Popüler Konu Verimli Rutin

Sanatçının Şefkatli yolu diye bir kitaba şiddetsiz iletişim çerçevesinden bakılan bir eğitime katılıyorum 5 haftadır.
Bu kitabın en büyük tavsiyesi sabah sayfaları #morningpages
Kalkar kalkmaz eline kalem alıp düşünmeden, zihnin seni yönlendirmeden yazıyorsun. A4 kağıda 3 sayfa yazmanı istiyor.
Aklına bir şey gelmiyorsa aklıma birşey gelmiyor bile yazabilirsin üç sayfa
Bu egzersizin amacı sabah uyanık olan bilinç altının boşaltılması
Aslında bunu yapmayı çok istemiştim. Ama ödev gibi gören öğrenci yanım bunun için direndi.
İçimden istek, ilham gelmesini bekliyorum. Dayatmalar, zorunluluklar yapmalıyım dünyasından uzaklaşmak istiyorum.
Sanatçının Yolu kitabını Şeyma Ünal'dan duymuştum. Hatta bir süre kendisi her sabah kalkıp 3 sayfa yazı yazdı.

Ben bunu kendime A5 defterime 1 sayfa olarak uyarladım. Her gün A4'e 3 sayfa yazmaya çalışmak, benim için sürdürülebilir değil ancak tek sayfa işi Ekim ayından bu yana iyi gidiyor.
 
Ben de plansız programsız yaşayamayanlardan olarak bu konuyu çok sevdim, mümkün olduğunca takip etmeye çalışıcam, ben de mutlaka haftalık yemek planlaması yaparım, başka türlü aksıyo, elimin altında malzeme olmuyo vs, geceden ertesi günkü kombinimi, takılarımı, çantamı hazırlarım, hatta 2. Cocuktan sonra tekrar çalışmaya başladığımda kendimi salmamak adına haftalık kombin listesi hazırlamıştım😂 çantamda minik bi not defterim olur senelerdir, günlük yapılacaklarımı, alınacaklarımı yazarım, hatta dönem dönem harcamalarımı takip etmek için ay ay ne almışım, neye ne kadar ödemişim onun çetelesini tutarım, bu beni gereksiz harcamalardan biraz uzak tutar, son 3-4 yıldır hayatımı, evimi elimden geldiğinde sadeleştirdim, bazı şeyleri azalttım, özellikle kozmetiğe inanılmaz zaafım vardı, yeni çıkan ne varsa almak istiyodum, beğenmediğimde de evdeki kalabalağından rahatsız olup ona buna veriyodum, bu da benim için ciddi israf demekti, artık sadece senelerdir kullandığım kemikleşmiş ürünlerimi alıyorm, çook nadir yeni bişey canım isterse çok fazla yorum okuyarak karar veriyorum
Planlı yaşama alışkanlığım olmasa zamanı asla verimli kullanamam, 2 çocuklu çalışan bi anne olarak, hem ev işlerine, hem kişisel bakımıma( bakımsız asla gezemeyenlerdenim) hem kitap okumaya, akşamları 1 bölüm yabancı dizi izlemeye, hem gezmeye, sosyal hayata, hem aileme zaman ayırabiliyorum, üstelik düzen konusunda takıntım var, bu beni fiziken yoran bi özellik olsa da bu şekilde mutluyum, evim dağınık, düzensiz olduğunda zihnen yoruluyorum, strese giriyorum, tüm çevrem bu kadar şeye nasıl yetişebildiğimi soruyo, cvp hep aynı, planlı yaşayarak ve zamanı iyi yöneterek, aslında gün kısa değil, biz yönetemiyoruz çoğu zaman, her bir saniyesi bile çok değerli hayatın, bu demek değil ki koştur koştur yaşayalım hep bi hızlı tempoda, hayır tam tersi sakin sakin yaşamaktan yanayım, planlı davranmanın hediyesi de bu sakinlik 🙏🏻
Yazdığınız her cümlenin altına imzamı atarım. Zaman kısıtı olan insanlar için planlama kritik bir önem taşıyor. Ben de günlük rutinimde evime, işime, çocuklarıma, kendime, okumaya, yazmaya, izlemeye ve paylaşmaya vakit ayırmak istiyorum. Bu da ancak detaylı planlama ile mümkün oluyor.

