• Merhaba, Kadınlar Kulübü'ne ÜCRETSİZ üye olarak yorumlar ile katkıda bulunabilir veya aklınıza takılan soruları sorabilirsiniz.

Tek taş pırlanta?

esime pirlanta yuzugum yok diye takilirdim. gitmis 800 liraya bit kadar tek tas almis. pirlantasina buyutecle bakmak lazim.
onun yerine bilezik alsaydi en azindan bozdururdum. simdi kutuda duruyor takmiyorum da.
sozun ozu o pirlantalarin guzel durmasi icin tasinin kocaman olmasi lazim.
cok gereksiz, imitasyon al kalan parayla baska bir taki al daha iyi. yoksa 5000 lirayi gozden cikar.
 
O yüzükler coronet oluyor pırlanta değil. Biz 5 yıl önce 3.000 TL aldık ama tavsiye etmem tamam iyi hoş ama hiçbir yatırım değeri yok ve o dönem ciddi bir paraydı. Sadece alıyorsun o kadar beğenmedim değiştireyim dersen üstüne yine bi dünya para ama markalı olması avantaj oluyor sadece değişim yaparsan.
 
Pırlantada sarı altın zamanla taşı etkileyebiliyormuş bu sebeple beyaz altın tavsiye ediyorlar.
Kimi yerler fiyat garantili satıyor, benimki o şekilde alınmış ancak bu garanti kaç yıllığına bilemiyorum.
 
Çok saolun arkadaşlar.Ben cidden çok yanlış biliyormuşum ve iyi ki açmışım bu konuyu.Kuzum benim günlerdir internette tek taş pırlanta araştırıp bana gösteriyor..Oooyy kıyamam ben sevdiceğime,gitsin normal tek tak alsın :(
 
Bu arada coronettler de pırlanta ancak size söylenen 1 ct efekt değeri. Aslen pırlantalar toplamda 0.4 ct gibi bir şeydir ancak minik pırlantalar yan yana dizilerek 1 ct efekti verilmiştir. Çakma taş değiller yani.
 
Bu arada coronettler de pırlanta ancak size söylenen 1 ct efekt değeri. Aslen pırlantalar toplamda 0.4 ct gibi bir şeydir ancak minik pırlantalar yan yana dizilerek 1 ct efekti verilmiştir. Çakma taş değiller yani.
Peki alınması mantıklı mı sizce?
 
Bu arada coronettler de pırlanta ancak size söylenen 1 ct efekt değeri. Aslen pırlantalar toplamda 0.4 ct gibi bir şeydir ancak minik pırlantalar yan yana dizilerek 1 ct efekti verilmiştir. Çakma taş değiller yani.
Aaa hakikaten,şimdi siteye tekrar baktım da,toplam 0.23 ct yazıyor..
 
4 c kurali var pirlantada bilindigi gibi hatta bir c daha eklemislerdi suan hatiramiyorum neydi diye.kesim,renk,berraklık ,karat ağırlığı gibi. dusuk degerdeyse bu ozelliklerinden bazilari yada hepsi daha ucuzdur tas da
 
Canım pırlanta ama değersiz bir çok pırlanra kırıntılarını birleştirip istedikleri şwkilde ve büyüklükte bir taş oluşturuyorlar tahmin edersinki bu da ucuz olmasını sağlıyor ama 2 ay önce fln kuyumcuda yekpare pırlanta ile farkını gördüm çok fazla parlıyor. Gerçek pırlantalar sönük kalmıştı düşün :)

Benim kendi tek taşım lucis marka çok ta taşı fln büyük değil eşim kendi secmişti ve severek takıyorum bence secimi ona bırakabilirsin bu tarz tek taşımı kendim secdim olayını ben sevmiyorum doğal gelmiyor
 
o bahsettiğiniz yüzüğe de sadece pırlantaya benziyo diye o kadar para vermem yani. 1 karat dediğinizde öyle 2ooo olmaz. o kadarı da gerekli mi bilmem :) 2000liraya bulunur zannediyoru ama hayırlısı olsun :)
 
