- 25 Haziran 2010
- 49
- 3
Uzun bir yazı olabilir, ama 5 dk. nızı ayırıp okumanız, belki benim hayatımı değiştirecek bir kaç kelimeye sebep olabilir.....
7 yıllık bir ilişkim var ve bir ay sonra evleniyoruz. İlişkimizin 2. yılına girmeden yaşadığımız 5 aylık bir ayrılığın ardından, nişanlım evlenmek istediğini belirtti. Bende kabul ettim. Ama daha öncesinde çok kez ayrılıklar yaşadık, hemde sebepsiz yere. O kadar saçma sapan hareketleri vardı ki, aşırı kıskançtı. Telefonumu geç açsam sorun olurdu, ama o telefonlarını kapatır, bazen hiç açmazdı. O zamanlarde ben hep arayıp dururdum. Daha sonra anladım ki yanlış yapıyormuşum. Ben eskisi gibi aramadıkça üstüme düşmeye başladı. Her gün ağlardım onun yaptıkları yüzünden. Geceleri yastığım sırılsıklam olurdu, herkesten gizlerdim.
Daha sonra iş ciddileşince, yani evlilik teklifi edince bana, tamam dedim düzeliyo bu adam. Bu arada 26 yaşındayım ben, o da 26 yaşında. Ben onu ilk gördüğümde aşık olmuştum, o da aynı şekilde. Evlilik kararı üzerine askerliği bir an önce bitirme kararı aldı. Askere gitmeden beni istemeye geldiler. Ben ailesini ilk kez o zaman tanıdım. Ama onu kendi ailemle tanıştırmıştım. O bu konularda çekingendi, sanki kız olan o erkek olan bendim. Söz zamanı herşeyi nişanlım yapacağı için, söz sepeti, söz alışverişi vs. gibi şeyler istemedim. Sadece kıyafet alınsın dedim. Nişanlımda bi de bilezik alırız dedi tamam dedim. Alışverişe çıktık, ne annesi ne ablası gelmedi. Abisiyle alışverişe çıktık. :1shok: Beğendiğim kıyafetleri aldılar, bi de bilezik. Ailesi işte askerden gelince evlendiririz, ev alırız vs. diye sözler verdiler.
Herşey çok güzeldi, askere gitti 15 ay bekledim. Evden çıkmamı istemedi tatillerde, ailemle gitme dedi. Gitmedim, evde tek başıma kaldım o zamanlar. Seviyodum, seviliyodum, aşıktık. Askerden geldi, iş bulma konusunda hiçbirşey yapmadı. Daha önce babasıyla birlikte çalışıyolardı, ama maaş yok sadece öyle harçlık, sigortada yok. Annesiyle konuştum, sigortası olsa, düzgün maaşlı bi işi olsa diye, ben kötü oldum. Aile işlerine karışmış oldum. Halbuki ben evleneceğim adamın geleceğine karıştım, o da kötülüğünü istemediğim hem kendisi hemde bizim geleceğimiz içindi. Ailesi bizim durumumuz yok evlendiremeyiz şimdi dediler, bir yıl geçti aradan. Hiçbişey değişmedi, bir tek iğne alınmadı. Ama birden bire diğer oğlunu evlendiriverdiler. Bana haber bile vermediler, ne nikahı, ne kına gecesini. Bu sebeplerden bizim aramız soğuktu, sürekli kavga eder olmuştuk. Çok fazla ailesini dinleyen biri. Ben ona her zaman doğruları göstermek istedikçe, o sırf benim istediğim olmasın diye tersini yaptı. Sonra ters gitti yaptıkları pişman oldu. Her seferinde keşke seni dinleseydim dedi.
