Üç çocuklular, çok çocuklular

Benzer bir durumu denedik. Şöyle yaptık. Ödevlerini sen takip edeceksin, bu senin sorumluluğun, yaptığından da yapmadigindan da sen sorumlusun dedim. Zamam tanıyorum ya da yaninda isim varsa onu hallediyorum hadi bakalim hangimiz once bitirecegiz, bitirirsek aksam kardeslerinle dahavfazla oynayabilirsin sen nasil istersen vs seklinde yaklasiyorum. Beni öğretmenine, anneannesine,babasina sikayet edercesine anlatmadina tahammülüm yok, cocukluktan kalma travmalarim depresiyor. Onun icin elimden geleni yapiyorum. Çocukça sitemlerine bile dolup tasiyorum. Bu konuda aldığım terapileri yarım bıraktım. Çocukluğumla alakalı yani. O da ayri bir konu haliyle.
 
Canım senin taktiği elecda uyguluyordu. Ela da ödev yapmayı istemediği için hem okulda, hem evde belli bir zaman verip "bitirdin bitirdin, süre içinde bitirmezsen başka da yapamazsın" şeklinde ortak gidiyorlardı. Tabii kolejin etüt saati olunca hocası okulda da takip ediyordu. En son ne durumda bilmiyorum ama aklımda böyle kalmış. Her çocuğa her taktik uymuyor malumun. İlkokula ödev bıktıracak kadar olmamalı ilk aşamada ödev bilinci kazandırmak, sorumluluk aldırmak olmalı aslında. Gerisi gelir. Severek yaparsa oluyor yoksa illa ki patlak veriyor.
 
Her harfine katılıyorum canım. Ödev asamalarini denedik, grup çalışması su an bizim icin dedigin gibi uygun değil. Şöyle de bir durum var. Fark ettim ki ben yanında oturursam o zaman her yazdığını göstermek, kontrol ettirmek istiyor. Bana da soldan soldan geliyorlar. Diyorum ki bu sayfa bitince ya da bu etkinlik bitinceye kadar konuşmuyoruz oyalanmadan yapiyoruz sonrasinda kontrol edelim dersen ederiz, sonra bakarız. Dilimde tüy bitti inan. Bi yerden sonra kendimi sorgulamaya, suçlamaya başlıyorum ve o esnada da sürekli konuşuyorum sesim de yükseliyor, tansiyon da. Gerçekten çok yıpratıcı bir süreç bu anlamda.
 
Ben bu aşamada olsam sanırım ödev yaptırmam. İmkanım varsa babaya devrederim. Bu aşama ikiniz içinde yıpratıcı olur gibi bence.

Mesela kızım 7.sınıf. Derslerini tamamen babaya bıraktım. Bir ergenle tartışmak işime gelmez. Benim de çok tahammül sınırım olmayabiliyor çünkü. Anne kız İlişkisi yıpransın istemiyorum. Oğlum bende ama. Ufaklık da tam saldım çayıra modunda.
 
Haa, aklıma geldi. Şunu da uyguluyorum. Malum bunlar yarışı sever. Olaya heyacan katmak için telefonda kronometreyi ayarlıyorum. 10 dk ya bitecek diyorum mesela. O hızla sayıların gidişini görünce heyecanlanıp yapmaya da başlıyorlar. Komik oluyor tepkileri.
 
Pandemiden önce yani 2 yıl önce yüzmeye başladı. Haftada 2 gün gidiyordu, eylülden marta kadar devam etti. 1.5 yıl aradan sonra dun tekrar başlamaya ikna ettik. Severek basladi, gidiyor. Inat etmedigi sürece babasi götürür getirir, sağ olsun. Eve de epey uzak. Baska seyler de düşünüyorum saaer benim evde yalniz olduğum saaere denk geldiği için pek uymuyor. Araştırmaya devam ediyorum.
Bugün Ufakligi da alip ben de gittim onlarla. Eski bi arkadaşı gördüm sohbet ettik. Değişiklik iyi geldi. Başımın da ağrısı geçince evde kalmak istemedim.
 
Trombolin aldım. 1.katta oturmanın faydaları. Sayfa bitince 10 kere zıpla gibi de yapıyorum.
Ne bileyim ben. Yazınca bayağı bir takla attığımı gördüm şimdi ödev yaptırmak için.
 
