tümör ve sonrası.. gözyaşları içinde yazılmıştır..

Allah'ım ağlaya ağlaya okudum..

Çok şükür ki herhangi kalıcı bir hasar görmeden o ameliyattan sağsalim çıkmışsınız.. Sevdiklerinizi tekrar görmüşsünüz, tekrar tatile çıkabilecek fırsatlarınız, tekrar sinemaya gidecek vakitleriniz var. Çok büyük bir sınavı atlatmışsınız.

Şöyle söyleyeyim, hayat baştan aşağı sınav ve siz bunu hastalık ile geçiriyorsunuz. Sabrınız, dualarınız, sevdiklerinizin doktorların inancı boşa çıkmamış. Sadece sınanıyoruz. Kimisi evlat acısı ile, kimisi gençliğini başkalarına feda ederek, kimisi para ile kimisi aşk ile sınanıyor işte..

Ama sizi takdir ettim. Şu saatten sonra sadece hayata tutunmanız gerekiyor. Her şey sizin elinizde, çok ama çok zor şeyler yaşamışsınız. ama bu saatten sonra ikinci bir sayfa açmak da sizin elinizde hayatı kendinize zindan etmek de.. İyileşin ve eşinizle dostlarınızla, ailenizle güzel bir hayat sürün. Siz en zor sınavı geçmişsiniz. Yaşam sınavını.. Bundan sonra hiç bir dert sizi bu kadar hırpalayamaz, güçsüz düşüremez. Arthur u da öpün yerime :) Onun sayesinde öğrenmişsiniz bir nevi her şeyi..

Çok ama çok geçmiş olsun, saygılarımla..
 
CANIM ÇOK GEÇMİŞ OLSUN. hayatta herşey insanlar için. neden ben dememek lazım. ama bazen yaşanan acılarla deniyor işte.umarım bir daha hiç yaşamazsın bunları kimse yaşamasın.dün geçti.gelecek gelecek mi bilinmez şimdi iyisin onu yaşa tamammı canım.günün gününden güzel olsun:KK16:
 
insan sağlığının kıymetini bilmiyor maalesef.hep dünya dertleriyle dolu yaşıyor gidiyor taki bi dert kapımızı çalana kadar.Allah bir daha yaşatmasın aynı şeyleri.inşallah ömür boyu ailenle sağlıklı ve mutlu bir yaşamın olur.
 
gözyaşalrı içinde okudumçok geçmiş olsun.bence kurtulmanıza sevinin ve niye niçin diye sormayın. bu hayat imtihan dünyası ve geçici ölüm var ve bir başlangıç. sizinde bu dünyadaki imtihanınız demekki buymuş. şükredin. allahım sen verdin derdi deva yine senden deyin. hep şükredin sabır edin ve mükafatını alın. herkes bi şekilde imtihan oluyor kimi eşinden çekiyor kimi çocuğundan kimi paradan. en ağırı sağlık olsa gerek ama çok şükür siz iyleşme yolundasınız buna şükredin ve sabır dileyin. ne olur niye niçin ben ne yaptım demeyin. imtihanı yapan Allah inşallah iyi bir şekilde sonuca erersiniz. Allaha siğinin. allah yardımcınız olsun.
 
gecmis olsun yazini okurken icim ciz etti
bunlari kayin validem aynen yasadi hemde 47 yillik evliyken
kayinbabam sahip cikacana iteledi kakaladiii amaliyat oldu sükür simdi biraz düzeldii
düzelince kiymete bindiiii
 
acaba bu yazıyı ablam mı yazdı diye düşünmeden edemedim, ama yazsa büyük bir ihtimalle haberim olurdu. paylaşırdı benimle.

ablamda sadece bir bacak ağrısı ile gitti doktora, geçen sene haziran ayında ve sonuç, omiriliğinde kitle, kitleye bağlı olarakta beyin sapında sarkma.:KK43:

2 büyük ameliyatı aynı anda geçirdi, hem bel omirilik kısmındaki kitle alındı, hemde beyin sapındaki sarkma düzeltildi. aynen anlattıklarını yaşadık, ameliyatı 6 saat sürdü, o 6 saat feciydi. Allahım kimselere yaşatmasın.

kesilen saçları yeniden uzadı, ağrıları bitti, mr si temiz çıktı çok şükür Allaha.

gerçekten zor günler geçirmişsin, yaşayana şahit olmuş biri olarak tahmin edebiliyorum.:KK43: ablamın birde 2 kız evladı var yaşları 5 ve 8.

ablamada doktorunun söylediği, Allah korusun felç olma riski var, beyin ameliyatında duyma, konuşma gibi yeteneklerini kaybetme durumu mevcut bunları bil diye söylüyorum dediğinde, ablam ben hepsini biliyorum anlatmanıza gerek yok, evrağı imzalayacağım deyip yattı masaya.

çok şükür durumu şuanda çok iyi, eski hayat dolu haline döndü, çünkü 1,5 ay sonra işine geri başladı (devlet hastanesinde diyet uzmanı). işi, eşi ve çocukları ile çok mutlu, sağlıklı ve huzurlu.

sende inş. eski neşene bir an önce kavuşursun, çok geçmiş olsun, yaşadığın en kötü günler o günler olsun.
 