Zaman böyle ilerlerken, aramız her geçen gün dahada kötüleşiyodu. Çünkü benim ailemde bişeyler bekliyodu. Bu kadar zaman geçmiş aradan, sözlenmişiz, 15 ay askere gidip gelmiş, sonra 1 sene geçmiş üstünden hiç bişey yok evlilikle ilgili. Ki biz sözlendiğimizde ne kadar güzel planlar kurup mutlu oluyoduk. Her geçen gün daha da kötüleşen ilişkimizi bi türlü bitiremedik, cesaret mi edemedik bilmiyorum ya da alışkanlık halini mi almıştı bilemiyorum. Bir gün bana yalan söyledi, her zaman yaptığı gibi. Hep yalan söylerdi, bende saf gibi kanardım. O gün ilişkiyi tamamen bitirdik, annesiyle konuştum, görüşmek istemediğimi söyledim. Zaten annesi de beni pek sevemedi sanırım, kapalı bi ailesi var benimde öyle olmamı istediler ben olmadım. Bu kadar yıl (4 yıllıktı ilişkimiz) emek verdiğim ilişkiyi bitirmiştim bi anlık sinirle.
Daha sonra çok aradım çıkmadı telefonlarıma, ağlama krizleri geçiriyodum. O kadar emek verdiğim ilişki nasıl bitebilirdi. Ne ailesi bir kez olsun aradı, ne kendisi. Bu kadar kolaydı onlar için. Yüzüğünü satmış gidip, ilk işi bu olmuş. Hattını değiştirmiş, ailem seni istemiyo bende ailemi dinlerim dedi, istemiyorum seni arama dedi. O an vazgeçtim ondan. Her gece ağladım, kimse bilmeden. Ailem farkındaydı, onlarda benimle birlikte ağladılar. Onları gördükçe bi insan nasıl bu kadar insanı üzebilir ki dedim. Benim ailem bana düşkündü çok. İyi gözükmeye çalıştım, ama her gece beynim patlayacamış gibi hissedene kadar ağladım. Ölücem artık dedim, beynimde bişeyler oluyo gibi hissediyorum. Kriz geçiriyodum geceleri, yastıklarım sırılsıklam oluyodu her gece durmaksızın. Kendime engel olmaya çalıştım, artık onu aramamalıydım, o beni istmiyosa ben onu hiç istememeliydim. Bu zaman içerisinde evden dışarı hiç çıkmadım, hep evde bi odada internet başında geçirdim zamanı. Pencereden bile bakmadım.
İnternette bir oyun sayesinde bir kaç arkadaşım olmuştu kız-erkek. sonra o arkadaşlarımdan biri beni bi arkadaşıyla tanıştırdı. Uzaktı bana çok, aramızda şehirler vardı. Onunla dertleştikçe sözlendiğim adamı unutuyodum. O kadar iyiydi ki bana karşı, o kadar sevgi doluydu ki, içimde kelebekler uçurmayı tekrar başarmıştı. Ben asla başka birini sevebileceğimi düşünmemiştim, asla olmaz diyodum. Ama o çok başkaydı, o benimle dertlerini paylaştıkça, bende onunla paylaştım. Sonra birbirimizi çok sevdik,buluşmaya karar verdik. Görüştük, yakışıklı değildi, ama kalp gözüyle görüyodum. Dünyanın en iyi insanıydı o, hala da öyle benim için. Onun okulu vardı, benim evlilik hayallerim, yapamayız dedim. Her gün böyle söyledim, netten biriyle tanışmak, sevgili olmak çok yanlıştı benim için. Ben 4yıldır tanıdığım adama güvenemezken, netten birine nasıl güvenebilirdim. Ama öyle değildi, güven onun diğer adıydı neredeyse. Ama bendeki psikolojik baskıyı o da anladı ve görüşmeme kararı aldık.