Bugün sevgililer günü, bugün yılbaşı, bugün anneler günü, bugün sıradan bir gün, tüketimin hayatın “nihai” amacı olduğu, neyi nasıl tükettiğinin değil, ne kadar çok tükettiğinin hesabının yapıldığı sıradan bir gün… Bugün herhangi bir Afrika ülkesinde bir dere yatağında, başında silahlı adamların gözetiminde toprağı didik didik arayan adam, kum tanesi büyüklüğünde bir elmas parçasını avuçlarının içine sakladığı için vuruldu. Elması tuttuğu kolu kaskatı kesildiği için elması alamayan silahlı adamlar, onun kolunu kesti. Kesilen kol, sularda kaybolup gitmeseydi eğer önümüzdeki sevgililer gününde sizin parmağınızda olacaktı.
Bizlere sevginin aşkın ve bağlılığın simgesi olarak yutturulmaya çalışılan elmasın oluşum hikayesi milyonlarca yıl alırken, çıkartılması, işlenmesi ve ticareti ise milyonlarca hayata, koca bir kıtanın talanına neden oluyor. Göz alıcı parıltının ilk gün yüzüne çıktığı M.Ö 800’lerde Hindistan’ın güneyinde bunun için savaşan egemenler, bugünlerde “küresel kapitalist” yüzleri ile savaşmaya ve savaştırmaya, karlarına kar katmak için katletmeye devam ediyorlar.


Elmas savaşlarının şu anki galibi ise, dünyadaki elmas rezervlerinin % 80’inin ve bu piyasanın neredeyse tamamının sahibi olan De Beers firması. De Beers, Güney Afrika’da ilk maden ocağını açtığı 1870 yılından bugüne, parıltının kokusunun yayıldığı tüm Afrika ülkelerinden, Hindistan’ın yoksul sokaklarında açılan izbe elmas işleme atölyelerine kadar her yere “yoksulluk” ve “ölüm” olarak imzasını atıyor.

Sierra Leone: Elmasın Kirli Yolculuğunun En Kanlı Dönemeci
Britanyalı sömürgecilerin 18.yy’ın sonlarında, ayak bastığı, Sierra Leone’de, Avrupalı tüccarların ilgisine mazhar olan kahve, boksit ve elmas, yerlilerin şaşkın bakışları altında Avrupa’ya servis edilirken; sıradan bir insanın günde 30 cent’e tüm gün çalıştırıldığı Sierra Leone’de sadece 1937’den 1996’ya kadar, değeri 15 milyar doları geçen elmasın Avrupa’ya sevkiyatı yapıldı.

De Beers firması bu ülkeye 1937’de girdi ve o günden bugüne, Sierra Leone’de yaşanan doğa ve insan kıyımında başrolü oynadı. Fakat bunlardan hiçbiri 90’ların başında milyonlarca insanın öldüğü ve uzuvlarının kesilerek sakat bırakıldığı Devrimci Birleşik Cephe-devlet savaşı kadar kanlı olmadı. Her ne kadar savaş, DBC ve devlet arasında yaşanan bir “iç savaş”mış gibi gözükse de, savaş bir De Beers-De Beers oyunu idi. De Beers, bir yandan eski bir ordu mensubu olan Fonday Sankoh tarafından kurulan, alk düşmanlığında devlette yarışan sözde devimci, birleşik cepheye, “bir miktar elmas“ karşılığında silah sağlarken, yine devlet güçlerine de “bir miktar elmas” karşılığında silah sağlıyordu. Böylece Sierra Leone’de bu oyunun başladığı 1991’den 2002’ye kadar 50.000’den fazla insan ölürken, vaşa katılmayı reddeden 500.000’den fazla insanın uzuvları kesildi, tecavüze uğradı ve milyonlarcası göçe zorlandı. Bu arada De Beers’da Sierra Leone’den daha ucuza elmas alarak, dünya elmas piyasasında, fiyatları belirleme gücünü daha da arttırmış oluyordu.