canım benim yaa yaşanabilecek en kötü anları yaşamışsın okurken kendim yaşamış gibi hissettim büyük bir acı bir anda insanın aklına herşey geliyor hani hayatım film şeridi gibi gözümün önünden geçiyor derler yaa bu o olmalı:KK43:(( Allah Şifa versin tekrar göstermesin inşallah tekrar çıkmasın yüzün hep gülsün sevdiklerinle sağlıklı mutlu huzur içinde tonton bir nine olana kadar yaşa mutlu ol inşallah :KK54:
 
canım arkadaşım Allahın şanslı kullarındanmışsın.... sakın şansızım, neden başıma bunlar geldi diye düşünme artık.... gerçekten çok şanslısın ... kitle farkedilmeyebilridi, felç olabilirdin, ameliyattan sonra uyanamayabilirdin vs vs.. ama bak herşey bitmiş. o ameliyittan sağ salim çıkmışsın... toparlanman uzun sürmüş ,haklısın... ama olanları ve ileride olabilecek şeyleri ,ihtimalleri düşünerek kendine eziyet etmemelisin...seninde dedğin gibi bu 2. hayatın senin... yeni doğmuş bir bebek gibi olmasın... sana verilen bu mucizevi 2. şansı ne olur harcama... bizler ölümün soğukluğunu hissetmezken ,sen damarlarına kadar hissetmişsin... ve hayatın değerini anlamışsın... onuda kendini üzerek geçirme... bak evdeymişsinde , eve kapanma, tek başına yada arkadaşlarınla dolaş , biyerlerde bikahve iç hayatı yaşa...
kedin en büyük sakinleştirici ilacın olmalı.... çünkü benimki öyle... en mutsuz zamanlarımda onla sakinleştim ben... o bile sana pozitif enerji verebilir...
 
canım emin ol konun hepimizi çok etkiledi,ilk defa bu sabah yataktan kakınca,geleceğe dair kaygı,endişe duymadım,çünkü sağlıklıydım,kaç gündür migrenle savaşıyorum bende,sinirsel,stres,gelmiyor,üzüntü,istemiyor,ama sen gibi ağrılarım dayanılmaz değildi,inan yatıyordum,bunaldım,geldim buraya sana bakmaya,senden güç almaya,biz elimizdeki hiç bir şeyin kıymetini bilmiyoruz,taki elimizden gitme korkusunu duyana dek,ne kadar şükür edilecek şeyle var elimizde,en başta yavrularımız,yakınlarımız,bende kaybettim annemi çocukken,o da kanserdi,genç yaşta yumdu gözlerini hayata,bir murad alamadan,kuzularının büyümesini,mürüvvetini göremeden,inan daha dün annemin resmine bakıp ağladım,kucağında kardeşimle çekilmiş resmine bakıp,dedim anne neden bizde yokuz bu karede yanında,sen bu resmi çekilirken biz nerdeydik,kim çekti bu resmi,babammı dayımmı, teyzemmi,ananemmi,canım ,annemle hatıralarım,hep hastaneye dair,çok yattı hastanede,giderdik ziyarete,en son kurban bayramının,son günü ağırlaştı,babam işten geldi,götürdü apar topar,biz sokakta oynuyorduk,en son baktı,bize arabanın arka camından,aklımda annemden son kalan kare bu oldu,babam geldi akşam,hafta sonu dedi,yatırdılar,ama pazartesi gideriz annenizi görmeye,biz dedik babama,pijama.çiçek alırız dedik,babam tamam dedi,meğer güzel annem,pazar gecesi,sabah 4 gibi,yummuş gözlerini dünyaya,dayım, teyzem,annanem başındaymış,bizi istemiş annem son kez getirin yavrularımı göreyim demiş,ama,doktorlar izin vermemiş,işte böyle canım,şimdibende anneyim,iki yavrum var,çok şükür büyüdüler,ama hep içimde korkuyla yaşadım,ya onları bırakıp ölürsem,annesiz kalırlarsa diye,dualarımda hep Rabbim yavrularımı büyütüp evlendirmeden canımı alma diyorum,onları bırakıp gitmek çok zor diyorum.canım toparlan,acılarını dindirmen için tedavi görmüyormusun,hemen iyileşemezsin bu bir gerçek,ama sende biraz çaba göstermelisin,ileride anne olucaksın,o günleri düşün,bak yaşyorsun,nefes alıyorsun,güneş doğuyor her gün senin için,çık balkona,hava ne güzel,yap bir kahve kendine,kuşları dinle,bak sana yaşam sevinci taşıyorlar,eşin yanında,onu düşün,ben artık sevdiklerime kıyamıyorum,derdimle onları üzemiyorum,benimde hayatta ablam,babam,kardeşim,çocuklarımdan eşimden başka kimse yok,onlara sarıl sende,iyiyim de,mutluyum çünkü yaşıyorum,siz varsınız de,bak nasıl onlarda sevinecekler,sen iyi olunca onlarda iyi olacaklar,çok yazdım canım,inşallah güzel bir ömür geçirirsin sevdiklerinle...........
 
çok geçmiş olsun.... olumlu düşünün olumlu olsun.ALLAH şifalar versin inşallah unutursun o günleri kötü günlerimiz olmasa iyi günlerin kıymeti bilinmiyor ne yazık ki
 
Dun gece, devaminda okuyacaklarimdan korktum. Simdi enbastan sindire sindire okudum.
Cok gecmis olsun.. Rabbim tekrar yasatmasin..
 
canım benim kendini üzme bu durumda olan bitek sen değilsin ayrıca bizim başımıza ne geleceğini bilmiyoruz bugüne şükret sevdiklerinin yanındasın onlarla iyi vakit geçir bende hamile iken ameliyat oldum kanser riski vardı ama sonuç temiz çıktı şimdi bu durumu düşünmemeye çalışıyorum.
 
