Popüler Konu Verimli Rutin

DİJİTAL MİNİMALİZM-Benim hayatımda fark yaratan alışkanlıklar

Ekran Süresi Takibi:
Telefon ekran süremi günlük 2 saat civarında tutmaya gayret ediyorum. Bunun için kendime 4 tane 30’ar dakikalık zaman dilimi belirledim.

1. zaman: Sabahları işe gidip masama oturunca, günlük işlere başlamadan önce

2. zaman: Öğle arasında

3. zaman: Kızlar okuldan eve gelmeden önce

4. zaman: Kızları uyuttuktan sonra

Bu şekilde zaman dilimlerini bölerek planlamak, ekran süremi stabil tutma konusunda bana epey fayda sağladı. Ayrıca çocuklar evdeyken telefonu göz önünden kaldırıyorum.

En Çok Kullandığım Uygulamaların Yönetimi: Twitter, facebook kullanmıyorum. Sadece instagram var. Ondan da pasif hesap kullanıyorum. Aile, arkadaş vs. takip etmiyorum. Ara ara takip ettiklerimin listesine bakıp, ben bu insanla oturup bir kahve içmek ister miydim şeklinde bir değerlendirme ve eleme yapıyorum.

Gün içinde beni en çok meşgul eden whattsapp grupları sanırım. 12 tane whatssapp grubu içerisinde yer alıyorum ki bu sayı azaltılmış hali. Grupları sessize aldım ve sadece ekran zamanımda bakmaya gayret ediyorum. Bir de whattsapp fotoğraf kaydetme ayarını “kaydetme” olarak değiştirmiştim. Böylece galeride gereksiz fotoğraf ve video birikmesinin önüne geçtim.
 
DİJİTAL MİNİMALİZM-Benim hayatımda fark yaratan alışkanlıklar

Ekran Süresi Takibi:
Telefon ekran süremi günlük 2 saat civarında tutmaya gayret ediyorum. Bunun için kendime 4 tane 30’ar dakikalık zaman dilimi belirledim.

1. zaman: Sabahları işe gidip masama oturunca, günlük işlere başlamadan önce

2. zaman: Öğle arasında

3. zaman: Kızlar okuldan eve gelmeden önce

4. zaman: Kızları uyuttuktan sonra

Bu şekilde zaman dilimlerini bölerek planlamak, ekran süremi stabil tutma konusunda bana epey fayda sağladı. Ayrıca çocuklar evdeyken telefonu göz önünden kaldırıyorum.

En Çok Kullandığım Uygulamaların Yönetimi: Twitter, facebook kullanmıyorum. Sadece instagram var. Ondan da pasif hesap kullanıyorum. Aile, arkadaş vs. takip etmiyorum. Ara ara takip ettiklerimin listesine bakıp, ben bu insanla oturup bir kahve içmek ister miydim şeklinde bir değerlendirme ve eleme yapıyorum.

Gün içinde beni en çok meşgul eden whattsapp grupları sanırım. 12 tane whatssapp grubu içerisinde yer alıyorum ki bu sayı azaltılmış hali. Grupları sessize aldım ve sadece ekran zamanımda bakmaya gayret ediyorum. Bir de whattsapp fotoğraf kaydetme ayarını “kaydetme” olarak değiştirmiştim. Böylece galeride gereksiz fotoğraf ve video birikmesinin önüne geçtim.

Teşekkürler bu paylaşım için, kendimde uygulamaya çalışacağım. Uzun zamandır rahatsız olduğum konuydu ekran sürem.
 
Selamlar Hanımlar,

Geçen haftalarda dijital minimalizm eğitimine katıldım. İyi yönettiğim ve geliştirilmesi gereken alanları fark ettiğim faydalı bir eğitim oldu. Günlük bazda bu konuda paylaşım yapmak istiyorum.
Elecdacm bu paylaşımı 4 gözle beklerim. Yeni eve çıkarken evde epey bir şey eledim. Kışlıklari tam çıkarırken 5 büyük çanta kıyafet ayırdım 2 çanta da çarşaf. Ama bir türlü düzene girmiyor sanki
 
Günaydınlar herkese..