Kaos ve acele etme halinden oldum olası rahatsız olmuşumdur. Dolayısıyla işleri acil hale gelmeden ve kaos durumu olmadan her gün sakin bir şekilde küçük küçük halledersem sonunda hepsi kendimi çok yormadan halledilmiş oluyor.
 
Bu sabah 05:50'de kalkarak cilt bakımı-limonlu su-meditasyon-1 sayfa yazı ve okuma şeklinde olan sabah rutinimi tamamladım. Kahvaltıyı hazırladım. Bulaşık makinesini boşalttım. Çöpü çıkardım. Çamaşır makinesini ben eve gelince bitecek şekilde ayarladım. Odaları havalandırıp, yatakları topladım.

Normalde 08:00'de İpek uyanırdı ancak bugün uyuyası tuttu. Ben de Murathan Mungan'nın Kadından Kentler kitabını bitirdim. Güzel kitaptı. Kendisini daha çok okurum ben:)

İyileştiren Alışkanlıklar kitabından da 20 sayfa kadar kaldı. Tahminen bugün bitirmiş olurum. Çok yerin altını çizdim. En kısa zamanda bir özet çıkarıp paylaşacağım.

Dijital Dünyada Çocuk Büyütmek ve Ateş Canına Yapışsın kitaplarına başlayacağım.

Salı günleri Ela okul sonrası kış okuluna kalıyor. 17:00'de çıkıyor. Karakalem dersi alıyor. Bu nedenle servise binmiyor, okuldan alıyorum onu. Okuldan alınca, çok sevdiğimiz bir pastaneye gidiyoruz. sıcak çikolata içiyor veya tatlı yiyor. Ben de kahve içiyorum.

Büyüdüğünde ona aldıklarımı hatırlamayacak, zira her bayram annem çok özenerek bayramlık alırdı bize ve hiç birinin neye benzediğini hatırlamıyorum. Ancak kızımın beraber her Salı pastaneye gidip sohbet ettiğimizi unutmayacağını biliyorum. Annemin bizi her cumartesi çay bahçesine götürdüğünü hiç unutmadım ben çünkü.

Bugün Ela'nın Matematik sınavı var. İlk kez yazılı olacaklar. Dün akşam yatmak üzereyken "Ya başarısız olursam?" diye sordu. "Olabilirsin" dedim. Şaşırdı. "Herkesin başarısız olmaya hakkı vardır. Hem ben ne öğrendiysem, başarısızlıklarımdan, hatalarımdan öğrendim. Başarı insana bir şey öğretmez. Mutluluk ta öyle. Maalesef insan en çok üzüldüğü, kırıldığı yerden gelişip büyür" dedim. Anladı mı bilmem ama hani diyorlar ya ebeveyninin sesi çocuğun iç sesine dönüşür diye. Bu söylediklerim iç sesine dönüşsün, yaşadığı sıkıntıya "Bu benim başıma neden gelmiş olabilir, buradan ne öğrenmeliyim" bakış açısıyla bakabilsin isterim.
 
