Ve okul bitti
aslında anlatmam gereken o kadar şey var ki çünkü daha önce buraya iki konu açtım ve kısadan anlattım her şeyi ama özetle ben okulumda ingilizce hocama aşığım onu ilk defa benim evin oraya yeni üniversite adaylarına okulu tanıtmak için geldiği evimin orda ki meydan da görmüştüm daha sonra tabi umursamadım ama ben onun stajyer olduğunu düşündüm ki zaten okulu çok istiyordum aklım sadece o okula gitmekteydi o gün ve o yüzden pek umursamadım ve şans ya okula puanım yetti ve çok istediğim bölümünü kazandım daha sonra zaman geçti ve ben okula kayıt olmaya gittim ailemle sırayı beklerken birden karşımda belirdi ve kısa bir şekilde baktı ve geçti yanımdan o görüş o görüştür çünkü bu ikinci olmuştu aklıma girmişti artık ama ben onu hala stajyer sanıyordum :s daha sonra zaman geçti ben biraz rahatsızdım ve hava çok soğuktu koridorda ki doğalgaz peteğine yaslandım ve hocamı bekliyorum ve karşı sınıfta hocasını bekliyordu ben o kadar dalmışım ki birden onu karşımda gördüm ve elinde ingilizce kitabı ile karşı sınıfa 'hadi içeri girin arkadaşlar' dedi ve ben o an o kadar şaşırdım ki içimden 'hayır buse sakın buse adam ingilizce öğretmeniymiş sakın başka bir şey düşünme şu an tüm düşüncelerini sil aklından, sakın yapma' gibi kendi kendime kızmaya düşüncelerimi tamamen aklımdan silmeye çalıştım. Ama artık sürekli karşıma çıkmaya başladı okulumuz çok küçük genellikle meslek yüksek okulları çok büyük olmuyor ya bizim okul çok küçük herkes birbirini tanır o derece yani. Sürekli karşıma çıkmaya başladı ama ona bakmamaya çalışıyordum çünkü ne zama ona bakarsam canım çok yanıyordu ama onu hergün gördükçe daha çok sevmeye başladım o kadar seviyordum ki artık hiç bir şey düşünemez oldum ama yinede kendime kızıyordum diyordum ki 'yapma' hep yapma dedim kendime. Zaman ilerliyordu ben hala 1. sınıftayım daha bir sene bitmedi ve bir gün arkadaşımla okula girerken o da tam karşımdaymış bilmiyordum çünkü ben kimseye bakmam pek hep başım yere eğik yürürüm arkadaşım bana 'senin ki karşıda bak' dedi bende 'benim ki de kim' dedim arkadaşım 'bak bakkalın orda' dedi baktım ve ona baktım tekrar başımı öne eğdim çünkü seviyorum ama yanlış yapıyorum gibi geliyordu bana sanki günah işliyor muşum gibi kendimi suçlu hissediyordum. Arkadaşım bana 'Sana bakıyor' dedi inanmadım tekrar 'sana bakıyor baksana' dedi ben umursamadım sonra kız yemin edince kaldırdım başımı baktığımda bana bakıyordu o sabit duruyordu ben yürüyordum ve ben okulun kapısına gidene kadar bana baktığını gördüm ama umursamadım ne de olsa ben kimim ki sadece okulda ki sıradan bi öğrenciyim işte... O kadar mutsuzdum ki canım acıyordu çünkü çok seviyordum. Ve bu şekilde 1. sınıfı üstün başarı ile bitirdim. Yaz tatilinde biraz kendime geldim memleketim Giresun'a gittim ve bu bana çok iyi geldi. Okul açıldı ve ben artık ikinci sınıftayım. Ders programına bakmaya başladım bir de ne göreyim İş İngilizcesi ve onun ismi yazıyor o an öyle bir düşünceye kapıldım seviniyor muyum üzülüyor muyum bilmiyorum.
Ve beklediğim o an gelmişti bu yazıları yazarken bile daha dünmüş gibi yaşadığım o heyecanı öyle bir hatırlıyorum ki... Gün çarşamba ve saat (ikinci öğretim okuyorum) 19.00 sınıfa girdim kalbim yerinde çıkıcak çünkü birazdan o gelecek ve tanışacağız. İçeri girdi o içeri girince sanki sınıf gül koktu (en sevdiğim kokudur) ben sanki onu görünce yemin ediyorum şu dünyayı bana verseler o kadar mutlu olmazdım. İngilizce 'merhaba' dedi bize inci gibi dişleri vardı, elleri bembeyaz ve parmakları uzun, siyah hafiften aralarda beyaz saçları vardı, zayıftı. Herkesle tanışıyordu sırayla ve bana gelmişti ilk defa böyle yakından gözlerime baktı. Güldüm ve ingilizce 'adım buse' dedim sadece bunu diyebildim güldü 'nerelisin buse' dedi. 'Giresunluyum' dedim. 'Tamam tanıştığıma memnun oldum Buse' dedi. Güldüm sadece...
