Popüler Konu Verimli Rutin

Canım topiğini yeni keşfettim henüz onlu sayfalardayım, hepsini okuyup aranızda olacağım. Eline sağlık cok faydalı oluyor okuduklarım.
Kahvaltı konusunda doğruyu yapıyorsun. Kreşe ilk çocuğumu götürdüğümde Çocuk Gelişişmi Eğitimi mezunu ve tecrübeli olan okul müdürü 'Biz okulda kahvaltı veriyoruz ama ileriki dönemlerde çocuğunuz okula gitmeden önce kahvaltı yapmak zorunda kalacak, siz evden çıkmadan önce kahvaltı yapılır mesajını çocuğunuza vermek için veya alıştırmak için 1 bardak süt dahi olsa çocuğunuza içirin' demişti. Çok faydasını gördüm. Şimdi ortaokul ve ilk okula giden çocuklarımda kahvaltı yapmamak gibi bir problemim yok. 6,30 da kalkılıyor ve muhakkak kahvaltı yapılıyor.
Öncelikle hoş geldiniz:KK50:
Ben kahvaltı ve akşam yemeğinin ailecek yenmesini önemsiyorum. Ayrıca midesine ilk giren şeyler benim kontrolümde olaun istiyorum. Yarım saat geç kalkılıyor ama o kahvaltı beraber yapılıyor bizde de.
 
Bu durum benim enerjimi o kadar sömürüyor ki. Son zamanlarda farkettim ki hayatım, içimden birilerini eleştirmek ve gıcık olmakla geçiyor. Bu eleştiriler de benim hayatımı etkileyen şeyler değil aslında. Mesela iş arkadaşımın iki yüzlülüğünü eleştirip duruyorum kafamda ama banane dimi? Veya eltimin sürekli eşini eleştirmesine acayip gıcığım. Benimle ilişkisinde problem olmayan insanlar bunlar. Ama yanlış davranışlarının kafamda çok yer işgal etmesine engel olamıyorum.
Hatta her dönemim birine acayip gıcık olarak geçiyor ve bu kişiler hep değişiyor.:eek:
Bu problemimi yeni farkettim. Çözmek için uğraşacağım. Senin yazdığın çözümü de uygulamak isterim. Başka bir tavsiyen var mı elecda?
Ben sinir olduğum insana uzun uzun bakarak hangi yaşanmışlıklar onu bu hale getirmiş olabilir diye düşünüyorum. Kendimce okuduğum pedagoji kitaplarından yanıtlar buluyorum. Sonra o insana olan olumsuz duygularım azalmaya başlıyor. Sanırım karşımdakinin derdini anlamak ve ona artık kusurlarından ötürü hoşgörülü yaklaşmaya başlamak noktasına geliyorum.

Bir de “Ben ne yapmamalıyım ki evladım bu insana benzemesin” diye soruyorum kendime. Bu da annelik görevi kapsamında:)
 
Çok bişey yok aslında yaaaa. Birer poşet ancak vardır:KK17:
Önerinizi değerlendireceğim. Ama önce hazmetmem gerek:))))
Başka hiç bir işinizin olmadığı geniş bir zamanda o poşeti alıp, yalnız başınıza bir odaya çekilmeli ve içindekileri tek tek elinize alarak size nasış hissettirdiğine, neleri hatırlattığına odaklanmalısınız. Hüzün, öfke, kalp kırıklığı hissettirenleri göndermeli, yüzünüzde gülümseme yaratan anıları aklınıza getirenleri ise alıp evinize götürmelisiniz. Bir anı kutusu oluşturup, bu eşyaları o kutuya kaldırmalısınız.
 
Ben şöyle bir hinlik yaptım. Oldum olası evimde kalabalığı sevmeyen bir insanım. O yüzden çocukluktan kalan özel hatıra olarak sakladıklarım annemin evinde durmakta. Annem al götür dese de kesinlikle almıyorum. 18 yaşında evden ayrıldım ve evlenene kadar ablamla yaşadım. Evlenirken ıvır zıvır, atamadığım hatıra niteliğindeki eşyaları bi poşete koydum ve ablamın evinde bıraktım. Hala ordalar.

