İnsanlar duygularını olduğu gibi ifade edemediğinde çok kırıcı olabiliyolar malesef. Anneniz aslında sana bi şey olmasından korkuyorum, o kadar çok korkuyorm ki sağlıklı düşünemiyorum, ailemden iki kişiyi kaybettikten sonra üçüncüyü de kaybedip hepten yalnız kalmaktan ödüm kopuyo demeye çalışıyo ama diyemiyo işte.
Çünkü korku genelde korku olarak yansıtılmaz dışarıya. Kendisi için korku duyan insan bunu neşeyle ya da uçlarda bi umursamazlıkla dışarı vurabilir mesela. Karanlık bi sokaktan geçerken bi yandan içten içe korkmak ama bi yandan da neşeyle yüksek sesle şarkı mırıldanmak gibi.
Başkası için korkuyosanız da bu genelde öfkeyle dışarı vurur. Onlar korkunun kaynagından uzaklasmadıkca da öfke katlanarak büyür. Onları güvende tutmak için her şey mübah görünmeye başlar, onları üzüp incitmek de buna dahil.
O yüzden gördüğünüze değil ötesine bakın, anneniz bi çeşit kaygı bozukluğu içerisinde. Sizi sevmediği, önemsemediği, ihtiyaclarınızı anlamadıgı icin degil kontrol edemedigi kadar cok korktugu icin böyle davranıyor yüksek ihtimalle. Onun kaygılarına teslim olmayın ama sözlerine de cok takılıp alınmayın. Becerebilirseniz bu ruh sağlığı sorunu derinleşmeden yardım almaya ikna etmeye çalışın onu. O zaman hayat her ikiniz icin de daha kolay olacaktır.