• Merhaba, Kadınlar Kulübü'ne ÜCRETSİZ üye olarak yorumlar ile katkıda bulunabilir veya aklınıza takılan soruları sorabilirsiniz.

Evet dikkat ettim 5 litresi yok.
3 kişilik bir aileyiz.
Et haşlama da yaparım severiz.
Düdüklüde çok yemek yapan biriyim ben portakal.
Dolma, taze fasulye et, tavuk seviyorum yani zaman tasarrufu olsun istiyorum.
6 sanki büyük gelir bize ama emin olamadım.

Al sana 6 lt hepside çikti hemen bi bakim dedim
 
Evet dikkat ettim 5 litresi yok.
3 kişilik bir aileyiz.
Et haşlama da yaparım severiz.
Düdüklüde çok yemek yapan biriyim ben portakal.
Dolma, taze fasulye et, tavuk seviyorum yani zaman tasarrufu olsun istiyorum.
6 sanki büyük gelir bize ama emin olamadım.
Canım biz de 2 küçükle 4 kişiyiz ama 4,5 lt çok az..ben de o büyüklükte aldım çok pişmanım. 4,5 lt koyamıyorsun ki içine, max 2,5 lt falan koyulur herhalde..hani güvenlik çizgisi oluyor ya..bizde çoğunlukla eşim yapıyor yemekleri ve hep o çizgiye dikkat etmeden koyuyor suyunu, az koysa kurtarmıyor diye(iki tabaklık ancak zar zor çıkar yemek)..sürekli biraz pişir, kapağı aç, su ekle, tekrar kapat falan yapıyoruz://
 
Yanlis anlamazsan bir sey soracagim, benim arabam neden benden cok seni ilgilendiriyor 🙄
Acikcasi eczaneye arabayla gitmek benim aklima bile gelmiyor ama ben eczane diyorum senin aklina araba geliyor.
Canta baktim diyorum senin aklina arabam geliyor.
Yasindan oturu saygisizlik etmek istemem, ancak bu tutum pek hosuma gitmiyor.
Portakal , estağfurullah niye yanlış anlayayım...
Öncelikle, içtenlikle çok özür dilerim. Tartışmasız, "ama" sız çok özür dilerim.
Ben bunun seni rahatsız ediyor olacağını bir an bile düşünemedim, tamamen benim hatam.
Bir rahatsızlık oluşturabileceğimi hesap etmemişim, büyük eşeklik etmişim.

Çanta almak- almamak söz konusu olduğunda, çanta yerine poşet lafı edildiğinde, o arabadan elinde poşetle inerse o poşet "hoşluk" olur & hatta belki trend olur olsa olsa dedim. Ne kastettiğimi belli ki çok kısa anlatmışım. Bu da benim hatam.

Kastetiğim şuydu, ki bu konuya değindiğim bir yazı da var BDV'de, simgesel tüketim denilen bir kavram var, sen de bilirsin, bu kavram içinde insanların tüketim algısı şekilleniyor, tüketim, ihtiyaca değil, vereceği statüsel ve duygusal doyuma göre belirleniyor.

Metaların mübadele değeri ortadan kalkıyor, malların “yarar işlevi” yerine “gösterge işlevi” ön plana çıkıyor. Alış-satışı yapılan, imrenilen, tüketilen şey, salt bu göstergeler oluyor.

Ama gösterge ürünler arasında da bir değer hiyerarşisi var. Yani aynı fiyatlı iki aynı segment ürün, aynı şeyleri tetiklemiyor.

Biz, piyasaya çıkacak yeni bir ürün için Konda'ya bir pazar araştırması yaptırdık daha çok yeni. Kapitalist sistem malum, metaların tüketimi için bunları "ihtiyaç" olarak sunma stratejisi güttüğünden, biz de, ürünümüze hiyerarşik konum arıyoruz, neyle eşleştireceğiz, neye basamak olarak sunacağız vs... Çünkü ürünün reklamı, her ülkede bu verilere göre yerelleştirilecek. Araştırmada, binek araçlar da var.

Luxury mid-size SUV sınıfta, 4 marka/modelimiz var. Bunların içinde senin araban da var, ki diğerlerine göre çapraz bir noktada duruyor. Yani, tercih edenler arasında, diğer tercihleri yönünden, aşağıya doğru inen sıralamada, çok büyük ayrışmalar var. İki farklı yaşam formu, iki farklı karakter gibi düşün... Ama mesele bu da değil tek; Çünkü tuhaf bir şekilde, denek bir yandan senin aracını satın almayı tercih etmeyeceğini söylüyor, ama ilerleyen sayfalarda, "şöyle şöyle bir durumda... ne düşünürsünüz..." dendiğinde, kendi tercih edeceği araçtan inen adama lâf saydırıyor, senin araçtan ineni "saygıdeğer" buluyor. Bu müthiş bir sapma oluşturuyor falan falan..

