ki ablanın tedavisi için çok geç kalınmış, hele de kendisi de tedavi olmayı gerekli görmüyor ve istemiyorsa onun için yapılacak hiç birşey yok. Siz olabildiğince onu artık ailenizden ve çocuklardan uzak tutacaksınız dedi. En ağır sözü de şu oldu : ablanın 3 ihtimali var
1 ya bir gün bir telefon gelecek, ablanı tümüyle delirmiş bir halde bulacaksınız.
2 ya bir gün bir telefon gelecek, ücra bir yerde öldürülmüş olarak cesedini bulacaksınız.
3 yine bir telefon gelecek ve onun intihar ettiğinin haberini alacaksınız.

Artık ablanızdan ümidi kesin dedi. Karşısına çıkıp konuşmam gerekmez mi kardeş olarak dedim, karşısına çıkıp sadece mahkemede ne şekilde şahitlik yapacağını önceden haber verebilirsin onun dışında yapılacak, konuşulacak birşey yok dedi...

Bu arada mahkemede, çocukların terapiye devam etmeleri halinde anne ve babalarının çocukların ruh ve zihinsel sağlığına zarar verdiğine, en doğrusunun ananneyle beraber süregeldikleri düzende devam etmeleri olduğuna dair rapor verebilirmiş. Mahkeme de gerekli görürsea ayrıca bir bilir kişi tayin edip bu durumu onaylatırsa çocukları anne babaya vermek zorunda kalmazmışız. Hatta kızlar için hiç bunlara gerek kalmadan her ikisi de 11 yaşını doldurduğu için direkt kendi şehitlikleri ve beyanlarıyla "ben kendimi anneannemin evinde daha iyi hissediyorum daha rahat hissediyorum" demeleri yeterliymiş..
Bu konuları kendi bilgisi dahilinde anlatıp ayrıca bir avukata daha başvurmamı istedi inşallah en kısa sürede onu da halledeceğim. Şimdilik aklıma gelenler bu kadar...
sizin için, en çok da çocuklar için çok üzüldüm.
Rabbim yardımcınız olsun..

ama işaretlediğim kısma çok şaşırdım.
neden her ihtimal olumsuz?
onun ne yaşadığını bilmeden hakkında bu kadar kesin konuşmak saçmalık değil de nedir?

ihtimaller yüzlerce sıralanabilir.

mesela belki konuşacaksınız, ablan hatasını anlayacak, bundan sonra hayatını çocuklara adayacak ve gerçekten değişecek, yaşadıklarından ders alacak ve çok iyi bir anne olacak geçmişin aksine..

ihtimalse bu da ihitmal, neden ablanın her halükarda ölüm haberini alasınız ki?

bence siz bir psikologla daha görüşün. çok şaşırdım ben..
 
Üstelik doktora anlatırken olayları gayet yanlı anlattım. Yani ablamın yaninda olacak, onun yaptığı tüm davranışları hakli çıkarabilecek ifadeler kullanarak anlatmaya çalıştım buna emin olabilirsiniz.. belki biz bunları kendi hayatımızda yasarken normallestirdik ya da ablamı görmek istedigimiz gibi gördük, bariz gerçeklere gözümüzü kapattık bilmiyorum... belki de artık kangrenli parmağı ne kadar aci versede kesip atmak cocuklar ve bizim için en doğrusu olacak kendimi buna inandırmaya çalışıyorum... tek bildiğim o çocukların sonu anne veya babalarına benzememesi için ben artik tüm gayretimi göstereceğim. Özellikle en küçük olan 2 ay sonra 3 yaşını dolduracak yegenimin psikolojisinin bozulmaya en müsait olduğunu, onun da ilerde klinik bir vaka olmaması için çok dikkatli yaklaşmamız gerektiğini söyledi... inşallah bizim bu hassasiyetimizi çevremizden de görebiliriz...


Söylediklerimi yanlış anlamayın ama bu tarz şeyler çok var aslında.
Ama insanlar saklıyor.
Kol kırılır yen içinde kırılır muhabbeti.
Sizin konunuzda bir bayan demişti babalar çocukları annelerinden gizli götürüp dna testi yaptırıyormuş :KK57::KK57::KK57:
Şok olmuştum resmen.
İnanın ilk defa duydum böyle bir şeyi.
Başka bir hocayla da mı görüşseniz bilemedim ki.
Kişilk bozuklukları tedavi edilebilir diye biliyorum.
Sizi de yanlış yönlendirmak istemem..
 
Söylediklerimi yanlış anlamayın ama bu tarz şeyler çok var aslında.
Ama insanlar saklıyor.
Kol kırılır yen içinde kırılır muhabbeti.
Sizin konunuzda bir bayan demişti babalar çocukları annelerinden gizli götürüp dna testi yaptırıyormuş :KK57::KK57::KK57:
Şok olmuştum resmen.
İnanın ilk defa duydum böyle bir şeyi.
Başka bir hocayla da mı görüşseniz bilemedim ki.
Kişilk bozuklukları tedavi edilebilir diye biliyorum.
Sizi de yanlış yönlendirmak istemem..