Uzunca bir aradan sonra evimize tamamen geçtik diyebilirim artık. Ve yavaş yavaş rutinlerimiz de şekillenmeye başladı.
Aslında dilde çok önemsenme de yaşamımızda rutinler ciddi anlamda bir yer teşkil ediyor ve hayatın akışını düzenleyip bize birşeylerin yolunda gittiğini gösteriyor.

Evimize geçince yine bolca eşya elemesi yaptım.
- Eşimin 2 gardıropluk gömleklerini 1 e indirdim şükür :)
- Epey oyuncak elemesi yaptık. Agah (miniğim) ın yaş grubu için bir kaç oyuncak ayırıp diğerlerini kolileyerek apartmanın depo alanına indirdik. Asaf da kendisi için belirli oyuncakları seçti ve en az 3 ay açmamak üzere koliledik hepsini.
Artık çocuk düşünmediğimiz için Agah büyüdükçe oyuncakları artık saklamak yerine ihtiyacı olanlara verip elden çıkaracağım.
- Kendi kıyafetlerimde de yine bolca ayırma yaptım.
- Garanti süresi bitmiş tüm eşyaların garanti belgelerini attım hatta zaten artık garanti belgesi saklamıyoruz çünkü gerekli değil. Sadece fatura saklıyoruz. Onlar da bir kaç adet zaten şuan için.
- elecda elecda dijital minimalizm hakkında çok güzel bir programlama yapmış yine. Farkındalığı yüksek bir konu olmuş.
Biz de bununla ilgili eşimle düzenleme yaptık. Benim ki şöyle ;
- Ben şuan 12 ye kadar çalışıyorum. Kasımın son haftasına kadar bu böyle devam edecek. İş yerinde telefonla çokça muhatap olduğumu farkettim. Sosyal medyada sadece instagramı kullanıyorum onu da sadece bazı şeyleri takip amaçlı kullanıyorum. Asıl mesele WhatsApp. Her mesajda asla bakmıyorum, acil ihtiyacı olan zaten arayarak ulaşabiliyor.

Şuan endokrin ve metabolik hastalıklar polikliniği yapıyorum ve hasta sayım yaklaşık 15-20 sabah için. Bu da her bir hastaya ortalama 10 dakika ayırmak suretiyle toplamda 150- 200 dakika civarı yani yaklaşık 2.5- 3 saat.
Yarım saat kadar yeni yayınlanan makalelere göz atıp geri kalan vakti telefon ile geçiriyorum. Ortalama 1 saat ya da 45 dk civarı. Gelen mesajlara bakıyorum, bir iki haber ve instagram derken vakit hemen doluyor zaten :)
Hastaneden çıkıp eve geldiğimde de Agah la vakit geçirdiğim için telefonu ancak akşam çocuklar yatınca elime alıyorum. Bunda da alışveriş, haber ve instagramda 1 saat vakit geçirdikten sonra telefon ile işim bitiyor ve bırakıyorum :) Eğer bırakmazsam gereksiz bir şekilde uğraştığımı farkettim. O sebeple 1 saat dolunca hemen bırakıp uzaklaştırıyorum kendimden.

Evde yemek işini hala düzene oturtamadım. En kısa zamanda bununla ilgili düzenleme yapacağım.

Doğumdan önce hastanenin aylık menüsünü yazarken evinkini de aradan çıkarıyordum :) Şuan ev için hiçbir şey yapamıyorum. Aylık veya 15 er günlük menü yazıp yeniden eski düzenime döneceğim. Bugün menümü yazınca paylaşacağım sizinle de.
 
Günaydınlar herkese..

Uzunca bir aradan sonra evimize tamamen geçtik diyebilirim artık. Ve yavaş yavaş rutinlerimiz de şekillenmeye başladı.
Aslında dilde çok önemsenme de yaşamımızda rutinler ciddi anlamda bir yer teşkil ediyor ve hayatın akışını düzenleyip bize birşeylerin yolunda gittiğini gösteriyor.