Artık hep çarşamba günlerini bekler oldum. Tüm hocalarımla o kadar iyi anlaşıyordum ki sanki arkadaş gibi şakalar falan yapıyorum koridorda ama onu görünce hemen yüzümü yere indiriyordum oda yanımdan geçiyordu. Dersinde hiç konuşmuyordum konuşamıyordum sadece doyasıya ona bakıyordum o kadar anlaşılıyordu ki onu sevdiğim kimse anlamasın diye herkesten gözlerimi yüzümü saklıyordum ama olmuyordu işte... Ben onun dersinde sessizdim ama o sanki inadına yoklamadan ne yapıp ne ediyodu 'Buse' diyordu. O kadar güzel Buse diyordu ki 'sürekli hiç susmadan Buse dese keşke' diye içimden geçiriyorum.
İki samimi çok yakın kız arkadaşım dışında kimse bilmiyordu. O kadar zor ki ama mecbursun için yansa da içinde taşıyamasan bile o kadar zor ki taşımak susmak... Onu seviyorsun ama o sana ait değil o kadar zor ki her gün ölüyordum her gün biraz daha. Ben otobüste arkadaşımla bu konuyu konuşurken ağladığımı hatırlıyorum herkesin bana baktığını hatırlıyorum... Çok şey sanki istediğim ne bu dünyayı ne milyon dolarları hiç bir şey değil ki ben sadece onu istiyordum bu kadar zor muydu?
Zaman geçti o da bana tuaf davranmaya başladı beni düşündürmeye başladı sanki sevdiğimi anlamış ve oda buna karşı bana tuaf davranıyordu koridorda bana bakıp ben baktığımda gözlerini yere indirmeler, derslerinde gözlerinin ucuyla bana bakmalar tuaftı düşündürecek davranışlar yapıyordu kısaca... Ben bunu facebook a da ekledim tabi ordan ders hakkında soru soruyordum ona ama bir gün hava nasıl soğuk göz gözü görmüyor nasıl kar yağıyor okul tatil oldu kardan dolayı, ben ders çalışıyorum saat gece 3 ve ben buna facebooktan mesaj attım dedim ki 'yarın okullar tatil ama siz okula gidecek ve ya dışarı çıkacak iseniz sıkı giyinin ki üşümeyin hasta olmayın kendinize dikkat edin Hocam iyi geceler' dedim ve bana hemen cevap attı ' :) tamam buse teşekkürler' dedi ve artık biraz olsun biliyordu onu sevdiğimi yada artık bu ihtimali daha çok düşünecek kafasına oturtacaktı. O kadar güzel bir kalbi var ki içinin güzelliği yüzüne vurmuş gibi öyle güzel tebbessüm ediyor ki en ufak davranışına bile dikkat ediyordum ve o kadar birbirimize benziyoruz ki inanılmaz derecede :) yediğimiz yemediğimiz sevdiğimiz sevmediğimiz her şey aynı yemin ediyorum ikizim olsa bu kadar aynı özelliklere sahip olamayız :)
Bir gün sanki attığım mesajdan öç almak gibi bir davranışta bulundu ben vize sınavı oluyordum sınavı oldum artık ne kadar çalıştıysam sınavı bitirdim verdim daha henüz herkes sınav oluyor ben koridora indim ve oturdum diğer sınavıma çalışıyorum son defa göz atıyordum ve ezber yapıyordum birden başımı kaldırdım asansör açıldı ve bir baktım karşımda o bana öyle bir bakıyor ki hiç gözünü ayırmadan geldi geldi öyle yaklaştı ki bana sonra durdu bana baktı ve gözlerini kaçırdı başını yere eğdi ve yolunu değiştirip odasına girdi şok olmuştum bu davranışının karşısında içimden 'bu neydi şimdi, resmen üstüme üstüme geldi' dedim sanki 'bak sen beni attığın mesajla düşünceye soktun şimdi düşünme sırası sende' der gibi ben zaten ondan başka hiç bir şey düşünmüyordum ki... Bu kimseye bakmaz hep başı öne eğiktir ama bana öyle değil koridorda bakar bana ben bakarım sonra gözlerimizi kaçırırdık.