Bu sırada eski sözlüm sürekli beni aramaya görüşmek istemeye başladı. Çıkmadım telefonlarına, mesajlarına cevap vermedim. İçimde ona karşı ihç bi his yoktu. Nefret bile etmiyodum artık. Israrları sonucu telefonlarına cevap verdim ve içimden geçen herşeyi ona söyledim. Onu sevmediğimi, ondan nefret bile etmediğimi, benim için çok büyük bi hata olduğunu. O ise pişman olduğunu, bensiz yaşayamayacağınıi beni başkasıyla görürse benide o kişiyide yaşatmayacağını söyleyip, ağlayıp yalvarıyodu. Bendeki acıma hissi çok fazla, o yüzden onun ağlamalarına dayanamadım. Aptallık biliyorum. Çok pişmanım inanılmaz derecede. Ama onun üzülmesine dayanamadım. Hep dua ettim beni sevmesin artık, haketmiyodu beni çünkü. Olmadı vazgeçmedi benden. Ben soğuktum, çünkü içimdeki aşkı öldürmüştü. Sevmiyodum ki artık. Bir insan iki yıl her gece ağlayabilir mi? Ben ağladım, her gece aralıksız, başım ağrıyana kadar, beynim patlayana kadar.
Hep söyledim ona da sevgimi senin için akıttığım gözyaşlarıyla yokettin, içimden attırdın. Ben elimden geleni yapıcam dedi, artık herşey çok güzel olucak dedi. içimde hiç evlilik hevesi kalmamıştı. Bir yıl barıştığımızı ailesinden gizledi, benim ailemin herşeyden haberi vardı, ama onun ailesininde barıştığımızı bildiklerini sanıyolardı. Beni sürekli oyaladı, bugün söylicem, yarın söylicem diye diye. Artık istemiyorum dedim, sen nasıl bi insansın bi neler atlattık, hala aynısın hala yalancısın dedim. Ağladı yalvardı yine. Yine acıdım tamam dedim, zaman verdim ona, şu zaman tekrar gelin dedim. Yine oyaladı, yine aynı şeyler. En sonunda geldiler, taktık yüzükleri. Ama hala evlilik için erkendi onlar için, yapamazlardı, sorunları vardı onlara göre. Zaman geçtikçe sabrım kalmadı artık benim, yeniden ayrılmalar, yeniden barışmalar. Ondan uzaklaştıkçe peşimden gelmeye devam etti. Ama içimdeki sevgiyi yok ettiğinin farkında olmadı hiç. Sevmiyodum onu artık, her zaman söyledim. Ben seni seviyorum dedi, sende seversin, kızgınsın dedi.
Her gün yine yalanlarıyla, kavgalarımızla geçip duruyodu. Ailesini anlatmıyorum bile, onu yetiştirenler zaten onlar. Hiç ilgileri yok, hiç olmadı da zaten. Hiç gelinleri olacağımı hissetirmediler. Bende onunla yapamayacağımı her seferinde dile getirdim. Bu sırada ondan uzaklaşmak için kızkardeşimin evine gidiyodum. Evliydi kızkardeşim, eşi ve kendiside biliyodu herşeyimi, zaten arkadaş gibiydik. Benim içimde o kadar sevgi boşluğu vardı ki, kim ilgi gösterse gidecek gibydim. Eniştemin bi arkadaşı sürekli bizimle zaman geçirmeye başladı. Dünya iyisi biriydi, kardeşi gibiydi. Annesini de tanıyoduk, o da en az onun kadar iyi bi insandı. Çok özenmiştim, öyle bi kayınvalidem olsun diye. Bu sırada onun bana ilgisinin farkına vardım, muhabbetlerimiz fazlalaştı, birlikte zaman geçirir olduk. Benden hoşlandığını söyledi sonra, yakınlaşır gibi olduk. Ben ona dedim ki, ben sana gelirsem sen bana gelme. Ben boşluk içinde olabilirim, hatalar yapabilirim. Sonra ikimizde pişman oluruz. O da tamam dedi, ondan sonra görüşmedik hiç. Bulunduğum ortamlara hiç girmedi. Ondan istediğimi yaptı.