Gerçekten üzüldüm yani tarifi imkansız bir hüzün düştü içime allah şifa versin herşeyden önce rabbim ne derse o olur ki kötü günleri dua ile başımızdan göndereceğiz inşallah allah senin gençliğine bağışlamış bundan sonra üzülme ne kadar düşünürsen o kadar kötü olursun bence her yeni gün sana yeni bir mutluluk sunsun canım:):)
 
Yazdiklarinizdan etkilenmemek mumkun degil. Gecmis olsun diyerek baslamak isterim soze. Hayatta en korktugum seylerden birdir benim de, evlatlarimin okullarinin bittigini ve kendi ayaklari ustunde durduklarini goremeden olmek, ya da onlardan birinin sagligini kaybettigini gormek.. Hergun dua ederim bunlar olmasin diye.. Kendi basima veya ailemden birinin basina gelene sahit olup korktugumdan degil, iste boyle baskalarinin acisini duymaktan ve neler hissettiklerini tahmin etmekten dolayi.. Boyle seyler her an herkesin basina gelebilir. Olum de hastalik da dogmak kadar dogal.. Aslinda sahip oldugumuz bu vucudun, bu mukemmel mekanizmanin butun organlarinin ve bagli oldugu sistemlerin uyum icinde nasil calistigini ogrendigimde yasamak mucize gorunmustu gozume..
Manevi ve fiziksel olarak daha guclenmek icin yapabilecek seylerin vardir mutlaka.. Maneviyatta dostlar onemli, konusmak, yazmak, acilmak, paylasmak onemli.. Yazacak, konusacak hicbirseyin kalmadigi gun derdin de hafiflemis olacak, butun hersey soylendiginde yani.. Unutmak mumkun degil tabii, bol bol dua et diyebilirim. Fiziksel olarak mutlaka egzersiz yapmaya baslamalisin. Bu konuda doktorunla ortak calismalisin. Sana su anki saglik durumuna uygun bir egzersiz plani, yuruyus, yuzme, vs. bir plan onermesi iyilesme hizini cok arttirir. Saglikli yasamin birinci kosulu da zaten dengeli beslenme, duzenli egzersizdir, herkes icin..
Buraya bir link koyuyorum, kisa bir video, belki seyretmissinizdir, herkesin gormesi gereken bir azim, ibret ornegi. Sahip olduklarimizin kiymetini bilmek, her gunumuzu bunu bilerek, herseyi tafamiza takmadan gecirebilmek adina.

İbretlik Videolar İzle - Are You Going to Finish Strong?

"Her insan hayatta zaman zaman bu derece umutsuz olduğu zannedilen durumlara düşebilir; hatta tekrar ayağa kalkabilmek için her türlü imkan ve enstrümandan yoksun da kalabilir…

Şimdi sizlere soruyorum:
Ben 100 kere tekrar ayağa kalkmayı denesem ve 100'ünde de başarısızlığa uğrasam, tekrar ayağa kalkabilme konusunda tüm umutlarımı yitirmeye hakkım veya şansım var mı?

Yani artık sizce 101. seferi hiç denemeyi dahi düşünmemeli miyim?
Maalesef benim öyle bir şansım yok; yaşamımı devam ettirebilmek için ne yapıp edip tekrar ayağa dikilmek zorundayım !
Ne yapıp edip kendime ayağa kalkmak için bir destek noktası hayal etmek, bunu yaratmak zorundayım. İşte şimdi yapacağım gibi…"
 
İnsan böyle bir yazı okuduğunda donup kalıyor, ne desem de bir ışık yakabilsem diye düşünüyor.
Şimdi söyleyeceklerim, asla teselli etmek amaçlı, boş ve soğuk sözler olarak algılama lütfen..

Hayat öyle bir oyun ki, bu oyunda rollerimizi seçmiyoruz, bize bir rol veriliyor içine katacağımız anlamlar ise bize bırakılıyor.
Ben böyle düşünüyorum. Neden ben? sorusunu bir çok durumda hepimiz kendimize sormuşuzdur.
Kimine çok hafif gelebilecek şey, diğerine çok sıradan bir olay gibi de gelebiliyor.
Olayları yorumlamalarımız, kattığımız anlam çok farklılaşabiliyor.

Bazen öyle büyük bir sınavla sınanıyoruz ki, bu sınavlardan çıktığımızda, hayat bize eskisinden çok farklı gelebiliyor.
Yeniden doğmak dedikleri bu olsa gerek..
Eski "ben" e ait her şey silinip, yenisinin doğması...

Sen yeniden doğdun...
Hayatın içinde, her an hepimizin başına gelebilecek bir sınavla sınandın.
Büyük bir sınavdı, ama sana kattıklarını, hayata bakışını, kendine bakışını yeniledi.

Düşün öncesini ve sonrasını...
Belki önceden kendini çok önemsemiyor, bedenine gereken önemi vermiyor, insanların söylediği iki üç kelimeye günlerce takılabiliyordun.
Şimdi düşündüğünde, belki çok komik ve sıradan gelebilecek olaylar seni günlerce hayattan soğuttu belki...

Hayatın ne kadar değerli olduğunu, yaşadığımız her an'ın çok önemli olduğunu öğrendin.
Bunu bu hayattan göç edip hala öğrenememiş milyonlar varken, sen öğrendin.
Hala öğreneceklerin var, hepimizin olduğu gibi.
Nefes alıyorsak öğreneceklerimiz ve etrafımızdakilere de öğreteceklerimiz var.


Önünde iki seçeneğin var bundan sonra.
Güçlü olup tekrar hayata neşeyle bakmayı başarmaya çalışmak, etrafındakilere, belki seninle benzer sıkıntıları yaşayanlara, umut ışığı olmak...

Ya da,

Sıkıntılarını daha da ağırlaştıracak ruh haline bürünüp, yaşayacak günlerini daha da ıstırapla, neden ben? sorusuyla kendine acıyarak geçirmek.

Seçim senin...
Şimdi diyebilirsin, "uzaktan konuşmak ahkam kesmek kolay, gel sen de benim yaşadıklarımı gör" diye

İnan yazdıklarını okurken her cümlende sanki ben yaşıyormuş gibi hissettim. Bunu da bilmeni isterim.