Şunu merak ettim aslında. Minimalizm bu konuda ne der? Onları da elden çıkarmalı mıyım? Benim evimde olmasa bile bana bir yük mü bunlar?
Zihinsel ve duygusal yüktür hepsi.
 
kesinlikle bunu deneyeceğim.
benim bayağı her şeyim duruyor ya. bazı eşyalara bu kadar tutunup kalmamızı anlamıyorum.
her sene 2 karneden yaklaşık 30 karne falan var. her okul kademesinden bir tane saklayayım bari :)




hiç sevmiyorum şu tuşlarına basınca konuşan oyuncakları falan.
bi tane büyük fil şeklinde çıngıraklı bi oyuncak aldım. şu an zaten tek o var, bir de oyun halısındaki oyuncaklar. haşır huşur ses çıkarıyorlar dokununca, ayna gibi bi oyuncak var. bunlar kafi sanırım şimdilik.
kitaplar konusunda çok heyecanlıyım. kendi küçüklüğümden kalma eğitici kitaplarım var 18 ay+ için uygun yazıyor üstümde. annem babam bana okurdu ve ezbere bilirdim o setteki tüm kitapları.
kitaplarla ne kadar erken tanışırsa o kadar mutlu olurum :)




çiğ yer fıstığını hiç denemedim, sabah işyerinin yemekhanesine kahvaltı için geldim. küçük bir parça tepsi böreği vardı. onu alınca ekmek ve tereyağdan feragat ettim. biraz zor oldu gözüm kaldı ama :KK70: domates, peynir, haşlanmış yumurta, biber, yeşil zeytin yiyince yetti aslında. şimdi de öğle yemeğine gideceğim. şekerpare varmış tatlı olarak, 1 tanesini yiyip bırakmayı düşünüyorum
Bazı eşyalara neden tutunduğunı kendine sormalısınız ve yanıt alma konusunda ısrarlı olmalısın zira iç sesin bir süre sonra yanıtlıyor seni.
Bebek kitapları var kumaş, içinde farklı dokudaki kumaşlar var. Düğmesine basınca şarkı çalıyor falan. Bir de kenarı dişlik şeklinde olan kitaplar var ki çok mantıklı. İlk etapta kitapları yemeye çalışıyorlar sürekli:)
Kahvaltıda ve yemeklerin yanında ekmek yerine 1 avuç tuzsuz ve kavrulmamış kuruyemiş tüketmeye çalış. Böylece hem kan şekerin dengede kalır hem de seni tok tutar.
 
ya bu topikte tam enerji bulmuşken birinin hasta oldum demesini sindiremedim ve hemen bir el atayım dedim:))

Hastalanmayın Kızlar
Kendinize iyi bakın
Evet ben de hastalanıyorum ama sanırım 'Sağlıklı İyileşme'nin çaresini buldum.

Öncelikle kendimden biraz bahsedeyim. 7 yaş ikiz ve 10 yaşlarında olan toplam 3 çocuk annesiyim. Bu topikte olduğuma göre bazı arayışlar içindeyim. İkiz çocuklarım doğduktan sonra tamamen evde sıkıldığım, depresyona girdiğim için işe başladım. Bunda sosyalleşmenin tek yolu olarak çalışmayı görmem, yarım gün çalışacak olmam ve bakıcıma güvenmem rol oynadı.
Aslında işler pek de istediğim gibi gitmedi. Yani kötü sartların içinden en az kötü olanları kendime seçmek zorunda kaldım diyebilirim.
Çocuklarım çok hastalandılar, Sürekli ateş, öksürük,bademcik ve antibiyotik kullanmak zorunda olamak gibi bir kısır döngüye girdim.
Eşim hekim olduğu için antibiyotik yazdırmak gibi bir zorluğumuz da yoktu ve nasıl olsa hastalanacaklar ihtiyaç olursa kullanırız diye 1 şişe antibiyotigi yedekte saklıyorduk. Bir dönem sonra depo antibiyotikler e geçtik, serum serum serum bıktım artık. İşi bıraktıktan sonra şu hastalık ve antibiyotik işine el atayım dedim. Bu arada 5 yaşına gelmiş ufaklıklar ve geçmişleri yılda ortalama 3er defa antibiyotik kullanarak geçmiş.
Önceleri sarımsak kullandım. İlk boğaz ağrısı olduğunda bölüp çiğ olarak yutturmak ve bunu 2-3 gün devam ettirmek iyi geldi. Yalnız bu büyük oğlumda uygulanabildi, küçükler ya sarımsağı sevmedi ya da yutamadı. Hastalık 3. güne falan girdikten sonra da geç kalmış oluyordum.