Mutluluk Listem

- Yatsı namazını erkenden kılmak
- Günlük okumalarımı yapmak (Kuran, hadis, tefsir, tesbihat)
- Çocuk kitabı okumak- hem okul öncesi hem sonrası dönem kitapları
- Çocuklara kitap okuma günleri düzenlemek
- Sahilde yürümek
- Gün içerisinde egzersiz yapmak
- Az yemek
- Cilt bakımı yapmak
- Ayak bakımı yapmak ( tuzlu suda bekletmek sonrası tırnak kesimi ve kremleme- evde yapıyorum)
- Anneme babama yardım etmek ( ev işi-bahçe işi yapmak, ihtiyaçlarını gidermek)
- Tülay Kök , Saliha Erdim, Mavi Dünya Podcast’leri dinlemek
- Psikolojiyle ilgili sohbet etmek
- Yazmak
- Lezzetli yemekler yapmak
- Birikim yapmak
- Kendi bildiğimi yapmak (çoğu zaman işe yarıyor 🤣 )
- Sevdiklerime sarılmak, onlara biricik ve değerli olduklarını hissettirmek
- Piknik yapmak
- Yeni yerler görmek, daha önce gördüğüm yerleri yeniden bambaşka halde keşfetmek
 
elecda elecda nın önerisiyle Hey Yıllar' ı dinliyorum
insana yaşadıklarını her şeyiyle kabul etme, sarıp sarmalama gücü veren bir şarkı.
Bir de kendini sevdiren bir şarkı..
neşeli :)

Kimseler bilmiyor veya kısmen fark edebiliyor ama ciddi bir emek veriyorum kendime. Gelişim değişim, kendi mutluluğum ve nitelikli kaliteli donanımlı bir insan olabilmek ve öyle kalabilmek için birçok şeyden vazgeçebiliyorum. ve birçok şeyde dirayet gösterebiliyorum.

Yıllar sonra iyikilerim çok olsun istiyorum.
iyi ki erken uyanmışım, kendime vakit ayırmışım.
iyi ki spor yapıp sağlıklı beslenmiş ve kendime iyi bakmışım.
İyi ki Sahihuban olmayı unutmamışım.
iyi ki yeni bir dil öğrenmiş ve yeni ülkeler keşfedebilmişim.
ve daha nicesini , iyi ki ve çok şükür olarak söylemek istiyorum...
şimdiden söyleyebildiklerim de var...
 
elecda elecda nın önerisiyle Hey Yıllar' ı dinliyorum
insana yaşadıklarını her şeyiyle kabul etme, sarıp sarmalama gücü veren bir şarkı.
Bir de kendini sevdiren bir şarkı..
neşeli :)

Kimseler bilmiyor veya kısmen fark edebiliyor ama ciddi bir emek veriyorum kendime. Gelişim değişim, kendi mutluluğum ve nitelikli kaliteli donanımlı bir insan olabilmek ve öyle kalabilmek için birçok şeyden vazgeçebiliyorum. ve birçok şeyde dirayet gösterebiliyorum.

Yıllar sonra iyikilerim çok olsun istiyorum.
iyi ki erken uyanmışım, kendime vakit ayırmışım.
iyi ki spor yapıp sağlıklı beslenmiş ve kendime iyi bakmışım.
İyi ki Sahihuban olmayı unutmamışım.
iyi ki yeni bir dil öğrenmiş ve yeni ülkeler keşfedebilmişim.
ve daha nicesini , iyi ki ve çok şükür olarak söylemek istiyorum...
şimdiden söyleyebildiklerim de var...
O şarkıyı çok severim. Modum düştüğünde dinlediğim zaman hep iyi gelmiştir. Suavi'nin Tükenme şarkısı da benzer etki yaratıyor ben de.

"Kendine emek vermek" cümleni çok beğendim. Kesinlikle yaptığımız bu. Kişisel Misyon Bildirgesi yazdığımızda, ben bu hayatın sonunda neleri yapmış olmak istiyorum kısmını sorgulamıştık. Bence bu şekilde varmak istediğimiz noktayı tanımlamak, bizi yolda ve çabada tutuyor.
 
Sanatçının Yolu kitabını Şeyma Ünal'dan duymuştum. Hatta bir süre kendisi her sabah kalkıp 3 sayfa yazı yazdı.