Evimize geçince yine bolca eşya elemesi yaptım.
- Eşimin 2 gardıropluk gömleklerini 1 e indirdim şükür :)
- Epey oyuncak elemesi yaptık. Agah (miniğim) ın yaş grubu için bir kaç oyuncak ayırıp diğerlerini kolileyerek apartmanın depo alanına indirdik. Asaf da kendisi için belirli oyuncakları seçti ve en az 3 ay açmamak üzere koliledik hepsini.
Artık çocuk düşünmediğimiz için Agah büyüdükçe oyuncakları artık saklamak yerine ihtiyacı olanlara verip elden çıkaracağım.
- Kendi kıyafetlerimde de yine bolca ayırma yaptım.
- Garanti süresi bitmiş tüm eşyaların garanti belgelerini attım hatta zaten artık garanti belgesi saklamıyoruz çünkü gerekli değil. Sadece fatura saklıyoruz. Onlar da bir kaç adet zaten şuan için.
- elecda elecda dijital minimalizm hakkında çok güzel bir programlama yapmış yine. Farkındalığı yüksek bir konu olmuş.
Biz de bununla ilgili eşimle düzenleme yaptık. Benim ki şöyle ;
- Ben şuan 12 ye kadar çalışıyorum. Kasımın son haftasına kadar bu böyle devam edecek. İş yerinde telefonla çokça muhatap olduğumu farkettim. Sosyal medyada sadece instagramı kullanıyorum onu da sadece bazı şeyleri takip amaçlı kullanıyorum. Asıl mesele WhatsApp. Her mesajda asla bakmıyorum, acil ihtiyacı olan zaten arayarak ulaşabiliyor.

Şuan endokrin ve metabolik hastalıklar polikliniği yapıyorum ve hasta sayım yaklaşık 15-20 sabah için. Bu da her bir hastaya ortalama 10 dakika ayırmak suretiyle toplamda 150- 200 dakika civarı yani yaklaşık 2.5- 3 saat.
Yarım saat kadar yeni yayınlanan makalelere göz atıp geri kalan vakti telefon ile geçiriyorum. Ortalama 1 saat ya da 45 dk civarı. Gelen mesajlara bakıyorum, bir iki haber ve instagram derken vakit hemen doluyor zaten :)
Hastaneden çıkıp eve geldiğimde de Agah la vakit geçirdiğim için telefonu ancak akşam çocuklar yatınca elime alıyorum. Bunda da alışveriş, haber ve instagramda 1 saat vakit geçirdikten sonra telefon ile işim bitiyor ve bırakıyorum :) Eğer bırakmazsam gereksiz bir şekilde uğraştığımı farkettim. O sebeple 1 saat dolunca hemen bırakıp uzaklaştırıyorum kendimden.

Evde yemek işini hala düzene oturtamadım. En kısa zamanda bununla ilgili düzenleme yapacağım.

Doğumdan önce hastanenin aylık menüsünü yazarken evinkini de aradan çıkarıyordum :) Şuan ev için hiçbir şey yapamıyorum. Aylık veya 15 er günlük menü yazıp yeniden eski düzenime döneceğim. Bugün menümü yazınca paylaşacağım sizinle de.
Menü paylaşımı faydalı oluyor gerçekten. Yazalım bence de.

Ekran süresini sınırlamazsan bir anda bakıyorsun ki saatler geçmiş
 
E-posta Yönetimi

Bugün biraz e-posta yönetiminden bahsetmek istiyorum. İlk adım olarak, bir durum tespiti ile başlamak ve e-posta adresi sayısına bakmak gerekiyor. E-posta adresi ne kadar az sayıda olursa, yönetilmesi ve takibi o kadar kolay olacaktır. Bir süre önce kullanmadığım e-posta adreslerini iptal etmiştim. Şu an halihazırda biri iş diğeri şahsi olmak üzere iki adet e-posta hesabım var.

Aktif olmasını istediğimiz e-posta adresi sayısını belirledikten sonra ikinci adım, e-posta hesaplarını sürekli kontrol etme dürtüsüne karşı durmak olmalı. Her maile anında dönmek zorunda değiliz, bunu bir içselleştirmek lazım ama geri dönüş bekleyen tüm mailler için aksiyon planı yapmak önemli.