Benim de aklimda o var. Simdi de yuzmeye gitmeden bitirecek. Guya söz verdi. Ama ödevin başına geçince yapmak istemiyorum diyor illa ki. Kendini kanitlamaya kendince kurallarini uygulamaya çalışıyor, bence.
 
Trombolin aldım. 1.katta oturmanın faydaları. Sayfa bitince 10 kere zıpla gibi de yapıyorum.
Ne bileyim ben. Yazınca bayağı bir takla attığımı gördüm şimdi ödev yaptırmak için.
Valla ben de ayni seyi düşündüm, neler yapiyorum ödev için. yerimiz müsait değil onu salona koyarsam vay halime yine de aklimdan gecmiyor değil. Yanlari fileli olanlar düşünülebilir.
 
Çok iyi yapmışsın. Biz kendi ilacımızı kendimiz bulacağız. Bunu tuzu kuru biri olarak yazmıyorum inan. Benim de karar verme aşamalarında olduğum şeyler yaşıyorum bu ara.
Oksijen maskesi ilk kendimize.
Benim nacizane tavsiyem kesinlikle yanında oturmaman. O kendi yapsın. Zaten oturmuyormuşsun. Çok iyi. En son gerekirse kontrol yapılır.
Baktım öğretmen ödevleri kontrol etmiyor. Onu da konuştum. Hocam ben kontrol edip göndereyim size diye. Kabul etti. Sonuçta kontrol edilmezse nerden düzeltecek yanlışını çocuk? (İlk başta gerek yok demişti.) Oğlum da sonradan düzeltmeye tepki gösterdi. Öğretmenin kontrol edin dedi şeklinde konuştum. İkna oldu. Öyle gidiyor şimdilik ama tabii yanlışının çıkmasından hoşlanmıyor beyimiz.☺
 
Benim de aklimda o var. Simdi de yuzmeye gitmeden bitirecek. Guya söz verdi. Ama ödevin başına geçince yapmak istemiyorum diyor illa ki. Kendini kanitlamaya kendince kurallarini uygulamaya çalışıyor, bence.
Aynen, güç savaşı. Ben bazı konularda dik dururum. Eğer bitirmezse götürmem mesela. Ciddi götürmem. Beni deneyemez. Bilir annesi yapmayacağım dediğimde yapmayacağını. Mümkün olduğunca dediğimin arkasında durmaya çalışıyorum. Sonra taviz tavizi doğuruyor. Bunu da çocuklar çok iyi kullanıyor malesef.
 
kavs-i kuzah her ödevde şunu söylüyor. Yazmak istemiyorum, bu çok uzun, yarına kadar bitmez. Yapmayacağım. Defter havalara ucuyor, uyhun bir yer bulup konuyor. Sonra yatma saati geldiginde ödev yapacagim diye tutturuyor. Yapma kalsin vaktinde yap dedim sana deyince senin yüzünden diye başlıyor, ipler kopuyor.
 
Valla ben de ayni seyi düşündüm, neler yapiyorum ödev için. yerimiz müsait değil onu salona koyarsam vay halime yine de aklimdan gecmiyor değil. Yanlari fileli olanlar düşünülebilir.
Ayaklı yazı tahtası işe yarar bazı çocuklarda. Kalem kağıdı sevmiyorsa tahtada çözmek, sonucu işaretlemek de eğlenceli gelebilir. Yerse...
 
Tabii kesinlikle.hemen yürüme mesafesinde 2 dklik park var. Kendi basina gidip gelebilecegi bir ortamdayiz. Madem sıkıldın hadi hit biraz demistim. Ne zaman gelicem dedi. Ezan okununca dedim. Ezan başlar başlamaz-o arada komsumuzla sohbet ediyormuş, yarıda kesmiş- annem ezan okujunca gel dedi gitmem lazim demiş ezan bitmeden geldi. O da cok iyi bilir tavizimin olmayacagini. Ama yine de sınırları zorluyor.bizim öğretmenimiz de kontrol etmiyor cevaplar doğru mu yanlış mi.. neden bilmiyorum. Karisircasina sorgular gibi gidip konu hakkinda konusmak da istemiyorum. Baska konularda da anlam veremedigim seyler var. Konustugumda aldigim cevap ve tavir beni cok rahatsiz etti. Sonra da konusmadim.
 