Bütün Elmaslar, “Kanlı Elmas”tır!
1999 yılına gelindiğinde Amerika’da bir takım STK’lar, Sierra Leone’daki savaşı işaret ederek, maden savaşlarının yaşandığı ülkelerden elmas alınmasını protesto ederek, bir kampanya başlattılar. Şaşırtıcı bir şekilde Sierra Leone’deki savaşın baş aktörlerinden olan De Beers’in de alttan alta desteklediği bu talepler 2003 yılında Birleşmiş Milletler Genel Meclisi’nde Kimberley Sertifika Süreci Anlaşması adı altında kabul edildi. Bu anlaşmayla beraber, yukarıdaki talepleri yerine getirmeyen ülkelerden gelecek olan elmaslara “kanlı elmas” denilmesi ve ticaretine sınır getirilmesi kararlaştırıldı. Afrikalıların söylediği gibi “kanlı elmas”ı Afrika’ya sokan De Beers, “kanlı elmas”ı yasaklıyordu. İşine geldiğinde savaş çığırtkanlığı yapan elmas devi, savaş koşullarında elinden kaçırdığı %20‘lik elmas payına da sahip olmak ya da hiç olmadı onu değersizleştirmek için “savaş karşıtlığı”na soyunuyordu. Bu şu anlama geliyordu; De Beers’ten alınmayan tüm elmaslar kanlı elmastır. Şu anda “temiz elmas” ticaretinin neredeyse tamamını elinde tutan şirket, Birleşmiş Milletlerin gözetimi altında sertifikalı olarak Afrika‘da yaşam adına ne varsa tüketmeye devam ediyor.

Güney Afrika’dan Hindistan’a; Elmasın Yeryüzünde Açtığı Yaralar
Kongo, Angola, Sierra Leone, Güney Afrika ve diğerleri. Afrika kıtasının büyük bir çoğunluğu ya zengin elmas yataklarına sahip ya da elmas ticaretinin geçiş güzergahında. Dolayısıyla neredeyse tüm Afrika’nın De Beers ile başı belada. Aslına bakılırsa Kimberley süreci pek fazla bir şeyi değiştirmemiş, sıcak savaşın yaşanmadığı Angola ve Güney Afrika gibi ülkelerde maden ocaklarında çalışanlar, her gün ayrı bir savaşın kurbanı oluyorlar. Sözüm ona temiz elmas çıkaranlar çok düşük bir ücrete gün boyu çalıştırılıp, De Beers’in taşeronlarınca kurulmuş çalışma kamplarında yaşamaya mahkum ediliyor. Dahası bu zulüm elmasın çıkarılma aşamasından sonra da devam ediyor. Elmasın işlenmesi New York, Tel Aviv ve Belçika’nın çeşitli kentlerinde yapılmakla beraber aslında ucuz emek cenneti Hindistan’da yapılıyor. Geçmişteki zengin elmas madenleri egemenler tarafından yağma edilen Hindistan, bu parlak taşın lanetinden hala kurtulamamışa benziyor. Hindistan’ın birçok kentinde kurulan elmas işleme atölyelerinde Avrupa ve Amerika pazarına sunulacak elmaslar kölelik koşullarında çalıştırılan işçilerce kristale çevriliyor.

Afrika kıtasına yukarıdan baktığınızda, bir vebalının yüzüne bakarmış gibi hissedersiniz; çünkü bütün bir kıta devasa deliklerle dolu. Bu delikler elmas madenleri. Bunlardan en büyüğü ise Kimberley Çukuru denen maden. Bu maden öylesine derinki, yarattığı hava akımı yüzünden üzerinden uçak bile geçemiyor. Derinliği 1097 metre olan bu madenden 22,5 milyon ton toprak çıkartılmış. Bu deliklerin yalnızca fotoğraflarına bakmak bile yaratılan ekolojik yıkımı anlamaya yetiyor. Üstelik elmas madeni sadece karada değil, denizde ve okyanusta da öldürmeye devam ediyor. Denizin altında elmas olduğu düşünülen bölgenin tabanı, içindeki tüm canlı yaşamla beraber sondajlanıp, içindeki elmas parçalarının ayıklanması için gemiye çekiliyor. Bunun bilançosu ise, o bölgedeki yaşamın neredeyse tamamen yok olması oluyor.

Elmas, altın ve platin, modern Avrupa ve Amerika uygarlıklarının gözlerini ışıltılarıyla kör ederken, koca bir kıta için ise bir kara büyüye dönüşüyor. Egemenler toprağın metrelerce derinlikteki ışıltının peşinden koşarken, milyonlarca yaşamı da toprağa gömmekten rahatsız olmuyorlar. Ama Afrika’ya ilk ayak basan sömürgenden bu yana parlayan bir ışık daha var, o da insanların gözündeki öfkenin parıltısı. “Beyaz Adam”ın hırsı büyüdükçe büyüyen bir öfke; Afrika’nın kara öfkesi…

Özgür Erdoğan

Bu yazı Meydan Gazetesi’nin 9. sayısında yayımlanmıştır.