Bu zaman içinde ben evlilik hazırlığı yapmaya başladım, artık evlenmek için bişeyler yapmaya karar vermişlerdi. Yine kavgalar tartışmalar devam ediyodu. Ama evlilik fikrini aklıma koymaya başladıkça nişanlıma ısınmaya başlamıştım. Onu seviyo muydum sorusuna evet diyemesemde, bu kadar zaman verilen emeklere yazık olacağını düşünerek kendimi evliliğe hazırlamaya çalıştım. Bi süre sorun yok gibiydi. Ama ben nişanlıma yakınlaşamıyodum, onu öpmek bile gelmiyo içimden. Hala öyle. Şimdi yine sorunlar başladı gibi bende, psikolojik mi yoksa gerçekten aşk bittiği için mi böyle duygular içerisine girdim bilemiyorum. Nikah için günümüzü aldık, gün almaya gittiğimiz gün bile evlendirme dariesinin önünde beni yine ağlattı. Şimdi nikahımıza 1 ay var, ve ben onu sevmiyorum, evlenmek istemyorum, ama yapılan bu kadar masrafa, verilen bunca emeğe acıyorum. Ona acıyorum, aslında acınacak halde olan belkide benim. Sevmiyorum diyebiliyorum, o yanımda olmak istedikçe içimden hiçbişey demek gelmiyo. Şu an ona uzağım. Ailemde farkında herşeyin, ama açık açık anlatamıyorum bunları.
Bana akıl verin, bunları yaşamış olan, ya da benzer şeyler yaşanlar, siz olsanız sevmediğinizi düşündüğünüz bi insanlar belki severim tekrar diyerek evlenir misiniz? Tekrar sevebilir miyim, o huylarından vazgeçmiyoken? Bu kadar az bi zaman kalmışken evlilğe, bunları düşünüyo olmam ne kadar kötü bir durum bilebilseniz.
Bazen hayattan vazgeçmek istiyorum, dertlerim bitsin diye. Ama Allah'a inancım sonsuzken yapamam. Çok pişmanım, çok, evlenmek istemediğimi nasıl anlatabilirim? Söylüyorum ona, ama sonra bana soruyo ciddi miydin diye. Hayır diyorum, çünkü çok üzüldüğünü biliyorum ve hala onun üzülmesine dayanamıyorum. Bunun için kendimi feda ediyorum sanırım...
7 yıllık bir ilişkim var ve bir ay sonra evleniyoruz. İlişkimizin 2. yılına girmeden yaşadığımız 5 aylık bir ayrılığın ardından, nişanlım evlenmek istediğini belirtti. Bende kabul ettim. Ama daha öncesinde çok kez ayrılıklar yaşadık, hemde sebepsiz yere. O kadar saçma sapan hareketleri vardı ki, aşırı kıskançtı. Telefonumu geç açsam sorun olurdu, ama o telefonlarını kapatır, bazen hiç açmazdı. O zamanlarde ben hep arayıp dururdum. Daha sonra anladım ki yanlış yapıyormuşum. Ben eskisi gibi aramadıkça üstüme düşmeye başladı. Her gün ağlardım onun yaptıkları yüzünden. Geceleri yastığım sırılsıklam olurdu, herkesten gizlerdim.
Daha sonra iş ciddileşince, yani evlilik teklifi edince bana, tamam dedim düzeliyo bu adam. Bu arada 26 yaşındayım ben, o da 26 yaşında. Ben onu ilk gördüğümde aşık olmuştum, o da aynı şekilde. Evlilik kararı üzerine askerliği bir an önce bitirme kararı aldı. Askere gitmeden beni istemeye geldiler. Ben ailesini ilk kez o zaman tanıdım. Ama onu kendi ailemle tanıştırmıştım. O bu konularda çekingendi, sanki kız olan o erkek olan bendim. Söz zamanı herşeyi nişanlım yapacağı için, söz sepeti, söz alışverişi vs. gibi şeyler istemedim. Sadece kıyafet alınsın dedim. Nişanlımda bi de bilezik alırız dedi tamam dedim. Alışverişe çıktık, ne annesi ne ablası gelmedi. Abisiyle alışverişe çıktık. :1shok: Beğendiğim kıyafetleri aldılar, bi de bilezik. Ailesi işte askerden gelince evlendiririz, ev alırız vs. diye sözler verdiler.