Sonra nereden buldum hatırlamıyorum ama 'zencefil+zerdeçal+karabiber' üçlüsünü
keşfettim. Acayip bir iyileştirici bunlar.

Benim çocuklarım pek çorba içmez , bal yemezler eger bu ikisini yeselerdi bunlara ekleyerek yedirirdim.
Ama pes etmedim en sevdikleri şeyin içine yani fırında tavuk-patates in içine eklemeye başladım.
Aslında bu karışım köri adlı baharat karışımında var ve tavuğa çok yakışıyor. Bizimkilere 2 gün arka arkaya bu karışımlı tavuk ve patatesi yediriyorum bu esnada ateşleri düşsün ve ağrı olmasın diye ağrı kesici veriyorum. İnanın en kötü ihtimalle 3. gün iyileşiyorlar!
En son çocuklar 2,5 yıl önce antibiyotik içtiler, siz düşünün artık. Ne bademcikler ne öksürükler ne kulak ağrıları atlattık bu karışımla. Önceki 5 yıldaki sicilimize rağmen biz antibiyotiksiz iyileşebiliyoruz. Şiddetle tavsiye ediyorum.

Bir ufak öneri de acil durumlarda bu karışım yapılamıyorsa sadece 1/8 çay kaşığı kadar zencefil in bile yedirilmesinin (balla/sütle vs ) faydalı olduğunu tecrübe ettim. Artık çocuklar öyle ikna oldular ki sağlıklı bunu yiyin dediğimde itiraz eden çocuklar hastalandıkları zaman uykudan zencefiiiil diye uyanıyorlar, kendileri teklif ediyorlar zencefil yemeyi:)
Öneriler için çok teşekkürler:KK200:
Zerdeçal, zencefil ve karabiber üçlüsünün bir ölçüsü var mı? Bir de taze zencefil sürekli bulunan birşey mi? Ben hep kurusuna denk geliyorum dao_O
 
Bugün İpek Hanım’ın 2. ay aşıları vardı. Sabahtan sağlık ocağına götürdüm. Biraz huysuz ve bitkin şimdi. Umarım hafta sonu ateşi çıkmaz. Neden karma, verem ve pnomökok aşılarını aynı anda yaparlar da çocuğu perişan ederler bilen var mı?

Pazar günü yine Ela’nın bir arkadaşının doğum gününe davetliyiz:işsiz: Sağlık ocağından çıktıktan sonra eve yakın fakat bir o kadar da pahalı bir çocuk mağazasından doğumgünü çocuğuna ve Ela’ya aynı elbiseyi aldım, zira hediye aldığımız şey kızımda olmazsa evde çok büyük arıza çıkıyor ekstra olarak doğum günü sırasında çocukların hediyelerine el koymaya çalışma girişimleri de oluyor:bicak:Ben bu konuda pes ettim. Aklı biraz daha erene kadar hediyelerin aynısından almaya devam edeceğim. Benim hayatımdaki en büyük minimalist ve düşmanı Ela ve onun yardakçısı kreş arkadaşları:ruh:
 
Bugün İpek Hanım’ın 2. ay aşıları vardı. Sabahtan sağlık ocağına götürdüm. Biraz huysuz ve bitkin şimdi. Umarım hafta sonu ateşi çıkmaz. Neden karma, verem ve pnomökok aşılarını aynı anda yaparlar da çocuğu perişan ederler bilen var mı?

Pazar günü yine Ela’nın bir arkadaşının doğum gününe davetliyiz:işsiz: Sağlık ocağından çıktıktan sonra eve yakın fakat bir o kadar da pahalı bir çocuk mağazasından doğumgünü çocuğuna ve Ela’ya aynı elbiseyi aldım, zira hediye aldığımız şey kızımda olmazsa evde çok büyük arıza çıkıyor ekstra olarak doğum günü sırasında çocukların hediyelerine el koymaya çalışma girişimleri de oluyor:bicak:Ben bu konuda pes ettim. Aklı biraz daha erene kadar hediyelerin aynısından almaya devam edeceğim. Benim hayatımdaki en büyük minimalist ve düşmanı Ela ve onun yardakçısı kreş arkadaşları:ruh:

Bizimkileri cinsiyet farklı ama huylar aynı
Bizde aynı hediyeden almazsak hani benim hediyem deyip ortalığı yıkıyor.
Bende alıyorum

