• Merhaba, Kadınlar Kulübü'ne ÜCRETSİZ üye olarak yorumlar ile katkıda bulunabilir veya aklınıza takılan soruları sorabilirsiniz.

TUVALET SORUNU VS SORUMSUZLUKLAR BOŞANMAYA KADAR GELEN EVLİLİK LÜTFEN YARDIM......

Durum
Mesaj gönderimine kapalı.
çogu insan yapmaz. çogu insan ''benim içimde yok ya karıncayı bile ezemem'' der ve böyledir de. yalan degildir yani. ama bir an gelir kendin hakkında tüm bildiklerin yanlış çıkar. kimse kendine bu konuda çok güvenmesin. en zayıfı da en mülayimi de kendine güvenemez.
yok. sinirlerim sağlamdır. kendimi çok iyi kontrol ederim. ha nefsi müdaffa hayati bir durum varsa o başka. tabi ki kendimi korurdum
 
aslında olay hak etmiş hak etmemiş meselesi bile degil. etki-tepki. savaşta ölmeyi de kimse hak etmiyor ama oluyor. çünkü etki-tepki. sen istesen de istemesen de etki-tepki diye bir şey var. ve adamın tepkisini anormal bulmuyorum.
insanın içinde aniden uyanan bir şiddet duygusu var ani olaylarda ortaya çıkan ilkel bir duygudur .Bunu törpülemeye çalışan kuruma da bilim denir .İster rehabilitasyon ister psikoloji ne dersen de.İlkel bir duygudur savunamayız .
 
ee yani? ne anlattın sen şimdi?

ben çok bilmişi oynuyorum ama minik ego tatminleri peşindeyim, konu sahibi yazık çok hasta zaten malum.. sen hangi roldesin bari? kendini herkesin üzerindeki nihai karar merci zannetme hastalıgı mı? sen de aynısın öyleyse, hepimiz aynıyız yani. herkes hasta? herkes hastaysa o zaman hepimiz normaliz demektir, yani hasta falan yok. söyledigin anlamsız. iki durumda da olay benim söyledigime çıkar.

annesi döverdi yalan mı derken kesin döverdi demiyorum ya. adamın karşılıgının normal olduguna vurgu yapıyorum. konu sahibinin ne kadarını anlayabilecegi benim ilgi alanıma girmiyor. ben kendi söyleyecegimi söylerim. alan, almayan, alamayan beni ilgilendirmez.

ben uydurulmuş sözde psikolojik hastalıklara itibar etmem, bunu da söylemekten çekinmem. şayet ben minik ego tatminleri peşinde koşan biriysem, bunu hastalık olarak görmem, bu benim karakterimdir. konu sahibinin hareketleri hastalık degil, onun karakteridir. karakter farklılıklarını hastalık diye sınıflandıran psikolojinin ben nesini kabul edeyim? birisi çekingendir, digeri girişken. çekingen olana hasta diyorlar ama... buradaki mantıgı bana sen açıkla öyleyse. ne de olsa her şeyin üzerindeki nihai karar merci rolünü oynuyorsun, hadi oyna da anlat bana buradaki mantıgı.

Benim rolüm öncelikle karar merciliği değil, okuyorum anlamaya çalışıyorum, anladığım kadarıyla yorumlarınızdan çıkarım yaptım ve yazarak fikrimi belirttim. İster kabul eder, ister etmezsiniz, birbirimiz hakkında fikirlerimizi değiştirebilecek değiliz, ne de olsa insanların yazdıklarımın ne kadarını anlayabilecegi benim de ilgi alanıma girmiyor. Kendi söyleyeceğimizi söylüyoruz. Söyleyeceğin bir şey varsa söyle, yoksa sus taraftarıyım ben, o an canım istedi yazdım, şimdi canım istedi yine yazıyorum. Konu sahibi konusunu yazmasa haberimiz olmayacaktı durumundan, hepimiz kendimize göre tepkimizi veriyoruz işte.

