Yaaa ne yapardık jilian eskiden anlattıkça canım çekiyor
Ocakta başlarım inşallah sporaBunu söyleyeceğim hiç aklıma gelmezdi ama benim de
Ocakta başlarım inşallah sporakilolar gitti ama göbek başa bela
Selam pinky,elecda, herkesin ayrı çocuk yetiştirme tarzı ve ortamı var, açıklaman için teşekkür ederim.
yapılan davranışların sorumluluklarını üstlenme ve bunların sonuçlarını, aile gibi tepkilerini güvenli olarak gözlemleyeceği bir ortamda görmesi fikrine kesinlikle katılıyorum. keşke bunun için günümüzde okul öncesi çocuklarının buna daha fazla zamanı olsa… bununla birlikte “ödül ve ceza” ile onları yetiştirmek, birçok uzmanın da belirttiği gibi doğru olmuyor. henuz cezai ehliyeti (bir çok suçun cezası-karşılığı 18 yaşıyla başlar) olmayan minik “yetişkin”imize “bedel ödetmek”te bir cezadır ve sonunda ceza alacağı (oyuncaklarının çöpe atılması) bir durumdan olumlu bir sorumluluk dersi çıkarımı da çok zordur. bu durumda hissettiği muhtemelen ebeveyne karşı korku ve kaygılı durum olabilir. çocuğa sorumluluk verme onu geliştirir ve bunun erken yaşlarda verilmesi gerekir. ancak bu, çocuğun “iradesini kırmadan” yapılırsa güzel olur. aksi durumda, sonunda bir ödül yada ceza beklentisi içerisinde bunu öğrenmesi, ileride kendi iradesini kullanma becerisini baskılar. günümüzde birçok yetişkinin birşeyleri isteyip de yapamama, iradesine hakim olamama, iradesini kontrol edememe gibi çok çeşitli alanlara yayılan sorunları hep buradan kaynaklanmaktadır.
ve özellikle şunu söylemek isterim ki; her ne yaşarsa yaşasın (haklı yada haksız olarak) “tesellisini” annede bulamayan hiçbir çocuk kendini tam kabullenilmiş ve tamamlanmış hissetmez hiçbir zaman. hatta evlense de durum böyledir ve birçok evliliğin yıpranmasındaki temel sebeptir.
bir de üstte yazdığım “minik yetişkin” kavramını nereden çıkardığımı açıklamak isterim:) günümüz şartlarında çocuklar maalesef çok erken yaşlarda kreşlerle, okullarla tanışmak zorunda kalıyorlar.bu da onları ister istemez bir disiplin ve kurallar dünyasına sokuyor, birçok zorlayıcı etkenle erkenden! baş etmek zorunda kalıyor ve ediyorlar. özellikle sosyal hayata çok erken girmiş oluyor, bunun etkilerini daha bu konulara ve topluma dair bir bilinç oluşamadan, savunmasız bir şekilde yaşıyorlar. bu da onları, yaptıklarının sorumluluklarıyla biz farkında olmadan zaten yüzleştiriyor(toplumsal baskı/kabulleniş). özellikle işte tam bu yüzden ailenin bu dönemde(okul öncesi) öğretici-yüzleştirici tavrındansa, koruyucu-destekleyici tavrının daha sağlıklı olacağını düşünüyorum. bir ailenin tamamen karşılıksız sevgi ve desteği, o kuşatıcı aidiyet hissi paha biçilemez…
çok yazdım:)bugünkü çocuk yetiştirme bakış açısı benim kanayan yaram…biz iki kişi yazsakta okuyan onlarca kişiye karşı bir açıklama yapmam gerektiğini hissettim. amacım yargılamak, eleştirmek, karşı fikir sunmak asla değil; burada ve hiçbir zaman.