İşin ilginç tarafı, bizim üst yönetimde de bu araçları kullananlar var. Biz de, eşek kadar adamlar olarak, süreç ilerledikçe, takım tutar gibi ayrıldık, çünkü, denekleri modellerken, ister istemez yakınlık-uzaklık hissi oluşuyor. Sanıyorum, burada, benim kafam bir hata yaptı, tüketici modellemesiyle geçen uzun ayların hasarı olarak kabul et lütfen, seni de kendi kafamda kimliklendirdim ben. Yani, davranmam gerektiğinden daha birbirimizi biliyormuşuz gibi davranmaya başladım. Bu da tamamen benim hatam.

Yanı sıra, bu 4 model araba ile o kadar hemhal olduk ki, artık hepsi bizim için kimliklendi. Yani, senin herhangi bir model BMW'n olsaydı, benim için adı "araban" olacaktı, ama senin araban benim "kendisi hakkında konuşurken" marka/model kullandığım 4'ten birine denk geldi..

Tüm bu yukarda saydıklarım çerçevesinde, "çanta yerine poşet" diyince ceycey hanım, bu toplumda o arabadan inen birinin elindeki poşetin artık poşet olarak görülemeyeceğini, söyledim. Ama, dediğim gibi, çok çok kısa olmuş belli ki. Hatta sen bana araba dediğinde, konu araba değil, arabanın poşet üzerindeki iyileştirici etkisi demiştim, hatırlıyor musun. Şu anda görüyorum bu lafın senin için ne kadar anlamsız olabileceğini... Lafın başı yok, sonu yok, ortasından bir cümle...

Hepsi benim hatam. Ben "araba"yı görüyorum, sen haklı olarak, "benim arabam"ı görüyorsun.

Eczaneye arabayla gidecek deseydim bu kadar rahatsız olmazdın muhtemelen, sürekli marka/model kullanmam sanıyorum rahatsızlık verdi.
Bu da tamamen benim hatam. Çok çok özür dilerim. Halbuki orada, sadece yaya mı arabayla mı gideceğin hakkında vicdani muhasebem var bir tek. Yazıya dökünce, arabayla değil, marka/modelle yazdım. Sen önceki poşetle birleştirdin, benim arabam bu kadını niye ilgilendiriyor dedin. Haklısın.

Portakal, yaş farkı nedeniyle durduğumuz yer, bir noktaya baktığımızda gördüğümüz şeyler artık çok çok farklı. Ben baktığım yerden illâ seninle ilgili bir şey göreceksem, arabanı görmem, ...Tökezlersen sen çantalarını satarsın ben böbreğimi.. lafını görürüm, bir sürü anı aklıma üşüşür, kalbimin üstüne koca bir öküz oturur. Sen benim kızımla aynı yaşlardasın ve çok geçmişte, onu büyütürken geçtiğim yerlerden geçiyorsun.
Ama hiç tartışmasız, herşeyden önce yaşıtlarımın arasında alıştığım rahatlığımda olmamam gerekirdi, senin baktığın yerden ne görebileceğin hiç aklıma gelmedi, ki bu da tamamen benim hatam, bunun için de çok özür dilerim. Ben kendimi tanıyorum, sen beni tanımıyorsun, tüm dünya beni tanıyormuş gibi davranmamam, ağzımdan çıkana dikkat etmem gerekirdi, çok haklısın.

Portakal, nasıl nasıl üzüldüm anlatmam mümkün değil,gerçekten özür dilerim. Gerçekten şoke oldum yazını görünce, hemen oturdum yazıyorum, olduğu gibi de göndereceğim. Ayrıca, uyardığın içn de çok teşekkür ederim

Son olarak; daha önce de söylemiştim, Allah tüm taksitlerini su gibi ödemeni nasip etsin, sana çok çok daha iyilerini de nasip etsin. :KK200:
 
Ben bozdurdum 😢😢 çok degil 3 taneydi ama çok üzdü 😢😢


3 gundur keyfini bekliyorum kepazenin
Hedef nokta 45 dolardi gordu indi tam o an sistemdeydim of tansiyonum oynadi :D
Uzulme cok firsat cikar, acele etme
Bende atom sattim oyle, 2 saat once mendilimle gozyaslarimi silip dash arkasindan su dokuyordum:( maliye 750 tl idi ondada
 