Bildiğim bir şey varsa, o da yaşadığımız hiç bir şeyin sebepsiz olmadığı.
Bu yaşadığın şeyden alacağın dersi aldıktan sonra, bir sonraki tümör çıkar mı? çıkmaz mı?
Bundan sonra ne kadar ömrüm kaldı gibi şeyler düşünmeyeceksin.

Bu hastalığı sana Yaradanın verdiği bir hediye olarak düşündüğün gün,
ayağa kalktığın ve YENİDEN DOĞDUĞUN gün yani senin DOĞUM GÜNÜN olarak kabul edeceksin...

Dualarım seninle... İnşallah o gün çok yakındır...



 
canım çok geçmiş olsun yüce mevlam bir daha yaşatmasın.....rabbim sağlıkla,sevdiklerimizle imtihan etmesin bizleri inşallahhhhh....dua et kafana takma canım hepimizin imtihanı farklı farklı....dünya sınav hepimiz öğrenciyiz sonuçta yüce mevlam herşeyin hakkımızda hayırlısını versin...:KK16:
 
öncelikle geçmiş olsun canım..

annemde 5 yıl önce aynı ameliyatı geçirdi,ama hiç ümitsizliğe kapılmadı ehliyetini aldı,çok güzel araba kullanıyor şimdi,saçlarının uzattı beline kadar,makyajını yapar gezer tozar hayata 1 kere geliniyo yaşamaya değer sana verilen hayatı yaşa ve ümitsizliğe kapılma allah yardımcımız olsun....
 
Allah razı olsun mu diyeyim, ne diyeyim sizlere bilemiyorum.
Çok teşekkürler tüm yazdıklarınız için.

Buraya daha önce hiç başlık açmamıştım,
tanıdığım dost olduğum kimse de yoktu.
Kim okuyup cevap yazacak benim problemime diye düşündüm.
Ama evde yalnızdım ve artık dayanacak durumda değildim kendi düşüncelerime.
Tanıdıklarımı arayıp dert yanacak yüzüm de kalmamıştı,
aylardır beni dinlediklerinden.

En sonunda açtım sizlere derdimi.
Ve siz öyle cevaplar yazmışsınız ki!
Biz ülkemizi bu yüzden çok seviyoruz işte.
İnsanlarımız dünyanın en merhametli insanları.
Hele kadınlarımız.
Dünyanın en harika kadınları.
Nasıl üzülmüş herkes,
nasıl derman olmaya çalışmış kendi üslubuyla.
Artık her gün bakacağım başlığıma.
Yeni mesaj gelmemiş olsa bile eskileri ezberleyene kadar tekrar okuyacağım.

Hepinize minnettarım hepinize.
Hele benim için gözyaşı döktüğnü söyleyenler.
Hiç tanımadığı bir insan için gözyaşı dökebilecek kadar yüce gönüllüsünüz siz.
Allah hiçbirinize böyle dertler vermesin.
Ben de şu yazdıklarımla kendi günlük dertlerinizi bir nebze olsun önemsiz hissetirebildiysem ne mutlu bana.

Artık bu yorumları okuduktan sonra çok iyi olacağım demek isterdim.
Ama maalesef herşey bir anda olmuyor.
Yarın sabah büyük ihtimalle yine içimde büyük bir mutsuzlukla uyanacağım.
Ama sonra hemen koşup buraya bakacağım.
Öyle değerli ki sizin gibi iyi insanların burada olması.

Yazdıklarımdan sanırım yanlış anlaşılan bir şey olmuş,
benim çocuğum yok.
4 yıldır baktığımız canımız kedimiz Arthur var ona oğlum derim ağız alışkanlığıyla.
Bazı mesajlarda çocuğum var gibi cevap verilmiş, iyi dileklerinize çok teşekkür ederim ama henüz bir evladım yok daha.
Şimdiden sonrası için de çok umudum yok,
çünkü o daha çok küçükken bana bir şey olursa annesiz kalırsa diye korkuyorum.

Psikolojik tedavi öneren arkadaşlarım;
onu da denedim.
Önce psikiyatriste gittim ilaç verdi ancak 12 gün kullanabildim.
Çok ağır geldi bıraktım.
Sonra psikoloğa başladım bir kaç seans gittim ama o da çok pahalı geldi.
Ben hala çalışamıyorum
ve tek maaşla hem ev kredisi ödemek hem de evi döndürmek çok zor.
Geçinmek için bulduğumuz yollar hep günü kurtarmaya yönelik
ve tıkanma noktasına gelmek üzere.
Yani benim hemen çalışmaya başlamam lazım ama
ben finans uzmanıyım ve işim hep bilgisayarla.
Ama şu an bilgisayar başında 1 saatten fazla oturamıyorum.
Zaten sabah erken kalkıp yollara düşmek günde 10 saat çalışmak gibi efor gerektiren şeyleri de kaldıramam daha.
Ne yapacağım bilemiyorum.

Zaten psikolojimi adam gibi düzeltemememin sebebi fiziksel olarak düzelememem.
Gün içinde sürekli hatırlatacak birşeyler oluyor bana.
Unutup oyalanarak yaşayamıyorum.