Hatta her doğumgününü de kendi doğumgünü ilan ediyor.
İkna da olmuyor:işsiz:
 
Öneriler için çok teşekkürler:KK200:
Zerdeçal, zencefil ve karabiber üçlüsünün bir ölçüsü var mı? Bir de taze zencefil sürekli bulunan birşey mi? Ben hep kurusuna denk geliyorum dao_O
Bunların toz halde baharatlar olduğunu yazmamışım.
Yetişkinler için toz zencefilin günlük en fazla alınabileceği miktar 1 tatlı kaşığıdır.
Toz zerdeçalde ise miktar 1 yemek kaşığıdır. Karabiberin bu karışımdaki amacı zerdeçalın vücut tarafından alımını sağlamak. Karabiber olmadan malesef %80 oranında emilemiyor diye biliyorum.

Maksimum dozları göz önünde bulundurarak çocuğun reddetmeyeceği lezzeti ayarlamak anneye düşüyor.
1 fırın tepsisi dolu yemeğe ilk aşamada 2 çay kaşığı zencefil, yarım çay kaşığı zerdeçal , çeyrek çay kaşığı karabiber eklemenizi , çocuğa acı gelirse kara biberi azaltmanızı, renginde problem olmayacaksa zerdeçalı arttırmanızı öneririrm.

Balın içine veya sütün içine zencefil ekleyeyim derseniz inanın tırnak ucu kadar bile yedirebilseniz fayda ediyor.
1 bardak sütün içinde belli olmuyor. Tat konusunda cok hassas davranan olursa bir türk kahvesi fincanına en fazla yarım çay kaşığı zencefil ekliyorum, yanına 1 su bardağı su getiriyorum şurup içer gibi zencefilli süt içiliyor ardından bolca su.

Umarım arka arkaya 2-3 gün zencefil kullanabiliriniz diyorum yoksa fayda edeceğine kesin gözüyle bakıyorum. Malesef bakıcının eline ateşi çıkmış çocuk bırakmaya cesaret edemediğimiz için biz çalışan kadınlar hemen ilaç başlayalım da iyileşsin diye düşünüyoruz. 2 Gün kadar ateşini takip etmemiz gerekiyor ve bakıcının yükü biraz artıyor. Ben ağrı kesici -ateş düsürücü ilaç kullanıyorum bunu dahi yapmayan anneler var , henüz o aşamada değilim.
 
Ben eşyalara bağlı değilimdir ama çocukluğumun geçtiği evlere duygusal olarak çok bağlıyım. Ama hem kendi evimiz, hem babaannemlerin evi hem de anneannemlerin evi geçen sene yıkıldı. Tüm çocukluğumu kaybettim gibi hissediyorum, bazen ağlıyorum ve sık sık o üç evi rüyamda görüyorum.
aynı durumdayız. benim de rüyalarımın "ev" kısımları hep orada geçiyor...
 
Bunun nedenini bir çözmeye çalışmalısınız. Ben mesela özellikle bazı konularda kızıma çok öfkelendiğimi ve bunu kontrol edemediğimi fark ettim. Burada benim böyle hissetmeme sebep olan hangi yaşanmışlık? diye epey sorguladım. Bazılarının cevaplarını buldum, bazılarınınkini hala arıyorum ancak bulduğum cevaplar beni oldukça şaşırttı. Ben ne zaman cevaba ulaştım o zaman o konuya yaklaşımım da değişti. Samimiyetle sorun kendinize, açın içinizdeki sandık odasını bakalım neler çıkacak. Merak etmeyin bir süre sonra iç sesiniz sizi yanıtlayacaktır.
teşekkür ederim. bu yöntemi denedim ve cevap aldım sanırım:) çocukluğumdaki kadar hiç bir zaman mutlu olamayacağımı, ileride kendi çocuklarıma da bu hatıralarla mutlu olma dersleri vereceğimi zan(!)nediyorum galiba:)
gerçekten çocukluk bambaşka bir dönem ve hiç bir zaman o kadar mutlu olamayacağımız da bir gerçek. tamamen yargısız, bilinçsiz, içimize yerleştirilmiş pozitif (ki negatif olanlar bile katkısız) saf duygularla hareket edebilmek yetişkin olunca çok zor...
sanırım çocukluğuma indim:) kendimi terapistte gibi hissettim bir an:))
 
