Benim de başka milletlerden sevgililerim oldu. Şimdi de evlilik yolunda olduğum sevgilim yabancı (ama yolun çok başındayız, sadece iş buldu, sehrime geliş tarihi kesinleşti. Daha ailemin haberi yok. Altı aya söylemeyi düşünüyorum).
A Aussie_Brekkie 'yabancilar evlilik meraklısı olmaz' lafı çok gerçeği yansıtmıyor aslında. Hatta yabanci (pasaportu değersiz) ülkeden sevgilisi olanlar özellikle çabuk evleniyor ki vize işleri vs ayaklarına dolanmasin, çarçabuk hallolsun diye. Benim sevgilim mesela shengen bölgesinde. Yıllardır gurcistanindan Arnavutluga, lubnandan kirgizistana adını bile duymadığı turistik olmayan yerlere bilet alıp duruyor
oysa evlensek vize alamama diye bir derdim kalmaz, onun da işine gelir .
Valla konu sahibi, şu sözüne gıcık oldum, kolejlerde de okusan, Fransalarda da yaşasan "kadın kadının kurdudur" modundasin
kaç yaşında insanlarsınız olayınız zorbalık mı gerçekten? memleketteki kadının kadına düşmanlığını unutmuşum. gayet düzgün bi soru sordum, fikir istedim, ne var bu kadar zorbalayacak? inanılmaz.
ama yine de yazayim ;
Yabancı biriyle evlenmenin zorluklarından bence en önemlisi cocukla boşanmak. Sonuçta ailenden uzak ve artik yalnız olduğun ülkede kalmaya devam etme gibi bir arzun yoksa çocuğu alıp memleketine dönersin. Eski eş olacak kişi de onca yoldan çocuğu görmeye belki bir kere gelir senede. Belki çocuğun babasının dilini bilmez bile, iki yabancı olurlar.
Benim seyahat ortamlarinda tanıştığım "Aaa benim eşim de yabancıydı" diyen insanların, melez gençlerin neredeyse hepsinin ortak özelliği baba/çocuk iletişimlerinin olmaması
Bence çok üzücü bir şey.
Onun dışında çoğu sorun aşılabiliyor. Dil mesela, benim de İngilizcem kendime kadar , öyle çok detaylı şeyler konuşamam da anlayamam da. Ama bir süre sonra zaten çiftler kendi ortak dilini, kendi mizahini oluşturuyor . Ortak konuştuğu dillerinde daha da gelisiyorlar. Yani şimdi anlasiyorsaniz 5 sene sonra daha iyi anlasirsiniz.
Bir de şey gıcık; hani var ya bir sahil kasabasında, meyhanede tam ikinizi anlatan bir şarkı çalar, göz süze süze söylersin falan. Ama karsinda ne anlayan olur, ne eşlik eden
çok gıcık bir durum. Bu durumun beni üzdüğünü bilen erkek arkadaşım Türkçe şarkı ezberlemeye başladı. Arabada giderken 'sozlerimi geri alamam, yazdığımı baştan yazamam' diye beraber söyleye söyleye gidiyoruz.
Yani az çaba ile aşilmayacak şeyler değil. Tabii hasta halinle, yorgun halinle başka bir dil konuşmak da sinir bozucu. Ben kendimi biliyorum, huysuzken - huzursuzken beynimin dil bölgesi sıfırlanıyor, anlayamıyorum da konuşamıyorum da :) O yüzden benim erkek arkadaşım Türkçe öğreniyor. Ve buraya yerleşecek olan o. Gelecek senelerde daha çok öğrenir, en azından sarhoşken,modum bozukken Türkçe konuşunca az çok anlar
Sana da tavsiye ederim. Sen nasıl Fransızca öğreniyorsan o da en azından asgari düzeyde iletişim kurabilecek kadar Turkce öğrensin. İngilizceyi Anadili gibi konuşan demek ki dil öğrenmeye yatkındır. Bence Türkçe de öğrenebilir:)
Yerinde olsam tam evlilik moduna girmeden bir Türkiye tatilinde yanımda getirir ailemle tanıştıririm. Belki de güzel bir bağ kuracaklar ve en büyük soru işaretin ortadan kalkacak. Belli mi olur?