Yabancılar gibi çocuk yetiştirmek?

Aslinda burada durum degerlendirmesi onemli,
Hangi aglamaya cevap vereceginiz, hangi aglamaya prim vermeyeceginizi secmeniz gerek,

Tum aglamalara kayitsiz kalmak bana da acimasiz geliyor, ama ornegin buyume ataklari zamanindaki aglamalara cevap vermenin de hic bir artisi yok. Cunku siz ne ya


Benim cok basarili buldugum vir yazar, tracy hogg.
Bebekleri 5 gruba ayirmis: melek bebekten huysuz bebege kadar.
Her grup icin ne taktikler kullanabilecegini anlatiyor, uyku egitiminden tuvalet egitimine degin. Ornegin huysuz bebegin varsa ve bunun bilincinde isen tatikleri de uygulayarak ama beklentiyi cok yukseltmeden olabildigince huzurlu bir bebeklik gecirme vaadi veriyor.
Ben kendisinin kitabindan cok faydalandim.
Biz de takipteki doktorumuzun önerisiyle hogg dan faydalandık.
Onun kategorilerinde 2 si birden hem huysuz hem nazlı.
Doktorların tanımı high need child.

Ben çocuğumu kabullendim, bu pislik şu bu olayları hariç hepsine alıştım ya da çözüm buldum.
Ama bu çocukların ve ebeveynlerin zorunlu olarak toplumdan kendini soyutlaması, o cıkcıkları duymak, sürekli kınanmak vs.
İstediğin kadar umursama ama ben de istiyorum çocuklarım ağlamadan, mutlulukla bir aktiviteyi tamamlasın ki çevreden o lafları duymayalım, bakışları görmeyelim.

Onlar zorluyor, ne yalan söyleyeyim.
Az değiller, yüzde on kadar karşılaşıyoruz diyor doktorlar yeni nesilde.
 
Gerçekten öyle.
Bunu ancak çok çocuklu aile ya da çok kardeşli insanlar farkedebiliyor.
Ben ablamla tamamen zıt karakterleyim, halbuki aynı aile eğitti, aynı koşullarda sevgiyle yaşadık, aynı cezaları aldık falan filan.

İlk çocuğum doğdu, daha doğduğu gün bir bebek neden emmez, neden dimdik tutar kafayı, neden yerinde durmaz, sürekli ağlar, çişi 1 damla olsa ağlar, uyumaz, anne yerine başkalarında susar vs.
İnsan 5 günlük bebeği koyduğu yatağın öbür ucunda bulur mu, ben buldum.
İşte tüm yaşantımı değiştiren çocuğum zaten ilk olan.

İkinci çocuğum doğdu, doğduğu dakika göğsüme yapıştı, sesimle sakinleşti, aşırı hareketli ama pozitif, kolik ama kriz dışında gülücükler saçıyor.

İnanın hala bu kadar zıt karakterleri.
Biri otorite karşıtı, dirayetli, inatçı, mızmız ve ağlak; öbürü ise kural seven, aileyi dikkate alan, güvenli alanın dışına çıkmayıp krizlerini telkinle altabilen totosu kurtlu çocuğum.

Dünyaya gözlerini açtıklarında bir ruh var, ben buna tanık oldum ve hiçbir uzman söylemiyor, kitaplarda yazmıyor, bilim açıklamıyor.
Ama öyle, biz ebeveynler ancak yol gösterici, eşlik eden olabiliyoruz bu yolculuklarında, yola sokan değil, daha ötesi olmuyor.

Aynen oyle
Bir de kavram karmasasi yasaniyor bazi konularda , hareketli cocukla simarik cocuk karistiriliyor
Mesela annesine babasina küfreden vuran cocuk kotu aile egitimi almis cocuktur bu cok net ama koltuk tepelerinde gezen kendinden baskasina zarar vermeyen cocugun karakteri budur
Maalesef hepsi ayni kefeye konuyor bizim toplumda
 
Loser9 Loser9
Çok teşekkür ederim izin verdiğin için, oldukça farklı öneriler ve bakış açıları kazandım.