Ben iş e-posta hesabımı sabah işe başlamadan önce, öğle arasında ve akşam işten çıkmadan olmak üzere 3 kez kontrol ediyorum. Her e-posta ile ilgili mutlaka bir aksiyon alıyorum. Aksiyon alabilmek için gelen kutusunun altında 3 adet klasör oluşturdum.
  • Beklemede: Bu klasör benim gönderdiğim ve cevap beklediğim mailler
  • Faaliyet: Benim aksiyon almam gerekenler
  • Referans: Uzun vadede saklanması gereken mailler
Gelen kutusuna gelen tüm mailler bu klasörlerden birine gidiyor veya okunduktan ve/veya ekleri kaydedildikten sonra direkt siliniyor.

Sabah işe geldiğimde, günü planlamadan önce beklemede ve faaliyet klasörlerimi kontrol ederim. O gün için yapmam gereken bir iş olup olmadığına bakarım. Varsa günlük planıma eklerim. Gün sonunda ise e-posta hesabımı kapatmadan önce, işleri tamamlanan e-postaları siler veya referanslar klasörüne kaydeder, bilgisayarı kapatmadan önce mutlaka çöp kutusunu boşaltırım.

Şahsi mailimde klasörleme ihtiyacım yok. Gelen mailler genellikle Ela’nın okulundan geliyor. Öğle arası şahsi mailler için gereken şeyleri yapıyor veya planlıyorum. Özellikle okul ile ilgili bir aksiyon varsa telefondaki todoist uygulamasına da yapılacak işi kaydediyorum.

E-posta yönetimi konusunda bence en kritik olan konulardan biri, gelen kutularını not defterine dönüştürmemek. Çünkü bir süre sonra kesinlikle kontrolden çıkar. Biriktirmeden maillerin içeriği ile ilgili gerekli aksiyonu almak lazım.

Ayrıca, maillere gelen bülten ve bildirimler konusunda da dikkatli olmak lazım. Gelen bildirim veya bülten ilgimizi çekmiyorsa gördüğümüz anda üyelikten ayrıl’a tıklamak ve gelen kutusunda birikmelerinin önüne geçmek önemli.

Bu konu ile ilgili ayrıca bir tavsiyem var. E-devlet’e girip arama kısmına “Ticari İleti Yönetim Sistemi” yazıp gelen sayfaya cep telefonu ve mail adreslerinizi tanıtırsanız, her biri için hangi firmalara elektronik ileti izni verdiğinizin listesi çıkıyor. Bu listeden onay durumlarını “ret” e çevirerek, toplu bir temizlik yapma fırsatı yakalayabiliyorsunuz.

Kısaca mevcut mailleri düzenledikten sonra, bildirim, bülten ve ticari iletilere karşı dikkatli olup, hemen üyelikten çıkarsanız ve mevcut maillerinizi gün bazında takip edip, aksiyon alırsanız e-posta yönetimi bir sorun olmaktan çıkıp, günlük bazda az vaktinizi alan bir rutine dönüşür.
 
BİLGİSAYAR

Bugün biraz da bilgisayar kullanımı üzerine konuşmak istiyorum.

Ana Ekran: Masa üstünde aktif olarak kullanılan programların kısa yolları ve üzerinde çalışılan dosyalar haricinde doküman bulunmaması önemli bir konu. Benim masa üstümde iş ve kişisel olmak üzere iki ana klasör mevcut. Her ikisinin içinde, çalıştığım dosyalar haricinde “Bekleyen İşler” klasörü var. Bu klasör içerisinde halihazırda devam etmekte olan çalışmalarım mevcut.

Arşiv: Hangi işi yaptığımız fark etmez, bir işi iyi yapmak istiyorsak, dosya düzenleme ve arşiv sistematiğimizin iyi olması gerekir. Aradığımızı hemen bulabilmek ve güncel dokümana ulaşabilmek önemli bir konu.

Çöp Kutusu: Günlük olarak evimizin çöp kutusunu boşaltır gibi, bilgisayarın da çöpünü boşaltmayı da alışkanlık haline getirmek, bilgisayarda gereksiz doküman birikmesinin önüne geçer.