Kendi rolümü kendim seçebilirim herhalde, yorum yazdım sadece. Normallik algımız da farklı sonuçta, bana göre hiç birimiz hasta değiliz, başka insanlarla olan iletişimimizi baltayalan anomaliler fiziki veya sadece algılarımızla ilgili olabilir. Düzeltirsek başkaları için düzeltiyoruz, düzeltmesek en çok kendimiz zarar görüyoruz. Derecelendirme olarak bakarsak aşırı gördüğümüz durumlara insan olarak tepki gösteriyoruz, başka birilerinin de bu işten fayda sağlıyor olmasında da bana göre hiç bir sorun yok. Çağımızın hurafeleri diyerek böbürlenirken, eski çağın lafı pek geçmeyen insanlarıyla aynı potada eriyebilmek ironi bana göre. Başka bir amacım yoktu ilk yorumu yazarken. Esenlikler dilerim.

İkinci yorumunuzu sonradan gördüm, psikolojiye inanma konusunda yorumumda herhangi bir fikir belirtmediğim için (ne kadar önem verdiğimiz karşılıklı olarak ilgilendirmez demiştim zaten) buna yönelik çıkarımınızı kaale almadım, belirtmek istedim.
 
Son düzenleme:
yok. sinirlerim sağlamdır. kendimi çok iyi kontrol ederim. ha nefsi müdaffa hayati bir durum varsa o başka. tabi ki kendimi korurdum

ne masum yüzlüler, ne mülayimler, ne saglam sinirliler, ne tez canlılar katil oluvermiştir bir anda kim bilir. hatta haberlerde 30 yerinden bıçaklayan insanlar vardır ya, onlar da mülayimdi büyük ihtimalle. ama 30 defa bıçaklamıştır. zaten 30 defa bıçaklaması daha çok katilin acemi oldugunu gösterir. çünkü ilk vuruştan sonra kendini kaybeder, şoka girer yani. o geri kalan onlarca bıçak darbesinin sebebi budur. acemiler de mülayimler de yapar yani.

yine sen kendine güven tabi ama bence kimse kendine güvenmemeli bu konuda.
 
daha 10 yaslarindayim.
uzerimde mavi onluk
okuldan geldim.
annem ve komsu 3 yasindaki cocugu ve onla yasit kardesimi bana birakip bag bahce islerine gittiler.
sonra komsu cocuk kakam geldi dedi. klozete tuttum hayir diyor. evlerinde alaturkaymis. annesi kucagina alip oyle yaptiriyormus.
tobeeeeeeeeeeeee
cikardim bahceye cocugu alaturka tuvalete tutar gibi tuttum. bekle bekle cisini yapti derken...
sari bir bok tak diye etegime dustu.
uffffffffffffffffffffff cocugu oldugu gibi attim. aglamaya basladim. aglaya aglaya boklu onlugumle bahceye gittim.
neyse sonra ne oldu hatirlamiyorum. ama onlugu giymem deme diye bir luksum yoktu ki.
baska onlugum yoktu.
durumumuz da pek iyi degildi.
simdi konu sahibi bunu yasamis olsa heralde baska mavi onluk giyemez. okulu birakirdi :27:
 
