Burda özellikle devlet okulu öğretmenine saldırmak çok moda. Veli kendisi ben bu özele parayı basıyorum, o halde karşılığını almalıyım diyerek canla başla çocuğuyla ilgileniyor. Devlet okuluna beş kuruşu geçmediği için olsa da olur olmasa da olur gözüyle bakıyor.
Canlı derslere ilk başladığımızda sanırım nisan- mayıs aylarıydı. Bizler bu konuda en ufak bir eğitim almadık, kendi çabamızla nasıl yapılacağını öğrendik. Üstelik bakanlık bize sadece bir ders saati atıyor ve ders başlamadan sadece 2-3 dk önce açabiliyorsunuz sistemi. Yani deneyerek öncesinde çalışarak öğrenme şansımız yok. Orda bize tanımlanan 60 dakikalık sürede hem sistemi öğrenmeye, hem dersi anlatmaya çalıştık. Tabiki aksaklıklar olacak.
Ve sistemde çok ciddi bir yoğunluk olduğu için dersler bize çoğunlukla gece 11 den sonra atandı. Ben ramazan günü sahura kadar ders hazırlığı yapıp sabah da 9 da dersimin başında oluyordum. Ama sürpriiiz, ders tanımlanan öğrenci sayısı 45iken, derse katılan öğrenci sayısı 2. Evet sadece 2!
Şimdi de aynı durum var, Bakanlık her türlü senaryoya hazırız diyor ama il milli eğitim müdürlüklerine bile bilgi vermiyor. Şu an gidin sorun hiçbir okul müdürünün süreçle ilgili bilgisi yok.
Ama biz öğretmenler olarak bunun sıkıntısını önceden çektik. Üst makamlar hiçbir şey hakkında bize bilgilendirme yapmıyor ama suç yine bizim üstümüze kalacak dedik ve sonuç apaçık ortada. Yine günah keçisi öğretmenler oldu.