sevgiyle…
Öncelikle hoş geldinizmerhaba arkadaşlar bir süredir bu başlığı takip ediyorum, hayranlıkla okuyorum, iyi ki varsınelecda ve diğerleri
bir çok konuda faydalı olsa da ben hala akıllanmayan tembel bir çocuk gibiyim. öncelikle baştan özrü diliyorum çok uzun yazdım diye, lütfen beni ayıplamayın kınamayın, 30yaşına gelmiş insan bunu nasıl yapamaz demeyin, motive edilmeye çok ihtiyacım var, çok samimi buldum bu başlığı yazma yüzsüzlüğünde bulundum
30yaşındayım 1 yaşında oğlum var, çalışıyorum aynı zamanda yüksek lisans için tez yazmam gerekiyor ama aylardır bunu erteliyorum, ev işlerinde tembel biriyim, hayatımda da yardımsever gibi gözüken ama aslında bencil(en iyi kelime bu sanırım) biriyim. insanlara yardım etmeyi severim sözde ama etkinliğe geçince öyle olmuyor, biri bana bir iyilik yapınca asla altta kalmam hemen karşılığını veririm ama kendi kendime birine yardım etmeyi hiç istemem hep bir bahanem vardır. iş yerinde yapmam gereken işten biraz fazlası yüklendiğinde hemen içim sıkılır, hemen onu da bitireyim sonra rahatlayayım demek yerine o anı kendime zehir ederim. çıkma saatim azıcık gecikse hemen oflayıp puflarım psikolojik olarak çok yorgun hissederim kendimi. ev hayatında da öyle pek misafir sevmem,ayda 1-2 kere ancak ağırlarım. hele yemekli misafir kabusumdur. hesapta yokken birinin haber vermesi gelmek istemesi hemen buhrana sürükler beni, günüm kötü geçer. evim de çok dağınıktır. kızım uyuyunca aslında zamanım oluyor akşamları ama tek çöp bile atmam tembel tembel yatarak geçiririm, elimde telefon oyun oynarım, instagram/face/youtube üçlüsüyle geçer. tembellik tembelliği geitiryor maalesef
aslında hırslı biriyim her ay kendime hedef koyarım şu kadar kitap okucam, şu konuda kendimi geliştiricem falan diye ama maalesef genelde sosyal medyayla geçer zamanım. 1001kitap uygulamasına üye oldum yıllık 50 kitap hedefi koymuştum, şimdi verimli yaptığım tek iş kitap okumak, yıl sonu geldi diye..tez yazmam lazım hep şu kitabı okuyayım sonra diye diye saçma sapan erteliyorm, şoktayım yani bir insan nasıl böyle davranabilir, oturup tez konusu bulmaya bile günde bir saatimi ayıramıyorum, ne yapmalıyım bilmiyorum(
aslında o kadar kötü biri değilim, yüzyüze olsak anlardınız, sadece bu konularda kendime çeki düzen veremyorum, bana yol gösterin lütfen
Allah sağlıkla kucağınıza almayı nasip etsin inşallah@hayal_hatun @sahra8482 tesekkur ederim. Supriz bir bebek oldu. O yuzden fazla dillendirmedik sanirim.
Bunu bekliyordum daha önce yazmıştım ne tür etkinlikler yapmıştınız diye ama o mesajım arada kaynadı, teşekkür ederim :)Oyunlardan konuşmuşsunuz, tek tek alıntı yapamadım:)
Ela’nın 2-3 yaşlarında Oyuncu annenin oyun takviminden çok faydalanmıştım. Benim kızım drama oyunları sevdiği için oynadığımız oyunlar
-Doktorculuk
- Tamircilik
-İtfaiyecilik
-Marketçilik ( peluş sebzeler, market arabası ve kasa var)
-Ahçılık ( Mutfak set ve fırın var)
- Yazın hayvan figürlerini köpük bardaklarda dondurduk, sonra kırarak onları kurtardı.
-Lego, puzzle, resimli tombala, domino
-Kinetik kum, hamur
Dağınık çöplüğünü bende uygaladım, ve kesin olarak işe yarıyor..Selam pinky,
Ancak fırsat bulup yazabiliyorum. Pedagojide uzmanlar bile aynı fikirde değilken bizim olmamamız çok normal bir durum:) Bence kesinlikle karşıt fikir sunmalıyız çünkü ebeveynlik parmak izi gibi. Hepimiz için farklı farklı.