Anneler olarak da döküldük hatıralarımızla, yolun başındayken umarım size de faydalı olur bu bilgiler.
Tecrübe en iyi öğretmendir derler.🥰
 
Bende şunu anladım. Ağlamayı seven çocuk ağlıyor yapacak bişey yok.
Arkadaşımın okul öncesi seviyesinde bir öğrencisi vardı. İlk saat başlamış ağlamaya “ben eve gidicem” diye, son saate kadar yerden kalkmamış, ağlamayı da kesmemiş. Arkadaşım da kendini videoya almıştı ders anlatırken. Son saat artık oturmuş hepsi çocuğu dinlemiş. Çocuk yerde nasıl ağlıyor 😅. Artık sınıf arkadaşları kızmaya başlamış başımızı ağrıttın diye vs. Anne babasını aramışlar anne hemen “gelip alayım” demiş, babası “hayır her şeyi ağlayarak elde edemeyeceğini öğrenmesi gerekiyor, susar” demiş. O yaşa kadar her istediğini ağlayarak yaptıran çocuk o saatten sonra bunu anlar mı? Hiç sanmıyorum. Ebeveynlikte iki tarafın iş birliği içinde olmaması, ve büyük bir ihtimalle çoğunlukla ağlamasın diye istediği her şeyin yapılması çocuğu bu hale getirmiş. Hatta belki artık öğretmenlerinin farklı davranışlarına kadar ilerlemiş bu durum. Bazı şeyleri öğretmekte çok geç kalmışlar çocuklarına 🤷🏼‍♀️
 
Biz duygusal milletiz.
Orda sıkıntı yaşıyoruz galiba.
Annem bebeğimi kucağımda sallar gibi gezinirken sallamaya alıştırma, kucağa alıştırma sonra çok zorlanirsin diyordu.
Dedim anne bu çocuk 32 gün kuvözde yattı.
Ağladı ağladı kimse kucaklamadı.
Yorulup sustu.
Şimdi nasıl kucağımı esirgeyeyim?
Annem hemen bakmadılar mi ona kuvözde diye üzülüyo.. Dedim 30 bebek var orda hangi birine baksınlar. Annemin bakışlar küçük Emrah.
Kararlılık bu kadar işte.. :)

Şimdi çok küçük sağlık sorunları var hassasım.
Belki 2 yaşına geldiğinde duygularımı kontrol edebilirim.

Çünkü ben de öyle çocuk yetiştirmek istiyorum ama çok zor olduğunu biliyorum.
Insallah yetiştirebilirim.
Ayrıca bebek kucakta büyür.
Feriştahı gelse fikrim değişmez.
 
Arkadaşımın okul öncesi seviyesinde bir öğrencisi vardı. İlk saat başlamış ağlamaya “ben eve gidicem” diye, son saate kadar yerden kalkmamış, ağlamayı da kesmemiş. Arkadaşım da kendini videoya almıştı ders anlatırken. Son saat artık oturmuş hepsi çocuğu dinlemiş. Çocuk yerde nasıl ağlıyor 😅. Artık sınıf arkadaşları kızmaya başlamış başımızı ağrıttın diye vs. Anne babasını aramışlar anne hemen “gelip alayım” demiş, babası “hayır her şeyi ağlayarak elde edemeyeceğini öğrenmesi gerekiyor, susar” demiş. O yaşa kadar her istediğini ağlayarak yaptıran çocuk o saatten sonra bunu anlar mı? Hiç sanmıyorum. Ebeveynlikte iki tarafın iş birliği içinde olmaması, ve büyük bir ihtimalle çoğunlukla ağlamasın diye istediği her şeyin yapılması çocuğu bu hale getirmiş. Hatta belki artık öğretmenlerinin farklı davranışlarına kadar ilerlemiş bu durum. Bazı şeyleri öğretmekte çok geç kalmışlar çocuklarına 🤷🏼‍♀️
Benim ortaokulda bir arkadaşım yapardı aynısını
Dersleri anlamıyorsa ağlar, biri gık dese ağlar, ama ne ağlama morarma falan oluyordu kızda derslerin 10 dakikasını yerdi krizlere girerdi.