SİZİN PSİKOLOJİNİZİ HİÇ BOZULDUMU KENDİNİZİ KAYBETTİĞİNİZ EMİN OLMADIĞINIZ ANLAR HİÇ OLMADIMI ÖZGÜVENİNİZ YIKILDIMI EVET BEN ÇOK ŞEY YAŞADIM EŞİMİN BANA KARŞI TAVIRLARINI YANLIŞ ALGILADIM KENDİMİ İŞE YARAMAZ ÇİRKİN AŞŞAĞLIK Bİ YATATIKMIŞ GİBİ GÖRMEYE BAŞLADIM EŞİMİN İLGİSİZLİĞİNİ KENDİMDE KUSUR ARAYARAK ÇÖZMEYE ÇALIŞTIM AYRICA EŞİMİN YEMEK YAPIŞI EV TEMİZLEMESİ AYRI DAĞINIK OLMASI AYRI BİZ TARTIŞINCA İŞTEN GELİR SİNİRLİ SİNİRLİ YEMEK YAPAR ÇÜNKÜ KÜSÜZ KONUŞMUYORUZ AÇMI KALCAK KENDİ ÜTÜSÜNÜ YAPIYOR AMA DAĞINIK SAKAR OLMASI AYRI BİRDERT
psikolojisi bozuk bir insana ona takilcagina buna takil demek cok mantiksiz, zaten takildiginin mantiksiz oldugunu biliyor ama elinde degil, esi de zaten bastan beri anormalmis, sürekli asagiliyormus vs. vs. yani esini o hale getiren konu sahibi degil, iki psikolojisi bozuk insan bir araya gelince olaylar daha da cikmaza girmis, anladigim kadariyla baba evinde olman daha kötü oldugu icin yine esinin yanina dönmek istiyorsun, elinin temiz olduguna inanincada geri dönüceksin, demin okudum telefonu tamirciye götürürseniz anlasilir islanip islanmadigi kalici hasar kaliyormus cünkü, ben düsürdügünü düsünmüyorum, ilkten tamirciye ordan da terapiye gidin lütfen burda daha fazla zaman kaybetmeyin ve insanlarin moralinizi daha fazla bozmasina izin vermeyin, psikolojik rahatsizliklar hala hafife aliniyor ondan kimsenin sizi anlamasini beklemeyin, böyle ciddi bir konuda böyle alay edilmesi cok üzücü gercekten
 
Son düzenleme:
K kuzummm geçmiş yorumlarına baktığımda eşin nişanlılık evresinde sanırım ayrılmak istediğini yazmış. Hatta bir süreliğine ayrılmış sonra dayanamayıp tekrar aramış evlenelim demiş. Aslında en başından bazı şeyleri hissetmiş eşin belki düzeltiriz diye düşündü ama başaramadıkça hırçınlaştı o da farklılaştı. Eşinin ailesi de durumu farketti belki de o yüzden onlar da destek olmak yerine mesafe koymaya çalışmış olabilirler . İnşallah iyi bir uzmandan yardım alabilirsiniz.
 
ne masum yüzlüler, ne mülayimler, ne saglam sinirliler, ne tez canlılar katil oluvermiştir bir anda kim bilir. hatta haberlerde 30 yerinden bıçaklayan insanlar vardır ya, onlar da mülayimdi büyük ihtimalle. ama 30 defa bıçaklamıştır. zaten 30 defa bıçaklaması daha çok katilin acemi oldugunu gösterir. çünkü ilk vuruştan sonra kendini kaybeder, şoka girer yani. o geri kalan onlarca bıçak darbesinin sebebi budur. acemiler de mülayimler de yapar yani.

yine sen kendine güven tabi ama bence kimse kendine güvenmemeli bu konuda.
cinayetler iki türlüdür .Cinnet anında işlenenler ve taammüden işlenenler .Taammüden işleyenler genelde psikojik rahatsızlığı olanlar .En çok cezayı da bunlar alır zaten .Bir adam karısı mini etek giydi diye aniden cinnet geçirip onu öldürebilir de .Onu öldürmeye karar verip öldürmesi arasındaki 30 saniyede aklından geçenler neler olabilir .Etrafın karısı hakkında o..u diyebileceği ,kendisini aldatma ihtimali,kendisine k..t deme ihtimalleri ,kıskançlık vs vs. ama hiçbiri normal mi ?Tabii ki hayır .Öldürmeye sebep mi ?Tabii ki hayır .Biz zaten şizofren doğuyoruz .Bir inceleyin derim .
 
Benim rolüm öncelikle karar merciliği değil, okuyorum anlamaya çalışıyorum, anladığım kadarıyla yorumlarınızdan çıkarım yaptım ve yazarak fikrimi belirttim. İster kabul eder, ister etmezsiniz, birbirimiz hakkında fikirlerimizi değiştirebilecek değiliz, ne de olsa insanların yazdıklarımın ne kadarını anlayabilecegi benim de ilgi alanıma girmiyor. Kendi söyleyeceğimizi söylüyoruz. Söyleyeceğin bir şey varsa söyle, yoksa sus taraftarıyım ben, o an canım istedi yazdım, şimdi canım istedi yine yazıyorum. Konu sahibi konusunu yazmasa haberimiz olmayacaktı durumundan, hepimiz kendimize göre tepkimizi veriyoruz işte.