Ben bunu kendime A5 defterime 1 sayfa olarak uyarladım. Her gün A4'e 3 sayfa yazmaya çalışmak, benim için sürdürülebilir değil ancak tek sayfa işi Ekim ayından bu yana iyi gidiyor.

Ben bu eğitimle birlikte tanıştım kitapla fakat şimdilik bana uymadığını ve sürdüremeyeceğimi kabul ettim.
Senin için uygun olan, içini rahatlatan A5 e bir sayfa ise ve bu sürüyorsa harika bence.
Ben sabah buraya post atmayı bile ilk günden aksattım ve öğleden sonra oldu.
Hayat tam da böyle ben plan yaparken o kaderi sürdürüyor.
Belirsizlik içinde olmaktan hiç hoşlanmadığım için plan yapmayı seviyorum
Fakat planlar bozulduğunda verdiğim tepkiden hiç hoşnut değildim.
Çoğunlukla öfke veya çaresizlik olarak çıkıyordu içimden tepkiler
Hayatımın bu alanını revize edebilirsem sanki esnek dayanıklılık kazanmış olacağım.
Ya da duygusal esneklik deniliyor sanırım buna
Bakalım deneyelim görelim :)
 
Sağol ya elecda elecda çok güzel moral verdin 😂😂😂
Şöyle ki ilk çocuk kreşe başladıktan sonra daha çok hastalanıyor. İlk yılları evde başka bir çocuk olmamasından kaynaklı olarak daha rahat geçiyor.

Ama ikinci çocuk için bu geçerli değil. Evde sürekli okuldan mikrop taşıyan başka bir çocuk olunca, ikinciler doğdukları andan itibaren hep hasta.
 
Ben bu eğitimle birlikte tanıştım kitapla fakat şimdilik bana uymadığını ve sürdüremeyeceğimi kabul ettim.
Senin için uygun olan, içini rahatlatan A5 e bir sayfa ise ve bu sürüyorsa harika bence.
Ben sabah buraya post atmayı bile ilk günden aksattım ve öğleden sonra oldu.
Hayat tam da böyle ben plan yaparken o kaderi sürdürüyor.
Belirsizlik içinde olmaktan hiç hoşlanmadığım için plan yapmayı seviyorum
Fakat planlar bozulduğunda verdiğim tepkiden hiç hoşnut değildim.
Çoğunlukla öfke veya çaresizlik olarak çıkıyordu içimden tepkiler
Hayatımın bu alanını revize edebilirsem sanki esnek dayanıklılık kazanmış olacağım.
Ya da duygusal esneklik deniliyor sanırım buna
Bakalım deneyelim görelim :)
Daha afilli tanımlayacak olursak "Değişen şartlara uyum sağlama becerisi" :))

Aslında planladığı şeyi yapamamak beni de geriyor. Kendimi bu tarz durumlarda "Olduğu kadar, olmadığı kader" şeklinde teselli ediyorum:)
 
Bu arada Pazar günü haftalık yemek planını yaparken, kahvaltıları da planladım. Şu ana kadar gayet iyi gitti. Birazdan haftalık menüyü paylaşırım.

İyileştiren Alışkanlıklar kitabında şöyle bir cümle var: "Gün içerisinde daha az karar vermeye karar verdim."

Benim de planlamaları haftalık yapma sebebim bu aslında. Gün içinde küçük küçük bir sürü karar vermek zorunda olmak zihnimi çok yoruyor. O zihin bana daha kıymetli işler için lazım:)
 
Haftalık Yemek Planı

Pazartesi

Kahvaltı: Sahanda Yumurta
• Ezogelin Çorbası
• Dolma
• Makarna

Salı
Kahvaltı: Patates/Haşlanmış yumurta
• Ispanak
• Makarna

Çarşamba
Kahvaltı: Omlet
• Mercimek Çorbası
• Bezelye
• Pirinç Pilavı

Perşembe
Kahvaltı: Tost
• Barbunya
• Bulgur pilavı

Cuma
Kahvaltı: Sahanda Yumurta
• Fırında Köfte &Patates
• Kuskus

Cumartesi
Kahvaltı: Menemen &Krep
Öğlen: Pizza
Akşam: Kanat & Pilav &Karnabahar Salatası