En sonunda sert bir matematik öğretmeni ağlayarakta matematik dinleyebilirsin deyip hiç bir yere gitmiyorsun diyene dek aynı şeyi yaptı.
Sonra başka hocalarda arkadaşlarının ders süresinden yiyorsun bir iki oldu yeter artık dediler bir daha yapamadı.
 
Benim ortaokulda bir arkadaşım yapardı aynısını
Dersleri anlamıyorsa ağlar, biri gık dese ağlar, ama ne ağlama morarma falan oluyordu kızda derslerin 10 dakikasını yerdi krizlere girerdi.

En sonunda sert bir matematik öğretmeni ağlayarakta matematik dinleyebilirsin deyip hiç bir yere gitmiyorsun diyene dek aynı şeyi yaptı.
Sonra başka hocalarda arkadaşlarının ders süresinden yiyorsun bir iki oldu yeter artık dediler bir daha yapamadı.
Ortaokula kadar kimse bu şekilde davranmadığı için ilerletmiş bu alışkanlığını demek ki... Çok kötü koskoca kızın bu davranışı yapması ve ailesinin bu davranışı engelleyecek şekilde kızla ilgilenmemesi.

Benim bir kedim var o da aynı. Obur ve günlük ihtiyacından daha çok mama yemek istiyor. Bazen de mama kabında kalan mamaları yemek istemiyor yenisini istiyor inatla. Ben yeni mama vermedikçe bağırıyor, ağlıyor, tezgaha çıkıyor. Bir ara beni parmağında oynatıyordu resmen. Sussun diye, özellikle de tezgaha çıkmasın diye veriyordum mama. Şimdi hiç oralı olmuyorum istediği kadar ağlasın istediği kadar tezgaha çıksın. Ya gidip bir yere yatıyor ya da o yemek istemediği mamayı yiyor.

Resmen ebeveynlik denemesi yaşatıyor bana 😂😂
 
Çok teşekkür ederim☺

Derdim bayağı tiksinç bir şey öncelikle kusura bakmayın ama maalesef bunu aşamıyorum.

Çocuklarım aşırı aşırı pis, ne yapsak olmuyor.
Tükürme, orayı burayı yalama, olur olmaz şeyleri ağzına sokma, sürekli suyla oynama, tükürük elinde biriktirip sağa sola sürme, duvar kağıdı, ambalaj, defter, kitap vb şeyleri koparıp çiğneme, atlet tshirtü bile ağzına alıp kemirme, birbirini ısırma vb iğrenç, mide bulandırıcı hareketler var.

Dün artık sabrımın son sınırına geldim, yeni aldığım yapbozun tüm parçalarını yalamışlar, o halde görünce oturup ağlamaya başladım.

Bu çocuklarla takdir edersiniz ki insan içine çıkmam mümkün değil, dışarıda da yaparlar.
Sandalyeyi yalar, ayakkabısını ısırır, saçma sapan pis şeyler.
En son sahilde kumları ağızlarına attıklarını görünce kısa çaplı bir kriz geçirmiştim.
Bir de geçenlerde küçük kutu sütü klozete daldırırken yakaladığımda kendimi tımarhaneye kapatmak istedim, yok olmuyor dayanamıyorum ben buna.

4 ve 3 yaşındalar, 4 yaşında olanın huyu bu ve küçüğü de kendine uyduruyor.
Oral dönem dedik bekledik bitti geçmedi, kardeşi oldu ondandır dedik bekledik yine yok.
Evde bir tane bile sağlam araba yok çünkü oyuncak arabalarının lastiklerini dişleriyle kemirerek çıkarıyorlar, sakız niyetine çiğniyorlar.