Yedekleme: Belirli periyotlarda bilgisayardaki dokümanların, fotoğrafların yedeğini almak, olası bir arıza durumunda işlerin karışmasını önler.
 
ah çok mutlu oldum yazılarınızı gördüğüme.
fikir alışverişinde bulunmak inanılmaz ufuk açıcı benim için.

tam da iki konudan muzdarip iken aaa bir de baktım aynı konular konuşulmuş burada.

yemek sorunsalı :)
tam gün işe başlamanın 1. ayında inanılmaz düzenli programlı sofralarım vardı. ama nolduysa 2.ay yani ekimde oldu. düzen şaştı. eşimin ayrı oğlumun ayrı menüleri var. evle üçünü düzenlemeye çalışmak da ayrıca yorucu tabi.
oğlumu okuldan alıp eve gelmemiz 17,35 filan oluyor , kendisi öyle acıkmış oluyor ki yemeğin pişmesini bekleyemiyor. zaten yavrum 20.00 de uyuyor en geç .
bir gün önceden ya da sabahtan yemek hazırlayacak istek ve enerjim de yok şu sıra.


ikincisi sosyal medya hesaplarında verimsiz vakit geçirmek. Cal Newportun kitabından sonra baya düzenleme yapmıştım ancak şu sıra yine şirazem kaydı .

son olarak şöyle ifade edeyim :
yemek düzeni, enerjim, ruh halim ve yemek yeme dengem hepsi bir bütün biri ağır basınca diğerleri de şaşıyor.

acilen toparlanmam gerek

örnek menünüz varsa pratiklik adına paylaşırsanız sevinirim .


NOT. Kuran kitap tefsir okumalarına ve İngilizce çalışmaya devam :)
ilk defa böyle düzenli çalışıyorum inanılmaz mutluyum hamd olsun :)
 
Selamlar Hanımlar,

Bu hafta sakin ve huzurlu bir hafta oldu. Önümüzdeki hafta iş için 3 gün İstanbul'a gitmem gerekiyor. İpek ile ilk ayrı kalmamız olacak ancak bana çok yapışık bir çocuk olduğu için ihtiyacı olduğunu düşünüyorum. Benim içinse muhteşem olacak:) O kadar uzun zamandır uykum geldiğinde uyuyamıyor ve gece defalarca kalkıyorum ki, direkt uykuya geçebilmek ve bölünmeden uyuyabilmek bana çok iyi gelecek. Bol bol da kitap okumaya niyetim var bakalım:)

Eşim 3 günü 2 çocukla yalnız geçirmeyi gözü kesmediği için hafta sonu annesini alıp gelmeye karar verdi. 29 Ekim'de de Ela ile baş başa anne-kız İstanbul gezisi planlamıştık. Biz dönene kadar kalır muhtemelen.

Bu ara sabah ve akşam rutinlerimiz epey oturdu. Sabah herkesten önce kalkıp bir süre kendi başıma vakit geçiriyorum. Bu bazen 30 dakika, bazen 1 saat oluyor. Saat 07:00'de ben Ela'yı kaldırmaya gittiğimde eşim de kahvaltı hazırlığına girişiyor. 07:30'da üçümüz kahvaltı yapıyoruz. 07:50'de çıkıyorlar. Ben de İpek uyanana kadar çamaşır makinesini ve robot süpürgeyi ayarlıyorum. İpek'i hazırladıktan sonra evden çıkmadan önce son bir kez toparlıyorum.

Eve geldiğimde çamaşırları kurutmaya attıktan sonra 30 dakika yürüyüş bandında yürümeye başladım. Ardından yemekleri ayarlayıp, kendimi duşa atıyorum. Evin ahalisi gelmeden kendime bir kahve yapıp, biraz dinleniyorum. Akşam yemeğinin ardından Ela telefonumda roblox oynuyor. 45 dakika süresi var. Ardından ödevini yapıyor. İpek'e de televizyon açıyorum. Eşim çayı demliyor, çay olana kadar beraber mutfağı topluyor, bulaşık makinesini çalıştırıyor ve kurutmadan çıkan çamaşırları yerleştiriyoruz. Nihayet çaya oturduğumuzda evin işleri bitmiş oluyor. Sohbet ediyoruz biraz. Ardından oyun zamanı. Bu bazen hep beraber oluyor, bazen ayrı ayrı.