Neoculaaar burdamisiniz :KK70:
Gelin halay cekelim hadiii:KK70:
Canım ben kocama zorla aldırmıştım dün sattı:/// asel..n desen göbeğine bağ bağlar satmazdı ama adam duramıyor😢 bu hafta borsada da 5 bir yerden kazanmış diğer hisseyi zararına satmış..karı zararına denk bile değil..hep böyle iş yapmış ve ben bunu bu konu sayesinde öğrendim:/
 
Canım ben kocama zorla aldırmıştım dün sattı:/// asel..n desen göbeğine bağ bağlar satmazdı ama adam duramıyor😢 bu hafta borsada da 5 bir yerden kazanmış diğer hisseyi zararına satmış..karı zararına denk bile değil..hep böyle iş yapmış ve ben bunu bu konu sayesinde öğrendim:/


Yaaa
Olsun uzulme firsatlar bitmezki
 
3 gundur keyfini bekliyorum kepazenin
Hedef nokta 45 dolardi gordu indi tam o an sistemdeydim of tansiyonum oynadi :KK70:
Uzulme cok firsat cikar, acele etme
Bende atom sattim oyle, 2 saat once mendilimle gozyaslarimi silip dash arkasindan su dokuyordum:KK43: maliye 750 tl idi ondada
Yaaa ben dash ı, bat ı, neo yu kaydettim ama param yok:( hesabım koca kişisi tarafından bloke..şimdi de binance ın aktif olmasını bekliyorum:/ off
 
3 gundur keyfini bekliyorum kepazenin
Hedef nokta 45 dolardi gordu indi tam o an sistemdeydim of tansiyonum oynadi :KK70:
Uzulme cok firsat cikar, acele etme
Bende atom sattim oyle, 2 saat once mendilimle gozyaslarimi silip dash arkasindan su dokuyordum:KK43: maliye 750 tl idi ondada
Atom iki gözümün çiçeği beni mutlu etti
Dot da iyiydi 🥳🥳
Ohh ohh bereketli olsun paraciklarin 🧿🧿
 
Portakal , estağfurullah niye yanlış anlayayım...
Öncelikle, içtenlikle çok özür dilerim. Tartışmasız, "ama" sız çok özür dilerim.
Ben bunun seni rahatsız ediyor olacağını bir an bile düşünemedim, tamamen benim hatam.
Bir rahatsızlık oluşturabileceğimi hesap etmemişim, büyük eşeklik etmişim.

Çanta almak- almamak söz konusu olduğunda, çanta yerine poşet lafı edildiğinde, o arabadan elinde poşetle inerse o poşet "hoşluk" olur & hatta belki trend olur olsa olsa dedim. Ne kastettiğimi belli ki çok kısa anlatmışım. Bu da benim hatam.

Kastetiğim şuydu, ki bu konuya değindiğim bir yazı da var BDV'de, simgesel tüketim denilen bir kavram var, sen de bilirsin, bu kavram içinde insanların tüketim algısı şekilleniyor, tüketim, ihtiyaca değil, vereceği statüsel ve duygusal doyuma göre belirleniyor.

Metaların mübadele değeri ortadan kalkıyor, malların “yarar işlevi” yerine “gösterge işlevi” ön plana çıkıyor. Alış-satışı yapılan, imrenilen, tüketilen şey, salt bu göstergeler oluyor.

Ama gösterge ürünler arasında da bir değer hiyerarşisi var. Yani aynı fiyatlı iki aynı segment ürün, aynı şeyleri tetiklemiyor.

Biz, piyasaya çıkacak yeni bir ürün için Konda'ya bir pazar araştırması yaptırdık daha çok yeni. Kapitalist sistem malum, metaların tüketimi için bunları "ihtiyaç" olarak sunma stratejisi güttüğünden, biz de, ürünümüze hiyerarşik konum arıyoruz, neyle eşleştireceğiz, neye basamak olarak sunacağız vs... Çünkü ürünün reklamı, her ülkede bu verilere göre yerelleştirilecek. Araştırmada, binek araçlar da var.

Luxury mid-size SUV sınıfta, 4 marka/modelimiz var. Bunların içinde senin araban da var, ki diğerlerine göre çapraz bir noktada duruyor. Yani, tercih edenler arasında, diğer tercihleri yönünden, aşağıya doğru inen sıralamada, çok büyük ayrışmalar var. İki farklı yaşam formu, iki farklı karakter gibi düşün... Ama mesele bu da değil tek; Çünkü tuhaf bir şekilde, denek bir yandan senin aracını satın almayı tercih etmeyeceğini söylüyor, ama ilerleyen sayfalarda, "şöyle şöyle bir durumda... ne düşünürsünüz..." dendiğinde, kendi tercih edeceği araçtan inen adama lâf saydırıyor, senin araçtan ineni "saygıdeğer" buluyor. Bu müthiş bir sapma oluşturuyor falan falan..