Ben ne yapacağım, bilen, duyan var mı böyle iğrençlik?

Merhabalar sohbet ilerlemişken ben de ortadan girdim
Oral dönemde uyaran ihtiyacı bitmemiş anladığım kadarıyla çocuklarınızın.
Benim de bir 6 yaş oğlum bir de 8 yaş kızım var ikisi de uzun süre oral uyaran ihtiyacı duydular
O zaman okuduklarımdan bir duyu bütünleme terapisi alabileceklerini çıkartmıştım bir kere gittik ama devam etmedik.
Çocuk doktorumuzun önerisi ile hareket ettim. Mesela oğlum çok küçüktü daha bir yaş bile yoktu diş etlerine plastik eldiven ile masaj yapıyorduk.
Sonraki süreçte şu hayvanların kemirebildiği oyuncaklar var ya bime bile gelmişti. Ona benzer kemirilebilecek şeylerden verdim ellerine
İstediğinizde kemirin ezin çiğneyin dedim.
Tüm oyuncak bebeklerimizin el ve ayakları yenmiştir bizim de :)
Şimdi sakız çiğneyebiliyorlar özellikle kızıma sakız veriyorum hala kalem arkası kemiriyor ama o kadar olsun.
Oğlum sakız çiğneyemiyor o hala ısırmaya devam ediyor :)
Yani kesin çözüm değil ama beni rahatlatan çözümlerden yazmak istedim.
Bir de el ve ayak uyaranları ile dil ağız damak uyaranları birbirirni etkiliyor diye biliyorum.
Yine doktorumuz mesela yiyemediği ve damağının hassasiyet gösterdiği şeyi önce eli ile ezmesine izin verin demişti.
Veya dokunamadığı yüzeye ayağıyla dokunsun. Çime dokunamayan toprağa basamayan çocuklarda bu duyusal hassasiyetler sanırım benzer yerlerden işliyor.
 
Çocuk yetiştirmek oldukça emek istiyor
Benim de zorlandığım bağırdığım çileden çıktığım bir sürü zaman var.
Kendimi geliştirmek adına okumadığım kitap kalmadı ama en işime yarayan kitap şidetsiz iletişim kitabı ve onun üzerine aldığım eğitimler oldu.
Bu kitap sayesinde kendi duygumun ihtiyacımın aynı şekilde çocuğun duygu ve ihtiyacının farkına vardım .
Biz maalesef duyguları bastırılarak büyütülmüş bir nesiliz.
Kurallar vardı uyardın, ceza vardı alırdın, yaşar devam ederdin.
Benim pratiğim kendi çocuklarıma gelince anlam bulmadı.
Çocuğun neden ağladığını bilmeden kural koymak beni zorladı. Hatta böyle durumlarda kendi çocukluğumda bana verilmemiş olan sevgiyi ve kendimi ifade etmem için sunulmamış alanı da farkederek iyice öfkeleniyordum.
Şimdilerde her hareketin altında yatan ihtişyaca bakmaya çalışıyorum. Hissettiğim duygunun neyi haber verdiğini izlemeye çalışıyorum .
Çocuklarımı empatik bir yerden dinlemeye çalışıyorum. İşler böyle daha kolay. Zor olan bunu yapmaya çalışmak. Sanki yeni bir konuşma dili öğreniyormuş gibiyim.
 
Çocuğu da çok aglatmamak lazım ama ya. Çok ağlayacağım bildigimiz bir şeye de hayır dememek lazım o an şartlar yerindeyse.

Ağlayan hiç bir evladımı yalnız başına bırakmam. Sarılırım , severim, nedenini defalarca o an için anlatırım.

Hatta bir tane cadım var agladiginda saçlarımı yoluyor, yine vazgeçmeyip ellerini öpüp sakinleştirmeye çalışıyorum.