Peynir ben de seviyorum ve hayatımdan çıkartmayı düşünmem ancak ne zaman aüt içsem midem rahatsızlanıyor.
laktoz yada kazein intoleransı olabilir. alternatif badem sütü deneyebilirsin istersen...
peynirin mantari hastalıklar ve migreni tetiklediği ve ilerlettiği yönünde ciddi araştırmalar var. bir çok uzman artık onu süt ürünü değil de et gibi değerlendiriyor artık. ben de vazgeçmek istemiyorum ama:oops:
son günlerde kan gruplarına göre beslenmeyi inceliyorum. her kan grubunun farklı enzimleri olduğu noktasından hareket eden bir beslenme yaklaşımı. incelenmesini tavsiye ederim...
 
elecda elecda süt seviyor ve vazgeçmek istemiyorsan laktozsuz olanlarından tüketebilirsin. Tadı daha şekerli gibi gelebilir :) içinde parçalanmış laktaz enzimi oluyor. Ben 20 yaşından sonra laktoz intoleransı geliştirdiğim için bunu içiyorum.
Uht tabi malesef ama sütü çok seviyorum napiyim :KK43:
 
Ben sinir olduğum insana uzun uzun bakarak hangi yaşanmışlıklar onu bu hale getirmiş olabilir diye düşünüyorum. Kendimce okuduğum pedagoji kitaplarından yanıtlar buluyorum. Sonra o insana olan olumsuz duygularım azalmaya başlıyor. Sanırım karşımdakinin derdini anlamak ve ona artık kusurlarından ötürü hoşgörülü yaklaşmaya başlamak noktasına geliyorum.

Bir de “Ben ne yapmamalıyım ki evladım bu insana benzemesin” diye soruyorum kendime. Bu da annelik görevi kapsamında:)
hayatta o kadar değişik insanlarla karşılaştım ki, artık insanoğlunun yapacağı şeyler beni şaşırtmıyor. normallik sınırlarım genişledi:)
pedagoji çok yararlı bir ilim... insanın o en minik bireysel zamanlarından geleceğe akması söz konusu... bu bilinç bende de oluştu. özellikle insanların ne tür davranabileceğini öngörüp kendimi ona göre ayarlıyorum:) birilerine bilinçli zarar vermek yapabileceğim birşey değil ama bunu yapabilecek insanlardan da korunmak, sevdiklerimizi korumak gerekiyor.
ben de olaya "insan" gözüyle bakıyorum. aynı etkiler, aynı tepkileri, aynı nedenler, aynı sonuçları doğurur. insanların yaşadıkları da kendi davranışlarını ortaya çıkarıyor. aynı şeyleri ben yaşasaydım aynı davranışları ben de yapabilirdim diyorum bazen. yalnız bir merhamet duygusunun yoksunluğu beni çok yıpratıyor; kendime karşı değil de, ülkemiz ve dünyada yapılan vahşetler, haberleri gördükçe kanım donuyor. bunun tamamen bir tercih meselesi olduğunu düşünüyorum. merhametli olmak yada olmamak.
 
Günaydın :)

Ben gülmeyi ve güldürmeyi çok seven bir insanım. O yüzden genelde selamlarımda, hitaplarımda hep bir gülümseme vardır.

Sizlere de kocaman bir gülücükle günaydın demek istiyorum :)

elecda elecda gerçekten iyi ki varsın.

Çevremizde o kadar çok bilgi var ki; fakat bunun hangisi bize uygun hangisi değil bilmeden herşeye sahip olma, herşeyi çocuklara verme derdine düşüyoruz çoğunlukla.

Aslında önemli olan bize neyin faydalı olabileceği.

Burada verdiğin örneklerle, gösterdiğin şeylerle tam da bu noktada destek oluyorsun.

Teşekkürler :)

Bu arada benim oğlum da 16 aylık olacak haftaya. O yüzden kitapları geriden takip ediyoruz :)

Aklında kalan, hatırladığın kadarıyla, bize de uygun olan kitap fikirlerini istiyorum.