Yani maddi ve manevi çöküntü içindeyim şu anda :KK43:

canım rabbim acil şifalar versin yazdıklarını okuyunca çok üzüldüm.Rabbim dermansız dert vermesin.en azından erken teşhis edilmiş ameliyat olmuşsun canım ne bileyim beterin beteri var benimde bebeğimin parmakları eksik doğdu her iki elindede 3 parmaklı doğdu ve sağ kolunda ulna kemiği yok neden neden ben neden biz diye çok düşündüm acaba neden böyle oldu neden bizim başımıza böyle bir şey geldi dedik. bende çok üzüldüm ilk zamanlar ama hastaneye gidip geldikçe daha kötülerini gördükçe maske takmış saçları dökülmüş küçücük çocuklar güzel yürekli masum bakışlı hiçbirşeyden haberi olmayan minicik yürekleri gördükçe ağladım üzüldüm halime şükrettim rabbim akıl noksanlığı verseydi elleri olduğu halde kullanamazdı, ayaklarında problem olsaydı yürüyemezdi dedim daha kötü birşeyi olmadığına milyonlarca kez şükrettim.Yüce rabbim herşeyi ne güzelde yaratmış.Elbet vardır bir sebebi herşeyin.dağına göre kar verir ve kaldıramayacağı yüküde kuluna vermezmiş.Hepimiz bi şekilde sınava tabii tutuluyoruz işte.moralini yüksek tut kötü şeyler düşünerek aklını meşgul etme güzel şeyler düşünki iyi şeyler olsun dua et kalbini ferah tut. Elbet rabbim bi çıkış yolu gösterir. Emin ol çok şeye sahibiz. Şükretmemiz gereken o kadar çok şey varki.Rabbim sağlık sıhhat şifa versin cümlemize inşallah. öpüyorum seni. k.i.b düşünme kötü şeyler. bak bahar geldi yeniden açtı çiçekler hergün hayat yeniden başlıyo...:KK16::KK16::KK16:
 
Son düzenleme:
çok geçmiş olsun canım...bazen tüm kelimeler tükenir insan ne diyeceğini bilemez ya şu an o durumdayım. Böyle şeyler hep başkalarının başına gelecekmiş gibi düşünüyor insan ama hayatta herşey bizim için işte.. İnşallah yaşayacağın güzel günler unutturur o günleri..
 
uzun zaman bekledim bu yazıyı yazabilmek için ama insan bir türlü hazır olamıyor işte..
başıma o kadar büyük bir şey geldi ki..
ben daha "bunun" bana olduğunu kendime itiraf edemedim..
hala kendimi hepsinin bir rüya olmasını umarken buluyorum..

yatacağım,
yeterince bekleyeceğim,
tertemiz bir uykuya dalacağım ve uyanınca..
yanımda uzanan eşime bakıp "aşkım çok kötü bi rüya gördüm " diyeceğim..
o da isteksizce dinleyecek..

sonra yine en büyük derdimiz evimizin taksidi olacak,
araba bozulursa nasıl yaptıracağız diye üzüleceğiz en fazla,
çözmekte en fazla zorlandığımız sorun "Arthur'un mamasını almayı unutmuşuz, bu saatte nereden bulacağız?" olacak..

ben en kötü ihtimalle ne yapacağımı hep biliyor olacağım..
ama olmuyor..
ben artık ne yapacağımı bilemiyorum.
ben plan yapamıyorum..

20 Mayıs'ta ilk kez oldu.
ben hayatımda ilk kez,
20 Mayıs 2011'de,
ne yapacağımı gerçekten bilmiyordum!

bir hastanenin bahçesinde,
bir kolumda kayınpederim,
bir kolumda aşkım
"ne yapalım şimdi nereye gidelim" sorularına cevap veremiyordum!
hayatımda ilk defa!
düşünsenize bir..

1 gün önce her şey bambaşkaydı,
bir gün sonra ben orada dikilmiş ağlıyordum!

19 Mayıs tatildi,
mucize eseri ben evdeydim,
mucize eseri nöbet bana düşmemişti iş yerinde,
sevgilim de çalışmıyordu,
hafta içi bir gün ikimiz de evdeyiz,
aylaklık edebiliriz,
istediğimzi yapabiliriz.
mutlu olabiliriz.
belki de hayatımda son kez!

kim bilebilirdi ki..
Arthur beni peşine düşürecek,
ben onu evde kovalarken küçük tuvaletin kapısını çekeceğim,
kapıya takılı spor aleti başıma düşecek ama hiçbir şey olmayacak..
hafif bir şiş,
morluk bile yok..

ama ben korkacağım,
ertesi gün işyerinde bana rahat vermeyecek başımdaki ağrı
ve izin alıp doktora gideceğim,
doktor "nörolojik muayene çok iyi aslında pek gerek yok ama tomografi de çekelim" diyecek.
ben tomografiden döneceğim.
doktorla beraber oturacağız bilgisayarın karşısına.
size tomografiniz üzerinden bir şey göstereceğim diyecek.

-bakın başınıza darbe aldığınız yer burası.
-evet.
-hiçbir sorun yok gördüğünüz gibi.
-evet.
-kafatasınız falan da sağlam çatlama falan yok..
-evet çok iyi.
-aşağı doğru iniyorum şimdi bakın beyin sapında problem yok.
-evet (eee ne gösteriyorsun o zaman diyorum ben de içimden )
-omuriliğin tam başladığı yerde bir sorun var. başka bir şey bu.
-nasıl yani?
-orada olmaması gereken bir şey var..
-evet?
-bakın büyütüyorum görüntüyü. bu kitle omuriliğinize baskı yapmış..
-kitle? derken?
-hemen boyun MR'ı çektirmeniz lazım aşağıya yolluyorum sizi..
-durun ben MR'a giremiyorum.
-çok acil bir konu bu, sanırım anlatamadım. omuriliğinize baskı yapan orada olmaması gereken bir şey var diyorum size!
-tamam baktırırım sonra detaylı. şimdi işe dönmem lazım.
-çok ciddi durum diyorum.
-yani en kötü ne olabilir?
-en kötüsünü söyletmeyin şimdi bana.
-orada kalsa olmaz mı şu an ben hiçbir rahatsızlık hissetmiyorum.
-tomografiye bakarak yorum yaptırmayın bana hayatınız hakkında. acilen MR çektirmeniz gerek diyorum.
-ailem yurtdışıda onlar gelsin çektiririm haftaya (hala durumu kavrayamamışım. fıtık filan gibi bir şey var, beni apar topar ameliyat etmeye çalışıyorlar sanıyorum )
-o zaman kağıt imzalayacasınız burada.
-ne kağıdı?
-doktorum beni uyarmasına rağmen gerekli tetkikleri yaptırmadım. sorumluluk bana ait yazacaksınız.
-ne demek şimdi bu?
-bir haftanın bile önemi var demek..