Kiyamiyorum , zaten ne kadar çocuk olacaklar ki.

Dediğimden vazgecmiyorum ancak kendi halinde de " ağlayıp ağlayıp " susar diyemiyorum.

Hatta çok ağlayacağımi bildiğim bir şeye hayır demiyorum.

Neden onu ağlarken yalnız bırakayım ki.. Bu onda farklı bir duygu oluşturabilir.

Bu arada çocuklarım sözümü dinlerler. Bana hiç olumsuz bir dönüşü olmadı.

Dinlemeyeceklerini bildiğim şeyde de görmezden gelirim, yüz göz olmam.

çocuğu yalnız bırakmakla ilgili birşey yazmadım ki ben.
kültürümüzde çocuk ağladığı zaman yeter ki ağlamasın diye her istediğini yapmak çok hakim. yanlış bulduğum bu.
 
+100000
Markette avmde sürekli kendilerini yerden yere atan çocuklar görüyorum.
En sonunda tüm istediklerini yaptırıyorlar ebeveynlerine tamamen yanlış
Çocuk ne kadar çok yüksek sesle ağlarsa başkalarının önünde ne kadar fazla bağırırsa isteklerinin yerine getirileceğini öğreniyor.

Mesela misafirdeyken yada evde misafir varken çocuklar çok daha fazla huysuzluk ve yaramazlık yapıyor.
Çünkü annesinin rezil olmamak istediği için kızıp ceza veremeyeceğini biliyor.
Davranışlarda tutarlı olmak önemli bir de

aynen demek istediğim bu benim de.
yeter ki ağlamasın moduna girip hemen talebini yerine getirmeye odaklı çok fazla ebeveyn var. ayrıca aman hiç ağlamasın çocuk fikrine de katılmıyorum. aksine ağlamayı da üzülmeyi de kırılmayı da öğrenmeli ki evden çıkıp dış dünyaya daldığında kimse onu ağlatmayacak sanmasın.
 
Çok teşekkür ederim☺

Derdim bayağı tiksinç bir şey öncelikle kusura bakmayın ama maalesef bunu aşamıyorum.

Çocuklarım aşırı aşırı pis, ne yapsak olmuyor.
Tükürme, orayı burayı yalama, olur olmaz şeyleri ağzına sokma, sürekli suyla oynama, tükürük elinde biriktirip sağa sola sürme, duvar kağıdı, ambalaj, defter, kitap vb şeyleri koparıp çiğneme, atlet tshirtü bile ağzına alıp kemirme, birbirini ısırma vb iğrenç, mide bulandırıcı hareketler var.

Dün artık sabrımın son sınırına geldim, yeni aldığım yapbozun tüm parçalarını yalamışlar, o halde görünce oturup ağlamaya başladım.

Bu çocuklarla takdir edersiniz ki insan içine çıkmam mümkün değil, dışarıda da yaparlar.
Sandalyeyi yalar, ayakkabısını ısırır, saçma sapan pis şeyler.
En son sahilde kumları ağızlarına attıklarını görünce kısa çaplı bir kriz geçirmiştim.
Bir de geçenlerde küçük kutu sütü klozete daldırırken yakaladığımda kendimi tımarhaneye kapatmak istedim, yok olmuyor dayanamıyorum ben buna.

4 ve 3 yaşındalar, 4 yaşında olanın huyu bu ve küçüğü de kendine uyduruyor.
Oral dönem dedik bekledik bitti geçmedi, kardeşi oldu ondandır dedik bekledik yine yok.
Evde bir tane bile sağlam araba yok çünkü oyuncak arabalarının lastiklerini dişleriyle kemirerek çıkarıyorlar, sakız niyetine çiğniyorlar.