Benim okuduğum kitaplarda ceza ve bedel ödetme birbirinden farklı kavramlar olarak tanımlanıyor. Mesela bardak kırdığı için tablet seyretmesini yasaklarsam bu ceza oluyor ancak kırıkları temizletirsem bunun adı davranışının sonuçları ile yüzleşme ya da bedelini ödetme oluyor.
Annede her seferinde “teselli” bulması fikri Adem Güneş’in her kitabında olmakla birlikte, bu misyonun anneyi yetersiz hissettirdiği ve vicdan azabı çekmesine neden olduğunu düşünüyorum. Anne de insan, her seferinde sakin kalmasını beklemek büyük haksızlık bence. Hande Birsay’ın dediği gibi “ Göz hizasına inemediğim zamanları da sahiplenmek istiyorum.”
Ben dağınıklık çöpü fikrini beğendim, uyguladım ve olumlu yönde sonuç aldım. Odasını toplamadığında ve bana bu konuda diklendiğinde kendisini kucaklamak istemiyorum:)
Üç olasılık da kötü görünmüyor.Selamlar Hanımlar,
Sabah eşimi ve kızımı gönderdikten sonra banyo yapıp kahvaltımı ettim ve işe başladım. Şu an itibariyle bugün için yapmayı planladığım işleri tamamlamış bulunuyorum. İpek uyuyor, uyanınca yarım saat kadar dışarı çıkartıp günlük gezimizi yapacağız. Sonrasında İpek Hanım'ın banyosu yaptırılacak ve ben Ela Hanımı almak üzere yürüyüşe çıkacağım.
İşyerim de bazı karışık durumlar söz konusu. Patronların uçağı satıp 8-9 ay sonra yenisini almak gibi bir düşünceleri var. Bu fikir doğrultusunda uçak bu ara satışa çıkacak. Benim hayatımda şu şekillerde değişiklik olabilir.
1. Olasılık: 8-9 ay uçaksız kalırız ancak şirket maaş ödemeye devam eder. Ben işe gitmek zorunda kalmam ve evden yapacağım iş miktarı uçuş olmadığı için önemli ölçüde azalır. Kızımı büyütürüm.
2. Olasılık: 8-9 ay sonunda uçak almaktan vazgeçilir ve şirket kapatılır. Bu durumda 8-9 ay yaptığım birikim yanımıza kar kalır ve alacağım tazminatla aynı standartta 2 sene yaşamaya devam edebilirim.
3. Olasılık: 8-9 ay beklenmeden uçak satıldığı gibi şirket kapanır. Tazminatımı alırım. Aynı standartta 15 ay kadar hayatımı sürdürebilirim. Tam zamanlı işe şu aşamada giremeyeceğim için hayat standardımızı düşürmek zorunda kalabilirim.
Eşim ile birlikte her 3 olasılık senaryosu için oturup konuşmalı ve yol haritası çizmeliyiz. Eski ben olsaydım şimdilerde diğer iş arkadaşlarım gibi derin endişelere gark olmuş vaziyetteydim. Şu an ne hissettiğimi analiz ediyorum ve şaşkınlıkla fark ediyorum ki hiçbir şey hissetmiyorum:)
Şu anki bakış açım hayatıma gelen olumlu-olumsuz her şeyi aynı şekilde kabul ederek, önüme bakmak. Ayrıca bazı şeylerin başlayabilmesi için bazılarının da sonlanması gerekir. Bundan sonraki süreci beklemedeyim:)
Haftaya başladık, hepimiz için hedeflerimiz doğrultusunda geçirdiğimiz bir hafta olması dileğiyle
Teşekkür ederim canımÜç olasılık da kötü görünmüyor.
Bakış açın harika. İçtenlikle söylüyorum süpersin....