Herşey çok güzeldi, askere gitti 15 ay bekledim. Evden çıkmamı istemedi tatillerde, ailemle gitme dedi. Gitmedim, evde tek başıma kaldım o zamanlar. Seviyodum, seviliyodum, aşıktık. Askerden geldi, iş bulma konusunda hiçbirşey yapmadı. Daha önce babasıyla birlikte çalışıyolardı, ama maaş yok sadece öyle harçlık, sigortada yok. Annesiyle konuştum, sigortası olsa, düzgün maaşlı bi işi olsa diye, ben kötü oldum. Aile işlerine karışmış oldum. Halbuki ben evleneceğim adamın geleceğine karıştım, o da kötülüğünü istemediğim hem kendisi hemde bizim geleceğimiz içindi. Ailesi bizim durumumuz yok evlendiremeyiz şimdi dediler, bir yıl geçti aradan. Hiçbişey değişmedi, bir tek iğne alınmadı. Ama birden bire diğer oğlunu evlendiriverdiler. Bana haber bile vermediler, ne nikahı, ne kına gecesini. Bu sebeplerden bizim aramız soğuktu, sürekli kavga eder olmuştuk. Çok fazla ailesini dinleyen biri. Ben ona her zaman doğruları göstermek istedikçe, o sırf benim istediğim olmasın diye tersini yaptı. Sonra ters gitti yaptıkları pişman oldu. Her seferinde keşke seni dinleseydim dedi.
Zaman böyle ilerlerken, aramız her geçen gün dahada kötüleşiyodu. Çünkü benim ailemde bişeyler bekliyodu. Bu kadar zaman geçmiş aradan, sözlenmişiz, 15 ay askere gidip gelmiş, sonra 1 sene geçmiş üstünden hiç bişey yok evlilikle ilgili. Ki biz sözlendiğimizde ne kadar güzel planlar kurup mutlu oluyoduk. Her geçen gün daha da kötüleşen ilişkimizi bi türlü bitiremedik, cesaret mi edemedik bilmiyorum ya da alışkanlık halini mi almıştı bilemiyorum. Bir gün bana yalan söyledi, her zaman yaptığı gibi. Hep yalan söylerdi, bende saf gibi kanardım. O gün ilişkiyi tamamen bitirdik, annesiyle konuştum, görüşmek istemediğimi söyledim. Zaten annesi de beni pek sevemedi sanırım, kapalı bi ailesi var benimde öyle olmamı istediler ben olmadım. Bu kadar yıl (4 yıllıktı ilişkimiz) emek verdiğim ilişkiyi bitirmiştim bi anlık sinirle.
Daha sonra çok aradım çıkmadı telefonlarıma, ağlama krizleri geçiriyodum. O kadar emek verdiğim ilişki nasıl bitebilirdi. Ne ailesi bir kez olsun aradı, ne kendisi. Bu kadar kolaydı onlar için. Yüzüğünü satmış gidip, ilk işi bu olmuş. Hattını değiştirmiş, ailem seni istemiyo bende ailemi dinlerim dedi, istemiyorum seni arama dedi. O an vazgeçtim ondan. Her gece ağladım, kimse bilmeden. Ailem farkındaydı, onlarda benimle birlikte ağladılar. Onları gördükçe bi insan nasıl bu kadar insanı üzebilir ki dedim. Benim ailem bana düşkündü çok. İyi gözükmeye çalıştım, ama her gece beynim patlayacamış gibi hissedene kadar ağladım. Ölücem artık dedim, beynimde bişeyler oluyo gibi hissediyorum. Kriz geçiriyodum geceleri, yastıklarım sırılsıklam oluyodu her gece durmaksızın. Kendime engel olmaya çalıştım, artık onu aramamalıydım, o beni istmiyosa ben onu hiç istememeliydim. Bu zaman içerisinde evden dışarı hiç çıkmadım, hep evde bi odada internet başında geçirdim zamanı. Pencereden bile bakmadım.