Ben ne yapacağım, bilen, duyan var mı böyle iğrençlik?
Aaa benim sipalar bunlar :))) klozete bisey daldirma konusunda tesebbus asamasinda yakaladim, bi daha yapmadilar. Koltuk sandalye vs yalamazlar ama arada koltugun kenarlarini kemirdiklerine sahit oldum. 2 gun once 4 yasindaki danam ayagindaki corabi agziyla cekistiriyordu. 2 yasindaki kizim ayagindaki lastik terligi cikarmis kemirmeye calisiyordu.. tshirt yakalarini dislerler cekistirirler filan..

Bi ara ayak tirnaklari dahil olmak uzere tirnak yeme vardi..

Ben gordukce ellerine salatalik havuc elma gibi kemirebilecekleri sert seyler verdim. Buyuk olcude unutmus gibiler. Bi deneyin isterseniz.
 
Ayrıca bebek kucakta büyür.
Feriştahı gelse fikrim değişmez.

O kadar cabuk geciyor ki o kucak donemi , bebekken kucagimdan indirmedim cocuklarimi
Simdi oglum 12 yasinda istesem de alamiyorum kucağıma, bazen geliyor tirmaniyor ustume ama en fazla 5 dakika durabiliyoruz oyle 🤦🏼‍♀️
İyi ki zamaninda hep kucagimdaymis , o bana doydu ben ona
 
Aaa benim sipalar bunlar :))) klozete bisey daldirma konusunda tesebbus asamasinda yakaladim, bi daha yapmadilar. Koltuk sandalye vs yalamazlar ama arada koltugun kenarlarini kemirdiklerine sahit oldum. 2 gun once 4 yasindaki danam ayagindaki corabi agziyla cekistiriyordu. 2 yasindaki kizim ayagindaki lastik terligi cikarmis kemirmeye calisiyordu.. tshirt yakalarini dislerler cekistirirler filan..

Bi ara ayak tirnaklari dahil olmak uzere tirnak yeme vardi..

Ben gordukce ellerine salatalik havuc elma gibi kemirebilecekleri sert seyler verdim. Buyuk olcude unutmus gibiler. Bi deneyin isterseniz.

ayyy

annemin bir öğrencisi vardı yıllar önce

sağlık bilgisi dersinde sağlıkla ilgili yazılacak 5 madde varmış

şu bu yazmış

maddenin biri tırnaklarımızı yememeliyiz

diğeri de ayak tırnaklarımızı yememeliyiz

hala annem anlatır tebessüm ederiz ayak tırnağını yememeyi de ayrıca belirtmiş diye

ama bak yiyen varmış

filmdelisi filmdelisi yalnız değilmişsin bak

herkeste aslında benzer dertler var
 
ayyy

annemin bir öğrencisi vardı yıllar önce

sağlık bilgisi dersinde sağlıkla ilgili yazılacak 5 madde varmış

şu bu yazmış

maddenin biri tırnaklarımızı yememeliyiz

diğeri de ayak tırnaklarımızı yememeliyiz

hala annem anlatır tebessüm ederiz ayak tırnağını yememeyi de ayrıca belirtmiş diye

ama bak yiyen varmış

filmdelisi filmdelisi yalnız değilmişsin bak

herkeste aslında benzer dertler var
Olmaz mi ya :)) disardan bakinca mukemmel cocugum.. ama yapiyorlar boyle seyler :) zamanla azaldi oglumda, kizimda da azalmaya basladi. Yani aslinda zamanla geciyor dogru da.. ne zaman sorusunun cevabi sadece cocuga bagli..
 
