takıntılı olmak dünyanın her yerinde hastalık degildir, her durumda hastalık degildir, her insan için hastalık degildir. ben takıntılı insan seviyorumdur belki de... o zaman takıntılı insana hasta diyemem.
ya da dengesiz birine borderline disorder der hasta ilan edersin. ama belki ben dengesiz biriyle yaşamayı seviyorumdur. bir günü farklı diger günü farklı biri olması hoşuma gidiyordur. o zaman buna hastalık denmez.
ya da birisi asabi karaktere sahiptir. bu kişiye öfke kontrolü yok mu diyeceksin? kime göre? kimi mülayim sever, kimi daha maço sever. sana göre hasta gelen digerine göre güzel gelir.
şımarıklık birine güzel gelir digerine can sıkıcı... gibi... tamamen estetik ve sosyal bakış üzerinedir.
psikologa gidersin ve yalan söyleyebilirsin tüm her şey hakkında. ve o senin (sözde) hasta oldugunu anlayamaz.
kanser ise dünyanın her yerinde kanserdir. kime sorarsan kanserdir. nereye gidersen git kanserdir. çünkü nesnel tanımı vardır. ve sen yalan bile söylesen doktor senin kanser oldugunu kendisi ögrenir.
oysa psikolojik hastalık denilen şeylerin nesnel teşhisi yoktur. toplum mühendisleri sevmediklerini hasta ilan eder, buna da bir hastalık ismi uydururlar. bir insanı çekingen diye hasta ilan edemezsiniz, şımarık diye, asabi diye... bunlar karakter farkıdır. ''turuncu rengi sevmiyorsun demek ki hastasın. çünkü çogu insan turuncu sever'' demekten farkı yok bu psikolojik hastalıkların.
Psikolojik hastalara tani koyulmasi icin belirli kriterlerin mevcut olmasi gerekir,
mesela kisi artik günlük islerini yapamamaya baslar, kendini KÖTÜ hisseder ve MUTSUZDUR,
cok veya az uyur, cok veya az yer, hayat artik yasanilmaz hale gelir
bu kriterler zaten bilim adamlari tarafindan tartisilir ve degiskendirler, mesela DSM-4 ün
DSM-5 i cikti bu sene ve yine degisiklikler yapildi, kisilik hastaliklarin (borderline gibi) keskin
kriterleri olmadigi icin hala tartisma konusudurlar zaten,
sizin dediginiz gibi yalandan psikologa gidenler elbette var ama bunlarin cogunlugu temsil
etmedigine emin olabilirsiniz, zaten bu düsünce de olan biri de gercekten hasta olma yolunu
da tutmustur, asiri derece bu düsünceye düserse yine hasta kategorisine girecektir,
diger gercek hastalar ise artik hayatlari yasanmaz hale geldigi icin mecbur bir psikologa
giderler.
Sonuc insanlar bulunduklari durumdan memnun degillerdir ve hayat standartlari git gide
düstügü icin hastadirlar, nasil grip olan bir insan yataktan kalkamaz,
artik o insan da bu düsünceler icindeyken yataktan kalkamaz hale gelir.