Bu ara kitaplarla oldukça ilgili. Ama yırttığı için yeni kitap almaya kıyamıyorum. Aynı kitapları yapıştırıp toparlayıp okuyoruz :)

Bebek kitapları denilince aklıma bir kitap geldi.
Oğlum ile ikizler arasında 2,5 yaş var ve kırtasiyedeki 1 tl lik kitap sepetinden aldığım bir kitap oğlumu yeni kardeşe hazırlamada faydalı oldu. Kitabın ismi PANDA PANDİ :) Kardeşe veya yeğen gibi küçük bir bebeğe çocuğunu hazırlamak isteyenlere tavsiye ederim.

Pandinin annesi bir sabah babası ile el sallayarak gidiyorlar ve küçük bir misafir geleceğiniz söylüyorlar, hazırlıklar, ilk eve geliş. Tabi ben kitabı ilk okumadan sonra defalarca değiştirerek anlattığım , gelen misafirleri bir değil 2 yaptığım bazen iki misafire yaramazlık yaptırdıgım (kısaca ballandıra ballandıra anlattığm) için günlerce okuduk bu kitabı. Küçük yaşlarda kıskançlık problemi yaşamadım, şimdi yaşıyoruz, sanırım büyümüş panda masalları anlatmayı ihmal ettim :olamaz:

Sabah programlarından birinde bir psikoloğun çocuklukta ve yaşamın her evresinde yetişkinlerin de 5 yılda bir okumasını tavsiye ettiği 4 kitap ismini not ettim ve internetten satın aldım.

Size de isimlerini vereyim.
-Alice harikalar diyarında (Bu yol nereye çıkar? -Sen nereye gitmek istersen oraya, ne kadar bir güzel mesaj değil mi? Oysa çizgifilmini izlerken ne çok sıkılmıştım. )
-Küçük Prens (hayal kurmaya devam edelim, hayallerimizdir mutluuğu getiren )
-Roninson Crusoe (Bir adada tek başına yaşayabilen tek başına mutlu olabilen biri, küçükken okumadım şimdi okuyacağım)
-Momo /yazarı Mİchael Ende( Bu da şehir hayatında yokluk içerisinde tek başına mutlu olmayı başarabilen bir kız çocuğunun hikayesi)

Aldım ama henüz elimdeki kitaplar bitmediği için okuyamadım.
 
Bunların toz halde baharatlar olduğunu yazmamışım.
Yetişkinler için toz zencefilin günlük en fazla alınabileceği miktar 1 tatlı kaşığıdır.
Toz zerdeçalde ise miktar 1 yemek kaşığıdır. Karabiberin bu karışımdaki amacı zerdeçalın vücut tarafından alımını sağlamak. Karabiber olmadan malesef %80 oranında emilemiyor diye biliyorum.

Maksimum dozları göz önünde bulundurarak çocuğun reddetmeyeceği lezzeti ayarlamak anneye düşüyor.
1 fırın tepsisi dolu yemeğe ilk aşamada 2 çay kaşığı zencefil, yarım çay kaşığı zerdeçal , çeyrek çay kaşığı karabiber eklemenizi , çocuğa acı gelirse kara biberi azaltmanızı, renginde problem olmayacaksa zerdeçalı arttırmanızı öneririrm.

Balın içine veya sütün içine zencefil ekleyeyim derseniz inanın tırnak ucu kadar bile yedirebilseniz fayda ediyor.
1 bardak sütün içinde belli olmuyor. Tat konusunda cok hassas davranan olursa bir türk kahvesi fincanına en fazla yarım çay kaşığı zencefil ekliyorum, yanına 1 su bardağı su getiriyorum şurup içer gibi zencefilli süt içiliyor ardından bolca su.

Umarım arka arkaya 2-3 gün zencefil kullanabiliriniz diyorum yoksa fayda edeceğine kesin gözüyle bakıyorum. Malesef bakıcının eline ateşi çıkmış çocuk bırakmaya cesaret edemediğimiz için biz çalışan kadınlar hemen ilaç başlayalım da iyileşsin diye düşünüyoruz. 2 Gün kadar ateşini takip etmemiz gerekiyor ve bakıcının yükü biraz artıyor. Ben ağrı kesici -ateş düsürücü ilaç kullanıyorum bunu dahi yapmayan anneler var , henüz o aşamada değilim.
Bu kadar detaylı anlattığınız için çok teşekkür ederim. Emeğinize sağlık:KK50:
 