hala olayın tam farkında olmadan doktorla pazarlık yapıyorum.
yalvar yakar bir açık MR merkezinin kartını alıyorum,
çünkü ben gerçekten ayık halde MR'a giremem.
ama bugün mutlaka çektirip hemen getireceksin sonuçları ben seni hocalarla görüştüreceğim diyor.

hocalar derken?
iyi huylu da çıksa kesinlikle ameliyat olacaksınız diyor...
iyi huylu?..
zaten iyi huylu gibi görünüyor. etrafı kireçlenmiş. uzun zamandır burada demek ki ama bi şikayete yol açmamış. hemen çıkartılırsa...

Allahım tümor bu!
tümor var beynimde.
kafamın içinde tümor var.
ben anlamadan yıllardır büyümüş hem de!
bir de omuriliğe baskı yapıyor.
sakat kalacağım, öleceğim ya da!
ya da sırayla ikisi de olacak..

hastaneden fırlayıp bir taksiyle gidiyorum MR'a..
eşimi arıyorum kapıda, çektiremiyorum tek başıma.
sakinleştiricilerle filan zorla giriyorum açığına bile.
görüntüleri CD'ye attırıp dönüyoruz hastaneye..

bana ilk bakan doktor ve bir radyolog bakıyorlar görüntülere önce.
teşhisten emin olunca,
hocaların hocası diye bahsettikleri bir profesörün odasına giriyoruz.
4-5 doktor bakıyor bana ve haberi veriyorlar:
kafanda tümör var.
beyin zarı tümörü!
menengioma.
omuriliğine baskı yapıyor.
başlangıç seviyesinden hem de.
biraz daha büyüse boyundan aşağısını felç eder.
başka tedavisi yok iyi huylu da olsa ameliyatla çıkarılacak.

hepsi hemfikirler..
rahatlar..
ben ağlıyorum..
olduğum yerde çakılmış bekliyorum..
patolojiye gitmeden anlaşılmaz,
o ancak ameliyattan sonra olur ama,
iyi huylu gibi gözüyor, diyorlar.
2-3 gün içinde ameliyat tarihi verecekler bıraksam.

eşimin kolunda yarı baygın oradan ayrılıyorum.
devlet hastanesine de gidelim diyorum.
özel hastaneler hemen ameliyat ister belki gerek yoktur diyorum hala.
kabullenmiyorum hala..
teşhiste bi yanlışlık vardır diyorum hala!
koskoca profesörlere inanmıyorum!
düşünsenize!
insan başına gelmeden anlamıyor.
ama kabullenmenin neden zor olduğunu ben o saniye idrak ediyorum.
konduramıyorsun!
başka bir doktora gideceksin,
yok canım bişeyin bi fıtık başlangıcın var,
rahatsızlık verirse ameliyat olursun,
hadi dön işine demelerini bekliyorsun.

aynı gün devlet hastanesine de gidiyoruz,
ama devlet hastanesindeki doktor,
daha da soğuk,
teyit ediyor durumu.
eşim, görümcem, kayınpederim, ben,
karşısında dururken yanına çağırıyor bizi:
-siz misiniz? diyor.
ama yüzünde öyle bir bakış var ki.
o zavallı, o çaresiz sen misin der gibi bakıyor.
belki bana öyle geliyor.

-benim..
-omurilik başlangıç seviyesinde tümör var.
-e.. ev.. evet..
-ameliyat olacaksınız. yalnız bu boyundan aşağısını felç eder. (gayet sakin söylüyor bunu )
-nas-nası-nasıl yani kurtulma şansım yok mu?
-zor bi ameliyat. tümör baskı yapıyor.. geçen hafta iki tane yaşlı hasta masada kaldı bu ameliyatta.. ama ilerlemişti onların ki.. elini kolunu sallayarak yürüyerek çıkanlar da oluyor tabi.

gidenler de var.
ama kalanlar da var!
o buz gibi masada narkoz altında yapayalnız ölenler yani!
ya da uyanıp elini kolunu boynundan aşağısını hareket ettiremeyenler!

o hastanenin bahçesine çıkıyoruz.
ve soruyorlar "napalım? nereye gidelim?"
BİLMİYORUM!
HAYATIMDA İLK DEFA NE YAPACAĞIMI BİLMİYORUM.

ağlamak ağlamak ağlamak..
inanamamak...
hele o sabah uyanmaları..
insanın içinde bir ocak yanar mı?
benim göğsümde yanıyor.
uyanır uyanmaz.
içim ateş gibi,
karnıma yayılıyor sancılar,
gerçek fiziksel bir ağrı bu!
içim yanıyor dedikleri işte bu.
o zaman anlıyorum..
keşke hiç anlamasam..
aşk acıları,
yakınları kaybetmek bile buna benzemiyor.
beyninde bir tümör taşımak.
Allah kimseye göstermesin.
tüm samimiyetimle söylüyorum Allah düşmanıma bile vermesin o duyguyu...