Pazar
Kahvaltı: Pankek
Öğlen: Pişi
• Mercimek çorbası
• Yaprak sarma
• Makarna
 
Ben bu eğitimle birlikte tanıştım kitapla fakat şimdilik bana uymadığını ve sürdüremeyeceğimi kabul ettim.
Senin için uygun olan, içini rahatlatan A5 e bir sayfa ise ve bu sürüyorsa harika bence.
Ben sabah buraya post atmayı bile ilk günden aksattım ve öğleden sonra oldu.
Hayat tam da böyle ben plan yaparken o kaderi sürdürüyor.
Belirsizlik içinde olmaktan hiç hoşlanmadığım için plan yapmayı seviyorum
Fakat planlar bozulduğunda verdiğim tepkiden hiç hoşnut değildim.
Çoğunlukla öfke veya çaresizlik olarak çıkıyordu içimden tepkiler
Hayatımın bu alanını revize edebilirsem sanki esnek dayanıklılık kazanmış olacağım.
Ya da duygusal esneklik deniliyor sanırım buna
Bakalım deneyelim görelim :)
Yazdıklarında o kadar kendimi buldum ki, ben de planlı olmayı çok seviyorum ancak planlar bozulduğunda, istediğim şeyler olmadığında çabuk öfkeleniyorum, suratım düşüyor ve bu halimi sevmiyorum. Bu aralar bu konuya eğildim, duygusal esneklik ifadesini duymamıştım teşekkürler araştıracağım.
 
Şöyle ki ilk çocuk kreşe başladıktan sonra daha çok hastalanıyor. İlk yılları evde başka bir çocuk olmamasından kaynaklı olarak daha rahat geçiyor.

Ama ikinci çocuk için bu geçerli değil. Evde sürekli okuldan mikrop taşıyan başka bir çocuk olunca, ikinciler doğdukları andan itibaren hep hasta.
Evet haklısın, işe iyi tarafından bakalım erken yaşta bağışıklık kazanacak
 
Bu arada msf2407 msf2407 nerelerdesin canım
Merhabalar herkese.

Canım senin bildirimin gelince yaklaşık 40 gündür girmediğimi farkettim.

En son hatta menü yapıp paylaşacağımı yazmıştım. Fakat sonrasında inanılmaz bir hastalık geçirdik. Üstelik kardeşimin nişanı vardı ve aynı zamana denk geldi malesef.
Covid değil ama covid gibi bir enfeksiyon geçirdik.
Gece acile gidip serum taktırıp gündüz nişan işleri, misafirlerin ağırlanması, gezdirilmesi gibi şeylerle uğraştık. 10 gün kadar sürdü hem hastalık hem nişan telaşı. Misafirlerimiz şehir dışından gelmişlerdi dolayısıyla hergüne bir aktivitemiz oldu :))
Nişandan sonra toparlamam yine bir 10 günü buldu. Çok şükür şimdi daha iyiyiz ama epey yorulduk.

2 çocuklu hayat, çalışan bir anne için ciddi anlamda çok zor. İyi ki annemin yanındayız diye şükrediyorum hergün.
Agah ın banyosuna bile zamanım kalmıyor bazen. Eve geldiğimde bir bakıyorum annem Agah ı yıkamış, yemek yapmış beni bekliyor. Bu bile o kadar büyük bir lüks ki anlatamam.

Yeni çalışma ortamıma da alıştım artık. Agah 8 ayını bitirdi. Asaf için de okul arayışlarına başladık. Marta kadar her 4 5 okulla görüşmüş olmayı planlıyorum. Martta erken kayıtlar başlıyor. Ona göre hazırlıklarımı yapacağım.

Sizler nasılsınız?
 
X