Günlük rutinlerimiz epey benziyor. Benim kız da ikinci dil olarak İspanyolca öğreniyor. İngilizce ve İspanyolca tekrar işini hiç düşünmemiştm. Haftalık plana benden birşey istiyorlar mı diye bakıp kapatıyorum geneldeMerhaba herkese... ben de biraz kızımla neler yaptığımdan bahsetmek istiyorum. Martta 6 yaşını dolduracak, şu an ana sınıfına devam ediyor. Kızımı okuldan babası alıyor. Benden yarım saat önce evde oluyorlar. Eve gelir gelmez ellerini yıkayıp, üstünü değiştiriyor. Sonra hemen tv başına. O saatte ne varsa onu seyrediyor. Ben 18.15 gibi evde oluyorum. Gelir gelmez tvyi kapatıyorum. Kızım itiraz etmiyor. Kendi başına takılmaya başlıyor. üstümü değiştirme, akşam namazını kılma derken saat 6.45 oluyor. Yemek bir gün önceden hazırlanmış oluyor. Dolaptan çıkarıp ısıtıp, birlikte akşam yemeğini yiyoruz. Çoğunlukla keyifli ve eğlenceli geçiyor. Eşim eğlencelidir ben de artık çocuk yetiştirme konusunda ona benzemeye, kriz zamanlarını eğlenceyle atlatmaya çalışıyorum. 7.15’ten 8.15’e kadar serbest vaktimiz. Salonda takılıyoruz, eşim biraz haberlere bakıyor, kızım ya masasında etkinlik yapıyor, ya babasıyla boğuşuyor. Ben de öyle oturuyorum:))) sonra 8.15 gibi veya biraz daha sonra kızımın yatma hazırlıkları başlıyor. Bunları benimle yapıyor. Tuvalet, diş fırçalama, pijama giyme ve kitap okuma, İngilizce ders tekrarı. İki yaşından beri yatmadan kitap okuruz. Bu sene İngilizce dersleri var. Ayın akışının çıktısını alıyorum. Kitap okuduktan sonra İngilizce dersinde öğrendiği kelimeleri veya kalıpları tekrar ediyoruz. İkinci yabancı dil olarak İspanyolca görüyor. Arada onu tekrar ediyoruz. Sonra en geç 9’da uyumuş oluyor. Sabah 7.45 civarında kalkıyor. Uykusunu tam almış olduğu için sabah mutlu ve neşeli kalkıyor.
Rutinimiz dışında ben yorgun olduğumda serbest zamanda birlikte kanepeye yatıp tv seyrediyoruz. Bu aralar net geo people izliyoruz, keyifli oluyor. Cuma akşamları da evdeysek İstanbullu gelini seyrediyoruz. İnsan ilişkilerini çok güzel yansıtan bir dizi. İzlemesi keyifli, çocuklar için zararlı bir içerik yok, acitasyon yok. Kızım izlerken bayağı yorum yapıyor. “ annesi ona niye kızdı ki, onun bir suçu yok. “ veya “neden üzüldü şimdi?” gibi sorular soruyor. Birlikte izlemekten keyif alıyorum. Tabii süresi çok uzun. Ancak bir saatini izliyoruz.
Pazarları antrede top oynamayı da çok seviyorum.
Onun dışında kızım, odasında bebekleri ile kendisi oynar, tek başına oyun kurar. Biz o oyunların içinde olmuyoruz. Küçükken bana çok ısrar etti birlikte oynayalım diye ama ben oynamayınca vazgeçti ve yalnız oynamaya alıştı.
Bunlar dışında kış akşamları için iki yeni planım var. Birlikte satranç oynamak ve kadın voleybol ligini takip etmek. Çarşamba akşamlarını satranç akşamı olarak planladım. O gün okulda dersi var. Öğrendiklerini tekrar eder diye düşünüyorum. Voleybol maçlarını da tabletten takip etmeyi düşünüyorum. Umarım uygulamaya geçiririm.
sevgili elecda merhaba,Selamlar Hanımlar,
Sabah eşimi ve kızımı gönderdikten sonra banyo yapıp kahvaltımı ettim ve işe başladım. Şu an itibariyle bugün için yapmayı planladığım işleri tamamlamış bulunuyorum. İpek uyuyor, uyanınca yarım saat kadar dışarı çıkartıp günlük gezimizi yapacağız. Sonrasında İpek Hanım'ın banyosu yaptırılacak ve ben Ela Hanımı almak üzere yürüyüşe çıkacağım.
İşyerim de bazı karışık durumlar söz konusu. Patronların uçağı satıp 8-9 ay sonra yenisini almak gibi bir düşünceleri var. Bu fikir doğrultusunda uçak bu ara satışa çıkacak. Benim hayatımda şu şekillerde değişiklik olabilir.