İnternette bir oyun sayesinde bir kaç arkadaşım olmuştu kız-erkek. sonra o arkadaşlarımdan biri beni bi arkadaşıyla tanıştırdı. Uzaktı bana çok, aramızda şehirler vardı. Onunla dertleştikçe sözlendiğim adamı unutuyodum. O kadar iyiydi ki bana karşı, o kadar sevgi doluydu ki, içimde kelebekler uçurmayı tekrar başarmıştı. Ben asla başka birini sevebileceğimi düşünmemiştim, asla olmaz diyodum. Ama o çok başkaydı, o benimle dertlerini paylaştıkça, bende onunla paylaştım. Sonra birbirimizi çok sevdik,buluşmaya karar verdik. Görüştük, yakışıklı değildi, ama kalp gözüyle görüyodum. Dünyanın en iyi insanıydı o, hala da öyle benim için. Onun okulu vardı, benim evlilik hayallerim, yapamayız dedim. Her gün böyle söyledim, netten biriyle tanışmak, sevgili olmak çok yanlıştı benim için. Ben 4yıldır tanıdığım adama güvenemezken, netten birine nasıl güvenebilirdim. Ama öyle değildi, güven onun diğer adıydı neredeyse. Ama bendeki psikolojik baskıyı o da anladı ve görüşmeme kararı aldık.
Bu sırada eski sözlüm sürekli beni aramaya görüşmek istemeye başladı. Çıkmadım telefonlarına, mesajlarına cevap vermedim. İçimde ona karşı ihç bi his yoktu. Nefret bile etmiyodum artık. Israrları sonucu telefonlarına cevap verdim ve içimden geçen herşeyi ona söyledim. Onu sevmediğimi, ondan nefret bile etmediğimi, benim için çok büyük bi hata olduğunu. O ise pişman olduğunu, bensiz yaşayamayacağınıi beni başkasıyla görürse benide o kişiyide yaşatmayacağını söyleyip, ağlayıp yalvarıyodu. Bendeki acıma hissi çok fazla, o yüzden onun ağlamalarına dayanamadım. Aptallık biliyorum. Çok pişmanım inanılmaz derecede. Ama onun üzülmesine dayanamadım. Hep dua ettim beni sevmesin artık, haketmiyodu beni çünkü. Olmadı vazgeçmedi benden. Ben soğuktum, çünkü içimdeki aşkı öldürmüştü. Sevmiyodum ki artık. Bir insan iki yıl her gece ağlayabilir mi? Ben ağladım, her gece aralıksız, başım ağrıyana kadar, beynim patlayana kadar.
Hep söyledim ona da sevgimi senin için akıttığım gözyaşlarıyla yokettin, içimden attırdın. Ben elimden geleni yapıcam dedi, artık herşey çok güzel olucak dedi. içimde hiç evlilik hevesi kalmamıştı. Bir yıl barıştığımızı ailesinden gizledi, benim ailemin herşeyden haberi vardı, ama onun ailesininde barıştığımızı bildiklerini sanıyolardı. Beni sürekli oyaladı, bugün söylicem, yarın söylicem diye diye. Artık istemiyorum dedim, sen nasıl bi insansın bi neler atlattık, hala aynısın hala yalancısın dedim. Ağladı yalvardı yine. Yine acıdım tamam dedim, zaman verdim ona, şu zaman tekrar gelin dedim. Yine oyaladı, yine aynı şeyler. En sonunda geldiler, taktık yüzükleri. Ama hala evlilik için erkendi onlar için, yapamazlardı, sorunları vardı onlara göre. Zaman geçtikçe sabrım kalmadı artık benim, yeniden ayrılmalar, yeniden barışmalar. Ondan uzaklaştıkçe peşimden gelmeye devam etti. Ama içimdeki sevgiyi yok ettiğinin farkında olmadı hiç. Sevmiyodum onu artık, her zaman söyledim. Ben seni seviyorum dedi, sende seversin, kızgınsın dedi.