sakat mı kalacağım ölecek miyim belli değil ve ben daha 28 yaşındayım!
neden ya neden ben neden neden NEDEN NEDEN NEDENNNNNN..
NAPTIM BEN BUNU HAK EDECEK KADAR!
NAPTIM ALLAHIM NOLUR AFFET GERİ AL BUNU RÜYA OLSUN HEPSİ ALLAHIM NOLUR

o gün 20 Mayıs 2011 Cuma.
benim birinci hayatım bitti.
haftasonu tatili araya girince ben 2 gün bu duyguyla yaşadım.
2 koca gün hiç susmadan ağladım.
annemler Portekiz'deydi, geldiler..
anneme söyleyemedik.
babama da ben söyleyemedim.
ablam söyledi.
pazartesi günü 2 doktordan daha randevu aldık.
ikisi de MR'a baktı.
ben ikisinin karşısında da ağladım.
ikisi de aynı şeyleri tekrarladı.
ameliyat olacaksın!

ama ben bir hafta sonra tatile gidiyordum.
paramız yetmeyecek diye korka korka çok güzel bir otelde rezervasyon yaptırmıştık!
19 Mayıs'tı 3 gün önce,
ben evde eşimle kedimle mutluydum,
kendimi mutsuz sanıyordum ama mutluymuşum ben.
yaşıyormuşum ben!
allahım burda bana nefes yok.
ameliyat filan olamam ben diyorum.
önce planladığım tatile gideceğim ben diyorum.

psikiyatriste görünüyorum,
herkesin yapma etme bir an önce gir ameliyata demesine rağmen,
ben yanıma eşimi ve bir kutu yeşil reçeteli ilacımı alıp tatile gidiyorum.
sebebini anlamıyor,
neden bir an önce girmiyorsun diyorlar.
çünkü ben o masadan kalkacağıma inanmıyorum!
kalksam da elimi kolumu kullanamayacağım,
ya da beynim ödem yapacak hasar kalacak kimseyi hatırlayamayacağım,
bitki gibi boş bakacağım belki insanlara,
belki aşık olduğum adamı tanımadan ben, bir hastane odasında onun suratına bakacağım!
belki de bu benim "ben" olarak son 1 haftam.

anlatamıyorum ama yine de gidiyoruz.
Kaş ve Kemer..
eşsiz güzellikler,
tekne gezileri,
Patara, Kekova, Demre, Kaputaş..
ağlasam da,
dönüşte olacaklardan korksam da hepsine gidiyorum..
ve 8 Haziran'da ameliyata girmek üzere 6 Haziran'da İstanbul'a dönüyorum.

ameliyattan önceki 2 gün belki de yaşadığım en zor günlerdi.
anneannemlere gittim..
alışverişe gittim,
hastanede giymek için pijamalar aldım.
son gün sinemaya da gittim belki de son gidişimdir diye.
İstinye Park'ta Karayip Korsanları, 3 boyutlu.

herşeyi denedim ama o göğsümde yanan ocak,
hiç sönmedi.
hele sabah uyanmak!
Allahım nolur kimseye gösterme. başka türlü anlatamıyorum bu duyguyu.
kimse bu duruma düşmesin.

ameliyattan bir gün önce anestezi muayenesine gittim.
o doktorun karşısında da ağladım.
o gün eşimin ateşi çıktı.
soğuk denizlerde yüzmektendir sandım ama üzüntüdenmiş,
ben ameliyata girince düşmüş.
ablamla eşi bize geldiler o gece evde ikimiz oturup oturup düşünmeyelim diye.
tatili filan anlattık,
fotoğraflara baktık.
belki de son günlerim diyorum ben içimden.

sabah babam almaya geldi.
arkada ablamlar,
ben annemden habersiz,
yastığımı ağlaya ağlaya öpüp çıktığım evimin önünden ameliyata gittim.
elimde sevdiceğin yıllar önce hediye aldığı bir ayıcık...

burada doktor hastane ismi filan vermek belki sakıncalıdır,
ama Türkiye'nin en iyi hastanelerinden birinde,
Türkiye'nin en iyi doktorlarından birine ameliyat oldum.
ameliyata girmeden,
odada hazırlıyorlar sizi,
kıyafetlerinizi çıkarttırıp ameliyat elbisesi giydiriyorlar,
varis çorabı giydiriyorlar,
damar yolu açıyorlar..
ben bunları nasıl yaptırdım?
nasıl dayandım..
ağlaya ağlaya..
canımdan can kopa kopa..
hani bi efsane vardır,
sana bir ilaç veriyorlar,
güle oynaya giriyorsun ameliyata diye..
bana öyle bir şey vermediler..
sadece 1 tane sakinleştirici verdiler o da o üzüntüye etki metki etmedi..
arkadaşlarım kuzenlerim bayağı bi kalabalık ile beraber gittik ameliyathane kapısına.
görseniz bir film sahnesi zannedersiniz..
ben son an kapıda yatakta yatarken "yol bitti mi geldik mi?" diyorum telaşla..
evet burası diyorlar.
"ne olur girmeden bi vedalaşayım son kez sarılacağım durun" diye haykırıyorum.
duruyorlar.
deli gibi ağlıyorum artık zaten narkoz vermeseler de bayılacağım neredeyse.
eşimi kendime çekip Arthur sana emanet diyorum.
öpüyorum kokluyorum..
Allahım nolur bi daha yaşatma!
o da ağlıyor.
kaçıyor artık kollarımın arasından yoksa giremeyeceğim.
sonradan anlatıyor ben ameliyata girince kopmuş zaten arkadan herkes..
ağlamayan kalmamış..
yönetmen orada "tamam" dese bitecek bir film gibi..
zaten böyle şeyler sadece filmlerde olur di mi?..
biri evet desin..
ama demiyor..