1. Olasılık: 8-9 ay uçaksız kalırız ancak şirket maaş ödemeye devam eder. Ben işe gitmek zorunda kalmam ve evden yapacağım iş miktarı uçuş olmadığı için önemli ölçüde azalır. Kızımı büyütürüm.
2. Olasılık: 8-9 ay sonunda uçak almaktan vazgeçilir ve şirket kapatılır. Bu durumda 8-9 ay yaptığım birikim yanımıza kar kalır ve alacağım tazminatla aynı standartta 2 sene yaşamaya devam edebilirim.
3. Olasılık: 8-9 ay beklenmeden uçak satıldığı gibi şirket kapanır. Tazminatımı alırım. Aynı standartta 15 ay kadar hayatımı sürdürebilirim. Tam zamanlı işe şu aşamada giremeyeceğim için hayat standardımızı düşürmek zorunda kalabilirim.
Eşim ile birlikte her 3 olasılık senaryosu için oturup konuşmalı ve yol haritası çizmeliyiz. Eski ben olsaydım şimdilerde diğer iş arkadaşlarım gibi derin endişelere gark olmuş vaziyetteydim. Şu an ne hissettiğimi analiz ediyorum ve şaşkınlıkla fark ediyorum ki hiçbir şey hissetmiyorum:)
Şu anki bakış açım hayatıma gelen olumlu-olumsuz her şeyi aynı şekilde kabul ederek, önüme bakmak. Ayrıca bazı şeylerin başlayabilmesi için bazılarının da sonlanması gerekir. Bundan sonraki süreci beklemedeyim:)
Haftaya başladık, hepimiz için hedeflerimiz doğrultusunda geçirdiğimiz bir hafta olması dileğiyle
Selam pinky,
Ancak fırsat bulup yazabiliyorum. Pedagojide uzmanlar bile aynı fikirde değilken bizim olmamamız çok normal bir durum:) Bence kesinlikle karşıt fikir sunmalıyız çünkü ebeveynlik parmak izi gibi. Hepimiz için farklı farklı.
Benim okuduğum kitaplarda ceza ve bedel ödetme birbirinden farklı kavramlar olarak tanımlanıyor. Mesela bardak kırdığı için tablet seyretmesini yasaklarsam bu ceza oluyor ancak kırıkları temizletirsem bunun adı davranışının sonuçları ile yüzleşme ya da bedelini ödetme oluyor.
Annede her seferinde “teselli” bulması fikri Adem Güneş’in her kitabında olmakla birlikte, bu misyonun anneyi yetersiz hissettirdiği ve vicdan azabı çekmesine neden olduğunu düşünüyorum. Anne de insan, her seferinde sakin kalmasını beklemek büyük haksızlık bence. Hande Birsay’ın dediği gibi “ Göz hizasına inemediğim zamanları da sahiplenmek istiyorum.”
Ben dağınıklık çöpü fikrini beğendim, uyguladım ve olumlu yönde sonuç aldım. Odasını toplamadığında ve bana bu konuda diklendiğinde kendisini kucaklamak istemiyorum:)
Kontrolcü bir insan mısın? Önce bunu analiz etmelisin. Çünkü anlattıkların kontrolcü insanların özelliğine benziyor.sevgili elecda merhaba,
hayatta karşımıza çıkabilecek olumsuzlulklarla nasıl baş edebilmeyi öğrendin gelişen durumları kendini yıpratmadan izole etmeyi nasıl başarıyorsun bu konu hakkında yardım istiyorum. çünkü ben en ufak bir olumsuzlukla yada işlerin istrediğim gibi gitmemesi durumunda yerle yeksan oluyorum. sağlığımda kötüleşiyor. bu durumdan nasıl kurtulabilirim. yardımcı olacak fikirlerini bekliyorum.
evet roasanayma kontrolcüyüm evimde iş hayatımda çocuklarım konusunda kontrolcü ve birazda aşırı plancıyım benim kontrolüm dışına çıkıldığında işler kötüye gidecek gibi hissediyorum.Kontrolcü bir insan mısın? Önce bunu analiz etmelisin. Çünkü anlattıkların kontrolcü insanların özelliğine benziyor.
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?