İşin ilginç tarafı, bizim üst yönetimde de bu araçları kullananlar var. Biz de, eşek kadar adamlar olarak, süreç ilerledikçe, takım tutar gibi ayrıldık, çünkü, denekleri modellerken, ister istemez yakınlık-uzaklık hissi oluşuyor. Sanıyorum, burada, benim kafam bir hata yaptı, tüketici modellemesiyle geçen uzun ayların hasarı olarak kabul et lütfen, seni de kendi kafamda kimliklendirdim ben. Yani, davranmam gerektiğinden daha birbirimizi biliyormuşuz gibi davranmaya başladım. Bu da tamamen benim hatam.

Yanı sıra, bu 4 model araba ile o kadar hemhal olduk ki, artık hepsi bizim için kimliklendi. Yani, senin herhangi bir model BMW'n olsaydı, benim için adı "araban" olacaktı, ama senin araban benim "kendisi hakkında konuşurken" marka/model kullandığım 4'ten birine denk geldi..

Tüm bu yukarda saydıklarım çerçevesinde, "çanta yerine poşet" diyince ceycey hanım, bu toplumda o arabadan inen birinin elindeki poşetin artık poşet olarak görülemeyeceğini, söyledim. Ama, dediğim gibi, çok çok kısa olmuş belli ki. Hatta sen bana araba dediğinde, konu araba değil, arabanın poşet üzerindeki iyileştirici etkisi demiştim, hatırlıyor musun. Şu anda görüyorum bu lafın senin için ne kadar anlamsız olabileceğini... Lafın başı yok, sonu yok, ortasından bir cümle...

Hepsi benim hatam. Ben "araba"yı görüyorum, sen haklı olarak, "benim arabam"ı görüyorsun.

Eczaneye arabayla gidecek deseydim bu kadar rahatsız olmazdın muhtemelen, sürekli marka/model kullanmam sanıyorum rahatsızlık verdi.
Bu da tamamen benim hatam. Çok çok özür dilerim. Halbuki orada, sadece yaya mı arabayla mı gideceğin hakkında vicdani muhasebem var bir tek. Yazıya dökünce, arabayla değil, marka/modelle yazdım. Sen önceki poşetle birleştirdin, benim arabam bu kadını niye ilgilendiriyor dedin. Haklısın.

Portakal, yaş farkı nedeniyle durduğumuz yer, bir noktaya baktığımızda gördüğümüz şeyler artık çok çok farklı. Ben baktığım yerden illâ seninle ilgili bir şey göreceksem, arabanı görmem, ...Tökezlersen sen çantalarını satarsın ben böbreğimi.. lafını görürüm, bir sürü anı aklıma üşüşür, kalbimin üstüne koca bir öküz oturur. Sen benim kızımla aynı yaşlardasın ve çok geçmişte, onu büyütürken geçtiğim yerlerden geçiyorsun.
Ama hiç tartışmasız, herşeyden önce yaşıtlarımın arasında alıştığım rahatlığımda olmamam gerekirdi, senin baktığın yerden ne görebileceğin hiç aklıma gelmedi, ki bu da tamamen benim hatam, bunun için de çok özür dilerim. Ben kendimi tanıyorum, sen beni tanımıyorsun, tüm dünya beni tanıyormuş gibi davranmamam, ağzımdan çıkana dikkat etmem gerekirdi, çok haklısın.

Portakal, nasıl nasıl üzüldüm anlatmam mümkün değil,gerçekten özür dilerim. Gerçekten şoke oldum yazını görünce, hemen oturdum yazıyorum, olduğu gibi de göndereceğim. Ayrıca, uyardığın içn de çok teşekkür ederim

Son olarak; daha önce de söylemiştim, Allah tüm taksitlerini su gibi ödemeni nasip etsin, sana çok çok daha iyilerini de nasip etsin. :KK200:


Estagfurullah, bir cogumuzun annesi yasindasin ben kesinlikle özür bekleyerek yazmadim. Bir cok konuda senden fikir istiyoruz, farkli bakis acinla bizi aydinlatmani istiyoruz. Daha bu sabah okul konustuk.

Ancak yasak günde eczane arayan birine benim aklima acil bir durum mu var ki demek gelirdi saniyorum. Kazanla yapilmis duble kahve höpürdetmek, volvo, dilekçe yazmayan da çeksin muhabbeti beni bir miktar incitti.

Kendi adima ben de özür dilerim, belki ben yanlis anladim veya bazi seyleri yanlis yansittim, teşekkur ederim dileklerin icin. 💙
 
Back