bir gün önce karşısında "uyanamamaktan korkuyorum ben" diye ağladığım kadın,
anestezi uzmanı,
melek gibi,
tatlı rüyalar göreceksin ve uyanacaksın korkma demişti bana..
ameliyathaneye girer girmez,
"şimdi tatlı rüyalar başlayacak" diyor...
benim korkum narkozu son anda vermeleri.
yani saçlarımın kazınmasını (enseden bir bölüm) masaya sabitlenmemi filan bekleyecek olmam.
Allahıma çok şükür ki narkozu hemen veriyorlar.
kapkaranlığa sürükleniyorum ve sonra ilk hatırladığım eşimin ismini haykırarak kalkmaya çalışışım!
o yanımda dikiliyor zannetim bir an.
öyle değilmiş.
hayalmiş.
kafanızı kaldırmayın lütfen diyorlar.
ameliyat bitti mi dediğimi hatırlıyorum.
bitti diyorlar.
doktorun ellerine sarılıyorum.
bana 15 sn kadar gelen bir süre tekrar kendimden geçmişim.
sonra tekrar gözümü açtım.
1 saliselik zaman dilmi içinde aklıma ellerim ayaklarım geldi.
oynatabiliyordum!
onu anladım...
sonra da zaten bağırmaya başladım.
kafamdaki korkunç ağrıyı çünkü o zaman algıladım.
sanki kafamı ortadan yarmışlar ve kapatmamışlar.
öyle beynim açıkta kafamda baltayla filan duruyormuşum gibi bir ağrı.

4 saat aralıksız bağırdım.
yoğun bakımda.
5 dk. için yanıma bir kaç yakınım geldi gitti ama ben hep bağırdım.
ağrı dayanılmazdı.
benzer ameliyat geçirecekler varsa isterlerse buraları okumasınlar.
bünyeden bünyeye değişirmiş tabi ama ilk gece inanılmaz bir ağrı oluyor.
nörolojik vaka olduğunuz için uyutmuyorlar.
ağrı kesicileri son haddine kadar verdik dediler,
ama ben tam 4 saat aralıksız bağırdım.
ne kadar ayıp hastanede bağırılmaz falan denilecek gibi değil.
hani birisi kolunuzu alıp büker falan da istemsiz bağırırsınız ya.
bağırmadan durulmayacak kadar ağrıdı.

ilk gece yoğun bakımda geçiyor.
yanınızda bir yakınınız da olmuyor.
doktorlara bayıltın beni ölmeye razıyım diye yalvardım ama bayıltmadılar.
sabaha kadar o ağrıyla yaşadım.
sabah o büyük ağrı geçmişti ama yerine yine hatırı sayılacak bir ağrı bırakmıştı.
5 gün hastanede yattım,
ameliyat sonrası da 10 ay kadar geçti ama hala ağrılarım geçmedi.
biraz azaldı ama hala boynumu tam hareket ettiremiyorum.
uyuyacak bir pozisyon bulamıyorum.
kafamın arkası hala uyuşuk,
bacağımın üzerine yatmışım da karıncalanmış gibi..

hastane günlerimi sonraki olayları filan artık bu yazıda anlatamayacağım,
ama gerçekten zor bir sürecin içindeyim.
ameliyattan beri hiçbir gece 1 saatten fazla uyumadım.
15 dk dalıyorum sonra 3-4 saat uykusuzum.
işten ayrıldım.
günlerim başıma neden bu felaketin geldiğini ve bundan sonra ne olacağını düşünmekle geçiyor.
kendimi oyalamak için herşeyi yapıyorum ama sorular gitmiyor.
neden oldu bu bende?
tekrar olmaması için ne yapmalıyım.
bu soruların yanıtları yok.
patoloji sonucum iyi huylu çıktı.
çok şükür.
zaten kötü huylusunda ortalama yaşam süresi 5-6 ay diyor nöroloji sitelerinde.
iyi huylularda..
%20'si 10 yıl içinde tekrar edebilirmiş.

şu an benim tedavim durdu.
tümör alındı.
MR çekildi.
tamamı alınmış.
şimdi yapacağım ameliyattan kaynaklanan sorunların iyileşmesine uğraşmak.
ve 1 yıl sonra çekilecek MR'I beklemek.
o temiz çıkarsa 1 yıl sonrakini..
sonra...

kısacası çok karanlık bir yola girdim ben.
her an acaba şu an tekrar içimde bi lanet tomurcuklanıyor mu,
bir daha o acıları yaşayacak mıyım diye düşünüyorum.
her gün her saat her dakika her saniye..
düşünün bir!
daha da kötüsü bir daha olursa kötü huylu olabilirmiş,
yayılım gösterebilirmiş,
beynin farklı bir noktasında da olabilirmiş..

Allahım nolur bir daha gösterme..
ben artık iyileşeyim.

eski ben olayım, unutayım diyorum ama olmuyor.
benim artık birinci hayatım bitti.
tekrar olacak mı olursa da daha kötüsü mü olacak diye bir bekleyişe dönüştü benim hayatım.
hiç olmadığım kadar mutsuz, umutsuz ve psikolojik durumumun düzeleceğinden inançsızım.
belki 5 yıl sorunsuz yaşayacağım ama ya sonra?
ya sonra tekrar gelirse.
ben bir daha nasıl mutlu olacağım Allahım nasıl hayata tutunacağım.
bilen varsa yol göstersin bunca acı unutulur mu?
olmaz bir daha boşver denilip hiçbir şey olmamış gibi yola devam edilir mi?

bana edilmez gibi geliyor..
bir gün bir MR sonrası başıma daha gelecekler var gibi geliyor.
korkunç ağrılara korkunç üzüntülere uzanıyor benim yolum..
nasıl dayanacağım..
Allahım nolur rüya olsun.

bunlar benim başıma gelmemiş olsun ne olur..

düzelmesinin başka yolu yok bunun..
bir daha mutlu olmamın başka yolu yok..

okurken ağladım resmen nasıl duygularını ifade etmişsin ben seni anlıyorum zorgünlerdir eminim ama atlatmışsın çok şükür çok çok geçmiş olsun rabbim birdaha yaşatmasın..
 
X