Kendi rolümü kendim seçebilirim herhalde, yorum yazdım sadece. Normallik algımız da farklı sonuçta, bana göre hiç birimiz hasta değiliz, başka insanlarla olan iletişimimizi baltayalan anomaliler fiziki veya sadece algılarımızla ilgili olabilir. Düzeltirsek başkaları için düzeltiyoruz, düzeltmesek en çok kendimiz zarar görüyoruz. Derecelendirme olarak bakarsak aşırı gördüğümüz durumlara insan olarak tepki gösteriyoruz, başka birilerinin de bu işten fayda sağlıyor olmasında da bana göre hiç bir sorun yok. Çağımızın hurafeleri diyerek böbürlenirken, eski çağın lafı pek geçmeyen insanlarıyla aynı potada eriyebilmek ironi bana göre. Başka bir amacım yoktu ilk yorumu yazarken. Esenlikler dilerim.

bak kalın harflerle yazdıgın bölüm işte benim bu konuya bakış açımdır. birisi grip demişti, grip olan hastaya sert tepki gösterilmez ama gelip yüzümün ortasına dogru öksürürse tepki gösteririm. şımarıklık da öyle, şımarıksa bana yansıtmadıgı sürece beni ilgilendirmez, ama yansıtırsa tepki alır. adam da buna tepki vermiş.

yani hasta degiliz, ben de bunu diyorum. karakter farklılıklarımız var ve başkalarıyla uyum için törpülüyoruz bunu belli ölçüde. fakat eskinin cadı avcıları gibi, yani senin meşaleli insanların farklı olanı cadı ilan edip öldürmesi gibi psikologlar da farklı olanı hasta ilan ederler ve ona sözde tedavi uygularlar. çagımızın hurafeleri işte.. gerçek gerçektir. sana da esenlikler.
 
Tamam herşey sana göre pis bunu isteyerek yapmiyosun oda tamam kendi temizligini nasıl yapıyosun işte tuvalet temizligi gıbi hiç miden bozulmadımı bulanmadımi cıkarmadın mı sonuçta bunları kendin temizlersin dimi cevap istiyorum bunları nasıl yapıyosun
ONLARI yaparkende rahatsız oluyorum lavabodan sonra kendi kendimi telkin etmeye çalışıyorum sen sonuçta temizliğe bukadar takıntılısın hiçbiyerin kirlenmedi dikkat etmişsindir diye kendimi inandırıyorum olaki inandıramadım lavabodan su sıçradı üzerime kusmuk geldi gözümle gördüm ozaman kıyafetlerimi çöpe atıyorum başka türlü rahat hissetmiyorum
 
ne masum yüzlüler, ne mülayimler, ne saglam sinirliler, ne tez canlılar katil oluvermiştir bir anda kim bilir. hatta haberlerde 30 yerinden bıçaklayan insanlar vardır ya, onlar da mülayimdi büyük ihtimalle. ama 30 defa bıçaklamıştır. zaten 30 defa bıçaklaması daha çok katilin acemi oldugunu gösterir. çünkü ilk vuruştan sonra kendini kaybeder, şoka girer yani. o geri kalan onlarca bıçak darbesinin sebebi budur. acemiler de mülayimler de yapar yani.

yine sen kendine güven tabi ama bence kimse kendine güvenmemeli bu konuda.


kimse durduğu yerde 30 tane bıçak darbesi yapmaz onu o hale getirenler vardır.işte o hale gelmesin diye tedavi yöntemleri vardır.bir insanın üstüne çok gidersen ya veli ya deli olurmuş.bunu yapmamak için herkes kendi üzerine düşeni yapıcak oto kontrol denilen şey vardır.her mülayim kafası atıcınca bıçak sallasaydı ortalığı kan götürürdü.

mülayimlik başka insanı insanlıktan çıkartmak başka bir şey
 
ONLARI yaparkende rahatsız oluyorum lavabodan sonra kendi kendimi telkin etmeye çalışıyorum sen sonuçta temizliğe bukadar takıntılısın hiçbiyerin kirlenmedi dikkat etmişsindir diye kendimi inandırıyorum olaki inandıramadım lavabodan su sıçradı üzerime kusmuk geldi gözümle gördüm ozaman kıyafetlerimi çöpe atıyorum başka türlü rahat hissetmiyorum[/QUOTE]
.
bu şımarıklıksa bende şimendiferim
 