Zaman ilerledi biz artık ders dışında da faceden çok güzel arkadaş gibi konuşmaya başladık çok samimi davranıyordu bana (halada öyle). Her şeyimi onunla paylaşıyorum rahatça. Ben bunun başka sınıfta dersine girdim o günde çok güzel şeyler oldu bana sorular sordu zaten çok iyi biliyorum ki benim onu sevdiğimi çok rahat bir şekilde anlıyordu biliyordu..
Ve artık mezun oluyorum mezuniyet törenim geldi çattı. Mekana geldim ve gözlerim onu arıyor her yerde. Törende sahneye çıkmak için isimler sayılıyor bunun içinde cübbemize isimlerimiz yazan kağıt yapıştırılması gerek birde demesin mi hocalar 'buse sizin sınıf hocanızdan alıcaksın o kağıdı' diye o kadar heyecanlandım ki onu beklemeye başladım ve o geldi yanına gittim bana 'naber buse' dedi 'saolun hocam siz nasılsınız' dedim oda 'teşekkür ederim' dedi ve güldük sonra yanına gittim tekrar bana baktı ve 'buse sınıfı takip edin sakın bir yere gitmeyin birlikte olacağız, benimlesiniz' dedi bana :) o an kalbim durucaktı neredeyse :) 'tamam hocam' dedim ve o yanımda bazen arkamda bazen önümde gittik sahneye çıktık diplomalarımızı aldık ve okulun sahibi müdürü falan konuşma yapıyor ben ailemin yanına gittim törende herkes gülüyor bir tek ben ağlıyorum anneme sarıldım 'anne ben daha ne zaman göreceğim onu' dedim annem beni onun yanına gönderdi ve yanına gittim 'Hocam' dedim bana baktı güldü elimi uzattım elimi tuttu sarıldım öptüm o an ölmüştüm heyecandan gözlerine baktım öyle bir bakıyordu ki gözlerime ve öyle güzel tebessüm ediyor ki bana. 'Fotoğraf çekilebilir miyiz' dedim 'Tabi' dedi bana ve çektik gözlerine baktım yine elim ayağım titriyordu ancak karşımda ki kişi dünyanın en aptal insanı olmalıydı onu sevdiğimi anlamaması için... 'Üzülme' dedi bana 'Üzülme yine görüşürüz en kötü ihtimal internetten görüşürüz' dedi bana 'tamam' dedim 'Hocam' dedim eğildi tam ona 'sizi çok seviyorum' dicektim ki içimden biri susturdu beni söyleyemedim ve tekrar boynuna sarıldım öyle güzel kokuyordu ki bir ömre bedel koku hiç bir şeye değişmeyeceğim o kokusu... Bırakmadım bir müddet ve gzölerine baktım öyle bakıyor ki gözlerime o da şaşırdı çünkü bırakmıyorum bırakamıyorum bir türlü... Başımı göğsüne koydum ve öyle kaldım hiç bir şey yapmıyordu sadece tebessüm ediyordu ve sonra bıraktım öyle yaklaştı ki bana tüm yüz hatlarını görebiliyordum ve bana 'gidiyor musun daha birlikteyiz ya' dedi bende 'evet gidiyorum' dedim 'tamam üzülme görüşürüz yine' dedi. 'tamam' dedim ve ailemin yanına giderken döndüm ona baktım bana bakıyordu ilerledim yine bana bakıyordu. ilerledim yine bana bakıyordu.
Şimdi yine facebooktan konuşuyoruz arkadaş gibi ama benden bir şeyler bekliyor gibi beni artık merak ediyor bana sorular soruyor sanki bana sahipleniyor gibi ama çok yoruldum evet çok seviyorum o kadar çok seviyorum ki ama bu kalbimden çok yoruldum onu sevdiğimi söylemek istiyorum sanki o da bunu bekliyormuş gibi geliyor bana ama ya diyorum ya kaybedersem dayanamam ki ölürüm yaşayamam benden uzaklaşması çok ağır gelir bana sırf bunun için yüreğimde taşıyorum ama o kadar ağır geliyor ki bana bir gün diyorum söyle hepsini uzaklaşırsa uzaklaşsın diyorum bir gün de yapma dayanamam diyorum ne yapacağımı bilmiyorum. Ben artık normal düşünemiyorum ondan başka hiç bir şey düşünemiyorum ne olur bana yardım edin ne olur ben o benim ilkim olsun istiyorum sadece onu istiyorum sadece... Ağlıyorum onun için, gülüyorum onun için benim hayatım o, onunla nefes alıyorum ben onu yaşıyorum bilmiyorum ne yapmalıyım sadece onu sevdiğimi söylemek istiyorum ama kafamdaki soru işaretleri? Sadece benden nefret etmesini benden uzaklaşmasını istemiyorum...