Olmaz mi ya :)) disardan bakinca mukemmel cocugum.. ama yapiyorlar boyle seyler :) zamanla azaldi oglumda, kizimda da azalmaya basladi. Yani aslinda zamanla geciyor dogru da.. ne zaman sorusunun cevabi sadece cocuga bagli..

ilk başta bende var sadece diye girmişti de ben de ona 10 yaşındaki oğlumu anlattım

o nedenle siz de paylaşınca takıldım azıcık filmdelisi filmdelisi ne

yukarıda da yazdım benim 10 yaşındaki oğlum Oxford ingilizce sözlüğü olunca çok sevindi koklayıp dilinin ucu ile de yaladı

bir de bizde kedi var sürekli yalanan ama onun doğası bu :bicak:
 
ilk başta bende var sadece diye girmişti de ben de ona 10 yaşındaki oğlumu anlattım

o nedenle siz de paylaşınca takıldım azıcık filmdelisi filmdelisi ne

yukarıda da yazdım benim 10 yaşındaki oğlum Oxford ingilizce sözlüğü olunca çok sevindi koklayıp dilinin ucu ile de yaladı

bir de bizde kedi var sürekli yalanan ama onun doğası bu :bicak:
Yok yok anladim ben sizi, takip etmistim zaten konuyu :) ya benim o donem 30 yasinda olan esim ona yurt disindan getirdigim hediyeyi once kokladi sonra dilinin ucuyla tadina bakti 🙈 hayatimin sokuydu resmen..
 
Benim otellerde gördüğüm,sabah mini clube bırakılıp kapanış saatinde alınan çocuklar oluyor genelde,yabancılar bazında soylüyorum,özellikle Ruslar.
Bebeğini çıplak halde havuz başında dolaştırıp havuzun kenarına işediğine şahit olduğum yabancı ailede var,yine çırılçıplak havuza sokan,görevlilerin uyarısı ile yalandan bir mayo giydiren de (bez mayo değil, emiciliği olmayan bir mayo)yabancı bir aileydi yine.
Ha Türkler mükemmel mi/biz mükemmelmiyiz derseniz hayır tabi ki bizde de var benzerleri ama özeniyorum diyemem yine de ben onlara.
Kendi adıma 2 çocuğumda ağlayıp,zırlayarak zafer elde edemeyeceğini biliyor. Hele kızım 1 yaşında cümle kurup derdini anlatabilen bir bebek olmasına rağmen çok ağlardı,canı sıkılsa/canı istese ağlamak,sebepli,sebepsiz ha bire ağlıyordu. Alışmıştım artık yani,bugün niye ağlayacak bakalım diye güne başlıyordum.
Oğlum 25 aylık,kızıma nazaran epey geç konuştu,şu an 2 kelimelik cümleler zoraki kuruyor ama kızım gibi ağladığını 1 kez görmedim. Dikkatini dağıtabiliyorum,oyalayabiliyorum çünkü oğlumu ama kızım ikna edilemezdi.
Çocuğun fıtratı ile alakalı birazda, tabi ki bizlerde hata yapabiliyoruz zaman zaman ama çocuk cidden karakteri ile doğuyor.
Birey olarak görüp,ona göre davranmak gerek,bebektir anlamaz,çocuktur bilmez yaklaşımından ziyade,onuda hayatın içine katmak,karıştırmak önemli.
Kızım 8 yaşında,online dersleri var,oğlum her ders saati ablasının odasına dalıp dersinde dikkatini dağıtıyordu mesela. Bende dün kapılari kapattım,odaya gecmesine izin vermedim,bugün kapıları kapatmadım gitti bir baktım sessiz sessiz oynuyor. Hiç sesi çıkmıyor diye korktum hatta ama anladı sessiz olması gerektiğini. Ha bakın bu kızımda işe yaramayabilirdi zira eminim çatlayana kadar ağlardı o odaya gitmek için ama oğlumda işe yarayacağını kestirebildim denedim oldu. Ha yarın belki unutup yine azabilir ablasının odasında ama ben ne yapacağımı biliyorum artık.
Çocuğunu tanıyıp ona göre hareket ederse aile,bence sendrom ,hastalık vb sorunlar olmadığı sürece idare edebilir çocuklarını, ona göre bir düzen oturtabilir.
Ha tabi kriz dönemleri olabilir,sokakta kendini yere atıp ağlayan çocuğun annesi de istemez evladı bunu yapsın,ama olabilir yani çok yadırgamamak gerek.
 
X