Ben Ela'yı yatırırken eşim ve İpek oyun oynuyorlar. Ardından İpek'i aldığımda eşim de biten bulaşık makinesini boşaltıyor ve çöpü ayarlıyor. Nihayet oturmayı başardığımızda saat 11:00 oluyor genelde :işsiz: Başarabilirsem biraz eşimle takılıyorum. Genelde pilim bitmiş oluyor. Eşim gece vakit geçirmeyi sevdiği için kendine kızlar uyuduktan sonra zaman ayırıyor. Benim kişisel vaktim ise sabah:)

Evet, 2 çocuklu ve tam zamanlı çalışılan bir hayat çok yorucu ve akışında yaşamak pek mümkün değil. Yine de işler planlı olduğunda ve bir rutin olduğunda evdeki herkesin daha sakin ve huzurlu olduğunu gözlemliyorum.

Çocuksuz zamanlarımızda sadece cumartesi çamaşır yıkardık, evin hafta bir temizlenmesi yeterli olurdu. Bulaşık makinesi 2 güne bir dolardı. O zaman o kadar boş vaktimiz varmış ki aslında, ne yapıyormuşuz acaba:) Bir de çocuksuz tanıdıklarım bugün çok yoruldum deyince bana bir gülme geliyor:)
 
Sahihuban Sahihuban bu haftanın yemek planını ekliyorum canım
 

Eklentiler

  • 5F48917E-4A8D-45E2-8950-FD8ED4070BE5.png
    5F48917E-4A8D-45E2-8950-FD8ED4070BE5.png
    117,3 KB · Görüntüleme: 141
Bu arada kilo yönetimi ve sağlıklı beslenme ile ilgili basit ve uygulanabilir bazı kararlar aldım. Onları paylaşmak istiyorum.

1. Her sabah evde kahvaltı yap
2. Öğle yemeğinden önce yeşil çay iç
3. Öğlen yemeği kasede, salatayı büyük tabakta ye. Pilav, makarna vs'yi 1 kaşık olarak salataya karıştırıp tüket.
4. Akşam 16:00-16:30 gibi meyve + kuruyemiş şeklinde ara öğün yap.
5. Akşam yemeklerinde karbonhidrat tüketme.

Unu sıfırlamak, yiyecekleri iyi ve kötü diye etiketlemek bana iyi gelmiyor. Uzun süreli açlık da öyle. Benim her şeyden az da olsa yediğim bir düzen, en sürdürülebilir olanı. Sadece kilo vermek istediğim için akşam öğünlerinde karbonhidrat yememeye özen göstereceğim.
 
Bu arada kilo yönetimi ve sağlıklı beslenme ile ilgili basit ve uygulanabilir bazı kararlar aldım. Onları paylaşmak istiyorum.

1. Her sabah evde kahvaltı yap
2. Öğle yemeğinden önce yeşil çay iç
3. Öğlen yemeği kasede, salatayı büyük tabakta ye. Pilav, makarna vs'yi 1 kaşık olarak salataya karıştırıp tüket.
4. Akşam 16:00-16:30 gibi meyve + kuruyemiş şeklinde ara öğün yap.
5. Akşam yemeklerinde karbonhidrat tüketme.

Unu sıfırlamak, yiyecekleri iyi ve kötü diye etiketlemek bana iyi gelmiyor. Uzun süreli açlık da öyle. Benim her şeyden az da olsa yediğim bir düzen, en sürdürülebilir olanı. Sadece kilo vermek istediğim için akşam öğünlerinde karbonhidrat yememeye özen göstereceğim.
Sadece porsiyon azaltıp her şeyden yiyerek 2 ayda 6 kilo verdim. Ben de kesinlikle mahrumiyet hissiyle baş edemiyorum.
 