Link paylasmak yasak, elmas ticareti yazarsaniz hepiniz, bu butun kadinlarin "ayyhh benim de olsaaa" dedigi buyulu! nesnenin nelere sebep oldugunu ve nasil korkunc bir ticaretin basrol oyuncusu oldugunu gorebilir...
Kurk giymek nasil hayvan katliamina dunyevi bir keyif icin ortak olmaksa, elmas yani islenmis adiyla pirlanta da o bolgedeki insanlarin katliamina ortakliktir...
Umarim almazsiniz...
 
Merhaba arkadaşlar.Sizlere sormak istediğim bir soru var.Sevgilim 15 tatilde ailesiyle bize gelicek tanışmak için.Ne olur ne olmaz hazırlıklı gelmek istiyorum dedi.Ve bu sebeple de tek taş pırlanta almak istediğini söyledi.Benim çok kolay beğenen biri olmadığımı bildiği için de yüzüğü benim seçmemi istedi.Tek taş evlenme teklifinde verilir demeyin,teklifi yaparken farklı bi yüzük almıştı,o zaten parmağımda.Şimdi size sormak istediğim şu arkadaşlar.Hem pırlanta olsun istiyorum,hem de çok pahalı olmasın istiyorum.Yani en fazla 2500 tl civarı..Azönce reklamlarda bi markanın 1 karatlık damla tek taş yüzüğünün 1490 tl olduğunu gördüm.Sitesine girdim baktım ama pek bişey anlayamadım.Araştırdım,1 karatlık pırlantalar çooook pahalı.Peki neden o yüzük o kadar ucuz?Bu konuda bilgisi olan var mı? Şimdiden teşekkürler :)
1 Karatlık coronet marka pırlantanın imitasyonu o reklamda olan 1400 liralık.ama kuyumcuya gittiğinizde pırlantada ciddi bi pazarlık yapın 6 bin liralık Yüzüğü 2.5003 e alabilirsinşz. Sıkı pazarlıkla.sertifika istemeyi unutmayın
 
Merhaba arkadaşlar.Sizlere sormak istediğim bir soru var.Sevgilim 15 tatilde ailesiyle bize gelicek tanışmak için.Ne olur ne olmaz hazırlıklı gelmek istiyorum dedi.Ve bu sebeple de tek taş pırlanta almak istediğini söyledi.Benim çok kolay beğenen biri olmadığımı bildiği için de yüzüğü benim seçmemi istedi.Tek taş evlenme teklifinde verilir demeyin,teklifi yaparken farklı bi yüzük almıştı,o zaten parmağımda.Şimdi size sormak istediğim şu arkadaşlar.Hem pırlanta olsun istiyorum,hem de çok pahalı olmasın istiyorum.Yani en fazla 2500 tl civarı..Azönce reklamlarda bi markanın 1 karatlık damla tek taş yüzüğünün 1490 tl olduğunu gördüm.Sitesine girdim baktım ama pek bişey anlayamadım.Araştırdım,1 karatlık pırlantalar çooook pahalı.Peki neden o yüzük o kadar ucuz?Bu konuda bilgisi olan var mı? Şimdiden teşekkürler :)
Gecen yil bende aldim, 1 karat gorunumlu o yuzuk. Minik minik taslari bir araya getirip buyuk bir tas gorunumu verilmis. Gercekten cokkk şık bi model. Maalesef hic takmadim, icimde kaldi.
Onu aldirin ve gule gulede kullanin, mutluluklar:)
 
kuyumcu sevgilisi buldum faydalanayım Hoppa

yaklaşık 2 ay önce alınmış bir tek taş var, sertifikalı falan. hiç kullanmadım. kuyumcu iade alır mı yoksa yine fiyat düşer mi?
Yine
kuyumcu sevgilisi buldum faydalanayım Hoppa

yaklaşık 2 ay önce alınmış bir tek taş var, sertifikalı falan. hiç kullanmadım. kuyumcu iade alır mı yoksa yine fiyat düşer mi?
Ne zaman aldığınızın bir önemi yok hıç kullanmamış olmanıźında..kuyumcu alırken o yüźüğü size sattığı fiyatın yarışından daha ucuza alıp neredeyse % 100 karla size satıyor..size yarı fiyatını bile vermez..bunlar satmak için değil günün anlam ve önemine gore alınmış hatıra
 
Back