ONLARI yaparkende rahatsız oluyorum lavabodan sonra kendi kendimi telkin etmeye çalışıyorum sen sonuçta temizliğe bukadar takıntılısın hiçbiyerin kirlenmedi dikkat etmişsindir diye kendimi inandırıyorum olaki inandıramadım lavabodan su sıçradı üzerime kusmuk geldi gözümle gördüm ozaman kıyafetlerimi çöpe atıyorum başka türlü rahat hissetmiyorum
kardeş sen bir dağ köyüne misafir ol .Bir ay doğal ortamda kal.Dağ bayır tepe dolan .Dış ortama belki alışırsın doğal ortamda
 
MERABA şuan bu metni gözyaşları içinde babaevinde yazıyorum çok mutsuzum çok acı çekiyorum lütfen yardımcı olun yorumlarınıza çok ihtiyacım var sorunları kısaca özetliyorum
bu sene evlilikte 4 yılım geriye baktığımda gözyaşı fiziksel ve sözlü şiddet hep kötü anılar hep acılar aslında eşim iyi bi insandı evliliğimiz ilk yıllarında en büyük sorunumuz onun öfke kontrolü ve tamamen dikkatsiz sorumsuz tavırları benimse aşırı takıntılı düşüncelerimdi.çok dikkatsizdi elini cebine attığında bütün bozuk paraları yerden toplardık kaç defa kimliğini ehliyetini kaybetti yeniden çıkarttı sürekli biyerlerde telefon unutuyordu anahtarları çamaşır makinasından çıkardı onu uyarmaktan arkasını toplamaktan yoruluyordum ikimizde çalışıyorduk sabah gidip akşam eve geliyorduk çok sorumsuz davranırdı herşeyi benden beklerdi ikimizde yorgun olmamıza rağmen yemeği çayı herşeyi benden beklerdi bende bianda ve çok şiddetli olarak bulaşma ve temizlik takıntı hastalığı başladı belki stresten belki üzüntüden mutsuzluktan bilmiyorum ama bu bütün dünyamı kararttı eşim zaten sakar dikkatsizdi bende onu oraya düşürme bunu oraya koyma diye çıldırıyordum örneğin bikere yeni aldığı telefonu arabanın altına düştüğü için pis oldu onu kullanma diye çöpe attım yere bişey düşürünce almasını istemiyordum çok dikkatsiz olduğu için bu sorunu sürekli yaşıyorduk ben takıntılarımla boğuşurken oda öfkesini kontrol edemiyordu ben yapma etme dedikçe yere düşen şey kirlenmez çok saçma filan diye çıkışıyo eğer ben uzatırsam dayakla olayı çözmeye çalışıyordu sus diye boğazımı sıkıyor bazen tekme atıyor bazende beni yere fırlatıyordu öfkesini kontrol edemiyordu o acılar çok kolay geçiyordu ama takıntıdan kaynaklanan acı geçmiyordu asıl canımı yakan şey oydu takıntılardı doktorada gittim psikoloğada ilaç kullandım tam 2 yıl ama hep umutsuz oldu zaten eşim bukadar dikkatsiz oldukça hastalığı aşmam çok zorlaşıyordu 4yıllık evliliğim zehir oldu bebek bile düşünemedim aslında eşimde pişman olurdu bana kötü davranınca kahrolurdu ama engelde olamazdı eşimve ben 4 yıl boyunca çok ağladık canımıza kıymayı bile düşündük ama olmadı ne ben takıntılarımdan nede o öfke nöbetlerinden kurtulabildi
enson 2 ay önce eşimin ablasına ziyarete gittik tesadüfen ablasının klozeti tıkanmış eline poşet geçirip klozetin içine soktu ben bu sahneyi görünce iyice kafayı yedim bulaşma takıntısı olan biri için bu bir felaket sahnesiydi eşimin ablasının eline mikroplar bulaşacak ordan onun yaptığı yemekleri yiyeceğiz bize bulaşacak büyük bir travma yaşadım kendime gelemedim sonra evimize döndüğümüzde eşimin ablasındaki mikroplar sanki bizimle beraber eve geldi evde herşey bana pis gibi geldi bütün mutfak eşyalarını attım yemek yapamaz hiçbişey yiyemez duruma geldim tiksindim
sadece dışardan ekmek arası sandaviçle yaşamaya çalışıyordum eşim çok mutsuzdu kendini sigaraya alkole vermişti hergeçengün işkence gibiydi
biraz olsun moralimiz düzelsin diye bayramda dışarı gezmeye çıktık normalde eşimin eşyalarını yanıma alırdım düşürür çöpe atarım filan diye telefon cüzdan anahtar vs ogün dalgınlıkla tefonu anahtarı eşimden almayı unuttum eşimin cebindeydi eşimde acil lavabo ihtiyacı için alışveriş merkezinin tuvaletini kullandı cepteli ve anahtarı öncepteydi üzerinde kot pantolon vardı tabi lavabodan döndüğünde kıyamet koptu sen sakarsın kesin cep telefonunu tuvalete düşürmüş sonra elini deliğe sokup geri almışsındır dikkat etmezsin böyle şeylere diye eşime çıkıştım yok öyle bişey düşürmedim filan dedi ama ben anlamıyordum ablan gibi sende klozete daldırmışsındır elini diyor başka bişey demiyordum beynim sadece bunu görüyor bunu sölüyor bunu düşünüyordu.
eve döndüğümüzde çok büyük kavgalar ettik artık dayanamadı ve beni dövdü ama benim canımı daha çok yakan tuvalete teli düştümü düşmedimi buydu çok rahattı kesin düşmüştü eşim dayaklada yetinmedi bavulumla beni kapı dışarı attı boşanma davası açacağını söledi babamlarda kalmaya başladım sonra vicdan yapmış aradı beni gel diye yalvardı ama ben çok çaresizim şimdi oraya dönsem tuvalete elini sokup telefonu aldı hissi hep içimde o öyle bişey olmadı diyor ama bana öyle geliyor artık eşime dokunamam birlikte hiçbişeyi paylaşamam tiksinirim aslında bütün bayanlara sormak istiyorum sizin eşiniz cep telefonunu nerde taşıyor umumi tuvalete alışveriş merkezine telefonlamı giriyor hiç aklınıza geliyormu eşinizin telefonunu tuvalete düşüreceği internete baktım 10 kişiden 8 mutlaka telefonunu tuvalete düşürmüş ve elini sokup almış birsürü milletin pisliğinin olduğu biyer sizin eşinizin başına böle bişey gelse elini sokup alsa nekadar yıkarsa yıkasın miğdeniz kalkmazmı yalvarırım yardım edin bana çok çaresizim çok neyapacağımı bilmiyorum siz benim yerimde olsanız neyaparsınız