Çok tebrik ediyorum, güzel kilo vermişsin. Benim de yapmak istediğim tam olarak bu. Sen nelere dikkat ettin bu süreçte? Paylaşabilirsen çok sevinirim
Teşekkür ederim, yıllar yıllar sonra 50li kilolara düşmek beni de çok mutlu etti ☺️

Eşimin kardeşi diyetisyenliği bu sene bitirdi. Bana tek bir liste verdi, kaç öğün ve kaç ara öğün yapacağımı ve bu ara öğünlerde neyden ne kadar yiyeceğimi anlatan bir liste. Açıkçası listenin içeriğini kendim şekillendirdim. Kendisi 3 ana 3 ara öğün belirlemişti. Bu ara öğünlerden biri akşam yemeğinden sonraydı. Ben 2 ana öğün(kahvaltı+akşam yemeği) ve 2 ya da 3 ara öğün yaptım. Akşam yemeğinden sonra bir şey yemedim. Benim için en büyük farkı ekmek konusu yarattı. Şöyle ki beyaz ekmeği bıraktım. Uno denge yemeye başladım. Sabah en fazla 3 dilim(genelde 1-2), diğer öğünlerde de yeme hakkım vardı ama çoğunlukla yemiyordum. Beyaz ekmek hiç mi yemedim. Dürümdü, ekmek arasıydı, lahmacundu, börekti affetmedim valla 🙈 ama fark şuydu, 6 lahmacun yiyorsam 3 yedim. 2 dilim börek yiyeceksem 1 yedim (dürümü yine tam yedim ama 🤭)
Ara öğünü olabildiğince meyve, kuruyemiş vs sağlıklı tutmaya çalıştım ama canımın çok çikolata çektiği bir zaman da çikolatayı 3e bölüp bir parçasını yedim. 2 dilim kek yemek varken 1 dilim yedim. Bitter çikolata bir parça zaten kaynımın da önerisiydi. Dondurma mesela 3 top yerine 1 top yedim vs. Ama yazdan beri biraz saldım. 1-2 kilo alıp veriyorum. Ama midem küçülünce hiç zorlanmadım, krizlere girmedim. Çünkü her şeyden yedim, yasak koymadım, az öz tükettim. Bir de kilo vermeme rağmen kilo verdiğim düzenli yürüyüşe başlayınca belli oldu. Spor da şart yani.
 
Sadece porsiyon azaltıp her şeyden yiyerek 2 ayda 6 kilo verdim. Ben de kesinlikle mahrumiyet hissiyle baş edemiyorum.

MAşallah ne güzel vermişsiniz.

Ben farkettim ki yemek yedikten sonra hiç hareket etmiyorum, sanırım ondan veremiyorum. MEsela sadece öğlen ve akşam yemeği yiyorum, ara öğünüm de yok ama yemek sonrası hiç hareketim yok: ((

Sizin yazdıklarınızı da dikkate alacağım, özellikle porsiyon azaltma iyi fikir. Teşekkürler :KK54:
 
Selamlar Hanımlar,

Bu hafta sakin ve huzurlu bir hafta oldu. Önümüzdeki hafta iş için 3 gün İstanbul'a gitmem gerekiyor. İpek ile ilk ayrı kalmamız olacak ancak bana çok yapışık bir çocuk olduğu için ihtiyacı olduğunu düşünüyorum. Benim içinse muhteşem olacak:) O kadar uzun zamandır uykum geldiğinde uyuyamıyor ve gece defalarca kalkıyorum ki, direkt uykuya geçebilmek ve bölünmeden uyuyabilmek bana çok iyi gelecek. Bol bol da kitap okumaya niyetim var bakalım:)

Eşim 3 günü 2 çocukla yalnız geçirmeyi gözü kesmediği için hafta sonu annesini alıp gelmeye karar verdi. 29 Ekim'de de Ela ile baş başa anne-kız İstanbul gezisi planlamıştık. Biz dönene kadar kalır muhtemelen.