Aynen öyle şimdiye kadar her hatasında kol kanat gerdik. Biz affettikce o daha da olayları içinden çıkılmaz hale getirdi. Hep çocukların düzeni bozulmasın aman psikolojileri bozulmasın diye sustuk yuttuk. Biz yuttukça ablam sınırları aştı...

Simdi diyorum keske ben ablamda bir sorun olduğunun farkına vardığımda bugünkü kadar güçlü olabilseydim. Hep birseyler bahane oldu.. 20li yaşlarıma geldiğimde zaten ilk önce babamın ameliyat ve kanser tedavileriyle geçti. Daha sonra benim üniversite okumam ardından nisan, evlilik, çalışma hayati yok atanma telaşı derken olayların bu şekilde patlak vermesini mi beklemem gerekiyrodu illa diye kendime kızıyorum...

Varsa burdan okuyup kendi ailesinde boyle bir yakini olan lütfen sabretmesin. Lütfen dua edelim geçer demesin. Lütfen insan yerine koyup konuşalım laftan anlar demesin. Lütfen sonuçta evli, kocası ilgilenmesi gerekir ya da büyükler dururken bu şekilde harekete geçmek bana düşmez demesin. Güçlü olsun ya korkmasın hemen harekete gecsin...
 
Bence işe psikoloğu değiştirerek başlayın.
Hiç bir psikoloğun hastasına "deli" diyeceğine inanmak istemiyorum.
Belki sizin problemleriniz var ve ablanıza iftira atıyorsunuz?
Ablanızı görmeden öldürüleceğine yada delireceğine nasıl hüküm veriyor?
Yine aynı şekilde hiç bir psikoloğun "Tedavi olamaz, ya ölür ya delirir" yaklaşımıyla hastasından ümidi keseceğine inanamıyorum.

Ayrıca ablanız sizin değer yargılarınıza, Türk öfr adet geleneklerine göre hatalı davranmış. Ama psikolojide bu böyle değildir. Psikologlar hiç kimseye "Ben doğuluyum bana göre bu hatalı, sen delisin" diyemez. Ya da kendi önyargılarına göre bir dini dili ırkı vs vs yani kendinden olmayanı yargılayamaz. Tarafsız ve önyargısız yaklaşmak zorundadırlar.
Sizin psikolog maşallah hem kendi inancına göre teşhis koymuş hem de hastayı görmeden karar vermiş.
Aynı şeyleri bir Amerikalı kadın yapmış olsaydı o psikolog ona "Sen delisin" mi derdi yoksa "Kendi hayatın ama çocuklarını aileni de düşün ve şöyle davran" diye yol mu gösterirdi? Tıpta insan sağlığında ve ruh sağlığında insanların doktorların kendi önyargılarını örd adetlerini bir kenara bırakıp hastaya yaklaşmaları gerekir.

Bence ilk iş psikoloğu değiştirin.
 
Allah yardımcınız olsun.

Yalnız bence başka psikologa da gidin, bu hanımın söyledikleri hiç güven vermedi bana nasıl böyle kesin konuşabiliyor yok telefon gelecekmiş de hem de kendisi ile birebir görüşmeden.
 
Aynen öyle şimdiye kadar her hatasında kol kanat gerdik. Biz affettikce o daha da olayları içinden çıkılmaz hale getirdi. Hep çocukların düzeni bozulmasın aman psikolojileri bozulmasın diye sustuk yuttuk. Biz yuttukça ablam sınırları aştı...

Simdi diyorum keske ben ablamda bir sorun olduğunun farkına vardığımda bugünkü kadar güçlü olabilseydim. Hep birseyler bahane oldu.. 20li yaşlarıma geldiğimde zaten ilk önce babamın ameliyat ve kanser tedavileriyle geçti. Daha sonra benim üniversite okumam ardından nisan, evlilik, çalışma hayati yok atanma telaşı derken olayların bu şekilde patlak vermesini mi beklemem gerekiyrodu illa diye kendime kızıyorum...

Varsa burdan okuyup kendi ailesinde boyle bir yakini olan lütfen sabretmesin. Lütfen dua edelim geçer demesin. Lütfen insan yerine koyup konuşalım laftan anlar demesin. Lütfen sonuçta evli, kocası ilgilenmesi gerekir ya da büyükler dururken bu şekilde harekete geçmek bana düşmez demesin. Güçlü olsun ya korkmasın hemen harekete gecsin...