Bizimki de yazmayı sevmiyor. Öteki çocuk hiç sevmiyor. Hele metinle ilgili soruları yazmak işkenceydi. Çocuklar beraber olunca daha da rahatladık gibi.
Ben olsam ne yapardım? Bu benim için ciddi kriz ortamı. Hayalimde iyi bir döverdim çocuğu.
Tartışmaya girmez, açıklama yapmaz, ikili mücadeleye, güç savaşına girmez, ikna etmeye çalışmazdım. Kendi sinir sistemim ödevden daha önemli. Sen böyle yaptıkça o öfkesini sana yöneltiyor gibi geldi. Niye buna maruz kalayım ki?! Bir de çözümü olmayan birşey ikna çalışması, konuşma. Çocuk ödev yapmaya niyetlenmemiş, tabiri caizse bağcıyı dövmeyi niyetlemiş.
Öğretmen konuşmalı. O otorite. Sen annesin ya. Öğretmen otoritesi daha etkili bence.Bir de ödev öğretmenle öğrenci arasında. O ne diyecek bakalım?
Defter atması da şımarıklık. Seni iyice sinirlendirmek istiyor gibi. Ben olsam bu topa girmezdim. ( Zaten çoğunlukla girmedim.) Onun amacına ulaşmasına izin verme. Yapmazsa yapmasın.(iç sesimiz evet böyle demiyor ama bazen hızlı koşmak için birkaç adım geri gitmek gerekir ya hani, birkaç hafta zorlar, sonra oturur inşaallah. Ama hergün kriz çıkarsa bu iş yalama olur. Mümkünse babaya devret derim. Sen en son kontrol edersin gerekirse.)
 
Ah aklima şimdi geldi. Yüzmeye gideceği günlerde ben gündüz yaptirayim diğer günler babası yaptırsın. Hem ikimiz de birer ara vermis oluruz, güzel olur.
 
Maşaallah barekallah çok güzel senin dediğini yapmış. Hoşuma gitti.
Evet bizim öğr de ilk başta kontrol etmiyordu. Gevşeklik başladı hemen tabii "öğretmen bakmıyor ki."
Ben konuştum. O da itiraf etti ilk bakmadığını. Şimdi de denemek için yanlış yaptığı cümleleri sildirmedim acaba uyaracak mı diye. Uyarmadı. Çünkü tek tek bakmıyor. Dedi ki, birkaç soru var ödrv sayfasında belirlediğim. Sadece onlara bakıyorum. Onlar doğruysa diğerlerini de doğru kabul ediyorum diye.
Önce de yazdığım gibi ilk ben kontrol edryim dediğimde istememişti. Aradan zaman geçtikten sonra bir daha konuştum uygun dille ve de somut örneklerle.
Mesela hızlı kelimesiyle cümle kuracaklar.
Bizimki yazıyor. Domates hızlı koştu.
Sonra da kahkahalarla gülüyorlar arkadaşıyla. Böyle cümle olmaz dedim. Öğretmen birşey demiyor ki dedi. Mesela bunu ve buna benzer şeyleri söyledim.
Derdim şu, sen kontrol etmezsen,olabilir, zaman bulamayabilirsin vs vs, bırak ben kontrol edeyim. Artık tamam diyince ipi elime aldım. Böyle cümleleri konuşup gülebilirsiniz ama yazamazsınız vs vs şeklinde.

Öğretmen önemli.
 
Cümleye bayıldım
 
Cümleye bayıldım
Bir domates takıntımız vardı sorma. Herşeyde domates. Bıktım domatesten!!!
Öğretmen bu sınıfla çok yoruldum dedi. Evde bir cümle kurmuş çocuk. Aile de buna gülmüş. Çocuk ta iyi birşey zannedip sınıfta da aynı şeyi yapmak istiyor dedi. Habire ilgi çekme, dersi kaynatma olayı işte. Ondan bende tepki gösterdim aslında. Herşey heryerde söylenmez, yazılmaz gibi. Yoksa efsane şeyler çıkıyor bunlardan.
 
Bu siteyi kullanmak için çerezler gereklidir. Siteyi kullanmaya devam etmek için onları kabul etmelisiniz. Daha Fazlasını Öğren.…