hayatta o kadar değişik insanlarla karşılaştım ki, artık insanoğlunun yapacağı şeyler beni şaşırtmıyor. normallik sınırlarım genişledi:)
pedagoji çok yararlı bir ilim... insanın o en minik bireysel zamanlarından geleceğe akması söz konusu... bu bilinç bende de oluştu. özellikle insanların ne tür davranabileceğini öngörüp kendimi ona göre ayarlıyorum:) birilerine bilinçli zarar vermek yapabileceğim birşey değil ama bunu yapabilecek insanlardan da korunmak, sevdiklerimizi korumak gerekiyor.
ben de olaya "insan" gözüyle bakıyorum. aynı etkiler, aynı tepkileri, aynı nedenler, aynı sonuçları doğurur. insanların yaşadıkları da kendi davranışlarını ortaya çıkarıyor. aynı şeyleri ben yaşasaydım aynı davranışları ben de yapabilirdim diyorum bazen. yalnız bir merhamet duygusunun yoksunluğu beni çok yıpratıyor; kendime karşı değil de, ülkemiz ve dünyada yapılan vahşetler, haberleri gördükçe kanım donuyor. bunun tamamen bir tercih meselesi olduğunu düşünüyorum. merhametli olmak yada olmamak.
Ben merhamet görmemiş insanların merhametsiz olduğunu düşünüyorum. İnsan çocukken maruz kaldığı şeye dönüşüyor.
 
Bebek kitapları denilince aklıma bir kitap geldi.
Oğlum ile ikizler arasında 2,5 yaş var ve kırtasiyedeki 1 tl lik kitap sepetinden aldığım bir kitap oğlumu yeni kardeşe hazırlamada faydalı oldu. Kitabın ismi PANDA PANDİ :) Kardeşe veya yeğen gibi küçük bir bebeğe çocuğunu hazırlamak isteyenlere tavsiye ederim.

Pandinin annesi bir sabah babası ile el sallayarak gidiyorlar ve küçük bir misafir geleceğiniz söylüyorlar, hazırlıklar, ilk eve geliş. Tabi ben kitabı ilk okumadan sonra defalarca değiştirerek anlattığım , gelen misafirleri bir değil 2 yaptığım bazen iki misafire yaramazlık yaptırdıgım (kısaca ballandıra ballandıra anlattığm) için günlerce okuduk bu kitabı. Küçük yaşlarda kıskançlık problemi yaşamadım, şimdi yaşıyoruz, sanırım büyümüş panda masalları anlatmayı ihmal ettim :olamaz:

Sabah programlarından birinde bir psikoloğun çocuklukta ve yaşamın her evresinde yetişkinlerin de 5 yılda bir okumasını tavsiye ettiği 4 kitap ismini not ettim ve internetten satın aldım.

Size de isimlerini vereyim.
-Alice harikalar diyarında (Bu yol nereye çıkar? -Sen nereye gitmek istersen oraya, ne kadar bir güzel mesaj değil mi? Oysa çizgifilmini izlerken ne çok sıkılmıştım. )
-Küçük Prens (hayal kurmaya devam edelim, hayallerimizdir mutluuğu getiren )
-Roninson Crusoe (Bir adada tek başına yaşayabilen tek başına mutlu olabilen biri, küçükken okumadım şimdi okuyacağım)
-Momo /yazarı Mİchael Ende( Bu da şehir hayatında yokluk içerisinde tek başına mutlu olmayı başarabilen bir kız çocuğunun hikayesi)

Aldım ama henüz elimdeki kitaplar bitmediği için okuyamadım.
Momo benim okuduğum en iyi kitaplardan biri, kesinlikle tavsiye ederim. Çocuk kitabı gibi görünmekle beraber aslında yetişkin kitabı bence.

Küçük prensin Cemal Süreyya ve Tomris Uyar tarafından yapılmış olan çevirisini seviyorum.
 
laktoz yada kazein intoleransı olabilir. alternatif badem sütü deneyebilirsin istersen...
peynirin mantari hastalıklar ve migreni tetiklediği ve ilerlettiği yönünde ciddi araştırmalar var. bir çok uzman artık onu süt ürünü değil de et gibi değerlendiriyor artık. ben de vazgeçmek istemiyorum ama:oops:
son günlerde kan gruplarına göre beslenmeyi inceliyorum. her kan grubunun farklı enzimleri olduğu noktasından hareket eden bir beslenme yaklaşımı. incelenmesini tavsiye ederim...
İnceleyeceğim, öneri için teşekkür ederim.:KK200:
 
X