Bu ara sabah ve akşam rutinlerimiz epey oturdu. Sabah herkesten önce kalkıp bir süre kendi başıma vakit geçiriyorum. Bu bazen 30 dakika, bazen 1 saat oluyor. Saat 07:00'de ben Ela'yı kaldırmaya gittiğimde eşim de kahvaltı hazırlığına girişiyor. 07:30'da üçümüz kahvaltı yapıyoruz. 07:50'de çıkıyorlar. Ben de İpek uyanana kadar çamaşır makinesini ve robot süpürgeyi ayarlıyorum. İpek'i hazırladıktan sonra evden çıkmadan önce son bir kez toparlıyorum.

Eve geldiğimde çamaşırları kurutmaya attıktan sonra 30 dakika yürüyüş bandında yürümeye başladım. Ardından yemekleri ayarlayıp, kendimi duşa atıyorum. Evin ahalisi gelmeden kendime bir kahve yapıp, biraz dinleniyorum. Akşam yemeğinin ardından Ela telefonumda roblox oynuyor. 45 dakika süresi var. Ardından ödevini yapıyor. İpek'e de televizyon açıyorum. Eşim çayı demliyor, çay olana kadar beraber mutfağı topluyor, bulaşık makinesini çalıştırıyor ve kurutmadan çıkan çamaşırları yerleştiriyoruz. Nihayet çaya oturduğumuzda evin işleri bitmiş oluyor. Sohbet ediyoruz biraz. Ardından oyun zamanı. Bu bazen hep beraber oluyor, bazen ayrı ayrı.

Ben Ela'yı yatırırken eşim ve İpek oyun oynuyorlar. Ardından İpek'i aldığımda eşim de biten bulaşık makinesini boşaltıyor ve çöpü ayarlıyor. Nihayet oturmayı başardığımızda saat 11:00 oluyor genelde :işsiz: Başarabilirsem biraz eşimle takılıyorum. Genelde pilim bitmiş oluyor. Eşim gece vakit geçirmeyi sevdiği için kendine kızlar uyuduktan sonra zaman ayırıyor. Benim kişisel vaktim ise sabah:)

Evet, 2 çocuklu ve tam zamanlı çalışılan bir hayat çok yorucu ve akışında yaşamak pek mümkün değil. Yine de işler planlı olduğunda ve bir rutin olduğunda evdeki herkesin daha sakin ve huzurlu olduğunu gözlemliyorum.

Çocuksuz zamanlarımızda sadece cumartesi çamaşır yıkardık, evin hafta bir temizlenmesi yeterli olurdu. Bulaşık makinesi 2 güne bir dolardı. O zaman o kadar boş vaktimiz varmış ki aslında, ne yapıyormuşuz acaba:) Bir de çocuksuz tanıdıklarım bugün çok yoruldum deyince bana bir gülme geliyor:)
Bizim eşimle aramızda şöyle bir konuşma geçmişti;
Eşim: hani bekarken şuraya şuraya gider şunu yapardık ya keyifle... ( bahsettiği bekarken dediği dönem aslında “evli ve çocuksuz” olduğumuz dönem 😂
 
Karşındakini el bileklerinden tutup durdur, devam etmeye çalışır veya durduramazsan bağırarak yardım iste dedim ben. Sen de vur demek sıkıntı olabiliyor, çünkü diğer çocuğun annesine, annem vur dedi ben de vurdum diyebilir:)

Dün bir erkek çocuğu Ela'ya vurmuş. Ela da bildiğin çocuğu hırpalamış :olamaz: Kendimi savundum dedi. Kendini savunabilirsin ama kesinlikle kavgayı başlatan ya da ilk vuran sen olma, böyle bir şey olursa seni asla savunmam haberin olsun dedim ben de. Maalesef şiddet okullarda var olan bir şey. Pandemi biraz rahatladığında Ela'yı Kickboks'a göndereceğim. Türkiye'de yaşayan bir kız çocuğu olarak kendini savunmayı öğrense iyi olur diye düşünüyorum.
elecda elecda bayağıdır yazacağım ama bunu okuyunca dayanamadım
Eşim bizim oğlana da sakın ilk vuran sen olma eğer sana vururlarsa kendini savun demiş
Bizimki de sınıfta anlaşamadığı çocuğa bana vur bana vur diye dürtmüş tabi çocuk vurunca bizimki de babasının dediği gibi ilk vuran olmamış ve vurmuş:olamaz:
 
X