Size şunu söylüyeyim sizin ve ailenizin gösterdiği olgunluğu herkes gösteremez.
Doğru olan tabiki sizin yaptığınız ama her aile yapamaz.
Çok olgun ve iyi niyetli insanlarsınız.
Ama ablanıza sırt çevirmeniz pek de doğru gelmedi bana.
Çocuklardan uzak tutsanız bile o sizin parçanız.
Aile olmak bunu gerektiriyor.
Dediğim gibi yine de yanlış yönlendirmek istemem.
Başka proflarada danışsanız iyi olur gibi geldi.
 
Bence işe psikoloğu değiştirerek başlayın.
Hiç bir psikoloğun hastasına "deli" diyeceğine inanmak istemiyorum.
Bence işe psikoloğu değiştirerek başlayın.
Hiç bir psikoloğun hastasına "deli" diyeceğine inanmak istemiyorum.
Belki sizin problemleriniz var ve ablanıza iftira atıyorsunuz?
Ablanızı görmeden öldürüleceğine yada delireceğine nasıl hüküm veriyor?
Yine aynı şekilde hiç bir psikoloğun "Tedavi olamaz, ya ölür ya delirir" yaklaşımıyla hastasından ümidi keseceğine inanamıyorum.

Ayrıca ablanız sizin değer yargılarınıza, Türk öfr adet geleneklerine göre hatalı davranmış. Ama psikolojide bu böyle değildir. Psikologlar hiç kimseye "Ben doğuluyum bana göre bu hatalı, sen delisin" diyemez. Ya da kendi önyargılarına göre bir dini dili ırkı vs vs yani kendinden olmayanı yargılayamaz. Tarafsız ve önyargısız yaklaşmak zorundadırlar.
Sizin psikolog maşallah hem kendi inancına göre teşhis koymuş hem de hastayı görmeden karar vermiş.
Aynı şeyleri bir Amerikalı kadın yapmış olsaydı o psikolog ona "Sen delisin" mi derdi yoksa "Kendi hayatın ama çocuklarını aileni de düşün ve şöyle davran" diye yol mu gösterirdi? Tıpta insan sağlığında ve ruh sağlığında insanların doktorların kendi önyargılarını örd adetlerini bir kenara bırakıp hastaya yaklaşmaları gerekir.

Bence ilk iş psikoloğu değiştirin.

Belki sizin problemleriniz var ve ablanıza iftira atıyorsunuz?
Ablanızı görmeden öldürüleceğine yada delireceğine nasıl hüküm veriyor?
Yine aynı şekilde hiç bir psikoloğun "Tedavi olamaz, ya ölür ya delirir" yaklaşımıyla hastasından ümidi keseceğine inanamıyorum.

Ayrıca ablanız sizin değer yargılarınıza, Türk öfr adet geleneklerine göre hatalı davranmış. Ama psikolojide bu böyle değildir. Psikologlar hiç kimseye "Ben doğuluyum bana göre bu hatalı, sen delisin" diyemez. Ya da kendi önyargılarına göre bir dini dili ırkı vs vs yani kendinden olmayanı yargılayamaz. Tarafsız ve önyargısız yaklaşmak zorundadırlar.
Sizin psikolog maşallah hem kendi inancına göre teşhis koymuş hem de hastayı görmeden karar vermiş.
Aynı şeyleri bir Amerikalı kadın yapmış olsaydı o psikolog ona "Sen delisin" mi derdi yoksa "Kendi hayatın ama çocuklarını aileni de düşün ve şöyle davran" diye yol mu gösterirdi? Tıpta insan sağlığında ve ruh sağlığında insanların doktorların kendi önyargılarını örd adetlerini bir kenara bırakıp hastaya yaklaşmaları gerekir.

Bence ilk iş psikoloğu değiştirin.

Olay sadece aldatmadan ibaret değil o sadece en son patlama noktası oldu...
Herşeyi bastan sona bir psikologa anlatmak benim için fazlasıyla zordu bir başka psikologa gidip ayni şeyleri tekrar anlatıp ayni şeyleri yeniden yasamak istemiyorum. 5 aylık hamileyim bu kötülüğü kendime yapsam da oğluma yapamam...
 
Kadının konuşmalarını beğendim. Yalnız şunun dışında 14 yaşında olan çocuğa yetişkin muamelesi yaparak “annen baban senin kadar olgun değil. Bundan sonra alacağın kararlarda yanındayız.” Bu cümle bana çok yapay geliyor. Rasyonel olarak doğru ancak hayat rakamlar kadar teorik değil. O anne baba boşluğunu en iyi psikologlardan yardım dahi alsa hayatı boyunca maalesef hissedecek. Ailenin sıcaklığını hiçbir 3. Şahıs veremez. Maalesef bu açığın kapanması mümkün değil. Diğer konular da bunun türevleri. Ama olabildiğince az zarar alabilir belki.
 
Back
X