Her gün yine yalanlarıyla, kavgalarımızla geçip duruyodu. Ailesini anlatmıyorum bile, onu yetiştirenler zaten onlar. Hiç ilgileri yok, hiç olmadı da zaten. Hiç gelinleri olacağımı hissetirmediler. Bende onunla yapamayacağımı her seferinde dile getirdim. Bu sırada ondan uzaklaşmak için kızkardeşimin evine gidiyodum. Evliydi kızkardeşim, eşi ve kendiside biliyodu herşeyimi, zaten arkadaş gibiydik. Benim içimde o kadar sevgi boşluğu vardı ki, kim ilgi gösterse gidecek gibydim. Eniştemin bi arkadaşı sürekli bizimle zaman geçirmeye başladı. Dünya iyisi biriydi, kardeşi gibiydi. Annesini de tanıyoduk, o da en az onun kadar iyi bi insandı. Çok özenmiştim, öyle bi kayınvalidem olsun diye. Bu sırada onun bana ilgisinin farkına vardım, muhabbetlerimiz fazlalaştı, birlikte zaman geçirir olduk. Benden hoşlandığını söyledi sonra, yakınlaşır gibi olduk. Ben ona dedim ki, ben sana gelirsem sen bana gelme. Ben boşluk içinde olabilirim, hatalar yapabilirim. Sonra ikimizde pişman oluruz. O da tamam dedi, ondan sonra görüşmedik hiç. Bulunduğum ortamlara hiç girmedi. Ondan istediğimi yaptı.
Bu zaman içinde ben evlilik hazırlığı yapmaya başladım, artık evlenmek için bişeyler yapmaya karar vermişlerdi. Yine kavgalar tartışmalar devam ediyodu. Ama evlilik fikrini aklıma koymaya başladıkça nişanlıma ısınmaya başlamıştım. Onu seviyo muydum sorusuna evet diyemesemde, bu kadar zaman verilen emeklere yazık olacağını düşünerek kendimi evliliğe hazırlamaya çalıştım. Bi süre sorun yok gibiydi. Ama ben nişanlıma yakınlaşamıyodum, onu öpmek bile gelmiyo içimden. Hala öyle. Şimdi yine sorunlar başladı gibi bende, psikolojik mi yoksa gerçekten aşk bittiği için mi böyle duygular içerisine girdim bilemiyorum. Nikah için günümüzü aldık, gün almaya gittiğimiz gün bile evlendirme dariesinin önünde beni yine ağlattı. Şimdi nikahımıza 1 ay var, ve ben onu sevmiyorum, evlenmek istemyorum, ama yapılan bu kadar masrafa, verilen bunca emeğe acıyorum. Ona acıyorum, aslında acınacak halde olan belkide benim. Sevmiyorum diyebiliyorum, o yanımda olmak istedikçe içimden hiçbişey demek gelmiyo. Şu an ona uzağım. Ailemde farkında herşeyin, ama açık açık anlatamıyorum bunları.
Bana akıl verin, bunları yaşamış olan, ya da benzer şeyler yaşanlar, siz olsanız sevmediğinizi düşündüğünüz bi insanlar belki severim tekrar diyerek evlenir misiniz? Tekrar sevebilir miyim, o huylarından vazgeçmiyoken? Bu kadar az bi zaman kalmışken evlilğe, bunları düşünüyo olmam ne kadar kötü bir durum bilebilseniz.
Bazen hayattan vazgeçmek istiyorum, dertlerim bitsin diye. Ama Allah'a inancım sonsuzken yapamam. Çok pişmanım, çok, evlenmek istemediğimi nasıl anlatabilirim? Söylüyorum ona, ama sonra bana soruyo ciddi miydin diye. Hayır diyorum, çünkü çok üzüldüğünü biliyorum ve hala onun üzülmesine dayanamıyorum. Bunun için kendimi feda ediyorum sanırım...