Allahımmmm.kusura bakmayın konunuzu okurken kafayı yemiş gibi hissettim kendimi.sizde yüksek derece de takıntı hastalığı var.Sizin yüzünüzden eşinizinde psikolojisi bozulmuş.Ben şahsen adamın haline acıdm.tamam dövmesi hakaret etmesi çok çok yanlış ama gercektn konunuzu okurken bile tahammul edemedim.eşiniz kim bilir ne durumdadr..
 
Hayretler içinde okudum yahu!
Manyaklık derecesinde titizliğiniz eşinizi bir canavara dönüştürmüş.
Valla adama hiç kızamadım kusura bakmayın, ben bile bunaldım burdan..

Tuvalete telefonumla girdiğim olmuştur..
Hatta sakarımdır. Hiç düşürmedim teli ama düşürseydim de eldivenle falan alabilirdim.
Çamaşır suyu ile yıkarım geçer.

Amannnnn dışardan aldığınız o sandviçleri adam belki burnundan pislik aldığı eli ile hazırlıyor ne biliyorsunuz?
Yediğimiz ekmek nasıl yapılıyor?

Ya da satın aldığınız meyve ve sebzeler belki çamurların içinde, türlü pisliğin içinde gezip masamıza varıyor.
Böyle hastalıklı düşünce ile ömür mü geçer Allah aşkına!

İyi ki çocuğunuz olmamış. Çocuk yarın öbür gün ayağı kayar tuvaletin deliğine girer falan.
Çocuktan tiksinirim dokunamam hayatta mı diyeceksiniz?

Anne olunca neler alır o mide neler..
Eş olunca da alır bir şeyler.. Arada sevgi varsa tabi..

Lütfen çok ciddi tedavi olun.

Kesnlikle...yazık adamcağıza. Sonra niye dövdü oluyor.Herkesin bir sabrı var.tabiki dayağa karşıyım.Kadına kalkan eller kırılsın ama bu kadar takıntıyla dünyanın en yumuşak kalpli insanı bile kafayı yer.
 
ONLARI yaparkende rahatsız oluyorum lavabodan sonra kendi kendimi telkin etmeye çalışıyorum sen sonuçta temizliğe bukadar takıntılısın hiçbiyerin kirlenmedi dikkat etmişsindir diye kendimi inandırıyorum olaki inandıramadım lavabodan su sıçradı üzerime kusmuk geldi gözümle gördüm ozaman kıyafetlerimi çöpe atıyorum başka türlü rahat hissetmiyorum

sonra da gidip yeni kıyafetler alıyorsun normal olarak.. doktorlar saçma şeyler yaptırıyorlar diye tedavi olmuyorsun, dışarıdan yemek, yeni kıyafet ve ev eşyası almak kolay geliyor o zaman sana.
 
ONLARI yaparkende rahatsız oluyorum lavabodan sonra kendi kendimi telkin etmeye çalışıyorum sen sonuçta temizliğe bukadar takıntılısın hiçbiyerin kirlenmedi dikkat etmişsindir diye kendimi inandırıyorum olaki inandıramadım lavabodan su sıçradı üzerime kusmuk geldi gözümle gördüm ozaman kıyafetlerimi çöpe atıyorum başka türlü rahat hissetmiyorum


burda bir sürü kişi bunu demiş ama ne olur allah aşkına bir doktora git.inan olan sana olur kimseye bir şey olmaz.

tek sen olmadığını doktora gidince görüceksin.onların bu sorundan nasıl kurtulduklarını duyunca sana moral olucak.gayret et azmet git ve kurtul.seni tanımam etmem ama üzüldüm sadece git ve kurtul bu sıkıntılarından
.
 
kimse durduğu yerde 30 tane bıçak darbesi yapmaz onu o hale getirenler vardır.işte o hale gelmesin diye tedavi yöntemleri vardır.bir insanın üstüne çok gidersen ya veli ya deli olurmuş.bunu yapmamak için herkes kendi üzerine düşeni yapıcak oto kontrol denilen şey vardır.her mülayim kafası atıcınca bıçak sallasaydı ortalığı kan götürürdü.

mülayimlik başka insanı insanlıktan çıkartmak başka bir şey

e tamam zaten bunun hukukta da yeri var.

birini öldürürsen suçlusundur ve ceza alırsın, suçsuz olmazsın (nefsi müdafaa hariç)
hafifletici sebepler (tahrik..vb) yüzünden de indirim alırsın.

iki taraf da düşünülmüştür yani.

ben de bunu söyledim üstelik. kadın adamı delirtmiş, ve adam da tepki göstermiş tokat atmış. bu normaldir diyorum ama hala şiddet olmasın diyorsunuz. e şimdi de gelmiş ''ama insanı delirtiyorlar'' diyorsun. bunu söylüyorum ben de.
 
Kesnlikle...yazık adamcağıza. Sonra niye dövdü oluyor.Herkesin bir sabrı var.tabiki dayağa karşıyım.Kadına kalkan eller kırılsın ama bu kadar takıntıyla dünyanın en yumuşak kalpli insanı bile kafayı yer.


yani en yumuşak adam kafayı yesin ve dövsün iyiden berbat etip konu sahibini olduğundan beter bir duruma getirsin bumudur yani.sizin başınıza gelse sizkocanızı dövüceksinz yada eşiniz sizi oh ne ala DÜNYA
 
Durum
Mesaj gönderimine kapalı.
Back